Rüzgar Erkoçlar Nasıl Baba Olacak

Posta'dan Çiğdem Saltık'ın haberi Sema-Engin Erkoçlar çiftinin Nil, Nur ve Gül adında üç kızı oldu. Türkiye, Nil Erkoçlar'ı dizi oyuncusu olarak tanıdı. yılının şubat ayında Nil Erkoçlar'ın ameliyatla erkek olduğu ortaya çıktı.

Rüzgar Erkoçlar, ameliyattan sonra verdiği röportajda şunları söyledi:

UZUN SÜRE İŞ BULAMADI

Rüzgar Erkoçlar, ameliyattan sonra çok zor günler yaşadı. Oyunculuğu bırakmak zorunda kaldı. Yapımcılar Erkoçlar'a iş vermiyordu. Erkoçlar, önce kendini eve kapattı ardından garsonluk, kasiyerlik, fırın işçiliği yaptı. Ama bir süre sonra zorluklar sona erdi.

KİM OLDUĞU ANLAŞILMADI

Rüzgar Erkoçlar'ın düğün fotoğraflarında bir erkek dikkati çekiyordu. O kişi her aile fotoğrafında vardı ama kim olduğu bilinmiyordu. Sosyal medya hesaplarına konan fotoğrafta, Rüzgar Erkoçlar, eşi Tuğba Alkoçlar, abla Nur Erkoçlar, anne Sema Erkoçlar etiketlenmişti ama o esrarengiz erkeğin ismi yoktu. Erkoçlar Ailesi’nin küçük kızları Gül ise ortada yoktu.

Araştırmalar sonucu; o esrarengiz erkeğin aslında Gül Erkoçlar olduğu ortaya çıktı. Gül, ağabeyi Rüzgar'dan bir süre sonra, aynı ameliyatı geçirmiş, biyolojik bedenden kurtulmak, erkek olmuş ve Görkem Batu adını almıştı.

Görkem Batu Erkoçlar, özel bir firmada grafik tasarımcı olarak çalışıyor. Görkem Batu Erkoçlar'ın bir de kız arkadaşı var.

Rüzgar Erkoçlar: Baba olmak istiyorum

Geçtiğimiz şubat ayında Tuğba Beyazoğlu ile nişanlanan Rüzgar Erkoçlar eylül ayında Sarıyer Bahçeköy'de düzenlenen törenle evlenmişti. Hürriyet'e konuşan 31 yaşındaki Erkoçlar evlilik sürecini, geçirdiği ameliyatı, projelerini ve ileriye dönük planlarını anlattı.

Hayırlı olsun, evlendin. Düğün çok eğlenceliydi

- Ben hiçbir şey hatırlamıyorum düğünden. Hep söylerlerdi gelin ve damat düğüne dair hiçbir şey hatırlamaz diye. Doğruymuş.

Eğlendiniz ama siz de, değil mi?

- Eğlendik. After party saat 3’e kadar devam edecekti. Saat 2’de “Artık dayanamayacağım” dedim. Çok yorulduk. Bir de ben düğünden iki gün önce İstanbul’a geldim. Eskişehir’de “Öğrenci Kafası: Soygun” sinema filminin çekimlerindeydim. Yorgunluktan bitmiştim.

Eşin Tuğba’yla nasıl tanıştınız?

- Yakın bir arkadaşımız tanıştırdı. Dışarıda ilk kez baş başa görüşeceğimiz gün Tuğba’ya “Ne olur, Nişantaşı tarafında görüşmeyelim” dedim. “Bir şey olmaz, City’s’de buluşalım” dedi. Onun işyerine yakın diye orada buluşmak istedi. “Gel Anadolu yakasında görüşelim. Avrupa yakası basın kaynıyor” dedim ama o Nişantaşı’nda ısrar etti. Kaşındı! “Tamam, sen bilirsin” dedim, görüştük. Bir baktım görüşmenin sonuna doğru fotoğraflarımız çekiliyor!

Tuğba daha önce öyle bir durumla karşılaşmadığı için korkup kaçar mı diye endişelendim. Külkedisi gibi bırakıp gidecek mi beni? Mekandan ayrı ayrı çıktık, ona “Sen önden çık, beni aşağıda bekle” dedim. Bir veda öpücüğü kondurur, “Görüşürüz” derim diye düşündüm ama diyemedim. Çünkü Tuğba gitti. “İlk ve son görüşmemiz oldu galiba” dedim o an.

Nasıl evlenme teklifi ettin?

- Araştırdım. Kadınlar beklenti içinde oluyorlar biliyorsun. Biri bir şey yapıyor, ortalık kızışıyor. “Bak bunun erkek arkadaşı şunu yapmış” durumları. Manyakça bir şey bulmam gerekiyor dedim. Şaşırtmam gerekiyordu onu. Kimi baş başa yemek yerken evlilik teklifi ediyor. Çok klasik, herkes yapıyor, bana yakışmaz dedim. Sonra balonun üstünde mi şey yapsam diye düşündüm. Yok, bizim şansımıza balon söner, düşer dedim içimden. Bir arkadaşım akıl verdi, “Bir karikatürist bul” dedi. İstanbul’da arıyorum, yok! Hepsi kendi yerinin dışında bir yere gelmiyor. İsmimi de söyleyemiyorum basını çağırırlar diye. Neyse sonunda buldum adamı. Uçak biletlerini bile aldım.

Senin ailen nasıl karşıladı evlilik kararını?

- Ben ailemle çok fazla kız arkadaşımı tanıştırmadım. O yüzden ben bir şey dediğimde saygı duyarlar. Daha önce hiç “Ben evleniyorum” diye gitmedim yanlarına. Bunu ilk söylediğim kişi Tuğba oldu.

Hatta böyle bir şey dediğimde annem çok sevindi. Ciddi olduğumu anladı. Yakın zamanda babamı kaybettik. Annem, “Sizin sayenizde tekrar hayata bağlandım, çok mutlu ettiniz beni” dedi. Bizim gözümüzdeki o enerjiyi, güzelliği, mutluluğu gördüğü için annem de mutlu oldu.

Bu kadar yakışıklı bir adam olacağını tahmin ediyor muydun?

- Hayır. Hâlâ da kendimi öyle görmüyorum. İnsanlar “Çok yakışıklısın” diyor ama bende yakışıklılık anlamında öyle bir ego yok. Onun farkında değilim. Olsam zaten yürür giderim abi. Herhalde evlenmezdim o ego bende olsaydı.

Çocuğun olsa ona hayatla ilgili ne tavsiye verirsin?

- Tamamen sevgi içinde büyüyen bir çocuk olacak. Ebeveyn olarak maddi, manevi o çocuğun sorumluluğunu yerine getirmek gerekiyor. O yüzden bu sorumlulukları yerine getireceğimiz zamanda olsun hayırlısıyla. İnşallah bize de nasip olur.

Fizyolojik olarak baba olman mümkün mü?

- Bu konulara hiç girmeyelim. Tıpta yeni

yöntemler var, onlara bakıyorum.

Baba olmak istiyorum.

Magazin

Rüzgar Erkoçlar Eşiyle Biyolojik Olarak Çocuk Sahibi Olabileceklerini Söyledi Peki Ama Nasıl?

Rüzgar Erkoçlar ve Tuğba Beyazoğlu, yılının Eylül ayında dünyaevine girmişlerdir hatırlarsanız. O günden bugüne evliliklerinde tam 2 yıl bitmiş bile.

Her fırsatta mutluluklarını objektiflere yansıtmaktan çekinmeyen çift, kaçınılmaz olarak bazı sorulara maruz kalıyor. Bunlardan bir tanesi de "Evlat edinmeyi düşünür müsünüz?"

Geçtiğimiz günlerde bir davete katılan Erkoçlar çifti yine bu soruyla karşılaşınca Rüzgar Erkoçlar'ın cevabı şöyle oldu: "Evlat edinmek belki daha sonra olabilir ancak ilk çocuğumuz kendimizin olacak. Artık bu mümkün."

Bu cevap karşısında insanların kafasında "peki ama nasıl?" sorusu oluştu. LGBTİ çiftlerin çocuk sahibi olma konusunda birkaç alternatifleri var. Örneğin gay çiftlerde, biyolojik bir annenin yumurtalarıyla çiftlerden birinin spermi, laboratuvar ortamında dölleniyor ve yine taşıyıcı anne sayesinde çocuk sahibi olunabiliyor.

Trans erkeklerde ise rahim ve yumurtalıklar duruyorsa, yani geçiş tamamen tamamlanmamışsa hamilelik gerçekleşebiliyor. Dünyada bunun gibi sayısız örnek mevcut.

Ancak sperm bağışı, yumurta bağışı ve taşıyıcı annelik ülkemizde henüz yasal değil. Fakat çocuk sahibi olmak, her çiftin en doğal hakkı.

Yani kısacası şu an biyolojik ve hukuki şartlar gereği Rüzgar Erkoçlar ile Tuğba Beyazoğlu'nun çocuk sahibi olabilmesi zor görünse de, tıp ve teknoloji bu alanda her gün yeni haberler veriyor. Umuyoruz ki isteyen herkes engelleri aşarak çocuk sahibi olabilir. Rüzgar ve Tuğba'ya da mutluluklar diliyoruz

Prof. Dr. Haydar Dümen, Rüzgar Erkoçlar'ın verdiği bir röportajda, ilerde baba olmak istediğinin hatırlatılması üzerine, 'Bu şu andaki teknoloji ile kesinlikle mümkün değil. Başka bir erkekten testis nakli bugüne kadar hiçbir ülkede yapılmadı. Testis olmadan bir insanın sperm üretmesi mümkün değil' dedi.

Cesaretinden dolayı Rüzgar Erkoçlar'ı ve sevgilisini kutlayan Haydar Dümen, 'Benim kendi kızım böyle bir şeye kalkışsa onu engellerdim. Ama cesareti takdire şayan. O'na tavsiyem baba olmaktan vazgeçip, iyi bir koca olmaya çalışsın. Gitsin bir çocuğu evlat edinsin' şeklinde konuştu. Dümen, cinsiyet değiştirerek erkek olan ve baba olmak istediğini dile getiren Rüzgar Erkoçlar'ın baba olup olamayacağını tıbben değerlendirdi.

'AKLI BAŞINDA YİĞİT BİR İNSAN'

Cinsiyet değiştirmenin büyük bir cesaret gerektirdiğini ifade eden Prof. Dr. Haydar Dümen, Rüzgar Erkoçlar'a destek çıktı. Erkoçlar'ın toplumsal baskıya maruz kaldığını ifade eden Dümen şunları söyledi; 'Bu kişi insan olarak var olduğu için ben, siz ne kadar kutsalsak o da aynı oranda kutsal. Aynı oranda yaşamaya hak kazanır. Yeter ki yanlışlarını başka birine enjekte etmesin. Aşılamaması için de insanların karşısına o kimlikle çıkması lazım. Ben çok takdir ediyorum kendisini. Aklı başında yiğit bir insan. Bakıyor ki aynaya ben bir erkeğim. Ben erkeğim diyen bir kişiye 'sen kadınsın' kimliğiyle yaşatmaktan daha büyük bir işkence olamaz. Diyor ki 'ben erkeksem bundan vazgeçeceğim' Erkeklerde bu değişim olabiliyor ama kadınlarda çok nadir. Bu nadir de arada bir çıkacaksa bu da bizim rengimizdir. Ama olmuyor, üzerine gidiyorlar.'

'BENİM KIZIM OLSAYDI YAPTIRMAZDIM'

Bir baba olarak kendi çocuklarının böyle bir şey yapmasına izin vermeyeceğini ifade eden Dümen, 'Yiğitçe bir iş yapmıştır, ben yapmamasından yanaydım. Benim kızım, oğlum olsaydı yaptırmazdım. Sevgilisini de kutluyorum. Demek ki ruhsal bir bağlılık var. Aşka ruhsal bağlılığa saygı duymak gerekir. Onlar uzun vadede gidiyor. Ama tensel bağlılık bazen bir haftada, bazen bir ayda ama mutlaka 10 yılda bitiyor' diye konuştu.
Rüzgar Erkoçlar'ın hissettiği kimliğini tercih ettiği için verdiği mücadeleden vazgeçmemesi gerektiğini dile getiren Haydar Dümen, Erkoçlar'a nasihatlerde bulundu.

Dr. Haydar Dümen, 'Baba olmaktan vazgeç, iyi bir koca ol. Git bir tane çocuk al büyütürsünüz. Olmayacak duya da amin denilirse o kızın da kulağını şöyle hafiften 'yapma yavrum ben senden yanayım' derim hafiften çekerim. Bu öyle olmaz, yazık. Bunu yapmadan önce ya göze alacaktı, ya da almışsa sırtını bilime dayayacak. Bilimde de sırtını tam dayayacak kişi benim. İkinci bir kişiyi de tanımıyorum. Yola devam, bilime arkasını dayasın. Kendi gücünün dizginlerini eline alsın, daha da canlansın. Sen topluma örnek olduğun için geri adım yok, pes etmek, yorulmak yok. Kendini var edeceksin. Çünkü var ettiğin şey yanlış ve kötü bir şey değil' şeklinde konuştu.