hadis kelimesinin anlamı / HADİS - TDV İslâm Ansiklopedisi

Hadis Kelimesinin Anlamı

hadis kelimesinin anlamı

kaynağı değiştir]

Hadisler, muhaddis denilen hadis âlimleri tarafından değişik sınıflandırmalara tâbî tutulmuşlardır. Ancak bu sınıflandırmalar mutlak olmayıp sınıflandırmayı yapan kişinin bilgi altyapısı, ön kabulleri, tanımları ve değerlendirmeleri gibi unsurlara dayanır. Bir dînî otoritenin mütevatir, sahih veya muteber bulduğu hadis bir başka otoriteye göre zayıf, uydurma veya merdud olarak tanımlanabilir.[][] örnek; Kur'an'da bir âyete dayanan[]Ay'ın ikiye bölünmesi hadisleri.

Bir hadisin sıhhati öncelikle onun nakil zinciri (isnad) ile doğrulanır. Aktarım zinciri de sahte olabileceğinden Müslüman âlimler tarafından verilen özgünlük statüsü, oryantalist veya tarihçiler tarafından kabul edilmez. Ignaz Goldziherr, birçok hadisin kronolojik ve içerik olarak İslâm Peygamberi'nin dönemine uymadığını göstermiştir. Bu nedenle birçok oryantalist, hadisleri genel olarak daha sonraki bir dönemin dönemsel icadı olarak gördü. Bu aşırı eleştirel tutum bugün norm değil. Farklı hadislerin karşılaştırılması ve incelenmesi, hangi hadislerin sahih, hangilerinin sahih olmadığı tespit edilemese de 7. yüzyılda birçok hadisin kaydedilmiş olması gerektiğini göstermektedir.[]Bernard Lewis'e göre, "İslâmî yüzyılların başlarında bir davayı, bir görüşü ya da bir hizbi teşvik etmenin, Peygamber'in uygun bir fiilini ya da sözünü alıntılamaktan daha iyi bir yolu olamazdı." diyor. Bu sahteciliklerle savaşmak için, ilm el-cerh veya ilm el-dirayah olarak isimlendirilen ayrıntılı hadis araştırma bilimi[] hadisleri eleştirmeyi ve onaylamayı tasarlanmıştır.[]

Hadis çalışmaları, İslâm Peygamberi'ne atfedilen haberlerin doğruluğunu belirlemek için bir dizi değerlendirme yöntemi kullanır. Bu sağlama şu şekilde yapılır:

Bu kriterlerden hareketle hadisler tasnif edilmiştir. Kapsamlı ilk eser Ebu Muhammed er-Ramhürmîzî'ye âit el-Muhaddis el-Fasıl, bir diğeri önemli eser Hâkim en-Nişâbûrî'ninMarifatulum el-hadis'idir. İbnü's-Salah'ın ' <i id="mwAnU">Ulum al-hadis'i</i>, hadis araştırmalarında standart klâsik referans olarak kabul edilir.[21]

Bâzı hadis metodolojisi ekolleri, 16 kadar ayrı test uygular.[]

Biyografik değerlendirme[değiştir

HADiS TETKİKLERİ DERGiSi JOURNAL OF HADITH STUDIES/~seafoodplus.info ~ ~ ~ XI • 1 • Araştırma Notlan/Review Articles/yiJ.) ılb-') Hadis Terimi Hakkında Ali KUZUDİŞLİ' Giriş Tarihi süreçte kavramlar, yaşianna ve kullanımlarına bağlı olarak çeşitli de- ğişimler geçirmekte; dönemin şartlarına göre, dildeki diğer sözcüklerle arala- rındaki bağlantıları çağalmakta veya azalmaktadır. 1 Geçmişte üç beş kelimeyle açıklanabilen bir kavram, zamanla değişik boyutlar kazanmasından dolayı, sayfalarca açıldama gerektirebilmektedir. Örneğin hadis kavramı, İslam'ın or- taya çıkışından kısa bir süre sonra, onun temel kavramlarından biri hiline gel- miş, İslam bilimlerinin gelişimiyle beraber genişleyerek çok boyutlu anlamlar kazanmıştır. . Bir yandan Hz. Peygamber'in tarihsel ve dini kimliğiyle, diğer yandan İslam dirlinin yapısını oluşturan ana unsurlardan biri olması nedeniyle önemli bir terim olan hadis, aynı zamanda üzerinde en çok tartışılan meselelerden biridir. Bu öneme binaen, geçmişte ve günümüzde yazılan birçok kitap ve makale, ha- dis kelimesinin sözlük ve ıstılah anlamları hakkında -bunların çoğu birbirinin tekran olsa da- bilgi vermektedir. Fakat hadis teriminin tarihsel gelişimini in- celeyen müstakil bir çalışma bulabilmek zordur. Bu eksiklik nedeniyle hadis kelimesinin İslam'dan önceki dönemde nasıl kullanıldığından başlayarak, İslam'ın gelişi ve daha sonra Hadis ilminin gelişi­ miyle kazandığı anlam boyutlarını ve aynı/yakın anlamlarda kullanılan diğer terimleri bir makale çerçevesinde incelemek yararlı olacaktır. Modern zaman- larda İslam'a dair yapılan çalışmaların üzerinde yoğunlaşhğı alarılardan birinin hadis olduğu düşünüldüğünde, hadis terimi hakkında, derli toplu müstakil bir makale yazılmasının gereği ortaya çıkmaktadır. Yrd. Doç. Dr. Gümüşhane Üniv., ilahiyat Fak., Hadis, [email protected] 1 .Kavramlar tarihi hakkında özet bilgi ve bazı önemli kaynaklar için bkz. Ali Kuzudişli, "el- Kütübden İsrailiyata Bir Kavramın Tarihsel Yolculuğu" Cumhuriyet Oniversitesi Ilahiyat Fa- kültesi Dergisi, , XVI, ı. s. Hadis Tetkikleri Dergisi (HTD) - -- - - - -- İslam Öncesi Dönemde Haclls Kelimesi Terim çalışmalarında öncelikle sözlük, daha sonra ıstılah anlamlannın ve- . rilmesi yaygın bir uygulamadır. Bu yöntem, terimin anlaşılması için pratiklik ve anlama kolaylığı sağlamakla birlikte, kaynak gösterilen sözlüklerin telif ta- rihlerine dikkat edilmemesi, terimin anlaşılmasi açısından karmaşaya neden olmaktadır. Bu çalışmamızda tarihsel sürece bağlı kalarak, terimin her bir dö- nemdeki anlam genişliğini, mümkün olduğu kadar kendi dönemine ait kay- naklara giderek belirlemeye çalışacağız. · Gün~üze kadar gelebilıniş, bilinen en eski Arapça sözlük olan Kitabü'l- 'Ayn'da h-d-s (•-c) kökünden türemiş kelimeler hakkında verüen bilgileri, dört anlam grubunda toplamak mümkündür. Bunlardan birincisi, 'söz, konuşma ve an/atma, nakil' anlamıdır ki, bu an- lamı belirtmek üzere 'uhdilse' kelimesi örnek verilmektedir. Buna göre 'Sara Jültmün uhduse' tabiri, bir kişi hakkında 'ehadis'in çok olması, yani onun hak- kında (lehinde veya aleyhinde) çok konuşulması anlamına gelmektedir. 'Ehadis'in tekili olan 'hadis' aynı zamanda 'uhdilse' ile eşanlamlıdır. Yine aynı anlam grubunda bir başka örnek, 'racülün hids' tamlaması, lafı çok _olan adam anlamına gelmektedir. İkinci anlam grubu, 'olay, hadise' anlamıdır. Müellif bu anlamı 'el-hadesü min ehdasi'd-dehr, şibhu'n -nazile' biçiminde açıklar ki; sel, deprem gibi doğal afet demektir. Üçüncü anlam grubu, 'ibda'yani yaratmak, var etmek; ortaya çıkarmak ke- limeleri etrafında toplanan ~~ardır. Dördüncü anlam grubu ise eskinin ııddı olan 'yeni' anlarnıdır. Bu anlamda gençliğinin ilk yıllarında olan erkek çocuğu tanımlamak için 'şabbün hades', kız çocuğu tanımlamak için de 'şabbetün hadese' denilmektedir. 2 Son üç anlam grubu, ortak biçimde birinci anlam grubuyla yakından ilgili- dir. Çünkü: (i) Sel, deprem gibi toplumu etkileyen büyük olaylar olduğunda; (ii) Yeni bir şey icat/keşif!halk edildiğinde; (ili) herhangi bir 'yeni'lik söz ko- nusu olduğunda insanlar için gürıdem olur ve bu olaylar hakkında uzun müd- det konuşulur. İslam öncesi edebiyatta da hadis, en çok 'söytenti, dedikodu, söz, laf etme, Halil b. Ahmed el-Ferahidi, Kittibıı'l- 'Ayn, (I-IV), thk. Abdulhamid el-Hendavi, Daru'l- Lüb- nan: Kütübi'l-İlmiyye , I, Ayrıca bkz. İbnü's-Sikkit Ebu Yusıif YakUb b. İshak el- Huzistaru, Isliilııı'I-Maııtık, thk. Muhammed Mer'ab, Kahire: Daru lhyfıi't-Tiirfısi'l-Arabi , s. 79 (Burada yalnız birinci anlama işaret edilmektedir); İbn Düreyd Ebiı Bekr Muhammed b. el-Hasan el-Eıdi el-Basri (ö. /) Cemheretü'l-Lııga (I-III), th.k. Remıi Münir Ba'lebekki, Beyrut: Dfıru'l-llmi'l-Melayeyn , ı, ; İbn Faris Ebiı'l-Hüseyin Ahmed b. Ffıris b. Zeke- riyya, Mıı'cemıı mektiyisi'l-lııga (I-VI), thk. Abdüsselam Muhammed Harun, Beyrut: Daru'l- Fikr , II, 36; Ebiı Nasr İsma'il b. Hammad el-Cevheri, es-Sıhiih (I-VI), th.k. Ahmed Ab- dülgafiır Attar, Beyrut: Daru'l-ilmi'l-Melayeyn , I. - - - - - - -- - - - - -- - -- - - - - - Hadis Terimi Hakkmda münakaşa' vb. anlamlarda kullarulmıştır. Örneğin İmruu'l-Kays'ın bazı beyit- lerinde tenaze'a fiiliyle birlikte şöyle kullanılmıştır: "Felemma tenaze'na'l- seafoodplus.info seeltüha: Minel hayy?" (Sohbeti koyulaştırd.ığımızda o kadına sordum: Sen hangi kabiledensin?)_3 Benzer ifade bir başka şürde şöyle geçmektedir: "(Onun hakkında) konuşmaktan rahatsız olsan da, gülücüğünün, bir içim su kadar tatlı olduğunu gördün."4 · İslam öncesi Arapçanın semantik araştırmalarında· önemli kaynaklardan biri olan darb-ı mesellerin birinde 'ileyke yüsaku'l-hadis' ifadesi yer almaktadır. Anlatıld.ığına göre bu deyimin hikayesi şöyledir: Adamın biri, bir kadına talip olmak için ~vine gitmiş. Evde başka kadınlar da varmış. Sohbet sırasında kadın, kendini övmeye başlamış. Kadının hareketlerinden etkilenen adam, elini göğ­ süne bastırıp "(Sana ne oluyor? Sanki) bu laflar sana söyleniyor!" demiş. Daha sonra 'ileyke yüsaku'l-hadis' sözü bir deyim haline gelmiş. 5 Kur'an'da ve Rivayetlerde Hadis Kelimesi Kur'an'da h-d-s kelimesinden türemiş kelimeler otuz altı ayette yer almak- tadır. Bu ayetlerdeki anlamları, yukanda olduğu gibi dört grupta toplamak mümkündür. Birinci anlam grubu söz, söz söylemek, anlatmak, konuşmak, nakletmek, duygu ye düşünceyi ifade etmek-gibi kelimelerden oluşan gruptur. er-Ragıb'ın ifadesiyle: Uyanıkken veya uykudayken olması fark etmeksizin vahiy veya işitme yoluyla insana ulaşan her söze 'hadis' denir. 6 Sözler, değer bakımından birbirinden farklı olup, bazı sözler anlamlı ve de- rin, bu nedenle değerli; bazı sözler yüzeysel ve sıradan, bazı sözler boş, sadece eğlencelik, bazı sözler ise kaba, kem ve kabihtir. Kur'an'da h-d-s kelimesinden türemiş kelimelerde bu anlamlardan sonuncusu hariç diğerlerini bulmak mümkündür. a. Anlamlı ve değerli yüce söz anlamında Kur'an'da şöyle buyrulur: "Allah, kelamın en güzelini (ahsene'l-hadis) indirdi ".7 'Kelamın en güzeli' ifadesiyle 3 Ebii Muha.m med AbduJ,)ah b. Müsliın ed-Dineveri, eş-Şi'r ve'ş-Şu'arti {I-II}, Daru'l-Hadis, Ka- hlre: , I, ; II, 71S. 4 Mufaddal b. Muhammed ed-Dabbi, ei-Mufaddaliyytit, thk. Ahmed Muhammed Şakir, Abdüs- selam Muhammed Harun, Kahire: Daru'l-Maarif , s. 5 ed-Dabbi, Emstllü'l-'Ara b, Mektebetü'l-HU~l, Beyrut: , ; Kasım b. Sellam el-Heravi, Kitabii'I-Emstil, thk. Abdulmecid Katamış, Daru'l-Me'miin li't-Türas, Mekke , s. SS. 6 Ebu'I-Kasım Hüseyin b. Muhammed er-Ragıb el-tsfaharu, Müfredtitü Elfaıi'I-Kur'llıı, thk. Saf- van Adnan Divlidi, Dunaşk: Daru'l-Kalem , s. Müellif, et-Tahrim 66/3 ayetini örnek göstermiştir. ; ez-Zümer 39/ Bunun dışında altı ayette ayıu/benzer anlamlar söz konusudur: el-Kalem 68/44; el-Vikıa S6/81; en-Necm S3/S9; el-Kehf 18/6; Nisa 4/78, Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - - - - - -- - - - - - - - - - - - - kastedilen Kur'an'dır. 8 Bazı ayetlerde değerli ve yüce söz kelimesi, Kur'an'ın yerini tutabil~cek başka bir sözün bulunmadığını ifade etmek üzere kullanılmıştır. Örneğin bir ayette şöyle buyrulur: ''Artık Allah'a ve ayetlerine inanmadıktan sonra hangi söze (febieyyi hadisin) inanacaklarr'9 Rivayetlerde de bu anlam grubu içinde değerlendirilebilecek ifadeler bulun- maktadır. Örneğin Kur'an'ı 'ahsenü'l-hadis: Sözlerin en güzeli' olarak nit~leyen birçok rivayet Hz. Peygamber' e veya sahabeden bazılarına isnad edilmekte- dir.ıo Bazı rivayetlerde aynı terkip, Kur'an'a işaret edilmeksizin, muhtemelen dini sohbet anlamında kullanılmıştır: "Sahabeden Nümeyri bize güzel sözler anlatı­ yordu (feyuhaddisüna ahsene'l-hadis); içimizden biri dua edince Nümeyri: "Bu duayı amin diyerek tasdikleyin " dedi. "11 b. Bazı ayetlerde sıradan konuşma anlamında kullanılmıştır: ''Allah'ın ayet- lerinin inkar ve onlarla alay edildiğini işittiğiniz zaman, bunu yapanlar başka bir konuya geçmedikçe (hatta yehCıdu fi hadisin) onların yanında oturmayın. "12 Rivayetlerde·de J:>u anlama paralel kullanunlar çok sayıda bulunmaktadır. Ör- neğin: "!za haddese kezebe: Konuştuğunda yalan söyler"13 ifadesinde normal ko- . nuşma anlamı bulunmaktadır. c. Bazı ayetlerdeki kullanımı 'değersiz boş söz' anlamındadır: " boş lafa (lehve'l-hadis) müşteri çıkan (nice) adam vardır. " 14 Bazı ayetlerde ise, Türkçe'de "tarihe gömmek, aleme ibret kılmak deyimiyle ifade edebileceğimiz ~anada, ib- retlik olay haline getirmek anlamında kullanılmıştır. Örneğin Mü'minfuı Su- resi'nde şöyle denilir: " biz de onları birbiri ardınca yuvartadık ve hepsini birer efsane yaptık (vecealnahüm ehtidise) "Y Yani, "İnsanların haklannda çok ko- nuştukları, başlarından geçen ibret verici olayları nesilden nesle aktardıkları ef- saneler yaptık" demektir. Bu anlam grubu içinde değerlendirilebilecek bir ifade, bir rivayette şöyle 8 Muhammed Esed, buradaki söze öğreti anlamı vermiştir. Bkz. Esed, Kur'an Mesajı (I-lll), çev. Cahit Koytak, Ahmet Ertürk, İstanbul: işaret Yay. , III, 9 el-Casiye 45/6. Kelime, aynı anlamda dört ayette daha yer almaktadır: et-Tür 52/34; el-A'raf 7/; Yusuf 12/; el-Mürselat 77/ . w Ebti Abdillah Ahmed b. Muhanuned b. Hanbel, Miisııed (I-L), thk. Şu'ayb el-Amatid vd, Mü- essesetü'seafoodplus.info, Beyrut: , XXII, ; Ebti Abdillah Muhammed b. isma'il el-Buhari, e/- Ctinıi'u's-Salıih (I-VI), thk. Mustafa Dib el-Buğa, Daru İbn Kesir, Beyrut: , Edeb, 81/ 11 Ebti Bekr Ahmed b. Amr İbn Ebi Asım, el-Aiıtid ve'l-Mesaııi (I-VI), thk. Basim Faysa! Ahmed Cevabire, Riyad: Daru'r-Raye , III, 11 en-Nisa' 4/ Benzer anlamlar el-En'am 6/68'de de vardır. IJ Buhari, Salıilı, İman, 2/ 14 Lokman 31/6. Benzer anlam el-Ahzab 33/53'te de bulunmaktadır. ıs el-Mü'minıin, 23/ Es-Sebe' suresindeki 34/19 ayetide aynı manaya gelmektedir. ı - - - - -- - - -- -- -- - -- - - - -- Hadis Terimi Hakkında dile getirilmiştir: "İnsanları güldürrnek için yalanlar katarak m esele anlatan (yu- haddisu bil-hqdis) kimseye yazıklar olsun-"16 · d. Sözü bildirmek, haber vermek, anlatmak, söylemek anlamında ed-Duha suresinde şöyle buyrulur: "Fakat Rabbinin nimetini anlat (fehaddis)"17 Rivayet zincirlerinde sıkça kullanılan 'haddesenci' bu anlam grubu içinde yer alır. İkinci anlam grubu olay, hadise, haber gibi anlamlardan oluşmaktadır. Bu grupta yer alan ayetlerin bazılarında hadis kelimesinden önce "hel etake" ifa- desi yer almaktadır. Örneğin el-Buruc suresinde: "Ordulann haberi (hadisü'l- cünud) sana ulaştı mı"buyrulur.t 8 Bazı ayetlerde rüyada görülen olayların yorumunu ifade etmek üzere 'te'vilü'l-ehadis' terkibi içinde yer almaktadır. Örneğin: Yusı.if suresinde: "Sana (rüyada görülen) olayların yorumunu öğretecek"19 buyurulmaktadır. Rivayetlerde de olay, hadise anlam grubunda yer alan ifadeler mevcuttur. Örneğin kaynaklarda anlatıldığına göre Ebu Hüreyre, ne zaman nafile oruç tuttuğunu anlatırken, genelde her ayın ilk üç günü oruçlu geçirdiğini, eğer ba- şına bir şey gelirse lfein hadese bi hedesün) ayın sonunda tuttuğunu söylemiş­ tir.2o Üçüncü anlam grubunda, bir şey ortaya çıkarmak anlamı vardır. Bir ayette: "Bilemezsin, olur ki Allah, sonra yeni bir durum ortaya çıkarır (yuhdisü)";21 bir başka ayette ise "Yahut bu kitap seafoodplus.infoı:ırda yepyeni bir bilinç uyanıklığı meydana getirsin'fl2 buyurulmaktadır. Aynı anlam grubunda bulunan ühdisü kelirnes~ Kehf suresinde " bu hususta ben sana bir açıklamada bulununcaya kadar'fl3 anlamında bir ifade kullarulıiııştır. Türkçe meallerde farklı şekillerde tercüme edilen bu ifadeyi Fahreddin er-Razi, sözlük anlamına uygun şekilde " senin öğrenmen için onu ortaya çıkarıp sana haber verinceye kadar" beyanıyla tefsir 16 Ebü Isa Muhammed b. lsa et-Tirmizi, Süııen (I-V), thk. Ahmed Muhammed Şakir vd. Mısır: el-Mektebetü'l-Halebi , Zühd, 34/ 17 ed-Duha 93/ Benzer anlamlar el-Bakara 2/76 ve en-Nisa' 4/42'de de bulunmaktadır.· Bir başka ayette ise aynı anlam mecazen kullanılmıştır. Bkz. ez-Zilza.J 99/4. 16 el-Burüc 85/ Bu yapıdaki ayetlerde dikkat çekilen diğer olaylar, Hz. Musa'nın (Ta.Jıa 20/9; en-Naziat 79/15), Hz. İbrahim'in misafirlerinin (ez-Zariyat ) ve kıyarnetin (el-Gaşiye 88/1) haberleridir. 19 Yusüf, 12/6. Benzer seafoodplus.info aynı surenin 21 ve ayetlerinde de yer almaktadır. Bkz. Ragıb, Miifredfıt, 10 İbn Hanbel, Miisned, XIV, :!l et-Talak 65/1. • Ta.Jıa 20/ .zı ei-Kehf 18/ " Fiil olsun, söz olsun; abdi yakın olan her şeye 'muhdes' denir." Bkz. Ragıb, Miifredfıt, Hadis Tetkik/eri Dergisi (HTD) - - - - - - - - -- -- -- -- - -- - etmiştir Bu· anlam grubundaki ifadeler rivayetlerde de bulunmaktadır. Sehv secde- · siyle ilgili rivayette, namazın rekatlarında farklılık gören sahabenin Hz. Pey- gamber'e: "Namazla ilgili yeni 'bir şey mi oldu? (e hadese fi's-salati şey'ün" tar- zında bir soru yöneltınesi buna ömektir Dördüncü anlam grubunda yer alan m uhdes kelimesi iki ayette kullanılmış­ tır. Her ikisinde de zikr kelimesinin sıfatı olarak yer almakta ve yeni birihtar anlamına seafoodplus.info26· . Bid'at konusunda bilinen bir rivayet olan "işlerin en şerlisi sonradan ortaya çıkanlardır (muhdesatüha)" hadisi, bu anlam grubuna örnek olarak gösterile- bilir.ı7 . Kur'an'da ve rivayetlerde h-d-s kökünden gelen kelimeler genel olarak de- ğerlendirildiğinde, bu kelimenin mutlak manada söz ve konuşma veya sözün çoğalmasına neden olan geçmişte meydana gelmiş veya yeni ortaya çıkmış bir olay, hadise veya bunu nakletme anlamına geldiği görülür. Bu nedenle hadis kelimesini açıklayanlar genelde iki anlam grubuna: Söz, konuşma, nakletme an- lam grubuyla yeni, bir şeyin ortaya çıkması veya çıkanlması anlam gri.ıbuna dik- kat çekmişlerdir. 28 Birinci anlam grubunun hadislerin terirn anlamıyla yakın ilişkisi açık olmakla birlikte ikinci anlam grubunurıki kapalıdır. Hadis terimi- nin ikinci anlam grubuyla ilişkisini İbn Hacer, Kur'an'ın kadim (eski), Hz. Pey- gamber'in söz ve fiilierinin ise hadis (yenı) olmasıyla açtklanabileceğini söyle- miş29 fakat muhtemelen isabetli bulunmadığından bu görüş yaygınl.ık kazan- mamıştı.r Belki de bu nedenle Gol~il,ı~r, hadis_k~lirnesine, yeni anlamına de- ğinmeksizin, hikaye ve haber-anlamı vermiştir. Onun açtklamasına göre hadis kelimesinin anlamı, uzak geçmişte veya az önce meydana gelmiş, dini veya ğayr- :! 4 Ebü Abdilifılı Fahruddin Muhammed b. Ömer er-Razi (ö. /), Mefdtihu'l-Gayb (1- XXXli), Beyrut: Daru ihya , xxı. 5 Buhan, Sahih, Salat, 8/ .zıs el-Enbiya 21/2; eş-Şu'ara 26/5. 27 Buhan, Salıih, i'tisam, 99/2. :!B Mehmet Emin Özafşar, Hadisi Yeniden Düşünmek, Ankara: Okulu Yay., İstanbul: , s. 19 Ebü'l-Fadl Ahmed b. Ali b. Hacer ei-Askalani, Fethu'l-btiri şerh u Sahihi'l-Bııhtiri (I-XIII), thk. Muhammed Fuad Abdülbaki, Muhibbüddin ei-Hatib, Beyrut: Daru'l-Ma'rife , I, JO Bununla birlikte, Ağırman'ın çeşidi kaynaklardan naklettiğine göre daha sorıraki dönemde bu konuda bazı açıklamalar yapılmıştır: "Kur'tin-ı Kerim Allalı'm ke/amıdır; Keldmullah da Al- lah'm sıfatlarmdan biridir. Allalı'm sıfatlan .ise kadimdir. Bu du m mda Kur'iin-1 Kerim lıer yö- niiyle kadim olmaktadır." Bkz. Cemal Ağırman, "Iiadisçilerin Sünnet/Hadis Tarifinde Yer AJan Vasıf Kavramı Ozerinde Bir Yorum", Cunılwriyet Üniversitesi ilahiyat Fakiiltesi Dergisi, I, 2, , ss. , s. Bu yorumda, daha sonraki dönemde gündeme gelen, Allah'ın sıfatlarının seafoodplus.info olup olmadığı tartışmalannın etkileri görülmektedir. ı - - - - -- - - -- - - -- - - -- -- - - Hadis Terimi Hakkında i dini içerikli her çeşit hikaye ve haberdir Hadis kelimesinin terirn anlamı ka- zanrnasından sonra da sözlük anlamında kullanılmaya devam etmesi,32 bu ke- limenin, nakledilen rivayetler açısından asıl hüviyetinin birinci anlam grubu ·olduğuı).a işaret sayılabilir. Hadis kelimesinin kökeniyle ilgili bir tespit de aynı hususa işaret etmektedir: Biri 'el-hudiıs' masdanndan ·sıfat; diğeri 'tahdis' (an- latmak, hikaye etmek) masdarından isim olmak üzere eş sesli iki 'hadis' söz- cüğü vardır. Hadis ilmindeki terim anlamı ikinciyle alakalıdır. 33 · Rivayetlerde hadis kelimesinin, Kur'an'daki anlam gruplarından farklı ola- rak özellikle "Hz. Peygamber'in sözleri" anlamında kullanıldığını görmek müm- kündür. Hz. Peygamber hayattayken, hadis kelimesinin onun sözleri anla- mında kavramlaşmaya başladığını, merfıl ve sahih kabul edilen rivayetlere ba- karak anlayabiliriz. Örneğin Ebu Hüreyre'den nakledileliğine göre o, Hz. Pey- gamber'e kıyamet gününde şefaatine nail olacakkişinin kim olduğunu sormuş, o da cevaben "Senin hadise olan iştiyakını bildiğim için bu hadis hakkında en önce senin soracağını tahmin etmiştim "cevabını vermiştir Buna benzer ör- nekler rivayetlerde çokça yer almakla birlikte, onları sözlük arılamında da an- lamak mürnkündür. 35 Sözlük anlamında kullanılmış olsa bile, bu kadar yaygın kullanımın, hadis kelimesinin kavram haline gelmesinin başlangıcı olarak gö- rülebilir. Hz. Peygamber'in ashabından özellikle Enes b. Malik ve Ebu Hüreyre hadis kelimesini ve türevlerini çok kullarunışlardır Hadisin Terim Anlamı İlk dönemlere doğru gidildiğinde hicri sekizinci yüzyıldan önce, terkip ol- maksızın yalın haliyle hadis kelimesinin 1stılah tanunıyla ilgili belirgin bir tarif bulamamak gerçekten ilginçtir. Hadis ilmini bir disiplin biline getirmeye çalı­ şan muhaddisler, daha erken dönemlerden itibaren hadislerin merffı, mevkUf, maktu gibi çeşitlerinin tarumları üzerinde dikkatle durmalanna37 rağmen hicri .JJ Ignaz Goldziher, Muslim Studies, Ingilizeeye çev., C. R. Barber, S. M. Stern, New York: State University ofNY Press , s. ıı Mesela bkz. Ebu Osman Amr b. Bahr el-Cahız, el-Bıılıa/a, Beyrut: Daru Mektebeti'l-Hila.I , s. JJ Abdullah Ayclınlı, Hadiste Tesbit Yöntemi, Kitabevi, İstanbul: , s. Her şeye rağmen hadisin sözlük anlamı olarak yalnızca 'eskinin zıddı, yeni' açıklamasını verenler de vardır. Ör- . neğin şu kaynak'ta hadis kelimesinin haber karşılığı da 'yeni' anlamına bağlanmıştır: Ebiı Ab- dillah Bedruddin Muhammed b. İbrahim b. Cema'a, el-Meıılıelü'r-ravi fi nı u/ı tasari 'Ulunıi 'l­ hadisi'ıı-ııebevi, thk. Muhyiddin Abdurrahman Ramazan, Dımaşk: Daru'l-Fikr , s. Ay- nca bkz. Muhammed b. Abdirrahman es-Sehavi, Fethıı'l-muğis şerhu Elfiyyeti 'l-lıadis (I-lll), Lübnan: Daru'l-Kütübi'l-İlmiyye , ı. ·' 4 Buhari, Salıilı, ilim, 3/ 35 H. Musa Bağcı, Hadis Tarihi, Ankara: Okulu Yay. , s. 36 Ali Yardım, Hadis (I-ll), İzmir: Dokuz Eylül Üniv. Yay. , s. Jl · Hadis terimlerinden bazıları hicri üçüncü yüzyılın başından itibaren tanımlarımaya başlamış­ tır. Merfiı hadis ise muhtemelen en erken el-Hatib el-Bağdadi tarafından tanımlanmıştır. Bkz. Ebiı Bekr Ahmed b. Ali el-Hatib el-Bağdacü, el-Kiftıye fi ilmi'r-rivtıye, thk. Ebiı Abdilialı es- lı61 Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - - - -- - - - -- - - - -- - - - -- sekizinci yüzyıla kadar hadisin kendisini acaba neden tanımlamamışlardır? Onlar hadisi genel bir kavram olarak haber ve söz anlamında algılarruş ve hadis , ilmine has bir ıstılah görmedikleri için tanımlama ihtiyacı duyınamış olabilirler mi?38 Böyle bir durum varsa, neden daha sonrakiler hadis tabirini kavramlaş­ tıracak şekilde tanımlama ihtiyacı hissettiler? Eğer ilk soruya olumlu cevap ve- . rebilseydik, ikinci soruya cevap olarak çok kullanun ve yaygınlaşmayı göstere- bilirdik. Hadisin terim anlamıİlın tarihsel köklerine inebilmek için el-Hatib el-Bağ­ dadi'nin merfıi hadis tanımı tetkik edilecek olursa, ona göre: "Merfu hadis, bir sahabinin Resulullah'ın sözlerinden veya fiilierinden haber verdiği şeydir. "39 Hatib el-Bağdadi ile aralarında yaklaşık yüz elli yıl bulunan İbnü's-Salah'ın merfıi hadis tanımında 'sahabi' kaydı bulunmamakla birlikte alt satırda bir gö- rüş olarak zikredilmektedir Sonraki dönemlerde rivayet edenin sahabi olup olmadığına ba.k.ılniaksızın Hz. Peygamber'e isnad edilen tüm rivayetlerin merfıi kabul edilmesi görüşü egemen olmuştur. Örneğin İbn Hacer, hadisin merfıi sayılabilmesi için Hz. Peygamber'den nakleden kişinin sahabi olması ge- rektiği görüşünün hata olduğunu söylemiştir.~ ı Kaynaklarda, rnerfıi hadisle ayru anlama gelen 'nebevi hadis' (el-hadisü'n- nebevi) teriminin tanımı da·yapılrnıştır. Bununla ilgili en ~rken örnekler hicri sekizinci yüzyılın başlarına aittir Terkip olmaksızın, yalın haliyle 'hadis' terimini Tebrizi şöyle tanımlamıştır: Sevraki, İbrahim H arndi el-Medeni, seafoodplus.info: ei · Mektebetü'l-İlmiyye tsz., s. Hadis terimle- rini tam anlamıyla tanımlama gayreti İbnü's-Salah ile başlamıştır. Bkz. Yücel, Hadis Tarihi. İstanbul: İlahiyat Fakültesi Vakfı Yay. , s. JN Şu bilgi belki bu ihtimali desteklemektedir: "el-Hadisii'ıı-ııebevi terkibinin birinci kısmı olan Jıadis kelimesinin gerçek bir yeri (karşılığı) yoktur. (Velvalı id ma le/ı u makta'wı lınkiki)." Bura- daki ifadenin aslı yeterince açık değildir. Bkz. el-Ca'beri, Ebıi İshak Burhanurldin İbrahim b. Ömer, Riisümii't-talıdisfi 'ulıinıi'l-hndis, seafoodplus.infoıhim b. Şerif el-Mili, Beyrut: Daru İbn Hazm ,s. J 9 el-Hatib el-Bağdadi, el-Kiftiye, s. 4(1 Ebiı Amr Takıyyüddin Osman b. Abdirrahman İbnü's-Salah, Mukaddi me, thk. Niıruddin 'I tr, Dunaşk: Daru'l-Fikr , s. Benzer tarzda tanunJamalar için bkz. Ebiı Zekeriyya Yahya b. Şeref en-Nevevi, et-Takrib ve't-teysir, thk. Muhammed Osman, Beyrut: Daru'l-Kütübi'l-Arabi s. 32; Ebiı'l-Fazl Zeynüddin Abdürrahim b. Hüseyn el-'Iraki, et-Tebsira ve't-tezkirafi 'ıılumi'l-lıadis (E/fıyye), Riyad: Mektebetü Dari'l-Minhac , s. 11 İbn Hacer, erı-Nüket 'nliı Kitilbi'bııi's-Saltilı (1-II), thk. Rebi b. Hadi, seafoodplus.info: 1madetü'l-Bahsi'l- İlmi , ı, ~~ Bkz. Ebıi'l-Abbas Takıyyüddin Ahmed b. Abdülhalim İbn Teymiyye, Mecmıi'u'I-Fettivti (I- XXXV), thk. Abdurrahman b. Muhammed, Medine: Mecma'u'l-Melik Fahd , XVITI, Buradak,i tanunda Hz. Peygamber'in risalet öncesi yaşamındaki söz ve fiilleri, nebevi hadisin dışında bırakıJmıştır. Ayrıca bkz. el-Ca'beri, Rıı.süm, Buradaki tanun şöyledir: "Teşri' yö- nüyle H z. Peygamber'iıı bi'setten sonraki sözlerine n ebevi hadis denir." - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - - Hadis Terimi Hakkında "Istılahta -kayıtsız olarak- hadisten Hz. Peygamber'e ref edilen söz ve fiiller kas- tedilir. ( )Denildi ki onun takrirleri de buna dahildir. ''-~3 Hadis ıstılahının daha gelişmiş tanımını Muhammed b. Süleyman el-Kafi- yed yapmıştır. Onun tanımına göre hadis ıstılahta, "Hz. Peygamber'e söz, fiil ve onun bilgisi dahilinde olan bir işte sükut etmesi biçiminde, nispet edilen haber"44 demektir. Nispeten daha geç bir dönemde vefat eden es-Sehavi'nin tanımı ise şöyledir: "Söz, fiil, sıfat ve onun bilgisi dahilinde olan bir işte sükut etmesi; hatta uykuda ve uyanıkken vuku bulan hareketleri veya sükuneti biçiminde Hz. Peygamber'e nispet edilen haberdir.''45 Kendinden sonraki usUlciller üzerinde önemli bir et- kiye sahip olan Aliyyü'l-Kari, hadisin ıstılah anlamını açıklarken Sehavi'nin ta- nımını tekrar etmiş ve bir görüş olarak sahabe ve tabiine ait olanlara da hadis denildiğini zikretmiştir. Benzer ifadeleri onun hadis ilmi tanımında da görmek mümkündür: "İlm-i hadisin kapsadığı alan Nebi'ye (s) isnad edilen söz, fiil, takrir ve sıfat nev'inden nakillerdir. Bazıları sahtıbe ve tabi'ine ait olanları da bu alana dahil etmiştir. ''-~6 'Sahabe ve tabiine isnad edilenler' ilavesi, ilk örnekle- rinden itibaren hadis tanımının yapıldığı yerlerde bir görülmekte bir kaybol- maktadır. Örneğin aynı yüzyılın sonlarında vefat etmiş olan Ebfı'l-Beka, ikinci ve üçüncü kuşağın söz, fiil ve takrirlerini hadis teriminin içine almamış ve sıfat konusundan da söz etmemiştir. Onun tanımı şöyledir: "Hadis, tahdis'tim isim- . dir ve ihbar etmek (haber vermek) anlamına gelir. Sonra N ebi'ye (s) nispet edilen söz, fiil ve takrirler bu isimle isimlendirildi. ''-~ 7 Yirminci yüzyılın başında vefat eden el-Kasımi, Aliyyü'l-Kari'nin tanımını tekrarlamıştır. 48 Daha sonraki çalışmalarda, daha önce yapılan ilavelerin cem' edildiği görülmektedir..ı 9 Yukarıdaki tanımları içine alan geniş kapsamlı bir tanım İzmirli İsmail Hakkı tarafından yapılmıştır. Ona göre hadis: "Nebiyy-i zişan (s) hazretZerine veya sahtibiye veya tabiine izafe olunan akval ve efal ve takrirat ve ahval, siyer 4 .1 Ebu'I-Hasan Ali b. Ebi Muhammed Abdullah et-Tebrizi, el-Kafi fi 'ulıimi'l-hadis, thk. Ebu Ubeyde Meşhlır b. Hasan Al-i Selman, Amman: Darü'l-Eseriyye , s. 44 Ebu Abdilialı Muhammed b. Süleyman el-Kafiyeci (ö. /), el-Muhtasar fi 'ilmi'l-eser, thk. Ali Züveyn, Riyad: Mektebetü'r-Rüşd , s. ll O. 45 Sehavi, Fethu'l-mıığis, I, . 46 E;bu'l-Hasen Ali b. Sultan Muhammed el-Herevi, Şerlıu Nulıbeti'l-fiker fi mııstalaluiti ehli'l- eser, th.k. Muhammed ~azzar, Beyrut: Daru'l-Erkam tsz., s. ; 47 Ebu'l-Beka Eyylıb b. Musa el-Hüseyni el-Kefevi, el-Kiilliyyiit, thk. Muhammed Mısri, Adnan Derviş, Beyrut: Müessesetü'r-Risa!e , s. 48 seafoodplus.info Muhammed b. Muhammed Said el-Kasırni, Kaviı'idii't-talıdis min fiiııuni mıısta­ la/ıi'l-/ıadis, Beyrut: Darü'l-Kütübi'l-İlmiyye , s. 49 Mustafa es-Sibai, es-Sümıe ve mekiinetu/ıii fi't-teşri'i'l-islcimi, el-Mektebetü'l-İslarruyye, Dı­ maşk: , s. 65; Ebu Şuhbe Muhammed b. Muhammed, el-Vasit fi 'ıılıimi ve mııstalalıi'l­ Jıadis, Kahire: Daru'l-Fikri'l-Arabi tsz., s, Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - -- - -- -- - -- -- -- - -- ve eyyam, hatta harekat ve sekenattır" Kronolojik sıra takip edilerek hadis kelimesine yüklenen anlamlar incelen- diğinde, onun İslam'dan önceki dönemde herhangi bir söz, olay veya bunun haberi anlamına geldiğini; Hz. Peygamber'in tarih sahnesine çıkmasıyla bir- likte, O'nun söylediği sözlerin veya O'nun etrafında dönen olayların haberi an- larİıına _karşılık geldiğini söylemek mümkündür. Aynı şekilde hadis kelimesi- nin ıstılahiaşma sürecinden de söz etmek mümkündür. Araştırmaımza göre önce merfıl hadis (el-hadisü'l- merfıl ') ve neb evi hadis (el-hadisü'n-nebevi) te.r- kiplerinin tanımlandığı dikkat çekmektedir. Daha sorıra terkibin bileşenlerin­ den ikinci kısmı olmaksızın 'hadis' (el-hadis) kelimesi bir ıstılah olarak merfıl veya nebevi hadis teriminin yerine geçtiği görülmektedir. Diğer bir ifadeyle, hadis kelimesinin terim anlamında verilen tarif, gerçekte merfıl/nebevi hadisin tanırnıdır. Ağırlıklı biçimde hicri dokuzuncu yüzyıldan itibaren, sahabe ve tabiine ait söz ve fiilierin de hadisin terim anlamının içine kimi zaman dahil edilip kimi zaman edilmediğini görmek mümkün olmaktadır. Son döneme ait bazı tanımlamalarda 'yazılı metinlere' dikkat çekilmekte- dir Günümüz araştırmacılarından Köktaş, hadisi şöyle tanımlamıştır: Hadis, "Söz, .fiil, takrir, yaratılış ve ahlaki özellikler olarak Hz. Peygamber'e izafe edilen yazılı metinlerdir." Onun açıklamasına göre 'yazılı metinler' ifadesiyle, rivayet- lerin kitaplara geçmiş hill kastedilmektedir Hadis teriminin tanırnlarında dikkat çeken bir başka konu, onların tü- münde "Hz. Peygamber'e (veya sahabi/tabii'ye) isnad!izafe edilen " ifadesinin mutlaka belirtilmiş olmasıdır. Bu konuya aşağıda değineceğiz. Günümüzde Hadis Terimi el-Hatib el-Bağdadi'den İzmirli İsmail Hakkı'ya kadar yapılan tanımlarda dikkat çeken ortak bir ifade bulunmaktadır: " is nad (veya izafe) edilen.. . ". Bu ortak ifadeye göre bir sözün hadis olabilmesi için isoadın keyfiyeti veya kim tarafından isnad edildiği önemli olmayıp53 yalnızca isnad edilmiş olması ye- terlidir. İsnadın durumu hadisin yalnızca sıfatını değiştirmektedir: Sağlam bir isnada sahipse sahih hadis, bir takım sorunlar varsa hasen, zayıf veya mevzıi hadis gibi. Fakat tanımlarda yer alan ifadeye rağmen yalın haliyle hadis denil- diğinde "Hz. Peygamber'in söz, .fiil ve takrirleri" anlaşılmaktadır. Örneğin Di- yanet İslam Ansiklopedisi'nin Hadis maddesinin madde altı açıklamasında şu ifade yer almaktadır: "Hadis: Hz. Peygamber'in sözlerini, fiilierini ve tasviplerini İzmirli !smail Hakkı (ö. /), Hadis Tarihi, seafoodplus.info nşr. İbrahim Hatiboğlu, İstanbul: Darulhacüs s. 51 Çakan, Hadis Usı'Uii, 52 Yavuz Köktaş, Hadis Usitlii Yazıları, !stanbul: Ensar Neşeiyat , s. 53 el-Hatib el-Bağdacü'nin. isnad edenin sahabi olması şartı hariç. Fakat bu şartın kabul görme- diği yukarıda anlatılmıştı. - - - - - - - -- - -- - - - -- - -- - - - Hadis Terimi Hakkmda ifade eden terim"Türk Dil Kurumu'nun sözlüklerinde de hadis kelimesine aynı şekilde "Hz. Muhammed'in söz ve davranışları" anlamı verilmiştir. Burada anlam yönünden bir daralma/hususileşme görülmektedir " isnad/izô.fe edi- len" denildiğinde bunun içine mütevatir hadisten mevzu hadise kadar sıhhat yö.nünden farklı mertebel~rde yer alan her çeşit hadis ~erken; " nin söz ve davranışları" denildiğinde, yalnızca sahibine aidiyetinde şüphe bulunmayan mütevatir veya salıili hadis bu kapsama girer. Benzer bir anlam daralması hadisin isnad edildiği mercii meselesinde de görülmektedir. Hadis, kime isnad edUdiğine göre farklı sıfatlar almaktadır. Ör- neğin Hz. Peygamber'e isnad edilmişse merfil hadis, sahabiye isnad edilmişse mevkUfhadis, tabüye isnad edilmişse maktU hadis, ayet olmayan bir ifade Al- lah'a izafe edilmişse kudsi hadis ismini almaktadır. Fakat tek başına hadis de- nince bundan merfıl hadis anlaşılmaktadır. 56 Diğer bir ifadeyle pek çok çeşitleri olan hadis terimi, yalın halinde kullanıldığında yalnızca. Hz. Peygamber'e izafe edilen söz ve davranışlar biçiminde anlam yönünden daralmaktadır. Yukanda açıklanan her iki şekildeki anlam daralması, hadis çeşitlerinin en üst derecesine has kılmak şeklinde gerçekleşmektedir. Muhtemelen bunda ha- dis teriminin fıkıhtaki sünnet terimiyle yakın ilişkili olmasının rolü bulunmak- tadır Sünnet kavramının fıkıhtaki yeri ve önemi, onun kaynaklardaki kaydı durumunda olan hadis çeşitlerinden en üst mertebecieki çeşidine has kılacak şekilde hususileşmesine neden olduğu sanılmaktadır. Aksi istikamette hadis teriminin anlamında bir genişlemeden de söz etmek mümkündür Hadis kaynaklarında yer al~n rivayetlere baktığımızda, onlar arasınd~ yalnızca Hz. Peygamber, sahabe ve tabüne atfedilenler değil, ondan sonrakilere, hatta bir takım 'kitaplar'a, 'kitap okuyanlar'a, ismi belirsiz veya ismi bilinip kim olduğu bilinmeyen müslirn ve gayrirnüslim kimselere isnad ; 1 M. Yaşar Kandeınir, "Haclis"l DlA, XV, ,27 . .;.; H adis teriminin 'dar anlammda1i' daha önce İsmail Lütfi Çseafoodplus.info söz etmiştir. Bkz. Hadis Usulii, İstanbul: İFAV·Yay. , s. .; Aydınlı, Hadis Istılahları Sözlüğü, İstanbul: İFAV Yay. ı, s. 21; Hadiste Tesbit Yöntemi, 6 Kırbaşoğlu da hadisi merfü hadis anlamında ve sünnet ile eşanlamlı olarak kullanmaktadır. Bkz. Hayri Kırbaşoğlu, İslfım Düşüncesinde Sünnet, Ankara: Okulu Yay. , s. 57 Fıkıhta sünnet terimi "Hz. Peygamber'in söz, fiil ve takrirleri" biçiminde tarif edilmektedir. Ebu Zehra, Muhammed, İslfım Hukuku Metodolojisi, çev. Abdulkadir Şener, Ankara: Fecr Yay. , s. 99; Murteza Bedir, "Sünnet", DİA, XXXVII, Bununla birlikte daha kesin so- nuç elde e~ebilmek için sünnet teriminin tarihsel sürecini incelemek gerekmektedir. Bu ko - nuda bir çalışma için bkz. Bünyamin Erul, Sahabenin Sünnet Anlayışı, Ankara: TDV Yayınları , s. 14 vd. 5 " Hadisin geniş anlamına Cürcani değinmektedir: "Hadis, Hz. Peygamber'in veya tfıbiln ya da tebç-i tabiinin söz, fiil ve takrlrleri olmasmdan daha gene/dir." Ebu'I-Hasan Seyyid Şerif Ali b. Muhammed el-Cürcani, Fennıı ıısuli mııstalahi'l-hadis (Risfıletfııı fi'l-nıııstalah), thk. Ali Vezin, Riyad: Mektebetü'r-Rüşd, , s. Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - - - -- -- - - - - - - - - - - - - - - edilen söz ve fiilierin yer aldığını görmekteyiz Örnek olması için burada iki rivayet alıntılayacağız. "Muhammed b. Sevr> Abdıırrezzak> Ma'mer> Eyyub> Muhammed b. Sirin> 'Ukbe b. Evs> Abdııllalı b. 'Amr b. el-'As'tan rivayet edilmiştir: Yernıük Savaşı'ndan elde ettiğim kitap/ann bazısmda Ebii seafoodplus.info'in ismini gördüm; demirden bir boynuz (biçiminde) Ömer'in adını gör- düm •>ro "lbn Teymi >Hii/id er-Raba'i dedi ki: Velıb kitaplarm bazısmda şunu okudu: Ve/ed-i zinii yedi (göbeğe) kadar cennete giremez. ' 61 Her iki rivayette de sözün kaynağı kitap (birincide demir boynuzdan söz edildiğiİle göre muhtemelen Daniel Kitabı) olarak belirtilmiştir. Bu tür rivayet- ler, Hz. Peygamber'e, sahabe veya tabiinden birine isnad edilmediği için hadis tanımının dışında kalmaktadır. Bununla birlikte kaynakta bulunan diğer ha- dislerle birlikte numaralandırılrnakta ve çoğunlukla 'rivayet' adı altında hadis ilminin konusu olmaktadır. Bu k~nuya rivayet terimini açıklarken tekrar deği­ neceğiz. Hadis terimini daha da genişleten bir değerlendirme Özafşar tarafından yapıl­ mıştır. Hadis teriminin büinen anlamlarına değindikten sonra o, şöyle bir tes- pitte bulurımaktadır: "Bu tanınılar ne kapsayıcı ve ne de hadis denilen muazzam kültür mirasının alanını belirleyici bir işlev icriı etmektedirler.·~ "Hadis artık ne seafoodplus.info sened, ne yalmzca metin, ne sümıet, ne de münhasıran kendisinden hiikiim istiııbiit edilen dini bir deli/dir. O, biitiin bunlan içiııe alan fakat içinde bulıman zamanı da kapsayan bir 'kültür tarihi alam'dır. •-<>J Fakat bu ifadeler hadis kavramına o kadar geniş bir alan açmaktadır ki, onun sınırlarının nerede başlayıp nerede bittiğini kestirrnek mümkün olma- maktadır. Oysa her şeye rağmen hadisin asli ve belirgin bir alanı vardır ki bun- lar hadis kaynaklarındaki rivayetlerdir. Bu durumda geniş anlamıyla hadis te- rimini şöyle tanımlamak mümkündür: Hadis kaynaklamıda yer alan sened ve metinefen oluşan rivayet/ere hadis denir. Bu tanımda zikri geçen hadis kaynaklarının neler olduğu kapalı görülebilir. Hadis kaynaklarıyla kastedilen, sened ve metinlerden müteşekkil rivayetler içe- ren kaynaklardır. Erken dönemlerde yazılmış olan tefsir, siyer ve zühd kitaplan 59 ligili rivayetler için bkz. Ali Kuzudişli, "el-Kütübden İsrailiyata Bir Kavramın Tarihsel Yolcu- luğu" Cumhuriyet Oııiversitesi llalıiyat Fakültesi Dergisi, , XVI, ı, s. vd. M Ebu Abdiilah Nu'aym b. Hammad el-Mervezi, Kitiibii'l-Fiten (I-II), thk. Semir Emin ez-Zü- heyri, Kahire: , !, 61 Abdurrezzak b. Henımam es-San'aru, el-Mıısannef (I-XI), thk. Habibu'r-Rahman el-A'zami, Beyrut: , VII, ~ Mehmet Emin Öıafşar, "Hadis/Sünnet ve Kültür", lsliim'm Aıılaşılmasmda Sünnetin Yeri ve Değeri -Kutlu Doğum Sempozyunıu-, Ankara: Diyanet Vakfı Yay. , s. , 6J Özafşar, "Hadisin Ne'liği Sorunu ve Akademik Hadisçilik". İslimıiyiit, , III. I, , - - -- - - - - - - - - - - - - - -- - - - Hadis Terimi Hakkında gibi kaynaklar da, hadis kaynaklan arasında değerlendirilmektedir. Geç dö- nemlerde senedieri atılmış rivayetlerden oluşturulan kitaplar, gerçekte daha önceki kaynaklardan derlenmiş olduklanndan asıllarına bağlı olarak hadis kay- naklanndan sayılırlar. Sened, malum olduğu üzere, kitabın müellifi ile rivaye- tın sonundaki kişi arasındaki rivayet zinciri; metin ise rivayet zincirinin bittiği yerden başlayan ve bir takım bilgi ve haberler veren kısundır. Hadis Yerine Kullanılan Bazı Terimler Hadis tarihi boyunca hadis kelimesi yerine kullanılan bazı terimler var ol- muştur. Bunlardan bir bölümü hala kullanılmaya devam ebnekte; bir bölümü ise yalnızca 'tarihi malumat olarak bilinmektedir. Burada her iki bölümden en çok bilineniere kısaca değirunek ve bunların hadis terimiyle irtibatına değin­ mek istiyoruz. Takdir edileceği gibi bu terimlerden her birini tarihi süreçleriyle ele almak bu makalenin boyutlarını aşacaktır. Bu nedenle her bir terim hak- kında kısa bilgi verilecek ve günümüzdeki kullanımını hadis teriminin kulla- nı.mıyla karşılaştırmalı biçimde sunulmaya çalışılacaktır. a. Sünnet: Takip edilen yol, hal ve tavır, adet vb. anlarnlara gelmektedir.&~ Hadisçiler, sürıneti Hz. Peygamber'in söz, seafoodplus.info ve takrirleri olarak açıklar ki, bu tanım aynı zamanda hadisin tanımı olarak da gösterilmektedir Goldziher ha- dis ile sünnetin birbirinden farklı düşünülmesi gerektiğini, birincinin teorik bir disiplin, ikincinin ise uygulamaya yönelik ölçü olduğunu söseafoodplus.info Bir başka araştırmacı, Hz. Peygamber döneminde ona atfedileni ifade etmesi için biri sünnet, diğeri de hadis olmak üzere iki kavram kullanıldığını; bunlardan hadisin sözlü, sünnetin ise anıeli olanı ifade ettiğini belirbnektedir Bu iki te- rimin farklılığı günümüzde kabul görmüş görünmekle68 birlikte her iki kavra- mın aynı anlama geldiğini veya aralannda sıkı bir bağ olduğunu ve birbirinden ayrılmaması gerektiğini savunanlar da vardır. 69 Bu konuda belki de en isabetli görüş, her iki terimin birbiriyle kesişen ve ayrılan yönlerinin olduğudur: Sün- netin hadis kaynaklannda bir karşılığı, yani onunla ilgili ~aberlerin kaydı var- dır. Bu durumda sünnet ve hadis kesişmektedir. Fakat hadis kaynaklarında yer 61 Yardım, Hadis, I, 65 Talat Koçyiğit, Hadis Istılahlan, Aü1F Yay., Ankara: , s. ; Aydınlı, Hadis Istılalıları, s. 66 Goldziher, Muslim Studies, s. Fatma Kızıl, "Goldziher'den Schacht'a Oryantalist Litera- türde Hadis ve Sünnet Bir ulun Yaşayan Geleneğin, Hadis Tetkik/eri Dergisi, , VII, 2, 4S, so. 6 ; Yavuı Ünal, Hadisin Doğuş ve Gelişim Tarihine Yeııide11 Bakış, Samsun: Etüt Yay. , s. ısı. M Hatiboğlu'na göre Müslüman düşünürler arasında bu ayrımı Musa CaruıJah'a kadar götürmek mümkündür. Daha sonra Fazlurrahman da bu ayrunı belirgin bir biçimde yapmışur. Bkz. İb­ rahim Hatiboğlu, "Hadis ve Sünnet Terirrılerine Farklı Bir Yaklaşım: Fazlurrahman'ın Hadis ve Sünnet Ayırımı", Marife, , I, 1, , Ayrıca bkz. Öıafşar, Hadisi Ye11iden Diişiin­ ıiıek, s. 44; Bağcı, Hadis Tarihi, s. 69 Ebubekir Sifil, Modern lsliim Diişüııcesiııin Tenkidi (I-Il), Kayıhan Yay.• İstanbul: , I, S lı67 Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - -- - - - -- - - - -- - -- - - - alan her rivayet, mutlaka bir sünnete karşılık gelmeyebilmektedir. b. Haber: İbn Hacer kendi dönemine kadar kullanılan hadis ile haber te- rimleri arasındaki ilişkiyi veciz bir şekilde özetleyerek haberin hadis kavrarnı­ nın eşanlarnlısı olduğunu, bununla birlikte bazılarınca haber kelimesinin ha- disi de içine alan daha kapsamlı bir terirn olarak görüldüğünü bildirir?0 İki kelime arasındaki ilişkinin mazisi, eda sigalarından haddeseni ve ahberani ke- lime!erinin kullanılışlarıyla ilgili tartışmalar bağlamında el-Hatib el-Bağ­ dadi'nin açıklamalarına kadar uzanmakta.dır?' Günümüz araştırmalarında ha- ber terin'li, geniş anlamdaki hadis terimi y~rine kullanılmakta ve onunla hadis kaynaklarında bulunan herhangi bir ·rivayet kastedilmektedir. c. Eser: Tarihte hadisin eşanlamlısı olarak kullanılan eser kelimesinin mas- dar formuyla rivayet anlamında kullanıldığı da belirtilmektedir. Bir dönemde Horasan bölgesinde mevkılf rivayetler için belirleyici bir isim olarak kullanıl­ dığı söylenmektedirP Günümüz araştırmalarında bu kelimenin hadis terimi yerine kullanılması nadirdir. . d. ilim: Hadis tarihinin ilk dönemlerinde muhaddislerin ıstılahında ilim, isnadı da içine alacak biçimde hadis anlamına gelmekteydi. İmran. b. Husayn ile bir adam arasında geçen bir konuşma bu kullanımı açıkça ortaya koymak- tadır: "lnıran b. Husayn'ın yanında ilim müzakere ediyordı1k. Bir adam: Sadece Kur'an'da olan şeyler lıakkıııda konuşun (tetahaddesıi), dedi. İnırfm b. Husayn ona: Sen alımak bir adamsm, Kur'an'da öğle namazının dört rekat olduğı1m1 ( )bulabiliyor musun, dedi. "73 Zühri'ni.ı) "Emirler bizi zorlayıncaya kadar ilmin yazılmasını kötü görür- dük"74 sözünde de iliın).e·hadislerin·kastedildiği·açıktır. Bu konuda pek çok ör-= nek bulunmasına rağmen ilim kelimesinin, usUl kitaplarında hadis ıstılahiarı arasında sayıldığı tarafuruzca bilinmemektedir. Günümüz araştırmalarında ilim kelimesi, hadis terimi yerine kullanılmamaktadır. e. Rivayet: Bu terimi Koçyiğit şöyle tarumlamıştır: "Hadis ıstılahında ri- vayet, sünnetin ve benzeri haberlerin (vurgular bize ait) nakli ile bunları haber verenlere isoadından ibarettir. Bu tarif bize, rivayetin üç temel unsuru bulun- duğunu gösterir: Birincisi rivayete konu teşkil eden sünnet veya benzeri haber, ikincisi. .. "75 İbn Hacer, Niizhetü'n-nazar fı tavdihi Nıılıbeti'l-fıker fı mustalahi ehli'l-eser, Riyad: Matbaatü Sefir , s. 71 Yücel, Hadis Istılahlarımn Doğuşu ve Gelişimi, İFAV Yay., İstanbul: , s. 72 Koçyiğit, Hadis Istılalılan, s. ; Yücel, Hadis Istılalılannın Doğuşu, s. 13 Ma'mer b. Raşid el-Ezdi, el-Cami' thk: Habibu'r-Rahman el-A'zami, Beyrut: ei-Mektebetü'l- lslami , XI, (Abdurrezzak b. Hemmam es-San~ani'nin, ei-Mıısannefi ile birlikte). u Ma'mer, el-Cami', XI, ;;; Koçyiğit, Hadis Istılalıları, s. ı - - - - - - - - - - - -- - - - -- - - - Hadis Terimi Hakkında Bu tanımda".. .·vey~ benzeri haber " ifadesiyle muhtemelen yukanda de- ğindiğimiz ve iki örnek verdiğimiz türden, haberler kastedilmektedir. Günü- müzde geniş anlamdaki hadis teriminin eşanlamlısı olarak kullanılan rivayet terimi, hadis bilimi araştırmalarında yaygın biçimde kullanılmaktadır?6 Sonuç Hadis kelimesinip kökü olan h-d-s'nin lügavi karşılığı dört grupta açıkla­ nabilir: (1) Söz söyleme/haber verme, (2) Olay, (3) İbda' ve (4) Yeni. Bu anlam gruplarından her birinin örneklerini İslam öncesi Arap edebiyatında, Kur'an'da, hadislerde ve elini metinlerin dışında yer alan İslam sonrası Arap edebiyatında görmek mümkündür. Risaletten ve özellikle de hicretten sonraki dönemde hadis kelimesi Hz. Pey- gamber veya O'nun anlattıklarıyla alakah sözler anlamında belirginleşmeye başlamıştır. Buradaki araştırmarmza göre, hicri sekizinci asra kadar herhangi bir kaynakta yalın hillyle hadis kelimesinin terim anlamının verildiği görül- memiş; bu asırdan sonra, daha önce merfU hadisin tanımı olarak verilen "Hz. Peygamber'e isnad edilen söz, fiil ve takrirler" şeklindeki anlam, doğrudan hadis terimine yüklenm.iştir. Eş/yakın dönemden itibaren yapılan tanımlarda sahabe · ve tabüne isnad edilenlerin de hadis teriminin anlamı içinde bazen yer aldığı bazen yer almadığı görülmektedir. Günümüze gelinceye kadar hadis teriminde aksi istikametlerde olmak üzere iki tür hareket olduğu tespit edilmiştir. Bunlardan birincisi hadis teriminde an- lam daralması (veya hususileşme), ikincisi ise anlam genişlemesidir. . Hc:ı.clis teriminde anlam daralması iki biçimde gerçekleşmiştir. Birinci bi- çimde, hadisin neredeyse bütün tanımlarında "Hz. Peygamber'e isnad/izafe edi- len " kaydı bulurımasına rağmen, tek başına hadis denildiğinde "isnad!izafe edilen kaydı" kalkmakta, doğrudan 'Hz. Peygamber'in söz, fill veya takrirleri' anlamı kazanmaktadır. Bir eliğer ifadeyle hadisin sıhhat yönünden çeşitliliği tek bir türe has kılınmaktadır. Hadis terimindeki daralmanın ikinci biçimi isnad konusundadır. Çoğu tanımda belirtildiği üzere Hz. Peygamber'e isnad edilen haberlere hadis denildiği gibi sahabe veya tabünden birine isnad edilen haber- lere de hadis denilmektedir. Fakat kayıtsız olarak hadis denildiğinde bundan yalnızca merfı1 haber anlaşılmaktadır. Hadis teriminin anlamında bir taraftan daralma görülürken ters yönde ge- nişleme de görülmüştür. Hadisin tanımında "Hz. Peygamber, sahabi veya tabiiye · isnad edilen " kaydı bulunmasına rağmen, hadis kaynakların da, tabünden sonrakilere, hatta birtakım ·'kitaplar'a, 'kitap okuyanlar'a, ismi belir- siz veya ismi bilinip kim olduğu bilinmeyen müslim ve gayrimüslim kimselere 76 Bu konuda örnekler için TDV lsUım Ansiklopedisi'nin özellikle "Kıyamet", "Deccal", "Mehdi", "Fiten" maddelerine bakılabilir. Bu maddelerde hadisiere yapılan atıflar çoğunlukla 'rivayet' tanımlaması biçimindedir. Hadis Telkikieri Dergisi (HTD) - - - - - - - -- - - - - - - - -- - isnad edilen söz ve fiilierin yer aldığı görülmektedir. Bu tür haberlere hadis denilmekten imtina edilse de, bulunduğu kaynakta hadis olarak numaral~dı- . nlınakta ve hadis bilimine konu olmaktadır. Bu anlam genişlemesi göz önüne alınarak hadis terimi, hadis kaynaklarında yer alan, sened ve metinden müte- şekkil rivayetler o~arak tanımlanabilir. Ayrıca bu çalişmarllizda, tarihte ve günümüzde hadis terimi yerine kuiİaru­ lan bazı terimler ve onların hadis terimiyle ilişkileri hakkında kısa seafoodplus.info ve- rilmiştir. ·

Güncelleme: ABONE OL

Hadis Ne Demek, Ne Anlama Gelir? Hadis Kelimesi TDK Sözlük Anlamı Nedir?
Günlük hayatta insanlarla iletişim kurmak için kullanılan kelimelerin anlamları ve kökenleri genellikle bilinmiyor. Edebiyat severler, arama motorlarında ve Türk Dil Kurumu TDK sözlüğünde bu kelimenin anlamını öğrenmeye çalışıyor. Kelimelere ilgi duyanlar, Hadis kelimesinin anlamını araştırıyor. Dizilerde, filmlerde ve kitaplarda farklı kelimelerle karşılaşanlar kelimelerin kökenini ve anlamını büyük bir merakla araştırıyor. Peki, Hadis ne demek, ne anlama gelir ve kökeni nedir? İşte, Hadis kelimesi TDK sözlük anlamı ve diğer bilgiler

HADİS NE DEMEK, NE ANLAMA GELİR? HADİS KELİMESİ TDK ANLAMI

 

İnternet sitemizde kullanılan çerezlerle ilgili bilgi almak ve tercihlerinizi yönetmek için Çerez Politikası, daha fazla bilgi için Aydınlatma Metni sayfalarını ziyaret edebilirsiniz. Sitemizi kullanarak çerezleri kullanmamızı kabul edersiniz.

kaynağı değiştir]

Genel olarak Şiî ve Sünnî koleksiyonlar arasındaki fark, Şiilerin İslâm Peygamberi'nin aile (Ehl-i Beyt) ve yakın arkadaşlarına atfedilen hadisleri tercih etmesi, Sünnîlerin ise hadis ve sünneti değerlendirirken aile soyunu dikkate almamasıdır.[65]

Tarih, gelenek ve kullanım[değiştir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir