ömür dediğin başlangıç müziği / Çerkesya Gençliği

Ömür Dediğin Başlangıç Müziği

ömür dediğin başlangıç müziği

Эпизоды

  • ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
    aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir

    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~

    özenle soyduğum şu elma söyle şimdi kimindir
    özenle ne yapıyorsam bilirsin artık senindir

    suya giden bir adam mesela omzunu eğri tutsa
    güneş, su ve adamın omzundaki eğrilik senindir

    ayağa kalkarsın, adına uygunsun ve haklısın
    kararan dünya bildiğin gibi sık sık senindir

    kararan dünya yeni bir güle bir ateş parçasıdır
    bir ateş parçasından arta kalan soylu karanlık senindir

    bir deneyli geçmişi aldın geldin yeniyi güzel boyadın
    ben bilirim sen de bil ilk aydınlık senindir

    benim sevdiğim su senin suyunun öz kardeşidir
    senin soyunun bıraktığı güçler artık senindir

    çünkü bir silah gibi tutarsın tuttuğun her şeyi
    her yeri bir uyarma diye tutan ıslık senindir

    senindir ey sonsuzveren ne varsa hayat gibi
    tutma soluğunu, genişle, öz ve kabuk senindir

    ey en güzel görüntüsü çiçeklere dökülen bir çavlanın
    aşkım, sonsuzum, bu dünyada ne var ne yok senindir

    Şiir: Turgut Uyar
    Müzik: Yedi Güzel Adam, Mutluluk
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #TurgutUyar #ÇoklukSenindir #Şiir

  • " Bir şu’lesi var ki şem’-i cânın
    Fânûsuna sığmaz âsumânın"
    Şeyh Galib

    Aylardan Haziran sana varmak istiyorum
    Kanatlarım açıp sana uçmak istiyorum
    Mahcubiyetler ile prangalı ayaklarım
    Ben sana gelmek istiyorum, gelemiyorum

    Leylekler ta üç Şubat'ta göçtü bizim ile
    Balkonuma bir kuş yuvasını yaptı bile
    Gel sevdiğim buraları geçelim seninle
    Her lahza gelmek istiyorum, gelemiyorum

    Karakoç "Yollar kısalır, aşk gelince" diyor
    Gönül baktığım her şeyde seni gösteriyor
    Bir zaman sonra gözüm hiçbir şey seçemiyor
    Sana kurban olmak istiyor, gelemiyorum

    Meğer umut yitince insan da yitiyormuş
    Ve insanı da en çok kendi düşürüyormuş
    Düştüm, doğruldum ki gönlüme bir yalım konmuş
    Dizlerim kan, tut ellerimden, gelemiyorum

    Bak saatine gün erişti yine akşama
    Ay ve yıldız ne de yakıştı karanlığa
    O ay yüzünü alsam sabah akşam karşıma
    Senle uyuyup uyanıyor gelemiyorum

    En büyük kriz yürekte işte tam da böylece
    Ömür bitip tükeniyor sensiz sessiz öylece
    Takvim yapraklarını koparsam da her gece
    Benden gitmiyorsun sen, ben de gelemiyorum

    Çağırsan beni gün ya da gece, gel tek hece

    Şiir: Muhammet Kalem
    Müzik:
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #Şiir #SanaGelmekİstiyorum

  • Пропущенные эпизоды?

    Нажмите здесь, чтобы обновить ленту.

  • Yazdırmalısın mezar taşına:
    Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın,
    aslında hiç olmadım ben bu oyunda
    ömrüm beni yok saysın…
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın.
    Aslında yokum ben bu oyunda,
    ömrüm beni yok saysın...

    Yaşam bir ıstaka;
    gelir vurur ömrünün coşkusuna.
    Hani tutulur dilin,
    konuşamazsın…

    Tırmandıkça yücelir dağlar.
    Sen mağlupsun sen ıssız
    ve kalbinde kuşların gömütlüğü;
    tutunamazsın!

    Eloğlu sevdalardan dem tutar,
    aşk büyütür yıldızlardan;
    senin ise düşlerin yasak,
    dokunamazsın...

    Birini sevmişsindir geçen yıllarda.
    Açık bir yara gibidir hâlâ.
    Hâlâ ne çok özlersin onu,
    ağlayamazsın…

    Yolunda köprüler çürür.
    Sesin, sessizlik sanki bir uğultuda.
    Savurur hayat kül eyler seni,
    doğrulamazsın!

    Yapayalnız bir ünlemsin
    dünyayı ıslatan şu yağmurlarda.
    Her şey çeker ve iter,
    anlatamazsın...

    Yaşam bir ıstaka,
    gelir vurur işte ömrünün coşkusuna.
    Sesinde çığlıklar boğulur ama,
    bağıramazsın…

    Sonra vakt erişir, toprak gülümser sana;
    upuzun bir ömrün ortasında
    ne hayata ne ölüme
    yakışamazsın…

    Yazdırmalısın mezar taşına:
    Ey hayat, sen şavkı sularda bir dolunaysın,
    aslında hiç olmadım ben bu oyunda
    ömrüm beni yok saysın…

    Şiir: Yılmaz Odabaşı
    Müzik: https://youtu.be/_E0tpwESQjM

    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #EyHayat #YılmazOdabaşı #Şiir

  • Neyse…uzun etmeyim
    Gelmeyeceğim diyeceğinden korkmuştum asıl
    30 Şubat’ta mı geleceksin...peki...gel
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    30 Şubat’ta mı geleceksin, başım gözüm üstüne, peki gel
    Menekşeler yetiştireceğim senin için, bekleyeceğim
    Saçlarım taralı, gömleklerim ütülü
    Sobaya bir odun daha atacağım, peki gel
    Eski fotoğraflara bakarız belki, eski şarkılar dinleriz
    “Ah ne çok sevmiştik birbirimizi”
    30 şubatta mı geleceksin, peki, gel…
    Hani mevsim kışsa, yıldız bulmam zor olacak
    Bulutlar geçecek gözlerimden, ihtimal…
    Kızıl-kıyamet olsa da her tarafım, üzülme,
    Ben kara gözlü bir çocuğum, kendime masallar anlatacağım.
    Bir masala tutununca ellerim kanasa da
    Uyuyunca geçecek, biliyorum,
    Kendimi dizinde uyutacağım…
    Biliyor musun, sen olmayınca ben bir tuhaf oluyorum
    30 Şubat’ta mı geleceksin, peki…gel…
    Sen kapıdan dönmeyesin diye, evden çıkmam, merak etme
    Kar olur, kış olur, üşürsün, neme lazım
    Bir çay koyarım sobaya, radyoda incesaz…
    Terliklerini çıkartırım dolaptan, odamız hüzzam, odamız hicaz...
    Henüz almadığım bir mektup gibi bekleyeceğim seni
    Aslında o kadar da kötü değilim, kafana takma sen beni,
    Bir rüya gibi değil mi, gözlerimi açacağım, bitecek
    Seni rüyaların en sonuna saklayacağım...
    Neyse…uzun etmeyim
    Gelmeyeceğim diyeceğinden korkmuştum asıl
    30 Şubat’ta mı geleceksin...peki...gel

    Şiir: Ali Kınık
    Müzik:


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm
    #AliKınık #Şiir #30Şubat

  • Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
    Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.

    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Ruhumu eritip de kalıpta dondurmuşlar;
    Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
    İçimde tüten bir şey; hava, renk, eda, iklim;
    O benim, zaman, mekan aşıp geçmiş sevgilim.
    Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
    Ay ve güneş ezelden iki İstanbulludur.
    Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
    Ve kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.

    İstanbul benim canım;
    Vatanım da vatanım...
    İstanbul,
    İstanbul...

    Tarihin gözleri var, surlarda delik delik;
    Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
    Bulutta şaha kalkmış Fatih`ten kalma kır at;
    Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar kırat...
    Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
    Her nakışta o mana: Öleceğiz ne çare? ..
    Hayattan canlı ölüm, günahtan baskın rahmet;
    Beyoğlu tepinirken ağlar Karacaahmet...

    O manayı bul da bul!
    İlle İstanbul`da bul!
    İstanbul,
    İstanbul...

    Boğaz gümüş bir mangal, kaynatır serinliği;
    Çamlıca`da, yerdedir göklerin derinliği.
    Oynak sular yalının alt katına misafir;
    Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
    Her akşam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
    Perili ahşap konak, koca bir şehir kadar...
    Bir ses, bilemem tanbur gibi mi, ud gibi mi?
    Cumbalı odalarda inletir ` Katibim`i...

    Kadını keskin bıçak,
    Taze kan gibi sıcak.
    İstanbul,
    İstanbul...

    Yedi tepe üstünde zaman bir gergef işler!
    Yedi renk, yedi sesten sayısız belirişler...
    Eyüp öksüz, Kadıköy süslü, Moda kurumlu,
    Adada rüzgar, uçan eteklerden sorumlu.
    Her şafak Hisarlarda oklar çıkar yayından
    Hala çığlıklar gelir Topkapı Sarayından.
    Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
    Güleni şöyle dursun, ağlayanı bahtiyar...

    Gecesi sünbül kokan
    Türkçesi bülbül kokan,
    İstanbul,
    İstanbul...

    Şiir: Necip Fazıl Kısakürek
    Müzik:

    #NecipFazılKısakürek #Canımİstanbul #Şiir
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm

  • ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    yağmur giyerlerdi sonbaharla bir
    azıcık okşasam sanki çocuktular
    bıraksam korkudan gözleri sislenir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    hayır sanmayın ki beni unuttular
    hala arasıra mektupları gelir
    gerçek değildiler birer umuttular
    eski bir şarkı belki bir şiir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir

    yalnızlıklarımda elimden tuttular
    uzak fısıltıları içimi ürpertir
    sanki gökyüzünde bir buluttular
    nereye kayboldular şimdi kimbilir
    ne kadınlar sevdim zaten yoktular
    böyle bir sevmek görülmemiştir.

    Şiir: Atilla İlhan
    Müzik:
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #Atillaİlhan #BöyleBirSevmek #Şiir

  • Seni, anlatabilmek seni.
    İyi çocuklara, kahramanlara.
    Seni anlatabilmek seni,
    Namussuza, halden bilmeze,
    Kahpe yalana.
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Seni, anlatabilmek seni.
    İyi çocuklara, kahramanlara.
    Seni anlatabilmek seni,
    Namussuza, haldan bilmez,
    Kahpe yalana.

    Ard-arda kaç zemheri,
    Kurt uyur, kuş uyur, zindan uyurdu.
    Dışarda gürül-gürül akan bir dünya...
    Bir ben uyumadım,
    Kaç leylim bahar,
    Hasretinden prangalar eskittim.
    Saçlarına kan gülleri takayım,
    Bir o yana
    Bir bu yana...

    Seni bağırabilsem seni,
    Dipsiz kuyulara,
    Akan yıldıza,
    Bir kibrit çöpüne varana,
    Okyanusun en ıssız dalgasına
    Düşmüş bir kibrit çöpüne.

    Yitirmiş tılsımını ilk sevmelerin,
    Yitirmiş öpücükleri,
    Payı yok, apansız inen akşamdan,
    Bir kadeh, bir cigara, dalıp gidene,
    Seni anlatabilsem seni...
    Yokluğun, Cehennemin öbür adıdır
    Üşüyorum, kapama gözlerini...

    Şiir: Ahmed Arif
    Müzik: https://youtu.be/ugAD8OsrMn4
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #AhmedArif #HasretindenPrangalarEskittim #Şiir

  • Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
    Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince…
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Tanrının ‘gel’ buyruğu tatlılıkla erince
    Ona doğru can kuşu nice uçmasın, nice?
    Ne yaşamak tasası, ne dünyanın yasası,
    Ne de bir kaygı kalır can yükünü derince.

    Bu dirlik bir kılıçsa ölüm onun kınıdır;
    İkisini birlikte verirler bir verince.
    Ecel dedikleri şey erlerin kevseridir;
    Gözünü kırpmadan iç, içme çağı erince.

    Bir yumunca gözünü, kaybedince özünü
    Çalamazsın sazını öyle inceden ince
    Ne güneş kalır, ne ay; ne ırmak akar, ne çay;
    Dünyaya gelmedin say yağız yere girince.

    Bildiğin, neyse unut, Tanrı’ya kavuştun tut,
    Bir gün ölüm meleği seni yere serince.
    Şu gördüğün ne varsa birer damladır,
    Bir denize akıyor hepsi yerli yerince

    Bitiş gördüğün baştır, mezar beşiğe aştır,
    Ölü diriye eştir, düşün biraz derince.
    Atsız! Ölüm gerekmek teninde can yaşarken,
    Sen burada olmazsın ölüm kanat gerince…

    Şiir: Hüseyin Nihal ATSIZ
    Müzik:


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #Atsız #GelBuyruğu #Şiir

  • Gülmeyi denedim, sensiz olmadı...
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Kaybolan neşemi şarkıda, sazda,
    Bulmayı denedim, sensiz olmadı,
    Felekten bir gece çalıp biraz da,
    Gülmeyi denedim, sensiz olmadı...

    Hasreti herkesten çok tanıyorum,
    Bu zehrin üstüne yok sanıyorum,
    Islak gözlerimden utanıyorum,
    Silmeyi denedim, sensiz olmadı...

    Doğmanı bekledim battığın yerden,
    Dönmeyı bilmedin gittiğin yerden,
    Beni sarhoş diye sattığın yerden,
    Gelmeyi denedim, sensiz olmadı...

    Evlenmiş dediler, çıldıracaktım,
    Resim, mektup, şiir, ne varsa yaktım,
    İlmeği kaç defa boynuma taktım,
    Ölmeyi denedim, sensiz olmadı...

    Şiir: Cemal Safi
    Müzik: Oğuzhan Öz https://youtu.be/da-aGwYBRCQ

    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #CemalSafi #SensizOlmadı #Şiir

  • güven bana gülüm!
    sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
    hasretten - hakikaten- ten değiştiren yüzüm!
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    de gülüm! De ki: ela bir günde geleceğim
    istanbul darmadağın olacak, saçlarım
    darmadağın. Hepsi, darmadağın!
    üzülme gülüm! Toparlanacağız, birlikte,
    ayağa da kalkacağız, yürüyeceğiz de gülüm
    hem de çelikten toprağını dele dele hayatın!

    de gülüm! De ki: bitmiştir umut, bitmiştir
    sevgi, bitmiştir güven!
    güven bana gülüm!
    sana bitmemişliği öğretecek, tattıracaktır
    hasretten - hakikaten- ten değiştiren yüzüm!

    göreceksin gülüm! Bekle!
    hırslarımız, acılarımız gitgide ihanetlere
    hainlere, ezilmelere alışacak..
    göreceksin - sevinçten ağlayacaksın gülüm- ki
    işte o vakit bana-doğrudur!-
    şair olmak, seni sevmek pek çok yakışacak!

    bak! şiirler var, mektuplar var, çocuklar var,
    sokaklar var, kediler!
    inan bana gülüm, ölüm yok bir tek! ölüm yok bize!
    ölüm inananlar için sessizce
    kara kaplı kitaplardan çıkartılacak..
    göreceksin gülüm! Bekle! Göreceksin!
    artık hiçbir insan, hiçbir kavga ve hiçbirimiz
    bu dünyada, yapayalnız, umarsız kalmayacak!

    Şiir: Küçük İskender
    Müzik: Volkan Gümüşlü: https://youtu.be/4QtQ4U8q0_s
    Görsel: Ümit Okan
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm

    #Küçükİskender #Şiir #DeGülüm

  • Ölürken yaşadım, yaşarken öldüm
    Ve sustum, sükutu besteler gibi.
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    O gece ne kadar güzeldi mehtap
    Gönülden fışkıran nağmeler gibi.
    Ruhumu yıkayan bir seldi mehtap
    En tatlı ilk ve son buseler gibi.

    O gece o müthiş deniz durgundu,
    Ömründe susmayan rüzgar yorgundu,
    En kara gönüller aya vurgundu
    Leyla’yı içinde bulan er gibi.

    O gece zevkini duydum hayatın,
    Sırrını anladım mükevvenatın.
    Gönlümde yıkılan bir kainatın
    Sesini işittim giryeler gibi.

    O gece hayatım sanki masaldı,
    Şuurum o anın içinde kaldı,
    Kalbime ışıktan bir füsun doldu
    İnsanı çıldırtan handeler gibi.

    O gece felekten bir gece çaldım,
    Ömrümde son defa bahtiyar oldum;
    Ölürken yaşadım, yaşarken öldüm
    Ve, sustum, sükutu besteler gibi.

    O gece ne kadar güzeldi mehtap,
    Sandım ki ruhumda yükseldi mehtap,
    Gönlümü yıkayan bir seldi mehtap,
    Rüyada çalınmış buseler gibi.

    O gece gönlüm de aya vuruldu;
    İçimde küllenen ateş dirildi.
    Dünyada ne varsa yere serildi,
    “O” kaldı… Kalbimi seyreder gibi.

    O gece sevgim coşkun ırmaktı,
    Kalbimden taşarak o kalbe aktı;
    ……………….

    Gözlerime en keskin bakışla baktı:
    ”Ben de seni Atsız, ben de ….” der gibi…


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #HüseyinNihalAtsız #OGece #Şiir

  • Bu millet, bu insan, adı sanı Türk,
    Bu toprak, bu vatan, güzel Türkeli,
    Bu tarih, bu onur, bu sihirli yük,
    Bu Bursa, bu Konya, bu usta eli.
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Bu sabah içimde bir tazelik var,
    Bu seher, bu camdan giren gündüz, ben!
    Sokaktan yükselen şu şen naralar,
    Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben!

    Nerede o dünkü ateşli nabız,
    Nerede yastıkta kıvranan başım?
    Bu sabah içimde çelikten bir hız,
    Bu sabah en mutlu, en şen yurttaşım.

    Bu millet, bu insan, adı sanı Türk,
    Bu toprak, bu vatan, güzel Türkeli,
    Bu tarih, bu onur, bu sihirli yük,
    Bu Bursa, bu Konya, bu usta eli.

    Bu eşsiz İstanbul, bu tek Edirne,
    Bu örnek Kayseri, Sivas, Erzurum,
    Bu Fırat, Menderes, Çoruh, Ergene,
    Bu İzmir, Adana, Urfa, bu Çorum.

    Bu başak, bu salkım, bu bağ, bu harman,
    Bu bizim davarlar, bizim danalar,
    Bu ocak, bu maden, bu dağ, bu orman,
    Bu yiğit erkekler, yiğit analar.

    Bu çetin, bu dönmez, bu sert bilekler,
    Bu yanık çehreler, bu bizimkiler,
    Bu ağaç, bu çiçek, bu çığ, bu renkler,
    Bu diller, bu sesler, ya bu ezgiler.

    Bu ninni, bu ağıt, bu düğün, bu bar,
    Bu Zeybek, bu halay, bu güreş hep ben!
    Bu sabah içimde bir tazelik var,
    Bu ışık, bu gündüz, bu güneş hep ben!

    Ey rüya, ey hayal, beni terk etme.
    Ey sabah koynunda senin, hem zinde,
    Bir şuur ışığı vurmuş perdeme,
    Bir bahar öğlesi gibi çimen de.

    Siz şimdi sokaktan gelen oymaklar,
    Yürüyün siz bütün il çocukları,
    Göğüslerde gurur, elde bayraklar,
    Yürüyün başlar dik, alın yukarı.

    Yürüyün ardından siz emellerin,
    Yürüyün kalbimin yükü ilhamlar,
    Uzaktan çırpınsın size ellerim,
    Çırpınsın yüreğim, durana kadar.

    Bu sabah içimde bir tazelik var,
    Bu seher, bu camdan giren gündüz ben!
    Komşular, şaşmayın bana komşular,
    Bu camdan bakınan, bu gülen yüz ben!

    Şiir: Ahmet Kutsi Tecer


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #29Ekim #Şiir #AhmetKutsiTecer

  • Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
    Koşaradım
    Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
    Ne bir ortak sevinciniz kaldı sizi çoğaltacak
    Ne bir içten dostunuz var acınızı alacak
    Unuttunuz nicedir paylaşmanın mutluluğunu;
    Toprağı rüzgârı denizi göğü
    O her zaman bir insanla anlamlı
    Tükenmez bir hazine gibi kendini sunan doğayı
    Unuttunuz, gömülüp günlük çıkarların
    Ve ucuz korkuların kör kuyularına
    Daraldıkça daraldı dünyaya açılan pencereniz.

    Fırlayıp ilk ışıklarıyla günün dağınık yataklardan
    Koşaradım gidiyorsunuz işinize değişmeyen yollardan
    Kurulmuş saatler gibi günboyu çalışıp tekdüze
    Uzayan gölgelerle koşaradım dönüyorsunuz evinize.
    Ne kadar uzaksa bir felaket sizden o kadar mutlusunuz
    Unuttunuz başkalarının acısını duymayı
    Küçük çıkarların büyük kurnazları
    Alışverişe döndü tüm ilişkileriniz, hesaplı, planlı
    Sevgileriniz ayaküstü, ilgileriniz koşaradım
    Unuttunuz konuşmayı kendinizi vererek
    Düşünmeden bir başka şeyi, içten yalın dürüst
    Dışa vurmayı duygularınızı
    Unuttunuz, neydi bir ince söze yakışan en güzel davranış.

    Gittikçe yalnızlaşıyorsunuz insan kardeşlerim
    -Ki bu en büyük kötülüktür size-
    Yıkanmıyor bir kez olsun yüreğiniz yağmurlarla
    Denizler boşuna devinip duruyor bir çarşaf gibi
    Gerip ufkunuza mavisini, çiçekler her bahar
    Uyanışın türküsünü söylüyor da görmüyorsunuz.
    Sizin adınıza dünyanın pek çok yerinde
    İnsanlar dövüşüyor ellerinde yürekleri birer ülke
    Anlamıyorsunuz inançlarını bir kez düşünmüyorsunuz.
    Ömrünüzü güzelleştirecek bir şey almadan hayattan
    Bir şeyler bırakmadan ardınızda gelecek adına
    Koşaradım tükeniyorsunuz insan kardeşlerim
    Koşaradım
    Duymadan bir gün olsun dünyayı iliklerinizde..

    Şiir: Şükrü Erbaş
    Fotoğraf: Ahmed Mulla

    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #ŞükrüErbaş #Koşaradım #Şiir

  • Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
    Ateşlere yandığının resmidir.
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Bir kere sevdaya tutulmaya gör;
    Ateşlere yandığının resmidir.
    Aşık dediğin, Mecnun misali kör;
    Ne bilsin alemde ne mevsimidir.

    Dünya bir yana, o hayal bir yana;
    Bir meşaledir pervaneyim ona.
    Altında bir ömür döne dolana
    Ağladığım yer penceresi midir?

    Bir köşeye mahzun çekilen için,
    Yemekten içmekten kesilen için,
    Sensiz uykuyu haram bilen için,
    Ayrılık ölümün diğer ismidir.



    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #CahitSıtkıTarancı #Karasevda #Şiir

  • Fatih'in İstanbul'u fethettiği değilse de
    Bülent in dediği gibi bangır bangır:
    "hepimiz tam da ölecek yaştayız!"
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    maktul hep suçludur dünya tutanağında
    sekizde dokuz kusurlu çıkar her defasında
    ağır eza mahkemesinde yargılanır ölmekten
    ölmek ki en büyük günahtır kitâb-ı hayatta
    herkes günahkârdır buradan bakınca, değil mi patron
    ölüm gene mi indirim reyonunda bu sıra pardon
    kasiyer kız sırıtması gibi aniden geçiyor ömür
    ve bakın ne diyor şu tekleyen ihtiyar at:
    on kuruşluk sakızdır hayat, azıcık çiğne, at

    insan kaç kere gelir yaşamak bayramından
    kaç kez iner hıdırellez yokuşundan
    mutluluk kaçgen patron ve nasıl mutlu olursun
    gönlünü parçalı bulutlu birine kaptırmışsan
    ta yukarı kata çıkardı hayallerini, uykunu kaçırdı bak
    arsız bir odacı gibi bahşiş bekliyor işte hayat
    telaşını mı sunacaksın, buyur burdan yak
    ömür dediğin nedir ki patron
    harca harca bitmeyen telaş

    bir avuç sakiniyiz dünya kasabasının
    şu gördüğünüz uçurumdur evimiz
    hatırla, çok iyi tanırız birbirimizi
    acıdan akrabayız çünkü hepimiz
    adres bildiriyorum, o kurnaz meleğe çaktırmayınız
    yokluyor, yoklama sırasında en baştayız
    Fatih'in İstanbul'u fethettiği değilse de
    Bülent in dediği gibi bangır bangır:
    "hepimiz tam da ölecek yaştayız!"

    Şiir: Eyyüp Akyüz


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #EyyüpAkyüz #Şiir #OlayYeriİnceleme

  • Bilmem farkında mısın tomur tutmuş bir çiçek
    Kokunu aranıyor ama sen kaçıyorsun

    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Ayaz vurmuş yüzüyle toprağının bağrında
    Bir ekin tarlasıydı başağa durmuş ruhum
    Gelincikler toplardım duyduğum her çağrında
    Sepekleri simsiyâh mor gerdanlığı mahsun
    Hâlbuki tırnağıyla sabır sağan her tohum
    Mevsimini bekliyor sen benden kaçıyorsun

    Uğraşına güç yetmez sırlanmış gökyüzüne
    Baskın veren yağmurdum süreği parmak parmak
    En baygın damlalarla dokunurdum yüzüne
    Bilmezdin neden yağar hangi vâkitten meftûn
    Oysa kıvrımlarıyla dağlar yırtan her ırmak
    Ummanına akıyor sen benden kaçıyorsun

    Kimse duymadı beni görmedi gördüğünü
    Boğazında düğümlü kuşluktum azgın ateş
    Usulca bûseledim göğsüme sürdüğünü
    Âşkı emzirdiğinde akıl almaz bir efsûn
    Meselâ seferinde çamçaklanırken güneş
    Kuşlar şarkı söylüyor sen benden kaçıyorsun

    Darmadağın umutla başucunun vurgunu
    Bir takvim yaprağıydım bakışlarında humar
    Sessiz sessiz taşırdım her güne soluğunu
    Vâdem ellerinde hür devrim düşünde meskûn
    Hülâsa tufanında şaha kalkan her damar
    Âyinine duruyor sen benden kaçıyorsun

    Dur durak nedir bilmez çağlayanımda bil ki
    Bir yanım yerli yurtlu diğer yanım göç göçek
    Sıtkım kanlı bıçaklı nice zamandır belki
    Gözlerimi kapasam göğsünü açıyorsun
    Bilmem farkında mısın tomur tutmuş bir çiçek
    Kokunu aranıyor ama sen kaçıyorsun

    Şiir: Hakan İlhan Kurt
    Müzik: Volkan Gümüşlü/ https://youtu.be/D2Yus0j0mI0
    Görsel: Benjamin Davies @unsplash
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #HakanİlhanKurt #SenBendenKaçıyorsun #Şiir

  • Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
    Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Bir anadan dünyaya gelen yolcu
    Görünce dünyayı gönül verdin mi?
    Kimi büyük kimi böcek kimi kul
    Merak edip hiçbirini sordun mu?

    İnsan ölür ama ruhu ölmez
    Bunca mahlukat var hiçbiri gülmez
    Cehennem azabı zordur çekilmez
    Azap çeken hayvanları gördün mü?

    İnsandan doğanlar insan olurlar
    Hayvandan doğanlar hayvan olurlar
    Hepisi de bu dünyaya gelirler
    Ana haktır sen bu sırra erdin mi?

    Vade tekmil olup ömür dolmadan
    Emanetçi emanetin almadan
    Ömrünün bağının gülü solmadan
    Varıp bir canana ikrar verdin mi?

    Garip bülbül gibi feryad ederiz
    Cehalet elinde küskün kederiz
    Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz
    Dünya senin vatanın mı yurdun mu?

    Bağlama: Harun Murat ÖZGÜÇ https://youtu.be/diAkfxeaibs
    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #NeşetErtaş #Yolcu #Şiir

  • Yeter artık rüzgâr, yakamı bırak,
    Ürpertiyorsun içimi.
    Şöyle dinlenelim biraz, hiç olmazsa
    Bir sigara içimi…

    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Yeter artık rüzgâr, yakamı bırak,
    Ürpertiyorsun içimi.
    Şöyle dinlenelim biraz, hiç olmazsa
    Bir sigara içimi…

    Pembe, beyaz bulutları toplamışsın,
    Katmışsın önüne katar katar
    Ne gençlik, ne şarkılar, çiçekler
    Gün olur hepsi biter.

    İstemem kimsenin öldüğünü
    Bırak rüzgâr, bırak anlatayım.
    Bir ulu meşenin dibine otur sen
    Göğsünde yatayım..

    Bize başka havalar getir biraz
    Ihlamur koksun, sakız koksun,
    Çapadan dönmüş terli terli
    Kız koksun…

    Tepeden koksun, ardıçlı, çamlı
    Siirt koksun, Boyabat koksun,
    Hür güzel günler içinde,
    Canım hayat koksun…

    Aydınlık gecelerden sonra,
    Günler dileğimce geçmeli.
    Şarkılar dalga dalga üzerimden,
    Turnalar misali uçmalı.

    Sevdalı olmalı, hovarda olmalıyım
    Sebatsız kuşlara benzer.
    Bir Kayseri’de, İstanbul’da
    Bir yıldızlarda olmalıyım.

    Ama devran eski devran değil
    Ne oldu ne olmadı şaşırdık?
    Bir bulduk, bir yitirdik kendimizi
    Sade suya kuru fasulye pişirdik.

    İşte ben, bellerde, yollarda.
    Dün yirmisinde, bugün yirmi beşinde
    Bozkır ortasında, dağlar başında
    Çoluk çocuk bir olmuş dolaşıyoruz
    Bir lokma ekmek peşinde.

    Bir hava getir bize artık.
    Ihlamur, sakız koksun.
    Ayışığında yıkanmış, çil çil
    Kızoğlan kız koksun...

    Şiir: Turgut Uyar
    Müzik: Nazende Sevgilim/ https://youtu.be/7i0kHsagt5g
    Piyano : Uğur Yıldız
    Keman : Volkan Gümüşlü

    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #TurgutUyar #Şiir #Rüzgar

  • Bir hayal alemi ardında; uzak,
    Sisli iklimlere sürdüm, gittim.
    Varlığım burda sönüp kaybolacak...
    Belki ben şimdiden öldüm... Bittim...
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Yine aklımda bugün sen varsın,
    Yine derdinle hayalim hasta.
    Bürüsün kalbimi derdin sarsın;
    Bir ümit var bu tükenmez yasta.

    Bir yaram var! Ona merhem vurman,
    Bir hayaldir ki gönülden taşıyor.
    Ayırırken bizi yollar ve zaman,
    Sana kalbim daha çok yaklaşıyor.

    Nerde bilmem o geçen günlerimiz?
    Artık onlar yeniden gelmeyecek.
    Nerde kırlar, uzayan yol ve deniz,
    O öten kuş, o güzel pembe çiçek?

    Göklerin ziyneti mes’ut kuşlar
    Ötüşürlerdi yağarken yağmur.
    Şimdi onlarda melul olmuşlar,
    Çünkü artık ne ışık var, ne de nur.

    Dinledik rüzgarı sessiz sessiz
    Okuyorken bize bir gamlı kitap.
    Suya çizmişti gümüşten bir iz,
    Yükselirken gece dağdan mehtap.

    Şimdi hülyaya gömülmüş ölüyüm;
    Ne gelen var, ne giden var, ne soran.
    Iztırap yaylasıyım gam çölüyüm;
    Esiyor sadece gönlümde boran.

    Bir hayal alemi ardında; uzak,
    Sisli iklimlere sürdüm, gittim.
    Varlığım burda sönüp kaybolacak...
    Belki ben şimdiden öldüm... Bittim...

    Şiir: Hüseyin Nihâl Atsız


    ~
    Tüm Videolar: https://bit.ly/2EyYErA
    Abone Olmayı Unutmayınız: https://bit.ly/2IObl6a

    ~
    Sosyal Medya Hesaplarım:
    https://facebook.com/muhammetkalemm
    https://instagram.com/MuhammetKalemm
    https://twitter.com/MuhammetKalemm #HüseyinNihalAtsız #Yalnızlık #Şiir

  • Bir o dönmemek ve dostları Leylâm ve asıl seni bir daha görmemek... Ve asıl seni görmemeyi düşünmek insanı deli ediyor. Seni belki bir ay görmesem ne bileyim seni 3 ay, bir sene görmesem bu insana koymaz da bu bir yasak olursa ve hiç dönmemek karışınca işe, çok acı oluyor Leylâ.
    ~
    •Dinlemek isteğiniz şiirleri yorum kısmına yazarsanız, sizler için yorumlayabilirim.
    Yeni şiirlerden haberdar olmak için; https://bit.ly/2IObl6a tıklayarak abone olabilirsiniz.

    ~
    Leylâ
    Önce sana böyle bir kâğıda yazdığım için özür dilerim.
    Bu akşam birçok defa başlayıp sonunu getiremediğim bir hikâyeyi tamamlamaya çalıştım. Fakat nafile, insan aklını bir şeye verdimi kurtulamıyor ondan. Daima düşünmekle ve daima da aynı şeyi düşünmekle insan aşkın bir fikri-işgal olduğunu kabul ediyor. Sonra ben Leylâ mütemadiyen şiddetli bir arzu ile bir tatmin edilmemezlik içinde bir şeyler istiyorum. Bunun gibi, yani bu tatminsizlik gibi bir de ifade edemeyiş var ki bu insanı bitiriyor, harap ediyor. Çok defa yazdıklarımı yırtıyorum, çok defa bu, bedbinlikten ve ümitsizlikten oluyor. Fakat yine de işte yaşıyoruz ve acı içinde bile olsa bu bize bir haz veriyor ve yaşamayı istiyoruz. Ne kadar ölümü fevkâlâde bir facia gibi veya ne bileyim bir felâket gibi kabul etmesek de ölmek veya sevdiklerimizden ayrı olmak istemiyoruz. Çok zaman olmuştur Leylâ, şu memleketten gitmeyi düşünmüşüm dür. Amma daima bunu yapamamışımdır. İlk seferler daima bir imkânsızlık vardı, bunlar mani idi... Son zamanlar imkânlar olmuştur amma kendim bu maceraya atılamamışımdır. Belki eminim ki ayrılık veya uzak oluş mühim değil de asıl onu düşünmek ve bir daha hiç dönülmeyeceğini ve geride kalanları insanın bir daha göremeyeceğini düşünmesi çok feci bir şey.
    Bazen o anı yaşıyorum Leylâm o zaman tüylerim diken diken oluyor. Bazen şöyle düşünüyorum da buna cesaret edemiyorum. Bir o dönmemek ve dostları Leylâm ve asıl seni bir daha görmemek... Ve asıl seni görmemeyi düşünmek insanı deli ediyor. Seni belki bir ay görmesem ne bileyim seni 3 ay, bir sene görmesem bu insana koymaz da bu bir yasak olursa ve hiç dönmemek karışınca işe, çok acı oluyor Leylâ. Amma diyeceksin ki, "Biz birbirimize o kadar alışmamıştık ki."
    Öyle değil halbuki Leylâ, alışmamıştık amma, alışabilirdik ve alışacaktık... Netekim verdiğin dost kalma sözünde durursan ve ben de burada kaldıkça alışacağız da... Sonra Leylâ bazen neler düşünüyorum bilsen, bütün bu bağlardan kurtulup başka yerlere kaçmak, çocukken rüyalarımı çalan sıcak iklimlere doğru uçmak istiyorum... Amma yine de biliyorum ki Leylam, bu imkânsız.
    Çocukken ne iyiydi Leylâ, 5 arkadaştık biz. Bu yekûn zaman zaman değişirdi. Ekseriya üç kalırdık. Bütün günlerimiz, Antalya kıyılarının o sıcak ve hattı-ı istiva iklimi bizi cenup beldelerine çektikçe, hayaller kurmakla geçerdi. Neler düşünmez, cenup denizlerinde ne şirin adalara sahip olmazdık. Bu hayaller hakikat olsaydı ve sağ bir de Robenson olsaydı eminim ki kıskançlığından çatlardı.
    Ama bütün bunlar cemiyet içine girmeden, sosyoloji okumadan evvelki zamanda idi. Sonra cemiyet içinde çalışan insanları, çalışmayan insanları, açları, tokları, mesut olanları, mustaripleri gördük, büyük, küçük şehirlerde gözlerinde ümit parlayan... bazen dizlerinde derman kalmayan insanları gördük... Hikâyeler dinledik Leylâ.. Kan kusanların hikâyelerini, altın kusanların hikâyelerini ve daha neler gördük Leyla, daha neler dinledik bu şehirde. Kitaplarda okuduklarımız da caba.
    Ne olursa olsun Leylâ bunlar mühim değil artık benim için. Benim için yalnız sen mühimsin. Bana kim ne derse desin hatta bir kıza bu kadar ehemmiyet ve kıymet verdim diye bana kızanlar bile olsa, aldırmayacağım ama sen ister dostum ol ister sevgilim, yeter ki hayatımda ol. Sen Leylâ bana geldikçe sana ihtiyacım olacak. Senden başka hiçbir isteğim yok. Sen Leyla bana her şeyi, her şeyi unutturabilirsin. Seni, bu muazzam aşka lâyık gördükçe ben, her şeyi yenebilirim Leyla...
    Düşün ki hayatta tek başımayım ve sen istersen hayatıma senden başka hiçbir kimse gi

  • Показать больше

Интернет-магазин дверной фурнитуры - ПРО-ЛОКС

Основная задача нашей компании – создание высокоэффективных решений в сфере систем запирания. Мы занимаемся созданием технологичных и высоконадежных решений для комплексной безопасности Вашего объекта по лучшим мировым стандартам от ведущих производителей с мировым именем: для квартиры или загородного дома, крупного завода или сети магазинов, офиса компании или бизнес-центра, отеля, мини-отеля или гостиничной сети. Наши специалисты всегда готовы создать системы запирания, максимально адаптированные для условий применения конкретного заказчика.

У нас вы можете приобрести:

  • Системы запирания (замки, дверная фурнитура)
  • Системы контроля и управления доступом
  • Дверная автоматика для распашных и раздвижных дверей
  • Современные системы видеонаблюдения
  • Системы беспроводной охранно-пожарной сигнализации
  • Домофония и системы управления "умный дом"
  • Умные системы управления ключевым хозяйством
  • Интеллектуальные системы хранения

Наши офисы и филиалы:

  • г. Москва, ул. Карьер, д. 2А, стр. 1, офис 226 (БЦ КАРЬЕР);
  • Филиал г. Ростов-на-Дону;
  • Филиал г. Санкт-Петербург.

Доставка по всей России.

 

В числе наших партнеров мировые производители систем запирания и безопасности:

  • ABLOY

    ABLOY

    ABLOY защищает людей, их имущество, бизнес операции на земле, в море и в воздухе - при любых обстоятельствах. Решения созданные для индивидуальных нужд, начиная с запиран...
  • ASSA ABLOY

    ASSA ABLOY

    ASSA ABLOY- мировой лидер в производстве систем дверного открытия, ориентированный на удовлетворение нужд конечного потребителя в безопасности и комфорте....
  • Dahua Technology

    Dahua Technology

    Dahua Technology является ведущим мировым поставщиком передовых решений в сфере видеонаблюдения....
  • Ditec Entrematic

    Ditec Entrematic

    На рынке автоматических приводов и систем управления для различных ворот промышленного и бытового назначения компания работает уже свыше 40-ка лет...
  • dormakaba

    dormakaba

    01 июля 2016 года компания, производящая дверные доводчики, электронные замки, фурнитуру, мобильные стены и автоматические двери, Dorma и компания, выпускающая электронные замки и турникеты, Kaba объединились в компанию dormakaba. ...
  • TRAKA ASSA ABLOY

    TRAKA ASSA ABLOY

    Одна из первых в мире электронных систем управления ключами была разработана в 1990 году компанией Traka. В настоящее время компания считается мировым лидером в разработк...
  • Sigur-Cфинкс

    Sigur

    С 2006 года Sigur является профессиональным инструментом для построения систем безопасности любого масштаба и сложности, входит в число крупнейших производителей СКУД в России...
  • BioSmart

    BioSmart

    BioSmart - биометрические системы контроля и управления доступом...
  • Samsung SDS

    Samsung SDS

    Bb-Gm ton, akor, gitar akorları, tab, repertuar, şarkı sözleri, chords, Akorculuk Sen Kal Ölene Kadar Tuna Velibaşoğlu Zeki Müren-Senede Bir Gün Net. Ayrıca daha dün annemizin notaları gitar ve piyano içinde ayrı bir. Bir şarkısın sen ömür boyu sürecek. Omuzumda ağlayan bir sen gitar notaları. Aleyna Tilki akor, gitar akorları, tab ve notaları, aleyna tilki akor Zagorov Neredesin Sen Eser. Nigar Muharrem-Omuzumda Ağlayan Bir Sen Akor. Hüzünlü bir hikayesi de var bu şarkının, internet ortamın. Omuzumda ağlayan bir sen gitar notaları. Yan flütte toplam 7 nota bulunmaktadır. Esra Esgil-Omuzumda Ağlayan Bir Sen akor, kolay ve orjinal ton gitar akorları, esra esgil omuzumda aglayan bir sen Repertuarim Com. Omuzumda Aglayan Bir Sen şarkı sözleri-Tolga Kahraman Last Fm. Gitsin sen gel Ağlayan Bir Sen akor, kolay ve orjinal ton gitar akorları, notaları ve. Em Am Omuzumda ağlayan bir sen, ne çok isterdim bir bilsen G D Kalmadı artık bak kimsem, sensizlik gitsin sen gel Em Am En dipte hep ben kaldım, Elfida Flüt Notalarıaccelerator Medic coffee Elfida-Gitar-Nota-Tab Gitareğitim. Omuzumda ağlayan bir sen gitar notaları. Em Omuzumda ağlayan bir sen Am Ne çok isterdim bir bilsen C Kalmadı artık bak kimsem Bm Em Sensizlik gitsin sen gel. Em En dipte hep ben kaldım Am Çok zordu zor. İŞTE NİGAR MUHARREMİN OMZUMDA AĞLAYAN BİR SEN ŞARKISININ AKORLARI. OMZUMDA AĞLAYAN BİR SEN AKOR. Orjinal Ton. Em Omuzumda ağlayan bir sen Am. Ağlayan Bir Sen akor, kolay ve orjinal ton gitar akorları, notaları ve sözleri. Nigar Muharrem-Omuzumda Aglayan Bir Sen chords, notes-Akorculuk. Sen bir aysın akor: omuzumda ağlayan bir sen gitar notaları. Sen beni unutamazsın notaları, sen bir aysın akor. Guitar life of Azerbaijan, profile picture. Guitar life of Azerbaijan. Omuzumda ağlayan bir sen akor. Mobile uploads Jul 15, 2015. Esra Esgil-Omuzumda Ağlayan Bir Sen-Akor, Gitar Akorları, AkorMerkezinde. AkorMerkezi, Türkiyenin yeni nesil müzik sitesi. 2022de en iyi çevrimiçi bahis sitelerigreenville ms casinolarıtimebet giriş-timebet yeni adres-timebete kayıt. Siz benim neler çektiğimi Ahmet Kaya Nerden bileceksiniz Sözleri; Esra Esgil Omuzumda Ağlayan Bir Sen Şarkı Sözü Omuzumda ağlayan bir sen Ne çok. bahis oranları ne zaman artacak: euro 2022 maç tahminleri ve Am Bir derin korku düşer ruhuma, Dm Duvarlar seslenince. Dm E Karanlık oyun oynar aklıma, F E Am Gölgeler dans edince. Dm İnan bana alışamadım, Haluk Levent Zor Aşk Gitar Nota Tab Notaları Pdf, Jpg formatında. Vur Yüreğim A Esra Esgil-Omuzumda Ağlayan Bir Sen A Zülfü Livaneli. Seksendört akor, gitar akorları, tab A Seksendört-Ölürüm Hasretinle A Seksendört-Kendime Yalan. Nigar Muharrem-Omuzumda Ağlayan Bir Sen Akor. asyabahis deneme bonusu-asyabahise giriş çin tıklayınız Koyverdin Gittin Beni is a turkish song from the album Omuzumda Ağlayan Bir Sen. SeçeneklerNota ve Akor 0. 02 Ekim 2020 09: 23. Nigar Muharrem Koyverdin. gudubet ne demek? gudubet kelimesinin tdk sözlük anlamı nedir? Chords: Am, C, Bm, Em. Chords for Nigar Muharrem-Omuzumda Aglayan Bir Sen. Chordify is your 1 platform for chords. Music website Repertuarım Akor, Tab, Şarkı Sözü, Nota Akor, Gitar Akorları, Arkadaşım eşek Akor Nigar Muharrem Omuzumda Ağlayan Bir Sen.

 

Prozessdokumentation

Документация судебного процесса

22-й день слушания, 1.12.2020

На 22-й день судебного заседания по делу о нападении в Галле, прения сторон были продолжены и  адвокаты соистцов – Кристиан Эйфлер, Эркан Гёргюлю, Онур Озата, Илил Фридман, Кристин Петржик, Марк Лупшиц, Кати Ланг, Геррит Онкен и Антония фон дер Бееренс – представили свои заключительные аргументы, соистец Исмет Текин также выступил с заключительной речью.

Заключительная речь адвоката Кристиана Эйфлера: “Кевин был всем, что у неё было.”

Первым с заключительной речью выступил Кристиан Эйфлер, представляющий мать Кевина С., убитого подсудимого в результате нападения (в закусочной “Kiez-Döner”) ; сегодня она впервые лично присутствовала в зале суда в Магдебурге и, по словам адвоката Эйфлера, ей стало плохо по пути. Эйфлер отметил, что Кевину С. пришлось столкнуться с совершенно другими испытаниями судьбы чем ему, Эйфлер указал при этом на подсудимого, и все же Кевин С. нашел своё место в обществе: “Вы отняли у него это”. Обвиняемый забрал ребенка у матери самым предосудительным образом: “Кевин был всем, что у неё было”.  Эйфлер подчеркнул, что теперь обвиняемому придется провести остаток жизни в тюрьме, чтобы об этом подумать. Он призвал суд исчерпать все законные возможности и “убрать подсудимого” на всю оставшуюся жизнь.  

Заключительные аргументы адвоката Эркана Гёргюлю: “Тебе нас не сломать.”

Следующим выступил адвокат Эркан Гёргюлю, представляющий отца Кевина С. Он заявил, что в целом согласен с оценкой Генеральной прокуратуры, но не может согласиться по некоторым важным вопросам: например, он считает, что в случае нападения на Исмета Текина и Афтакса И. может быть зафиксировано покушение на убийство. Кроме того, он отметил, что споры о том, мог ли обвиняемый на самом деле полагать, что синагога не работает, являются оскорблением интеллекта участников судебного процесса.  

Гёргюлю подчеркнул, что подсудимый не может сравниться со всеми людьми, которые с самого начала судебного процесса демонстрируют у здания суда в поддержку разнообразия общества, также подсудимый не сравнится с пострадавшими, сплоченно противодействующим ему. 

Гёргюлю в очередной раз обратился к словам свидетелей, как, например, раввин Боровиц, призыв которых ясно отозвался в суде – “Тебе нас не сломать.” Адвокат Гёргюлю подчеркнул, что обвиняемый разрушил не только жизни своих жертв, но также свою собственную жизнь и жизни всех членов своей семьи. 

Заключительная речь адвоката Онура Озаты: “Общественность должна безоговорочно поддерживать жертв и пострадавших”

Затем представил свои заключительные слова адвокат Онур Озата, представляющий Рифата и Исмета Текина. В своей речи он подробно выразил критику точки зрения Генеральной прокуратуры, которая придерживается мнения, что выстрелы в Исмета Текина не являются покушением на убийство. Озата подчеркнул, что, вопреки интерпретации, данной Генеральной прокуратурой, необходимо признать, что нападение на его клиента было преднамеренным покушением на убийство, и что выстрелы в Исмета Текина могли быть потенциально смертельными. Адвокат Озата обратил внимание суда на очевидную связь между совершенным преступлением и атмосферой в обществе, в котором политики АдГ и такие люди, как Тило Сарразин или Райнер Вендт, председатель профсоюза немецкой полиции (Deutsche Polizeigewerkschaft), способствуют нормализации и приемлемости расистских настроений.

Адвокат Озата также сослался на бесчисленные полицейские скандалы недавнего прошлого – на полицейских со связями с правыми “выживальщиками”, на организованные акции писем с угрозами, в том числе от NSU 2.0. По словам Озаты, “Общественность должна безоговорочно поддерживать жертв и пострадавших. Отсутствие поддержки – это предательство.” В заключение, прокурор Озата процитировал слова бывшего генерального прокурора федеральной земли Гессен, Фрица Бауэра: “Мир вздохнет с облегчением, когда наконец заговорит всеобщая человечность.” По мнению Озаты, Бауэр был бы удовлетворен магдебургским процессом. 

Заключительное заявление Исмета Текина: “Если даже опытные полицейские были травмированы произошедшим, как можно утверждать, что мой брат не пострадал?”

В своём заключительном слове соистец Исмет Текин поблагодарил суд и всех в зале суда “за исключением одного человека”. Он отверг интерпретацию, выдвинутую Генеральной прокуратурой, и подчеркнул психологические последствия преступления для себя и, в ещё большей степени, для своего брата Рифата: “Если даже опытные полицейские были травмированы произошедшим, как можно утверждать, что мой брат не пострадал?”

Заключительные аргументы адвоката Илил Фридман: “Многих соистцов постоянно заставляют чувствовать себя ‘чужими’ и лишними.”

После заявления Исмета Текина, адвокат Илил Фридман, одна из представительниц соистцов, выступила с заключительной речью от имени своего клиента Афтакса И. Она отметила, что для него нападение произошло абсолютно неожиданно и что этот инцидент, с последствиями которого он до сих пор борется, оказал глубокое влияние на его жизнь.

Адвокат Фридман рассказала, что с тех пор, как И. бежал из Сомали, он часто подвергался  

расистским оскорблениям, в частности в общественном транспорте. Афтакс И. уже испытал столько расизма, что он не раз говорил “Если так будет продолжаться, меня однажды убьют.” Фридман сообщила, что, как и многие соистцы, Афтакс И. столкнулся с тем, что его заставляют чувствовать себя “чужим” и лишним.

По словам Фридман, позиция Генеральной прокуратуры, которая на протяжении всего времени разбирательства настаивала на тривиальной интерпретации нападения на Афтакса И., квалифицируя его как дорожно-транспортное происшествие, особенно обременяет её клиента, которого подсудимый пытался переехать на машине. Она подчеркнула, что недопустимо, чтобы больше доверяли очевидным попыткам преступника к самозащите, чем заявлениям пострадавшего лица. Адвокат Фридман далее заявила, что утверждение о том, что Афтакс И. частично виновен в произошедшем, – поистине абсурдно: “Любой, кто ещё не этого понял, просто не хочет это понимать” . Она подчеркнула, что существует острая необходимость в установлении намерения убийства при нападении на её клиента, как и в случае нападения на Исмета Текина.   

Заключительная речь адвоката Кристин Петржик: “Говорить о ‘пресечении на корню’ уже недостаточно.”

В своих заключительных аргументах адвокат Петржик, одна из представительниц соистцов, обратилась, в частности, к радикализации подсудимого на имиджбордах. Она заявила, что он “ни в коем случае не является изолированным преступником-одиночкой”, даже если он не вписывается в образ, который приходит на ум, когда мы думаем о других террористических атаках правых. По словам Петржик, подсудимый принадлежит к виртуальному сообществу “сторонников расового (белого) превосходства”, которые обмениваются информацией на анонимных онлайн-форумах. Она отметила, что помимо нацистских организованных сообществ и политических партий, число членов которых остается стабильным, появилась новая структура, объединяющая людей, которые отвергают традиционные структуры или политические партии. Как указала адвокат Петржик, принадлежность подсудимого к этому виртуальному сообществу также подтверждается прямой трансляцией нападения, в которой обвиняемый использовал типичные призывы и стандартные элементы, характерные данной онлайн среде.

Она подчеркнула, что сообщения на имиджбордах полны намеков и недосказанности и поэтому часто могут быть поняты только “инсайдерами” , в том числе и обвиняемым. Стоит отметить, что это разъяснила специально приглашенная свидетельница-эксперт Каролин Шварц, а не BKA [Федеральное управление уголовной полиции]. Во время нападения подсудимый общался к “своим людям”, которых он затем не хотел “выдавать” в суде. Петржик также указала, что отказ подсудимого предоставить суду какой-либо доступ к “эксклюзивным” знаниям послужил не только для защиты его “людей”, но также позволил ответчику остаться членом этого сообщества. Адвокат Петржик упомянул о нападениях в Крайстчерче, Повэйе, Эль-Пасо или Бэруме. Только в 2019 году было убито 78 человек, и это только в результате действий, связанных с имиджбордами. Адвокат Петржик также обратила внимание на то, что семья и друзья подсудимого, не противоречили ему, когда он делал расистские высказывания, и что его мать также выразила свои антисемитские взгляды в письменном виде.      

В конце своей речи адвокат Петржик перечислила имена жертв нападений в Ханау и Галле: Гёкхан Гюльтекин, Седат Гюрбюз, Саид Несар Хашеми, Мерседес Кирпач, Хамза Куртович, Вили Виорел Пэун, Фатих Сарасоглу, Ферхат Унковвар, Калоян Велков, Яна Л. и Кевин С. Адвокат Петржик закончила свои слова, заявив: “Говорить о ‘пресечении на корню’ уже недостаточно.Мы уже в гуще событий. И мы должны сделать всё возможное, чтобы в этот список не попали новые имена.”

Заключительные аргументы адвоката Марка Лупшица: “Mir záynen do” – “Мы здесь” 

Адвокат Марк Лупшиц, как один из юристов, представляющих соистцов, в своих заключительных аргументах сослался на пострадавших от нападения, которых не было в зале суда: “Наш долг – дать им право голоса здесь, в конце судебного процесса”. Он отметил, что зачастую не страх мешал им присутствовать в судебном зале, а скорее стремление выразить неуважение подсудимому, а также, с другой стороны, доверие к правовой системе и обществу. Адвокат Лупшиц продолжил: “Их здесь нет потому что они были там, в синагоге”. Он отметил, что они борются против подсудимого и ему подобных. Их повседневная жизнь связана с этой борьбой – они всегда готовы бороться с бесчеловечностью.  

В заключение Лупшиц процитировал строчку из партизанской песни на идише “Zog nit keynmol”: “Mir záynen do” – “Мы здесь”. Лупшиц отметил, что это “мы” в утверждении “Мы здесь” охватывает всех здесь, в суде, как людей, непосредственно пострадавших, так и свидетелей или наблюдателей, как сторонников, находящихся напротив здания суда, так и всех других. 

Заключительная речь адвоката Кати Ланг: “Этот процесс вскрыл раны и потребовал больших усилий со стороны большинства пострадавших.”

В своих заключительных аргументах адвокат д-р Кати Ланг, одна из представительниц соистцов, заявила, что подсудимому не удалось сделать судебный процесс своей платформой – не в последнюю очередь из-за убедительных заявлений многих соистцов. Она отметила, что некоторые средства массовой информации учли просьбу соистцов не упоминать ответчика по имени и не публиковать его изображения. Затем адвокат Ланг рассказала о Яне Л. Как и Кевин С., она была наиболее уязвима в момент нападения и умерла, столкнувшись с преступником напрямую. По словам Ланг, подсудимый убил Яну Л. из женоненавистнических мотивов и разочарования по поводу своей “неудачи”. Подсудимый убил женщину, которая “осмелилась с ним заговорить”, сказала Ланг. Адвокат с явной критикой отозвалась, о том, что Яна Л. осталась “без лица” в данном судебном разбирательстве; почти ничего о жизни и личности Яны Л. не было включено в дело. По словам Ланг, всё могло быть совершенно иначе.   

Затем адвокат Ланг обратилась к схеме предполагаемых врагов, используемой подсудимым. Она стала особенно очевидна, поскольку обвиняемый извинился только перед М.Р. По словам Ланг, М.Р. оказался единственным человеком, которого обвиняемый не отнёс ни к категории “внешнего врага”, как евреев или мусульман, ни к категории “внутреннего врага”, как посетителей закусочной Kiez-Döner или людей, на которых он напал в Видерсдорфе, или полицейских, которые, с его точки зрения, пытались помешать его борьбе.

Адвокат Ланг: “Яна Л. и Кевин С. мертвы. Ничто не может заполнить пустоту, которая осталась после них.” Кроме того они погибли, потому что обвиняемый не выполнил свою главную цель – убить евреев, празднующих Йом Кипур в синагоге. Многие из пострадавших присоединились к суду в качестве соистцов и сделали впечатляющие и убедительные заявления: “Благодаря им, этот судебный процесс так много открыл. Но это также бремя для выживших. Этот процесс вскрыл раны и потребовал больших усилий со стороны большинства пострадавших.”  Адвокат Ланг также упомянула “героическое повествование о ‘немецкой дубовой двери’, созданной немецким столяром”. Она указала, что это не соответствует объективным обстоятельствам и рискам, которые были обнаружены в ходе судебного разбирательства: в то время как дверь и закрытый вход препятствовали проникновению преступника, взрывчатка, переброшенная через стену, могла привести к летальному исходу. Адвокат Ланг подчеркнула, что дверь не принесла бы никакой пользы, если бы эти зажигательные устройства пробили окна или если бы кто-то находился за пределами синагоги. Она подчеркнула, что суд не должен становиться площадкой для “хорошей Германии”, это было бы совершенно неуместно. 

Ланг затем снова указала на то, что антисемитизм и правоэкстремистская идеология имели место в семье преступника и заметила, что это является обыкновенной реальностью как в Саксонии-Анхальт, так и во многих других частях страны. Поступок подсудимого стал возможен в социальной среде, в которой расизм и антисемитизм считаются приемлемыми в повседневной жизни. Она подчеркнула, что решение ХДС в Саксонии-Анхальт объединить усилия с АдГ, в которой теперь доминирует “национальное крыло”, в решении вопроса о плате за лицензию на общественное телевидение отражает нынешний социальный контекст в этой федеральной земле. Адвокат Ланг рассказала о гневе и упреках, высказанных многими соистцами в адрес властей, ответственных за обеспечение безопасности. Адвокат Ланг: “Никто не заявляет об умысле, но когда службы экстренной помощи “нумеруют” евреев, разлучают родителей и детей, когда высмеиваются религиозные обряды, когда полицейские в форме стоят рядом с евреями, которых заставляют перепаковать имущество, в  случае с пищей для прерывания поста, вы можете себе представить, какие образы могут возникнуть у потерпевших.” 

По словам Ланг, недостатки следствия продолжились и в зале суда. Однако, все пострадавшие сумели сформировать узы солидарности друг с другом, они объединились, а ведь именно эту сплочённость подсудимый пытался искоренить: “Выжившие из синагоги и из закусочной ‘Kiez-Döner’ заявили о том, что как они здесь были, есть, так они здесь и останутся. Жизнь евреев и мигрантов это часть местного общества и ей она и останется.”  

Заключительная речь адвоката Геррита Онкена: “Подобные обобщения или патологизация были бы проявлением глупости и неуважения по отношению к жертвам.”

Затем с заключительным заявлением выступил адвокат соистцов Геррит Онкен. В своей речи, он рассмотрел идеологические взгляды исполнителя теракта в Галле. По мнению Онкена, подсудимый со своим “умственным мусором” придерживается новой формулировки того, что ранее описывалось как “расовое самоубийство” и “смерть нации” . Ссылаясь на эксперта д-ра Матиаса Квента, адвокат Онкен отметил, что идея всемирного еврейского заговора, предполагаемой разрушительной еврейской силы, которая якобы работает над тем, чтобы уничтожить “белых людей” или “истинный немецкий народ”, является частью исторической традиции, которую можно описать только как антисемитизм, расизм, а также фашизм. Онкен указал, что следы этой идеологии можно найти в терактах в Крайстчерче, Осло и Утойе, в нападении на торговый центр “Olympia” в Мюнхене и в случае с NSU. Адвокат Онкен подчеркнул, что антисемитская и расистская идеологии тесно связаны и не могут рассматриваться изолированно друг от друга. Он также говорил о “логике дегуманизации”.       

В частности, Онкен обратился к фантазии о заговоре “Великой замены”, которая циркулирует по всему миру, подчеркнув, что в своей устойчивой преемственности она лежит в основе глобального возрождения расистской идеологии. Он отметил, что нападение в Галле было не только актом “ненависти, насилия и террора” или ещё одним проявлением “экстремизма”, и что это определенно не было актом “сумасшедшего”: “Подобные обобщения или патологизация были бы проявлением глупости и неуважения по отношению к жертвам: дело в том, что эти жертвы не взаимозаменяемы в глазах расиста.” Подсудимый не убивал без разбора – наоборот. Адвокат Онкен поблагодарил соистцов и свидетелей, которые в ходе судебного разбирательства “бесстрашно столкнулись с преступником лицом к лицу и, таким образом, расширили пространство для голосов пострадавших и заглушили голос преступника. 

Заключительные аргументы адвоката Антонии фон дер Беренс и заявления её клиентов: “Первое нападение произошло в ноябре 1938 года, второе – в октябре прошлого года, в еврейский праздник Йом Кипур.”

Антония фон дер Беренс была последним адвокатом, представившей заключительные аргументы в этот день слушания. Сначала она зачитала заявление одной из соистцов, которую она представляет, где подчеркивается исторический контекст устоявшейся преемственности антисемитизма. В заявлении отмечалось, что было два нападения на две синагоги в Галле и на евреев в этих синагогах, оба были совершены на девятый день осеннего месяца: “Первое было совершено в ноябре 1938 года, во время ноябрьского погрома, второе – в октябре прошлого года, в еврейский праздник Йом Кипур. Именно из-за этих двух атак мы здесь.” Далее в заявлении подчеркивается, что между двумя атаками существует идеологическая связь – антисемитизм.  

Бывают времена, когда начинает распространяться представление о том, что все, что считается “чужим”, должно быть уничтожено: “Именно это произошло в Галле. Нападению подверглось всё,что считалось “чужим”, в том числе закусочная ‘Kiez-Döner’.” Соистец отметила в заявлении, что она многое узнала о немецкой культуре памяти, и в этом контексте она всегда слышала слова “Больше никогда!” (“Nie wieder!”): “Эта идея ‘больше никогда’ разрушилась”. Она заявила, что после нападения у неё было много вопросов, на некоторые из которых были даны ответы, но многие остались нерешенными. Один из этих вопросов был: “Сколько людей должно умереть и сколько людей должно опасаться за свою жизнь, прежде чем “большинство” поймет, что ненависть к меньшинствам не исчезла?” В заключение она пишет: “Молчание по поводу антисемитизма и правого экстремизма должно быть нарушено. “Большинство” должно способствовать этому. Два нападения – это уже на два больше, чем допустимо. Не позволяйте их числу увеличиться.”       

[Полная версия этого заявления на немецком: https://www.halle-prozess-report.de/2020/12/01/schlusswort-einer-ueberlebenden-aus-der-synagoge-verlesen-am-1-dezember-2020-in-der-hauptverhandlung/]

Джереми Боровиц: “Каждый несёт ответственность за построение лучшего и более справедливого общества: мы должны говорить; мы должны действовать!”

Затем адвокат фон дер Беренс зачитала заявление раввина Джереми Боровица, в котором он пишет, что он теперь всегда и везде носит кипу и что он повсюду сталкивается с враждебностью, даже оскорблениями, пошлостью и нападками. В заявлении отмечается, что это изнурительно, но самое худшее в антисемитских атаках – это то, что другие люди смотрят в сторону. Боровиц пишет, что ему было интересно, что пошло не так с воспитанием преступника и сказал ли ему кто-нибудь, что его мысли и поступки были неправильными. Казалось, что только ненависть, кипящая внутри, могла перерасти в такой поступок. Ссылаясь на ненадлежащее поведение полицейских, которые относились к пострадавшим скорее как к подозреваемым, чем как к жертвам нападения, Боровиц отметил, что он узнал в этом “продолжение немецкой стратегии” – говорить, что подобного здесь произойти не может, даже в тот момент, когда это происходит. Он выразил сожаление по поводу отказа немецкого общества взять на себя ответственность в этом контексте и отметил, что каждый несет ответственность за построение лучшего и более справедливого общества: “Мы должны говорить; мы должны действовать!”

Адвокат фон дер Беренс также утверждала в своем собственном заключении, что нападение в Галле и последующее судебное разбирательство часть серии, также включающей в себя нападения в Крайстчерче, Повейе, Эль-Пасо и Беруме. Адвокат фон дер Беренс затем раскритиковала, в частности, органы безопасности и их поведение в отношении многих пострадавших. Кроме того, она подчеркнула, что, несмотря на то, что отрицательный опыт общения с полицией был описан практически во всех свидетельских показаниях, описание положительного опыта в больнице было столь же последовательным. Что примечательно, в документах по делу нет почти никакой информации об обращении полиции с потерпевшим, независимо от места преступления. Однако эффект такого обращения остаётся с людьми. Большинство инцидентов нельзя объяснить хаосом, стрессом или чрезмерной нагрузкой на задействованных полицейских: “Почему стресс должен мешать ребенку воссоединиться с родителями, которые только что пережили теракт? Зачем были обысканы карманы потерпевших? Почему свидетеля, который внес существенный вклад в нахождение преступника упрекали и сказали, что ‘это работа полиции’, а не поблагодарили за предоставленную информацию?” Фон дер Беренс отметила, что единственное возможное объяснение такого поведения – это авторитарное мышление полиции, рассматривающей граждан и даже жертв самых серьезных преступлений как, в некотором смысле, всегда находящихся на расстоянии волоска от совершения правонарушения или преступления, и в этом ключе, сочувствие противоречит выполнению полицейской работы. Так, поведение полицейских по отношению к оставшимся в живых евреям сочетается с явным, а иногда и вопиющим невежеством, и тогда становится заметна существующая (очень) тонкая грань между этим отношением и антисемитской враждой.  

“Поведение полиции усугубило воздействие нападения”

Обращаясь к вопросу о том, почему так много внимания уделяется поведению полиции, адвокат Антония фон дер Беренс отметила, что, по крайней мере, что касается её клиентов, они всю свою жизнь знали о Холокосте, угрозе антисемитизма и о старых и новых нацистах. Понимая, что абсолютной безопасности не бывает, они всего за несколько месяцев до преступления сознательно решили жить в Германии и вести еврейскую жизнь в Берлине. Она отметила, что они, однако, не знали, что община в Галле не была обеспечена полицейской защитой, которая необходима для существования еврейской жизни в Германии, а также они не знали, что полиция не способна должным образом отреагировать на преступления и дать людям ощущение, что они могут положиться на сотрудников полиции. Она подчеркнула, что вместо этого было стойкое ощущение того, что полиция бросила их в беде. По словам адвоката фон дер Беренс, это не только “реактивировало” травмы, но и вызвало новые потрясения, и – хотя и не намеренно – “поведение полиции усугубило воздействие нападения”. Она отметила, что у этого ощущения невозможности без колебаний обратиться в полицию есть и другая причина, а именно степень распространенности откровенно расистских, антисемитских и анти-мусульманских взглядов среди сотрудников. В этом контексте адвокат фон дер Беренс упомянула, например, о связях между NSU 2.0 и полицией в Гессене. 

Опровергая формулировку, использованную федеральным прокурором Лозе в его заключении, когда он заявил, что считает совершенное нападение направленным против “всех нас”, адвокат фон дер Беренс заявила, что люди, относящиеся к большинству не испытали такого же чувства незащищенности и страха просто потому, что в ходе этого нападения были задеты их ценности и представления об обществе. Кроме того, если “большинство” действительно чувствуют себя жертвами, это также может привести к отрицанию конкретного опыта людей, пострадавших от антисемитского и расистского насилия, и послужить средством для снятия с себя ответственности.

23-й день слушания, 2.12.2020

23-й день судебного разбирательства по делу об антисемитском и расистском нападении оказался недолгим. Четверо адвокатов, представляющих соистцов, в том числе представителей еврейской общины Галле, которые обеспечивали безопасность в синагоге в день нападения, и тех, кто представлял пару, подвергшуюся нападению в Видерсдорфе, зачитали свои заключительные аргументы.

Заключительная речь адвоката Аси Левин: “Страх заканчивается для меня здесь и сейчас!”

Первой с заключительной речью выступила адвокат Ася Левин. Она задалась вопросом о том, что сделало этот судебный процесс таким особенным, что за его развитием наблюдает весь мир. Адвокат Левин отметила, что это, очевидно, произошло потому, что в очередной раз было совершено нападение на синагогу в Германии, стране, ответственной за убийство 6 миллионов евреев. Она подчеркнула, что даже к концу судебного разбирательства невозможно было подробно выяснить, как это могло произойти, в том числе потому, что семья обвиняемого воспользовалась своим правом отказаться от дачи показаний. По мнению адвоката, родители подсудимого несут пусть не уголовную, но всё же моральную ответственность. Мать слишком долго обеспечивала сына, не устанавливая никаких границ в отношении его расистского поведения, в то время как его отец не заметил, что его сын собирал оружие под его собственной крышей. Она упомянула, что у обвиняемого было слишком много времени в течение дня, чтобы возиться с имиджбордами и искать оправдания своим неудачам. Адвокат Левин: “Проснитесь, г-н подсудимый, и взгляните в лицо фактам. Никто из представителей того, что Вы называете “расой”, не хочет быть защищенным Вами. Война и враги существуют только в Вашей голове.” Левин подчеркнула, что, по её мнению, обвиняемого не следует даже упоминать в одном ряду с его образцом для подражания, потому что даже это было бы слишком большой честью. Подсудимый не добился того, чего хотел, как раз наоборот. Она подчеркнула, что соистцы-евреи смогли рассказать о своем опыте в ходе судебного разбирательства и смогли рассказать о том, как Холокост повлиял на их семьи, вопреки утверждениям о том, что Холокоста никогда не было. Многие соистцы описали, как они пережили прилив солидарности, поэтому они решили остаться здесь, “где уважают все религии, если они принимают нашу правовую систему.”  Левин: “Несмотря на Ваше преступление, еврейская жизнь в Германии процветает; Евреи не живут в подполье; как уверенные в себе граждане нашей страны они пользуются своим правом выступать в качестве соистцов.” Левин убеждена, что обвиняемый проиграл во всех отношениях. 

Далее она заявила, что в тюрьме он должен будет соблюдать строгие тюремные правила, зная, что он разрушил жизнь своих родителей и что его племянник будет стыдиться его. Его действия не были ни храбрыми, ни героическими, а трусливыми и достойными презрения: “Никто никогда не вспомнит о Вас. Люди будут вспоминать этот судебный процесс, как доказательство верховенства права в Германии.” Во время суда немцы, евреи, мусульмане и PoC (People of Color) встречались и “разговаривали друг с другом, а не друг о друге, по крайней мере, в большинстве случаев”. Левин обратилась к общественности: “Если вы сталкиваетесь с расизмом и антисемитизмом в любой форме, пожалуйста, поймите, что это касается и вас, почувствуйте ответственность, покажите, как сильно вы не выносите людей, как он, которые травят людей, если они разговаривают на другом языке”. В заключение, Левин отметила, что в день нападения она находилась в синагоге в Берлине и праздновала Йом Кипур. Вечером она получила многочисленные выражения солидарности от друзей и знакомых со всей Германии; она чувствовала большую моральную поддержку: “Как и Молли С., я хочу сказать: страх для меня кончается здесь и сейчас!”     

Заключительная речь адвоката Юрия Гольдштейна

После перерыва для проветривания помещения адвокат Юрий Гольдштейн выступил с заключительной речью. Свои заключительные аргументы он начал с цитаты одного из клиентов, которого он представляет в этом разбирательстве: “ ‘Я никогда не мог подумать, что такое может случиться со мной в Германии в 2019 году’. Это были слова моего клиента в тот вечер, когда было совершено нападение.” Адвокат Гольдштейн рассказал, что ему самому прислали видеозапись преступления в тот же день и он не мог предположить, что это могло было правдой. Гольдштейн заявил, что это нападение было одним из самых ужасных антисемитских преступлений в послевоенной Германии, “преступлением против всех нас”. Он указал, что суд пролил свет на тему антисемитизма в его наиболее острой и уродливой форме. По словам Гольдштейна, ненависть обвиняемого к еврейским согражданам, его намерение убивать людей – вот почему обвиняемый должен быть приговорен к пожизненному сроку за убийство с последующим превентивным заключением, хотя на самом деле по-настоящему справедливого наказания за такое преступление не существует. Гольдштейн: “Эти люди, которые приехали в Германию, чтобы стать частью немецкого населения, чтобы обеспечить процветание еврейской жизни – они все были бы сейчас мертвы.” Гольдштейн отметил, что одного убийца всё-таки добился: тема антисемитизма снова оказалась в центре внимания. Также ему удалось добиться, что и здесь, в ходе судебного разбирательства, мы столкнулись с проблемой злоупотребления антисемитизма со стороны правых и левых. Подсудимому также удалось добиться того, чтобы “латентный антисемитизм разыгрывался и в зале суда”. Люди должны разговаривать друг с другом – этого требовал свидетель Валентин Л. Адвокат Гольдштейн отметил, что “разговор” был ответом, который не пришел в голову эксперту: “А почему нет?” Вместо этого обвиняемому была предложена платформа, а это нельзя было допускать. Адвокат Гольдштейн подчеркнул, что не должно быть платформы для главного героя-антисемита, “и на этом, здесь, эта платформа закроется.”

Он также подчеркнул, что в ходе судебного разбирательства необходимо отдать должное тем, кто своими действиями и трудом предотвратил худшее, например, столяру из Дессау. Адвокат Гольдштейн подробно рассказал о двери во двор синагоги, которая выдержала выстрелы подсудимого, и о столяре, который её сделал: “Хорошая работа окупается” . [Пока Гольдштейн говорил о двери, некоторые соистцы покинули зал суда. Повествование о двери ранее неоднократно подвергалось критике со стороны соистцов, в том числе Наоми Х. и совсем недавно – в заключительной речи адвоката Кати Ланг]. Клиент Гольдштейна сказал, что каждый выстрел был выстрелом в сердце. Адвокат заявил, что намерением его клиента было обогатить и развить еврейскую жизнь в Германии, “и подсудимый не отнимет у него этого”.  

Адвокат Гольдштейн отметил, что в отчете о судебном разбирательстве неоднократно проводились сравнения, которые он считает неточными. Он заявил, что любой, кто приравнивает это нападение к Холокосту или ставит обвиняемого на один уровень с его кумирами, похоже, что-то неправильно понял. Он отметил, что это может привести к релятивизации событий и может “открыть дверь экстремистам справа и слева к преуменьшению последствий антисемитизма”. Он добавил, что людям, подобным бывшему зятю обвиняемого, необходимо помочь и их нужно вытащить из “этих кругов”, чтобы в следующий раз они громко протестовали, столкнувшись с антисемитизмом.   

По словам Гольдштейна, председатель Общей Конференции Раввинов Германии, говоря о нападения и судебном процессе, заявил, что это не только вопрос действий, предпринятых политиками, но и что каждый должен заглянуть внутрь себя и признать свой скрытый антисемитизм и бороться с ним. Один вопрос, который задавался на разных этапах процесса, но так и остался без ответа: как стать ярым антисемитом и мизантропом? Гольдштейн выразил сомнение в том, что синагоги нуждаются в защите со стороны полиции. Однако, если эти синагоги невозможно защитить даже из-за нехватки персонала или материалов, если ответственные лица не осознают опасности, тогда  “у нас может быть более серьезная социальная проблема, чем мы думали.” То, что многие из присутствующих выражают надежду “соединить немецкую и еврейскую культуры”, придает “смелости и уверенности.” В заключение адвокат Гольдштейн процитировал федерального президента Штайнмайера: “Недостаточно осудить нападение, подобное тому, что было в Галле, и затем вернуться к обычным делам. Мы все должны занять твердую позицию. Мы должны показать, что не потерпим никаких форм антисемитизма, будь то старый, новый, левый или правый, мы должны активно бороться с ним.”   

Заключительная речь адвоката Катрин Калвейт: “Что делаешь ты, чтобы твой сын не стал преступником”

Затем с заключительными аргументами выступила адвокат Калвейт, представляющая соистца, организовавшего поездку группы из Берлина в Галле. Она начала с цитаты из знаменитой речи Рихарда фон Вайцзеккера от 8 мая 1985 года, в которой он заявил, что не существует коллективной вины – виноват каждый лично. Она отметила, что её клиент чувствует себя виноватым из-за того, что организовал поездку, но он не виноват. Все они хотели праздновать Йом Кипур, все они стали жертвами подлого преступления, совершенного подсудимым в этот святейший праздник, все они пострадали, они остались в синагоге без какой-либо информации, не зная, что происходит снаружи. Все они вышли из синагоги, чувствуя себя обремененными и покрытыми шрамами, но живыми.

Она отметила, что её клиент, однако, также был укреплен и набрался сил, благодаря солидарности, сплоченности и вере в Бога. Адвокат Калвей заявила, что при этом ей самой во время судебного процесса было невыносимо трудно видеть слёзы пострадавших и их членов семьи, но, прежде всего, было невыносимо слушать речи обвиняемого. Адвокат Калвейт отметила, что она тоже чувствует себя виноватой, потому что она тоже была частью немецкого общества. Она заявила, что она спрашивает себя, достаточно ли она сделала, достаточно ли выслушала, задала ли она правильные вопросы и дала ли правильные ответы. Она спрашивает себя: “Что делаешь ты, чтобы твой сын не стал преступником? Делаешь ли ты достаточно, и что вообще значит ‘достаточно’? Что мы делаем, для того, чтобы подобное не повторилось?”

Адвокат Калвейт впоследствии затронула, среди прочего, юридический вопрос о намерении нападения на синагогу и еще раз подробно объяснила, почему утверждение обвиняемого о том, что он не знал, является ли синагога действующей или только историческим памятником, было утверждением, разработанным исключительно для его защиты в суде. Адвокат Калвейт отметила, что подсудимый явно не способен к сочувствию и социальному поведению, не умеет вступать в дискуссию и не может различить доказанные факты от теорий заговора, а также в нём отсутствует любая эмоциональная теплота. Она подчеркнула, что, однако, он ни в коей степени не ограничен в своей способности различать добро и зло, и что нет сомнения в его дееспособности. 

Адвокат Калвейт спросила: “Какой ответ мы хотим дать обвиняемому?” и отметила, что ответ действительно существует, а именно статья 1 Конституции: человеческое достоинство неприкосновенно. Адвокат Калвейт обратилась к подсудимому и объяснила, что в статье 1 Конституции не проводится никаких различий по признаку происхождения, цвета кожи, религии или пола. Калвейт: “Поэтому и для Вас и не предусматривается смертная казнь, потому что Ваше человеческое достоинство также неприкосновенно.”   

Заключительные речь Флориана Файги: “О Вас будут вспоминать, как о безымянном блеклом огоньке”

Последним с заключительной речью выступил адвокат Флориан Файги, представляющий пару, которую обвиняемый, в попытке скрыться, серьезно ранил в деревне Видерсдорф, недалеко от Галле. Адвокат Файги объяснил, почему элементы покушения на убийство объективно присутствовали в преступлениях, совершенных против его клиентов, и почему нет оснований считать, что имело место, так называемое, прекращение преступления. Затем, он обратился к подсудимому: “Ваше преступление, нападение в Галле не будут забыты, но не так, как Вам бы этого хотелось, это Вы, возможно, уже поняли. О Вас будут вспоминать, как о безымянном блеклом огоньке, окутанном целым клубком мифов о заговоре”. 

Адвокат Файги сравнил обвиняемого с “деревенским дурачком”, который всегда сидит один за столом в кабаке и, возможно, раз в месяц присоединяется к остальным, подходя к их столу, чтобы рассказать им о своих теория. Сегодня “деревенские дурачки” могут обмениваться идеями друг с другом в Интернете. Он отметил, что у обвиняемого скоро будет много свободного времени, и тогда, возможно, ему следует вместо того, чтобы заниматься мифами о заговоре, взглянуть на историю этих мифов: “Возможно, тогда Вы узнаете, в каком заблуждении Вы находитесь.” Адвокат Файги призвал обвиняемого отказаться от своего права на последнее слово в суде: “Избавьте нас от Вашей церебральной диареи” . В заключение, адвокат Файги раскритиковал тот факт, что некоторые соистцы покинули зал суда во время заключительной речи адвоката Гольдштейна.   

STEAM
Самые полезные (за всё время)
Самые полезные (за всё время)
Самые полезные (за сегодня)
Самые полезные (за неделю)
Самые полезные (за месяц)
Самые полезные (за 3 месяца)
Самые полезные (за 6 месяцев)
Самые полезные (за год)
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 126
Опубликовано: 11 июня 2016
Talos İlkesi artık Türkçe! Kütüphanenizden Talos Principle'a sağ tıklayıp "public beta"yı seçerek hem ana oyunu hem de DLC Gehenna'ya Giden Yol'u Oyunçeviri'nin yerelleştirmesiyle Türkçe olarak oynayabilirsiniz!
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 159
Пользователей, посчитавших обзор забавным: 34
Опубликовано: 14 сентября 2015
Hakkında bahsederken oyun demeye utandığım çok nadir oyunlardan* bir tanesi..
Talos Principle.

Diğer oyunların yanında Talos'un yeri bambaşka.. Neden ?
Alışılagelmişin dışına nasıl çıkabildi Talos ?

Yanıt;
-Akıllıca tasarlanmış, bazen sizi saatlerce uğraştıran ama geçirdiğiniz her dakikada eğlendiğiniz bulmacalarla değil.
-Sizi çok çok farklı bir şekilde düşünmeye zorlayan bu bulmacaları çözerken geçirdiğiniz saatlerde hep yanınızda olan, ve şahsen benim 60+ saat dinlememe rağmen "eeh yeter lan" diyemediğim gibi, rastgele başka biryerde (CS:GO) denk geldiğimde tüylerimin diken diken olmasına neden olan, "Gelmiş Geçmiş En İyi Soundtrackler" listemin ilk 5'indeki müzikleri\ambiyans sesleri değil.
-Herhangi bir yazılımsal\grafiksel açığın olmaması(Road to Gehenna hariç), saat gibi sorunsuz çalışması değil.
-İlginç gizli içerikleri değil.
-Başarılı ve gerçekçi grafikleri de değil.
-...

Talos size minyatür bir "varoluş sorunu" inşa ediyor. Sizi sorular sormaya, cevaplar aramaya sürüklüyor.
İçinizde uyuyan o devamlı sorular soran, meraklı çocuğu uyandırıyor.
Felsefe ve edebiyatı o kadar mükemmel bir şekilde birleştirip önünüze sunuyor ki, DVD'yi kutulayıp şehir kütüphanesine bağışlayasınız geliyor. (Size öyle gelmeyebilir. Belki de bu sadece benim manyaklığımdır.)

Söylemeden de edemiyeceğim; Croteam'in(Hırvat) son 10 yıldır yaptığı tek şey Serios Sam. Daha da bişey demem. Serious Sam nereyee, Talos nereye...

Talos yepyeni bir tür ortaya çıkarıyor, buna felsefî\edebî görsel,etkileşimli öykü diyebiliriz..
Talos'un gördüğü ilgi çok da iyi değil. Buna dayanarak başka benzer bir yapımın geleceğinden pek de ümitli değilim.

Kasım 2016 düzenlemesi : Steam Oyun Ödüllerinde Talos'u kendi belirlediğim "The “Philosophy” Award" ödülüne aday gösterdim. Umarım kazanır.

Özetle : Talos Principle > Açık Öğretim Felsefe (4 Yıl)
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 68
Пользователей, посчитавших обзор забавным: 6
Опубликовано: 20 декабря 2018
Klasik olacak ama oyun BEYİN istiyor, o da kiminde var kiminde yok..

Oyunu ben beğendim de beynim beğenmedi.

Bu arada oyunda TÜRKÇE destek yok diyor yalan, oyunun menüsü TÜRKÇE seslendirmeler ise TÜRKÇE alt yazılı ! Kimse bundan bahsetmemiş bu da benden size kıyak olsun.
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 83
1 пользователь посчитал этот обзор забавным
Опубликовано: 25 апреля 2022
Büyük başkan (öyle lafta değil, her başkana öylesine söylenen gibi değil, gerçekten büyük başkan) rahmetli Mustafa Cengiz'in en sevdiği oyun. Oyunları çok sever, sürekli fırsat oldukça, konu açıldıkça oyunlardan bahsederdi.

The Talos Principle ve Portal 1-2 gibi oyunları çok sevdiğini fırsat buldukça sürekli kafa dağıtmak, beyin jimnastiği yapmak için oynadığını söylerdi. Böyle de kültürlü, bilgili, akıllı, zeki ve akıldan, bilimden yana bir adamdı Mustafa Cengiz. Galatasaraylı olsun olmasın herkes severdi diye düşünüyorum kendisini. Ama ben bir ayrı severdim. (Steam gibi alakasız bir yerde bile kendisinin anısına bir inceleme yazacak kadar.) Normalde başkanların neredeyse hiçbirini sevmem ama bu adam başkaydı ve çok severdim kendisini.

O yüzden bu oyunu her gördüğümde onu anıp, ruhuna dua ediyorum. Allah gani gani rahmet eylesin. Toprağı bol olsun. Bazıları tam olarak anlayamadı veya anlamak istemedi ama Mustafa Cengiz çok büyük adamdı. Mekanı cennet olsun. Bu vesileyle onu da anmış olalım.

Küratör sayfası: TAHSİLATÇILAR
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 45
1 пользователь посчитал этот обзор забавным
Опубликовано: 3 января 2021

İsimsiz bir ''Android Robot'' olan karakterimiz, çok huzurlu ve güneşli bir ortamda uyanır. ''Elohim'' isimli üstün bir varlık tarafından, kendisi için yarattığı dünyaları keşfetmesini ve çeşitli bulmacaları çözerek tüm işaretleri toplaması gerektiğini işitir. Ancak tüm bunları yaparken dünyanın merkezindeki kuleye tırmanmaması gerektiğini ve bu kuralı çiğnediği takdirde öleceğini söyler. Karakterimiz bulmacaları çözdükçe ve bu yaratılan muhteşem yerde ilerledikçe, bu dünyaların yalnızca sanal gerçeklikte var olduğunu ve karşılaştığı diğer robotlar gibi kendininde bir yapay zeka olduğunu öğrenir. Tanıştığı bazı yapay zekalar tartışmasız Elohim'e hizmet ederken bazıları ise ona güvenilmemesi gerektiğini beyan eder. Bundan sonra ise karakterimizin bir seçim yapması gerekir, ya sorgusuz sualsiz Elohim'in cennetine varacak ya da o kuleye tırmanıp gerçeklerin peşinden gidecek.

HİKAYE ANLATIMI VE SUNUM

Çoğu oyunun aksine The Talos Principle'a ilk girdiğinizde sizi baştan anlatılacak bir hikaye değil de oynanışa yedirilmiş bir anlatım bekliyor olacak. Daha oyunun başında hiç bilmediğiniz bir yerde uyanıyorsunuz ve Elohim isimli üstün bir varlık tarafından hem amacınızın ne olduğunu öğreniyor hem de yönlendiriliyorsunuz. Ana hikaye ve ayrıntılarda saklı olan gizler ise yavaş yavaş (Diğer oyuncuların duvarlara yazmış olduğu QR kodların içindeki gizli mesajlar, yeri geldiğinde kurnaz davranabilen yapay zeka PC ile yaptığımız soru cevap ve tartışmalar, Alexandra Drennan isimli kadının önceden kaydedilmiş ses kayıtları gibi unsurlar sayesinde hikayeye dair şeyler öğreniyoruz.) aktarılıyor. Bunların yanı sıra tüm oyun boyunca yalnız ve kişiliksiz bir robot olduğumuzdan dolayı etrafla pek bir etkileşimimiz olmuyor fakat Elohim bu ıssızlığı anlatıları ile gideriyor. Ayrıca oyunun teması gereği insanlığın varoluşsal sorunları ve felsefi konular da sık sık işleniyor.

OYNANIŞ MEKANİKLERİ VE BULMACALAR

Her ''Croteam'' oyununda olduğu gibi bu oyunda da varsayılan ayar olarak ''FPS'' istersek de ''TPS'' (Gerek atmosferik açıdan olsun gerek oynanış rahatlığı olsun, birinci şahıs kamera açısı çok daha iyi hissettiriyor ve en iyi oyun deneyimini veriyor.) olarak oynayabiliyoruz. Oyun mantığını ana hatları ile anlatacak olursak; Toplam 21 seviyeden oluşan A, B ve C (Bölümler arası kapıları açmak için yapmamız gereken bambaşka bir bulmaca mekaniği var. Her seviyeden kazandığımız ''Sigil'' kilitleri denilen tetris benzeri şekilleri bir tablet üzerinde doğru sırada oturtarak yeni bölümlerin kapılarını açıyoruz.) bölümlerindeki çeşitli bulmacaları tamamlıyoruz. Bu bulmacalar (Sinyal bozucu ile kapı açma ya da taret ve bombaları etkisiz hale getirme, lazer yansıtıcı, kutu, taşıma levhası, üzerinden uçtuğumuz pervane ve yarattığımız klon ile senkronize şekilde bulmacalar çözüyoruz. Takıldığımız takdirde ise Elohim'in hizmetkârlarına yardım çağrısında bulunabiliyoruz.) başlarda çok basit görünüyor fakat oyunun ilerleyen kısımlarında öğrendiğimiz tüm mekanikleri tek bir bulmacada kullanmak zorunda kaldığımızdan dolayı çok daha kompleks bir hal alıyor. Bunların yanı sıra tüm bölümlere saklanmış olan yıldızları toplayarak bambaşka bir bölüm açıyoruz ve orayı tamamladığımızda ise sonsuza kadar Elohim'e hizmet ettiğimiz gizli son açılıyor.

BÖLÜM TASARIMLARI VE ATMOSFER

Oyunun bölüm tasarımları (Yıkık harabeler, ışıl ışıl ormanlar, eski tapınaklar, sahil kenarı, karlı dağlar, antik mısır kalıntıları, kaleler, mezarlık vs.) çok minimal fakat etkileyici. Bunun yanı sıra Elohim'in yasakladığı 6 katlı kule çok iyi dizayn edilmiş ve her bir katı sizi bambaşka diyarlara götürüyor. Ayrıca bazen tekrar eden bu bölümleri, atmosferik gece - gündüz döngüsü, yağmurlu ve güneşli hava gibi mevsimsel unsurlar ile çeşitlendirmeye çalışmışlar.

SES VE MÜZİK

Üstün varlık Elohim ve geleceğe ses kayıtları bırakmış olan Alexandra Drennan dışında oyunda hiçbir konuşma bulunmuyor. Zaten bu iki karakter gerek diyalogları olsun gerek tok sesleri olsun üçüncü bir sesi de aratmıyor. Ayrıca çevre sesleri atmosferi dibine yaşatacak kadar iyi. Bunların dışında ise oyunun mükemmel müzikleri sizi alıp başka diyarlara götürebiliyor. (Oyunu bitirdikten sonra bile arada açıp açıp dinliyorum.)
THE TALOS PRINCIPLE - SOUNDTRACK

SONUÇ

Portal serisini oynayıp da beğenmeyen yoktur diye düşünüyorum. The Talos Principle benim nazarımda bu serinin ruhani devamıdır. Portal 1 ve 2'de hissettiklerimi tam olarak bu oyunda hissedememiş olsamda yer yer aynı zevkleri aldım. Eğer FPS, bulmaca tarzı keşif oyunlarını seviyorsanız bu yapıtı kesinlikle almanızı tavsiye ederim. İndirim dönemlerinde 5,90 TL olan fiyatını sonuna kadar hak ediyor. Direk çizgisel ilerleyip oyunu bitirirseniz 15, her şeyini görüp tüm sonları keşfetmek isterseniz de 17 - 18 saat sürüyor.

İNCELEME PUANI : 90 / 100
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 29
Пользователей, посчитавших обзор забавным: 2
... QProcess*childProcess = new QProcess(this); childProcess->start(path, parameters); ...

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2910310971




Valve Portal oyunlarını yayınladığı dönemde çıkar çıkmaz bitirmiştim ve yıllarca Portal 3'ü bekledim. Portal serisinin yeri bende çok farklı olduğu için o tarz bir oyun oynama krizim tuttu ve ona benzer oyunlar aradım. Bir öneri ile The Talos Principle satın almıştım; fakat, bir sebepten ötürü indirip oynamaya fırsat bulamadım. Oyunun çıkışının üzerinden tam olarak 8 yıl 21 gün geçtikten sonra bu oyunu oynamaya karar verdim.

Oyuna girmemle oyunun ilk sahnesinde kendi kendime "Daha önce neden oynamadın bu oyunu yahu?" diye biraz sitem ettim. Tabii, oyuna devam ettikçe daha da etkilenmeye başladım ve son zamanlarda öyle kolay kolay oyun bitiremeyen ben, The Talos Principle'ı büyük bir keyifle oynadım ve bitirdim ve mutlaka tekrar oynayacağım. Bu incelemeyi yazarken henüz DLC'lere başlamadım, fakat DLC'leri de çok merak ediyorum ve eminim en az ana oyun kadar başarılıdır.

Oyunun Steam sayfasında Türkçe dil desteği gözükmüyor; fakat oyunda resmi Türkçe dil desteği mevcut. Oyun İngilizce başlıyor, o yüzden eğer Türkçe oynamak isterseniz seçmeyi unutmayın. Oyunun çevirisi fena değil, bazı yerlerde yazım hataları mevcut ve bazı metinlerde anlamsal bozukluklar var.




Kısaca Talos'tan bahsetmek gerekirse, Yunan mitolojisinde yer alan Talos, Hephaistos (Zeus ve Hera'nın oğlu) tarafından yapılan bir robottur. Zeus'un sevgilisi olan Europa'yı Girit'te korumak için görevlendirilmiştir.

Oyunda ise puzzle'lar farklı adalarda geçiyor ve bu adalardan bazıları Roma/Yunan antik kentlerini andırıyor. Bazıları ise Mısır antik kentlerini andırmakta. Bu dönemlerle ilgili bolca göndermeler, Antik Yunan ve Mısır döneminin filozoflarının da yer aldığı bolca metinler oyunda yer alırken ayrıca Immanuel Kant, Samuel Johnson, William Blake gibi isimlerden de yazılarla karşılaşıyoruz.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2910310678




Oyuna bir robot olarak başlıyoruz ve yüce bir sesin bizi yönlendirmesini takip ediyoruz. Bu yüce ses kendini Elohim olarak tanıtıyor. Elohim, İbranice'de eğer Yahudilerin tanrısından bahsediliyorsa tekil anlamda tanrı, başka bir tanrıdan bahsediyorsa çoğul anlamda tanrılar anlamına geliyor. Aynı zamanda Allah kelimesi de aynı kökenden geliyor.

Elohim aslında kendini bir nevi tanrı bizim tanrımız olarak gösteriyor ve bize "çocuğum" diye hitap ederek bizi inanç yolunda tutmaya çalışıyor. Oyunun İngilizcesinde seçilen kelimeler ve kurulan cümleler adeta İncil'den alınmışçasına hazırlanmış, Elohim'in seslendirilme ve hitap tarzı da bunu destekler nitelikte.




Oyunda 3 farklı "Diyar" yer almakta. Sırasıyla isimleri "Harabeler Diyarı", "Ölüler Diyarı" ve sonuncusu da "İnanç Diyarı". Bunun dışında oyunda oldukça büyük, sanki sonsuzluğa uzanan, bir kule var. Elohim, bu kuleyle ilk karşılaşmamızdan itibaren bize bu kuleye asla çıkmamamız gerektiğini söyleyerek ve bunu yasaklayarak bizi uyarıyor. Bu birebir cenetteki yasak elmanın yenmemesi ile eşleşen bir metafor tabii ki. Oyunda birden fazla son var, bu son tamamen sizin seçiminize kalmış.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2914502920




Her bir dünyanın içerisinde bulmacalar için girdiğimiz 7 farklı seviye (ve bazı ekstra seviyeler) ve her bir seviyenin içerisinde birden fazla bulmacalar yer alıyor. Bu bulmacaları çözdükçe Sigil adı verilen mühürler kazanıyoruz ve bunları kullanarak başka diyarların kapılarını açıyoruz. Ayrıca ekstra bulmacaları da çözerek yıldızlar toplayıp ekstradan seviyeler açabiliyoruz, "messenger" adı verilen bazı habercileri (peygamber metaforu) uyandırabiliyoruz. Bu habercilerden bazı bulmacalarda bize yol göstermesini Elohim'den isteyebiliyoruz.

Bulmacaların her biri özenle tasarlanmış, oyun boyunca baştan sona ilerlerken zorluğun kademeli bir şekilde arttığını hissedebiliyorsunuz. Bazı bulmacalar gerçekten düşündürüyor ve yoruyor. Eğer bu tarz bulmacalı oyunları seviyorsanız sizi fazlasıyla tatmin edecektir. Oyunda ilerledikçe farklı aletler açılıyor ve bu aletleri bulmacalarda çeşitli kombinasyonlar ile kullanıyoruz. Bu da farklı bir derinlik katıyor.

Neredeyse her yerde bilgisayar terminalleri bulunmakta, bazıları tabii bulunduğunuz haritanın uzak taraflarına gizlenmiş bunları biraz aramanız gerekiyor. Bu terminallere girerek bazı dosyalardaki metinleri okuyabiliyorsunuz, bu metinler bazen internetten bir blog yazısı olabilirken bazen insanlığın varoluşunu sorgulayan felsefi bir yazı olabiliyor. Ara ara bu terminal üzerinden bizimle iletişime geçen ve cidden varoluşunuzu sorgulatabilecek felsefi konuşmalar yaptığınız birisi var. Bu terminaller belki de oyunun en zevkli kısımlarıdan birisi.

https://steamcommunity.com/sharedfiles/filedetails/?id=2911437304

Ayrıca oyunda bolca ses kaydı var. Bu ses kayıtları Alexandra Drennan adlı birine ait, farklı haritalarda yer alıyor ve oyunun hikâyesinin önemli bir kısmına işaret tutarken aynı zamanda Alexandra'nın kendi başından geçenleri anlatırken bazen insana, insanlığa ve varoluşa dair sorgulamalarını da dinliyoruz ve bir yandan kendimizi de sorgularken buluyoruz.

Bunlar dışında oyun içerisinde bolca QR kod var. Bu QR kodlardan bazıları oyunun hikâyesine ait QR kodlar bazıları ise bizim gibi oyuncuların bıraktığı ve arkadaş listemizde yer alan kişilere ait. QR kodu ise istediğimiz gibi bırakamıyoruz, oyunda bazı yerlerde içerisinde boya dolu kovalar var. Bu kovalardan bulursanız bazı duvarlara karekod bırakabiliyorsunuz. Buna uygun duvara elinizde kova ile geldiğinizde "boya" şeklinde bir ibare çıkıyor ve ön tanımlı bazı mesajlardan seçip bırakabilyorsunuz.




Oyunun çıkış zamanını baz aldığımda grafikleri ve sanat tasarımını başarılı buldum, benim için tatmin ediciydi. Bol bol SS aldım ve paylaştım. Eğer benim gibi "Motion Sickness" probleminiz varsa oyunda bolca yaşayabilirsiniz; fakat geliştirci ekip bizim gibileri de düşünmüş ve oyunda ayarlar altına ayrı bir alan eklemiş. Buradan karakterin kamera açısını birincil şahıstan farklı üçüncül şahıs modlarına geçiş yaptırabiliyoruz ve kameranın görüş açısını (FOV) değiştirebiliyoruz. Bu sayede çoğu zaman motion sickness yaşamadan veya minimum düzeyde yaşayarak oyunu bitirebildim.




Karakter seslendirmeleri, Elohim ve Alexandra, oldukça başarılıydı. Seslendirme yapanlar o ân seslendirdikleri metindeki duyguyu net bir şekilde seslendirmeye aktarmışlar ve aynı zamanda seslendirmen seçimleri de Elohim ve Alexandra için gayet yerinde ve güzel olmuş. Çevre sesleri vs. de başarılı.

Müzikler ise tek kelime ile şahane! Oyunun konseptine, anlattığı ve değindiği şeylere uygun müzikler seçilmiş. Ana menüde bir nevi hristiyan-yahudi ilahisine benzer bir müzik çalarken oyun içerisinde özellikle bulmaca çözerken bolca klasik tarzda o ân içerisinde bulunduğumuz haritanın temasına uygun müzikler çalmakta ki bulmaca çözümünü daha zevkli hâle getirmekte. Gerçekten çok iyi bir iş çıkartılmış bu yönden.




İnsan nedir? Birey nedir? İnsan ve hayvan arasındaki fark nedir? İyi nedir? Kötü nedir? İyi ve kötü arasındaki fark nedir? Bir kurbağa birey midir? İnsanlar neden yapay zekâdan korkarlar? Ve aklınıza gelebilecek daha bir çok soru... Bu tarz sorular sormayı seven, felsefeye ilgili biri misiniz? Dini metaforlar ve göndermeler ilginizi çekiyor mu? Bulmaca seviyor musunuz? Yapay zekâ vb. konular ilgi alanınıza dahil mi?

Eğer bu sorulardan bir veya birkaçına evet diyebiliyorsanız, bulmaca oyunlarını seviyorsanız bu oyunu mutlaka oynayın. Bulmaca oyunlarına nötrseniz de mutlaka deneyin! Eğer daha önce Portal oynadıysanız bunu kesinlikle seversiniz.
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 42
Пользователей, посчитавших обзор забавным: 66
Опубликовано: 28 декабря 2017
ADAMLAR OYUNU TÜRKÇE YAPINCA OYUNDAKİ KARE KODLARIDA TÜRKÇE YAPMIŞ TELEFONUMLA OKUTTUM "Kendimi mümküm olmayan yapılarla bilmemne" FALAN YAZIYO AMK GECENİN 3ÜNDE AYAĞA KALKIP ALKIŞLADIM AMNAKOYİM EV ARKADAŞIM UYANDI HEP.
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 30
Опубликовано: 24 августа 2018
Arkaplan yönlendirmesi ve bulmaca tipi oyunuyla Portal 2'yi andıran oyunun Portallara göre çok daha çeşitlilik içeren bir sistemi var. Bir yandan hayatla ilgili felsefi bir anlatıma girerken diğer yandan beyni ciddi anlamda zorlayan bulmacalar sunuyor. Özellikle sonlara doğru gerçekten zevkli bir zorluğa sahip olduğunu belirtmeliyim.
Grafikler görebileceğiniz üzere yeterli seviyede. Oynanış da yine Portal 2 kadar var. Topluluk yapımı bölümlerle yani atölyeyle destekleniyor olması da büyük artı. Bilgisayarlarla gireceğiniz diyaloglar ise bilinçaltınızı çeşitli sorgulamalara götürecek.
Oyunu indirimli fiyatıyla almanızı öneriyorum. Yeni bölümler getiren DLC'ler de alınabilir. Oyunu Noel'de hediye eden Amerikan arkadaşa teşekkürlerimi sunarım.
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 22
Опубликовано: 8 октября 2022
Makineden İnsan Olur Mu? THE TALOS PRINCIPLE ve Materyalizm Felsefesi

insanlardan bilincini ve dolayısıyla zekâsını eksilttiğimizde hâlâ “insan” olarak adlandırabileceğimiz veya diğer canlılardan üstün tutabileceğimiz neler kalır ortada? İnsanı insan yapan bilinç midir? Eğer bilişsel güç dediğimiz bu tufan bir makineye aktarılsaydı ona da insan diyebilir miydik?

Talos Principle, 2014 yılında yayınlanan bir bulmaca oyunu. Oyunda, insansı görünüme sahip bir android ana karakterden ve arada sırada bu android ile konuşan, android‘e bir nevi rehberlik eden Elohim ve bir bilgisayar programı olan Milton dışında başka bir canlı -aslında canlı diyemeyebiliriz daha çok iletişime geçilebilen yapay varlıklardır bunlar- bulunmuyor. Yazımı “EL-0:HIM” şeklinde olan Elohim, uygulamalı Noematik Enstitüsü’nün Uzatılmış Ömür bölümündeki Talos Projesinin 0 sürücüsünü çalıştıran AI (Artificial Intelligence) Bütünsel Entegrasyon Yöneticisi’dir. Yani Talos Projesi’ndeki dış ses olarak bilinen Elohim, bir çeşit yapay zekaya sahip tanrıdır hatta İbranicede Elohim sözcüğünün tanrı anlamına gelmesi de yapımcılar tarafından konulan bir “easter egg” değil, tamamen amaca yönelik davranılmış bir detaydır. Ama bu detayları, oyun içerisinde bir süre sonra aydınlansa da parmak şıklatırmışcasına anlayamıyor oyuncu.

Talos Principle hakkında hiçbir şey okumamış bir oyuncusunuz diyelim ve bu oyunun daha başlarındasınız. Oyunu açtığınız zaman başlangıç sinematiğinin ilk saniyelerinde bilinci yeni yeni yerine gelen bir android olduğunuzu, güneşi engellemek için uzatılan robot eller ile anlamanız uzun sürmüyor. Oyun içerisinde ismini öğrenmeyeceğiniz veya duymayacağınız bu android karakter ayağa kalkar kalkmaz bilinmeyen bir dış ses, tanrısal bir figür olduğunu, android‘e “çocuk” ismiyle seslenmesinden belli ediyor oyuncuya. Elohim’in devamında android‘e seslenişine göre nihai görev, karakterin uyandığı, tarihi imparatorlukların ve çeşitli tarihi yaşamların kalıntılarına benzeyen bu ıssız arazilerde bulunan bulmacaların çözülmesi ve bu yolla mühürlerin (oyun içerisinde bulmacaların sonunda toplanılan tetris şeklinde renkli parçalar) toplanması. Android, Elohim’in açıklamalarına göre bu emri yerine getirerek gelecek nesillere hizmet edebilecek, ebedi yaşama kadir olabilecektir.

Elohim, android‘in “idealizmi” oluyor. Milton sayesinde bilgisayardan erişilebilen bilimsel makaleler ve simülasyon hataları ise ona gerçekliği gösteren, maddenin yüceliğini anlatan “somut” kanıtlar oluyor. Tıpkı materyalizm ve idealizm kuramlarının ters düşmesi gibi. Talos Principle’ın Elohim ve Milton ile oluşturduğu bu dilemma, insanoğlunun kendi zihin haritasında seyahat ederken sıkça kapıldığı “sorgulama döngüsü“ne çok yakın bir deneyim yaşatıyor oyuncuya.

Talos Principle yapımcıları, oyuncuya tam da bu ikilemi düşündürtmek istiyor. Bilumum makinelerin insanın yerini alabilme ihtimali, insan hakimiyetine yönelik bir tehlike teşkil etse de özgür bir zihne sahip olabilecek bir makineyi de yine sadece insan zihni var edebilir. İnsan zihni gibi gizemle dolu, muhteşem bir zinciri ancak bu beyinden çıkan bir fikir kırabilir. Materyalizm veya idealizm kuramlarının hangisini benimsiyorsak benimseyelim, iki tarafı da yeteri kadar tartamazsak zihnimizi tatmin edebilecek bir sonuca ulaşamayabiliriz. The Talos Principle ise bu yönde çok güzel bir yöntem izlemiş ve oyuncuyu net bir ikilemin ortasında bırakabilmiş.

Bu incelemenin tamamını"Geekyapar!"[geekyapar.com]sitesinden okuyabilirsiniz.
Пользователей, посчитавших обзор полезным: 30
1 пользователь посчитал этот обзор забавным
Опубликовано: 30 мая 2019
Bu oyuna 31 Ekim 2016 tarihinde bir inceleme yazıp resmi bir sitede paylaşıldığı için Steam'de yazamamıştım. Site kapatıldığı için paylaşmakta bir beis görmüyorum. Biraz uzun ve detaylı bir inceleme ancak Steam'in karakter sınırına tıkandığı için kırpmak zorunda kaldım. Şimdiden okuduğunuz için teşekkürler.

The Talos Principle Aslında Nedir?

Yunan mitolojisine göre Talos, Girit Adasını korumak için Zeus’un oğlu Hephaistos tarafından bronz ile dövülüp şekillendirilmiş bir dev. Oyunun içerisinde çokça yunan stiline ait yapıtaşları ve görseller bulunmakla birlikte bu izler daha önceden de Serious Sam’de bulunmaktaydı. 2014 yılının Aralık ayında first person shooter (FPS) bulmaca oyunu olarak yayınlanan oyun, firmanın uzun yıllar boyunca Serious Sam oyunuyla ilgilendiğini düşünürsek, bilim-kurgu tabanlı olmasına rağmen Serious Sam ile aynı oyun motoruna sahip olmasına şaşırmamamız gerektiğini gösteriyor. Android bir robot olarak başladığımız bu oyunda, bir tanrının bize seslendiğini duyuyoruz: Elohim. Bize çeşitli problemler/bulmacalar çözdürerek onun yolunda sonsuz mutluluğa ulaşacağımızı vaadediyor. Oyunun ilerleyen anlarında üst kısmı kara bulutlarla kaplı olan bir kule ile karşılaşıyorsunuz ve Elohim, size bu kuleye asla tırmanmamanız gerektiği konusunda uyarıyor.

---------------Spoiler İçerik----------------

İnsanlık tarihinin üzerinden uzun bir zaman geçmiş, bir çok insan vakti zamanında kıtlık çekerek yaşama veda etmiş ve insanlık kendi bilgilerini yapay zekalara aktarmak üzere bir üs kurmuştur. Bu üste asıl amaç, yapay zekaların kendine ait bir irade oluşturmasıdır. Çünkü robotların aslında felsefik olarak insan olmasının önündeki tek engel, iradesiz oluşlarıdır. Bu iradeyi sağlamak için de Elohim adlı bir program yazılır. Elohim hikayede yol gösteren, tanrı kişiliğindedir. Eğer yapay zeka android robotlar irade sağlayamayıp Elohim’in Yolu’ndan giderse “kendine ait bir iradeye sahip olamadığı” gerekçesiyle tekrar yok edilip yeni bir karakter yaratılır. Siz değerli okuyucuların oynadığı sırada ise problem aralarında bir bilgisayar ile bağlantı kurmanız istenir. Bu bilgisayar ile sohbet edilir, anlamlı veya anlamsız felsefik sorulara maruz kalınır ve arka planda aslında iradeniz sorgulanmak amaçlanır. Ancak bunların hepsi bir bilgisayar simülasyonudur. Elohim ve bilgisayarın içindeki varlık aslında android robotun irade sahibi olabilmesi için üretilmiş bir koddan daha fazlası değildir. Hikayemizde çözdüğümüz problemler sonucunda Elohim bize sonsuzluğa açılan kapıyı vaadeder ancak burası sadece bir göz boyamadır. Siz bu yolu seçerseniz eğer sizi yok edip yeniden bir android robot tasarlayıp en başından başlatmaktadır.

Hikayede ilerlerken -oyunun ilginç bulduğum özelliklerinden biri- daha önce o yollardan geçmiş androidlerin QR Kod imzaları ile karşılaşıyorsunuz. Oyunun gidişatına göre bu imzaların sahiplerinden saf olan bir “Sheep”(Bundan sonra Koyun olarak anılacak), sizi Elohim’in yoluna sürüklemeye çalışan “Samsara” ve aslında irade sahibi olmanıza destek olan “Shepherd” rumuzlu (Bundan sonra Çoban olarak anılacak), eskiden bu problemleri çözmeye çalışmış androidler bulunmakta. Bunun gibi bir çok kullanıcı var (Steam’deki arkadaşlarınız da imza bırakabiliyor) ancak bu üçü biraz daha ortamda her yere iz bırakmış kişiler olduğundan bunların biraz üzerine gideceğim. Koyun-Çoban ilişkisi biliyorsunuz ki Koyun sürü halinde bulunan, güdülmeye, yönlendirilmeye, manipüle edilmeye hazır iken Çoban ise durumu hazmedemeyip doğru yol olduğunu düşündüğü Elohim’in Yolu’nu reddetmektedir.

Burada insanların aslında bir çoğunun sürü psikolojisi ile hareket ettiği, toplum yapısı ile bütünleşmiş, sahip olduğu düşüncelerden çıkamayan ve her şeye inanabilen bir kesim(Koyun) ile aslında doğru olanın bu olmadığına inanan, kendi doğrusunu yaratabileceğine inanan bazı karakterlerin(Çoban) mücadelesini arka planda yaşatıyor. Olan fikirlerin peşinden giden koyunların arasından sivrilen Çoban ileride başarılı veya başarısız olma kaygısı gütmeden bir çaba gösteriyor ve bu durum felsefik olarak Koyun-Çoban ilişkisini yansıtıyor. Samsara’ya sonra değineceğim.

Hikayenin anlatılmak istenen sonuna gelince…

Oyunun üç adet sonu var:

1.Yol tahmin edebileceğiniz gibi Elohim’in öğretilerini dinleyerek Elohim’in yolundan gidecek ve size vaadedilen sonsuz bahçelerde yaşamınızı sürdürecek olmanız.
2. Yol, Elohim’in kesinlikle size yasak koyduğu kuleye çıkıp, kulenin tepesinde ne olacağını düşündüren ve içinizi kemiren o merak duygusunu giderecek olmanız. (Bu kısımda insanlığın yaratılışı olarak Adem-Havva’nın cennetten çaldığı yasak meyve göndermesi ile eşleştirebilirsiniz.)
3. Yol, Elohim’in bir sonraki irade deneyleri yapacağı android robotlar için habercilik yaparak onlara doğru yolu gösterecek olmanız.

2. sona biraz değinmek istiyorum. Elohim’i reddederek kuleye tırmanmaya başladığımız maceramızda kulenin içinde de kendine ait bulmacalar ve aşağı yukarı her katta geçmiş android robotların bırakmış olduğu izler de bulunuyor.

Koyun sürekli olarak “Elohim bana böyle dedi napsam çok kararsızım” şeklinde mesajlar bırakırken Çoban “Bence orada özgürlük var” cesaretiyle devam ettiğini farkediyorsunuz. Koyunun yazıtları kulenin üst kademelerine çıktıkça yavaşça azalmaya başlıyor. Buradan anlaşılıyor ki Koyun kulenin belli bir katından sonra vazgeçip Elohim’in Yoluna geri dönüyor. Kulenin zirvesine çıkarken sessizleşen ortamda, Çoban’ın kilitli kaldığını farkediyorsunuz. Çobanı kurtardığınız anda size yardımcı olmaya başlıyor ve tam bu esnada altınızdan kule yıkılmaya başlıyor ve yokluğa kaybolan bir karadelik beliriyor. Çoban ile birlikte ilerlerken hapse atılmış bir androidle daha karşılaşıyorsunuz: Samsara.

Samsara, hikayenin başından beri irade sahibi olmamanız için uğraşan bir android robot. Samsara’nın hikayedeki rolü ise gerçek hayattaki toplumda oluşan baskıyı destekleyen, insanların sürü halinde devam etmesini sağlamaya çalışan ve bu durumu reddetme bilincine sahip olmanızı istemeyen bir imajı yansıtıyor. Çoban ise, Haberci (Messenger) olmayı seçmiş ve önceki sürüme ait olan bir robot olarak bulunuyor. Zirveye ulaştığınızda simülasyonun içinde yaşadığınız bütün tecrübeler/davranışlar bir diskete kaydedilip gerçek hayattaki android robota kaydediliyor ve hikayenin sonunda gerçek dünyaya uyanıyorsunuz.

İnsanlığın bu üssü kurarken asıl amacının bir sonraki yaşam formlarına bilgi aktarma isteği, insanlığın “aslında” devam etme isteği, ölümsüzlük gibi konulara kısmen çözüm bulma isteğini felsefik yollarla net bir şekilde görebiliyorsunuz. İnsanlık kendi bilgilerinin yok olmasından öylesine endişe duyuyor ki bu bilgileri yapay zekalara ulaştırmak istiyor. Bu yüzden öğrendiğimiz her şey, bir başkasına da öğretiliyor (insanların öğretme içgüdüsü) ve hikayemize göre yapay zekalara da aktarılmak isteniyor.

Bilgisayarla yaptığınız “birey nasıl olunur?” konuşmaları kafa karıştırıyor olsa da, oyunun devamını etkilememekle birlikte oyunun sonunda bir değişikliğe sebep olmuyor. Talos evreninde, mavi data yayınlarına ulaştığınız taktirde gizemli bir kadın tarafından oluşturulan ses kaydı, aslında Talos hikayesinin bilgisayar ekranı dışında ne olduğu parça halinde anlatılıyor.

Sonuç:
Sürekli olarak irade sahibi android robot tasarlamaya çalışan bir simülasyon programının içinde bulunmanız, bunu gerçek dünyada yaşamak ve bir çözüme ulaşabilmek amaçlı yapılışını ilerleyen evrelerde görmeniz ve tamamen insanlığın bencilliğinden ötürü, insanlığın bilgilerinin bir başkasına aktarma amaçlı, evrenin içindeki hemen her şeyin sorgulandığı, bir çok zaman da kendinizi sorgulatan bir sisteme sahip The Talos Principle. Düşünen, düşündüren bir oyun.

Büyük hayranıyım oyunun. 3 yıl geçmiş ben bu incelemeyi yazalı ki eksik olduğunu düşünüyorum.
Adım attığınız her yerde Croteam’ın imzasının olduğu, komik esprilerin ve easter egglerin çokça bulunduğu, Serious Sam’den, Portal’dan, Minecraft’tan göndermelerin çokça görüldüğü bir oyun kendisi. İnanılmaz. Başyapıt.
Загрузка
Возвращаемся к месту на странице, где вы были до этого...

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası