buğday başağı anlamı / Başak - Vikipedi

Buğday Başağı Anlamı

buğday başağı anlamı

Bu başlığı okuyanlar yazımızı coğrafya, ekonomi ya da tarım yazısı zannetmesinler. Yaz aylarının bütün sıcaklığıyla devam ettiği bu günlerde ürünlerinin hasadıyla meşgul olan çiftçilerin yanında bir de öğrencilerin hasadı var. O da “eğitim, imtihan ve ders hasadı.”

Yine böyle bir yaz dönemindeydik. Karadeniz bölgesinin serin atmosferinde eğitim semineri yapıyorduk. Seminer sırasında dilimin döndüğünce verimli ders çalışma kaidelerini ve hedef belirlemenin ehemmiyetini eğitimciler, veliler, öğrencilerden oluşan bir grupla paylaşıyordum. Öğrencilerin seviyesine inmeye uğraşıyor, kendi okul hayatımdan misaller vererek mesajlarımı müşahhaslaştırmaya çalışıyordum. Anlattığım bilgilerin öğrencilerin akıllarında kalmasını temin için somutlaştırma yapmam gerekiyordu. Diğer arkadaşlarım da benim gibi anlattıklarını öğrencilerin zihninde canlandırmada zorlanıyorlardı. Günler öncesinden hazırlanıyor, misaller buluyor, semineri daha güncel hale getirmeye çalışıyorduk.

Bu seminerlerimden birine, o yıllarda eğitim hizmetleri veren bizim de tanıdığımız, Rahmetli Yunus Köse Bey de katılmıştı. Bizi sonuna kadar dinlemiş. Arkasından söz alarak “Bu mevzua benim de katkım olabilir mi?” diye sormuştu. Biz de “Tabi ki seviniriz.” dedik ve kürsüye davet ettik.

Olaylara ferasetle bakmak

Önce talebelere dönerek “Siz buğdayı bilir misiniz?” diye sordu. Öğrencilerin hepsi bu soruya şaşkın bir şekilde “Evet biliriz, buğdayı bilmeyen mi var?” dediler. Yunus Bey devam ederek “Peki, buğdayın macerasını bilir misiniz?” diye sordu. O zaman öğrenciler sustular. “Çocuklar, bakmak ayrı şeydir, görmek ayrı. Birçok insan etrafına bakar ama göremez. Şimdi size buğdayın macerasını anlatayım da buğdayın hayat hikayesi ile talebelik arasındaki benzerlikleri ve tahsilin ne kadar önemli olduğuna dair ipuçlarını siz bulun bakalım.” diyerek anlatmaya başladı.

Hasattan devşirilen eğitim mesajları

Gençler bir buğday tanesinin değeri var mıdır? Belki içinizden “Vardır.” diyenler çıkabilir ama birisine onu verseniz size karşılığında ne verir? Ama çiftçi o buğday tanesine değer verir, onu bereketlendirmek için toprağa eker ve üzerini örter. Kışın yağmur ve kar sonrasında buğday önce ıslanır, ardından çamura karışır; ama hiç sesini çıkarmaz. Kış bitip de bahar gelince buğday sevinçle başını topraktan çıkarır. Yeşerdiğini görünce; “kuruydum yeşillendim, adam oldum artık.” der. Ama çiftçiye göre, o yeşil bir başaktır ve daha bir değer kazanmamıştır. Diğer yeşilliğin içerisinde bir ot olmaktan farkı yoktur. Maceraya devam eder.

Günler geçtikçe büyür başak verir buğday. Başaklarda buğday taneleri bir iken 20 olur, 30 olur. Buğday “Çoğaldım, kıymetlendim.” diye düşünür. Ama çiftçiye göre, hala o bir avuç buğdağ olmaktan öteye gidememiştir. Değeri bir hükmü ifade etmediği için yoluna devam eder. Yaz başlar, güneş tepeden vurur, sapsarı altın gibi olur. Bu defa da renginin sarılığına aldanan buğday; “Altın gibi oldum. Herhalde şimdi kıymetlendim.” der. Altın gibi olmuştur; lakin altın değil. Kıymet kazanma yolunda macerasına devam eder.

Hasat mevsiminde tarlaya biçerdöverler, oraklarla çiftçiler girer. Sapla samanı ayırarak buğdayı çuvala doldururlar. Çiftçi için bu aşamada buğday bir değer olmuştur; fakat kendi başına buğday hala bir değer olamamıştır.

Yolculuğuna devam ederek oradan aynı hedef için uğraşan diğer buğdaylarla birlikte değirmene gelirler. Değirmen taşının arasında iyice ezilirler. Un ufak olurlar. Kiri pası, kepeği bir yere, nur gibi bembeyaz un olarak başka bir yere ayrılırlar. Buğday bu defa “nur gibi olduk, beklediğimiz değere nihayet kavuştuk” der. Heyhat henüz macera bitmemiştir, biraz daha sabretmesi gerekir.

Çuvallara doldurulan unlar, fırıncının yanına varır. Önce güzelce su, tuz&#; ile yoğrulup hamur haline gelirler. Oradan da ateşin içerisine girerler. Nar gibi pişen, pişip de olgunlaşan buğday, nihayet ekmek olarak fırından çıkar. Ancak hak ettiği değere ulaşamamıştır. Ne zaman ki insanların faydasına arz edilir, işte o zaman büyük kıymete ulaşır.

Evet, buğday uzun ve meşakkatli bir yolculuktan sonra ekmek olmuş, kendince bir değere ulaşmıştır. Fakat buğday asıl değeri Peygamber Efendimiz (s.a.v)’in mübarek dilinden almıştır. “Ekmeğe hürmet ediniz. Ekmek semavat ve arzın bereketindendir. Kim ki sofradaki ekmek kırıntısını yerse affolunur.”

O zaman dinlediğim bu hikâyeyi diğer bütün seminerlerimde öğrencilerle paylaştım. Bu hikaye zihinlerde somutlaştı ve daha manidar seminerler vermeme sebep oldu.

“Oldum” demekle değerli olunmuyor

Ne dersiniz buğdayın uzun ve meşakkatli macerası ile bir öğrencinin eğitim yolculuğu arasında benzerlikler var mıdır?

Eğitim de küçükken başlıyor. Buğday gibi zorluklar, sıkıntılar, badireler atlatıldıktan sonra netice alınabiliyor. Ama hedefi olan insanlar için bu merhalelerin olması dezavantaj değil tecrübemizi arttırmak ve kendimizi geliştirmek için birer fırsattır. Çünkü buğday bitki olduğu halde hedefine varan bir yolculuktan sonra Peygamberimiz’den iltifat gördüyse, zor bir yolculuktan sonra gösterilen hedefine varan insanoğlu da muhakkak daha fazlasını görecektir. Yolda düşüp kaybolan, bir değer olamadan zayi olan buğday misali akılda tutularak meseleyi sahiplenmek ve öylece Peygamberimiz’in iltifatına odaklanmak daha manidar olacaktır.

Mehmet YARDIMCI

-Buğday başak verince, orak pahaya çıkar-

                İnsanoğlunun buğdayla tanışıklığı yeryüzü macerasının başladığı ilk günlere kadar uzanır. İnsanlık için kutsal bir sembol olan buğday ilk kez Harran''da toprağa düşmüş, ilk yerleşik toplumlar ve en eski şehirler Anadolu''da kurulmuştur. Bu nedenle buğdayın tarihi, Anadolu''nun tarihidir.

Neolitik (yeni taş) dönemi ile başlayan tarımsal devrimin temel bitkisi buğdaydır. Bereketli Hilal olarak adlandırılan ve içine Göbekli Tepe ile Türkiye''nin güneydoğusunu, Ürdün, Suriye ve Irak''ı alan, doğuda İran''ın Zagros Dağlarına kadar uzanan ve bir yarım ay şeklini alan bölgede ilk tohumlarını yeşerten buğday bitkisi, dünya nüfusunun gelişimi için geçmişte olduğu gibi bugün de önemini korumaktadır.

Kimi dini söylencelere göre insanoğlunun atası Adem''e yasaklanan yiyecek, buğdaydır. Dünya sürgününe çıkan Adem''e, buğdayın üretimi bilgisi öğretilmiştir. Bu bilgiyle Adem, Harran''da cennetten getirilen buğday tanelerini ekerek çoğaltıp başağa dönüştürmüştür.

Binlerce yıl boyunca buğdayın çokluğu zenginlik ve bolluk, azlığı ise kıtlık ve yoksulluk  anlamına gelmiştir. Buğday, içerdiği besin maddeleri nedeniyle insanoğlunun en önemli gıdası durumundadır. Günümüzde hâlâ var olan''emmer''adındaki bir ata bitkiden evrilen buğday, en az yıl önce kültüre alınmış formu olup evcilleştirilmiştir. ''Siyez'' ve ''kaplıca'' adları verilen bir başka erken buğday türleri de aynı dönemlerde evcilleştirilmiş olmakla birlikte günümüzde çok yaygın değildir. Almanya''nın Max Planck Enstitüsü''nde yapılan DNA analizleri sonucunda makarnalık buğdayın atalarının da yabani siyez buğdayı olduğu saptanmıştır.

Anadolu''nun neolitik döneme ait en eski yerleşimleri arasında yer alan Aksaray''daki Aşıklı Höyük, Çumra''daki Çatalhöyük''te yaşayan atalarımız, yabani buğdayı tarıma almıştır.

Tahıl ambarı olarak bilinen Anadolu toprakları bugün 23 yabani buğday türüne ev sahipliği yapmaktadır. Türkiye yalnız buğday üretimi açısından değil genetik kaynaklar açısından da dünyada önemli bir yere sahiptir. Yukarı Mezopotamya olarak da bilinen ve Bereketli Hilal''in bir parçası olan Güneydoğu Anadolu bölgesi, buğdayın yeryüzünde ilk kez evcilleştirilip, dünyaya yayıldığı coğrafya olarak uygarlık tarihinde belirleyici olmuştur.

 Anadolu kültürünün temel taşlarından Hititlere ait metinlerden buğdayın öğütüldüğü, günlük gıda gereksinimi için  kadınlar  tarafından ekmek haline getirildiği bilinir.

Mısır''da yapılan kazılarda, piramitlerde, buğday tanelerine rastlanmıştır. Çok sayıda duvar resminde, buğday ekimi, toplanması, taşınması ve depolanmasıyla ilgili betimlemeler yer alır.  Nil kıyılarında birçok arkeolojik kalıntılar arasında buğday tanelerini öğütmeye yarayan cilalı taşlar ele geçmiştir. Tarihlemeler 10 bin yıl önce Mısırlıların buğday ekimi yaptıklarını, ekin biçtiklerini ve un elde edebildiklerini göstermektedir.

Mezopotamya''da çok sayıda tahıl tanrıçası kabul görmüş ve genellikle silindir mühürler üzerine işlenmiş, Tanrıça Ninlil ve Nissaba mühürlerde ekinlerin üstüne oturmuş ya da ellerinde tahıl sapları tutar biçiminde gösterilmiştir.

Antik Roma''da tarımın ve tahılların tanrıçası Ceres, betimlemelerde buğday başakları ile birlikte görülmektedir.

Antik dönemde buğday ve ondan yapılan bütün gıda maddeleri, günlük hayatta yemenin yanında çeşitli kutsal törenlerde tanrılara kurban etmek amacıyla kullanılmıştır.

Hitit İmparatorluğu''nun kurucusu olan I. Hattuşili''nin, söylediği "ekmeği yiyeceksin, suyu içeceksin" öğüdü, ekmeğin Hitit dünyasındaki önemini göstermektedir.

Buğdayın bereket kavramıyla somutlaştırıldığını gösteren örneklerden biri de M.Ö. 8. Yüzyıla ait Konya''daki İvriz Kaya Kabartmasında Kral Var Palavaş''ın baş tanrı Tarhunzas''a üzüm salkımı ve buğday başağı vermesi figürüdür.

Sümerlerin hayat ağacı olarak hurma ve buğday başağını kabul etmeleri de buğdayın önemi açısından gözardı edilmemelidir.

Doğu Türkistan''da Sayvağ mezarlığında yapılan kazılarda bazı mezarların duvarlarına buğday demeti yerleştirildiği, ölülerin baş tarafına da buğday konulduğu görülmüştür.

Yunan kültüründe Demeter, ekinleri ve buğdayı simgeleyen tarım tanrıçasıdır. Demeter "buğdayların anası", kızı Persophone ise "tahıl tanesi" olarak bilinir.

Buğday, Türk toplumunun sofrasında ekmek, makarna, börek, kek, bisküvi ve simit gibi işlenmiş ürünlerin hammaddesi olarak kullanıldığı gibi bulgura dönüşerek keşkek, plav gibi çeşitli geleneksel yemeklerin ana malzemesi olarak da değerlendirilmektedir.

Bolluğun ve bereketin sembolü olarak görülen buğday motifi, Türk kültüründe bir yiyecek maddesi olmanın ötesinde anlamlar yüklenerek önemsenmiştir. Atasözlerimizde ''Buğday başak verince, orak pahaya çıkar'' biçiminde gördüğümüz insanlığın gelişim süreci içinde buğdayın önemi sadece yiyecekler ile sınırlı kalmamış neredeyse yaşamın her karesinde yer almıştır. Tarih öncesi dönemle ilgili önemli buluntular çıkan Niğde/Köşk Höyük''te MÖ yıllarına ait çanak ve çömleklerdeki küplerden birinin üzerindeki bir figürde, sağ elindeki buğday başağını, diğer elinde orak benzeri bir aletle biçmek üzere tasvir edilmiştir. Bu tip kabartmalarda yer alan buğday başağı motifleri Türk sanatında buğdayın önemle yer aldığının işaretlerindendir.

Buğday/başak birçok inanış ve ritüellerde de karşımıza çıkar. Söz gelimi Altay Türklerinin çadırlarına ölmüş şamanların ruhlarını temsil eden tasvirlerin üzerine bir demet arpa ve buğday astıkları bilinir.

İslamiyet''ten önceki Türk kültüründe buğday/başağın kutsal bir anlamı olduğu hem destanlardan hem kazı buluntularından anlaşılır. Anadolu''da buğday başağı motifi örnekleri Hititlerden kalan sanat eserlerinde de görülmektedir.

Erken Kalkolitik Döneme ait Anav''da tespit edilen kültür tabakalarının ilkinde buğday ve arpa yetiştirildiği, ayrıca boyalı çanak-çömleklere de rastlanıldığı kalıntılardan anlaşılmaktadır. Çanak-çömleğin çömlekçi çarkıyla yapıldığı anlaşılan III. Kültür tabakasına ait olan eser kalıntılarının bazılarında buğday bitki motifi uygulanmıştır.

Buğday motifi İslamiyet''le birlikte anlamını korumuş, kültürün çeşitli alanlarına girerek, sanat eserlerine de yansımıştır. Türkmenistan''daki kalkolitik devre giren Namazgâh Kültürü''nde ortaya çıkan buluntular arasında pişmiş toprak kadın heykelciklerin yüzeylerinde tasvir edilen buğday başağı bolluk ve bereketi simgelemektedir.

Beyşehir Kubad Abad Sarayı''ndan gün ışığına çıkartılan ve sır altı tekniğiyle elde edilen bir kâsenin üzerinde tasvir edilen stilize başağın yer alması, buğday bitkisinin sevilen bir motif olduğunu göstermektedir.

Anadolu''da kem gözlere karşı buğday başaklarından nazarlık yapılıp haneye bolluk, bereket getirmesi için evlerin duvarlarına asılması inanç ritüellerimiz arasındadır. Saçı olarak günümüzde gelinlerin üzerine saçılması, Aşurenin önemli bir unsuru olması, bebeklerin diş hediği ve kırklanmasındaki ritüellerde de yer alması buğdayın geleneksel kültürümüzün temel taşlarından biri olduğunun işaretidir. Konya''nın Çumra, Mersin''in Mezitli İlçesinde Kütahya''nın Seyitömer Höyüğü''nde ve Isparta Yalvaç''taki  antik kentte sürdürülen çok sayıda arkeolojik kazıda, antik buğday izlerine rastlanmış ve bazı yerlerde bu ata tohumlarının yeniden çimlenmesi, yetiştirilmesi üzerine çalışmalar artmıştır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası