10 büyükelçi ne dedi / Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 10 büyükelçi için 'istenmeyen adam' sinyali | Euronews

10 Büyükelçi Ne Dedi

10 büyükelçi ne dedi

10 büyükelçinin Kavala çağrısı: "Persona non grata"ya nasıl gelindi?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan 10 büyükelçinin Osman Kavala’nın serbest bırakılması için çağrıda bulunmasının ardından dün yaptığı açıklamada, "'Bu 10 tane büyükelçi bunların bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Zira bunlar, Türkiye'yi tanıyacaklar, anlayacaklar, bilecekler, bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler." ifadelerini kullandı. Peki bugüne kadar neler yaşandı?

18 Ekim 2021 tarihinde Almanya, Amerika Birleşik Devletleri, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda Büyükelçilikleri Osman Kavala'nın Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kararları doğrultusunda serbest bırakılması çağrısında bulundu.

ABD Ankara Büyükelçiliği'nin sosyal medya hesabından yapılan açıklamada, "Osman Kavala'nın tutuklanmasının üzerinden dört yıl geçti. Davanın, farklı dosyaların birleştirilmesi ve beraat kararından sonra yeni davaların yaratılması yoluyla sürekli geciktirilmesi, Türk yargı sisteminde demokrasiye saygıyı, hukuk devleti ve şeffaflık ilkelerini gölgelemektedir." ifadeleri kullanıldı.

BÜYÜKELÇİLER DIŞİŞLERİ'NE ÇAĞRILDI

10 büyükelçinin çağrısının ardından büyükelçiler Dışişleri Bakanlığı'na çağrıldı ve görüşmenin ardından yazılı açıklama yapıldı. Büyükelçilerin uyarıldığının belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi;

"Bu ülkelerin Büyükelçileri/Maslahatgüzarlarına, sosyal medya üzerinden yapılan ve bağımsız yargı tarafından yürütülen hukuki bir süreçle ilgili bu hadsiz açıklamanın kabul edilemez olduğu, hukuki süreçlerin siyasallaştırılmasına ve Türk yargısına baskı yapmaya yeltenen bu açıklamanın reddedildiği, söz konusu açıklamanın Büyükelçilerin savunduğunu iddia ettikleri hukukun üstünlüğü, demokrasi ve yargı bağımsızlığına da aykırı olduğu iletilmiştir.

Adı geçenlere, Anayasamızda da kayıtlı olduğu üzere, Türkiye'nin insan haklarına saygılı, demokratik bir hukuk devleti olduğu vurgulanmış ve Türk yargısının bu tür sorumsuz açıklamalardan etkilenmeyeceği hatırlatılmıştır." denildi.

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN'DAN AFRİKA ZİYARETİ SONRASI İLK AÇIKLAMA

Cumhurbaşkanı Erdoğan Afrika ziyareti dönüşü bu konuda ilk defa açıklama yaptı. Gazetecilerin sorularını yanıtlayan Erdoğan, büyükelçilerin çağrılarına ilişkin, “10 tane büyükelçi bu açıklamayı niye yapar? Bu Soros artığını savunanlar, bunu nasıl bıraktırırız gayreti içindeler. Söyledim Dışişleri Bakanımıza, bizim bunları ülkemizde ağırlamak gibi bir lüksümüz olamaz. Türkiye’ye böyle bir ders vermek haddinize mi sizin? Kimsiniz siz? Neymiş? Kavala’yı bırakın. Sen kendi ülkendeki haydutları, katilleri, teröristleri bırakıyor musun? değerlendirmesinde bulundu.

"GEREKLİ TALİMATI VERDİM"

Bu açıklamadan 2 gün sonra 23 Ekim'de Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir Millet Bahçesi, İl Halk Kütüphanesi ve Yapımı Tamamlanan Diğer Projelerin Toplu Açılış Töreni'nde konuştu. Burada da Kavala’nın serbest bırakılması için çağrıda bulunan büyükelçilere ilişkin şöyle konuştu;

"Yatıyorlar, kalkıyorlar, Kavala, Kavala… Kavala dediğin, Soros'un Türkiye şubesi. 10 tane büyükelçi onun için Dışişleri Bakanlığı'na geliyor. Bu ne terbiyesizliktir ya? Siz burayı ne zannediyorsunuz ya? Burası Türkiye, Türkiye. Burası öyle zannettiğiniz gibi bir kabile devleti değil. Burası anlı şanlı Türkiye. Burada kalkıp da Dışişleri Bakanlığı'na gelip talimat verme gibi bir yola giremezsiniz.

Gerekli talimatı ben de Dışişleri Bakanımıza verdim. Ne yapması gerektiğini söyledim. 'Bu 10 tane büyükelçinin bir an önce istenmeyen adam ilan edilmelerini hemen halledeceksiniz' dedim. Bunlar Türkiye'yi tanıyacaklar. Türkiye'yi bilmedikleri, anlamadıkları gün burayı terk edecekler."

MUHALEFETTEN TEPKİ

CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu Twitter hesabından yaptığı açıklamada, "Ülkeyi hızla uçuruma sürükleyen Şahıs, bu sefer de "10 büyükelçinin 'istenmeyen adam' ilan edilmesi emrini” vermiş. Açıkça söylüyorum; bu hareketlerinin sebebi milli çıkarları korumak değil, mahvettiği ekonomiye suni gerekçeler yaratma çabasıdır. Dönüp bir bak halkın sofrasına!" ifadelerini kullandı.

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu sosyal medya hesabından paylaştığı mesajında, "10 büyükelçiyi istenmeyen adam ilan etmenin ne Osman Kavala ile ne de yargı bağımsızlığıyla bir ilgisi vardır. Öyle olsaydı ağır ithamlar altındaki Rahip Brunson Trump’ın telefonu ile Deniz Yücel ise Merkel’in talebiyle bırakılmazdı." dedi

Davutoğlu, "En fazla ihracat yaptığımız ülkelerle tarihimizin en büyük diplomatik krizini çıkarmak için bu telaş ve istek nedendir? Adaletinizden kendi vatandaşlarınız şüphe duyarken ne yargınızın ne de ülkenizin bir itibarı kalmaz. Yazık!" ifadelerini kullandı.

AP BAŞKANI'NDAN AÇIKLAMA

Avrupa Parlamentosu Başkanı David Sassoli ise, "On büyükelçinin sınır dışı edilmesi, Türk hükümetinin otoriter yöneliminin bir işaretidir. Yılmayacağız. Osman Kavala'ya özgürlük." açıklamasında bulundu.

ABD DIŞİŞLERİ BAKANLIĞI'NDAN AÇIKLAMA

Reuters'ın aktardığı habere göre, ABD ile Fransa büyükelçilikleri ve Beyaz Saray konuya ilişkin yorum yapmadı.

ABD Dışişleri Bakanlığı ise "Açıklamaların farkındayız, Türkiye Dışişleri Bakanlığı'ndan konuya ilişkin net bir açıklama bekliyoruz" değerlendirmesinde bulundu.

Yeni Zelanda Dışişleri Bakanı Nanaia Mahuta, resmi olarak bir açıklama yapılmadığı sürece bu konuya bir yorum yapmayacağını söyledi. Mahuta, Yeni Zelanda ve Türkiye ilişkilerinin önemli olduğunu söyledi.

HOLLANDA BÜYÜKELÇİSİ SINIR DIŞI EDİLDİ İDDİASI

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarının ardından sosyal medyada yer alan haberlerde Hollanda Büyükelçisi Marjanne de Kwaasteniet'in sınır dışı edildiği iddia edildi. Ancak bu iddia yalanlandı.

Hollanda Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü, Hollanda basınına yaptığı açıklamada, "Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın bugün yaptığı açıklamaları not aldık. Şu anda Türkiye'nin Hollanda büyükelçisini sınır dışı edeceğine dair resmi bir onay yok. Bu konuda Türk Dışişleri Bakanlığı'ndan bir açıklama bekliyoruz" dedi.

Dışişleri Bakanlığı kaynakları ise haberin gerçeği yansıtmadığını söyledi.

PERSON NON GRATA İLANI

'Persona non grata' terimi, devletlerarası hukukta, bir devletin, ülkesinde istemediği bir kişiyi ülke sınırları dışına çıkarma kararını anlamına geliyor ve diplomatik yollardan uygulanabilecek en şiddetli kınama ve yaptırım yollarından biri.

2013 yılında Mısır, Türkiye'nin Kahire Büyükelçisi Hüseyin Avni Botsalı'yı "Türkiye'nin içişlerine karışmasını" gerekçe göstererek "istenmeyen kişi" ilan etti. Buna karşı olarak Türkiye de Mısır'ın Ankara Büyükelçisi Abderahman Salaheldin'i "istenmeyen kişi" ilan etti.

Bulgaristan ise 2016 yılında, görevli bir Türk diplomatı, "istenmeyen kişi" ilan etti. Türkiye de karara karşılık vererek, İstanbul Başkonsolosluğu'nda görevli bir konsolosu "istenmeyen kişi" ilan etti.

Erdoğan, 10 büyükelçi için ‘Talimat verdim’ dedi, resmi süreç başlatılmadı

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın, iş insanı Osman Kavala için çağrı yapan 10 ülkenin büyükelçisinin “istenmeyen şahıs (persona non grata)” ilan edilmesi talimatı verdiğini açıklamasına karşın, bu büyükelçiler için halen resmi bir işlem başlatılmadı. Erdoğan’ın açıklamasından bu yana Ankara’daki derin sessizlik sürerken ABD, Almanya ve Fransa’nın da aralarında bulunduğu 10 ülkeyle son dönemin en büyük diplomatik krizine yol açacak “istenmeyen şahıs” ilanı sürecinin işletilip işletilmeyeceğinin bugünkü kabine toplantısında netleşmesi bekleniyor.

Erdoğan’ın önceki gün Eskişehir’deki toplu açılış töreninde yaptığı konuşmada açıkladığı tutuklu Kavala’nın serbest bırakılması çağrısında bulunan büyükelçilerin, diplomasideki en ağır yaptırımlardan olan “istenmeyen şahıs” ilan edilmesi talimatı, Ankara’daki diplomatik çevrelerde deprem etkisi yarattı. Erdoğan’ın açıklamasının ardından gözler talimatı uygulayacak olan Dışişleri Bakanlığı’na ve açıklamada imzası bulunan ülkelerin elçiliklerine çevrilirken Dışişleri Bakanlığı, dün itibarıyla konuyla ilgili hiçbir açıklama yapmadı ve Dışişleri yetkilileri, gazetecilerin konuyla ilgili sorularını yanıtsız bıraktı. 

Dışişleri yetkilileri, sadece önceki gün Alman Bild gazetesinin Hollanda basınına dayandırarak yayımladığı “Hollanda’nın Ankara Büyükelçisi sınırdışı edildi” açıklamasını yalanlamakla yetindi.

RESMİ BİLDİRİM YOK

Cumhuriyet’in Ankara’daki diplomatik kaynaklardan edindiği bilgiye göre, Kavala açıklamasında imzası bulunan büyükelçiler, Erdoğan’ın açıklamasından hemen sonra Türk Dışişleri Bakanlığı’ndaki muhataplarıyla iletişime geçerek bilgi almaya çalıştı. Buna karşın büyükelçilere “istenmeyen şahıs” ilanı konusunda verilecek bir bilgi olmadığı bildirildi. Büyükelçilere dün itibarıyla konuyla ilgili herhangi bir resmi bildirimde bulunulmadığı öğrenildi. 

Kavala açıklamasında imzası bulunan büyükelçiler, geçen haftaki Dışişleri Bakanlığı’na çağırılma işlemini diplomatik ölçütler çerçevesinde olağanüstü bulmazken haklarında “istenmeyen şahıs” ilanının orantısız bir uygulama olacağı düşünülüyor. Kavala çağrısının, Ankara’nın tepkisinin aksine “Türkiye’nin içişlerine müdahale” olmadığını düşünen büyükelçiler, Avrupa Konseyi’nin kurucu üyesi olan Türkiye’ye AİHM kararlarına uyma yükümlülüklerini hatırlatmanın diplomatik açıdan sorunlu olmadığı görüşünde.

MİSİLLEME OLABİLİR

10 ülkenin büyükelçilerinin “istenmeyen şahıs” ilan edilmesi durumunda Türkiye ve Batı arasında son dönemin en büyük diplomatik krizi yaşanacak. Bu durumda bu 10 ülkenin de karşılıklılık ilkesi gereği o ülkelerde bulunan Türk büyükelçiler için aynı işlemi yapması bekleniyor. “İstenmeyen şahıs” ilanlarının yapılması durumunda 7’si Türkiye’nin NATO müttefiki konumunda olan 10 ülke ile diplomatik ilişkiler tarihte ilk kez aynı anda bu bir seviyeye düşmüş olacak.

‘İSTENMEYEN ŞAHIS’ NEDİR?

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Talimatını verdim” dediği “istenmeyen şahıs” ilanı süreci Dışişleri Bakanlığı aracılığıyla yürütülüyor. Diplomatik ilişkileri düzenleyen 1961 tarihli Viyana Sözleşmesi’ne göre bir ülke, gerekçesini açıklamak zorunluluğu olmaksızın ülkesinde bulunan herhangi bir büyükelçiyi ya da büyükelçilik çalışanını “istenmeyen şahıs” ilan edebiliyor. “İstenmeyen şahıs” ilan edilen diplomata, bulunduğu ülkeyi terk etmesi için makul bir süre tanınıyor. Bu durumda ilgili devlet, “istenmeyen şahıs” ilan edilen diplomatını ülkesine geri çağırıyor. Uluslararası ilişkilerdeki “mütekabiliyet (karşılıklılık) ilkesi gereği büyükelçisi “istenmeyen şahıs” ilan edilen devlet de kendi ülkesinde bulunan Türk büyükelçiyi “istenmeyen şahıs” ilan edebiliyor. 

4 YILDIR TUTUKLU

Gezi ve 15 Temmuz darbe girişimi davaları kapsamında tutuklu bulunan Kavala’nın tutukluluğunun 1 Kasım’da dördüncü yılını dolduracak olması dolayısıyla ABD, Almanya, Fransa, Danimarka, Finlandiya, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda’nın Ankara büyükelçilikleri, 18 Ekim’de ortak bir açıklama yayımladı. Açıklamada, “Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) bu husustaki kararları doğrultusunda Osman Kavala’nın derhal serbest bırakılmasının sağlanması için Türkiye’ye çağrıda bulunuyoruz” ifadeleri kullanılmıştı. Açıklamanın ertesi gün 10 büyükelçi Dışişleri Bakanlığı’na çağrılarak Türkiye’nin tepkisi Dışişleri Bakan Yardımcısı Faruk Kaymakcı tarafından büyükelçilere iletildi. Görüşmede büyükelçilerin Kavala açıklamasıyla ilgili herhangi bir izahatta da bulunmadığı, Türkiye’nin resmi tepkisini aldıktan sonra bakanlıktan ayrıldığı öğrenildi.


Osman Kavala'nın tutukluluğu

Osman Kavala’nın tutukluluk hikâyesi, yargının siyasallaşması, siyaset tarafından kullanılmasının, cezalandırılmak istenen kişiye göre suç yaratma teşebbüsünün ve sadece hukuk normlarının değil, mantık kurallarının da hiçe sayılarak delil yerine komplo teorileri kullanma faaliyetinin açık bir örneği.

Kavala, 1 Kasım 2017'de “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” (TCK 312) ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” (TCK 309) suçlamalarıyla tutuklandı.

Gezi protestolarının planlayıcısı, yöneticisi ve finansörü olduğu iddiasıyla hükümeti devirmeye teşebbüs suçuyla yargılandığı dava beraat kararıyla sonuçlandı. Beraat kararından sonra serbest bırakılmadı, daha önce tahliye kararı verilmiş olan ikinci suçlamayla yeniden tutuklandı.

Bu süreç içinde, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi hem hükümeti devirme hem de darbe teşebbüsüyle ilgili suçlamalar için makul şüphe uyandıracak delil olmadığına hükmetti, tutuklanmanın siyasi faktörlerle yetkinin kötüye kullanılması olduğu tespitini yaptı ve Kavala’nın derhal serbest bırakılması yönünde karar aldı. AİHM kararının etrafından dolanarak tutukluluğu devam ettirmek amacıyla üçüncü bir suçlama, casusluk suçlaması (TCK 328), ortaya çıkarıldı.

Kavala hakkında hazırlanan ikinci iddianamede bu suçlama, casusluğun konusu olması gereken gizli bilginin ne olduğunu, kimden ve nasıl temin edildiğini anlatma ihtiyacı hissedilmeden yer aldı. İddianamede, Kavala’nın Gülenci örgütün mahrem sorumlularıyla irtibat halinde olduğu, 15 Temmuz darbe girişimine katıldığı, hatta darbe sonrası kurulacak hükümette yer alacakların koordinasyonu ile uğraştığı şeklinde akıl almaz suçlamalar da bulunuyordu.

İddianamede hem casusluk hem de 15 Temmuz darbe girişimini desteklemek suçlamasına dayanak olarak, Kavala’nın darbe girişiminin arkasındaki dış güçlerin ajanı olmakla suçlanan Henri Barkey ile yoğun irtibat içinde olduğu iddia edilmişti. Bu iddiayla ilgili kullanılan sözde delil, Kavala, Divan ve Hilton otelleri arasındaki çalışma ofisindeyken Barkey’in telefonunun yakın yerlerden sinyal vermiş olmasıydı; aynı baz istasyonundan sinyal çakışması dahi bulunmamıştı. Somut delil bulunmaması ise, ilişkinin çok gizli yürütülmüş olması ile açıklandı.

Osman Kavala, hükümeti devirmek, darbe teşebbüsünde bulunmak ve casusluk gibi çok ağır suçlamalarla yargılandığı davalarla ilgili olarak farklı tarihlerde tutuklanmış ve 3,5 yıldan fazla bir süre tutuklu kalmış olduğu sürecin hiçbir aşamasında, savcı tarafından sorgulanmadı.

Bütün bu yoğun delilsizlik durumuna karşın, Cumhurbaşkanı birkaç kez Kavala’nın suçlu olduğuna dair demeçler verdi, bunlardan birinde de Gezi davasında verilen beraat kararını eleştirerek, bunu Kavala’nın tahliyesini sağlamaya yönelik bir operasyon olarak niteledi.

Kavala ile ilgili Gezi davası daha sonra, Çarşı grubu ile ilgili Gezi davasıyla birleştirildi. Bu davanın da Kavala ile ilgili 15 Temmuz darbe girişimini desteklemek ve casusluk suçlamalarıyla ilgili davayla birleştirilmesi söz konusu.

Böylece birbirlerinden farklı eylemler, birbirlerini tanımayan kişiler arasında ilişki kurulmaya çalışılacak. Ergenekon ve Balyoz davalarında gördüğümüz bu uygulama, siyasi davalarda algı yaratmaya yarayan elverişli bir yöntem olarak ortaya çıkıyor.

Daha bir süre Gezi protestolarının yargı aracılığıyla dış komplo olarak kriminalize edilmesi, siyasetin gündeminde yer almaya devam edecek ve bunun kanıtı olarak da Kavala’nın cezaevinde kalmasına gayret edilecek gibi görünüyor.

Osman Kavala’nın karşı karşıya kaldığı mesnetsiz iddiaların, hukuk ve mantık dışı süreçlerin kısa özeti:

17 Ekim 2017: Osman Kavala gözaltına alındı.

1 Kasım 2017: Kavala “hükümeti devirmek veya görevini yapmasını engellemeye teşebbüs” (TCK 312) ve “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni devirmeye teşebbüs” (TCK 309) suçlamalarıyla tutuklandı.

24 Aralık 2018: TCK 309 ve TCK 312 ile ilgili soruşturma dosyaları ayrıldı.

19 Şubat 2019: Tutukluluk kararından 16 ay sonra TCK 312. madde yönünden Kavala hakkındaki ilk iddianame düzenlendi.

11 Ekim 2019: Kavala’nın TCK 309 ile ilgili suçlamadan tahliyesine karar verildi.

10 Aralık 2019: AİHM Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olduğu ve derhal serbest bırakılması gerektiği yönünde karar verdi.

18 Şubat 2020: TCK 312 ile ilgili dava beraat kararıyla sonuçlandı.

19 Şubat 2020: Kavala beraat kararından sonra serbest bırakılmadan TCK 309 ile ilgili suçlamadan yeniden tutuklandı.

9 Mart 2020: Kavala TCK 328. maddeden tutuklandı.

20 Mart 2020: Kavala TCK 309’dan ikinci kez tahliye edildi. TCK 328 ile ilgili casusluk suçlamasından tutukluluğu devam etti.

3 Eylül 2020: AİHM kararlarının uygulanıp uygulanmadığını denetleyen Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, AİHM kararının uygulanarak Kavala’nın derhal tahliye edilmesi yönünde karar verdi.

29 Eylül 2020: Türkiye Cumhuriyeti Anayasa Mahkemesi (AYM) Kavala’nın haksız tutukluluk başvurusunu görüşülme gündemine aldı. Aynı gün TCK 309 ve TCK 328 (casusluk) suçlamalarını içeren ikinci iddianamenin mahkemeye sunulması üzerine, AYM konunun görüşülmesini erteledi.

29 Eylül 2020: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi konuyu görüştüğü ikinci toplantısında, AİHM kararının uygulanmaması halinde verilecek ara karar taslağının hazırlanması yönünde karar aldı.

3 Aralık 2020: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Kavala’nın derhal serbest bırakılmasına ve AYM’nin daha fazla ertelemeden AİHM kararına uygun düşecek şekilde dosyayı görüşmesine dair ara kararını açıkladı.

15 Aralık 2020: AYM haksız tutukluk görüşmesini yeniden gündeme aldı ve dosyanın AYM Genel Kurulu’na iletilmesine karar verdi.

18 Aralık 2020: 36. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmada tutukluluğun devamı yönünde karar alındı. İkinci duruşma tarihi 5 Şubat olarak belirlendi.

29 Aralık 2020: AYM Kavala’nın tutukluluğunun hak ihlali olmadığını 7’ye karşı 8 oy çokluğuyla kabul etti. Gerekçeli kararda, tutukluluğun hak ihlali olduğu yönünde oy kullanan üyelerin çok güçlü bir biçimde ifade ettikleri karşı görüşler yer aldı.

22 Ocak 2021: İstinaf mahkemesi Gezi davasında verilen beraat kararını bozdu. Bu davayla ilgili dosyanın TCK 309 ve TCK 328 ile ilgili dava dosyalarıyla incelenmesini istedi.

28 Ocak 2021: Beraat kararının bozulması sonrasında, 30. Ağır Ceza Mahkemesi tensip zaptı düzenleyerek birleştirilen dosyalarla ilgili duruşmanın tarihini 21 Mayıs 2021 olarak belirledi.

5 Şubat 2021: 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülmeye devam edilen duruşmada Mahkeme, Kavala’nın dava dosyasının 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yeniden görüşülecek olan TCK 312 ile ilgili Gezi Dosyası ile birleştirilmesine ve Kavala’nın TCK 328 ile ilgili casusluk suçlamasıyla ilgili tutukluluk halinin devamına karar verdi.

30 Nisan 2021: 30. Ağır Ceza Mahkemesi tutukluluk değerlendirme incelemesinde 1'e karşı 2 oyla Kavala’nın tutukluluğunun devamına karar verdi.

12 Mayıs 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi 12 Mayıs 2021 tarihli haftalık toplantısında Kavala davasına ilişkin görüşmesinde Türk yetkililerin ve mahkemelerin, AİHM kararını dikkate almadan sürdürülen tutukluluk durumunun sona ermesi için gerekli adımları atmamış olmasından duyulan büyük kaygıyı ifade etti. Komite, Konsey üyesi ülkeleri, Türk yetkilileriyle görüşmelerinde Kavala’nın sürmekte olan tutukluluğu ve bir an önce tahliyesi konusunu gündeme getirmeye davet etti. 21 Mayıs 2021'de 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yapılacak duruşmada Kavala’nın tutukluluk halinin yeniden değerlendirileceğine dikkat çekip yetkilileri Kavala’nın serbest bırakılması için gereken tüm adımları atmaya davet etti. 

21 Mayıs 2021: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Osman Kavala’nın casusluk suçundan tutukluluk halinin devamına karar verildi. Mahkeme, Çarşı ile ilgili Gezi dosyasının, birleştirme hususunun değerlendirilmesi için incelenip iade edilmek üzere mahkemeye gönderilmesini istedi.

9 Haziran 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, ilk kez AİHM'in Osman Kavala ile ilgili kararlarının uygulanmaması halinde Türkiye'ye yönelik ihlal prosedürü başlatacağını açıkladı. Kavala'nın devam eden tutukluluğunun uluslararası hukuka aykırılık teşkil ettiğini ve derhal salıverilmesi gerektiğini belirtti.

28 Temmuz 2021: Adli tatilde geçici olarak 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı olarak görevlendirilen 30. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı, daha önce muvafakat vermeyen 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nin Başkanı sıfatıyla muvafakata onay verdi. Böylelikle Başkan, kendi birleştirme talebine yine kendisi muvafakat vermiş oldu.

2 Ağustos 2021: İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesi 6 Ağustos günü duruşma yapacak olmasına rağmen 2 Ağustos'a duruşma açarak İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi’nde devam etmekte olan dava ile dosyanın birleştirilmesine, Osman Kavala’nın tutukluluk halinin devamına oy çokluğu ile karar verdi.

17 Eylül 2021: Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarına rağmen serbest bırakılmayan Osman Kavala ve Selahattin Demirtaş'la ilgili yaptırım öncesi bekleme kararı aldı. Kavala'nın serbest bırakılması çağrısını yeniledi.

10 büyükelçi kim? Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan büyükelçi açıklaması

10 büyükelçi olayı ile ilgli detaylar merak ediliyor. Büyükelçilerin ger igönderilip gönderilmeyeceği ile ilgili tartışmalar sürerken Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan açıklama geldi.

10 BÜYÜKELÇİ OLAYI NEDEN GÜNDEMDE?

10 ülkenin büyükelçisi, Türkiye'de yargı süreci devam eden Osman Kavala'nın serbest bırakılmasına ilişkin bildiri yayınladı. 10 büyükelçinin Kavala ile ilgili açıklamasının ardından "istenmeyen adam" ilan edilmesi gündeme geldi. Başkan Recep Tayyip Erdoğan, 10 büyükelçi hakkında Persona Non Grata (İstenmeyen Adam) ilan edilmesi için talimat verdiğini açıkladı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, "İstenmeyen adam" ilan edeceğiz dediği, Osman Kavala çağrısına imza atan 10 büyükelçinin durumu da toplantıda ele alınacak. Toplantıda büyükelçilerle ilgili nihai kararın çıkması bekleniyor.

Osman Kavala'nın serbest bırakılması çağrısı yapan ABD, Almanya ve Fransa dahil 10 ülkenin Ankara büyükelçisi Dışişleri Bakanlığı'na çağrılmış ve uyarılmşıtı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Eskişehir Millet Bahçesi, İl Halk Kütüphanesi ve yapımı tamamlanan diğer projelerin toplu açılış töreninde Osman Kavala'nın tutukluluğunun sona ermesi için çağrı yapan 10 büyükelçiye 'Bu ne terbiyesizliktir' diyerek tepki gösterdi. Dışişleri Bakanlığına talimat verdiğini duyuran Erdoğan, "On büyükelçi bir an önce istenmeyen adam ilan edilecek" ifadelerini kullanmıştı.

Osman Kavala'ya ilişkin açıklamalarda bulunan 10 büyükelçi ülkeleri şu şekilde:

Amerika Birleşik Devletleri, Almanya, Danimarka, Finlandiya, Fransa, Hollanda, İsveç, Kanada, Norveç ve Yeni Zelanda.

ERDOĞAN'DAN "BÜYÜKELÇİ" AÇIKLAMASI

Kabine Toplantısı'nın ardından açıklamada bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın büyükelçilerle ilgili sözleri şu şekilde:

"Bazı elçilerin açıklaması herhangi bir kişi ve konuyu değil, doğrudan ülkemizin yargısını ve egemenlik haklarını hedef almıştır. Bu tavır hakimlerimiz, savcılarımız ve avukatlarımızla birlikte tüm yargı mensuplarımıza yapılmış büyük hakarettir.

Türkiye'nin nezaketini zaaf görerek eski alışkanlıklarına yönelenler, yaptıkları yanlışı kabul etmedikleri sürece hak ettikleri cevabı alacaklardır.

Ülkem ve milletim adına ortaya koyduğumuz tavır bu sorumlu duruşun tezahürüdür. Niyetimiz asla kriz çıkarmak değil. Yapılan yeni bir açıklamayla ülkemize yönelik bühtandan geri dönülmüştür. Artık daha dikkatli olacaklardır.

Bağımsız ve tarafsız yargımızla, yargı mensuplarımıza yönelik bu saygısızlığa gereken cevabı vermek devletin başı olarak herkesten önce bizim görevimizdir.

Kendi yasama ve yürütme organlarımızın bile anayasa gereği işine karışamadığı yargımızı, bir grup büyükelçinin sigaya çekmesine tahammül edemeyiz.

Ülkemizin bağımsızlığına ve milletimizin hassasiyetlerine saygı duymayan hiç kimse, sıfatı ne olursa olsun, bu ülkede barınamaz."

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası