eski kadın türkücüler / Kategori:Türk kadın pop şarkıcıları - Vikipedi

Eski Kadın Türkücüler

eski kadın türkücüler

Türk halk müziği, halkın ortak kültürü ve coğrafyanın ortak mirasından şekillenen bir müzik türü olarak tanımlanabilir. Yüzyıllar boyunca, bağlama başta olmak üzere çeşitli enstrümanlarla birlikte icra edilen halk müziği, genellikle kulaktan kulağa aktarım yoluyla belli bir noktaya kadar geldi. Cumhuriyet döneminde ise yapılan derleme çalışmaları ile bugünkü kimliğini kazandı. Türk halk müziği eserleri, büyük uğraşlarla korundu ve günümüze kadar geldi.

Anadolu’nun her yöresinin kendine has kültürünü ve ezgilerini yansıtan Türk halk müziği, sözlü edebiyatımızın en önemli parçalarından biri olarak kabul ediliyor. Halkımızın çok sevdiği yöresel eserler, son dönemde müziğimizin dünyaya açılmasında da önemli rol oynuyor. Türk halk müziği eserleri “folklorik eserler” olarak tüm dünyada dikkat çekiyor.

Ülkemizde, bu denli önemli bir sanat dalında öne çıkan ve halk müziğini başarıyla icra eden pek çok isim bulunuyor. Bütün büyük ustalara, ayrı ayrı saygılarımızı sunuyoruz. Bu usta isimlerin arasında, öncü olarak gördüğümüz ve Türk halk müziğine katkıları açısından en başarılı bulduğumuz isimleri sizler için derledik.

1. Neşet Ertaş

Türk halk müziğinin efsanesi, Anadolu kültürünün simge ismi Neşet Ertaş, gelmiş geçmiş en önemli müzik adamlarımızdan birisi. Babası Muharrem Ertaş önderliğinde çıktığı yolda, İç Anadolu bozlak kültürünü tüm Türkiye’ye ardından tüm dünyaya sevdirmeyi başaran büyük ustadan bahsediyoruz.

Müzisyenler

Abdallık ve halk ozanı kültürünün en önemli isimlerinden, Türk halk müziğinin büyük ustalarından, Yaşar Kemal’in deyimiyle “Bozkırın Tezenesi”, Neşet Ertaş senesinde dünyaya geldi. Kırşehir’in Çiçekdağı ilçesine bağlı Kırtıllar köyünde

Devlet sanatçılığı unvanını reddedecek kadar halk insanı, gönül adamı ve halk müziği aşığı olan Neşet Ertaş, bizlere sunduğu ölümsüz eserlerle hafızalarımıza kazınan bir sanatçı. Neşet Ertaş, kendine has tarzı, mütevazı tavrı ve türküleri kusursuzca icarsı ile büyük hayran kitlelerine ulaştı. Onun müziğine hayranlık duyanların sayısı seneler geçtikçe azalmıyor aksine artmaya devam ediyor. Türk halk müziğinin büyük ustası saygıların en büyüğünü hak ediyor.

Zorluklar içinde geçen çocukluk yıllarında eline aldığı bağlamasını kendi çabaları ile geliştiren ve büyük bir efsaneye dönüşen Neşet Ertaş’ı büyük özlemle anıyoruz.

2. Musa Eroğlu

“Sarı saçlarını deli gönlüme bağlamışım, çözülmüyor Mihriban.” Dizeleri herhalde hepimize büyük usta Musa Eroğlu’nu hatırlatıyor. Dillere pelesenk olan ölümsüz eserinin yanında daha pek çok önemli halk müziği eserine nefes veren büyük usta, varlığıyla müzik kültürümüzü onurlandırıyor.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin duayen isimlerinden Musa Eroğlu, yılında dünyaya geldi. Mersin’in Mut ilçesine bağlı Kumaçukuru köyünde doğan Musa Eroğlu, yoksul bir ailede büyüdü. Orta öğrenim hayatının sonuna kadar Mut

Toroslar’ın bağrından kopan ezgileri büyük bir ustalık ile icra eden Musa Eroğlu, küçük yaşlarda müziğe duyduğu ilgiyle bağlamayı eline aldı ve iyi ki de öyle yaptı. Bizlere harika türkülerle pek çok farklı duyguyu bir arada yaşatmayı başardı, hala da yaşatmaya devam ediyor.

Anadolu’nun son dönemdeki en önemli deyiş ustalarından ve halk müziği icracılarından biri olan Eroğlu, Türk halk müziğinde “üstat” statüsündeki isimlerin arasında yer alıyor.

3. Aşık Mahzuni Şerif

Veysel Şatıroğlu’ndan sonra (Aşık Veysel) Anadolu’da aşıklık geleneği bitiyor derken öyle bir müzik adamı ve halk ozanı geldi ki tüm Türkiye ona hayran kaldı. Aşık Mahzuni Şerif, Kahramanmaraş’ın bağrından kopan yanık ezgileriyle ve protest tavrıyla tüm ülkenin sevdiği bir sanatçı olmayı başardı.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin efsanelerinden Aşık Mahzuni Şerif, 17 Kasım ’da dünyaya geldi. Nüfustaki adı Şerif Cırık olan usta müzik adamı, Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesine bağlı Berçenek köyünde doğdu. Mahzuni Şerif, çocukluk

“Dom Dom Kurşunu”, “Yuh Yuh”, “Han Sarhoş Hancı Sarhoş” gibi ölümsüz eserleri müziğimize kazandıran Mahzuni Şerif, pek çok halk müziği sevdalısı gence de ilham kaynağı oldu. Onunla birlikte halk ozanı ve aşıklık geleneği, Anadolu’da tekrar popüler hale geldi.

4. Ruhi Su

Mehmet Ruhi Su, müziğimizin gördüğü en nadide yeteneklerin arasında yer alıyor. Çocukluğu zorluklar içinde geçen, oradan oraya savrulan Ruhi Su hayatta aradığı anlamı bağlamasında buldu. Kendi imkanları ile çok sevdiği müzik alanında, akademik olarak da eğitim alan Ruhi Su, bağlamada virtüöz seviyesine gelmeyi başardı.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin duayen isimlerinden Mehmet Ruhi Su, yılında, Van’da dünyaya geldi. Memur bir ailenin çocuğu olan Ruhi Su, hayatının ilk yıllarını doğduğu şehir Van’da geçirdi. Henüz çocuk sayılabilecek

Konservatuvarda opera eğitimi ile kariyerini taçlandıran Ruhi Su, eğitim hayatı sonrası tamamen halk müziğine yöneldi. Anadolu türkülerini yeniden derledi ve seslendirdi. Türk halk müziğinin unutulmaz sanatçıları arasında yer aldı.

5. Bedia Akartürk

Türk halk müziğinin gelmiş geçmiş en ünlü kadın vokallerinden olan Bedia Akartürk, berrak sesiyle hafızalarımıza kazındı. 50 yıldan fazla olan aktif sanat hayatında, ülkemizin ve dünyanın pek çok yerinde konserler verdi. Türkülere kattığı yorumla ve sanatçı kişiliği ile müziğimizde örnek bir isim olmayı başardı.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin en güçlü seslerinden biri olan Bedia Akartürk, 4 Şubat tarihinde, İzmir’in Ödemiş ilçesinde dünyaya geldi. Ailesinin tek çocuğu olan Bedia Akartürk, müzik ve sanatla erken yaşlarda

Bedia Akartürk, Türk halk müziği eserlerini muhteşem şekilde icra etmesi sayesinde birçok ödül kazandı. Sayısız kez halk müziği tutkunlarının beğenisine nail oldu. Türk Halk müziğinden bahsederken Akartürk’ü anmadan geçmek olmaz.

6. Muzaffer Sarısözen

Türk halk müziğinin derleme alanında ilklere imza atan Muzaffer Sarısözen, pek çok halk müziği sanatçısının hocası olarak da biliniyor.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin bu günlere ulaşmasında büyük emeği olan, Türk müzik tarihinin en büyük ustalarından Muzaffer Sarısözen, yılında, Sivas’ta dünyaya geldi. Osmanlı İmparatorluğu’nun son yıllarında doğan ve dönemin kültürü

Aşık Veysel ile birlikte Ahmet Kutsi Tecer ile tanışan Sarısözen, Sivas’tan çıkan üstatlardan biri olarak Ankara Devlet Konservatuvarı’nın kuruluşunda yer aldı. Anadolu halk şiirinin ve halk müziğinin araştırılıp derlenmesine öncülük etti. Cumhuriyet tarihinin en önemli derleme çalışmalarında onun imzası vardı. Türk halk müziği eserleri günümüze kadar ulaştıysa, bunda en büyük pay Muzaffer Sarısözen’e aittir.

7. Nida Tüfekçi

Ustası ve hocası Muzaffer Sarısözen’in izinden ilerleyen Nida Tüfekçi, Türk halk müziğinin en önemli isimleri arasında yer almayı başardı. Yüzlerce türkünün derlemesini ve yeniden düzenlemesini yapan Nida Tüfekçi, küçük yaşlardan itibaren ustalıkla çaldığı bağlamasıyla da fark yarattı.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin gelişmesinde ve bu günlere gelmesinde çok büyük payı olan isimlerden Nida Tüfekçi, yılında dünyaya geldi. Yozgat’ın Akdağmadeni ilçesinde doğan Nida Tüfekçi, ilkokulu burada bitirdi. Bir yandan

Onun yeteneklerini keşfeden Sarısözen sayesinde TRT kadrolarına giren Tüfekçi, yaptığı çalışmalar ile Türk halk müziğinin gelişiminde büyük rol oynadı. Türk halk müziğinin korunması ve geliştirilmesi adına pek çok görevde bulundu.

8. Belkıs Akkale

“Türkü Bacı” lakabını alacak kadar, halk müziğiyle adı özdeşleşen Belkıs Akkale, şüphesiz ki çok büyük bir Türk halk müziği sanatçısı. Türk halk müziği eserlerini güçlü sesiyle yorumlayan Akkale, dinleyiciler arasında oldukça sevilen ve popüler bir isim.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin en sevilen seslerinden ve en ünlü simalarından Belkıs Akkale, senesinde İstanbul’da dünyaya geldi. Aslen Malatyalı bir ailenin çocuğu olan Belkıs Akkale, müzik ile erken yaşlarda tanıştı

Çocuk yaşlardan beri sesinin güzelliği ile gönüllere taht kuran Akkale, o günden bu güne türkülerini söylemeye devam ediyor. Pek çok sayıda solo albüme imza atan “Türkü Bacı”, halk müziği alanında yüksek sayıda albüm satışına ulaşan sanatçılardan biri konumunda.

9. Arif Sağ

O, bir halk müziği fenomeni, ustaların ustası olarak bilinen bir duayen ve büyük bir bağlama icracısı…

Müzisyenler

Türk halk müziğinin yaşayan efsanesi, halk ezgilerinin büyük ustası Arif Sağ, yılında dünyaya geldi. Erzurum’un Aşkale ilçesine bağlı Dağlı köyünde dünyaya gelen Arif Sağ, çocuk yaşta müzikle tanıştı. Babasının

Arif Sağ, Türk halk müziği ve Alevi – Bektaşi deyiş kültürünün en önemli temsilcilerinden ve en büyük isimlerinden biri olarak kabul ediliyor. Bağlama virtüözü apoleti de taşıyan büyük usta, türkülere yeni bir soluk, yeni bir can üflemesiyle ünlü. Ustası Nida Tüfekçi’den aldığı öğretileri kuşaktan kuşağa aktarmada da mahir olan Arif Sağ, yetiştirdiği öğrencileri ile halk müziğinin gelişimine büyük katkı sağladı. Son dönemde yaşadığı sağlık sorunları nedeniyle öğretici görevine devam edemeyen büyük usta, bugüne kadar Türk halk müziği için yaptıklarıyla büyük bir alkışı hak ediyor.

Kısa sap bağlamanın bilinen en büyük ismi olan Arif Sağ, yetenekleriyle tüm ülkenin sevgilisi haline gelmiş bir sanatçı.   

Özay Gönlüm

Özellikle Ege Bölgesi ve Teke Yöresi türkülerinin derlenmesinde ve yeniden icra edilmesinde aldığı büyük rol ile adından söz ettiren Özay Gönlüm, Türk halk müziğinin en önemli sanatçıları arasında yer alıyor. Pek çok Ege türküsü Özay Gönlüm tarafından derlenerek halk müziği külliyatımıza yeniden kazandırıldı. Aynı zamanda sempatik tavırları ve yaşadığı döneme göre sıra dışı tarzıyla da dikkat çeken Özay Gönlüm, Türk müziğinde çok özel bir yerde konumlanıyor.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin sevilen sanatçılarından Özay Gönlüm, 5 Şubat tarihinde dünyaya geldi. Denizli’nin Tavas ilçesine bağlı Kızılcabölük köyünde doğan Özay Gönlüm, müzisyen bir ailenin soyundan gelmesi sebebiyle müzikle erken

Pek çok halk müziği sanatçısı gibi Özay Gönlüm de Muzaffer Sarısözen tedrisatından geçen isimler arasında yer alıyor. Genç yaşında Sarısözen vasıtası ile TRT’yle tanışan Özay Gönlüm yıllarca halk müziğinin icrası ve tanıtımı için çalıştı. Özay Gönlüm, farklı yetenekleri, sahne şovları ve muzip kişiliği ile halkın sevgilisi oldu.

Çekiç Ali (Ali Ersan)

Başlı başına bir saz ve söz ustası olarak tabir edebileceğimiz namı diğer Çekiç Ali, Türk halk müziğinin en önemli isimleri arasında kesinlikle yer alması gereken bir sanatçı. Ustası Muharrem Ertaş’tan aldığı eğitim ve düsturu her anlamda sanatına yansıtan Çekiç Ali (Ali Ersan), İç Anadolu bozlak kültürünün en büyük temsilcilerinden biri olarak biliniyor.

Müzisyenler

“Çekiç” lakaplı Ali Ersan, yılında dünyaya geldi. Kırşehir’in Kaman ilçesine bağlı Meşeköy’de doğan ve burada büyüyen sanatçı, Türk halk müziğinde bozlak ve abdal müziğinin en önemli temsilcilerinden biri olarak

Büyük ustanın, “Çekiç” olarak anılmasında saz çalma kabiliyeti ve çevikliğinin etkisi olduğu rivayet ediliyor. Muharrem Ertaş’tan aldığı eğitim sonrası bağlama ve müziğini kendi kendine geliştiren bu büyük halk ozanı, halk müziği için yaptıklarıyla her türlü övgüyü hak ediyor.

Erdal Erzincan

Ustası Arif Sağ’dan aldığı “el” ile büyük bir bağlama ustasına dönüşen Erdal Erzincan, halk müziğimizin en önemli isimleri arasında yer alıyor. Ustasından aldığı eğitim sonrası kariyerini akademik anlamda da geliştiren Erdal Erzincan, dünya çapındaki bağlama ustalarımızdan biri olarak ön plana çıkıyor. Son dönemde halk müziğinin korunması ve yaşatılması için büyük çaba harcayan isimlerin başında gelen Erzincan, genç kuşağa verdiği eğitimlerde ustalığını gelecek kuşaklara aktarıyor.

Müzisyenler

Son dönemin en yetenekli ve en önemli Türk halk müziği sanatçılarından Erdal Erzincan, yılında Erzurum’da dünyaya geldi. Küçük yaşlardan itibaren folklor, müzik ve Anadolu kültürüne meraklı olan Erdal Erzincan,

Tabiri caizse küçük yaşlardan beri bağlama ile yatıp kalkan Erdal Erzincan, çok sevdiği Anadolu ezgilerini güçlü sanatıyla birleştirerek, türküleri ile kulaklarımızın pasını siliyor.

Güler Duman

Türk halk müziğinde, yeni dönem sanatçılar arasında yer alan en özel isimlerden biri de Güler Duman. Gurbette geçen zorlu hayatına aldırmadan pek çok öğrenci yetiştiren ve Türk halk müziğinin gelişimine büyük katkı veren Güler Duman, büyük bir halk müziği ustası olarak anılmayı sonuna kadar hak ediyor.

Müzisyenler

“Türkülerin Sultanı” lakabıyla tanıdığımız, Türk halk müziğinin son dönemde yetiştirdiği en önemli seslerden Güler Duman, 30 Haziran tarihinde dünyaya geldi. Aslen Erzurum Aşkaleli olan bir ailenin çocuğu olarak İstanbul’da

Ülkemizde ve Avrupa’da büyük hayran kitlelerine sahip olan Güler Duman, bunu yalnızca müziğiyle elde etti desek yanlış olmaz. Çok küçük yaşlardan beri bağlamasını yanından ayırmayan Güler Duman’ın ilk profesyonel eğitimini “Ruhi Su Dostlar Korosu”nda aldığını da hatırlatalım.

Güler Duman, hayat verdiği türkülerin yanı sıra akademik alanda da müziğimizin gelişimi için mücadele eden isimlerden biri olarak ön plana çıkıyor.

Muhlis Akarsu

Tıpkı örnek aldığı büyük usta Aşık Veysel gibi Sivaslı olan Muhlis Akarsu, Anadolu’nun yanık ezgilerini bizlere sevdirmeyi başaran sanatçılarımızdan. Bektaşi – Alevi kültüründen gelen Muhlis Akarsu, eserlerinde bu geleneğin izlerini çokça yansıtan bir halk ozanı ve bu kültürün son dönemdeki en önemli temsilcilerinden biri oldu.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin en önemli seslerinden Muhlis Akarsu, 20 Şubat tarihinde dünyaya geldi. Sivas’ın Kangal ilçesine bağlı Minerakaya köyünde doğan Muhlis Akarsu, köydeki aşık kültürünün etkisiyle küçük yaşta müziğe

Etkileyici sesi ile Mahzuni Şerif gibi büyük bir ustanın övgüsüne nail olan Akarsu, yaktığı türkülerde eski halk ozanlarının sözlerine yer verdi. Böylece eski güftelerin yok olmasının önüne geçti. Pir Sultan Abdal’dan gelen tasavvufi aşık edebiyatının ve halk ezgilerinin günümüze kadar ulaşmasına vesile oldu.

Özel Bölüm

Aşık Veysel (Veysel Şatıroğlu)

Pek çok yeteneğe ilham veren, hayata bakış açısıyla hayranlık uyandıran ve gönül gözüyle icra ettiği sanatıyla alkış toplayan, büyük usta Veysel Şatıroğlu’ndan bahsedelim. Halk ozanı geleneğinin ve halk şiirinin son büyük temsilcilerinden olan Aşık Veysel, memleketi Sivas’ın bir köyünden aldığı üç telli bağlama ile türkülere hayat verdi. Kendi yazdığı şiirlerini besteledi. Eski ustalardan eserleri de seslendirdi.

Müzisyenler

yüzyılın en büyük halk ozanı olarak nitelendirilen, halk şiirinin ve Türk halk müziğinin duayen ismi Veysel Şatıroğlu, yılında dünyaya geldi. Sivas’ın Şarkışla ilçesine bağlı Sivrialan köyünde gözlerini dünyaya

Aşıklık geleneğini ve halk şiirini insanlara anlatmasına imkan sağlayan ise Ahmet Kutsi Tecer oldu diyebiliriz. Aşık Veysel, Tecer ile tanıştıktan sonra onun gayretiyle Sivas’tan çıkarak ve yazdığı şiirleri tüm ülkeye tanıttı. Köy Enstitüleri’nde saz hocalığı yaparak halk müziğinin yaygınlaşmasında önemli bir etki bıraktı. Büyük usta Aşık Veysel Şatıroğlu, bıraktığı ölümsüz eserler ve halk müziğine kattıklarıyla sonsuz saygıyı hak ediyor. Aşık Veysel, Türk halk müziğinde ve halk şiirinde çok özel bir yerde bulunuyor.

Muharrem Ertaş

Ustaların ustası Muharrem Ertaş, bozlak kültürü ve abdallık geleneğinin bilinen en önemli temsilcisi. Anadolu ozanlık kültürünün Aşık Veysel’den sonraki en büyük ismi. Gariban Anadolu topraklarının çığlıklarını notalara döken adam Muharrem Ertaş, halk müziğinin büyük isimleri arasına kesinlikle adı yazılması gereken bir değer.

Müzisyenler

Türk halk müziğinin duayen isimlerinden Muharrem Ertaş, senesinde, Kırşehir’in Yağmurlubüyükoba köyünde dünyaya geldi. Ailesi abdallık geleneğinden gelen Muharrem Ertaş, bu kültürün içerisinde büyüdü. Babası Zurnacı Kara Ahmet olarak nam

Bir rivayette, Japon bilim insanlarının sesini incelemeye aldığı ve büyük ustanın çıktığı desibel değerlerini görünce şaşkına döndükleri anlatılır. Bu hikaye ne kadar doğrudur bilinmez ama sesinin bu hikayede anlatılan kadar çarpıcı olduğu ikna edilemez. Bağlama kullanmaktaki ustalığı ise dillere destan desek abartmış olmayız. Zira onun yetiştirdiği ve bağlama çalmayı öğrettiği çıraklar, Türk halk müziğinin en önemli isimlerinden oldular. Oğlu Neşet Ertaş, Hacı Taşan ve Çekiç Ali gibi değerler Muharrem Ertaş tedrisatından geçtiler. Muharrem Ertaş ve öğrencileri Türk halk müziğini dünyaya tanıtmayı başardılar.

Türk Halk Müziği Sanatçıları ve Şarkıları

Çalma Listesi

1

3

Zeynep Bu Güzellik Var Mı Soyunda

Tuncay Kemertaş

4

Mendilimin Yeşili

Tülay Ağagil

5

6

Zülüf Dökülmüş Yüze

Neset Ertas

7

Evvelim Sensin

Neset Ertas

8

Şafak Türküsü

Ahmet Kaya

9

Sen Gelmez Oldun

Gülay Sezer

10

Iğdır'ın Al Alması

Tuğba Ger

11

12

Evlerine Varamadım Gazelden

Celal Bakar

13

Ağladım Anne

Selda Bagcan

14

Arabaya Daş Koydum (Kızılhisar Zeybeği)

Talip Özkan

15

Şen Olasın Ürgüp Dumanın Gitmez

Nida Tüfekçi

16

Ben Gidersem

Cengiz Özkan

17

Ahlatın Altında Küçük İskele

Ahmet Turan Şan

18

Yüzünü Sevdiğim Seyrana Çıkmış

Ulas Kurtulus Ünlü

19

Tellidir Yavrum Aman Tellidir

Özay Gönlüm

20

Karşıdadır Evleri

Nursaç Doğanışık

21

Sular Durulur Derler

Ümit Tokcan

22

Ne Kadar Meylersen Dünya Malına

Ahmet Aslan

23

Dön Beri Dön Beri de Yüzün Göreyim

Tuncay Bayram Kemertaş

24

Hekimoğlu Derler Benim Aslıma

Ümit Tokcan

25

Akşam Olur Karanlığa Kalırsın

Nida Ates

26

Yüce Dağ Başına Kar Yağmış Gibi

Kubilay Dökmetaş

27

Bendeki Yaralar Türlüdür Türlü

Musa Eroglu

28

Bir Ateş Ver Sigaramı Yakayım

Osman Kalay

29

Değme Felek

Sabahat Akkiraz

30

Bir Ay Dogar Ilk Aksamdan Geceden

Cengiz Özkan

31

Ninenin Mektubu

Özay Gönlüm

32

Yarim İstanbul

Selda Bagcan

33

Yüce Dağdan Bir Yol İner

Hediye Karabağ

34

35

Seherde Bir Bağa Girdim

Aşık Daimi

Dans Şarkıları

Billie Eilish, Dua Lipa, Mark Ronson, Bruno Mars, Daft Punk, Pharrell Williams, Nile Rodgers, Tones and I, Satori, The Neighbourhood ve diğer sanatçılar.

etiket Kulaklarınızın Pasını Silmenin Vakti Geldi: Türkiye'nin Yaşayan En İyi 33 Kadın Sesi

Haberler

Genel Kültür

Müzik, Sanat

Kulaklarınızın Pasını Silmenin Vakti Geldi: Türkiye'nin Yaşayan En İyi 33 Kadın Sesi

Türkiye'deki kadın şarkıcıları hem teknik açıdan hem de verdikleri duygu yönünden değerlendirdik. Yaşayan isimler arasında yaptığımız bu sıralamada yok yok. İşte 33 harika ses:

Merve Özbey

 Merve Özbey

Zuhal Olcay

 Zuhal Olcay

Melihat Gülses

 Melihat Gülses

Umut Akyürek

 Umut Akyürek

Özlem Tekin

 Özlem Tekin

Muazzez Ersoy

 Muazzez Ersoy

Candan Erçetin

 Candan Erçetin

Yıldız Tilbe

 Yıldız Tilbe

Emel Sayın

 Emel Sayın

Işın Karaca

 Işın Karaca

Nur Yoldaş

 Nur Yoldaş

Muazzez Abacı

 Muazzez Abacı

Sabahat Akkiraz

 Sabahat Akkiraz

Ceylan Ertem

 Ceylan Ertem

Mine Koşan

 Mine Koşan

Jehan Barbur

 Jehan Barbur

Linet

 Linet

Zara

 Zara

İnci Çayırlı

 İnci Çayırlı

Sibel Can

 Sibel Can

Ebru Gündeş

 Ebru Gündeş

Zerrin Özer

 Zerrin Özer

Nilüfer

 Nilüfer

Birsen Tezer

 Birsen Tezer

9. Sezen Aksu

9. Sezen Aksu

8. Nükhet Duru

8. Nükhet Duru

7. Selda Bağcan

7. Selda Bağcan

6. Kibariye

6. Kibariye

5. Bülent Ersoy

5. Bülent Ersoy

4. Aynur Doğan

4. Aynur Doğan

3. Ajda Pekkan

3. Ajda Pekkan

2. Sertab Erener

2. Sertab Erener

1. Şebnem Ferah

1. Şebnem Ferah

fazla oku

Şaibeli bir trafik kazasında yiten Esengül, ancak yüzüne kezzap atılınca isim olan Bergen, plağa imza atıp bütün mallarına el konulan Yıldız Tezcan, müzik hayatına üç defa sıfırdan başlayan Gülden Karaböcek, ekmeğini ancak Anadolu pavyonlarından kazanan Biricik ve daha nicesi.

Onlar arabesk müziğin en büyük kadın solistleri. Ama ne ana oldular ne kraliçe. Arabesk müzikte erkekler zenginleşti, kadınlar kaybetti…  

afişfunduszeue.info

Arabesk müzik, elli yılı aşkın süre boyunca, uzun bir Türkiye filminin fon müziği oldu. Büyük şarkılar, büyük seslerle milyonlara ulaştı. Bu müziğin erkek starları baba oldu, imparator oldu, kral oldu…

Kadınlar ise kaybetti, kaybettirildi… Pek azı ayakta kalıp bugünlere gelebildi. Kimi aldatıldı, ihanete uğradı, kiminin her şeyi elinden alındı. Kiminin yüzüne kezzap atıldı, öldürüldü, kimi şaibeli bir trafik kazasında can verdi.

Bu kadınlar, neden söyledikleri şarkılarda anlatılan hikayelerin kahramanları oldular? 

afişfunduszeue.info

Exxen'de bir süre önce yayımlanmaya başlayan ve gazeteci olarak yapımında yer alma şansına eriştiğim, 'Arabeskin Aşık Kadınları' belgeseli bu sorunun peşine düşüyor.

Murat Hocaoğlu'nun hem yazdığı hem yönettiği belgesel; erkek iktidarının gölgesindeki bu melankolik dünyada kaybolan kadınların izini sürüyor.

Belgeselde arabesk söyleyen kadın sanatçıların gerçek hikayelerinin neden hüzünlü hikayeler olduğunun, pek çoğunun kariyerleri ve hayatlarının neden 'mutlu son'a erişemediğinin sebepleri onların anlatımıyla ekrana geliyor.

Sekiz bölümlük belgesel, bir yandan arabesk söyleyen kadınların hayat hikayelerine odaklanırken, diğer yandan da bu müziğin sosyal arka planı ve bu dünyanın kadını ezen, yok sayan ve değersizleştiren dünyasını tartışmaya açıyor.

Efsanevi arabesk şarkıların orijinal stüdyo kayıtlarından, bugünün alternatif müzik yapan kadın şarkıcıların arabesk denemelerine kadar geniş bir müzikal dünyayı da içeren belgeselde çok ciddi bir arşiv çalışmasının da yansıdığını söylemek gerek.

ana afiş.JPG

"Belgeselimiz bir Mee To hareketine dönüştü"

NTC Prodüksiyon tarafından çekilen belgeselin uygulayıcı yapımcısı Gamze Dinç, çok uzun yıllardır televizyon piyasasının içinde. Yapımcı olarak imzasını taşıyan bu ilk belgeseli her şeyden önce bir kadın olarak heyecan verici bulduğunu söylüyor.

"Bu proje ortaya çıktığında, bana en heyecan veren, kadından yana bakış açısı taşımasıydı" diyen Dinç; "Kağıt üzerindeki bilgiler, hikayeler, bize konuşan şarkıcıların anlatımıyla ete kemiğe bürünürken de, heyecanlanmamak imkansızdı" şeklinde konuşuyor. 

Gamze Dinç.jpg

Gamze Dinç; neredeyse son 50 yılın Türkiye'sini arabeskçi kadınların dilinden anlatan belgeseli çekerken çok da özenli davrandıklarını vurguluyor:

Sanatçılarımızın röportajlarını çekerken, özel hayatlarıyla ilgili konuşmaları için hiçbir şekilde telkinde bulunmadık. Özel hayatından bahsetmeyene sormadık. Ancak sanatçılar yapılan işin magazinel bir şey olmadığını, kendilerine bir saygı duruşu olduğunu hemen sezdiler. Ve inanılmaz bir cesaretle, özel hayatlarındaki erkekler tarafından nasıl sömürüldüklerini, şiddete maruz kaldıklarını anlattılar. Bu durum sette, neredeyse arabeskin aşık kadınlarının 'mee to' hareketine dönüştü.


Kadınların maruz kaldıkları mağduriyetler anlatılırken onların gerçek hikayelerinin aktarılması gerektiğini, ayrıca zamanın ruhunu hem şarkılarla hem de doğru bilgiler ve kıymetli yorumlarla belgeselleştirmenin önemli olduğunu söyleyen Dinç "Bunun için de büyük bir ekiple ve çok fazla emek harcadık. Bu sürecin en güzel hatırası da temas kurduğumuz birçok kişinin bu içeriğe inanması ve destek vermesi oldu. Sanki herkes bu işi beklermiş gibiydi" diye konuşuyor.


Mungan: Erkekler, kazananların tarafına geçti

Esengül'den Bergen'e, bir dönemin en ünlü sesi Yıldız Tezcan'dan Huri Sapan'a; Karaböcek kardeşlerden Biricik ve Mine Koşan'a kadar pek çok arabesk yıldızının yaşamlarının onların dilinden aktarıldığı belgeselde şair-yazar Murathan Mungan da var. 

funduszeue.info

Murathan Mungan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Mungan; arabesk müzikte bugünden geçmişe dönüp baktığımızda daha çok kaybedenlerin kadınlar, kazananlarınsa erkekler olduğunu söylüyor:

Kaybedenlerin, dipten gelenlerin sesi olarak ortaya çıkmış sanatçıların büyük bir kısmı, artık para kazanan ünlüler olmaya başladığında görüyoruz ki bunların çoğu erkekti. Erkekler gene kaybedenlerin ıstıraplarını dile getirerek kazanların tarafına geçtiler. Ama arada bir sürü kayıp kadın var.

Bir kısım kadın pavyonlarda çalışmaya çalıştı ya da tırnak içinde eskilerin tabiriyle pavyona düştü. Bir kısım pavyondan çıktı, yükseldi ama ya öldürüldü ya yüzüne kezzap atıldı ya kader kurbanı oldu ya da hala nedeninin ne olduğu anlaşılamayan kazalara kurban gitti.

funduszeue.info

Murathan Mungan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Arabeskin özellikle yükselme döneminin şarkıcılarının bu kadar sevilmesinde onların hakikiliğinin payı olduğunu belirten Mungan; "Mesela" diyor; "Esengül'ün bir iç yakıcı sahiciliği vardı gerçekten inanarak söylüyordu yani o kadınlar feleğin sillesi ile tanışıklığı olan kadınlar ve seslerdi. 'Taht Kurmuşsun Kalbime'yi mesela ondan sonra kimse okuyamadı yani gerçekten o sese zimmetli bir şarkı o. Bergen, 'Benim İçin Üzülme' de dese sahiden biz gerçekten onun için üzülmeyi sürdürüyorduk."


"Kadının konumlandırıldığı yer acı ve hüzün"

Bu bölüm, konuyla ilgili referans noktalarını içerir. (Related Nodes field)

Belgeselde konuşan bir başka isim ise yazar Yetgül Karaçelik.

Arabeskin babalarının karşısına, arabeskin annelerini koyamadığımızı söyleyen Karaçelik; "Kadınlar kraliçe de olamıyor, anne de olamıyor. Orada aslında erkeğe atfedilen bir başarı görüyoruz. Kadının konumlandırıldığı yer ise acı ya da hüzün" diyerek sözlerine şöyle devam ediyor:

Mesela Bergen 'arabeskin kraliçesi' olarak ortaya çıkıyor, böyle bir iddiası da var, bunu başarmak istiyor ama Bergen'e kraliçelik şanı verilmiyor. Ama Bergen, Acıların Kadını olduğunda Acıların Kadını tutuyor ve biz hala günümüzde Bergen'i Acıların Kadını olarak anıyoruz. Keza Gülden Karaböcek'e bakalım ona 'hüznün kraliçesi' deniyor. Biz bu kadınlara önder, idol diye bakamıyoruz bu sıfatlar nedeniyle. Esengül'e bakacak olursak, onu ölümüyle hatırlıyoruz.


Kadın solistlerin şiddet dolu hayatları

Yıldız Tezcan arabesk müziğin en eski isimlerinden. Halen 77 yaşında olan Tezcan; kadın müzisyen olmanın cefasını da en çok çekenlerden.

yıldız funduszeue.info

Yıldız Tezcan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

'Arabeskin Aşık Kadınları'nda yaşam öyküsünü anlatan Tezcan; cenazesine gidip "hakkımı helal etmiyorum" dediği eski eşi Mahmut Tezcan'ın kariyerine nasıl engel olduğunu şu sözlerle anlatıyor:

Yedi sene bütün işlerime mani oldu. Beni maliyeye şikayet etti, defterlerimi çaldı, neler yapmadı ki. Yaptığım kontratları engelledi, konserlerimi engelledik. Gazino programlarımı bozdu. Almanya'dan plak okumam için teklif gelmişti, ona bile engel oldu. Ama benden önce Mahmut Tezcan'ın beş parası yoktu Sadece menajerlik yapan bir insandı. Boşandıktan sonra yedi sene bir mücadele içine girdim, ismim vardı ama param pulum yoktu.

azize funduszeue.info

Azize Gencebay / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Bir dönem Orhan Gencebay ile evli kalan ve dönemin ünlü grubu Beyaz Kelebekler'in solistliğini yapan Azize Gencebay ise o yılları "Bazı şeylere ayak uyduramadım" diye anlatıyor:

Oyunu kuralına göre oynamadım. Sonra da müziği bıraktım ticarete atıldım. Geçinmek için Taksim'de köfteci dükkanı bile açtım, mağaza müdürlüğü yaptım.

huri funduszeue.info

Huri Sapan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Türk Halk Müziği solistliğiyle başladığı yaşamını arabeskle devam ettiren Huri Sapan ise belgeselde, kendisini korumak için yanlış evlilikler yaptığını ve bu evliliklerde şiddet gördüğünü itiraf ediyor:

Maalesef kendimizi koruyalım derken çok hatalar yaptım hatalı evlilikler yaptım. İlk evliliğimde şiddet çoktu. Alkole çok düşkündü, 6 sene zar zor yürüttüm. Zaten hiç yanımda olmadı, iki-üç ay eve gelmediği olurdu. Benimle gelse ne olur gelmese ne olur bana normal hayatta sahip çıkmayan insan sahnede mi sahip çıkacak?


Müzik dünyasının vefasızlığından yakınan ve kendisini kimsenin aramadığını söyleyen Huri Sapan gazino günlerini çok özlediğini söylüyor belgeselde:

En çok özlediğim şey ise sahneye gelen çiçeklerin üstündeki mesajları okumak. Maksim de çalışmayı çok özlüyorum. Maksim çok başka bir yerdi, orası sanatçılar için anaokuluydu, her şeyi orada öğrendik.

IMG_jpg

Mine Koşan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Arabesk müziğin en büyük kadın starlarından Mine Koşan da Vedat Yıldırımboğa ile olan evliliğinde şiddet yaşadığını anlatan isimlerden.

Bir müzisyen olan eski eşinden gördüğü muameleyi "Şiddet gördüm bunu inkar edemem. Ama delikanlı adama yakışmaz bence. Delikanlı adam için iki tane lafın yeterli olması lazım, şiddet bir acizliktir" diye anlatıyor. Koşan, bu yüzden Türkiye'nin İstanbul Sözleşmesi'nden imzasını çekmesine de çok üzüldüğünü söylüyor.

Arabesk müziğin ilk yıllarını anlatan isimlerden biri de Türkiye'yi Eurovizyon'da ilk temsil eden kadın şarkıcı, Semiha Yankı.

Pop müzikle anılsa da daha çok arabesk seslendiren Yankı; o yıllarda çok kadının harcandığını söylüyor:

Üç tane büyük adam vardı o zamanlar. Biri gazino patronu, biri basının en büyük ismi, bir tanesi de en büyük menajer. Türkiye'nin eğlence hayatını bunlar yönetirdi. Bunlarla kötü olduğunuz zaman o piyasada ekmek bulamazdınız. Ben bunların hiçbirine muhatap olmamak için etliye sütlüye karışmadan yolumu çizdim. Başka türlü bir hayata başladım. İyi ki de böyle yapmışım.

Gönüfunduszeue.info

Gönül Akkor / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Kamuran Akkor arabesk dünyasının şanslı isimlerinden. Onun en büyük şansı ise o yılların önemli bir ismi olan, orkestra şefi Vasfi Uçaroğlu ile evlenmesi ve dönemin en büyük kadın sesi olan Gönül Akkor'un kız kardeşi olması.

kamuran funduszeue.info

Kamuran Akkor / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Kamuran Akkor da belgeselde "Ben şanslı biriyim. Hem Gönül ablam tarafından hem eşim tarafından" diye anlatıyor daha rahat bir müzik hayatı olduğunu:

Vasfi, müziği çok iyi biliyordu ve benim bütün repertuarımı birlikte hazırlardık. O beğenince mutlaka çok başarılı oluyordu. Elbisemden saçıma, tırnağıma kadar her şeyimle ilgilenirdi.

kamuran funduszeue.info

Kamuran Akkor / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Yönetmen Hocaoğlu: Arabesk yerlidir

Bunca nostaljik ismi bize tekrar hatırlatan isim ise, Murat Hocaoğlu.

Daha önce pek çok televizyon programına imza atan Hocaoğlu'nun bu ilk belgesel yönetmenliği hem izleyiciden hem de alanın profesyonellerinden tam not aldı.

murathocaoğfunduszeue.info

Peki, Murat Hocaoğlu'nu birçoğumuzun unuttuğu birçoğumuzun ismini bile bilmediği bu kadınların öykülerinin peşine düşüren neydi?

 Hocaoğlu bu sorumuzu büyük bir içtenlikle cevaplıyor ve arabesk müziğe ilgisinin 'dışarıdan' bir ilgi olmadığını, bizatihi bu müziğin dinleyicisi olduğunu vurguluyor:

İlk gençliğimden beri birçok müzik türü gibi arabeski de çok sevdim ve bu şarkıların elimden tutmuşluğu vardır. Arabesk şarkıların arkasındaki duygu haritası, ikonografik figürlere dönüşen karakterler beni hep etkiledi. Bu şarkıcıları, seslerine de yansıyan hikaye boyutuyla görebildiğimde belgeselin fikri gelişti.


Arabesk müziğe, belki adından dolayı belki ezgilerinin dram öğeleri barındırmasından dolayı hep "bize ait değil, dışarlıklı bir müzik" dendi.

Gerçekten böyle mi?

Hocaoğlu, arabeskin Arap müziğinden güç alsa bile yerli bir müzik olduğu kanaatinde. Bu konudaki görüşlerini şöyle savunuyor:

Türkülerin arabeske, arabeskin türkülere benzediği bir hibrit dönem var. Zaten arabesk her zaman diğer müzik türleriyle etkileşim kurarak var oluyor. Arabeskin bir kent müziği olduğunu düşünüyorum, ama eğer yerlilikten bahsediyorsak sonuna kadar yerli bir müzik. Arap müziğinden güç aldığını söylesek de bu en fazla bizim kulağımızda yer etmiş melodik zenginlikler kadar bir güç. Zaten onca yasaklama, onca hor görülmeye rağmen toplumla derinden ve kalıcı bağlar kurmuş olması bu yerliliğin kanıtı bence.


Kadınlar ya 'erkeksileşti' ya da yok edildi

Murat Hocaoğlu arabesk müziğin bir erkek dünyası olduğuna inanıyor.

Bunun adalet duygusunu yaraladığını ve bu yüzden de sektörün acımasızlığını, erkek şiddetine dolaylı ya da dolaysız maruz kalan kadınların 40 yıldır anlatılmayan hikayelerini anlatmak için bu belgesele soyunduğunu belirtiyor:

Arabesk müzik, kesinlikle erkek dünyası. Bu müziği doğuran sanatçılar erkek, sermaye sahipleri erkek, eğlence sektörü erkek. O kadar ki, ilk kadın arabeskçiler erkek şarkıcıların tutan plaklarının altyapılarının üzerine şarkı söyleyerek albüm yapabiliyor. 

Bir de şöyle bir mekanizma işlemiş. Gazinolarda, 'mekanın sahibi' Türk Sanat Müziği ve bu müziğin starları olduğu için arabeskçiler horlandı ve buralarda kalıcı pozisyonlar edinemediler. Bu da onları ikinci sınıf gazinolara, gece kulüplerine ve oradan da Anadolu pavyonlarına itti. Arabeskin asıl rüzgarının bu gibi mekanlardan estiğini söylemek mümkün.

Ve bu mekanlar, mafyanın, uyuşturucu ve suç dünyasının aktörlerinin cirit attığı yerler. Erkek dünyası hafif kalır, erkekliğin politbüroları buralar. Ve kadın sanatçı bu dünyada açık bir hedef. Onlar da çareyi, sertleşmekte, sevdiğim bir deyim olmasa da 'erkeksi'leşmekte buluyorlar sanıyorum.

Bu, dile de okuyuşa da sirayet ediyor. Bu üslup onları, arzu nesnesi ile 'bacı', 'delikanlı kadın' arasında bir yerlerde konumlandırıyor.


Arabeskin kadın starlarının çoğunlukla dramla ya da yoksullukla biten öykülerinde, kadın kimliğinin çok önemli bir etken olduğu da belgeselde altı çizilen bir vurgu. Hocaoğlu, şu yorumu yapıyor:

Dönemin ruhundan söz edilebilir, o yıllarda kadınların bugüne oranla çok daha büyük zorluklara baş etmek zorunda kaldıkları da söylenebilir. Fakat bu mağduriyet, hiçbir 'ama'nın ardına sığınmadan adrese teslim bir şekilde söylenmeli. Kadınlara boğaz tokluğuna plaklar okutuldu, haklarını arayanlar pavyonlarda çalışmak zorunda kaldı, hayatlarına giren erkekler onların tüm parasını gasp etti ve toplum bunu onaylayarak izledi.


Esengül'ün ailesi ilk kez konuştu

'Arabeskin Aşık Kadınları' aynı zamanda ciddi bir arşivi de ekrana taşıdı. Hem de pek çoğu ilk kez ekrana gelen fotoğraflar, belgeler ve isimler.

Sezen Ağan-Esengül&#;ün kızkardeşfunduszeue.info

Esengül'ün kız kardeşi Sezen Ağan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

Murat Hocaoğlu, bu belleğin ortaya çıkmasının ve paylaşılmasının önemli olduğu görüşünde:

"Kadın arabeskçiler için, bu belleğin hatırlatılmasından ziyade arşivlere geçmiş çarpıtmaların düzeltilmesi için büyük emek verildiğini söylemem gerekiyor. Çünkü basın, o dönemde bugün de olduğu gibi açıkça şiddet dili kurmuş kadınlar üzerinde. Esengül'ün cinsel meta haline getirilmesi, Bergen'in ölümünün vaka-i adiye olarak görülmesi onların gerçek hikayesini gizlemiş aslında.

Gülşen üzerinden yürütülen cinsiyetçi dile bakılırsa, bu dil bugün de devam ediyor. Kırk yılda bu değişemez miydi, görüyoruz ki değişmemiş. Bu yüzden bu kadınların ve dönemin gerçek hikayesini ortaya koyabilmek için birebir tanıklıklara başvurduk.

Onların yaşamlarına da müzikal gelişimlerine de etki etmiş insanları konuşturduk. Dönem soundunu anlamak için şarkılarının ilk kayıtlarını kullanmaya çalıştık. Dönemin popüler fotoğraf stüdyosu Foto Yaşar'ın arşivlerine girdik. 35 yıldır açılmamış kutulardan çıkan, çoğu ilk kez kullanılan fotoğraflar kullandık. 

Bunun dışında yüze yakın kişiyle konuşmalar yaptık. Onları star yapan şarkıların yaratıcılarıyla konuştuk. Esengül'ün öldüğü trafik kazasından sağ kurtulan kardeşi Sezen Ağan 42 yıl sonra ilk kez konuştu.

Aileler bize içini döktü. Sadece Bergen'in ailesi çekilmekte olan Bergen filmiyle anlaşmalı olduğu için bizimle görüşmedi, engellerle karşılaştık. Şarkılarının haklarına sahip firma da yine aynı gerekçeyle Bergen'in sesini belgeselde kullanmamıza onay vermedi."


"Sol, arabesk müziğin feryadını 90'larda duydu"

'Arabeskin Aşık Kadınları'nın yönetmeni Murat Hocaoğlu "Günümüzde yaşasalardı, arabeskin kadın starlarının başka hayatları olabilir miydi?" sorumuza ise şu yanıtı veriyor:

Murathan Mungan belgeselde, arabeskçi kadınlar için 'Onlar şarkıyı alıp yüreklerine indirirler, içlerinde gönüllerinde çalkalandırıp sonra yeniden dünyaya söylerler' demişti. Şimdi kaç kişi böyle okuyor, çok kişi okusa bu okuyuşa gönlünü, kulağını açacak kaç kişi var bilmem. Dolayısıyla bu sorunun bu şekline cevabım yok. Ama şunu söylerim. O kadınlar erkekler tarafından hiçleştirilmeselerdi çok büyük kariyerleri olabilirdi, bugünün de olgun kuşak yorumcuları olarak star kalabilirlerdi. Çünkü çok büyük şarkıcılardı.


Hocaoğlu, hazır Murathan Mungan'dan söz etmişken sol kimliğiyle bilinen bir aydının arabesk konulu bir belgeselde yorumcu olarak yer alması konusundaki tercihini de merak ediyoruz.

murathan funduszeue.info

Murathan Mungan / Fotoğraf: 'Arabeskin Aşık Kadınları'

"Neden Murathan Mungan?" sorumuza şu sözlerle cevap veriyor yönetmen:

Murathan Mungan'ın farkı, bildiğiniz gibi, zihnini kulağını bu toplumun bütün seslerine açmış bir yazar oluşu. Arkadaşım olarak da bu projenin kavramsal boyutunu kurmam noktasında çok destek oldu. Ve belgeselde konuşmacı olarak da yer alarak bize büyük gurur yaşattı.

Sol kimlik, aydınlar meselesine bakarsak da geçmişte arabeske duyarsız olunduğu, resmi geleneksel söylemlere yaslanıp, 'yoz müzik' tezinin dillendirildiği doğrudur. Hatta hiç unutmuyorum, 80'lerin sonunda Tempo dergisi 'Arabesk Dinleyen Entelektüeller' diye bir kapak dosyası yapmıştı. Bu ne acayip şey dercesine…

Bunu boşa çıkaran aydınlar da oldu. Ama solun, arabesk müziğin feryadını duyması için 90'ların sonunda Müslüm Gürses'i dinlerken kendilerini jiletleyen yoksulları görmesi gerekti. Evet böyle olmamalıydı.


Bu kadar çok arabesk konuşmuş, sormuş, dinlemişken daha çok 12 Eylül sonrasına mal edilen ve şimdilerde altı çok da çizilmeyen arabesk müziğin halen kitleler üzerinde etkili olup olmadığını da merak ediyor insan. Hocaoğlu'na göre her yerde:

Arabesk nostaljik bir değer, eski günlerin anısı gibi kaldığı düşünebilir. Ama bence öyle değil. Çünkü arabesk müzik, evet zaman zaman geriledi, ama her dönemde başka müzikler ile etkileşime girerek beslendi ve o müziğe damgasını yine vurdu. Bu 90'lar popunda da böyle oldu.

Bugün pop müzik starlarının repertuarlarının yarısı arabesk temalı şarkılardan oluşuyor. Arabeskin geçtiğimiz yıllarda hip-hop ile birleşimi, bugün trap müziğine sızışı, trabesk diye bir müzik türünden bahsediyor oluşumuz… Daha birçok şey söylenebilir. TicTok ve Instagram Reels&i açın, dört gönderiden birinde arabesk tabanlı trap şarkılar olduğunu görürsünüz. Melezlenmeye bu kadar yatkın bir müzik, bence her zaman etkili olacak.


plak çıkarmış Yıldız Tezcan'ın bütün varlığı gasp edildi

Murat Hocaoğlu'na son sorum, bu türden bir röportajın belki en basmakalıp ama en çok da merak edilen sorusu oldu: Yaşam öyküleriyle birebir temas ettiğiniz bu kadınların arasında en çok kimin öyküsünden etkilendiniz?

Hocaoğlu, onlarca kadın solistin yaşam hikayesini anlattığı belgeselinde özellikle üç ismin hikayesinin kendisini çok etkilediğini şu sözlerle anlatıyor:

Esengül ilk göz ağrım. Dokuz yıllık kariyer, 25 yıl sürebilmiş bir ömür. Ve gerçekten çok özel bir şarkı söyleme tekniği yaratmış bir yorumcu. Artık bu noktada siz o şarkıları, sesi başka türlü dinliyorsunuz. Müzikalitesinden ziyade o hayatın filmi zihninizde akıyor. Bazen o film o kadar baskın oluyor ki, mesela Bergen'i dinlerken onu acı hikayesi her şeyin üstünü örtüyor.

Bence çok nüanslı bir şarkıcı. Ama sadece hikayesini görüyorsunuz. Çekimler sırasında ise, Yıldız Tezcan, hikayesini anlatırken çok etkilendim. plak çıkarmış, 45 filmde başrol oynamış bir kadının tüm varlığının elinden alınması gerçekten isyan edilesi bir durum.


Ve bundan sonraki projelere dair son cümleler:

'Arabeskin Aşık Kadınları' sekiz bölümde, içerdiği tezin hikayesini tamamlıyor. Ama bu dünya o kadar çok insan profili, portreler saklıyor ki insanın avucu kaşınmıyor değil. Popüler kültürün her alanıyla ilgili, profesyonel olarak işimiz de bu olduğu için, yapımcım, dostum Gamze Dinç ile birçok proje tasarlıyoruz. 

Biz yapalım ya da başkaları yapsın, bu ülke hikaye anlatıcılığı için büyük bir derya. Bu gibi işlerin alternatif tarih yazımına mütevazi de olsa bir katkı sunması gerektiğini düşünüyoruz. 'O zaman öyleydi' deyip geçmeden, hak ve adalet eksenli bir görüş ortaya koyması gerektiğini düşünüyoruz.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası