mehmede / Bir şiir tahlili: Zindan’dan Mehmed’e mektup (1) - Ahmet Sandal

Mehmede

mehmede

MEYDANDAN MEHMET'E MEKTUP

Necip Fazıl, bu toprakların umududur. Herkes başını önüne eğdiğinde umudu diri tutmak için bu millete ilham vermiştir. Şiirleri önemlidir ama şiirlerinden daha da önemlisi bizzat kendisidir. Tankın önüne geçen, uçaklara kafa tutan insanlar var ya Necip Fazıl işte onların öncülerinden biridir. Neredeyse tüm Türkiye, millete karşı duranlar tarafından zapt edilmişken ümit aşılamıştır. Ünlü şiirdir, Zindandan Mehmet’e Mektup “Zindan iki hece Mehmedim” lafta diye başlar Zindan dediği Toptaşı Cezaevi, Üsküdar Şimdilerde Fatih Sultan Mehmet Vakıf Üniversitesi’nin yeni eğitim alanlarından biri olarak hizmet vermek üzere tadil ediliyor. Valide Atik Camii’nin hemen yanı

Zindan iki hece diyor ya Necip Fazıl, işte onun gibi meydan da iki hece İki heceyle anlatması mümkün olmayan iki hece Necip Fazıl’ın zindanı, milletin kozası oldu. Orada duygular nöbete durdu, tüm bir millet, avludaki altı köşeli taşların üzerinde gidip geldi. Sonra sokağa çıktı. Daha önce hiç olmadığı şekilde. Necip Fazıl şunu diyordu Mehmet’e aynı şiirde: Ölsek de sevinin eve dönsek de Ölenler şehit oldu 15 Temmuz da eve dönenler de vatanı sahipsiz bırakmamanın onuruyla, gururuyla yaşayacak. Gaziler, yaralarını bir şeref madalyası olarak ömürleri boyunca taşıyacak. 15 Temmuz, Necip Fazıl’ın kabul olmuş duasıdır. “Sapan taşlarının yanında füze, başka alemlere farkımız bizim”dir. Necip Fazıl bu tekerleğin tümsekte kalmayacağını yine aynı şiirde dile getirir. Zindanlardan çıkan millet meydanları doldurdu. Tek bir taşkınlık olmadan, suç işlemeden, şiddete sarılmadan

Bir destan yazıldı Anadolu’da, bir destan yazıldı İstanbul’da ve Trakya’da Bir destan yazıldı, Türk’ün yaşadığı her yerde, bir destan yazıldı kalbi Türkiye ile atan her yerde Herkesin payı var bunda. Sabahlara kadar nöbet bekleyen milletin, yaşlının gencin, kadının erkeğin, şehidin gazinin Siyasi görüşlerini bir kenara bırakan muhaliflerin, onları bağrına basan muarzılarının Türkiye bir defa daha kendini tanımlıyor. Memleket toprakları kocaman bir şiir olup gür sesle haykırıyor: Ölsek de sevinin eve dönsek de Necip Fazıl, Üsküdar’dan seslenmeye devam ediyor, sesi Toptaşı Cezaevi’nin taş duvarlarını aşıp Kısıklı Meydanı’na ulaşıyor Daha görmediği kardeşlerine güvenen Necip Fazıl, nöbet tutmaya şiirleriyle devam ediyor. Hani küçümseyenler vardır onun şiirlerini, kişiliğini. Beyler, o gece, 15 Temmuz’da bir şahlanış olduysa parolasını Necip Fazıl belirlemiştir. Kaldırımlar şairi, meydanlarda nöbetteydi. Hiç bırakmadığı memleket nöbetini tutmaya devam ediyordu.

Üsküdar’da yükselen sesi tüm İstanbul’u kaplıyor, tüm Türkiye’yi sarıyor ve bedeli ödenmiş bir hayatı milletine armağan ediyordu. Evet, meydan iki hece Mehmedim lafta Evet, tüm millet bu meydan da aynı safta Necip Fazıl yaşasa en güzel şiirini 15 Temmuz sonrasındaki nöbet meydanları için yazardı. Zira o, bugünleri dört duvarın arasına hapsedilmişken görmüştü. Mezarın gül bahçesi, mekanın cennet olsun şairlerin sultanı.

 

 

 

 

 

 

Ahmet Sandal

Üstadımız Necip Fazıl Kısakürek, yılında hapisteyken yazdığı “Zindan’dan Mehmed’e Mektup” şiirinde, 63 yıl öncesinden muhteşem mesajlar vermektedir. İsminden de anlaşılacağı üzere bu mektup Üstadımız Necip Fazıl’ın hapisteyken oğluna hitaben yazdığı bir şiirdir.

Mehmed Kısakürek, Üstadımızın 5 çocuğundan en büyüğüdür. yılında İstanbul’da doğmuştur. Üstadımız bu şiirinde ilk kıtada;

Zindan iki hece, Mehmed'im lâfta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Bir de, geri adam, boynunda yafta.
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı? Belki Daha ölmedim!

Devir Tek Parti devridir. Ya da Tek Parti devri sona ermiş olsa da etkilerinin devam ettiği yıllardır. O yıllarda ve halen de “dininde, diyanetinde olanlara “gerici” yaftasını yapıştırırlardı. Kimler yapıştırırdı. “Zındıklar” yapıştırırdı. Kimdi o zındıklar. O zındıklar halen de mevcut. O zındıklar, “laikliğe bir din gibi” sarılmış azgın güruhtur. Müslümanlara asla tahammül edemiyorlar. Sarık takan erkek Müslümana, çarşaf ile kapanan bayan Müslümana asla tahammül edemiyorlar. Bırakın da herkes istediği gibi örtünsün.

“Baba katiliyle baban bir safta.”Üstadımız diyor ki, “fikrimden dolayı, düşüncemden dolayı öyle bir cezaevindeyim ki, katiller, hem de baba katilleri ile aynı yerde kalıyorum.” Maalesef, Cumhuriyetin ilk yıllarında hakim güçler, hür fikre ve özgür düşünceye asla tahammül etmemişlerdir.

Avlu Bir uzun yol Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli
Git ve gel Yüz adım Bin yıllık konak.

Ne ayak dayanır buna, ne tırnak!


Bir âlem ki, gökler boru içinde!
Akıl, olmazların zoru içinde.
Üstüste sorular soru içinde:
Düşün mü, konuş mu, sus mu, unut mu?
Buradan insan mı çıkar, tabut mu?

Zindan, hapishane şartları her daim zordur.Tabi, Cumhuriyetin ilk yıllarında daha da zordur.  İnsan oraya girdi mi, çile başlamakta ve oradan sağ çıkmak bir nasip işidir.

Bir idamlık Ali vardı, asıldı;
Kaydını düştüler, mühür basıldı.
Geçti gitti, birkaç günlük fasıldı.
Ondan kalan, boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil.

 

Müdür bey dert dinler, bugün 'maruzât'!
Çatık kaş.. Hükûmet dedikleri zat
Beni Allah tutmuş, kim eder azat?
Anlamaz; yazısız, pulsuz, dilekçem
Anlamaz; ruhuma geçti bilekçem!

 

Saat beş dedi mi, bir yırtıcı zil;
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekûn içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik, mintanlarla et.

Asılan ve hayattan koptuktan sonra her insanın hatırası kalır. Üstadımız da “İdamlık Ali’den hüzünle bahsetmekte ve ondan geriye kalan karanfillere dikkat çekmektedir. Şair bakışı bu, çok hassas ve rikkatli olur. Bir de şu mısraa dikkat çekmek istiyorum: “Beni Allah tutmuş, kim eder azat?” Üstadımız diyor ki, “zaten biz Yüce Rabbimizin emrine ve onun kaderine razı olmuş ve kendimizi bu en büyük karara mahkum etmişiz, hatta bu en büyük hükme mahpus etmişiz, sizin attığınız bu zindanlar küçük kalır ve bizi korkutmaz.” Gerçekten de Müslümanlar Dünya’da ne Firavun’un, ne Nemrut’un baskılarına boyun eğmez ve onların zindanlarından korkmaz. “Bunun için gerçek Müslüman olmak şarttır.”

Somurtuş ki bıçak, nâra ki tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat
Yalnız seccâdemin yününde şefkat;
Beni kimsecikler okşamaz mâdem;
Öp beni alnımdan, sen öp seccâdem!

Evet, bir yürek sızısı ve hüzün dolu tasvir daha. “Beni kimsecikler okşamaz mâdem; Öp beni alnımdan, sen öp seccadem!” Müslümanın en zor durumda sığınağı seccadedir. O seccade ki, sonsuz huzurun kapısıdır.

Çaycı, getir, ilâç kokulu çaydan!
Dakika düşelim, senelik paydan!
Zindanda dakika farksızdır aydan.
Karıştır çayını zaman erisin;
Köpük köpük, duman duman erisin!

Geçmez, geçmez zaman geçmez hapishanelerde. Bir dakika sanki bin dakika gibidir. Esasında bu Dünya’da insanın fıtratına ve ruhuna en ters ve en mantık dışı yerlerden birisi hapishanelerdir. Bir insanın “ömür boyu hapse mahkum edilmektense, idam edilmesi daha insanidir.” Tarihte İslam Dünya’sında ilk hapishane ne zaman yapılmıştır? Bilmiyorum. Ancak hapishanelerin Osmanlı’nın son yıllarında icat edildiğini düşünüyorum. Tabi zindan dediğimiz yerler elbette tarihten beri var idi. Ancak zindanlar ayrı, hapishaneler ayrıdır.

Peykeler, duvara mıhlı peykeler;
Duvarda, başlardan, yağlı lekeler,
Gömülmüş duvara, baş baş gölgeler
Duvar, katil duvar, yolumu biçtin!
Kanla dolu sünger Beynimi içtin!

 

Sükût Kıvrım kıvrım uzaklık uzar;
Tek nokta seçemez dünyadan nazar.
Yerinde mi acep, ölü ve mezar?
Yeryüzü boşaldı, habersiz miyiz?
Güneşe göç var da, kalan biz miyiz?

 

Ses demir, su demir ve ekmek demir
İstersen demirde muhali kemir,
Ne gelir ki elden, kader bu, emir
Garip pencerecik, küçük, daracık;
Dünyaya kapalı, Allaha açık.

Bu mısralarda da yine hüzün ve hapishanelerin çile, zulüm ve insani olmayan manzaraları sergilenmektedir.

(Yazımızın ikinci bölümünde kaldığımız kıtadan devam ederek “Zindan’dan Mehmed’e Mektup” isimli şiiri tahlil etmeye çalışacağız)

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası