feodalite nedir / FEODALİZM Ansiklopediler - TÜBİTAK

Feodalite Nedir

feodalite nedir

Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Bir Örgütleniş Biçimi: Feodalite Nedir?

Haberler

Genel Kültür

Tarih

Toplumsal, Siyasal ve Ekonomik Bir Örgütleniş Biçimi: Feodalite Nedir?

Feodalite, Orta Çağ'ın başlarında Batı Avrupa'daki sosyal, ekonomik ve politik koşulları belirleyen bir örgütleniş biçimidir. Bu sistemde en önemli üretim aracı topraktır. Zenginliğin ölçüsü de toprağa bağlıdır ve en büyük toprağa sahip olan kişi en zengin olarak kabul edilir. Bu sistemde toprak gücü az olan halk, serbest köylüler ve köle köylüler olarak ikiye ayrılırdı. Feodalite veya diğer adı ile derebeyliğin ortaya çıkmasının en önemli nedeni ise Kavimler Göçü'dür.

Bu içeriğimizde feodalite hakkında merak edilenlere ulaşabilirsiniz.

Feodalite Nedir?

Feodalite Nedir?

Feodalite Neden Ortaya Çıktı?

Feodalite Neden Ortaya Çıktı?

Feodalitenin Özellikleri

Feodalitenin Özellikleri

Feodalitede Toplumsal Sınıflar

Feodalitede Toplumsal Sınıflar

Feodalitenin Yıkılması

Feodalitenin Yıkılması

Yorumlar ve Emojiler Aşağıda

kaynağı değiştir]

Feodal piramitin en alt ve en geniş tabakasını oluşturan serfler, soylunun toprağında üretim yapar ve tükettikleri çok az miktar haricindeki bütün ürünü soyluya verirlerdi. Bunun dışında serfler, soyluların şato tamiri gibi işlerinde işçi olarak da çalışırlardı.

Serfler, siyasal haklara ve istediği zaman başka köylere göç etme hakkına sahip değildir. Serf, feodal beye bağlıdır ve beyliği terk etmesi yasaklanmıştır.

Feodalizmin yıkılması[değiştir

Bir hizmet karşılığında edinilen/bahşedilen toprak (fief) temelinde toplum kesimleri arasında oluşan tabiiyet ilişkilerini ve hiyerarşiyi ifade eder. Orta Çağ Avrupası’ndaki sosyo-ekonomik, siyasi, askeri ve hukukî düzeni tanımlamak için modern tarihçilik döneminde türetilmiştir. Avrupa merkezli tarih yazımının etkisiyle zaman içinde, Avrupa dışı toplumların tarihinin bir anında geçirmiş oldukları bir aşamayı da ifade etmek üzere yaygın olarak kullanılan ve bu anlamda evrenselleşen bir kavramdır. Üretilen bir kavram olması itibarıyla ne zaman tipik hâle geldiği, her yerde uygulanabilen ortak bir sistem olup olmadığı, hatta Orta Çağ toplumlarını sosyo-ekonomik açıdan tanımlarken kullanılmasının ne ölçüde doğru olduğu hâlâ tartışılan bir husustur.

Üzerinde mutabakata varılamayan, yer yer keyfi ve yanlış biçimde kullanılan feodalizm kavramının, taşınabilir malları niteleyen feodum/feudum (fief) kelimesinden türediği François-Louis Ganshof (ö. ) ve Marc Bloch (ö. ) gibi feodalizm konusunun önde gelen tarihçileri tarafından kabul edilmektedir. Kelimenin Cermenik kökenli fehu (sığır) ve od (mal) kelimelerinin birleşmesinden oluştuğu düşünülmektedir. İlk zamanlar taşınabilir mülkiyeti ifade eden feodum kavramı, sonraları bir vasala, lordu tarafından yaptığı hizmetlere karşılık verilen temlik anlamını kazanmıştır. Aslında vasalın, lorda olan yükümlülüklerini ifade etmek için önceleri dinî içeriğe sahip olup iyi iş, lütuf anlamlarına gelen beneficium kelimesi kullanılırken yüzyıldan itibaren hukukî metinlerde feodum kavramının yaygınlaştığı görülmektedir. Bu kavramı, Charles Du Moulin (ö. ) ve Pierre Pithou (ö. ) gibi hukuk tarihçileri, Orta Çağ’da feodal bir toplum düzeninin ve toprak sisteminin temelini niteleyen hukukî bir kavram olarak anakronik şekilde kullanmaya başlamıştır. Bunda yüzyıl Fransız hukuk tarihçilerinin Frank örfi hukukunun özgün karakterini ve Avrupa medeniyetini şekillendiren hukuk ve toplum sistemini, Orta Çağ’da Frankların oluşturduğu feodum kavramına vurgu yaparak ortaya koymak istemeleri etkili olmuştur.

yüzyılda feodum kavramı hukukçuların teknik tanımlamalarının ötesinde değerlendirildi, Erken Orta Çağ’da siyasal adem-i merkeziyetçilik neticesinde oluşan ve sonrasında da yerleşik hâle gelen bir siyasal ve sosyo-ekonomik sistemi nitelendirmek üzere “feodal” biçiminde sıfat ve “feodalite” biçiminde isim olarak kullanılmaya başlandı. Feodalite kavramını Orta Çağ sosyal yapısını kuşatan hukukî ilişkiler biçiminde anlayan Henri de Boulainvilliers (ö. ) ve Charles-Louis de-Secondat Montesquieu (ö. ), eserlerinde “feodal yönetim” ve “feodal hukuk” gibi ifadelere yer verdi. Montesquieu’nun De L’esprit des lois (Kanunların Ruhu) adlı eserinde feodal hukuka dair değerlendirmelerde bulunması kavramın popülerleşmesinde etkili oldu. Amaçları, feodalitenin Frank aristokrasisini, adem-i merkeziyetçi yapısıyla siyasi ve hukukî açıdan monarşik siyasi otorite karşısında bağımsızlaştırdığını ortaya koymaktı. Fransız örfi hukukunun aristokratik/bağımsız niteliğini göstererek üstü kapalı şekilde yüzyıl Fransız mutlak monarşisinin aristokratik eleştirisini yapıyorlardı.

Feodalizm kavramının bugün anlaşıldığı biçime dönüşmesinde İskoç Aydınlanma düşünürlerinin belirleyici etkisi olmuştur. İlerlemeci bir Aydınlanma iktisatçısı ve ahlâk felsefecisi olan Adam Smith (ö. ), The Wealth of Nations (Milletlerin Zenginliği) adlı eserinde feodal sistemi yüzyılın üretken ticari toplum yapısının tam karşıtı olan, başta aristokratlar olmak üzere toplumda gücü elinde bulunduranların, serbest pazar ekonomisinin gelişimini engelledikleri geri bir sosyo-ekonomik yapı olarak değerlendirmiş ve feodal düzenin olumsuz bir tasvirini yapmıştır. 4 Ağustos tarihinde Fransız devrimcilerinin Ulusal Meclis’te feodal rejimi kaldırdıklarını ilan etmeleriyle birlikte bu düzene yüklenen olumsuz anlam daha da pekişmiş ve ancien regimé (eski rejim)’in adaletsiz olarak addedilen yapısıyla özdeşleştirilmiştir.&#;

Feodalitenin eşitsizlikler ve adaletsizlikler içeren geri bir toplumsal ve siyasal aşama olduğu görüşü, yüzyılda başta Marxistler olmak üzere liberallerden cumhuriyetçilere ve radikallere kadar birçok kesim tarafından kabul edildi. Toprak rantına dayalı sömürünün hâkim olduğu, eşitsiz ve adaletsiz bir sistemi tanımlamak için keyfi şekilde kullanıldı. Bu bakış açısı yüzyılda tarihçilerin büyük bir kısmı tarafından da benimsendi. Feodalizm kavramı bu yüzyılda modern Avrupa dillerinde yerleşik ve yaygın hâle geldi. Feodalizmin sadece lord tarafından vasallarına hizmet karşılığı verilen toprak (fief) temelli bir rant sistemi olduğu görüşünden, lordlar ve onlara bağlı geniş köylü kesimleri arasında toprak ve hizmet temelinde sömürü ilişkisine dayalı bir sistem olduğuna kadar farklı bakış açıları feodalizm çalışmalarına hâkim oldu. yüzyıl sonu ve yüzyıl başında Feodalizm hakkındaki bu kanaatler çok değişmeden tarihçiler tarafından, millî tarih yazımlarının etkisiyle, her milletin kendi feodal sisteminin birbirinden farklı olduğu, feodalitenin farklı ülkelerde farklı zamanlarda başladığı gibi hususlar tartışmaya açıldı.

Feodalizm kavramını sosyolojik bir bakış açısıyla ele alıp dar olan hukuki, siyasi ve sosyo-ekonomik tanımlarının ötesine taşıyan, Feodal Toplum () adlı eseriyle Annales Ekolü’nün kurucularından Marc Bloch oldu. Bloch, feodal toplumun 9. yüzyılda Avrupa’daki barbar istilalarının bitmesiyle oluşan istikrar neticesinde ortaya çıkıp yüzyıla kadar Avrupa’da hâkim olan bir düzen olduğunu, sadece toprağa bağlı olmayıp her türlü tabiiyet ilişkisini içerdiğini, feodal toplumdaki hiyerarşik tabiiyet ilişkilerinin toplumun her kesimini şekillendirip maddi kültür ve zihniyeti belirlediğini savundu. Bununla beraber, ’lerden itibaren bizzat feodalizm kavramına ve feodal toplumun tanımının yapılmasına yönelik itirazlar da yükselmeye başladı. Elizabeth A.R. Brown ve özellikle de Susan Reynolds gibi tarihçiler, bu kavramın modern tarihçiliğin bir icadı olduğunu belirterek, tarihsel süreç içerisinde feodalizm tanımlarının çelişki ve tutarsızlıklarını ortaya koydular ve Orta Çağ’da gerçek bir karşılığı olmayan bu kavramın kullanılmasının yanlış olduğunu söylediler. Bugün her ne kadar alışkanlıklar nedeniyle akademik ve popüler yazında feodalizm kavramı kullanılmaya devam etse de Orta Çağ tarihi uzmanları kavramı kullanmaktan kaçınmaya çalışmaktadır.

Feodalizm kavramının tarihî gelişimi ve üzerine yapılan tartışmalar yanında feodalizm denince bilinmesi gereken bazı kavram ve olgular mevcuttur. Roma İmparatorluğu’nun çökmesinden sonra oluşan siyasal ve toplumsal boşlukta bölgesel güçler ortaya çıkmış, siyasi ve sosyo-ekonomik gücün parçalanması lord (dominus)ların nüfuzlarının artmasına neden olmuş, toprağa dayalı, para ekonomisinin önemsiz olduğu, kendi kendine yeten ve kapalı sosyo-ekonomik yapıda lordlar ve onlara bağımlı geniş bir toplumsal kesim doğmuştur. 8. yüzyılda özellikle Batı Avrupa’da Karolenj Devleti’nin merkezileşme çabaları sırasında, lordlara daha fazla imtiyaz ve toprak verilmiş (fief), bu da lordluk müessesesinin güçlenmesine neden olmuştur. Başlarda her şartta ırsi olmayan toprak mülkiyeti, Karolenj Devleti’nin merkezi gücünü yitirmesine paralel olarak babadan oğula intikal eden bir nitelik kazanmıştır. Özellikle siyasi ve toplumsal kaos ortamında korunma ihtiyacı olan geniş toplum kesimlerinin, hizmet karşılığında lordların himayesine girmekten başka seçeneklerinin olmaması, lord ve ona bağlı olanlar arasında hukukî bir tabiiyet ilişkisini doğurmuştur.&#;

Piramit şeklinde teşkilatlanan ve kralın en üstün lord olduğu bu düzende herkes sosyal hiyerarşide kendisinden üst konumda olanın vasalıydı. Vasal, yani tâbi olan, lorda sunduğu askeri, iktisadî, sosyal vb. hizmet karşılığında başta toprak olmak üzere çeşitli imtiyazlar edinirken, düzenli ordunun olmadığı ve çalışacak nüfusun yetersiz olduğu koşullarda insan kaynağına ihtiyaç duyan lordlar da vassallara sundukları prestijli himaye imkânıyla nüfuzlarını arttırmışlardır. Lord ve vassal arasındaki tabiiyet, vasalın diz üstü çökerek ellerini lordun ellerinin arasına koyduğu, İncil veya aziz kalıtlarına el basarak lorda daima bağlı kalacağına (fidelitas) dair yemin ettiği bir törenle (commendatio) resmî nitelik kazanıyordu. Düzen, Orta Çağ’ın rahipler (dua edenler), aristokrasi (savaşanlar) ve avam (çalışanlar) biçiminde tanımlandığı üç zümreli toplum görüşüyle uyumluydu. Bir noktadan sonra sadece şövalye olan vasalların askeri hizmetlerini (servitium debitum) içermeyen hizmet ve tabiiyet ilişkisine dayalı düzen, din adamlarının da lord ve vassal statüsünde olmalarına imkân veriyordu. Nüfusun büyük bir kesimi ise ya belirli bir toprak parçasının kullanım hakkına sahip ya da topraksız fakat hukukî olarak özgür olan köylülerden ve çalıştığı toprağı lordun izni olmadan terk etmesi yasak olup mal olarak alınıp satılamayan fakat özgür de olmayan, dolayısıyla kölelerden farklı olan serflerden oluşuyordu. 9. yüzyılda Viking İstilalarının kaotik ortamında Avrupa’da yaygınlaşmaya başlayan tabiiyet ilişkileri, yüzyıldan itibaren nüfus artışı, ticaretin canlanması ve dolayısıyla para ekonomisinin güçlenmesi, merkezi devletlerin nüfuzlarını arttırmaları vb. faktörler nedeniyle çözülmeye başlamış, her ülkede farklı biçimlere bürünmüştür.

Fatih Durgun

Kaynakça

Anderson, Perry. Antikiteden Feodalizme Geçişler. Çev. Uygur Kocabaşoğlu. İstanbul: İletişim Yayınları,

Bloch, Marc. Feodal Toplum. 4. Baskı. Çev. Mehmet Ali Kılıçbay. Ankara: Doğu Batı Yayınları,

Brown, Elizabeth A.R. “The Tyranny of a Construct: Feudalism and Historians of Medieval Europe.” The American Historical Review 79, Sayı: 4 ():

Duby, George. The Three Orders: Feodal Society Imagined. Çev. Arthur Goldhammer. Chicago: Chicago University Press, &#;

Herlihy, David. Ed. The History of Feudalism. London: Palgrave MacMillan,

Reynolds, Susan. Fiefs and Vassals: The Medieval Evidence Reinterpreted. Oxford: Oxford University Press, &#;

West, Charles. Reframing the Feudal Revolution: The Political and Social Transformation Between Marne and Moselle, c. c Cambridge: Cambridge University Press,

kaynağı değiştir]

Feodalizm, Avrupa'daki ekonomik dengelerin değişmesiyle yıkılmıştır. Avrupa'da yüzyıl sonrasında yavaş yavaş güçlenmekte olan ticaret, feodal düzeni kıracak kadar dinamik olmuştur. Buna rağmen feodalizmin fiilen ortadan kalkması uzun zaman almış, son kalıntıları ancak Sanayi Devrimi ile yok olmuştur.

Ticaretin canlanması[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası