Memleketimizde tarih yazıcılığı üzerine münakaşalar eskiden beri sürüp gitmektedir. Hatta gerek ders kitapları gerekse resmî yayınların problemli olduğuna dair yaygın bir kanaat var. Bu sebepledir ki bilhassa son yıllarda tarihçilerin dışında alternatif tarih yazıcılığı ve popüler tarih çalışmaları yaygın hâle gelmiştir. Bu meyanda TV programları, gazete sayfaları dergi yayıncılığı da dikkatimizi çekmektedir. Günümüzde bir kesim, Cumhuriyet devrinden önceki tarihî devirleri yok sayarken diğer kesim de sadece Osmanlı dönemini öne çıkarma gayreti sergilemektedir. Bilhassa yakın tarihle ilgili çalışmalarda tarihî şahsiyetleri birbirinin karşısına çıkarmak gibi hiç yakışmayan bazı gayretkeşliklere de şahit olmaktayız. Meselâ yakın tarihimizin önemli şahsiyetlerinden Mustafa Kemal Atatürk’le Kâzım Karabekir’in malzeme edildiği zımnî bir sürtüşme de gözümüzün önünde cereyan etmektedir. Hâlbuki kültürel inkişâfını tamamlamış bir toplumda böyle cahilâne şeyler olmaz. Zira tarih bir bütündür. Tarihî gerçek budur iddialarıyla bir bütün olan tablonun orasından burasından çekmek millî hafızayı zehirler. Bundan da bütün nesiller zarar görür. Ne yazık ki bizim durumuz da böyledir… Son zamanlarda, Birinci Dünya Savaşı’nın Yıldönümü münasebetiyle düzenlenen çeşitli faaliyetlerle birlikte bir başka münakaşaya şahit olmaktayız: Osmanlı’nın son Başkumandan Vekili ve Harbiye Nazırı Enver Paşa ile onun devreden çıkmasıyla tarih sahnesinde birinci aktör olarak yer alan ve Cumhuriyet’i kuran Mustafa Kemal Paşa ile ilgili birtakım iddialar… Tartışan taraflar, ne hikmetse bir muharebede alt rütbeli komutanları öne çıkarırken bir başka muharebede tepedeki komutanı öne çıkarmaktadırlar. Hâlbuki ister zaferle ister mağlûbiyetle sonuçlanmış olsun, bir muharebede rol alan isimler, yukarıdan aşağı bütün askerî kadro lâyıkıyla anılmalıdır. Yönetime hâkim olan kadroyu yukarı kaldırıp bir zamanlar onlarla muhalif saflarda bulunmuş olan insanlara haksızlık etmemeliyiz.
Meselâ her 18 Mart’ta Çanakkale Deniz Zaferi törenlerle ve parlak nutuklarla anılır. Fakat nedense bu nutuklarda zamanın Harbiye Nazırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa’nın adı anılmaz! Bu garabet hangi akıl ve hangi iz’anla açıklanabilir? Keza yılı itibariyle Yıldönümü kutlanan Kut-ül-Amare Zaferi de öyle! 29 Nisan tarihinde Irak cephemizde Enver Paşa’nın amcası Halil Paşa kumandasındaki kuvvetlerimiz, kendisinden üstün İngiliz kolordusunu kumanda kadrosuyla birlikte esir almıştır. yılına kadar kutlandığı hâlde İngilizler incinmesin diye nisyana terk edilen bu parlak tarih sayfası anılırken de zamanın Başkumandan Vekili’nin adı geçmedi! Hatta TV programlarında alenen aleyhinde konuşmalara bile tanık olduk. “Bizi savaşa soktu! İmparatorluğu batırdı!” gibi ucuz palavraların artık mumu sönmüştür. O devrin askerî hatıralarını okudukça kesin olarak anlıyoruz ki Birinci Dünya Savaşı’na girmemek gibi bir tercihimiz söz konusu bile olamazdı. Fakat Enver Paşa ve kadrosu bu badireden nasıl sağ çıkılabileceğinin hesaplarını yapmıştır. Bu hesaplar isabetli olunca kazanmışız, isabetsiz olunca kaybetmişizdir. Bazen hesap tutmadığı gibi bazen de adamın çürük çıkmıştır! Netice itibariyle onlar kendi hayatlarını ortaya koymuşlardı; hatta yeni bir millî mücadelenin şartlarını hazırlamışlardı. Bu hakikati nasıl inkâr edebilirsiniz? Sarıkamış faciasının sebeplerini soğukkanlılıkla tartıştığımızda orada da Başkomutan’dan ziyade diğer komuta kademesinin acı gerçekleriyle yüz yüze geliyoruz. Bu komuta kadrosu, tarihimizin utanç sayfalarından biri olan Balkan Bozgunu’nda zaten kendini göstermişti. Bütün bu gerçekleri nasıl bir kişinin boynuna asabiliriz? Zira bu hadiseden birkaç ay sonra, yenilmez denilen ve dünyanın en büyük donanması olan İngiliz-Fransız birleşik kuvvetleri kapımıza dayanmıştı. Herkesin ümidi kestiği bir zamanda, “Bu donanmayı Çanakkale sularına gömeceğim!” demiş ve bunu başarmış olan bir kumandanı nasıl inkâr edebiliriz!
Tarihimizde bir devlet büyüğünün gelişine söylenmiş başka eserler var mı bilmiyoruz. Bunlardan biri Azerbaycanlı Şâir Ahmed Cevad tarafından Birinci Dünya Savaşı günlerinde yazılmış olan, nefis bestesiyle gençliğimizin dilinde dolaşan ve radyolarımızda sıkça duyulan bir şiirdir. Karadeniz Türküsü, Karadeniz Şarkısı ve Karadeniz Marşı gibi adlarla anılır: Çırpınırdı Karadeniz, Bakıp Türk’ün bayrağına! “Ah!” deyirdin, hiç ölmezdim Düşebilsem ayağına! Buna benzer başka bir şiir daha var: Hoş Gelişler Ola… Bu da Kars’ta türkü ve marş olarak anılıp söylendiği gibi beraberinde bir de oyun oynanır. Bununla ilgili en sağlıklı bilgileri merhum Hocamız Prof. Dr. M. Fahrettin Kırzıoğlu vermiştir.* yılında ünlü Yavuz zırhlısı ile Batum’a çıkan Enver Paşa için Azerbaycan Türkleri tarafından söylenen ve Enver Paşa Marşı adıyla anılan manzumenin sözleri şöyledir: Hoş gelişler ola, Kahraman Enver Paşa! Emreyle askere, Kafkas Dağları’n aşa. Arş arş arş, arş ileri Marş marş, marş ileri Dönmez geri Türk’ün askeri. Cephede mitralyoz ayna kimi parlıyor, Dağıstan Türkleri, bayrak açıp bekliyor! Arş arş arş, arş ileri Marş marş, marş ileri Dönmez geri Türk’ün askeri. Aradan yıllar geçmiş, tarihin seyri değişmiştir. Enver Paşa yılında Türkistan’da Moskof kurşunuyla şehit düşmüştür. Anadolu’da bir millî mücadele verilmiş ve yeni millî sınırlar çizilmiş ve cumhuriyet idaresi kurulmuştur. Bu Cumhuriyet’in Reisi Gazi Mustafa Kemal Paşa yılında Kars’ı ziyarete gelmiştir. Kars Valisi ve Belediye Başkanı onun için bir karşılama programı hazırlamıştır.
Bu karşılama programına göre ilçelerin ileri gelenleri, Türk Ocağı mensupları atlı arabalı ve yaya olarak çeşitli şekillerde törene katılmışlardır. ** O zamanlar Kars’ta “Kars’ın Dümbüllüsü” diye meşhur olan Gümrü muhacirlerinden Çalgıcı Takî adlı bir komedyen vardır. “Takî, büyük bir zekâ ve buluşla her gece günün konularını güldürücü nüktelerle eleştirir; adapte ettiği türkü ve şarkılarla, yakıştırdığı figür ve kıvırmalarla yeni oyunlar ortaya çıkarırdı.” Gümrülü Takî, yukarıda sözlerini verdiğimiz Enver Paşa Marşı’nı da adapte etmiş ve Kâmal Paşa Marşı adıyla ortaya koymuştur. Revan göçmenlerinden olup o zamanlar Kars’ta gazete ve kitap satan Mehmet Türkel de bu konuda ona yardım etmiştir. Takî, adapte ettiği Kâmal Paşa Marşı’nı 4 Ekim akşamı, Mustafa Kemal Paşa’nın huzurunda söylemiş ve iki kişiyle birlikte oynamıştır. Gümrülü Takî, Enver Paşa Marşı’nı şu şekilde adapte etmiştir: Hoş gelişler ola, Mustafa Kemal Paşa! Askerin, milletin, bayrağınla bin yaşa! Arş arş arş ileri, ileri, Arş ileri, marş ileri, Dönmez geri, Türk’ün askeri. Cephede mitralyoz ayna gibi bekliyor, Şarkistan Türkleri, bayrak elde bekliyor. Arş arş arş, ileri, ileri; Arş ileri, marş ileri, Dönmez geri, Türk’ün askeri; Al da bayrağın Yunan üstüne. Eski büyüklerimiz arasında birtakım nâhoş hadiseler cereyan etmiş olabilir. Bize düşen bu hadiseler üzerinden yalan yanlış yorumlar yaparak onları ebediyen dövüştürmek değildir. Biz onların bu vatan ve bu millet için çalıştıklarını unutmadan her vesileyle minnet ve şükran duygularımızı ifade etmeliyiz. Zira onlar bu milletin sinesinden çıkmış kahramanlardır.
** Zamanın Kars Belediye Başkanı, ’da Kars Millî Şûra Hükûmeti’nin başkanı olup İngilizler tarafından Malta’ya sürüldükten sonra yılı baharında tutsaklıktan kurtulan Cihangiroğlu İbrahim Bey’dir. N.K.
Yazının Alıntı KAYNAGI :
funduszeue.info
Burda bahsedilen HOŞ GELİŞLER OLA şiirinden
ENVER PAŞA İÇİN DERLENMİŞ ŞİİRİN SÖZLERİ
başlangıçtaki şekli "hoş gelişler ola kahraman enver paşa"dır. enver paşa'ya yazılmış bir şiirdir. esas adı kars karşılamasıdır. kafkas insanının, turan ülküsünün yılmaz savaşçısı, ebedi komutanımız enver paşa'ya duyduğu sevginin beliğ bir ifadesi. Şiirin orjinal sözleri:
hoş gelişler ola, kahraman enver paşa
askerin, milletin bayrağınla çok yaşa
arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, türk'ün askeri
sağdan sola, soldan sağa al da bayrağın düşman üstüne
cephede mitralyöz, ayna gibi parlıyor
türkistan türkleri bayrak açmış bekliyor
arş arş arş ileri ileri, dönmez geri, türk'ün askeri
sağdan sola, soldan sağa al da bayrağın düşman üstüne
parlayan yıldızın alem tenvir eder
cumhuriyet bayrağın semalar içre süzer
arş, arş, arş ileri, dönmez geri, türk'ün askeri
sağdan sola, soldan sağa al da bayrağı düşman üstüne
HOŞ GELİŞLER OLA ENVER PAŞA İÇİN DERLENMİŞ VİDONUN LİNKİ
funduszeue.info?v=agveHbFsogM
MUSTAFA KEMAL PAŞA İÇİN DERLENMİŞ ŞİİRİN SÖZLERİ
Kars-Yöre Ekibi-Muzaffer Sarısözen
Hoş Gelişler Ola Mustafa Kemal Paşa
Askerin Milletin Bayrağınla Çok Yaşa
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri
Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri
Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne
Cephede Süngüler Ayna Gibi Parlıyor
Azeri Türkleri Bayrak Açmış Bekliyor
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri
Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri
Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne
Parlayan Yıldızın Alemi Tenvir Eder
Cumhuriyet Bayrağın Semalar İçre Süzer
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri
Marş İleri Dönmez Geri, Türk'ün Askeri
Sağdan Sola, Soldan Sağa
Al Da Bayrağı Düşman Üstüne
Kaynak Alıntı :
funduszeue.info
SAYIN ÜYELERİMİZ
YORUMLARIMIZDA OLABİLDİĞİNCE TARAFSIZ BİR GÖZLEMCİ OLARAK YORUMLARSAK İTİCİ OLMAK YERİNE BİRLEŞTİRİCİ OLMUŞ OLURUZ.
AYNI ŞİİRDEN DERLENMİŞ İKİ AYRI KAHRAMAN KİMLİK BU USULLE BU ŞİİRİ İSTERSEM BENDE KENDİM İÇİN DERLEYEYİM ETİK OLUMU
" Hoş gelişler ola admin Muzaffer
Gruplarınla, Üyelerinle Çok Yaşa
Arş Arş Arş İleri İleri Arş İleri Hep İleri
İlkelerinde Dönmez Geri, Gruplarımın Üyeleri."