fal sözleri komik / Papatya Sözleri | Papatya ile İlgili Kısa ve En Güzel Sözler

Fal Sözleri Komik

fal sözleri komik

Papatya Sözleri

- bekledigin bir yerden haber alacaksın
- bir yerden sana para gelecek
- sana gabaran var
gabaranmı?
- evet. biri sana gabarmış.

üç vakte kadar yolun var.
kuşun kanadında haberin var.
deve yükü ile eşyan var.
hanene ay doğmuş.

- ahmet diye birisi var senin çevrende. yakın ya da uzak. ondan uzak dur.

+sarışın mı desem,
-kim acaba? selim ııh ııhh.
+aslında kumrala daha yakın gibi.
-düşeneyim. kağanmı acaba yok canım,sevgilisi var.
+tamam şimdi gördüm. esmer biri var.
-ayy evet evet. kızlar "doruğu" söylüyor.
+bölme beni,isminin içinde "o "harfi var. büyük bir kalp çıkmış.
-ciddimisiniz, inanamıyorum kalpmi demiştim kızlar seviyor beni.
+evet hatta seninde gönlün onda.bşir harf daha var isminin içinde "D" benziyor.
+ay kesinlikle bildiniz. yemin ederim bildiniz. harikasınız. buyrun 20 milyon TL.

not:bu epey bir süre önce bir cafede, yan masadaki fala baktıran kızların konuşmalarından özetidir.

1.At murattır.
2.Yüreğin kabarmış.
3.Sana bi yol görünüyor.
4.3 vakte kadar kısmetin var.
5.Mutluluk gözyaşı dökeceksin.
6.Sana bir haber gelecek.

'aaa göz var göz, bak işte burada'.

"bir sürü balık var burada. kısmet kısmet!"

-için kararmış.
anlayamadığım şey, kahvenin renginin açık renk olabilme ihtimali vardı da benimki mi koyu kaldı. küçücük fincanın dibindeki kahve tabağa düşmediyse, illaki içinde kalacaksa, benim içim hep kararmış mı olacak? ama her seferinde doğruluğuna inanıyorum.
içim karardı benim, içim.

birde fincan tabağa yapışmışsa vay haline. "peygamber falı bu" diyerek açmayanlar, fincana bakmayanlar var. boşuna içtik kahveyi he mi?

fincanı kaldırırken:aah kıız senin için sıkılmış
a mı desem y mi desem bir harf var burda
bir uzak bir kısa yolun var
haber var
sana biri hediye verecek paketler var
göz var senin üstünde
çok üzülmüşsün sen gözyaşı dökmüşsün ama şimdi iyisin
adağın var senin
bak sen biriyle konuşuyorsun bide aranızda yılan var kıskanıyor sizi dikkat et ona bla bla bla .*

- görüyorum
- ben de (bu bi gelişme mi ki?)

"sana gabaran bişey var" şeklindeki ivedik tamlaması.

için kabarmış senin püüüü...
balık çıktı kısmetin var.
bir uzun bir kısa yola gideceksin.( bak açıklamaya bak yol nası olurki başka)*

- surdaki deveyi gordun mu iste bak sirtinda bir yuk var sanki.
- su kosedeki kusun agzinda da bi mektup mu var ne bak.
- yok yok kalbin kabarmis senin, allani seven soyle sevgilin uzuyor mu seni. (yalan laf almaya calisiyor acik etme)

böyle melek gibi kanatları olup şeytan yüzlü biri var burda.aha aha burda.uu senin yüzüne gülüyor da arkandan neler çeviriyor..

hayal gücü kuvvetli olan herkesin söylediği klişeleşmiş sözlerdir.

zamanında sıkı bir falcı olarak genelde söylediğim klasikler şunlardı;

- ay güzelim senin içinde 'a' harfi olan birinden beklediğin haber var. ('a'harfi %50 tutma ihtimali)
- sen kısa bir yola çıkmayı planlıyorsun ama iki kişi engel oluyor. (evli değilse anne baba)
- bak bak bak görüyor musun? kaplumbağa var. ayy kızım sen ilerde çok mutlu bir yuva kuracaksın.
- oww telve nasıl düştü görüyor musun? sıkıntını attın.
- bak canım burda bir çocuk var/kadın var resmen yolunu gözlüyor.
- bak şurda bir anahtar var gördün mü? hıh, bir dilek kapın açılacak senin!
- aayy nasıl tabağın dışına aktı görrdün mü? kız sen ne kısmetlisin gözün çıkmaya ehiihi

bunların hepsini göstere göstere söylerdim. öyle de sıkı bir falcıydım.*

-yeşil tişörtlü biri çıkmış lan kim o
-ebeninki..
-ney_?
-ulan kahvede yeşil narar.

-yolun var.
annemin baktığı her falda mutlaka bir yol oluyor.bazen iki oluyor bu yol,bazen yakın oluyor bazen uzak....

Arnavut atasözleri

Bu maddenin biçim olarak Vikisöz standartlarınaulaşması için elden geçirilmesigerekmektedir.

Düzenleme yapıldıktan sonra bu açıklama silinmelidir.

  • Komşunun tavuğu komşuya kaz gözükür.
    Peshku qelbet prej kres
  • Balık baştan kokar.
  • Mali me malin s piqet,njeriu me njerin piqet
    Dağ dağa kavuşmaz insan insana kavuşur.
  • Hastalık dağda gezmez insanlar arasında dolaşır.
    Smundja u bë për njerinë
  • Ujku mjergull kërkon
    Kurt dumanlı havayı sever.
  • Dita e re,nafaka e re
    Yeni gün, yeni nafaka.
  • Tosk e Gegë - Pemë nga një degë!
    Toska ve gega bir ağacın dalları!
  • Ai që ecet krye përpjet bie në gropë.
    Havaya bakarak yürüyen çukura düşer.
  • Ai që bëhet i urtë si delja, e hanë ujqët.
    Koyun gibi uslu olanı, kurtlar yer.
  • Ai që i mbështetet pemës së madhe, gjen hijë gjithmonë.
    Büyük ağaca yaslanan, her zaman gölge bulur.
  • Ai që ka frikë edhe kur ka të drejtë, nuk fiton.
    Korkuyorsa doğru olsa bile, kazanmaz.
  • Armikut mos ia trego të vërtetën.
    Duşmana doğruyu söyleme.
  • As me miq e as me anmiq, gojën mos e fëlliq.
    Ne dostuna ne düşmanına ağzını bozma.
  • Asnjë shtëpi nuk të kënaq si e jotja.
    Hiçbir ev kendi evin gibi seni mutlu edemez.
  • Atë derë që s'e çel çelësi, e çel paraja.
    Kapıyı anahtar açamazsa, para açar.
  • Atje ku thonë se ka dredhëza më shumë, merre shportën e vogël.
    Orada daha çok çilek var dediklerinde, küçük bir sepet al.
  • Bukuria dhe pasuria s'janë përgjithmonë.
    Güzellik ve zengillik her zaman olmaz.
  • Burgu është varr për së gjalli.
    Hapishane bir canlının mezarıdır.
  • Fjala pa punë, si peshku pa lumë.
    İşsiz söz, susuz balık gibidir.
  • Uthulla e fortë plas gurin.
    Sert sirke taşı patlatır.
  • As topi i Ali Pashës s'e tund.
    Ali Paşa'nın topi bile sarsmaz.
  • Fol me ty, fol me murin.
    Sana söylemek, duvara söylemek.
  • I mbushet mendja, atij që ka mend.
    Aklı olanın aklı dolar.
  • Kur ngjite përpjetë, shiko dhe tatëpjetë.
    Yukarıya yükseldiğinde, aşağıya da bak.
  • Mendjemadhi niset me kalë, kthehet me këmbë.
    Kibirli olan at ile yola çıkan, kendi ayaklarıyla geri döner.
  • Njeriu sido që të bëjë, nuk e kapërcen dot hijen e tij.
    İnsan nasıl olursa olsun, kendi gölgesini atlayamaz.
  • Pas lufte të gjithë bëhen trima.
    Savaştan sonra herkes kahraman olur.
  • S'e lenë hunda me pa larg.
    Burnun, uzağa bakmanı engeller.
  • Ti qesh me të tjera, po bota qesh me ty.
    Sen başkalarına gülersin, ama dünya sana güler.
  • U bë dhija me tremb ujkun.
    Keçi kurdu korkutmak istiyor.
  • Duro sa mund, gëzohu pa fund.
    Sabredebildiğin kadar sabret, sonsuza kadar sevin.
  • Edhe guri pëlcet kur nxehet.
    Taş da ısındığında patlar.
  • Hiq inatin gjej rehatin.
    İnatı çek, rahata kavuş.
  • Mëngjesi është më i mençëm se nata.
    Sabah akşamdan daha akıllıdır.
  • Mos i fryj zjarrit se të djeg.
    Ateşe üfleme seni yakar.
  • Mos mëso ustanë, po merri zananë.
    Ustaya akıl öğretme, ondan zanat almaya bak.
  • Kur dhelpra nuk arriti rrushtë, tha se janë të thartë.
    Tilki üzüme ulaşamadığında, üzümün ekşi olduğunu söyledi.
  • Atij i plasin sytë, e tjetri e pyet për vetullat.
    Onun gözlerini oyarlar, diğeri ise kaşları için sorar.
  • Nuk do as mend as kalem, shif e shkruaj.
    Ne akıl ne kalem iste, bak ve yaz.
  • Ustai, ustanë e njef në zanat.
    Usta, ustayı zanaatıyla tanır.
  • Deti ka ujë boll, po me u pi s'pihet.
    Denizin bol suyu vardır ama içmek istersen içemezsin.
  • Kur gabon i mençuri çuditet budallai.
    Zeki, bir hata yaptığında, gerizekalı şaşırır.
  • Me një gur, ti vrave dy zogj.
    Bir taşla 2 kuşa vurdun.
  • Nuk të thonë: "Qysh ke qenë" po "qysh je".
    "Nasıldın" demez, "Nasılsın" der.
  • Po të mos kishte budallenj, me kë do qeshnim.
    Deliler olmasaydı nasıl gülecektik.
  • Ç'ke në xhep të marin hop, ç'ke në tru s'ta marrin dot.
    Cebinde olanı alabilirler, aklında olanı alamazlar.
  • Katundi digjet, zakoni s'prishet.
    Köy yanar, gelenekleri bozulmaz.
  • Bukuria e njeriut është sjellja në shoqëri.
    Bir insanın güzelliği çevresindeki davranışlarıdır.
  • Ku din qeni t'u marrë erë luleve.
    Köpek, çiçeklerin kokusunu almayı nerden bilsin.
  • Jetë - kuletë, *****arallëk - maskarallëk.
    Hayat -cüzdan, fakirlik - maskaralık.
  • Atë që merr me një dorë, kthehe me të dyja.
    Bir elinle aldığını, iki elinle geri ver.
  • E keqja nuk harrohet, e mira po.
    Kötülükler değil, iyilikler unutulur.
  • Kur pi ujë, kujto burimin.
    Su içtiğinde, kaynağı hatırla.
  • Ai që e ka trupin e drejtë, nuk ka frikë se i del hija e shtrembër.
    Düzgün vücudu olanın, gölgesi eğri görünecek diye bir korkusu olmaz.
  • Kush ka ngrënë mjaltin, ka mizën pas veshit.
    Balı yiyenin, kulak arkasında sineği olur.
  • Hekuri sa punohet, aq zbukurohet.
    Demire ne kadar işlenilirse, bir o kadar güzelleşir.
  • Arnaut, he arnaut, në vend të bukës po blen barut.
    Arnavut, he Arnavut, ekmek alacağı yerde barut alır.
  • Kur te vjen e keqja hapi deren !
    Kötülük geldiğinde kapıyı aç !
  • Dy te mencur nuk zihen kurre !
    İki akıllı kavga etmez asla !
  • Rruga e shkurter te del me e gjate !
    Kısa yol daha uzun çıkar !
  • Hip ketu e shih Stambollin !
    Şuraya çık, İstanbul'u gör ! (İmkansız bir şey için insana "dirseğime çık İstanbul'u gör" derler)
  • Trimi i mire me shoke shume !
    İyi kahramanın çok arkadaşı olur !
  • Njeriut shihi punen jo gunen !
    Insanin isine bak elbisesine degil !
  • Sa te rrish kot puno kot !
    Bosuna duracagina bosuna calis !
  • Peri ku eshte i holle keputet !
    İp ince olduğu yerde kopar !
  • Pyet njeqind vete bej si di vete !
    Sor 100 kişiye yap bildiğince !
  • U be deti kos !
    Deniz yogurt oldu !
    (Herkes ne kaparsa kapsin durumu oldugu zaman)
  • Sheh rrushi rrushin dhe piqet !
    Üzüm üzüme baka baka olgunlaşır !
  • Vetem nene dhe babe nuk ka ne pazar !
    Sadece anne ve baba yok pazarda !
  • S'bie rrufeja ne hale !
    Yildirim tuvalete dusmez !
    ( Kotu olana bir sey olmadiginda )
  • Uji fle armiku s'fle !
    Sular uyur dusman uyumaz !
  • Heshtja eshte flori !
    Sessiz kalma altindir !
  • Me mire nje mik sesa nje ciftlig !
    Bir ciftlikten ise bir dost daha iyi !
  • Floriri eshte i paket por ka vlere shume !
    Altin az bulunuyor ama degeri coktur !
  • I bie fyellit !
    (0)kaval caliyor !
    (Birisi ondan isteneni yapmadigi zaman)
  • Nata eshte e huaj !
    Gece yabancidir!
    ( senin degil guvenli degil anlaminda )
  • Ligjin e ben Maliqi !
    Kanunu Malik yapar !
  • I duruari i fituari !
    Sabirli kazancli !
  • Mos i trego babes arat !
    Babana arsalari anlatma !
  • Mishi tretet kocka mbetet !
    Et erir kemikler kalir!
  • Kush punon fiton !
    Kim calisirsa kazanir !
  • Hesht si varri !
    Mezar gibi sessiz durur !
  • I hyra detit ne kembe !
    Denize yaya girdim !
    ( Olanaksiz bir ise giristigin zaman )
  • Burri pa arme si gruaja pa breke !
    Silahsız adam donsuz kadın gibidir !
  • Shqiptari per fjalen ther edhe djalen
    Arnavut verdiği söz için oğlunu da keser
  • Nga armiku ruhem vete nga miku me ruajte Zoti.
    Düşmandan kendim korunurum dostumdan Allah korusun
  • A rrohet me zemër të lepurit?
    Bir Tavşanın yüreği ile yaşayabilir misin ?
  • Ai që ndërton me djersë, mbron me gjak.
    Alın teri ile inşa eden, kanla savunur.
  • Ai që përton sot, pendohet mot.
    Bugün tembel olan sonra pişman olur
  • Asht kollaj me ia pre bishtin ujkut të vramë.
    Ölü bir kurdun kuyruğunu kesmek kolaydır.
  • As në parajsë mos rri vetëm.
    Cennette bile yalnız kalma.
  • Balta—m'ë ëmbël se mjalta.
    Çamur baldan daha tatlıdır.
  • Bujku i mirë, ia merr me zor bukën tokës.
    İyi bir çiftçi ekmegini topraktan zorla cikartir.
  • Burri në shtëpi, si dreqi në xhami.
    Evdeki bir adam camideki şeytan gibidir.(çalışmayan erkekler için )(çalışmayan erkekler için )
  • Cdo njeri është mbret në shtëpinë e tij.
    Her insan kendi evinde kraldır.
  • Çelësi që punon, nuk ndryshket.
    Çalışan anahtar paslanmaz
  • Dembeli është nëna e të gjithë veseve.
    Tembellik bütün kötü alışkanlıkların anasıdır.
  • Dera e përtimit, caku i mjerimit.
    Tembelik kapısı sefaletin sınırıdır.
  • Dielli, edhe kur ka re, ndrit.
    Bulutlandığında bile güneş parlar
  • Difton fmija, ç'ka shtëpia.
    Evde ne varsa çocuk anlatır.
  • Dita pa punë nata pa gjumë.
    Işsiz gün uykusuz gece
  • Dora me baltë buka me mjaltë.
    Çamurlu el, ballı ekmek
  • Dora e larë, zorrë e tharë.
    Temiz el, boş mide
  • Duket zogu që në ve.
    Kuş daha yumurtadayken bellidir ne olacağı.
  • E vërteta rri si vaji mbi ujë.
    Gerçek su üzerindeki yağ gibi durur.
  • Edhe ujët po të rrijë në një vend qelbet.
    Su da akmazsa bayatlar
  • Eja baba te te tregoj arat.
    Gel baba, göstereyim sana arsalarımızı.
  • Dardha, bjen (pikë) nën dardhë.
    Armut tam armutun altına düşer .
  • Fikut te ulët i hyp kushdo.
    Alçak incir ağacına herkes tırmanabilir.
  • Fjala e plakut, e pushka e djalit.
    Yaşlı adama söz, genç olana tüfek düşer.
  • Gruaja që nuk do të gatuajë, shosh gjithë ditën.
    Bir kadın yemek pişirmiyecekse malzemeleri hazırlamak bütün gününü alır.
  • Gjarpëri ecën dhe fshin gjurmët me bisht.
    Hareket eden yılan, kuyruğuyla izlerini siler
  • Gjithsecili në punën e tij është zot.
    Her kişi kendi işinde hakimdir.
  • Gjykon puna, s'gjykon guna.
    Adamın işine bak, elbisesine değil.
  • Hekuri sa punohet, aq zbukurohet.
    Demir ne kadar işlense o kadar güzel olur.
  • I mjeri ai që s'mendon për pleqëri.
    İhtiyarligini düşünmeyen adam zavallıdır.
  • I riu ka fuqi, plaku mëncuri.
    Gencin gücü var, yaşlının bilgisi
  • Kali plak të len barrën në rrugë.
    Yaşlı at yükünü yolda bırakır.
  • Kau që nuk vete në arë e pret sëpata.
    Öküz gitmezse tarlada balta bekler.
  • Kazma në dorë, buka në gojë;
    kazma në katua, trasta del për miell hua.
    Kazma elde, ekmek agizda; kazma
    mahzende torba borç un almaya gitmekte.
  • Kënga për darkë, brenga për drekë.
    Akşam yemeği için şarkı, öğle yemeği için acı
  • Kohë është flori
    Zaman altındır.
  • Ku ka bletë, ka dhe mjaltë.
    Nerede arı var bal oradadır.
  • Ku ka zemër ka dhe krahë.
    Nerede yürek orada kollar vardır.
    (iş vardır)
  • Kullote dhinë të të mbushë kusinë.
    Mutfağı doldurmak için keçi besleyin
  • Kur s'ke mbjellë, s'ke çfarë korr.
    Tohum ekmezsen, ekin biçemezsin
  • Kur s'ke punë luaj derën.
    Kapıya bakarsın işsiz kaldığında
  • Kush di me lavdue, din edhe me cpifë.
    Övmesini bilen iftirayı da bilir.
  • Kush fërkon pulën, ha edhe vezën.
    Tavuğu okşayan yumurtayı da yer
  • Kush fle ngrohtë ka edhe ftohtë.
    Sıcak uyuyan üşüyebilir de.
  • Kush i kullot deshët, ai qeth dhe leshët.
    Koyunları otlamaya bırakan yünlerini de toplar
  • Kush ka turp, vdes për bukë.
    Utangaç olan açlıktan ölür.
  • Kush mori udhë, dhe do të lodhet.
    Yola çıkan yorulur da.
  • Kush nuk di ç'është lodhja, ai nuk di
    ç'është çlodhja.
  • Yorulmayi bilmeyen rahatlamayı bilmez.
  • Kush përton vdes urije.
    Tembel olan açlıktan ölür.
  • Kush rri nën pemë, ha edhe kokrrat.
    Ağaç altında duran, meyveleri de yer.
  • Kush s'punon, dheut i rëndon.
    Çalışmayan bastığı yere yüktür.
  • Kush zë brumë do të gatuajë.
    Hamuru hazırlamaya başlayan pişirecektir de.
  • Kushtrimi del për të ligshtin, pse trimi
    kujtohet vet.
    Savaşmak için seslenme zayıf olan için yapılır yoksa cesur kendiliğinden savaşmaya gider.
  • Liria i ka rrënjët në gjak.
    Özgürlüğün kökleri kandadır.
  • Lima dalëngadalë bëri tranë gjilpërë.
    Zımpara yavaş yavaş kirişi iğneye çevirdi.
  • Malet tunden, po nuk bien.
    Dağlar sallanır ama yıkılmaz
  • Mbill me një dorë, korr me të dyja.
    Bir el ile tohum ek, iki el ile ekin topla.
  • Mbroje atdhenë si shqipja folenë.
    Kartalin yuvasini koruduğu gibi vatanını koru.
  • Me fal gjakun është burrni.
    Kanı affetmek erkekliktir.
  • Me lopatë ari dhe shat argjëndi tundën e
    lëkundën edhe malet nga vëndi.
    Altın kürekle ve gümüş tırpanla,
    daglari bile yerinden oynatirsin.
  • Më mirë "punë e mbarë",
    se "mirë se të gjej".
    "Hoş buldum"dan
    "Hayırlı işler" demek daha iyidir.
  • Më mirë te vdesësh më këmbë,
    sesa të jetosh më gjunjë.

Eğik yaşamaktansa,
ayakta ölmek daha iyidir.

  • Mirë se të gjej, o hija e madhe
    -Mirë se vjen o dembel hamë.
    -A kamë leje të rri pak?
    -Po pate me hangër rri sa të duash.

Hosbuldum buyuk golge !
- Hosgeldin tembel obur. -
Biraz oturmama izin var mi ?
- Yiyecegin varsa istedigin kadar otur.

  • Mos kij turp nga kush s'ka turp.
    Utanmayandan utanma.
  • Mos prit të të kërkojë e mira, po kërkoje.
    İyi şeylerin seni araması için bekleme, sen onları ara.
  • Mos rri si nusja në dasëm.
    Düğündeki gelin gibi durma
  • Mos u fshi si miu prapa poçes.
    Fare gibi kavanozun arkasında saklanma
  • Mos u fshi si miza nën bishtin e kalit.
    Sinek gibi atın kuyruğunun altına saklanma
  • Moti ndihmon atë që punon.
    Çalışana hava yardım eder
  • Mushka do dru, e demi kular.
    Boğa bir boyunduruğa, katır bir şaplağa ihtiyaç duyar (katırı döveceksin, boğayı bağlayacaksın)
  • Në kurdhën e nxehtë, s'rrihet me çekan druri.
    Tahta bir çekiç ile sıcak demiri dövme
  • Nga del fjala, del dhe shpirti.
    Söz nereden çıkıyorsa gönül de oradan çıkar.
  • Nuk mund të dalë punë e madhe nga ai që nuk do të voglën.
    Küçük işi istemeyenden büyük iş çıkmaz.
  • Nuk rron peshku pa uje.
    Balık susuz yaşayamaz
  • Nuk zihet pleshti me dorashka.
    Eldivenler ile pire yakalanmaz.
  • Njeriut iu bëj njeri, qenit bëniu qen.
    Bir insana insan gibi davran, köpege köpek gibi davran.
  • Një ujë që nuk ecën s'pihet.
    Yerde duran su içilmez.
  • Paraja nuk i zgjedh njerëzit.
    Para insanları seçmez.(bir insan zenginse bunun sebebi kendisinin yeteneğidir parasinin değil)
  • Pleqëria vjen me shokë.
    Yaşlılık arkadaşlar ile gelir
    (Sadece sen yaşlanmazsın )
  • Po kërciti dhëmbët qeni i qëndro me shkop në dorë.
    Köpek dişlerini gösterirse elindeki sopayı göster
  • Po nise një udhë, do kaptosh dhe sheshe, dhe male, dhe gurë.
    Bir yola başladın mı meydanları dağları ve taşları geçeceksin.
  • Po nuk e pate të ligën brënda, s'të vjen nga jashtë.
    İçinde kötülük yoksa, dışarıdan sana bulaşmaz.
  • Po nuk qau fëmija, nuk i jep nëna sisë.
    Çocuklar ağlamıyorsa, anneleri meme vermez.
  • Po nuk u turbullua, nuk kthjellohet.
    Bulandırılmazsa aklanmaz.
  • Po shkove me të kërciturit gishtërinjtë sot,
    mos u anko nga të kërciturit e zorrëve nesër.
    Bugün parmaklarını kütletiyorsan yarın miğden ses çıkarırsa şikayet etme.
  • Pula që këndon në mbrëmje nuk bën vezë në mëngjes.
    Akşam öten tavuk sabah yumurta yapmaz.
  • Puna e rinisë, jorgan i pleqërisë.
    Gençlikte iş ihtiryalığın yorganıdır.
  • Qan ara se nuk i vjen fara.
    Tohumu gelmeyen tarlalar ağlar
  • Ruaj dhinë të pish qumështin.
    Sütünü içeceksen keçiyi koru.
  • S'bëhet vreshti me urata, po
    me shata e lopata.
  • Ağaçlık dua ile değil, belliyerek
    ve kürek ile yapılır.
  • S'gjuhet me zagar të lidhur.
    Bağlı bir köpek ile avlanamazsın.
  • Sa më shpejt kositet livadhi; aq më
    shpejt lind bari.
  • Ne kadar çabuk çimleri biçersen ;
    çimler o kadar çabucak büyür.
  • Shpjere gojën te buka e jo bukën te goja.
    Ağzını ekmeğe götür ekmeğini ağza değil.
  • Shqiponja fluturon në qiell, po folenë e
    bën në tokë.
    Kartal gökte uçar, fakat yerde yuva yapar.19 Ekim 2010
  • Trupi shëndoshet me të punuar,
    mëndja ndërtohet me të mësuar.
  • Çalışarak vücut, öğrenerek akıl yapılır
    (iş ile sağlıklı vücut, öğrenmek ile akıl yapılır)
  • Ujku e ka qafën e trashë,
    se ka kambët e shpejta.
    Kurdun kalın boynu var çünkü ayakları hızlı
  • Uji fle hasmi s'fle.
    Su uyur düşman uyumaz
  • Vure vezën more pulën.
    Yumurtayi yeme tavuğu alırsın.
  • Akıl insanın külahında bir çividir. Yumruk yemeden içeri girmez.15 Eylül 2010
  • Çabuk gelen kötüşans, geç gelen iyişanstan daha iyidir.
  • Yiğidi öldür hakkını yeme.
  • Dumansız kahve imansız Türk'e benzer.
  • Bir Yunanyla tokalaştıysan, Parmaklarını say.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir