çatlayan ellere evde bakım / Мужской руки stok fotoğraflar | Мужской руки telifsiz resimler, görseller | Depositphotos

Çatlayan Ellere Evde Bakım

çatlayan ellere evde bakım

1 NO FİİL ГЛАГОЛЫ FİİL SORUSU ВОПРОС ÖRNEK CÜMLE ПРИМЕРЫ ПРЕДЛОЖЕНИЙ 1 ABANMAK Наваливаться 2 ABARTMAK Преувеличивать 3 ABONE OLMAK Подписаться 4 ABONE YAPMAK Подписать Подписать 5 ACELE ETMEK Торопиться, спешить 6 ACIKMAK Çocuk sıraya abanmıştı. Adam üstüme abandı, parayı uzattı. Lütfen bu konuyu abartma! Ben de yeni çıkan dergiye abone oldum. Öğretmen beni de abone yaptı. Ahmet i A dergisine abone yaptım. İşe geç kalmamak için acele ediyor. Проголодаться Ahmet çok acıkmış. Karnım çok acıktı. 7 ACIMAK Болеть (орган) Elim çok acıyor. Жалеть Onun çocuklarına acıdım. Sadece arabama acıyorum. 10

2 Становиться горьким 8 ACINDIRMAK Вызывать жалость Вызывать жалость 9 ACITMAK Ушибиться Делать больно 10 AÇIKLAMAK Разъяснить Открыть (тайну) Огласить (приговор, решение) (что- в.п.) Bu tereyağı acımış. Yoldan geçen yolcuları kendine acındırıyordu. Dilenci yalvararak kendine acındırıyordu. Ali dün kolunu acıtmış. Mehmet elimi acıttı. Öğretmen bu konuyu geçen hafta açıklamıştı. Ben bunu size açıklamıştım. Gerçeği açıklarsa çok kötü olur. Hâkim kararı açıkladı. 11 AÇILMAK Открываться Birden odanın kapısı açıldı. Okullar eylülde açılıyor. O gemi dün denize açıldı. Отчаливать Отклеиваться Ayakkabımın altı açılmış. 11

3 Проясняться Hava akşama doğru açıldı. Открывать душу O sadece en iyi arkadaşına açılıyor. Делать большие Bu ay çok açıldık. расходы Разойтись Lütfen açılın, ben doktorum! 12 AÇMAK Открывать Lütfen kapıyı açar mısın? Делать отверстие Ne (что) Hırsız duvarda bir delik açmış. Прорубить Ne (что) Buradan bir kapı Говорить о чем-л. (употр. в funduszeue.info) Включать açabiliriz. Bu konuyu bir daha açma. Burası çok karanlık, ışığı açar mısın? Выкапывать Ne (что) Babam bahçeye büyük bir çukur açtı. Расчистить Geçen kış bu yolu tam üç saatte açtılar. Расцветать (çiçek ~) Ne (что) Ağaçlar ilkbaharda çiçek açarlar. 13 ÂDET EDİNMEK Брать за правило Adam başkalarını dolandırmayı âdet edinmiş. 14 AFALLAMAK Растеряться Adam beni karşısında görünce birden afalladı. 12

4 15 AFFETMEK Извинять, прощать 16 AĞAÇLANDIRMAK Озеленять Lütfen beni affet! Biz bu parkı ağaçlandırmalıyız. 17 AĞARMAK Светать Uzun bir bekleyişten sonra gün ağardı. Рассветать İki saat sonra hava ağaracak. 18 AĞIRLAMAK Оказывать прием, принимать 19 AĞIRLAŞMAK Становиться более тяжелым Zeki misafirlerini çok güzel ağırlamış. Bu çanta her gün biraz daha ağırlaşıyor. Ухудшаться Hastanın durumu günden güne ağırlaşıyordu. 20 AĞLAMAK Плакать Suat dün çok ağladı. 21 AĞLATMAK Доводить до слез 22 AĞRIMAK Болеть (о части тела) 23 AİT OLMAK Принадлежать Niçin her gün kardeşini ağlatıyorsun? Bugün başım çok ağrıyor. Bana ait olmayan eşyaları kullanmam. 13

5 24 AKILLANMAK Поумнеть Bu adam hiçbir zaman akıllanmaz. 25 AKMAK Течь Bizim apartmanda sular akmıyor. 26 AKSATMAK Срывать (работу) 27 AKTARMAK Перемешивать, переносить, перевозить, переливать, пересыпать, пересаживать, перекладывать Nereden (откуда) Ama sen buradaki işini aksatıyorsun. Kovadaki suyu bidona aktar. Kovadaki suyu bidona aktar. Bu suyu bu kovadan şu bidona aktaralım. Söylediklerinizi aynen aktardım. 28 ALDANMAK Заблуждаться Ben problem çözüldü sanıyordum, aldanmışım. Ошибочно поверить 29 ALDATMAK Обманывать 30 ALDIRMAMAK Не обращать внимания, не придавать значения Ben onun sözlerine aldandım. Mahmut beni de aldattı. Bırak, aldırma. İstediğini söylesin. Sen onun söylediklerine aldırma. 14

6 Sen Ali ye aldırma. 31 ALINMAK Быть купленным Geçen hafta ofise iki Обижаться Расстраиваться 32 ALIŞMAK Привыкать 33 ALIŞTIRMAK Воспитывать Приучать 34 ALKIŞLAMAK Аплодировать Neyden (от чего) kutu boya alınmıştı. Dün benim söylediklerime alınmış. Galiba yaptığımız şakadan biraz alınmış. Ben bu okula çok çabuk alıştım. Çocuk yeni arkadaşlarına bir haftada alıştı. Çocuğu küçük yaşta alıştırmak lazım. Çocuğu küçük yaşta temizliğe alıştırmak lazım. Seyirciler sanatçıyı ayakta alkışladılar. En çok, adamın son sözlerini alkışladılar. 35 ALIŞ VERİŞ YAPMAK Делать покупки Dün biraz alış veriş yaptık. 36 ALMAK Взять Bu kalemi al, abine ver. 15

7 Покупать Ne (что) Dün yeni bir araba aldım. Вмещать Bu valiz elbiselerin hepsini almaz. Получать Ne (что) Dün eski bir dostumdan mektup aldım. Пропускать (воду) Gemi birden su almaya başladı. Приглашать Genç kız bizi misafir odasına aldı. Принимать (душ) Ne (что) Önce güzel bir duş al. Вытирать (пыль) Temizlikçi önce tozları aldı. Забирать (в милицию) Polisler bir akşam gelip babamı aldılar. Простудиться (soğuk ~) Annem biraz soğuk almış. Захватить Bin dokuz yüz kırk birde Almanlar Moskova yı almak istediler. Перенести Toplantıyı saat beşe Красть 37 ANILMAK Страд. от вспоминать 38 ANLAMAK Понимать aldık. Komşunun parasını almış. Ünlü şair dün büyük bir törenle anıldı. Ben bu konuyu anlamadım. Türkçe öğretmenimi çok iyi anlıyorum. 16

8 Разбираться Neyden (от чего) O, benim söylediklerimi yanlış anladı. Bulutları görünce yağmur yağacağını anladım. Arabalardan çok iyi anlar. 39 ANLAŞILMAK Быть понятным Ne (что) Son ders biraz anlaşılmamış. 40 ANLAŞMAK Договариваться Ладить 41 ANLATMAK Объяснять, рассказывать 42 ANMAK Вспоминать nle (с кем) nle (с кем) Nereden- (откудакуда) Anlaşıldı, yarın pikniğe gidemeyeceğiz. Biz sizinle anlaşmıştık. Ben Hasan la çok iyi anlaşıyorum. Ben size geçen hafta anlatmıştım. Bu konuyu anlatmıştım. Sen bu konuyu ikinci paragraftan sonuna kadar anlat. Yedinci cumhurbaşkanımızı törenle andık. Arkadaşlarla eski günleri andık. 17

9 43 ARALAMAK Приоткрывать 44 ARAMAK Искать Позвонить Сожалеть Обыскивать 45 ARAŞTIRMAK Изучать Разыскивать 46 ARITMAK Очищать Nereden (откуда) Çocuk kapıyı araladı, beni görünce hemen kaçtı. Çocuk, sokakta annesini arıyordu. Sabahtan beri defterimi arıyorum. Ben akşam seni ararım. İstanbul dan Remzi aradı. Sonra bu günleri çok arayacaksın. Polisler herkesin üstünü aradılar. Adam, İngiliz tarihini araştırıyordu. Polis bütün olayı araştırdı. Her yeri araştırdık ama onu bulamadık. Suları arıtmadan içmeyin. 47 ARIZALANMAK Ломаться Dün buzdolabı bir daha arızalandı. 48 ARZULAMAK Желать Bir gün onunla tanışmayı arzuluyorum. 18

10 49 ASMAK Вешать Nereden (откуда) Ne (что) Вешать (казнить) 50 AŞAĞILAMAK Унижать 51 ÂŞIK OLMAK Влюбиться 52 AŞMAK Преодолевать Превышать 53 ATAMAK Назначить 54 ATILMAK Бросаться Увольняться Nereden (откуда) Buraya gömleklerini asabilirsin. Ceketini askıya as. Pantolonlarını paçalarından as. Ben geldiğimde çamaşır asıyordu. Mahkûmu yarın asacaklar. O genelde insanları aşağılayarak konuşur. Güzel bir kıza âşık oldum. Bazı zorlukları aşmak için sabır lazımdır. Toplantı üç saati aşmıştı. Serkan ı genel müdür yardımcılığına atadılar. Serkan ı genel müdür yardımcılığına atadılar. Köpekler birden üstüme atıldılar. Kemal kötü çalıştığı için işten atılmış. 19

11 Атаковать 55 ATIŞMAK Поссориться 56 ATIŞTIRMAK Перекусить (о еде) nle (с кем) Ne (что) Askerler hücum emriyle ileri atıldılar. Dün Kenan la biraz atıştık. Sabahleyin biraz atıştırdım. Biraz salata atıştırdım. Ne (что) Моросить Dışarıda yağmur atıştırıyor. 57 ATLAMAK Прыгать Перепрыгивать Nereden (откуда) Садиться (в транспорт) Пропускать Ne (что) Bu paragrafta iki cümle atlamışsın. 58 ATLATMAK Понуд. от прыгать Kadın birden denize atladı. Hırsız duvardan atladı ve kaçtı. Çabuk bir taksiye atla, gel! Yaşlı adam eşeğe hendeği atlatmaya çalışıyordu. Отделаться Ne (что) Sevil geçen ay büyük Пережить, преодолевать Надувать, обманывать bir kaza atlattı. Borcumuz çok ama bu ayı atlatırsak biraz rahatlarız. Benimle görüşmemek için devamlı beni atlatıyor. 20

12 Избавляться 59 ATMAK Бросать, кидать Onu atlatmak için evde olmadığını söyledim. Birisi Ömer e taş atmış. Çocuklar cama taş atmışlar. Добавить Ne (что) Salataya biraz daha tuz at. Стрелять Ne (что) Bu gece iki el silâh attılar. Ne (что) Babam çok iyi ok atar. Ударить (tekme ~) Ne (что) Arkadaşına tekme atmış. Обвинять (suç ~) Suçu arkadaşına atıyor. Переносить Mahkeme duruşmayı şubatın on beşine attı. Выбрасывать (что- в.п.) Şunları çöpe atar mısın? Приставать Parktaki kızlara lâf atmış. Выгонять Nereden (откуда) Dün onu okuldan attılar. Биться (о сердце) Hastanın kalbi çok hızlı atıyordu. Отправить письмо Ne (что) Geçen gün anneme bir mektup attım. Отвечать наобум (kafadan ~) (что- в.п.) Sorunun cevabını kafadan attım. Придумывать, привирать Sen bir şey anlatırken biraz atıyorsun. 21

13 Увольнять Babamı işten attılar. 60 AVLAMAK Охотиться Ne (что) Dün büyük bir keklik avladık. 61 AVUTMAK Занимать чем-то Neyle (с чем) Çocukları belli bir süre oyuncaklarla avuttuk. Bizi her zaman boş sözlerle avutuyor. 62 AYAKLANMAK Встать Niçin hemen ayaklandınız? Biraz daha oturun. Встать на ноги Hasta iki günde ayaklandı. Восстать Halk, ihtilalden sonra ayaklandı. 63 AYARLAMAK Организовать Ne (что) Güzel bir gezi ayarladık. Заводить (часы), регулировать (что-л.) Найти (организовать) Настроить Ne (что) Ne (что) Pazara güzel bir piknik ayarladık. Ben dün akşam saati ayarlamıştım. Saatimi radyoya göre ayarlamıştım. Yarına iki araba ayarlamamız lâzım. Artık bütün kanalları ayarladım. 22

14 64 AYDINLATMAK Освещать Просвещать 65 AYIKLAMAK Перебирать 66 AYIP ETMEK Поступать нехорошо 67 AYIPLAMAK Осуждать 68 AYIRMAK Разделить Разлучать Выделить Оставить Выбирать Разнимать Küçük projektörler sahayı çok iyi aydınlatıyorlardı. Hocam, bizi bu konuda aydınlattığınız için teşekkür ederiz. Pilav yapmak için önce pirincin taşını ayıklamalısın. Onu davet etmemekle çok ayıp ettin. Ayhan ı söylediklerinden dolayı çok ayıpladılar. Bizim grubu ikiye ayırdılar. Bizi hiç kimse ayıramaz. Küçük odayı sana ayırdık. Haydar a da biraz yemek ayırın. Bunların içinden okuyacağın kitapları ayır. Dün kavga eden iki çocuğu ayırdım. 23

15 69 AYRILMAK Делиться Türkçe de yapı bakımından fiiller dörde ayrılır. Увольняться Nereden Ben işten ayrıldım. (откуда) Расставаться Kimden (от кого) Hakan kız arkadaşından ayrılmış. Покидать, Nereden İki saat önce buradan уходить Разводиться 70 AZARLAMAK Ругать (откуда) Kimden (от кого) ayrıldı. Adam on yıllık karısından ayrılmış. Babam kardeşimi biraz azarladı. 71 BAĞIRMAK Кричать, орать Sen çok bağırıyorsun. Abim bana çok bağırdı. 72 BAĞIŞLAMAK Жертвовать Прощать 73 BAĞLAMAK Привязывать Завязывать Связать Şarkıcı, bütün servetini kimsesiz çocuklara bağışladı. Senin bu yanlışını bağışlayamam. Köpeği bağladın mı? Köpeği kulübesine bağladım. Ayakkabısının bağcıklarını bağlıyor. Polisler hırsızı sıkıca bağladılar. 24

16 74 BAHSETMEK Разговаривать (о чем-то, о комто) 75 BAKMAK Смотреть Neyden (от чего) Kimden (от кого) Dün arabalardan bahsettik. Biz de tam senden bahsediyorduk! Şu yeşil arabaya bakıyordum. Следить (за собой) Смотреть (за товаром) Наблюдать 76 BANTLAMAK Скрепить скотчем 77 BARIŞMAK Помириться 78 BARIŞTIRMAK Помирить Помирить 79 BASMAK Наступать nle (с кем) nle (с кем) Öğretmen birden bana baktı. Doktor Kendine iyi bakmalısın! demiş. Afedersiniz, bu tezgâha kim bakıyor? Bu doktor günde on hastaya bakıyor. Şu defteri de bantlayalım. Ben Rıdvan la dün barıştım. Bizi öğretmen barıştırdı. Dün Said le Metin i barıştırdık. Lütfen çimlere basmayınız! Yanlışlıkla Şenol un ayağına bastım. 25

17 Нажимать Исполняться (сколько-то лет) Наполнять Накачивать 80 BASTIRMAK Подавлять Нажимать (со стороны руководства) Şu düğmeye basarsan kapı açılır. Lokman bugün beş yaşına bastı. Bizim bodrumu su bastı. Ön lâstiğe biraz hava basmamız lazım. Polis isyanı bastıramadı. Olayı çözmemiz için yukardan bastırıyorlar. Нагрянуть O saatte misafirler bastırınca çok şaşırdık. Издать İlk kitabını bastırmak için çok çalıştı. Начинаться Ne (что) Öğleden sonra birden yağmur bastırdı. Подавлять Heyecanını bastırmak için şarkı söylüyordu. Одолеть (о сне) Ne (что) Yemekten sonra uyku bastırdı. Наступить Ne (что) O gelene kadar karanlık bastırdı. 81 BAŞARMAK Завершать с успехом İkinci yarı bizim takım çok bastırdı ama gol atamadı. Korkma! Sen başarırsın. 26

18 82 BAŞLAMAK Начинать Bu işi ancak sen başarırsın. Bugün yeni bir konuya başladık. Начинаться Dersler saat sekizde başlıyor. Наступать (о времени года) Artık kış başladı. 83 BAŞLATMAK Дать старт 84 BAŞVURMAK Обращаться Прибегнуть (к способу, методу) 85 BATIRMAK Топить Воткнуть Запачкать Разорять Сунуть Hakem maçı erken başlattı. İki ay önce bir fabrikaya başvurdu. Zam için müdüre başvurmalısın. Seninle tanışabilmek için bu yola başvurdum. Düşmanlar iki gemimizi batırdılar. Bıçağı yavaşça tereyağına batırdı. Bütün elbiselerini batırmışsın. Bütün sermayesini bir yılda batırdı. Çocuk birden elini boyaya batırdı. 86 BATMAK Тонуть Titanik yirminci yüzyılda battı. 27

19 Воткнуться Садиться (солнце) Застрять Elime iğne battı. Güneş saat yedide batıyor. Araba birden çamura battı. Обанкротиться Bu krizde bir çok şirket ve banka battı. 87 BAYATLAMAK Зачерстветь Ekmek bayatlamış. Устаревать Bu haber artık bayatladı. 88 BAYILMAK Лишиться чувств Обожать Потерять сознание 89 BECERMEK Справляться 90 BEĞENMEK Нравиться Выбирать Neyden (от чего) Genç kız birden bayıldı. Ben bu tatlıya bayılıyorum. Bugün açlıktan az daha bayılacaktım. Bu işi ancak o becerebilir. Bu şarkıyı beğendim. Senin bu davranışını herkes çok beğendi. Bu gömleklerden birini beğen. 91 BEKLEMEK Ждать Ne (что) İki saattir otobüs bekliyorum. Dünden beri seni bekliyorum. 28

20 Ожидать 92 BENZEMEK Походить 93 BESLEMEK Кормить Kimden (от кого) Bunu senden beklemezdim. Arabanın rengi şu masanın rengine benziyordu. Bu çocuk babasına benziyor O anda kadın çocuğu besliyordu. Разводить Ne (что) Benim ailem de koyun besliyor. Держать Ne (что) Evde kedi, köpek beslemek tehlikeli olabilir. Укреплять Eski evi iki yanından beslemek istiyorlardı. Питать чувства Ne (что) Nedense bana karşı iyi duygular beslemiyor. 94 BEZMEK Надоедать 95 BIKMAK Надоедать Neyden (от чего) Kimden (от кого) Neyden (от чего) Neyden (от чего) Artık futbol oynamaktan da bezdik. Senin bu kötü arkadaşlarından bezdim. Yürümekten bıktım. Senin bu kötü alışkanlıklarından bıktım. 29

21 96 BIRAKMAK Бросать Оставлять Отпускать Перенести Оставить (о профессии) Отпустить (усы, бороду) (не) Сдать (экзамен) Отдавать (по какой-то цене) 97 BİÇMEK Разрубить Кроить Жать, косить Определять цену, оценивать Ne (что) Nerede (где) Babam sigarayı bıraktı. Çocuğu anneme bıraktık. Ben kitabı masaya bıraktım. Jale birden ipi bıraktı. Öğretmen bizi beş dakika erken bıraktı. İkinci toplantıyı gelecek haftaya bırakalım. Artık fotoğrafçılığı bıraktım. Bu sene sakal bırakmak istiyorum. Matematikçi on kişiyi sınıfta bırakmış. Bu ayakkabıyı son olarak kaça bırakırsınız? Kılıç adamı ikiye biçmişti. Terzi benim verdiğim kumaşı yanlış biçmiş. Siz ekinleri ne zaman biçersiniz? Antika bir eşyaya değer biçmek zordur. 30

22 98 BİLDİRMEK Сообщать 99 BİLGİLENDİRMEK Оповещать, просвещать BİLMEK Знать Ben onun gelmeyeceğini bildirmek istemiştim. Bu durumu müdür beye bildirmeliyiz. Daha sonra bu konuda beni bilgilendirirsiniz. Ben bu konuyu bilmiyorum. Уметь Ne (что) Arkadaşım Rusça Считать (думать) BİNMEK Садиться (о транспорте, лифте) bilmiyor. Biz seni dost biliyorduk! Dün uçağa bindi ve gitti. Садиться (о животных) Sen ata binmeyi biliyor musun? BİRİKTİRMEK Копить Ne (что) Ev almak için para biriktiriyormuş. Собирать, коллекционирова ть Ne (что) Ben de küçükken pul biriktiriyordum. BİRLEŞMEK Соединяться İki yol burada birleşiyor. Объединяться İki parti seçimi kazanmak için birleştiler. 31

23 Объединяться Сходиться, быть сходным BİRLEŞTİRMEK Объединить BİTİRMEK Заканчивать Neyle (с чем) Neyle (с чем) As dergisi, Sis dergisiyle birleşmiş. Bazı konularda fikirlerimiz birleşiyor. Biz de iki odayı birleştirdik. Biz de salonla küçük odayı birleştirdik. İki şirket güçlerini birleşrirdiler. Ben bu kitabı bitirdim. BİTMEK Заканчиваться Dersler saat beşte bitiyor. BOĞMAK Утопить Связать Завалить, осыпать Душить Arkadaşları onu suda boğmak istemişler. Çuvalın ağzını bir iple boğduk. Tatilden gelince bizi hediyeye boğdu. Tatilden gelince bizi hediyeye boğdu. Bu sıcaklar beni boğuyor. BOĞULMAK Тонуть Ayşe nin kardeşi boğulmuş. Dün bizim köpek boğuldu. 32

24 Nerede (где) Neyden (от чего) Merâl in kardeşi gölde boğulmuş. Az daha dumandan boğulacaktık. Отравиться (дымом) BOĞUŞMAK Схватиться Sokak köpekleri her zamanki gibi boğuşuyorlardı. Ссориться BOMBALAMAK Бомбить BORÇLANMAK Задолжать nle (с кем) Nereyi (что-в.п. о месте) Dün Ercan la Şamil yine boğuşmuşlar. Askerler şehri bombalamaya başladılar. Sedat a 50 bin lira borçlandım. Bu ay markete çok borçlandık. BOŞALMAK Опустеть Bizim üstümüzdeki daire boşaldı. Опустеть Buzdolabı iki günde boşaldı. Не сдержаться Ben konuyu açınca birden boşalıverdi, hemen ağlamaya başladı. BOŞALTMAK Освободить Высыпать, выливать Kiracılar evi yarın boşaltacaklar. Patatesleri bu sepete boşalt. 33

25 Эвакуировать Çabuk bu binayı boşaltın. BOŞANMAK Развестись İki yıl önce boşanmış. Kimden (от кого) İki yıl önce kocasından boşanmış. Хлынуть Vurur vurmaz çocuğun burnundan kan boşandı. BOYAMAK Красить, накрасить Dün kapıyı boyadık. Genç kız önce dudaklarını boyadı. BOZDURMAK Разменять Ne (что) Ben de dün para bozdurdum. BOZMAK Сломать Разменивать (деньги) Вредить Помять Ne (что) Said bizim televizyonu bozmuş. On milyon lirayı bozabilir misiniz? Salçalı yemek midemi bozdu. Koltuğun örtüsünü bozmayın. BOZULMAK Сломаться Bizim televizyon bozuldu. Портиться Dün akşamki yemek bozulmuş. 34

26 BOZUŞMAK Рассориться BÖLMEK Делить BÖLÜŞMEK Делиться nle (с кем) nle (с кем) Geçen gün Gazi yle bozuştuk, artık konuşmuyoruz. Otuzu altıya böl. Ekmeği üçe böl. Bir ekmeği beş kişi bölüştük. Bu ekmeği siz Tarkan la bölüşün. BULMAK Найти Ne (что) Bu problemi çözmek için yeni bir yol buldum. Kalemimi buldum. Dün seni bulamadım, neredeydin? Elektriği Edison bulmuştur. Изобретать, открывать BULUNMAK Находиться Ne (что) Nihayet bu hastalığa bir çare bulundu. Находиться Ben de beş yıl kadar Paris te bulundum. Иметься в наличии BULUŞMAK Встречаться Ne (что) nle (с кем) Bu dükkanda her şey bulunur. Yarın Meryem le buluşacağız. 35

27 BUNALMAK Сильно скучать Ben de buralarda bunaldım. Задыхаться BUNALTMAK Понуд. от задыхаться Надоедать Neyden (от чего) Neyle (с чем) Dün sıcaktan çok bunaldık. Bu sıcaklar beni bunaltıyorlar. O da bazen sorularıyla insanı bunaltıyor. BUNAMAK Выживать из ума Yaşlı adam artık bunamıştı. BURKMAK Вывихнуть, подвернуть Top oynarken bileğini burkmuş. BURUŞMAK Мяться Çok oturmaktan pantolonum buruştu. Морщиниться Belli bir yaştan sonra cildimiz buruşuyor. Сводить (о рте) Gök hurmadan sonra ağzım buruştu. BURUŞTURMAK Мять Комкать, мять BUYURMAK Приказать - (что-в.п.- кому) Dikkat et, pantolonunu buruşturma. Benim verdiğim kağıdı buruşturup attı. Fatih, bana burayı temizlememi buyurdu. 36

28 Сказать Ne (что) Bir şey mi buyurdunuz efendim? Проходить, следовать Lütfen önden buyurunuz. Пожаловать, входить Lütfen salona buyurun. Позволить Müsaade buyurursanız biz gidelim artık. BÜKMEK Скрутить Çocuk birden kolumu büktü. Согнуть Adam kocaman Сгибать demiri bükmüş. Yaşlandık, artık dizlerimi bükemiyorum. Свернуть, скатать Halıları büküp kaldırın. Сучить (нитки) Ne (что) İhtiyar kadın ipek bükerek geçimini sağlıyordu. BÜYÜLEMEK Околдовать, очаровать, обворожить Очаровать, околдовать Ne- (чтокого-в.п.) Kocakarı genç prensesi büyülemişti. Adamın konuşmaları beni büyüledi. BÜYÜMEK Расти Çocuklar bu yaştan sonra çok hızlı büyüyorlar. Bizim kedinin yavruları büyüdüler. 37

29 Bahçedeki domatesler henüz büyümemişler. Вырасти Said bugün bir yaş daha büyüdü. Sokaktaki kavga birden büyüdü. Перерасти (о драке) Разрастись İstanbul çok hızlı büyüyor. BÜYÜTMEK Расширять Воспитывать Увеличить Преувеличивать CANLANDIRMAK Оживлять Возрождать Играть роль CAYMAK (VAZGEÇMEK) Передумать Neyden (от чего) CESARET ETMEK Осмелиться, решиться Ben de artık işi biraz büyütmeyi düşünüyorum. Biz çocuklarımızı böyle büyütmedik. Bu resmi biraz daha büyütmeniz lazım. Bence sen bu olayı biraz büyütüyorsun. Bu filmde, bir kız ölüleri canlandırıyor. Bu yeni kararlar ekonomiyi biraz canlandıracaktır. Aktör, bu filmde zengin bir iş adamını canlandırıyor. Zehra, evi satmaktan caymış. Ben olsaydım böyle bir şeye cesaret edemezdim. 38

30 CEVAP VERMEK Поддаваться Hasta, tedaviye cevap vermeye başladı. Отвечать Niçin telefonlara cevap vermiyorsunuz? Отвечать Bu kitap bizim gereksinimlerimize cevap vermiyor. CEVAPLAMAK (YANITLAMAK) Отвечать, давать ответ Aşağıdaki soruları cevaplayınız. CEZALANDIRMAK Наказывать CİLÂLAMAK Полировать CİLTLEMEK Переплетать ÇAĞIRMAK Звать Пригласить ÇALIŞMAK Работать () чему Nerede (где) Çocukları cezalandırmak doğru mu? Sıraları yeniden cilâlamamız lazım. Bu kitabı da ciltleyelim mi? Öğretmen seni çağırıyor. Betül bizi akşam yemeğine çağırıyor. Bekir fabrikada çalışıyor. Tuncay şimdi çalışıyor. 39

31 Bizim buzdolabı çalışmıyor. Учить уроки İlker ders çalışıyor. Стараться Bilâl Türkçe öğrenmeye çalışıyor. ÇALMAK Красть Ne (что) Bu adam bir ayda sekiz araba çalmış. Звонить (о телефоне, звонке) Играть (на муз. инструменте) ÇARPMAK Врезаться Ne (что) Hırsız bankadaki bütün paraları çalmış. Telefon çalıyor, bakabilir misin? Şenay çok iyi gitar çalıyor. Taksi birden otobüse çarptı. Сбить Dün Osman a bir araba çarpmış. Mert koşarken bir çocuğa çarptı. Ударить, задеть Biraz önce kolumu masaya çarptım. Erol masaya çarptı. Биться Hastanın kalbi çok hızlı çarpıyordu. Захлопнуться Rüzgârdan kapı çarptı. Умножать - Neyle (что-в.п., с чем) Sekizi beşle çarpacaksın. 40

32 ÇATLAMAK Лопаться Kahvaltıda bütün bardaklar çatladı. Трескаться Soğuktan ellerim çatladı. Мучаться, страдать ÇEKİLMEK Уйти, отойти Neyden (от чего) Vedat da kıskançlıktan çatlıyor. Ne (что) Kenara çekilmek isterken düştüm. Высохнуть Gölün bütün suyu Уходить Быть удаленным Nereden (откуда) çekilmişti. Akşam olunca herkes evine çekildi. Son anda takımlardan biri yarışmadan çekildi. Уединиться Yaşlanınca küçük bir köye çekildi. Отступать O gün düşman çekilmeye başladı. ÇEKİNMEK Стесняться, робеть Побаиваться ÇEKİŞMEK Спорить, пререкаться Kimden (от кого) Kimden (от кого) Selim senden çok çekiniyor. Bu çocuk sadece babasından çekiniyor. Haber vermediğim için babam bana çok çekişti. Бороться İki takımda birincilik için çekişiyor. 41

33 ÇEKİŞTİRMEK Теребить, дергать Сплетничать, злословить, судачить ÇEKMEK Выхватить Evladım, paltomu çekiştirip durma. Ayşe de her zaman komşularını çekiştirir. Birden elimdeki kitabı çekti. Черпать Ne (что) Dün kuyudan beş kova su çektik. Снять (деньги) Ne (что) Yarın bankadan para çekeceğim. Тянуть Буксировать Повесить (шторы) Достать (об оружии) Вдыхать (içine ~) Впитать Остановиться (на обочине) Испытывать (трудности) Задернуть Nereden (откуда) Nereden (откуда) Ne (что) Ne (что) Ne (что) Fuat beni kolumdan çekti. Köpek adamı paçasından çekiyordu. Vinç kenardaki arabaları çekiyordu. Araya bir örtü çektik. Adam polise silâh çekti. Önce temiz havayı içine çekti. Pilâv suyunu çekmiş. Lütfen arabanızı kenara çeker misiniz? Fatma çok zorluk çekti. Perdeleri çeker misiniz? 42

34 Переписать Bu yazıyı temize çeker misiniz? Подводить (глаза) Ne (что) Genç kız gözlerine sürme çekmişti. Снимать фильм Ne (что) Şu anda yeni bir film çekiyoruz. Фотографировать Ne (что) O çok iyi fotoğraf çeker. Телеграфировать (telegraf ~) Ne (что) Dün anneme telgraf çektim. Походить Bu çocuğun cimriliği sana çekmiş. Состоять Bu yıl şubat yirmi dokuz çekiyor. Сесть (об одежде) Bu pantolon yıkanınca çeker. Вырвать (о зубах) Doktor üç dişimi birden çekti. Опошлить (kötüye ~) Sen de her şeyi kötüye çekiyorsun. Допрашивать Polisler onu da sorguya çektiler. Вздохнуть (of ~) Ne (что) Of çekme, faydası olmaz. ÇEKTİRMEK Вытащить, удалять, выдернуть Создавать проблемы для кого-то Понуд. от фотографировать Sabahleyin dişimi çektirdim. Bu çocuk ailesine çok çektirdi. Dün on iki tane vesikalık fotoğraf çektirdim. 43

35 ÇEVİRMEK Вертеть Elindeki kalemi durmadan çeviriyordu. Поворачивать Şu masayı biraz çevirelim. Листать, переворачивать Kitabın sayfalarını çok hızlı çeviriyorsun. Задумать Ne (что) Galiba yine sen tuhaf işler çeviriyorsun! Переделать Eski bir sarayı otele çevirmişler. Переводить Bu kitabı çevirmek çok zamanımı aldı. Обносить (забором) Neyle (с чем) Bahçeyi duvarla çevirdiler. Направлять (оружие) Polis silahını birden bana çevirdi. ÇIKARMAK Доставать Ne (что) Çantasından bir kalem çıkardı. Увольнять Nereden (откуда) Patron beni işten çıkardı. Разуваться, снимать (обувь) Ayakkabılarını burada çıkarabilirsin. Снимать (одежду) İstersen paltonu çıkarma. (не) Узнавать Bunu tanıyorum ama sağdakini çıkaramadım. Резаться (о зубах) Ne (что) Bu çocuk diş Срываться Kimden (от кого) çıkarıyor. Başkasına kızmış öfkesini benden çıkarıyor. 44

36 Наслаждаться (keyfi ~) Şu denizin keyfini çıkaralım. Рвать (тошнить) Çocuk bütün yediklerini çıkardı. Выводить пятно Bu deterjan bu lekeyi çıkarır mı? Выпускать (книгу) Ne (что) Yeni bir dergi çıkarmak istiyorum. Затевать (драку) Ne (что) Bu çocuk her zaman kavga çıkarıyor. Заносить (наверх), поднимать Bütün eşyaları beşinci kata çıkardık. Вычитать ÇIKMAK Выходить Дать (идею) Увольняться Производить ( из чего-то) (не) Решить Выходить Neyden- (отчегочто-в.п.) Nereden (откуда) Kimden (от кого) Nereden (откуда) Ne (что) Neyden (от чего) Nereden (откуда) Ne (что) Elli sekizden kırk dokuzu çıkaracaksınız. Ben şimdi sınıftan çıktım. Bu fikir Tolga dan çıktı. Abim yeni işinden de çıkmış. Beş kilo sütten bir kilo yağ çıkar. Bu toplantıdan da birşey çıkmadı. Hapishaneden yeni çıkmış. Herşeyi hesapladık ben borçlu çıktım. Оставаться (в долгу) Вычитать Ne (что) Yirmi sekizden beş çıkınca kaç kalır? 45

37 Появиться Biz geziyorduk birden karşımıza çıktı. Сваливаться (об обуви и украшениях) Nereden (откуда) Bu ayakkabı her zaman ayağımdan çıkıyor. Карабкаться Sen bu ağaca çıkabilir misin? Подниматься İki dakikada altıncı kata çıktı. Вспыхнуть (об эпидемии) Sars hastalığı bir yıl önce çıktı. Выиграть (в лотерее) Ne (что) Ona piyangodan bir araba çıktı. Отправляться Yarın akşam yola çıkacağız. Отстираться Gömleğimdeki leke çıktı. Вести (о дороге) Bu sokak nereye çıkıyor? Уходить (в отпуск) İki gün önce tatile çıktı. Идти (за покупками) Pazar günü alış verişe çıkabiliriz. Созреть İki hafta sonra çilek çıkar. Разразиться (о буре) Birden çok büyük bir fırtına çıktı. Выпускаться Yeni bir dergi çıkmış. (о книге) Оказаться Dün aldığımız elmalar çürük çıktı. Исполняться Bak, benim dediğim çıktı! 46

38 Шуметь (ses ~) Bu sınıfta en çok senin sesin çıkıyor. Отлететь Bu bisikletin tekeri çıkmış. ÇILDIRMAK Сходить с ума, Zavallı adam o терять голову Беситься, приходить в бешенство ÇILDIRTMAK Свести с ума Ne (что) olaydan sonra çıldırdı. Bu haberi duyunca sinirinden çıldırdı. Bu çocuk bir gün beni çıldırtacak. Bu adamın hareketleri beni çıldırtıyor. ÇİĞNEMEK Жевать Ne (что) Sabahtan beri sakız çiğniyor. Топтать Çocuk bütün çimleri çiğnemiş. Sen kuralları çiğniyorsun. Пренебрегать, игнорировать ÇİZMEK Рисовать Ne (что) Önce güzel bir uçak çiz. Подчеркнуть Konunun hatlarını çizmek lazım. Царапать Ne (что) Dikenler elimi çizdi. Начертить Ne (что) Bir üçgen, iki kare çiziniz. ÇOĞALMAK Увеличиться Kulübe katılmak isteyenler çoğaldı. 47

39 ÇÖZMEK Решать Развязывать Ne (что) Bu problemi çözebilir misin? Önce şu sandalyedeki ipi çözelim. Boş zamanlarımda bulmaca çözerim. Разгадать (кроссворд) ÇÜRÜMEK Сгнить Dolaptaki bütün sebzeler çürümüş. Износиться Arabanın kaportası çürümüş. Сгнить Üç dişim çürümüş. DAĞILMAK Рассыпаться Elimdeki boncuklar birden her yere dağıldılar. Разрушаться O olaydan sonra bütün aile dağıldı. DAĞITMAK Раздавать Ne (что) Herkese hediyeler dağıtırdı. Приводить в беспорядок DALMAK Нырять Bugünkü gazeteleri de dağıttım. Sakın odanı dağıtma, daha yeni topladım! Çocuk birden suya daldı. Скрыться Adam kalabalığa dalıp kayboldu. DAMLAMAK Капать Ne (что) Tavandan devamlı su damlıyor. 48

40 DAMLATMAK Капать Закапать DANIŞMAK Советоваться, обсуждать DANS ETMEK Танцевать Танцевать DARILMAK Обижаться DAVET ETMEK Приглашать DAVRANMAK Действовать, вести себя Доставать -Ne (куда-что) -Ne (куда-что) - (что-в.п.- кому) Neyle (с чем) nle (с кем) Bütün sular masaya damlıyordu. Yere su damlatıyorsun. Gözlerime damla damlatmam lazım. Bence bu konuyu bir bilene danışmalısın. Muratın en sevdiği müzikle dans ediyorlar. Benimle dans eder misiniz? Özay bana darılmış. Ben sadece Zeynep i davet ettim. Songül ü bize davet ettim. Yüksel i akşam yemeğine davet ettim. Büyüklere saygılı davranmalıyız. Adam birden silâhına davrandı. 49

41 DAYAMAK Опирать, прислонить Опереться Наставить (об оружии) DAYANIŞMAK Проявлять солидарность DAYANMAK Опираться - (что-в.п.- куда) - (что-в.п.- кому) - (что-в.п.- куда) Merdiveni ağaca dayadılar. Sırtını ona dayamakla kurtulucağını sanma. Polis, tabancayı adamın başına dayadı. Bizim dayanışmamız lazım. Adam duvara dayanmıştı. Выдержать Bu ayakkabı bana iki yıl dayanır. Терпеть Bu çocuk bu soğuğa dayanamaz. Lütfen, biraz daha dayan şimdi ambulans gelecek. Хватать Bu para bize sadece Ссылаться DEFETMEK Прогонять - Nereden (кого-в.п.- откуда) on gün dayanır. Sen neye dayanarak böyle söyledin? Beni odasından defetti. 50

42 Отталкивать, прогонять DEFNETMEK Хоронить, погребать DEĞDİRMEK Понуд. от касаться Задевать DEĞERLENDİRMEK Оценивать DEĞİNMEK Касаться Касаться - (кого-в.п.- куда) - (что-в.п.- кому) - (что-в.п.- куда) Adamı defetmeye çalıştım ama olmadı. Dün ünlü şarkıcı Şebnem i Zincirlikuyu mezarlığına defnettiler. Elini bana değdirdi. Sakın, bidonları bir yere değdirme. Bu imkanı değerlendirmelisin. Mithat Bey önemli bir konuya değindi. Dün toplantıda bu tür konulara hiç değinmedik. DEĞİŞMEK Изменяться Çocuğun yüzü birden değişti. Öğleden sonra hava değişti. Sen çok değişmişsin. Çok yıkanmaktan gömleğin rengi değişti. 51

43 DEĞİŞTİRMEK Переставить, изменять Поменять Менять (тему) Разменять Ne (что) (деньги) DEĞMEK Касаться DEKLÂRE ETMEK Декларировать DEKORE ETMEK Украшать, оформлять DELİNMEK Порваться,прохуд иться DELİRMEK Сходить с ума, помешаться Haydi, şu odayı biraz değiştirelim. Şimdi oturduğu evi değiştirmek istiyor. İlyas yeşil arabasını değiştirmiş. Bu para geçmez bunu değiştir. Bu gömlek defolu bunu değiştir. Lütfen konuyu değiştirme! Benim para değiştirmem lâzım. Masanın örtüsü yere değiyordu. Birden eli elime değdi. Değerli eşyalarınızı deklâre etmelisiniz. Mağazayı yeniden dekore etmeye karar verdik. Marketten çıkarken paket birden delindi. Kadın, o olaydan sonra delirdi. 52

44 Выйти из себя, вспылить DELİRTMEK Свести с ума Вывести из себя DELMEK Свернуть Neyden (от чего) Neyden (от чего) Делать дырку, дырявить DEMEK Означать, значить Говорить Сказать (не) Иметь значения Adam sinirden delirmişti. Bu çocuk bir gün beni delirtecek. O gün beni sinirimden delirtti. Bu matkap bu duvarı delmez. Hırsızlar tel örgüyü delmişler. Hoşgörü, insanları sevmek demektir. Masa, Rusça ne demek? Ben sana diyorum. Sen buna ne dersin? Büyük, küçük demez herkesle arkadaş olurdu. (не) Думать Ne (что) Sakın dışarıya çıkayım deme, hasta olursun! DEMLEMEK Заваривать DENEMEK Попробовать Sen çayı demle, biz şimdi geliyoruz. Ben hızlı yazmayı denedim ama olmadı. 53

45 DENETLEMEK Наблюдать, контролировать, проверять Наблюдать, контролировать, Nereyi (что-в.п. о месте) Ben bu tatlıyı denedim ama hiç beğenmedim. Dün belediyeden bizim iş yerini denetlemeye geldiler. Yeni müdür yarın bizi denetlemeye gelecekmiş. проверять DEPOLAMAK Хранить Ne (что) Adam on yıllık sigara depolamış. DERECELENDİRMEK Оценивать Распределять, классифицировать DERTLEŞMEK Жаловаться, сетовать DESTEKLEMEK Поддерживать Поддерживать nle (с кем) Öğrencileri derecelendirmek kolay değil. Arabaları kendi aralarında şöyle derecelendirebiliriz İnsan herkesle dertleşemez. Bu konuda biz her zaman seni destekliyoruz. Sen bizden inanmadığımız bir projeyi desteklememizi istiyorsun. 54

46 Подпирать, укреплять DEVİRMEK Валить, сгибать - Neyle (что-в.п.- с чем) Arka duvarı kolonlarla destekleyebiliriz. Rüzgar bütün ağaçları devirmişti. Опрокинуть Kedi bir sürahi sütü devirdi. Свергать, низлагать Ülke içindeki bazı gruplar hükümeti devirmek istiyorlardı. Выпить залпом Çocuk bir dikişte bir litre suyu devirdi. Заканчивать (разг.) Her hafta bir kitap deviriyor. DEVRİLMEK Повалиться, рухнуть Ne (что) Bütün ağaçlar devrilmişti. Опрокинуться Ne (что) Kedinin çarpmasıyla sürahi devrildi. Быть свергнутым Ne (что) Kısa bir süre sonra bu hükümette devrildi. DİKELMEK Торчать, стоять неподвижно Стоять неподвижно, торчать DİKKAT ETMEK Обращать внимание Nerede (где) Nerede (где) Niye orada dikeliyorsun, içeri gel. Adam bir saattir durağın önünde dikeliyordu. Burada bazı konulara dikkat etmek gerekiyor. 55

47 Быть внимательным, осторожным Şu adama dikkat et, ne yapacağı belli olmaz. Заметить Ben dikkat ettim, her akşam geç geliyor. DİKMEK Сажать Ne (что) Bu sene bahçeye sadece çiçek diktim. Шить Gömleğimin yakası sökülmüş diker misin? Ne (что) İstersen sana bir takım elbise dikeyim? Строить, ставить Ne (что) Sen buraya bir direk Ne (что) dik. Şimdi iki ayda bir apartman dikiyorlar. DİLEMEK Желать Ne (что) İmtihanda hepinize başarılar dilerim. DİLENMEK Просить милостыню, побираться Выпрашивать, клянчить Kimden- Ne (от когочто) DİLİMLEMEK Резать на кусочки DİNLEMEK Слушать Yaşlı kadın dilenmek zorunda kalmıştı. Kimseyi dinlemiyor sonra da bizden yardım dileniyor. Ekmeği dilimleyelim mi? Evet arkadaşlar, sizi dinliyorum. 56

48 Ne (что) Boş zamanlarımda müzik dinliyorum. Doktor kalbimi dinledi, bir şeyim yokmuş. Annenin ve babanın sözünü dinlemelisin! Слушаться (birinin sözünü ~) DİNLENMEK Отдыхать Yarın biraz Nerede (где) dinlenecekmiş. İki gün evde dinleneceğim. DİNMEK Прекращаться Abisi öldükten sonra dinmedi göz yaşı. Прекратиться, утихать Şiddetli kar yağışı öğleden sonra dindi. Прекратиться Ne zaman dinecek bu çocuğun sesi? Проходить, ослабляться O gün başımın ağrısı bir türlü dinmedi. DİRENMEK Упираться, упрямиться, настаивать на своем Упираться, упрямиться, настаивать на своем DİRETMEK Упираться, упорствовать İndirim yapmamak için çok direndi. Kapıdaki görevli bizi içeri almamak için çok direndi. Okula gideceğim diye çok diretti. 57

49 Упираться, упорствовать DİZİLMEK Выстраиваться в ряд, строиться Быть нанизанным DİZMEK Нанизывать Ставить, оасполагать в ряд - (что-в.п.- куда) - (что-в.п.- куда) Onu işe almam için çok diretti. Askerler sıraya dizildi. Bütün boncuklar ipe dizilmişti. Boncukları bu ipe dizeceksin. Kitapları şu rafa dizelim. DOĞMAK Рождаться Ben bin dokuz yüz ellide doğdum. Вставать (солнце) DOĞRAMAK Разрезать Разрубить Sabah saat altıda güneş doğuyor. Sen domatesleri doğra. Filmde adam insanları doğruyordu. DOĞRULMAK Выпрямляться Bu çivi bir daha doğrulmaz. Подниматься, вставать Adam bizi görünce doğruldu, ceketini ilikledi. 58

50 DOĞRULTMAK Выпрямить Направить Sen şu çivileri doğrult. Adam birden silahı bana doğrulttu. DOKUMAK Ткать Ne (что) Bu köyün kızları çok iyi halı dokuyorlar. DOKUNDURMAK Понуд. от дотрагиваться Уколоть (словом) Nsz DOKUNMAK Трогать, прикасаться Sakın! elini hiçbir şeye dokundurma. Nusret, laf dokundurmayı çok sever. Lütfen tablolara dokunmayın! Tanju ya bir dokundum, hemen düştü. Задевать (честь) Ne oldu, gururuna mı dokundu? Вредить Balık bana dokunuyor. Делать (добро, зло) Zamanında bana onun çok iyiliği dokundu. Быть сотканным Bu halı İstanbul da dokunmuş. DOLANDIRMAK Обманывать DOLANMAK Обвиваться Bu adam herkesi dolandırıyor. Bahçedeki sarmaşık duvara dolanmıştı. 59

51 Кружить, бродить Nerede вокруг (где) Обматываться, обвиваться Путаться под ногами Распространяться DOLAŞMAK Гулять Akşama kadar evin etrafında dolandı. Karanlıkta ayağıma bir şeyler dolandı. Çocuklar ayağımızın altında dolanıyorlar. Sonra bu hikaye dillerde dolanmaya başlamış. Nerede (где) Dün biraz parkta dolaştık. nle (с кем) Arkadaşlarla biraz dolaşabilir miyiz? Кататься Neyle (с чем) İstersen bugün de sandalla dolaşalım. Путаться (birbirine ~) Bu ipler birbirine dolaşmış. Бродить (искать) Orayı bulmak için çok dolaştık. Течь (по чему-то) Nerede (где) Kan damarlarımızda dolaşır. DOLAŞTIRMAK Водить, возить Прогулять, показать (город) Выгуливать Запутывать - (комучто-в.п.) Taksici bizi boş yere tam iki saat dolaştırdı. Halit bana şehri dolaştırdı. Sabahları köpeğimi dolaştırıyorum. Bizim küçük oğlan bütün ipi dolaştırmış. 60

52 DOLDURMAK Заполнять Mutfaktaki bütün bidonları doldurdum. Lütfen bu anketi doldurun! Исполняться (сколько-то лет) Fatih şubatta altısını dolduruyor. Заряжать Adam silahını doldurdu ve beklemeye başladı. DOLMAK Заполняться Bütün bidonlar doldu. Наполняться Bütün su odaya doldu. Истекать (о времени) Sayın yarışmacılar süreniz doldu. DONATMAK Украшать, декорировать - Neyle (что-в.п.- Odayı çiçeklerle donatmış. Сервировать Украшать DONDURMAK Заморозить Заставлять мерзнуть с чем) - Neyle (что-в.п.- с чем) - Neyle (что-в.п.- с чем) Masayı en güzel yemeklerle donatmıştı. Bütün şehri bayraklarla donattılar. Bu yılki soğuk bütün ağaçları dondurdu. Bu soğuk insanı donduruyor. 61

53 Заморозить (перен.) Adamın bütün banka hesaplarını dondurmuşlar. DONMAK Замерзать Yaşlı adam soğuktan donmuştu. Bu soğukta bütün meyveler donar. DOYMAK Наедаться Teşekkür ederim, ben doydum. (не) Уставать DOYURMAK Кормить DÖKMEK Разлить, пролить, налить Вылить, выбрасывать Сбрасывать Обливать, пачкать Заливать Galiba bu çocuk hiçbir zaman oyuna doymayacak. Bebeği biraz önce doyurdum. Köpek yavrularını sırayla doyuruyordu. Bu suyu sen mi döktün? Bir bardak suyu yere döktü. Tabakta kalanları çöpe dök. Sonbaharda ağaçlar yapraklarını dökerler. Çocuk yemeği üzerine döktü. Buraya beton dökmeliyiz. 62

54 DÖKÜLMEK Разлиться Падать (о листьях) Впадать DÖNDÜRMEK Вращать, вертеть Заставить вернуться, возвращать Возвращать Birden su yere döküldü.. Sonbaharda ağaçların yaprakları dökülür. Volga nehri Karadeniz e mi dökülüyor? Bu mekanizma da çarkları döndürüyor. Telefon etti beni de yarı yoldan döndürdü. Küçük kızı kapıdan boş döndürmek istemiyordu. DÖNMEK Вертеться Dünya dönüyor. Повернуться Öğretmen bana döndü ve: Sen git dedi. Возвращаться Saat dörtte eve döndü. İşten eve dönerken onu gördüm. Вернуться Nereden (откуда) Tatilden dönerken kaza yapmışlar. Yarın eve dönüyorlar. Повернуться Bana sırtını dönmüştü. Повернуть Araba birden sağa dönüp kayboldu. 63

55 Превратиться DÖNÜŞMEK Меняться, принимать другой вид Превращаться DÖŞEMEK Стлать, застилать -Ne (куда-что) Облицовывать Burası hababam sınıfına dönmüştü. Narın yeşil rengi zamanla kırmızıya dönüşüyor. Dev, istediği an bir fareye dönüşebiliyordu. Yerlere halı döşedik. Duvara fayans döşedik. Yeni daireyi baştan sona döşedik. Обставить (мебелью) DÖVMEK Бить Ударяться о берег Ковать Ne (что) Demirciler demir dövüyor. DÖVÜŞMEK Драться DUA ETMEK Молиться nle (с кем) Dün bazı çocuklar kardeşimi dövmüşler. Dalgalar kıyıyı dövüyorlardı. Dün İbrahim le dövüştük. Bize verdiği her şey için tanrımıza dua etmeliyiz. Молиться Bu işimin olması için her gün dua ediyorum. 64

56 Молиться (в знак благодарности) DURAKLAMAK Приостанавливаться Zavallı kadın, yardımlarımızdan dolayı bize çok dua etti. Bu ara işlerimiz durakladı. Adam beni görünce önce biraz durakladı. DURDURMAK Останавливать Ne (что) Biz de hemen bir taksi durdurduk. Останавливать, задержать Прерывать, прекращать Dün yine beni trafik polisi durdurdu. Amerika uzay çalışmalarını durdurdu. DURGUNLAŞMAK Успокаиваться, становиться Dalgalar kesildi, göl durgunlaştı. неподвижным, утихать Успокаиваться, становиться Jale, o olaydan sonra çok durgunlaştı. вялым, задумчивым DURMAK Останавливаться Adam birden durdu ve bana çok sert baktı. Nerede (где) Araba tam önümde durdu. Orada birkaç gün durduktan sonra geri döndü. 65

57 Вставать İkinci motor da durdu. Стоять Nerede (где) Ayakta durma, şöyle geç! Стоять (о делах) Daha bütün işlerimiz duruyor, yarına bitirmeliyiz. A-Sen yeşil arabayı sattın mı? B-Yok, duruyor. Прекращаться, переставать Dün gece yağmur hiç durmadı. DURULAMAK Ополаскивать Bulaşıkları sabunladıktan sonra durularsın. DUYGULANMAK Быть тронутым Öğretmen, bu olay karşısında çok duygulandı. DUYMAK Услышать Слышать DUYULMAK Слышаться, быть услышанным Слышаться, быть услышанным DUYURMAK Сообщать, распространять - (что-в.п.- кому) Biraz önceki gürültüyü duydun mu? Ben seni hiç duymuyorum. Bu haber duyulursa çok kötü olur. Yan odadan bütün konuştuklarınız duyuluyordu. Bu haberi bütün öğrencilere duyurmamız lazım. 66

58 Сообщать DÜĞMELEMEK Застегивать на пуговицы DÜĞÜMLEMEK Завязывать узлом DÜŞLEMEK Мечтать, грезить DÜŞMEK Упасть Быть вынужденным что-то делать Предчувствовать (korku ~) Излишне заботиться Быть в безвыходном положении Nereden (откуда) Nerede (где) Ne (что) Sınav tarihini duyurmak gerekiyor. Çocuk gömleğin kolunu düğmeleyemiyordu. Bağladıktan sonra ipleri çok sıkı düğümlemişler Ben de onunla tanışacağım günü düşlüyorum. Adam ikinci kattan yere düştü. Ağaçtan düştüm. Futbol oynarken düşmüş. Bahçede düşmüş. Bunu söylemek bana düştü. Birden içime bir korku düştü. Siz bu çocuğun üstüne fazla düşüyorsunuz. Orada bana sadece susmak düştü. 67

59 Доставаться Mirastan bana sadece iki daire düştü. Упасть (о курсе) Dün dolar yine düştü. Распадаться (правительство) Bu hükümet de yakında düşer. Упасть İçerideki ısı gittikçe düşüyor. DÜŞÜNMEK Думать Yarın kitap okumayı DÜŞÜRMEK Уронить DÜZELMEK Быть приведенным в порядок, улучшиться Наладиться, поправиться Улучшиться, наладиться Улучшиться, наладиться, поправиться DÜZELTMEK Поправлять, убирать düşünüyorum. Şu anda annemi düşünüyorum. Bütün kitapları yere düşürdü. Abim, ben küçükken beni elinden yere düşürmüş. Tamirattan sonra yollar biraz düzeldi. Ne zaman bu işler düzelecek? Artık havalar da düzeldi. Hastanın sağlığı düzelmeye başladı. Adam kırışmış pantolonunu düzeltti. 68

60 Прибраться Исправить Ben yatağımı düzelttim. Çocuklar odanızı biraz düzeltin! Ben sonra yanlışları düzeltirim. DÜZENLEMEK Организовать Ne (что) Çok güzel bir parti düzenledik. Переставить, обустроить EĞİLMEK Наклониться, склониться Bu odayı yeniden düzenlememiz lazım. Bahçenin demir korkulukları eğilmiş. Наклониться Çocuk eğilip yerden Обратиться, уделять внимание EĞİTMEK Обучать Дрессировать EĞLENDİRMEK Развлекать, веселить EĞLENMEK Развлекаться, хорошо (весело) проводить время Nerede (где) nle (с кем) parayı aldı. Sizin bu konulara eğilmeniz lazım. İnsanları eğitmek çok kutsal bir görevdir. Hayvanları eğitmek çok zor. Palyanço çocukları çok güzel eğlendiriyordu. Dün piknikte çok eğlendik. Dün arkadaşlarla iyi eğlendik. 69

61 EĞMEK Наклонить Согнуть EKLEMEK Добавлять Наращить, надставлять, присоединять Добавлять EKMEK Сеять -Ne (куда-что) -Ne (куда-что) -Ne (куда-что) -Ne (куда-что) Посыпать (солью) -Ne (куда-что) Обманывать, избавляться EKSİLMEK Уменьшаться, убывать Уменьшаться, убывать EKŞİMEK Киснуть, становиться кислым Киснуть, становиться кислым Bizi görünce başını önüne eğdi. Çocuk bütün çatalları eğmiş. Eve yeni bir oda daha ekledik. Bunun ucuna küçük bir parça ekleyelim. Salataya biraz daha soğan ekleyelim. Bu yıl tarlaya mısır ekeceğiz. Salataya biraz daha tuz ekin. Murat dün yine beni ekti. Bir baktım, çekmecedeki para eksilmiş. Bu dünyanın derdi hiç eksilmez. Dün yaptığımız ayran ekşimiş. Mahzendeki şıralar ekşimiş. 70

62 Прокиснуть Dolaptaki bütün yemekler ekşimiş. Расстроиться (о желудке) İki gündür midem ekşiyor. Не оставлять в покое Bu adam da başımıza ekşidi. EL KOYMAK Конфисковать ELEMEK Просеять Отсеять, отбирать Отбирать, выбирать ELENMEK Быть разобранным, выбранным Быть отобранным, - Nereden (что-в.п.- откуда) Nereden (откуда) Bütün mal varlığına el koymuşlar. Yeni unu bir daha elemek lazım. Mülakatta birçok kişiyi elediler. O takımı da kupadan elediler. Ambardaki buğdaylar elendi. Bazı takımlar yarışmadan elendiler. выбранным Быть отсеянным Ali de mülakatta elenmiş. ELEŞTİRMEK Критиковать Sen her zaman herkesi eleştiriyorsun. Sen de her filmi eleştiriyorsun. 71

63 ELLEMEK Касаться руками, трогать EMANET ETMEK Вверять, доверять, сдавать на хранение Kitapları ellemeyin. Bütün kitaplarımı Bilâl e emanet ettim. EMEKLEMEK Ползать Çocuk iki yaşında olmasına rağmen halen emekliyordu. EMİN OLMAK Быть уверенным Доверять EMRETMEK Приказывать Neyden (от чего) Neyden (от чего) Kimden (от кого) Onun geleceğinden emin olmalıyız. Korkma onu bulacağız, bundan emin olabilirsin! Serkan dan emin olabilirsin. Sen bana emredemezsin. ENDİŞELENMEK (ENDİŞE ETMEK) Беспокоиться Neyden (от чего) Senin geleceğinden endişeleniyorum. Ben senin için endişeleniyorum. Ben zaten bu yüzden endişeleniyorum. ENGELLEMEK Препятствовать Benim mesleğimde ilerlememi Salih engelledi. 72

64 ERİMEK Растворяться, таять Şeker, sıcak çayda daha hızlı erir. Плавиться Altın da belli bir ısıdan sonra erir. Растаять (перен.) Neyden Kadın, oğlunun Уменьшаться, таять (о деньгах) ERİŞMEK Достигать Добираться Достигать, добираться ERİTMEK Понуд. от таять Плавить Топить Израсходовать ESKİMEK Изнашиваться, ветшать (от чего) hasretinden erimişti. Bütün birikimimiz bir ayda eridi. Herkes isteğine erişmek ister. Köye akşam üzeri eriştik. Hele o güne bir erişelim, o zaman bakarız. Güneş karları eritiyor. Demiri kızgın ateşte eritiyorlar. Önce tereyağını eritiyorsun. Bütün mirası iki yılda eritti. Üstündeki bütün elbiseler eskimişti. Устаревать Artık bu şarkılar eskidi. ESKİTMEK Изнашивать Yeni aldığımız ayakkabıyı eskitmiş. 73

65 ESMEK Дуть Dün akşam çok şiddetli rüzgar esiyordu. Взбрести в голову Birden aklıma esti, seni görmeye geldim. ESNEMEK Зевать Adam ikide birde esniyordu. Растягиваться, разнашиваться EŞLİK ETMEK Сопровождать Аккомпанировать EŞLEŞTİRMEK Понуд. от становиться одинаковым, соединяться в пару ETKİLEMEK Впечатлять, производить впечатление Оказывать воздействие, влиять ETKİLENMEK Оказываться под воздействием, влиянием Kimden (от кого) Bu ayakkabı zamanla esner. Yarınki gezide bana eşlik eder misin? Ünlü şarkıcıya büyük bir orkestra eşlik etti. Aşağıdaki kelimeleri eşleştiriniz. Onun konuşmaları beni çok etkiledi. Ünlü yazar, kendisinden sonraki birçok yazarı etkilemiştir. Ben de küçükken öğretmenimden çok etkilenmiştim. 74

66 Оказываться под впечатлением EVLENDİRMEK Выдавать замуж Сочетать браком, женить EVLENMEK Жениться, выйти замуж EZBERLEMEK Выучить, вызубрить EZİLMEK Быть раздавленным Болеть (от голода) EZMEK Задавить Раздавить FAYDALANMAK Воспользоваться Использовать Neyden (от чего) - nle (кого-в.п.- с кем) nle (с кем) Neyden (от чего) Kimden (от кого) Çocuklar bu tür hareketlerden çok çabuk etkilenirler. Geçen hafta Kezban ı evlendirmişler. Ayla yı Kadir le evlendirdiler. Hüseyin Gönül le evlendi. Ben sadece bu şiiri ezberledim. Bütün domatesler ezilmişler. Midem eziliyor. Araba genç kızı ezmişti. Araba köpeği ezmiş. Köpek bahçedeki bütün domatesleri ezmiş. Bu eski arabalardan faydalanabiliriz. Bu çocuktan çok faydalanabiliriz. 75

67 FEDA ETMEK Жертвовать Отдать жизнь, пожертвовать собой Ben bütün varlığımı onun için feda ettim. Ben senin için canımı feda ederim. FENALAŞMAK Ухудшаться Durum hergün biraz daha fenalaşıyor. FERAHLAMAK Становиться просторным, свобождным Становиться легче Hasta birden fenalaştı. Koltukları çıkarınca oda ferahladı. Hasta, ameliyattan sonra biraz ferahladı. (о состоянии) Стать легче Maddi yönden biraz ferahlayınca seyahate çıkacağız. Развеятся, повеселеть FETHETMEK Завоевывать Покорять FIRÇALAMAK Чистить Nereyi (что-в.п. о месте) Açık havaya çıkınca biraz ferahladım. Fatih Sultan Mehmet te İstanbul u fethetti. Ünlü şarkıcı son kasetiyle bütün gönülleri fethetti. Dişlerimi günde iki defa fırçalıyorum. Ayakkabılarını biraz fırçalasana! 76

68 Ругать FIRLAMAK Выбежать Dün babam beni biraz fırçaladı. Çocuk birden arabanın önüne fırladı. Вылететь (о предмете) Kalem elimden fırladı ve cama çarptı. Взлететь (о цене) Yine fiyatlar fırladı. FIRLATMAK Метнуть, кинуть Швырнуть Bu çocuk bana taş fırlattı. Birden elindekileri yere fırlattı. FISILDAMAK Шептать Ne (что) Bana baktı sonra ona birşeyler fısıldadı. FISILDAŞMAK Шептаться, шушукаться nle (с кем) Kızlar, bana bakıp kendi aralarında fısıldaşıyorlardı. Arif le Ramazan bir şeyler fısıldaşıyorlar. FIŞKIRMAK Бить ключом En son darbede yerden petrol fışkırdı. Бурно расти Bu toprağa ne eksen fışkırır. GARANTİLEMEK Обеспечивать Обеспечивать, гарантировать Bu işe girmekle geleceğini garantiledi. Bizim görevimiz ülkenin güvenliğini garantilemek. 77

69 GECELEMEK Ночевать Nerede (где) Dün amcamlarda geceledik. GECİKMEK Опаздывать Bu otobüs her zaman gecikiyor. GEÇİNDİRMEK Содержать, обеспечить средствами к существованию GEÇİNMEK Добыть средства к существованию Ладить, уживаться Жить за чей-либо счет Считать себя кемто, выдавать себя за кого-то nle (с кем) Kimden (от кого) Yine işe geciktim. Biz de aile geçindiriyoruz. Günümüzde ev geçindirmek çok zor. Yaşlı adam çok zor geçiniyordu. Haydar hiç kimseyle geçinemiyor. Adem devamlı benden geçiniyor. İlker de şarkıcı geçiniyor. GEÇ KALMAK Опаздывать Otobüs beş dakika geç kaldı. GEÇİRMEK Вдевать Bu adam her zaman geç kalıyor. İşe geç kaldım. Önce ipliği iğneye geçir. 78

70 Провожать Misafirleri geçirmek için dışarı çıktı. Протянуть Nereden (откуда) Kabloyu masanın altından geçirebiliriz. Переносить (болезнь) Ne (что) Bundan iki yıl önce büyük bir hastalık geçirmiş. Проводить Ne (что) Beraber çok güzel vakit geçirdik. Nerede (где) GEÇMEK Проходить Обогнать Nerede (где) Nereden (откуда) Nereden (откуда) Nereden (откуда) Bu sene tatilimi İstanbul da geçirmek istiyorum. Bütün zamanım okulda geçiyor. Evet, bu konuyu geçiyoruz. Saat beşi on geçe geldi. Çabuk hepiniz yerinize geçin! Volga nehri tam şehrin ortasından geçiyor. O sokaktan geçmek istemiyorum. Hergün bu yoldan geçiyor. Arkamızdaki taksi bizi geçmek için çok uğraştı. Yarışmada Selma yı geçtim. 79

71 Заразить, перекинуться Напекать (güneş ~) Перейти Ne (что) Bu hastalık size de geçebilir. Galiba başıma güneş geçti. Bu sene de sınıfımı geçtim. Использовать Artık madenî elli bin liralar geçmiyor. GELİŞMEK Расти Çocuk bu yaşlarda çok hızlı gelişir. Развиваться den sonra ülke hızla gelişmeye başladı. GELİŞTİRMEK Развивать Расширять, развертывать GELMEK Приходить Приближаться (о времени) Попасть (не) Получить (пользу, вред) Nereden (откуда) Neyden (от чего) Bu tür faliyetler insanın beynini geliştiriyor. Ömer işini çok geliştirmiş. Yarın bize gelir misin? İşten geliyorum. Saat üçe geliyor. Topa bir vurdum, çocuğa geldi. Topa bir vurdum, cama geldi. Bu işten sana fayda gelmez. 80

Daha göster

bonuseventusphotoErkekler karanl&#x;k arka planda, taş, makas, kağ&#x;t oynuyorlar. Yüzleşme ve rekabet kavram&#x;, oyunlar
davidewingphotoBirbirini gösteren mens eller.
fouroaksErkek dostluğu eller
bonuseventusphotoErkekler karanl&#x;k arka planda, taş, makas, kağ&#x;t oynuyorlar. Yüzleşme ve rekabet kavram&#x;, oyunlar
bonuseventusphotoErkekler karanl&#x;k arka planda, taş, makas, kağ&#x;t oynuyorlar. Yüzleşme ve rekabet kavram&#x;, oyunlar
artjazzKurabiyeli s&#x;cak çay tutan kad&#x;n.
hjalmeidaMultirracial el s&#x;k&#x;şma
kovalvsTokalaşma
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
fontgrafMens holding beyaz el ilanlar&#x; eller
nastelboErkeklerin elindeki ak&#x;ll&#x; telefon. Bir fincan kahve, elinde ak&#x;ll&#x; bir saat..
fontgrafBoş beyaz kitapç&#x;k holding Mens eller
fontgrafMens holding boş beyaz el ilanlar&#x; eller
Dmyrto_ZErkek elinin bükülmüş resimlerini kapat
TatevikBagBaba, bebeğin bacaklar&#x;n&#x; tutuyor. Yeni doğan Papa 'n&#x;n ellerinde. Küçük çocuk ayaklar&#x;, erkek elleri. Babalar günü için tebrik kart&#x;..
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
nastelboBir fincan kahve mens elinde
puhimecTrampet çubuklar&#x;, stüdyo &#x;ş&#x;klar&#x; alt&#x;nda siyah arka planda su s&#x;çratarak trampet davuluna çarp&#x;yor. Siyah ve beyaz. Fotoğraf hareket halinde.
fontgrafBoş beyaz el ilan&#x; holding Mens eller
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
KhakimullinTabletli bir işadam&#x;, ofiste çal&#x;ş&#x;yor.
puhimecTrampet çubuklar&#x;, stüdyo &#x;ş&#x;klar&#x; alt&#x;nda siyah arka planda su s&#x;çratarak trampet davuluna çarp&#x;yor. Siyah ve beyaz. Fotoğraf hareket halinde.
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
fontgrafBoş siyah kitapç&#x;k holding Mens eller
puhimecTrampetler trampet davuluna vuruyor. Stüdyonun alt&#x;ndaki siyah arkaplanda su s&#x;çr&#x;yor. Yak&#x;n çekim..
fontgrafBoş beyaz kitapç&#x;k holding Mens eller
evgengerasimovichElleri kelepçeli erkekler pembe arka planda ak&#x;ll&#x; telefon tutarlar. &#x;nternet ve ayg&#x;t bağ&#x;ml&#x;l&#x;ğ&#x; kavram&#x;.
[email protected] elleri şişkin bir göbeği kavrar.
Anna_BortnikovaMens eller telefonda ahşap bir bankta yatan elma bir sat&#x;r almak
nastelboBir fincan kahve mens elinde
fontgrafMens beyaz kitapç&#x;k tutan eller
kostomarovaBeyaz eldivenli erkekler iki adet kağ&#x;t torbay&#x; ellerinde tutuyorlar. Servis teslimat&#x; konsepti. Tan&#x;mlanamayan fotoğraf. Boşluğun kopyas&#x;.
evgengerasimovichElleri kelepçeli erkekler pembe arka planda ak&#x;ll&#x; telefon tutarlar. &#x;nternet ve ayg&#x;t bağ&#x;ml&#x;l&#x;ğ&#x; kavram&#x;.
artjazzKad&#x;n ve erkek çay fincan s&#x;cak tutan eller
EfetovaAk&#x;ll&#x; telefon dağlarda holding eller
nastelboBir fincan kahve mens elinde
fontgrafBoş siyah kitapç&#x;k holding Mens eller
galitskayaEl dezenfektan&#x; kullanan genç eller.
YuliaRomashkOErkek eller yanan bir ateşin arka plan&#x;nda kakaolu bir kupa tutuyor. Metal bardakta kremal&#x; s&#x;cak kakao. Sonbahar konsepti. Baner. Boşluğu kopyala
yanik88Mens el masaj bir masaj koltuğu masaj Spa karanl&#x;k ayd&#x;nlatma ile yatan bir k&#x;z için bir tedavi boyun yapacaklar. Yak&#x;n çekim. Karanl&#x;k anahtar
nastelboBir fincan kapuçino holding Mens eller
UGCannelAhşap tablo Tarih temiz limon çay töreni Mens elle. siyah arka plan
funduszeue.infoüneşin bat&#x;m&#x;nda yak&#x;ş&#x;kl&#x; genç
[email protected] bir mutfak mens eller arka plan&#x; üzerinde yumurta bir aşç&#x;
funduszeue.infoalem ve aç&#x;k renkli izole sözleşme ile gözlüklü genç adam
DalinasErkek simgesi. Kalp şeklinde elleriyle şapkal&#x; Dandy
funduszeue.infoens bir poster üzerinde &#x;ş&#x;k arka plan izole sorumluluk sigortas&#x; yaz&#x;t belgesi ile tutan eller
yanik88Mens el masaj bir masaj koltuğu masaj Spa karanl&#x;k ayd&#x;nlatma ile yatan bir k&#x;z için bir tedavi boyun yapacaklar. Yak&#x;n çekim. Karanl&#x;k anahtar
Molishka88Çatal ve b&#x;çak ile erkek elleri ile ahşap arka plan üzerinde Pişmiş burger et
Svetlana_KhoruzhaiaMavi arka planda izole edilmiş mavi plastik çöp torbas&#x; kullanan erkeklerin elleri
kantverBW double exposure of city and business man using digital tablet.
funduszeue.info&#x;rm&#x;z&#x; bir arka plan üzerinde yaz&#x;t ile bir poster finansal holding mens eller ceza izole edilmiştir
yanik88Mens el masaj bir masaj koltuğu masaj Spa karanl&#x;k ayd&#x;nlatma ile yatan bir k&#x;z için bir tedavi boyun yapacaklar. Yak&#x;n çekim. Karanl&#x;k anahtar
funduszeue.info

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası