cahit sıtkı tarancı abbas hikayesi / "Haydi Abbas Vakit Tamam" Şiirinin Yazılış Hikayesi - Mavi ve Edebiyat

Cahit Sıtkı Tarancı Abbas Hikayesi

cahit sıtkı tarancı abbas hikayesi

Haydi Abbas!

             Edebiyatımızın önemli isimlerinden Cahit Sıtkı’nın ismini duyduğumuzda birçoğumuzun aklına Otuz Beş yaş şiiri ve Memleket İsterim gelse de Abbas şiiri de Cahit Sıtkı’nın gençlik özlemine dair yazdığı önemli eserlerdendir. Şiirin hikayesi hakkında pek çok rivayet vardır. Bunlardan en elle tutulur olanlarından birisi Abbas’ın Beşiktaş’ta bir meyhane olduğu, Cahit Sıtkı’nın efkarlı bir öğlen vakti gittiğinde, sakinin Cahit Sıtkı’ya “Şimdi olmaz akşam gel” dediği ve şiirin ilk dizelerindeki “Haydi Abbas vakit tamam.. Akşam diyordun işte oldu akşam” kısmının buradan geldiği söylenmektedir. Fakat işin aslı farklıdır. Cahit Sıtkı şiirin hikayesini yılında Cumhuriyet gazetesine yolladığı yazıda şöyle anlatmaktadır: “Vaktiyle, bilmem ne memlekette hüküm süren bir padişahın oğlu, ancak rüyada gördüğü servi boylu, sırma saçlı, mavi gözlü, son derece dilber bir kıza aşık olur ve sevgilisini bulmak ümidiyle yollara düşer. Bütün aşk masallarında olduğu gibi başına bir sürü felaketler gelecektir. Aşk demek imtihan demektir. Ancak serden geçip yardan geçmeyen muradına nail olur. Bereket versin, daha ilk adımı bizim sevdalı şehzadeye uğurlu gelir. Bir kuyunun yanından geçerken, takatten düşmüş, ak saçlı bir ninenin kuyudan su çekmeye uğraştığını görünce dayanamaz, koşar, ninenin suyunu çeker. Buna son derece memnun kalan kadıncağız, şehzadenin sırtını okşar ve saçından kopardığı iki teli ona vererek der ki: …

– Oğlum, başın darda kaldığı zaman bu iki kılı birbirine çakarsın; bir dudağı yerde, bir dudağı gökte bir arap çıkar karşına! Korkmayasın. Adı Abbas’tır. Karnın mı acıkmış? “Abbas!” demen kafi. Derhal sana mükellef bir sofra kurar. Yırtıcı hayvanlar arasında mı kaldın? Abbas’tan başka kimse kurtaramaz seni. Uykusuz gecelerde yârin hicranı ile mi yanıyorsun? Abbas ne güne duruyor? Sevgilini ne kadar uzakta olursa olsun, alıp getirir seni şad eder. Bu iki kılı iyi muhafaza et oğlum. Onlar sayesinde selamete çıkacaksın. Ve şehzademiz ninenin elini öperek yoluna devam eder.”

Yıl … Cahit Sıtkı Edremit-Ilıca, Sahil Muhafaza Taburunda yedek subay olarak başlar askerliğine. O yıllarda yedek subay sayısı az olduğundan her yedek subaya bir emir eri verilmektedir. Birliğine gittiğinde bölük yazıcısından künye defterini isteyen Cahit Sıtkı, kendisine emir eri seçmek için sırayla isimlere bakarken birden bir isim dikkatini çeker. Abbas oğlu Abbas…    

Bu isim şairimizi çocukluk günlerine götürür ve büyükannesinden dinlediği masalı anımsatır.

Cahit Sıtkı, büyükannesinden dinlediği ve etkilendiği bu masalı hiç unutmamıştır. Olayın devamını gazetedeki yazısında şöyle anlatır : “Bölüğü içtima ettirip gözüme kestirdiğimi seçmeye gönlüm razı olmadı. Bölük yazıcısından künye defterini istedim. Şu Anadolu’muz ne zengin memleket yarabbi! Pötürgeli Hasanlar, Aksekili Ömerler, Akçaabatlı Hakkılar, Malatyalı Osmanlar, Erzincanlı Mehmetler, neler de neler! Kim bilir, bu Anadolu uşaklarının her birinde ne cevherler vardır!Yaprakları çevirmeye devam ederken, Abbas oğlu Abbas ismi gözüme ilişti. Durdum, bu sahifeye daha muhabbetle eğildim. doğumlu, Midyat’ın Cobin köyünden. Masaldaki Abbas aklıma geldi. İçimden: ‘Acaba?’ dedim ve kendi kendime gülüfunduszeue.info öğleydi. Bölük talimden dönmüş olmalıydı. Nöbetçi çavuşu çağırttım, yemekten sonra, Abbas oğlu Abbas’ı bana göndermesini tembih ettim.” Öğle vakitlerinde kapısı çalar, Abbas içeri girip selamını verir.

“Abbas oğlu Abbas, emret komutan!” der. Aralarında söyle bir konuşma geçer:

 – memleket neresi?

 – Vilayet Mardin, kaza Midyat, köy Vobin.

 – Sen kaç aylık Abbas?

– Ben ihtiyat komtanım!

– Sen sağlam yoksa sakat? dedim.

– Ben sakat komtanım!

– Ulan senin neren sakat? Sol kolunu gösterdi. Anladım, çolakmış!

– Sen benim emir eri olur, Abbas? Dedim. Hiç kıpırdamadan:

– Olur komtanım! Abbas, Cahit Sıtkı’nın emir eri olur.

 Oturduğu evin alt katını ona tahsis ederler. İkisi de vaziyetten oldukça memnundurlar. Abbas her sabah kalkıp Cahit Sıtkı’yı uyandırır, kahvesini hazırlar kıyafetlerini hazırlar, evi düzenler. Vazifesini bir yük olarak değil de kendine bir görev olarak bilir ve yapar. Komutanını da sevdiği her halinden belli funduszeue.info vakit Abbas diye çağrılsa koşarak yanına gelir ne istiyorsa eksiksiz yerine getirir. Öyle ki diğer komutanlar Abbas’ı imrendiklerini sık sık dile getirirler. Bir yaz akşamı eve yorgun argın gelir ve o yorgunlukla bir rakı masası kurmak ister ve Abbası çağırıfunduszeue.info miktar para verir, rakı ve meze almasını ister. Abbas dediklerini alır masayı hazırlar ve dışarı çıkar belki bir ihtiyacı olur düşüncesiyle kapıda bekler. Biraz sonra Cahit Sıtkı seslenir ve yanına çağırır “otur” der sohbet etmeye başlarlar.

– Abbas!

– Buyur komtanım!

– Askerlik nasıl?

 – Çok iyi komtanım!

– Memleketten mektup geliyor?

– Yoh komtanım!

– Niye ulan?

– Ben de yazmıyor komtanım!

– Sen niye yazmıyor Abbas? Köyde senin karı var, çoluk çocuk var. Sen merak etmez hiç?

– Ben merak eder, eder komtanım! Ben yazdı beş ay var, cevab yoh. Şimdilik ben de yazmıyor komtanım!

 – Sen beni seviyor abbas.

– Helbet seviyor komtanım!

– E… niye seviyor?

– Sen iyi komtanım! (Eliyle kalbini göstererek) Sende kalb temiz komtanım!

– Yaşa be abbas!

– Sağol komtanım!

– Sen istanbul’u bilir?

– Bilir komtanım!

– Sen beşiktaş gördü?

– Gördü komtanım! Ben muvazzaf yaptı Orhaniye kışla.

 – Ben seni istanbul’a göndersem gider?

 – Yarın alay komtanından izin alır, seni İstanbul’a yollar Abbas!

– Beni kimse yok İstanbul, komtanım!

– Beni kimse var abbas! Sen gidecek İstanbul’a!

– Baş üstüne komtanım!

– İstanbul’a gitti. Karaköy var. Sen biliyor?

– Biliyor komtanım!

– Sen tramvay binecek, Beşiktaş inecek, ben sana adres verecek. Orda var bir kız, benim sevgili. Ben onu çok seviyor Abbas! Sen kaçıracak o kız, getirecek bana!

– Baş üstüne komtanım! Ertesi gün Cahit Sıtkı evvelsi gün sarhoşluğun etkisiyle söylediklerini unutur, kahvesini içip evden çıkmak üzereyken gözü Abbas’a ilişir. Abbas bir yol hazırlığı içerisindedir.

 – Abbas!

 – Buyur komtanım!

– Bu ne Abbas?

 – Ben İstanbul gidiyor. Sen söyledi komtanım!

– Sen beni sevgili getirecek?

– Helbet getirecek komtanım!

 Akşam olur. Ağaç altında rakı sofrası kurdurur ve Abbas ‘ı karşısına oturtur. Birlikte yer içerler ve o diziler dökülür kaleminden…

"Haydi abbas, vakit tamam;

 Akşam diyordun işte oldu akşam.

 Kur bakalım çilingir soframızı;

 Dinsin artık bu kalp ağrısı.

Şu ağacın gölgesinde olsun;

Tam kenarında havuzun.

Aya haber Sal çıksın bu gece; Görünsün şöyle gönlümce.

Bas kırbacı sihirli seccadeye,

Göster hükmettiğini mesafeye Ve zamana.

Katıp tozu dumanı, Var git,

Böyle ferman etti Cahit,

Al getir ilk sevgiliyi Beşiktaş ‘ tan;

Yaşamak istiyorum gençliğimi yeni baştan"

      Cahit Sıtkı’nın “Beşiktaşlı sevgili” dediği, şiirindeki sevgilinin de yazdığı aşk mektupları gibi hayali olduğu söylenir. Ancak Cahit Sıtkı’nın teyzesinin oğlu, avukat Reşid İskenderoğlu yılında yayımladığı anılar kitabında, yıllar sonra “Beşiktaşlı Sevgili”nin izini bulduğunu, kendisi ile görüşmek istediğini, ancak olumsuz yanıt aldığını anlatır. yılında 93 yaşında hayata gözlerini yuman, anne tarafından şairin akrabası olan Vedat Günyol’un anlattığına göreyse Cahit’in yıllarca gönlünde bir sır gibi sakladığı Beşiktaşlı sevgili meğerse kendisinin kız kardeşi Mihrimah Hanım imiş… Bunu, yıllar sonra, bir gün birlikte Paris’te dolaşırlarken Cahit Sıtkı bizzat Vedat Günyol’a itiraf etmiş.

      Vedat Günyol o gün çok hayıflanmış; “Ah Cahit, keşke o zaman söyleseydin, seni kız kardeşimle evlendirmeye çalışırdım…” demiş.

      Abbas şiirinin hikayesini öğrendiğimden beri bestesini ve şiirin kendisini bir başka dinler oldum. Herkese Abbas gibi dost, sırdaş, arkadaş yarenler dileğiyle okuduğunuz için teşekkürler. Esenlikler dilerim.

Kaynak: 

funduszeue.info…

funduszeue.info… funduszeue.info… funduszeue.info…

funduszeue.info…

funduszeue.info… funduszeue.info?page_id=

funduszeue.info

 

Mavi ve Edebiyat

"Haydi Abbas Vakit Tamam" şiirinin yazılış hikayesi nedir? 
"Haydi Abbas Vakit Tamam" şiirinin şairi kimdir? 
"Haydi Abbas Vakit Tamam"-Cahit Sıtkı Tarancı

"Yaş otuz beş, yolun yarısı eder." dizesiyle hafızamızda kendine yer edinen Cahit Sıtkı Tarancı, şiirleriyle edebiyatımızda çok ayrı yeri olan bir şairimizdir. Ezbere bilinmese de onun şiirlerinden en az birkaç mısrasına kulak aşinalığımız vardır. 46 yaşında hayata veda eden şairimiz, geride bıraktığı şiirleriyle yıllarca hafızalardan silinmemiştir. Bu yazımızda Cahit Sıtkı Tarancı'nın çok sevilen bir şiiri olan "Haydi Abbas Vakit Tamam" adlı şiirinin yazılış öyküsünü anlatacağım. Bakalım hangi duygu yüklü olay karşısında yazılmış bu harika şiir. Şiirin hikayesine geçmeden önce bu kısa şiiri okumanızı ve hangi duygularla yazıldığını düşünmenizi istiyorum. Şiirin hemen ardından yazılış hikayesini bulacaksınız. 

Mavi ve Edebiyat





"Haydi Abbas Vakit Tamam" Şiirinin Yazılış Hikayesi

Cahit Sıtkı Tarancı, eğitim için Fransa'ya gider ama 2. Dünya Savaşının çıkmasıyla birlikte tekrar Türkiye'ye döner. Türkiye'ye döndüğünde ise Ege bölgesinde küçük bir şehirde askerlik görevini yapmaya başlar. "Haydi Abbas Vakit Tamam" şiiri de işte bu askerlik döneminde yazılır. Cahit Sıtkı Tarancı askerliğini yaparken bir emir eri seçmesi gerekmektedir. Emir erini seçmek için askerlerin isimlerinin bulunduğu listeyi kontrol ederken bir isim dikkatini çeker: Abbas Oğlu Abbas. Bu isim onu çocukluğuna götürür ve ninesinden dinlediği bir masalı hatırlatır, masal şu şekildedir: 

 &#;Vaktiyle, bilmem ne memlekette hüküm süren bir padişahın oğlu, ancak rüyada gördüğü servi boylu, sırma saçlı, mavi gözlü, son derece dilber bir kıza aşık olur ve sevgilisini bulmak ümidiyle yollara düşer. Bütün aşk masallarında olduğu gibi başına bir sürü felâketler gelecektir, pek tabii değil mi? Aşk demek imtihan demektir. Ancak serden geçip yardan geçmeyen muradına nail olur. Bereket versin, daha ilk adımı bizim sevdalı şehzadeye uğurlu gelir. Bir kuyunun yanından geçerken, takatten düşmüş, ak saçlı bir ninenin kuyudan su çekmeğe uğraştığını görünce dayanamaz, koşar, ninenin suyunu çeker. Buna son derece memnun kalan kadıncağız, şehzadenin sırtını okşar ve saçından kopardığı iki teli ona vererek der ki: Oğlum, başın darda kaldığı zaman bu iki kılı birbirine çakarsın; bir dudağı yerde, bir dudağı gökte bir Arap çıkar karşına! Korkmayasın. Adı Abbas&#;tır. Karnın mı acıkmış; Abbas, demen kafi. Derhal sana mükellef bir sofra kurar. Yırtıcı hayvanlar arasında mı kaldın? Abbas&#;tan başka kimse kurtaramaz seni. Uykusuz gecelerde yârin hicranı ile mi yanıyorsun? Abbas ne güne duruyor? Sevgilini ne kadar uzakta olursa olsun, alıp getirir seni şad eder. Bu iki kılı iyi muhafaza et oğlum. Onlar sayesinde selâmete çıkacaksın.&#;

Cahit Sıtkı bu masalı hayatı boyunca hiç unutmamıştır. Askerlerin isimlerinin bulunduğu listede Abbas Oğlu Abbas ismini görünce durur. Abbas'ın hemen odasına gelmesi için nöbetçi askere emir verir ve Abbas gelir. Öğle vakti Cahit Sıtkı'nın odasının kapısı çalınır ve içeri Abbas girer. Abbas'ın eli sakat olduğu için çürüğe ayrılmıştır. Abbas ile Cahit Sıtkı arasında bu diyalog oluşur:

-Emret Komutan!

-Nerelisin asker?

-Memleket Mardin, kaza Midyat komutan.

-Sen benim emir erim olur musun?

-Sen bilir komutan!

Bu şekilde Abbas Oğlu Abbas, Cahit Sıtkı'nın emir eri olur ve Cahit Sıtkı ona evinin altındaki boş yeri tahsis eder. Günün birçok saatini beraber geçirirler ve Cahit Sıtkı, bu Anadolu'nun bağrından kopup gelmiş olan askeri çok sever. Akşam yemeklerini beraber yemeye başlarlar ve asker-komutan ilişkisi dışında aralarında bir dostluk oluşur. Abbas, Cahit Sıtkı Tarancı'yı zamanla çok iyi tanır, emir vermeden ne isteyeceğini bilerek yerine getirir. 

Abbas akşamları rakı sofrasını kurarak en güzel mezeleri yerleştirirdi. Yine böyle akşamlardan birinde Cahit Sıtkı Tarancı, rakı içip hafif çakırkeyf olduğu bir anda aklında İstanbul Beşiktaş'taki sevgilisi düşer. ve Abbasla şöyle bir diyaloğa girer:

-Sen İstanbul'u bilir misin Abbas?

-Bilirim komutan.

-Orada bir Beşiktaş var, bilir misin?

-Bilir komutan! Ben orada acemi birlikteydim.

-Orada benim bir sevgilim var. Sen kaçırıp onu bana getirir misin?

-Elbet komutan.

Bu konuşmadan sonraki sabah Cahit Sıtkı uyanır ve Abbas'ın yeni asker kıyafetlerini giydiğini, tıraş olduğunu, hazırlandığını görür ve sorar:

-Hayırdır Abbas neden böyle hazırlık yaptın?

-Ben İstanbul'a gidecek komutan!

-Ne yapacaksın sen İstanbul'da?

-Sen söyledi bana. Ben gidecek sana sevgiliyi getirecek!

Gözleri yaşaran Cahit Sıtkı bir şey demeden çıkar gider. Yüreği güzel bu Anadolu insanının samimiyeti karşısında çok duygulanır. Akşam olduğunda Abbas yine rakı sofrası kurar ve Cahit Sıtkı İstanbul'daki sevgilisini düşünerek kağıdı kalemi eline alır ve bir şiir yazar. İşte bu şiirin adı "Haydi Abbas Vakit Tamam" şiiridir. 

Artık bu harika şiirin yazılış hikayesini biliyorsunuz. Şiiri şimdi bir daha okuyun lütfen, yazılış hikayesini düşünerek okuyun ve hissettiklerinizi yorum kısmında yazarak belirtin. 

Mavi ve Edebiyat

Önerilen Yazı 👉 Kaldırımlar Şiirinin Yazılış Hikayesi 


nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası