afganistan ingiliz savaşı / III. İngiliz Afgan Savaşı - Wikiwand

Afganistan Ingiliz Savaşı

afganistan ingiliz savaşı

Temel olarak “güç dengesi” iki varsayım üzerine kuruludur. İlkinde sistemin değil, aktörün amaçları ve çıkarları vardır. İkincisine göre ise güçlü devlet öncelikle barış ve statükoyu seçer ve ancak çıkarlarını var olan stratejilerle sağlayamıyorsa savaşa girer (Kulalı ve Kafdağlı, ). Çıkacak bir savaş sonucunda ise düzenin değişme riski her zaman vardır.

Diğer taraftan tarih, olaylara doğrudan doğruya bir yön ve anlam ufku kazandırır (Ruby: ). Doğru olarak ortaya konulan olaylar, geçmişten ders almak yanında, gelecek yolunu çizmede insana bir tecrübe ve değer katar, olaylar arasındaki ilişkileri de anlamlı kılar. Tarihçi Edward Carr, tarihi “doğrulanmış olgular kümesi” olarak tanımlarken, “bugüne ancak geçmişin ışığında bakabiliriz” der (Car, ). Yine ona göre tarihçi, sadece gelecek için bir siyaset formüle etmeye yarayacak nedenlerle ilgilenmelidir.

Tarihi süreçte Afganistan coğrafyası; Makedonya ve Moğol İmparatorluklarına direnmiş ve yıpratmış, bölgede Şiiliği yaymaya çalışan Safevi Devleti’nin yıkılmasına neden olmuş, İngiliz İmparatorluğu ise bu bölgeyi 3 defa işgal girişiminde bulunmasına rağmen başaramamıştır. I. Dünya Savaşı esnasında, Batı tarafından işgal edilemeyen bölgeler arasında yer alan Afganistan, daha sonraları Sovyetler Birliği tarafından başlatılan işgal girişimini hezimete uğratması yanında, Sovyetler Birliği’nin çöküşüne de neden olmuştur. Afganistan’ın son kurbanı ise Afgan coğrafyasına hâkim olmak için 20 yıl büyük bir maddi gücü sonuçsuz yere harcayan ve onca gücüne rağmen verdiği kayıplar dolayısıyla, apar topar bu bölgeden kaçmak zorunda kalan ABD olmuştur. Tarih analiz edildiğinde bu coğrafyanın, kendinden emin 5 Büyük İmparatorluk için bir hezimet alanına dönüştüğü açıkça görülüyor. Yine görünen o ki, bu büyük güçlerin hepsi Afgan coğrafyasındaki başarısızlık sonrası çöküşe geçmiş ve bölgesel ve küresel üstünlüklerini yitirmiştir.

Birinci dünya savaşı sırasında, Batı dünyası tarafından işgal edilemeyen birkaç İslam ülkesinden biri olan Afganistan, son süreçte üç defa İngiltere tarafından, bir kez Rusya ve son defasında da ABD tarafından istila edilmeye çalışıldı. ABD’li bir askeri yetkilinin ifadesiyle Afganistan; ABD tarafından büyük heveslerle işgal edilen, ancak 20 yıl onca asker ve maddi kayba rağmen tutunamayıp, apar topar geri çekildiği topraklar olarak tarihe geçmiştir. Son yüzyılda üç süper gücün de barınamadığı Afganistan, tarihte Makedonya ve Moğol İmparatorlukları yanında, Safevi İmparatorluğu’na karşı verdiği mücadeleler nedeniyle, bazı hususlar tartışmalı olsa da "İmparatorluklar mezarlığı" olarak anılıyor.

Bütün bunlardan hareketle, Afganistan coğrafyasında tarihi süreçte yaşanan olayları, hakikate sadık kalarak ve geleceği inşa edecek şekilde, birbirleriyle irtibatlandırarak anlamlandırmanın gerekli olduğu düşünülmektedir.

Makedonya İmparatorluğu, Harappa Uygarlık alanında darbe aldıktan 3 yıl sonra dağılmıştı

Makedonya İmparatoru İskender, savaşçı ve liderlik özellikleri ile bilinir. Bu çoğunlukla doğru olsa da bazı yazarların, Batı’nın temsilcisi olduğu düşüncesiyle, başarısını ara sıra abarttıkları ve dünyanın sonunu gittiği gibi olağanüstü hikayelerle süsledikleri de görülür. Aslında İskender, esas itibarıyla, Spartalılarla Atinalıların birbiriyle yıllardır mücadele etmesinden ötürü yorgun düşmesinden yararlanan Yunanlıları ve o tarihte zaten çürümüş durumdaki Persleri (Ahameniş) yenmişti. Ele geçirdiği topraklar da zaten bunlara aitti. bin Pers askerini öldürdüğü iddiaları da abartıdan ibaretti (Ivar, 83). Makedonya İmparatorluğu en geniş sınırlarında milyon km2 gibi bir alana sahipti ve bu durumuyla yıktığı milyon km2 alana sahip Ahameniş İmparatorluğunun bile çok gerisindeydi. Kaldı ki, milyon km2 bir büyüklüğe ulaşmış Moğol İmparatorluğu, İskender’in devletinden en az 6 kat büyüktü ancak kimse onlar için “Büyük Moğolistan İmparatorluğu” unvanını kullanmamıştı.

İskender zaten yıpranmış olan Persleri yendikten sonra, güç zehirlenmesi altında, seferini İndus Vadisine (Bugünkü Pakistan ve kuzeyi) ve ötesine uzatmıştı. İndus Vadisi ve civarında yer alan Harappa Uygarlığı, Yunanlılardan çok daha önceleri gelişmiş, zengin bir kültüre sahipti. Buraların savaş tarihi de çok eskilere dayanıyordu. Günümüzde bulunan belgelerden, MÖ ’lerden itibaren savaş teorilerini, teknik ve savunma tekniklerini ve silahlarına ait bilgileri yazılı hale getirdikleri de biliniyor. Zaten bu bölge ve civarındaki; Pakistan, Afganistan, Özbekistan gibi coğrafyadaki insanların savaşçı nitelikleri de bu derin geçmişe dayanıyor.

İskender, Harappa Bölgesinde, karşısına çıkan ilk ciddi kuvvet ve filler karşısında oldukça fazla kayıp vermiş, burada yaralanmış, ordusu da gereğinden fazla yıprandığından ısrarla geri dönmek istemişti. Bu nedenle de MÖ yılında harekatı sonlandırarak bitkin bir halde geriye dönmek zorunda kaldı. İskender zaten ilerlemenin sonuna gelmişti. Eğer biraz daha ilerlese zaten, savaş fili, süvarisi, piyadesi ve ’den fazla savaş arabası olan Magadha İmparatorluğu ile karşılaşacaktı ki, bu onun için tam bir tükenişe dönüşecekti. İskender, Harappa Bölgesindeki mücadelesini daha fazla devam ettiremeden geri çekildi ve 3 yıl sonra da öldü. İskender'in ölümüyle de imparatorluk dağıldı.

Safevi İmparatorluğu’nun dağılmasında da Afganların rolü önemliydi

yılları arasında hüküm süren ve Şiiliği benimseyen Safevi Devleti (Newman: ), Pakistan ve Afganistan’ın bir kısmını da ele geçirmiş ve 3 milyon km2 büyüklüğünde bir alana ulaşmıştı. Safevi Devleti’nden Osmanlıya karşı yararlanmak isteyen Papalık, Habsburg İmparatoru ve Portekizliler sık sık elçiler göndererek bu devletle işbirliği imkanı arıyordu ve Robert ve Anthony Sherley isimli iki İngiliz gezgini de bu devletin paralı ve iyi eğitimli bir orduya sahip olması için yardım ediyordu. İngilizler, Safevilerle iş birliği yaparak Hürmüz şehrini Portekizlilerden geri aldıktan sonra Körfez bölgesindeki en büyük tüccar oldular (Alpar, ) ve zamanla etkilerini Hindistan’a aktardılar. yılına gelindiğinde ise İngiliz iş adamları, Hindistan’ın en zengin eyaleti olan Bengal’in hükümdarı olmuşlardı (James, ).

Diğer taraftan Özbekler, Osmanlı ile işbirliği içinde, iç karışıklıkların eksik olmadığı Safevi Devleti’ne karşı saldırılar düzenliyordu. Bu dönemlerde Safeviler; Ermeni, Gürcü ve Hint kökenlilerden oluşan ve ekonomik gücüyle etkinleşen büyük bir tüccar sınıfı oluşturmuşlardı.

Safeviler, Yüzyılda, kuzeyden Ruslar ve doğudan Babürlerin rekabeti ile karşılaştılar. Devlet sınırları sık sık baskın ve yağmalara uğradı. Özellikle Afganlılar, topraklarına kendi dini inançlarını yaymaya çalışan, Safevilere direnerek karşı harekete geçtiler. yılında Kirman Eyaleti Beluciler tarafından, yılında ise Horasan, Afganlılar tarafından yapılan istila ve yağmalarla karşı karşıya kaldı. Peştunlar, Kandahar’ın Safevi Valisine karşı ayaklandılar. Ayaklanma üzerine üzerlerine gönderilen Safevi ordusunu da büyük bir bozguna uğrattılar. Ardından yılında, Mir Veys’in oğlu Mahmut komutasındaki bir Afgan ordusu, İran’a girerek başkent İsfahan’ı kuşattı ve yağmaladı. Bundan sonra Nadir Şah yılında Afganlara karşı bazı başarılar kazansa da sonraki 10 yıl boyunca İran topraklarından onları çıkaramadılar ve İran topraklarında yağma ve baskınlar devam etti ve bir süre sonra Safeviler dağıldı. Safevi İmparatorluğu’nun dağılmasında Afganlılar önemli bir rol oynadı.

İngiliz İmparatorluğu kuvvetleri de bütün çabasına rağmen Afganistan’da başarılı olamadı

İngilizler, ’lerden itibaren kendisine ait bir Hindistan oluşturmak için, uygun şartları görmüştü. İngilizler, Hindistan’daki iç bölünmelerden yararlanarak içerilere açılabilir ve sonraki yüzyılda Hindistan’a egemen olup, Asya’ya açılmada ve kuşatmayı tamamlamada buradan bir üs olarak istifade edebilirlerdi. Bunun bir kısmını başaracaklardır. Ancak Hindistan’da yerli hükümdarlar, tüccarlar ve Avrupalı rakiplerle yaşanan fırtınalı olaylar, becerikli diplomasi ve rüşvetlere ihtiyaç göstermişti (Heaton, ).

İngilizler Hindistan bölgesinde, sadece kıyılarda birkaç ticari şehri kontrol ediyordu ve yörede hemen hemen hiç askeri yoktu. Bu yüzden birleşik ve kuvvetli Mugal Devleti’ne saldıramayacaklarının farkındaydılar. Bu nedenle bölünmeyi desteklediler. Hindistan bölününce de onlar için aradıkları fırsat çıktı. İngiliz Şirketi ile Bengalliler arasında yılında çıkan ve Avrupalılar tarafından kazanılan zafer, Hindistan’da İngiliz İmparatorluğu’nun kuruluşunun başlangıcı olmuştur (Uslubaş ve Dağ, ). Bölgede hâkimiyet sağlamaya başlayan yeni devlet ise, İngilizlerin o bölgedeki Doğu Hindistan Şirketi (EIC) tarafından, kişilik yerli kuvvetin de desteğiyle, ortadan kaldırılmış ve yerine kukla bir hükümet kurularak, bölgedeki gelirlerin toplanması izni alınmıştır. Bu gelirin toplanması ise İngilizler için o güne kadar görmedikleri bir gelir yaratmaya yetmişti.

Ancak ’lerden itibaren, İngilizler için Rusya, bir tehdit oluşturmaya başladı. Ruslar, yılında Gürcistan’ı, ertesi yıl Azerbaycan’ı ele geçirdiler. yılına gelindiğinde ise Kuzey Kazakistan ele geçirilmişti ve bunu bir yıl sonra Taşkent izledi (Ponting, ). yılında Semerkant şehri Rusların oldu. ’lerden itibaren de neredeyse Türkistan coğrafyasının tamamı, Ruslar tarafından bir dereceye kadar sömürgeleştirilmişti. İngilizler için en büyük tehlike, Rusların Hindistan’daki İngiliz çıkarlarını tehdit etmesiydi. Berlin Antlaşması, Balkanlardaki statüyü köklü olarak değiştirmiş ve Panslavizm ideolojisini körüklemişti. Osmanlı-Rus Savaşı ise bu politikanın en büyük başarılarından birisiydi (Evans, 11). Bundan sonra özellikle Afganistan’ın ve Fergana Vadisi’nin kontrolüne yönelik bir mücadelenin her iki ülke arasında devam ettiği görülecektir.

İlk İngiliz teşebbüsü

Bu dönemde İngilizlerin, Afganistan’ı işgal girişimleri üç ayrı bölümde gerçekleşmiş ve her seferinde başarısız olmuştur. Bunların ilki yılında başlayan harekattır. Harekatın başında kolay ilerlediğini sanan İngiliz güçleri, Kabil’e girmeyi başarmalarına rağmen, Afganlıların yıpratma ve baskınlarıyla durmak zorunda kaldı. Kuşatılan İngilizler tarihinde zorunlu olarak geri çekildiler. İngilizler, Gandarmak Geçidinde ise neredeyse tümüyle yok edildiler. İngilizler, takviyelerle tekrar ilerlemeye çalıştılarsa da devam eden Afgan direnişi ile bu topraklarda tutunamayacaklarına kanaat getirerek geri çekilmek zorunda kaldılar. Bu direniş İngilizlerin yenilmezlik mitini yendi ve ’de başlayan Büyük Hint İsyanını tetikledi.

İkinci İngiliz teşebbüsü

yılı sonbaharında, İngilizler bu sefer 40 bin askerle, 3 ayrı noktadan Afganistan’a girdiler ve yine fazla bir direnişle karşılaşmadan Kabil’e ilerlediler. Bu sefer sırasında Ruslar, Afganlılara söz verdikleri yardımı gerçekleştirmediler ve İngilizler Afganistan’ın büyük bölümünü ele geçirdiler. Ancak yılında Kabil’de, İngilizlere karşı büyük bir isyan çıktı ve aralarında generallerin bulunduğu üst düzey İngilizler öldürüldü. İngilizler bunun üzerine Hayber’den Kabil’e takviye kuvvet göndermek istediler ancak başaramadılar. İngilizler tekrar denedi ancak cihat ilan eden Afganlılar, yılındaki Meyvand Muharebesi’nde İngilizleri mağlup ettiler ve yılında İngilizler Afganistan’ı terk etmek zorunda kaldılar.

Üçüncü İngiliz Teşebbüsü

yılında ise bu sefer Afganlılar, Hayber Geçidini geçerek, İngilizlerin kontrolündeki Hindistan topraklarına girdiler ve stratejik önemdeki Bağ şehrini ele geçirdiler. Afgan birliklerinin Peşaver’e girmeleri üzerine, İngilizler savaş ilan ettiler, karşı saldırıya geçtiler. İngiliz-Hint kuvvetleri Hayber’i aşmalarına rağmen epey yıpranmış ve zayıflamıştı. İngilizler, Kabil’i bombalamalarına ve Kurram’a saldırmalarına rağmen başarısız oldular. 08 Ağustos tarihinde ise karşılıklı Rawalpindi Anlaşması imzalandı. Bu savaşlar, İngilizlerin yıpranmasında ve dünya gücü olma özelliklerini kaybetmesinde önemliydi ve bu dönemlerde İngilizler zaten geriliyordu.  II. Dünya Savaşı sonunda ise bunu zaten kendisi de kabul etmek zorunda kalacaktı.

Sovyetler Birliği’nin de Afganistan yenilgisinden iki yıl sonra dağıldığını unutmamak gerekir

Sovyetler, Afganistan’daki sözde Marksist yönetimin daveti üzerine yılında Afganistan’a girerek işgal etmiş, 9 yıl süren savaşta 2 milyona yakın Afganlı hayatını kaybetmiş, milyonlarcası da mülteci olarak ülkesini terk etmek zorunda kalmıştır (Khalidi, ). Savaşta bütün çabasına ve üstünlüğüne rağmen, Sovyet yönetimi Afganlıların direnişini kıramamış ve yılında Sovyet güçleri, 15 binden fazla ölü vererek ve ’e yakın savaş uçağını kaybederek Afganistan’dan çekilmek zorunda kalmıştır. Bundan yaklaşık 2 yıl sonra da yılında, Sovyetler Birliği dağılmıştır. Şüphesiz, Afganistan başarısızlığı, Sovyetler Birliğinin dağılmasında önemli bir rol oynamıştı.

ABD’nin Afganistan yenilgisinin sonuçları da merak ediliyor

Sovyetler Birliği’nin dağılmasından sonra dünya sahnesinde tek güç merkezi olarak kaldığı söylenen ABD, güç zehirlenmesinin etkisi altında, 11 Eylül saldırılarının ardından büyük bir özgüvenle girdiği ve daha önceden tanıdığını sandığı Afgan coğrafyasından, 20 yıl boyunca gösterdiği onca gayrete, trilyonlarca dolarlık harcamaya ve üstün askeri gücüne rağmen istediği sonucu alamayarak çekilmek zorunda kalıyordu. ABD bir daha geri dönmemek üzere, yarattığı bir kaos ortamında, Kabil’den adeta bir panik havasında kaçarken, elinde basit bir piyade tüfeğinden başka bir şeyi olmayan Taliban güçleri, oluşturulan büyük hacimdeki yerel güvenlik güçlerine rağmen, birkaç günde ülkenin tamamında kontrolü ele geçirdi.

The Guardian gazetesi köşe yazarı Simon Jenkins, Afganistan’a müdahale kararını, bir Batı emperyal fantezi ürünü, olarak tanımlıyor ve “Batı’nın bu gereksiz yanlışını anlaması 20 yıl sürdü” yorumunu yapıyor. Ona göre Bush ve Blair’in NATO’yu da kullanarak legodan bir ulus inşa çalışmaları yanlıştı ve Taliban başta ABD ile savaş halinde bile değildi.

Oysa harekatın başında Time dergisi, geleneksel kıyafet giyen bir Afganlıyı kapak yaparak, “Taliban’ın son günleri” başlığını atmıştı. İşte 20 yıl sonra o Afganlı, ABD’yi dize getirmişti ve ABD Afganistan’daki son günündeki haliyle, hiçbir zaman bu kadar sarsılmış görülmemişti.

Bunun etkisini gizlemek kolay değildi. Nitekim Afganistan hezimetinin ardından, bazı ülkelerin önde gelen gazetelerindeki yorumlara bakıldığında bu kolayca görülebilir. İsviçre’de yayınlanan “Tages-Anzeiger”a göre ABD ve ortakları, 20 yıl süresince Afganistan gerçeğini görememiş ve kendi etkilerini abartmışlardı. Almanca yayın yapan “Frankfurter Allgemeine” gazetesine göre ise “Batı, Afganistan’a karşı üstünlük kompleksiyle hareket etmişti” ve umutsuz şekilde Afganistan’da kalmaya çalıştı ki bu açıkça “başarısızlık” anlamına gelen bir şeydi. Yine Almanca yayın yapan “Süddeutsche Zeitung” gazetesi, “Batı, dünyanın en zorlu coğrafyalarından birisinde, kendi değerlerini ve hegemonyasını dayatmak istemiş” ve bu başarısızlıkla sonuçlanmıştı.

 Danimarka’nın “Politiken” gazetesi de yorumunda, kesin bir ifade ile “ABD, Vietnam Savaşı’ndan beri bu tür bir şeyle karşı karşıya kalmadı. Zira Afganistan, tüm çağların en güçlü ülkesinin, girdiği en uzun savaşın en büyük yenilgisidir.” demişti.

İngiltere’de yayınlanan “Times” gazetesi ise Afganistan’da yaşananları göz önüne almadan “Batı modelini savunmakta ısrar edilmesi” gerektiğini ifade ederken, “En önemli soru Batı’nın var olma emellerine yönelik bunun ne tür sonuçları olacak?” diyerek kaygılarını da açığa vurmaktan ve bunun mutlaka sonuçları olacağını dile getirmekten geri kalmıyordu.

Her şeye rağmen, ABD ve müttefikleri Afganistan’dan çekilirken, havaalanındaki uçağın ve bu uçağın dev kanatları altında terk edilmişliğin verdiği hüzünle çaresizce koşan insanların görüntüsü hiçbir zaman hafızalardan silinmeyecek gibi.

Sonuç olarak, döngüler tekrarlanan bir model olarak tanımlanır. Küresel politikada “güç dengeleri” kuramına alternatif olarak kurgulanan “uzun döngüler” kuramı, esas itibariyla karar alıcıyı tanımlamak üzere tasarlanır ve tıpkı Afganistan’da silinip giden imparatorluklar gibi “sistemin belli noktalarda kendini tekrarladığı” esasına dayanır. Diğer taraftan, sistemdeki başat aktörün uzun süre ve sürekli olarak bu rolünü oynaması durumunda, dünya gücü olarak kabul edilme durumu vardır ki ABD’nin, Ortadoğu bölgesinde ve Afganistan’da girdiği mücadelelerdeki başarısızlığı ve geri çekilişi böyle bir durumun olmadığını açıkça göstermektedir. Kaldı ki, bu gücün kendi içindeki meydan okumalar da artarak devam etmektedir.

Afganistan ve çevresindeki coğrafya, imparatorlukları hep yanıltmış ve daha önceki denemelere rağmen, güç zehirlenmesi altında, bir sonraki de aynı tuzağa düşmekten kendisini alamamıştır. ABD’nin Afganistan’dan çekilmesinin sonuçları ise Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısının gölgesi altında, henüz net olarak görülmemiş olsa da daha fazla gizlenemeyeceği açıkça ortada. Yine sonuçlar; “yenildi”, “geri çekildi” veya “planlıydı” gibi kelimelerle ifade edilse de ne olduğu biliniyor ve tarih boyunca Afgan coğrafyasına girişlerin kolay, ancak tutunabilme ve geri çekilmenin zor olduğu görülüyor. Yine görülen o ki, bu coğrafyada güç rekabetine giren imparatorluklar, bir süre sonra dağılıyor veya güç merkezi olma konumunu kaybediyor. Bu coğrafyanın son kurbanı olan ABD, acaba bir istisna olabilecek midir? Yoksa diğerlerinin düştüğü hazin sonu, kaçınılmaz olarak o da mı yaşayacaktır?

 

Kaynakça:

Alpar, Güray. (). Antropolojik Bakış Açısıyla Stratejik Dünya Tarihi, Palet Yayınları: Konya.

Cari Edvard Hallet. (). Tarih Nedir? Çev. Misket Gizem Gürtürk, İletişim Yayınları: İstanbul.

Evans J. Richard. (). Tarihin Savunucusu, Çev. Uygur Kocabaşoğlu, İmge Kitapevi: Ankara.

Ferhani Davut. (25 Ağustos ). Batı Basını ve ABD’nin Afganistan’dan Çekilişi. Independent Türkçe.

Heaton, Herbert. (). Avrupa İktisat Tarihi, Çev.  M. Ali Kılıçbay, Paragraf Yayınevi: Ankara.

James, funduszeue.info (). İnsanın Hikâyesi, Çev. Barış Bıçakçı, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları: İstanbul.

Kenneth, Chase. (). Firearms: A Global History to Chambridge University Press.

Khalidi, Noor Ahmad. (). Afganistan: Demographic Consequences of War: Central Asian Survey, 10(3).

Kulalı Yeliz ve Kafdağlı Tuğçe. (). Jack Levy, Savaş Kuramları, Editör, Erhan Büyükakıncı, Adres Yayınları: Ankara.

Lissner, Ivar. (). Uygarlık Tarihi, Çev. Adli Moran, Nokta Kitap: İstanbul.

Newman J. Andrew. (). Safevid Iran: Rebirth of a Persian Empire. I.B. Tauris.

Ponting, Clive. (). Dünya Tarihi, Çev. Eşref Bengi Özbilen, Alfa Yayınları: İstanbul.

Rubby, Cristian. (). Tarih Nedir, Çev. Bahaeddin Yediyıldız.

Uslubaş, Tolga, Dağ Sezgin. (). Dünya Tarihi Ansiklopedisi, Karma Kitaplar: İstanbul.

 

 

İngiltere'nin Afganistan’daki askeri operasyonlarında en az 64 çocuk hayatını kaybetti

İngiltere askerleri yılında Afganistan'dan bir görüntüsü

Kaynak, İngiltere Savunma Bakanlığı

Jonathan Beale

BBC Savunma Muhabiri

İngiltere'nin, Afganistan’daki askeri operasyonlarında daha önce kamuoyuna açıkladığından çok daha fazla çocuğun ölümüne neden olduğu ortaya çıktı.

İngiltere, daha önce ülkedeki saldırılarında 16 çocuğun öldüğünü ve bu çocukların ailelerine tazminat ödediğini açıklamıştı.

Ancak Afganistan’da yılları arasındaki operasyonlarda 64 çocuğun hayatını kaybettiği ve tüm çocukların ailelerine tazminat ödendiği ortaya çıktı.

Tüm çocuklar, hava saldırıları ya da çapraz ateş sonucu yaşamını yitirdi.

Son rakam ise Silahlı Şiddete Karşı Hareket (AOAV) adlı sivil toplum kuruluşunun bilgi talebi üzerine ortaya çıktı.

AOAV, İngiltere ordusu tarafından öldürülen sivillerin sayısının daha yüksek olduğu görüşünde.

İngiltere Savunma Bakanlığı’na göre kimi belgelerde hayatını kaybeden siviller çocuk olarak nitelendirildiği için çocuk ölümlerinin sayısı ’e kadar çıkabilir.

Bu sivillerin yaşlarının belirtilmemesi dolayısıyla yetişkin olmaları ihtimali de var, ancak AOAV’a göre Afganistan’daki yaş ortalamasının düşük olması sebebiyle bu kişiler çocuk da olabilir.

aile, İngiltere’ye kayıpları dolayısıyla tazminat başvurusunda bulundu ancak bu başvuruların sadece dörtte birine olumlu yanıt verildi.

’da ölen bir aile için tazminat verildi

Afganistan’ın Helmend vilayetindeki bir köyde Mayıs ’da ABD öncülüğündeki koalisyon güçlerinin düzenlediği hava saldırısında aynı aileden hayatını kaybeden sekiz kişi, tazminat ödenen vakalardan.

Bir adam, yeğeni, yeğeninin iki karısı ve beş çocukları için tazminat talep etmişti.

Talebinin karşılanması gün sürdü, sonunda bu kişşiye 7 bin sterlin tazminat ödendi.

İngiltere Savunma Bakanlığı yılları arasında Afgan sivilin ölümü için toplam bin sterlin tazminat ödedi.

AOAV, iddia sahiplerinin fotoğraf, doğum belgesi, çeşitli belgeler sunduğunu, bazılarının da İngiliz personeli tarafından Taliban ile ilişkilerinin olup olmadığının anlaşılması için sorgulandığını belirtti.

Bazı durumlarda kişilere hayvanlarını ve mallarını kaybettikleri için daha fazla ödeme yapıldı.

İngiltere Savunma Bakanlığı, “bir çatışmada herhangi bir sivilin hayatını kaybetmesinin trajedi olduğunu, hele ki çocuklar ve aileleri dahil olduğu zaman bunun daha da büyük bir trajedi olduğunu” aktardı.

Bakanlıktan yapılan açıklamada, "Sivil ölümlerin sayısının azaltılmaya çalışılmasına rağmen “maalesef tamamen bunun gerçekleştirilemediğini” belirtildi.

AOAV Direktörü Iain Overton, ölümlerle ilgili şeffaflığın sağlanamamasını eleştirdi, Bakanlık’tan bilgi alınmasının yıllar sürdüğünü belirtti.

Ölümlerle ilgili gerekli tartışmaların yapılmamasının, bu konuda bir ders alınıp alınmadığına dair soru işareti doğurduğunu da ekledi.

İnsan hakları grupları çok uzun zamandır İngiltere ve ABD’yi sivil ölümleri, bu ölümlerin nasıl araştırıldığına yönelik metotları yüzünden eleştiriyor.

ABD, radikal İslamcıları hedeflediğini dile getirirken, sahada çalışan gazeteciler sivillerin öldürüldüğüne dair kanıtları olduğunu söylüyor.

Sömürgecilik Kıskacında Afganistan

Afganistan yılındaki III. İngiliz-Afgan Savaşının ardından uluslararası ilişkilerde İngiltere´nin vesayetinden kurtulmuş ve sonrasında diplomatik olarak Sovyet Rusya´ya yaklaşmıştır. Afganistan´ın ´lardan sonra tarafsız ve bağlantısız bir politika sürdürmesinden dolayı, Batı´nın bu ülkeye ilgisi düşük düzeyde seyretmiştir. Sovyetler Birliği´nin ´daki askeri müdahalesinden sonra dünyanın daha çok ilgisini çekmiş olan Afganistan, hâlâ uluslararası gündemin önemli konularından biri olmaya devam etmektedir. O zamandan beri işgal, iç savaş ve çatışmalara sahne olan Afganistan günümüzde siyasi ve ekonomik istikrara ihtiyaç duymaktadır. Afganistan´da istikrarın sağlanması için, kargaşaya sebep olan dış güçlerin önerilerinin yanı sıra, Afganistan´ın sosyal yapısından kaynaklanan merkezi hükümet ve mahalli güç grupları arasındaki hassas ilişkiler ve bu mahalli güçlerin görüşlerinin de dikkate alınması bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmaktadır. Bu çalışmada tarihsel arka plan çerçevesinde, ilk olarak Afganistan´ın coğrafi ve sosyal açıdan içe kapanması incelenmiş; müteakiben hâlâ çözümlenmemiş bir mesele olan, merkezi hükümet ve mahalli güç grupları ilişkisi ele alınmıştır.

Anahtar Kelimeler: Afganistan, Sovyetler Birliği, ABD, İngiltere

Doi Number :funduszeue.info

Tarih Okulu Dergisi (TOD) Journal of History School (JOHS) Haziran June Yıl 12, Sayı XL, ss Year 12, Issue XL, pp DOI No: funduszeue.info Geliş Tarihi: Kabul Tarihi: İNGİLİZ ORDUSUNUN AFGANİSTAN SEFERİ VE BİRİNCİ İNGİLİZ AFGAN SAVAŞI Abdullah Sami TEKİN** Özet Hindistan İngiliz hükümeti, Rusya ve İran’a yaklaştığını iddia ettikleri Afgan hükümdarı Dost Muhammed Han'ı iş başından uzaklaştırmak ve sürgünde bulunan eski hükümdar Şah Şüca’yı tekrar tahta geçirmek üzere yılında bir karar aldı. Bu kararlılığı vurgulamak üzere taraflar arasında Sind hâkimi Ranjit Singh ve Şah Şücâ ile Tripatrie’de bir anlaşma tanzim edildi. Biri Bolan geçidinden Kandahar-Gazne üzerinden diğeri ise Hayber geçidinden Peşaver-Celalabad yoluyla Kâbil üzerine sevk edilen İngiliz ve müttefiklerden oluşan ordular kısa süre içerisinde hedeflerine ulaşarak Kâbil’i işgal ettiler. Dost Muhammed Han iktidardan uzaklaştırılıp yerine İngiliz himayesindeki Şah Şücâ tahta çıkarıldı. Ancak Kâbil ve çevre vilayetlerde işgal ordusunun tutum ve davranışlarından hoşnut olmayan Afgan ahalisi kısa süre içerisinde büyük bir mücadele başlattı. Başlarında Dost Muhammed Han’ın oğlu Muhammed Ekber Han ve diğer önemli serdarlarla harekete geçen millî kuvvetler kısa süre içerisinde işgal ordusuna büyük zayiat verdirip onları Afganistan’dan çekilmeye zorladı. Çekilmeyi kabul eden İngiliz ordusu Afganistan’ın sarp ve dar geçitlerinde aşiretlerin saldırılarıyla adeta imha edildi. Bu çalışmamızda – yılları arasında meydana gelen İngiliz Afgan Savaşı’nın sebep ve sonuçları ortaya konulmaya çalışıldı. Anahtar Kelimeler: Afganistan, Birinci-İngiliz-Afgan Savaşı, Dost Muhammed Han, Hindistan İngiliz Hükümeti, Lord Auckland.  “XIX. Yüzyılın Başlarında Afganistan’a Giden İngiliz Oryantalistler ve Faaliyetleri” adlı doktora tezinden türetilmiştir. ** Uzman, İnönü Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora Öğrencisi, Kampus/Malatya, [email protected] Abdullah Sami TEKİN Afghanıstan Expedıtıon of Brıtısh Army and Fırst Anglo-Afghan War Abstract The British Government of India took a decision in to relinquish the Afghan ruler Dost Muhammad Khan, whom he claimed to be approaching Russia and Iran, and to return Shah Sjuha, the ex-emperor Shah, who was in exile, to the throne. In order to emphasize this determination, an agreement was signed between the parties with Sind's ruler Ranjit Singh and Shah Sjuha in Tripatrie. The armies of one of the British and allies shipped to Kabul via Peshawar-Jalalabad from the Bolan Pass through Kandahar- Ghaznah and the other through the Khyber Pass occupied Kabul in a short period of time. Dost Muhammad Khan was removed from power and in place of him Shah Sjuha who was under British patronage was throned. However the Afghan people who were not satisfied with the attitudes and behaviors of the occupation army in the neighboring provinces started a great struggle in a short period of time. National forces headed by Mohammad Akbar Khan, the son of Dost Mohammad Khan and the other important Serdars forced the army of the occupation to withdraw from Afghanistan giving them big casualties in a short time. The British army, which agreed to retreat, was virtually destroyed by the attacks of the tribes in the steep and narrow passages of Afghanistan. In this study, the causes and consequences of the British Afghan War that occurred between were tried to be put forward. Keywords: Afghanistan, First British-Afghan War, Dost Muhammad Khan , British Government of India, Lord Auckland. İNGİLİZ ORDUSUNUN AFGANİSTAN SEFERİ VE BİRİNCİ İNGİLİZ AFGAN SAVAŞI İngiltere’nin Türkistan’da Rusya ile olan rekabeti Rusya’nın Kafkaslar üzerinden İran’ın kuzeybatısına doğru genişlemek istediği ’li yıllara kadar uzanmaktadır. Bu genişleme isteğine karşı çıkma isteğiyle İngiltere, Türkiye ve İran lehine diplomatik destek vermesine rağmen başarılı olamamıştır. Rusya, İngiltere’nin bütün çabalarına rağmen İran’ı nüfuzu altına almayı başarmıştır. [] İngiliz Ordusunun Afganistan Seferi ve Birinci İngiliz Afgan Savaşı Rusya’nın tam desteğini alan İran yılında Afganistan’ın batı vilayetlerinden Herat üzerine yürümüş ve şehri kuşatmıştır.* Afganistan’ın Rusya’nın desteklediği İran tarafından tehdit edilmesi, Hindistan’da hâkim konumda olan İngiltere’yi oldukça tedirgin etmiştir. Rusya’nın bu yol ile Hindistan’a kadar sarkabileceğini düşünen İngiliz hükümeti, derhal harekete geçerek Afganistan’da tahkimat kurmak ve bu ülkeyi kendi nüfuzu altına almak için harekete geçmiştir. yılında İran’ın Rusya’nın desteğiyle Afganistan’ın batısını Herat civarlarını ele geçirmeye çalışması Rusya’nın İran üzerindeki etkisini kullanarak Afganistan içlerine yayılma göstereceği ihtimali İngiltere’yi rahatsız etmiştir. Mevcut durumu Hindistan Genel Valisi İngiliz hükümetine şu sözlerle bildirmektedir: “Rusya’nın amacı doğu ve batı yönündeki yolların hâkimi olan ve merkezi konumda bulunan İran’ın genişlemesi ve güçlenmesidir. İran Rusya’nın rakibi olamaz ve gücünün artması yalnızca Rusya’nın saldırgan emellerini arttırır. Rusya’nın politikasının ne olacağı Herat’ı ele geçirdikten sonra ortaya çıkacaktır, bunu şu an için düşünmek gereksizdir fakat bunu müttefiki İran Şahı’nın desteğini aldıktan sonra bu noktaya ulaşmasını inkâr etmek imkânsızdır. Bu düzeye ulaştıktan sonra İngiliz Hindistan’ı aleyhinde bir askeri harekât ilan etmesini inkâr etmek zordur. Bu durumda savaş yanlısı ve Timur’un karşı konulamaz savaş seven ve rahatsız Afgan kabileleri de bu harekâta katılacaktır.” † İngiliz Genel Valisinin bu sözleri yaklaşmakta olan Rus tehlikesinin ipuçlarını vermekteydi. Esasen İngilizlerin ’lü yıllardan itibaren Afganistan’a yönelik olarak iki emeli bulunmaktadır. Birincisi, İndus nehrini seyrüsefere açmak, ticari malların taşımasını suyoluyla direkt olarak yapmak ve Rusya’nın Kabil’den Buhara’ya yaptığı ticareti önlemek, ikincisi ise Orta Asya’da İngiliz nüfuzunu tesis etmektir.‡ Bu düşüncenin uygulamaya konulması Rus tehdidinin görülmesiyle yılında Genel Vali Lord William Bentinck’e Hindistan Kontrol Heyeti başkanı olan ve – yıllarında da İngiliz Hindistan’ı Genel Valiliği yapan * Gregory Fremont Barnes, The Anglo-Afghan Wars –, Osprey Publishing , s † G. F. Barnes, a.g.e.,s ‡ John Roselli, Lord William Bentinck: The Making of a Liberal İmperialist –, California , s [] Abdullah Sami TEKİN Lord Ellenborough tarafından İngiliz hükümetinin gizlice gönderilmesiyle verilmiştir.* İngiliz hükümetinin Afganistan’da uygulamak istediği politika İndus nehri vasıtasıyla yapılacak ticaret ile Rusya’nın egemen olduğu Afganistan pazarını ele geçirmek ve bölgede sözünün geçmesidir. Bu amaçla bölgeye Doğu Hindistan Şirketi bünyesinde görev yapan aralarında Alexander Burnes’inde bulunduğu oryantalist asker-memurlarını göndermiştir. Bu kapsamda bölgeye gönderilen memurlar Afganistan’ı coğrafi, siyasi, askeri, ticari, sosyo-kültürel ve demografik konularda tahlil etmiş ve tahlillerini İngiliz hükümetine sunmuşlardır. Sunulan raporlar Afganistan ticari hayatında önemli rolü bulunan Buhara ve Kabul ticaret yolunu elinde bulunduran Rusya’nın Afganistan ticaretini önlemek, İndus nehrini bu amaç için kullanmak ve gelecekte Afganistan’da oluşturulacak İngiliz nüfuzuna temel hazırlamak için kullanılacaktır. yılında İran’ın bir kez daha Rusya’nın desteğiyle Herat’ı kuşatmasıyla bu endişeler iyice artmış ve yılında dönemin Genel Valisinin yaptığı uyarı gerçekleşmeye yüz tutmuş ve İngiliz Hindistan’ı Genel Valisi Lord Auckland yaklaşan Rus tehdidini algılayarak tehdidin Kandahar’ı da aşıp Hindistan’a kadar uzanabileceğini düşünerek önlem almaya yöneltmiştir. Lord Auckland ve Doğu Hindistan Şirketi Afganistan’daki Rus etkisini çevirmenin en iyi etkili yolunun Kabil’in mevcut Emiri Dost Muhammed’i bölgede İngiliz çıkarlarını destelemek konusunda ikna etmek olduğunu düşünmekteydi.† Afganistan’da ise Şah Şüca ve Dost Muhammed Han Kabil’in kontrolü için birbirleriyle kıyasıya mücadele içinde bulunmuşlar ve 'te Dost Muhammed Han’a ait kuvvetler Kandahar dışında bulunan Şah Şüca’nın ordusunu yenilgiye uğratmıştır. Dost Muhammed Han’ın Kandahar’da gösterdiği başarı ile Kabil’deki pozisyonunu güçlendirmiş ve Afganistan Emiri unvanını almıştır. Dost Muhammed bu savaş sonrasında Alexander Burnes’e savaş meydanında silah ve mühimmatın yanı sıra Şah Şüca’nın İngilizler ve Sihlerle dostluğunu belgeleyen gizli evraklarda ele geçirdiğini söylemiştir Bu savaşta Pencap'ın Sih yöneticisi Ranjit Singh, Şah Şüca'yı desteklemiştir. Savaş * J. Roselli, a.g.e., s † John William Kaye, History of the War in Afghanistan, London s [] İngiliz Ordusunun Afganistan Seferi ve Birinci İngiliz Afgan Savaşı sonrasında yenilgiye uğrayan Şah Şüca İngilizlerin kontrolündeki Ludiana’ya sığınmış ve Dost Muhammed Han Afganistan emiri olmuştur.* Lord Auckland Dost Muhammed Han’ı İngiliz çıkarlarını desteklemesi konusunda ikna etmesi için Alexander Burnes’i görevlendirmiştir. Alexander Burnes bir süredir Afganistan’da bulunduğundan bölgede iyi ilişkiler geliştirmiş ve Dost Muhammed Han ile dostluk tesis etmişti. Aslında Dost Muhammed Han Sihlere kaptırdığı Peşaver’i İngilizlerin desteğiyle alma ümidi içerisindeydi.† Bu arada Rus Çarı Birinci Nikola 19 Aralık tarihinde İvan Viktorovich Vitkevich adında bir subayı elçi olarak Rusya ve Afganistan arasında diplomatik ilişki kurma amacıyla Kâbil’e gönderdi. Elçinin Kabil’e gelmesi İngiliz hükümetinin endişelerini arttırdı. Kabil’de Alexander Burnes’in Dost Muhammed’i ikna çabaları sonuçsuz kaldı ve ezeli rakibi Sih lideri Ranjit Singh’e karşı İngilizlerden destek bekleyen Dost Muhammed Han bu desteği göremeyince Ruslara yanaştı ve Herat’taki İran varlığını kabul etmiş oldu.‡ Kabil’deki bu gelişmeler üzerine Lord Auckland Afganistan’da İngiliz çıkarlarını destekleyecek bir yönetim getirmek üzere harekete geçti.§ Bu görev için en uygun aday Dost Muhammed ile giriştiği taht mücadelesini kaybeden ve sürgünde bulunan Şah Şüca’ydı.** Yeni yönetimi tesis etmek amacıyla Afganistan’a harekât kararı alındı. İngiliz hükümetinin kararlarını açıklamak ve izah etmek üzere William Macnagthen Lahor’a gönderildi. Uzun süren görüşmelerden sonra 26 Haziran tarihinde Ranjit Singh ile İngiliz hükümeti ve Şah Şücâ arasında Tripartite antlaşması imzalandı. Görüşmelerde Ranjit Singh harekâtı kendisinin yapmasından ziyade İngiliz ordusunu destekleme konusunu kabul ettirdi.†† Ranjit Singh ile varılan anlaşmadan sonra Lord Auckland 1 Ekim tarihinde Afganistan’a müdahale edileceğini açıkladı ve bu açıklamadan sonra İran Herat’ta bulunan birliklerini geri çekti. İran’ın bu hareketine karşılık İngilizler Afganistan’a yapacakları seferden vazgeçmediler. Lord Auckland * J.A. Norris, The First Afghan War , Cambridge , s. † Meredith Runion, The History of Afghanistan, USA , s. ‡ Karl Meyer, Shareen Brysac, Tournament of Shadows: The Great Game and the Race for Empire in Central Asia, New York , s § M.A. Terentyef, Russia and England in Central Asia, Vol I, Calcutta , s ** George Macmunn, Afghanistan: From Darius to Amanullah, London , s. †† Joseph Davey Cunningham, A History of Sikhs, Delhi , s [] Abdullah Sami TEKİN ikinci bir bildiri yayınlayarak Afganistan’da Dost Muhammed’i tahttan indirip yerine Şah Şüca’yı tahta çıkaracaklarını ilan etti.* Afganistan’a Hindistan’dan yapılacak bir askeri sefer o vakit imkânsız görünmekteydi. Tripartite’de Sihlerle yapılan anlaşmayla müttefik kuvvetler Pencâb üzerinden Afganistan’a yürüyecekti.† Afganistan’ı işgal için hazırlanan ordu iki koldan harekete geçirildi. Ana kol ya da Bengal kolu İngiliz, Sih ve geri hizmet askerinden oluşuyordu. Bu ordu Şikarpur’ üzerinden Bolan geçidi yoluyla Kandahar-Gazne ve Kâbil üzerine yürüdü. İkinci kol ise Pelaver üzerinden Hayber geçidi yolu ile Kâbil’e sevk edildi.‡ Savaş resmi olarak yılının Şubat ayında Sih askerlerinin desteğindeki İngiliz ordusunun Afganistan sınırına km uzaklıkta bulunan Belucistan’daki Toba-Kokar sıradağlarında bulunan Bolan geçidini geçmesiyle başladı. İngiliz kuvvetleri Nisan ayının sonunda Kandahar’a ulaştığında Afgan kabile reisleri bölgeyi terk etmişlerdi. 20 Nisan tarihinde Kandahar şehri ele geçirildi. Şah Şüca şehre girdiğinde şehrin ileri gelenleri bağlılıklarını bildirdiler. İngiliz ordusunun bir sonraki hedefi Kâbil yolu üzerindeki önemli bir merkez olan Gazne oldu. 23 Temmuz tarihinde Gazne’ye ulaşan İngiliz kuvvetleri Gulam Haydar Han’ın sert müdafaasıyla karşılaştıysa da yerel halkın ihanetiyle açık bırakılan kale kapılarından birinin havaya uçurulmasıyla Gazne düştü ve Gulam Haydar Han esir edildi.§ Gazne’nin düşmesinden sonra bölgede bulunan aşiretler Şah Şüca’nın tarafına geçtiler. Bu olay üzerine Dost Muhammed Han bir müddet İngilizlere direnmişse de Kabil’i terk edip Hindikuş dağlarını aşarak Buhara Emirliğine sığınmak zorunda kaldı. İngiliz kuvvetleri 7 Ağustos tarihinde Şah Şüca ile birlikte başkent Kabil’e girdi. Böylece Kabil’de düşmüş ve üç yıl sürecek İngiliz işgali başladı.** Afganistan’ın İngilizlerin işgaline uğraması ve zamanla İngiliz askerlerinin menfi hareketleri Afgan kabileleri üzerinde büyük rahatsızlık * Archibald Forbes, The Afghan Wars and , London , s † M.A. Terentyef, a.g.e., s. ‡ M.A. Terentyef, a.g.e., s. §Orhan Yazıcı, Birinci Afgan-İngiliz Savaşı ve Sonuçları, Afganistan Üzerine Araştırmalar, İstanbul , s. 57– ** G. Macmunn, a.g.e., s. [] İngiliz Ordusunun Afganistan Seferi ve Birinci İngiliz Afgan Savaşı uyandırmaya başladı. Bu arada bölgede bulunan İngiliz askerleri ailelerini Afganistan’a getirme taleplerinde bulunmuş ve askerlerin bu istekleri Afgan halkı arasında rahatsızlıklara sebep olmuştu. Zira Şah Şüca’nın tahta geçirileceği dolayısıyla yalnızca taht değişikliğinin olacağını tasavvur eden halk Hindistan benzeri kalıcı bir işgalin Afganistan’da tesis edileceğini görmüştü. Bu durum milli ve dini duyguları yüksek olan Afgan halkı arasında endişelere sebep oldu ve Şah Şüca ve İngilizlere karşı isyanlar başladı. Bu arada Buhara Emir’i tarafından sözde esir tutulan Dost Muhammed Han ve oğulları yılının Ağustos ayında serbest bırakılmıştı. Dost Muhammed Han, Hulm’a valisinin de desteğiyle çoğunluğu Özbeklerden oluşan kişilik bir kuvvet toplayarak Taşkurgan üzerinden Bamiyan’a yürüdü. Bu gelişme üzerine Macnaughten paniğe kapılmış ve “Afganlar barut, Dost Muhammed ise yanmakta olan bir kibrittir.” diyerek durumun vahametini belirtmişti. * İngilizler, Dost Muhammed’i karşılamak üzere derhal Kâbil’den Bamiyan’a topçu birlikleri ile subaylardan oluşan takviye kuvvetler sevk ettiler. Burada İngilizler ile karşılaşan Özbek süvariler, ellerinde modern silahlar olmadığı için İngilizlerin top ateşi karşısında oldukça fazla zayiat verdi. Bunun üzerine Emir Dost Muhammed Han, Taşkurgan’a geri çekilmek zorunda kaldı.† Dost Muhammed’in Afganistan’a dönüş haberi Kûhistan ve Necrâb gibi yerlerde büyük bir heyecan yaratmıştı. Bu bölgenin liderlerinden Mir Mescidî Han ile Sultan Han onu ayaklanmanın başına geçirmek için Kûhistan’a davet ettiler. Dost Muhammed Han’ın Afganistan’a dönmesini engellemek isteyen İngilizler General Sale ve ona sonradan katılan Alexander Burnes’in emri altındaki birlikler takip amacıyla Dost Muhammed’in arkasından gönderdiler. Ancak onların takibine rağmen atlı ile Hindikuş’u aşan Dost Muhammed Han, Eylül ayının sonunda Kûhistan’a ulaştı ve burada İngilizler ile savaşı yeniden başlattı. ‡ Kûhistan’da gelişen olayları bastırmak üzere harekete geçen Macghnaten’a bağlı birlikler, Dost Muhammed’e destek veren mahallî kuvvetler karşısında çok zor duruma düştü. Afganlar bugünkü manada tam bir gerilla savaşı yürütmekte ve küçük korunaklarda barınan silahlı üç beş kişilik gruplar gece yarısı bağ ve * M. Ewans, Conflict in Afghanistan, Routledge, London and New York , s † M.S. Ferheng, Afganistan der Penc Kam-ı Ahir I, Meşhed s. ‡ O. Yazıcı, Birinci İngiliz-Afgan Savaşı, s [] Abdullah Sami TEKİN bahçelerden geçerek İngiliz birliklerine ani baskınlar yapmaktaydı. Kûhistan’da iyice zorlanan İngiliz birlikleri, Aleksander Burnes komutasında hatırı sayılır bir takviye kuvvetinin gelmesiyle rahatladı. O sırada Dost Muhammed, asker toplamak üzere Necrâb’da bulunmaktaydı ve Çarikar üzerinden Baba Kaşgar yoluyla Kâbil’e saldırmanın hazırlığı içerisindeydi. Ancak İngilizlerin Kûhistan’daki birliklerini takviye ettiklerini öğrenince geri döndü ve kişilik ordusu ile Çarikar’da İngilizlere saldırarak 2 Kasım ’da onları hezimete uğrattı. Muharebelerde İngilizlerden kurtulan olmamış, işgalci birlikler bütünüyle imha edilmişti.* Dost Muhammed Han, Çarikar’da kazandığı bu başarılı zafere rağmen en yakınlarına, bu arada yanında bulunan oğlu Efdal Han’a dahi bir şey söylemeden Necrâb’a giderek Mescidî Han ile görüşmüş, onun itirazlarına rağmen İngilizlere teslim olmaya karar vermişti. Dost Muhammed’i böyle bir karar almaya sevk eden sebep, o sırada halkın içinde bulunduğu bölünmüşlük ile başta Ruslar ve Buhara Emiri olmak üzere yerli liderler arasından kendisini destekleyenlerden beklediğini bulamamış olmasıydı.† Afgan halkının daha fazla eziyet görmemesi için İngilizlere teslim olmaya karar veren Dost Muhammed Han, yanında hizmetçisi olduğu halde Kâbil’e geldi ve Bala Hisar’da bulunan Macnaughten’e kılıcını teslim etti. Onun teslim olması en çok Afganistan’daki İngiliz kuvvetlerini rahatlattı. Emir Dost Muhammed Han’a oldukça nazik davranan Macnaughten, o sırada Gazne’de gözetim altında tutulan ailesi ile birlikte Peşaver yoluyla Hindistan’ın Kalküta vilayetine gönderdi. Orada Emir ve ailesinin rahatı için her türlü tedbirin alınmasını ve kendisine iyi bir ikâmet yeri tahsis edilmesi direktifini verdi.‡ Bu sırada Dost Muhammed Han’ın oğlu Muhammed Ekber Han, Kâbil’e gelerek isyan hareketinin başına geçti. İngiliz kuvvetleri aylar süren çok sayıda saldırılara maruz kaldı. Bu saldırılardan en önemlisine yönelik olarak 2 Kasım tarihinde yaşandı. Bu saldırıda Alexander Burnes ve arkadaşları Kâbil’de isyancılar tarafından katledildi.§ * funduszeue.infon, a.g.e., s. ; O. Yazıcı, Birinci İngiliz-Afgan Savaşı, s † O. Yazıcı, Birinci İngiliz-Afgan Savaşı, s vd. ‡ W.K. Fraser-Tytler, A Study of Political Developments in Central Asia, London , s vd. § Vincent Eyre, The Kabul Insurrection of –42, London , s. [] İngiliz Ordusunun Afganistan Seferi ve Birinci İngiliz Afgan Savaşı Saldırılardan sonra General Macnaghten, Muhammed Ekber Han ile İngiliz kuvvetlerinin ülkede kalması konusunda görüşmek istedi. Ancak yapılan görüşmeler esnasında Macnaghten öldürüldü. Bu olay İngilizler arasında büyük bir korkuya Kâbil ahalisinde ise İngilizlere karşı galeyana sebep oldu.* Kâbil ayaklanması ile İngilizler Afganistan’daki durumun ciddiyetini kavradılar. Artık Afganistan işgali İngilizler için sürdürülemez bir hal almıştı. Sir William Macnaghten’in ölümünden sonra General Elphinstone tarafından Binbaşı Potinger siyasi temsilci olarak atandı. Afgan ileri gelenleri ile yapılan görüşmelerde Afganlar çekilme şartı olarak üç talepte bulundular. İlk şart olarak tüm silahlar geride bırakılacaktı. İkincisi tüm İngiliz hazinesi teslim edilecek, üçüncüsü ise İngiliz ordusu Afganistan’ı terk edene kadar İngiliz askerlerin eş ve çocukları rehine bırakılacaktı.† yılının Ocak ayında İngilizler Afganlar ile anlaşmaya varıp çekilme kararı aldılar.‡ İngiliz ordusunun çekilmesi sert kış şartları altında 6 Ocak tarihinde başladı. Çekilme anında İngiliz kuvvetlerini asker, geri hizmet çalışanı kadın ve çocuklardan oluşmaktaydı.§ Çekilme esnasında soğuk kış şartlarında dağ geçitlerinde Gılcay kabilelerine ait kuvvetlerin pusu ve saldırılarına uğradılar. Kâbil ve Peşaver arasında bulunan Gandamak köyünde yaklaşık İngiliz saldırıya uğradı ve katledildi.** Bu saldırıdan yalnızca mucize eseri Celalabad’da bir İngiliz birliğinde görevli Dr. William Brydon kurtulabildi.†† İngiliz tarihinde Lord Auckland’ın hatası olarak bilinen Birinci İngiliz– Afgan savaşında yaklaşık asker hayatını kaybetmiş, 20 milyon sterlinden fazla mali kayba sebep olmuştur. Şah Şüca 5 Nisan ’de Bala Hisar’da çarpışma esnasında öldürüldü.‡‡ İngiliz kuvvetlerinin çekilmesinden sonra Kâbil’de karışıklıklar bir süre devam etti. Muhammed Ekber Han daha sonra * V. Eyre, a.g.e., s † Charles Nash, History of The War in Afghanistan, London , s. ‡ J.A. Norris, a.g.e., s. § C. Nash, a.g.e., s. ** Peter Hopkirk, The Great Game: The Struggle for Empire in Central Asia, New York s. †† Vincent Eyre, a.g.e., s ‡‡ Stephen Tanner, Afghanistan: A Military History From Alexander The Great To The Fall Of The Taliban, USA , s. [] Abdullah Sami TEKİN ülkede kontrolü sağladı ve Babası Dost Muhammed Han İngiliz hükümetinin iradesi ile serbest bırakıldı ve Hindistan’dan ülkesine döndü. yılının Nisan ayında tekrar tahta çıktı ve Kunduz, Kandahar, Mezar-ı Şerif ve Badakşan’ı kontrol altına aldı. Kaynakça Barnes, Gregory Fremont, The Anglo-Afghan Wars –, Osprey Publishing , Cunnıngham, Joseph Davey, A History of Sikhs, S. Chand & Co, Delhi , Ewans, Martin, Conflict in Afghanistan, Routledge, London and New York , Eyre, Vincent, The Kabul Insurrection of –42, WM. H. Allen & CO, London , Ferheng, funduszeue.infoık, Afganistan der Penc Kam-ı Ahir I, Meşhed , Forbes, Archibald, The Afghan Wars and , Seeley and Co, London , Hopkırk, Peter, The Great Game: The Struggle for Empire in Central Asia, Kodansha International New York , Kaye, John William, History of the War in Afghanistan, funduszeue.info & Co, London , Macmunn, George, Afghanistan: From Darius to Amanullah, funduszeue.info and Sons, London , Meyer Karl, Brysac, Shareen, Tournament of Shadows: The Great Game and the Race for Empire in Central Asia, Basic Books, New York , Nash, Charles, History of The War in Afghanistan, Thomas Brooks, London , Norris J.A., The First Afghan War , Cambridge University Pres, Cambridge , [] İngiliz Ordusunun Afganistan Seferi ve Birinci İngiliz Afgan Savaşı Roselli, John, Lord William Bentinck: The Making of a Liberal İmperialist , University of California Pres, California , Runion, Meredith, The History of Afghanistan, Greenwood Pres, USA , Tanner, Stephen, Afghanistan: A Military History From Alexander The Great To The Fall Of The Taliban, Da Capo Press, USA , Terentyef, M.A., Russia and England in Central Asia, Vol I, Foreign Department Pres, Calcutta , Tytler, W.K. Fraser, A Study of Political Developments in Central Asia, London , Yazıcı, Orhan, Birinci Afgan-İngiliz Savaşı ve Sonuçları, Afganistan Üzerine Araştırmalar, İstanbul , []

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası