peygamberler sıfatları / Peygamberlerin sıfatları nelerdir? Peygamberlerin sıfatları kaç tanedir? - Fikriyat Gazetesi

Peygamberler Sıfatları

peygamberler sıfatları

Peygamberlerin Sıfatları

Peygamber kelimesi Farsça “Peyam-ber” kelimesinin farklı söylenişidir ve “haber getiren” anlamına gelmektedir. Arapçada ise, “Nebi, Rasül ve Mürsel” kelimeleri ve bunların çoğulu olan “Enbiya, Rusül ve Mürselûn” kelimeleri aynı manada kullanılmaktadır.

Istılah/terim olarak ise, “İnsanlara yol gösteren, Hakk’ı ve yaşamaya değer hayatı öğreten, üstün ahlâkta örnek insan” demektir. Türçemizdeki en açık ifadesi “elçi”dir.

Peygamberler insanlar arasından özel olarak seçilen seçkin, güzel ahlâklı kimselerdir. Yani üstün yaratılışlı, gerek ruh ve gerekse beden yapısı olarak seçkindirler.

Peygamberler mükemmel ve özel insanlardır zira Allah-u Teâlâ’nın koruması ve yardımına muhataptırlar. Bu mükemmel insanlar melekle bağlantı kurarak vahiy alır. Bundan dolayı peygamberlerde bulunması gereken üstün vasıflar şunlardır:

1-Sıdk:

Sıdk, doğruluktur. Peygamberler doğru sözlüdür; asla yalan söylemezler. Ne dinî, ne dünyevî konularda, vakıaya ters hiçbir söz onlardan sadır olmaz. Sözlerinin doğruluğu gerekirse mucizelerle desteklenir. Sıdkın zıddı olan kizb yani yalan söylemek peygamberler için merduddur, asla düşünülemez.

2-Emanet:

Peygamberler, emin ve güvenilir kişilerdir. Güvenlik altındadırlar. Onlardan asla sahtekârlık, hile ve desise sadır olmaz. Emanete hıyanet etmezler. Kur’an-ı Kerim’de bu konuda şöyle buyrulmaktadır: “Hiçbir peygamberin emanete hıyanet etmesi düşünülemez. Kim hıyanet ederse, kıyamet günü, hıyanet ettiği şeyle birlikte gelir. Sonra da hiçbir haksızlığa uğratılmaksızın herkese kazandığının karşılığı tastamam ödenir” (Al-i İmran, ). Peygamberimiz daha risaletten önce bile, “Muhammedü’l-emin” lakabı ve şöhretine ermişti.

3-Tebliğ (Tebliğ-i Şeriat):

Peygamberler, Allah-u Teâlâ’nın vahyettiğini, eksik ve fazla olmadan insanlara ulaştırırlar, gizlemezler. Tebliğin zıddı kitmân yani gizleme peygamberler hakkında merduddur, düşünülemez. Peygamberler kendilerinden de bir şey katmazlar. Kur’an-ı Kerim’de, “Ey Peygamber! Rabbinden sana indirileni tebliğ et, eğer bunu yapmazsan O’nun elçiliğini yapmamış olursun. Allah seni insanlardan korur. Doğrusu Allah kâfirlere yol göstermez” (Maide, 67).

4-Fetânet:

Fetânet, Peygamberlerin akıllı ve zeki olmasıdır. Peygamberler, insanlığın süper akıllılarıdır. Akıllı olduğu için peygamber olmamış, peygamber olacağı için Allah-u Teâlâ onlara üstün akıl ve zekâ vermiştir. Ancak üstün zekâlılar, insanlara liderlik edebilirler. Toplumları ikna edip, onlara önderlik yapabilmek için üstün zekâ gerekir. Fetânetin zıddı olan akılsızlık ve gaflet peygamberler için merduddur, düşünülemez.

5-İsmet:

İsmet, “günah işlememek, günahtan korunmuş olmak” demektir. Bu sıfat, peygamberlerin masumluğunu ifade eder. Peygamberler masumdur. Kasten yani bilerek günah işlemezler. Yanılmaları veya onlardan zelle sadır olması caiz görülmüştür. Yanılmaları halinde Allah-u Teâlâ, onları hemen vahiyle düzeltir. Zelle denilen ayak sürçmeleri istemeyerek sadır olmuştur. Mesela, Adem Aleyhisselam’ın cennette yasak ağaçtan yemesi henüz kötülüğün ne olduğunu tecrübe etmemiş olması ve şeytanın yemin etmesi üzerine vuku bulmuştur. Adem Aleyhisselam ve eşi Havva hemen af dilemiş: Allah-u Teâlâ da affetmiştir.

Bunların dışında peygamberlerin “erkek olması” mevzusu vardır ki bu konuda Ehl-i Sünnet’in görüşü şöyledir: “Ehl-i Sünnet’in itikattaki iki imamından birisi olan İmam Maturidi’ye göre peygamberler erkek olur, kadından peygamber olmaz. İmam Eş’ari’ye göre ise olması caizdir ancak kadından peygamber gönderilmemiştir.”

Peygamberlerin Sıfatları

Tarih: 03 Haziran Peygamberlere İman

Peygamberlerin sıfatları nelerdir? Peygamberlerin sıfatları kaç tanedir? Peygamberlerin emanet sıfatı nedir? Peygamberlerin sıfatlarından sıdk ne demek? Peygamberlerin fetanet sıfatı nedir? Peygamberlerin ismet sıfatı ne demek? Peygamberlerin tebliğ sıfatı nedir? Peygamberlerin sıfatları ve anlamları.

Peygamberler, insan olmakla birlikte, diğer insanlardan farklı bir takım sıfatlarla donatılmıştır. Bu, onların elçi, rehber ve önder oluşlarının tabii bir sonucudur.

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI

Peygamberlerin sıfatları emânet, sıdk, fetânet, ismet ve tebliğ olmak üzere beş tanedir.

  1. Emânet: “Güvenilir olmak” demektir. Peygamberlerin hepsi doğru ve güvenilir kişilerdir. Emânete asla hâinlik etmezler. Bir âyette şöyle buyurulur: “Bir peygamber için emânete hiyânet yaraşmaz..”[1] Hz. Muhammed’e peygamberlik gelmezden önce, Mekke müşrikleri tarafından “Muhammedü’l-Emîn (kendisine güvenilen Muhammed)” lakabının verildiği bilinmektedir.
  2. Sıdk: “Doğru olmak” demektir. Peygamberlerin hepsi doğru sözlü ve dürüst kişilerdir. Kesinlikle yalan söylemezler, sözleri gerçeği yansıtır. Sözlerinin doğruluğu, gerektiğinde mucizelerle desteklenir. Sıdk’ın zıddı olan kizb (yalan söylemek) peygamber hakkında düşünülemez. Çünkü peygamber, her şeye gücü yeten Allah’ın yeryüzündeki elçisidir. Bu elçiliğin yalan ve hiyânetle etkisiz ve sonuçsuz kalmasına Cenâb-ı Hak izin vermez.
  3. Fetânet: “Peygamberlerin akıllı, zekî ve hikmet sahibi olmaları” demektir. Peygamber gerçekten insanların en akıllısı ve hikmet sahibi olanıdır. Aptal, ahmak ve geri zekâlı birisinin peygamber olduğu görülmemiştir. Toplumunu ikna edip, onlara önderlik yapabilmek için peygamberin akıllı olması gerekir. Fetânetin zıddı olan “akılsızlık” ve “gaflet” peygamber için düşünülemez.
  4. İsmet: “Günah işlememek, günahtan korunmuş olmak” demektir. Peygamberler hayatlarının hiçbir döneminde şirk ve küfür sayılan bir günahı işlemedikleri gibi, peygamberlik dönemlerinde de kasten günah işlememişlerdir.

Kur’an-ı Kerim’de, Hz. Adem’in (a.s.), Hz. Musa’nın (a.s.) ve diğer bazı peygamberlerin hata işlediklerinden ve Cenâb-ı Hakk’ın onların bu hatalarını bağışladığından söz edilir. Hatta Hz. Muhammed’in de bazı konularda vahiy yoluyla doğru yola iletildiği belirtilir.[2] Ancak bunlar “zelle” denilen ayak sürçmeleri olup, peygamberden istemeyerek sadır olabilmiştir. Meselâ, Hz. Adem’in (a.s.) yasak ağaçtan yemesi; şeytana güvenmesi ve henüz kötülüğün ne olduğunu tecrübeyle görmemesi yüzünden olmuştur. Daha sonra Yüce Allah onu affetmiş ve kendi nesline peygamber olmuştur.

Hz. Muhammed’in, Abese sûresi ile uyarıldığı şu olayı da “zelle”ye örnek verebiliriz. Rasûlullah (s.a.s.) Kureyş ileri gelenlerinden bir heyete İslâm’ı anlatırken, bir âmâ olan Abdullah İbni Ümmi Mektûm (r.a.), O’nun bu irşadından habersiz olarak içeri girmiş ve yüksek sesle; “Allah’ın sana öğrettiklerinden bana da öğret” diye seslenmiş ve bu sözünü bir kaç defa tekrar etmişti. Bu durumdan memnun kalmayan Allah’ın Elçisi yüzünü ekşitip öbür yana çevirmiştir. Bunun üzerine Abese sûresi inmiş ve Rasûlullah’a (s.a.s.) bu davranışının uygun olmadığı bildirilmiştir.[3]

Kur’an-ı Kerim’de, açıkça ismet sıfatı zikredilmez. Ancak peygamberlerin, Allah’ın tam olarak kontrolü altında bulundukları belirtilir.[4] Buna Hz. Yûsuf’un (a.s.) durumunu örnek verebiliriz.

Züleyha kadınlık çekiciliğini kullanarak Hz. Yûsuf’u aldatmak istediği sırada Yüce Allah’ın koruması şu âyette açıkça görülür: “Andolsun ki o kadın ona meyletti. Eğer Rabb’inin işaret ve uyarısını görmemiş olsaydı, belki Yûsuf da ona meyletmişti.”[5]

Ahmed İbn Mübarek bu âyetin tefsiri ile ilgili olarak şöyle demiştir: Ümmî mürşidim Abdülaziz ed-Debbağ’a; “Hz. Yûsuf’un o kadına kast ve niyyet ettiği şey ne idi?” diye sordum. Şu cevabı verdi: “Onu dövmekti.” Bunun üzerine, kendisine bazı müfessirlerin bu konuda söyledikleri açıklamalardan söz ettim. Bunları şiddetle red ederek dedi ki; “Peygamberlerin ma’sumluğu nerede kaldı? Allah’ın bir veli kuluna feth (kalbin manen açılması hali) vaki olduğu zaman, Allah onun yetmiş iki zulmet damarını söküp atar ki, onların bir kısmından yalan, bir kısmından kibir, kimisinden riya, kimisinden dünya sevgisi, kimisinden de şehvet ve zina sevgisi ve benzeri kötülükler neş’et ediyordu. Allah’ın veli kulları hakkında durum böyle olunca, ismet sıfatıyla yaratılan ve koruma altında bulunan bir peygamberin nasıl olması gerektiğini düşün!”[6]

  1. Tebliğ: “Peygamberlerin Allah’tan aldıkları vahiy mesajını eksiksiz olarak ümmetlerine iletmesi” demektir. Tebliğin zıddı olan gizleme (kitmân) peygamberler hakkında düşünülemez. Peygamber vahyi tebliğinde ne bir fazlalık ne de bir eksiltme yapamaz. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulur: “Ey Peygamber! Rabb’inden sana indirileni tebliğ et. Eğer bunu yapmazsan, Allah’ın elçiliğini tebliğ etmemiş olursun.”[7]

İslâm inancına göre bütün peygamberler, peygamber olmaları yönüyle eşit kabul edilir ve aralarında bir ayırım yapılmaz. Ancak görevinin büyüklüğü ve Cenab-ı Hak nezdindeki yeri bakımından aralarında derece ayrılığı bulunabilir. Bu konuda Kur’an’da şöyle buyurulur: “İşte bu peygamberlerden bir bölümünü diğerlerinden üstün kıldık. Allah onlardan bir kısmı ile konuşmuş, bazılarını da derecelerle yükseltmiştir.”[8] Allah’ın derecelerle yükselttiği kişinin Hz. Muhammed (s.a.s.) olduğu yorumu yapılmıştır.

SADECE PEYGAMBERİMİZE VERİLEN 5 HASLET

Câbir İbn Abdillah (r.a.)’ten rivâyete göre Nebî (s.a.s.) şöyle buyurmuştur: “Benden önce hiçbir peygambere verilmeyen 5 haslet bana verilmiştir. Bunlar şunlardır:

  1. Bir aylık mesafedeki düşmanın kalbine korku salmakla yardım olundum.
  2. Yeryüzü bana mescit ve temiz kılındı, ümmetimden bir kişiye nerede namaz vakti olursa, orada namazı kılsın.
  3. Bana ganimetler helal kılındı.
  4. Önceki peygamberler belli bir kavme gönderilirken, ben bütün insanlara gönderildim.
  5. Bana şefâat makamı verildi”[9] Ancak bu üstünlüklerine rağmen Hz. Peygamber övünmeyi ve övülmeyi sevmezdi.[10] Nitekim İbn Abbas’ın mescitte kendisinin ve kimi peygamberlerin üstünlüklerini dile getirdiğini işitince şöyle buyurmuştur: “Hiç kimse, Hz. Zekeriya’nın oğlu Yahyâ’dan üstün olamaz. O günah işlemediği gibi, günahı aklından bile geçirmezdi.”[11]

PEYGAMBERİMİZİ DİĞER PEYGAMBERLERDEN AYIRAN ÖZELLİKLER

Buna göre Hz. Muhammed’in (s.a.s.), diğer peygamberlerden ayırıcı özellikleri şu noktalarda toplanabilir:

  1. O, yaratılmışların en üstünü ve Allah’ın en sevgili kuludur.[12]
  2. Onun peygamberliği bütün insan ve cinleri kapsar.[13]
  3. O, son peygamberdir ve görevi kıyamete kadar sürecektir.[14]
  4. Onun getirdiği din son dindir ve en mükemmeldir.[15]

Hz. Peygamber’den (s.a.s.) sonra derece olarak Hz. Nûh, Hz. İbrâhim, Hz. Mûsâ ve Hz. İsâ’nın (a.s.) içinde yer aldığı ulü’l-azm peygamberler, daha sonra rasûller ve nebîler gelir.

Aldıkları ağır görev ve yüklendikleri sorumluluk karşısında yılgınlık göstermeksizin insanlara dini tebliğ görevini yerine getiren, bütün zorluklara göğüs germede azim ve sebât gösteren peygamberlere “ulü’l-azm” denir. Bu peygamberlerin adlarının topluca geçtiği âyet şudur: “O, dini ayakta tutun, onda ayrılığa düşmeyin diye dinden Nûh’a tavsiye ettiğini, sana vahyettiğimizi, İbrâhim’e, Mûsâ’ya ve İsâ’ya tavsiye ettiğimizi Allah size de din kıldı..”[16]

Dipnotlar:

[1]Âl-i İmrân, 3/ [2]bk. A’râf, 7/23; Kasas, 28/16; Muhammed, 47/19; Tevbe, 9/ [3]bk. Abese, 80/; H. Basri Çantay, a.g. meal, III, , alt not: 2. [4]En’âm, 6/; Enbiyâ, 21/ [5]Yûsuf, 12/ [6]Çantay, age, I, , Dipnot: 34, İbriz isimli eserden naklen. [7]Mâide, 5/ [8]Bakara, 2/ [9]Buhârî, Salât, 56, Çağrı neşri, I,  [10]funduszeue.infoî, Tefsîru Sûre, 17/ 18; İbn Mâce, Zühd,  [11]bk. Âl-i Imrân, 3/ 39; Elmalılı, age, II,  [12]Âl-i İmrân, 3/ [13]Sebe’, 34/ [14]Ahzâb, 33/ [15]Mâide, 5/3. [16]Şûrâ, 42/13; bk. Ahzâb, 33/7.

Kaynak: Prof. Dr. Hamdi Döndüren, Delilleriyle İslam İlmihali, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

PEYGAMBER (S.A.S.) EFENDİMİZ’İN ÖZELLİKLERİ

PEYGAMBERLERE İMAN NEDİR?

Peygamberlere İman Nedir?

PEYGAMBERLERİN SAYISI KAÇTIR?

Peygamberlerin Sayısı Kaçtır?

PEYGAMBERLERİN SIFATLARI NELERDİR?

Peygamberlerin Sıfatları Nelerdir?

PAYLAŞ:                

İslam, Hz. Adem’den Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen tüm dinlerin ortak adıdır. Bu gerçeği ifâde için Kur’ân-ı Kerîm’de: “Allâh katında dîn İslâm’dır …” (Âl-i İmrân, 19) buyurulmaktadır. Bu hakîkat, bir başka âyet-i kerîmede şöyle buyurulur: “Kim İslâm’dan başka bir dîn ararsa bilsin ki, ondan (böyle bir dîn) aslâ kabul edilmeyecek ve o âhırette de zarar edenlerden olacaktır.” (Âl-i İmrân, 85)

Peygamber Efendimiz (s.a.v) Cibril hadisinde “İslam Nedir?” sorusuna “–İslâm, Allah’tan başka ilâh olmadığına ve Muhammed’in Allah’ın Rasûlü olduğuna şehâdet etmen, namazı dosdoğru kılman, zekâtı vermen, Ramazan orucunu tutman, yoluna güç yetirip imkân bulduğun zaman Kâ’be’yi ziyâret (hac) etmendir” buyurdular.

“İman Nedir?” sorusuna “–Allah’a, meleklerine, kitaplarına, peygamberlerine, âhiret gününe inanmandır. Yine kadere, hayrına ve şerrine îmân etmendir” buyurdular.

İhsan Nedir? Rasûlullah Efendimiz (s.a.v): “–İhsân, Allah’a, onu görüyormuşsun gibi kulluk etmendir. Sen onu görmüyorsan da O seni mutlaka görüyor” buyurdular. (Müslim, Îmân 1, 5. Buhârî, Îmân 37; Tirmizi Îmân 4; Ebû Dâvûd, Sünnet 16)

Kuran-ı Kerim, Peygamber Efendimize (s.a.v) gönderilen ilahi kitapların sonuncusudur. İlahi emirleri barındıran Kuran ve beraberinde Efendimizin (s.a.v) sünneti tüm Müslümanlar için yol gösterici rehberdir.

Tüm insanlığa rahmet olarak gönderilen örnek şahsiyet Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed Mustafa (s.a.v) 23 senelik nebevi hayatında bizlere Kuran ve Sünneti miras olarak bırakmıştır. Nitekim hadis-i şerifte buyrulur: “Size iki şey bırakıyorum, onlara sımsıkı sarıldığınız sürece yolunuzu asla şaşırmazsınız. Bunlar; Allah’ın kitabı ve Peygamberinin sünnetidir.” (Muvatta’, Kader, 3.)

Tasavvuf; Cenâb-ı Hakkʼı kalben tanıyabilme sanatıdır.Tasavvuf; “îmân”ı “ihsân” gibi muhteşem ve muazzam bir ufka taşımanın diğer adıdır. Tasavvuf’i yola girmekten gaye istikamet üzere yaşayabilmektir. İstikâmet ise, Kitap ve Sünnet’e sımsıkı sarılmak, ilâhî ve nebevî tâlimatları kalbî derinlikle idrâk edip onları hayatın her safhasında vecd içinde yaşayabilmektir.

Dua, Allah Teâlâ ile irtibatta bulunmak; O’na gönülden yönelmek, meramını vâsıta kullanmadan arz etmek demektir. Hadisi şerifte "Bir şey istediğin vakit Allah'tan iste! Yardım dilediğin vakit Allah'tan dile!" buyrulmuştur. (Ahmed b. Hanbel, Müsned, 1/)

Zikir, bütün tasavvufi terbiye yollarında nebevi bir üsul ve emanet olarak devam edegelmiştir. “…Bilesiniz ki kalpler ancak Allâh’ı zikretmekle huzur bulur.” (er-Ra‘d, 28) Zikir, açık veya gizli şekillerde, belirli adetlerde, farklı tertiplerde yapılan önemli bir esastır. Zikir, hatırlamaktır. Allah'ı hatırlamak farklı şekillerde olabilir. Kur'an okumak, dua etmek, istiğfar etmek, tefekkür etmek, "elhamdülillah" demek, şükretmek zikirdir.

İlim ve hâl kelimelerinden oluşmuş bir isim tamlaması olan ilmihal (ilm-i hâl) sözlükte "durum bilgisi" demektir. Bütün müslümanların dinî bilgi ve uygulama bakımından ihtiyaç duyduğu, bir bakıma müslüman olmanın ve müslümanlığın icaplarını yerine getirmenin ön şartı durumundaki fıkhi temel bilgiler ilmihal diye anılmıştır.

İslam ve İhsan web sitesinde İslam, İman, İbadet, Kuranımız, Peygamberimiz, Tasavvuf, Dualar ve Zikirler, İlmihal, Fıkıh, Hadis ve vb. konularda  güvenilir kaynaklardan bilgiye ulaşabilirsiniz.

Erkam Medya © islam&ihsan

Peygamberlerin Sıfatları

Peygamberlerin Sıfatları
Peygamberlerin sıfatları, Peygamberlerin diğer insanlardan bazı farklı özellikleri vardır. Buna Peygamberlerin sıfatlarıdenir. Peygamberlerin en önemli özelliği Allah' tan vahiy almaktır. Bir diğeri ise peygamberlerin mucizeler gösteriyor olmasıdır. Peygamberlerin sıfatlarından ve özelliklerinden dolayı Allah'ın en seçkin kullarıdır. Bize örnek olması için Peygamberler çok güzel sıfatlarla doludur. Bunun dışında Peygamberler de insandırlar. Onlarda diğer insanlar gibi yiyip içer, evlenip çocuk sahibi olur, fakir ya da zengin olur, hastalanır veya ölüfunduszeue.info'ın insanlara elçi olarak gönderdiği peygamberlerin sıfatları da çok güzeldir. Allah'ın elçileri olan Peygamberler insana doğru yolu gösteren hareketleriyle doğru örnek olan kişilerdir.
Peygamberlerin sıfatları ve ortak özellikleri şöyledir
  • Sıdk, Yalan söylemeyen doğru yoldan ve Allah'ın doğrusundan asla vazgeçmeyen sıdk peygamberlerin sıfatlarındandır. Sürekli kalben ve manen Allah'a bağlı olan Peygamberlerin sıfatlarından güzel bir sıfattır. Peygamberler doğruluk ve dürüstlükte en iyi örneklerdir. Asla yalan söylemezler.
  • Fetanet, Akıllı, zeki, uyanık anlamına gelen Fetanet Peygamberlerin aklıyla ve üstün zekâsıyla hareket ettiğini gösterir. Peygamberler akıllı ve zeki insanlardır.
  • İsmet, Peygamberlerin sıfatları arasında yer alan İsmet sıfatı peygamberlerin ne kadar temiz ve günahsız olduğunu gösterir. Peygamberler günah işlemezler insan olmaları sebebi ile yanılıp ufak hatalar yapabilirler. Ancak bu yanılmalar Allah tarafından derhal düzeltilir.
  • Emanet, Emanette emin olan Peygamberlerin sıfatları arasında emanet bulunur. Her konuda güvenilir kimseler olan Peygamberler kendinden önce emanetleri gözetir. Bu nedenle çok güvenilidirler. Öyle ki ticarette ve yolculukta inançsız kimseler bile hiç düşünmeden mallarını, canlarını ve namuslarını Peygamberlere emanet ederlerdi. Peygamberler en güvenilir kişilerdir.
  • Adalet, Peygamberlerin sıfatları arasında adalet ile anılmalarının nedeni ne kendi nefisleri için ne de başkasının arzusu için doğrudan ayrılmadıklarından kaynaklanır. Allah'ın kanun ve doğrularını savundukları için adaletli davranırlar. Zulüm ve haksızlık Peygamberlerin sıfatları arasında asla yer almaz.
  • Tebliğ, Bildirmek anlamında olan tebliğ Allah'la Peygamber arasında olan hükümleri bir değişiklik yapmadan doğrudan insanlara iletmek demektir. Doğrulukları ve dürüstlüklerinden dolayı Allah Peygamberleri bu güzel sıfatlarla donatmışıtr.
  • Emnül-azl, Peygamberlerin sıfatlarından emnül-azl peygamberlikten atılmamak demektir yani Dünya ve Ahirette Peygamberler emnül-azl olarak kalacaklardır.

Son Güncelleme :

Peygamberlerin Sıfatları ile ilgili bu madde bir taslaktır. Madde içeriğini geliştirerek Herkese açık dizin kaynağımıza katkıda bulunabilirsiniz.


0 Yorum Yapılmış "Peygamberlerin Sıfatları"


Kayıtlı yorum bulunamadı ilk yorumu siz ekleyin
Adlaşmış Sıfat
Adlaşmış Sıfat
Adlaşmış Sıfat, Sıfat isimleri niteleyen ya da belirten sözcüklerdir. Tek başlarına kullanılamaz. O nedenle mutlaka ya bir isme yad bir başka sıfata ihtiyaç duyarlar. Cümle yapısı incelendiğinde sıfatlar isimlerden önce kullanılarak isimleri adet, ye
Sıfat Fiil Ekleri
Sıfat Fiil Ekleri
Sıfat Fiil Ekleri, Bir fiilin herhangi bir cümlede sıfat görevinde kullanılması ile ortaya çıkan hal veya durum özetidir. Türkçede ise üç fiilimsi grubundan birini oluşturur. Fiillerin sonuna sıfat-fiil getirilmesi sonucu oluşur.-ası -esi -an -en-maz
Sıfat Fiil
Sıfat Fiil
Sıfat fiil, fiilin cümle içinde sıfat görevinde kullanılmış halidir. Sıfat fiil Türkçede bulunan üç fiilimsi grup içerisinde yer alır. Fiilerin sonuna -esi, -en (-an), -ar (-er, -r), -mez, -di (ği), -di (k), -miş, -ecek sıfat fiil ekleri getirilerek
Sıfat Nedir
Sıfat Nedir
Sıfat nedir, isimlerin önüne gelerek onları niteleyen ve belirten sözcüklerin tümüne denilir. Bir sözcüğün sıfat sayılabilmesi için bir ismi nitelemesi ya da belirtmesi gerekir. Kısa bir örnek verilecek olursa, beyaz kalem ile yazı yazdı. Orada ka
Sıfat Tamlaması
Sıfat Tamlaması
Sıfat tamlaması, bir isimle ilgili bilgi veren ve ismin önüne eklenerek oluşan kelime grubudur. Bu şekilde oluşturulan sıfat tamlaması ismin sayısını, ismini, rengini, şeklini, konumunu, durumunu ya da isimle ilgili olan başka bir şeyi anlatır. Sıfat
İsim Sıfat Tamlaması
İsim Sıfat Tamlaması
İsim sıfat tamlaması: Türkçenin dil bilgisi konuları arasında yer alan isim ve sıfat tamlamaları son derece önemli olan bir konudur. Çünkü genel olarak öğrencilerin çoğu isim ya da sıfat tamlaması sorularında çocuklar çok yanlış yapmaktadır. Aslında
İngilizce Sıfatlar
İngilizce Sıfatlar
İngilizce Sıfatlar, İsimleri niteleyen kelimelere sıfat denir. Sıfat kelimesinin İngilizce karşılığı adjective olarak kullanılır. Bir ismin önüne gelerek, o ismi sahip olduğu özellikler nedeniyle belirten sözcüklerdir. Sıfatlar belirtecekleri ismi ta
İsim Ve Sıfat Tamlamaları
İsim Ve Sıfat Tamlamaları
İsim ve sıfat tamlamaları, Çeşitli şekillerde yapılan isim ve sıfat tamlamaları dil bilgisinin vazgeçilmez konuları arsında yerini almaktadır. İsim ve sıfat tamlamaları birbirinden farklı konulardır. Her iki konunum mantığı aynı olsa da isim tamlamal
Zati Ve Subuti Sıfatlar
Zati Ve Subuti Sıfatlar
Zati Ve Subuti Sıfatlar; Allahu Teala Zatının bir nebzede olsa tanıması için esmalarından ve sıfatlarından bazılarını biz kullarına bildirmiştir. Bu esmalar ve sıfatlar ışığında Rabbinin yüceliğini ve sonsuz kudretini bir kez daha tefekkür eder, Rabb
Sıfatlar Konu Anlatımı
Sıfatlar Konu Anlatımı
Sıfatlar konu anlatımı, sıfatlar bir ismi nitelendirmek ve bir şeyi daha iyi ifade edebilmek adına kullanılan sözcüklere verilen bir addır. Bu kelimeler kullanılan ismin rengini, şeklini, sayısını, niteliğini anlatırlar. İsimlerin önüne gelerek isiml
Zati Sıfatlar
Zati Sıfatlar
Zati Sıfatlar; Allahu Teala kuluna olan sonsuz merhameti ile bazı esmalarını ve sıfatlarını kullarına bildirmiştir. Yaratıcısını tamamen bilmeyen kişi, yaratıcısı hakkında şüphelere düşebilir. Buna sebebiyet vermemek için, kişinin sınırlı aklı ve idr
Sıfatlar Ve Zarflar
Sıfatlar Ve Zarflar
Sıfatlar Ve Zarflar; Sıfatlar isimlerden önce gelmeleriyle birlikte onları, durum, renk, sayı, yer, hareket, biçim, soru ve işaret yöntemleri ile tamamlar. Onları belirtir veya niteler. Tek başlarına kullanılırlar ise isim değerinde sayılırlar. Çünkü

 

Tekvin Sıfatı
Allahın Sıfatları
Sıfatlar Ve Çeşitleri
Türkçe Sıfatlar
İşaret Sıfatı
Dil Anlatım Sıfatlar
Sıfat Ve Zamir
Sıfatlar Ve Türleri
Sıfat Çeşitleri
Durum Bildiren Sıfatlar
Sıfatın Tanımı
Selbi Sıfatlar
Kesir Sayı Sıfatı
10 Sınıf Sıfatlar
Asıl Sayı Sıfatı
Allahın Zati Ve Subuti Sıfatları
Niteleme Sıfatı
Adlaşmış Sıfat
Sıfat Fiil Ekleri
Sıfat Fiil
Sıfat Nedir
Sıfat Tamlaması
İsim Sıfat Tamlaması
Peygamberlerin Sıfatları
İngilizce Sıfatlar
İsim Ve Sıfat Tamlamaları
Zati Ve Subuti Sıfatlar
Sıfatlar Konu Anlatımı
Zati Sıfatlar
Sıfatlar Ve Zarflar

Popüler İçerik

Selbi Sıfatlar

Selbi Sıfatlar

Selbi Sıfatlar, Allah tealanın sadece zatına yönelik ve birine verilmesi mümkün olmayan sıfatlardır. Bu sıfatlar eksik ve son gibi kavramlardan Allah'

Kesir Sayı Sıfatı

Kesir Sayı Sıfatı

Kesir Sayı Sıfatı; Sıfat; isimlerin önüne gelerek onları miktar, sıra, konum, zaman, biçim, renk gibi türlü yönlerden tanımlayan sözcüklere sıfat veya

10 Sınıf Sıfatlar

10 Sınıf Sıfatlar

10 Sınıf Sıfatlar, Cümle içinde isimlerin özellik veya niteliğini belirten sözcükler sıfat olarak adlandırılır. Günlük konuşma ihtiyacımızı giderirken

Asıl Sayı Sıfatı

Asıl Sayı Sıfatı

Asıl sayı sıfatı, bir ismi tam sayı olarak belirten sıfatlardır. İsme sorulan kaç ve ne kadar sorusu ve ile tespit edilmektedir. Türkçe dilimiz hem ö

Allahın Zati Ve Subuti Sıfatları

Allahın Zati Ve Subuti Sıfatları

Allahın zati ve subuti sıfatları, insan bu dünyada iradesi dışında kavrayamadığı bazı şeyler vardır ve hakkı tam olarak kavrayamaz. Allah’ın zati ve

Niteleme Sıfatı

Niteleme Sıfatı

Niteleme sıfatı, varlıkların nasıl olduğunu belirten yani niteleyen sıfatlara verilen addır. Niteleme sıfatları varlığın durumunu, rengini, şeklini be

Peygamberlerin (Aleyhimüsselam) Sıfatları

Akaide dair telif edilen her kitap ya da yazılan her yazı aynı zamanda devrinin bu sahadaki cereyanlarının bir yansıması özelliği taşır. Bilhassa nübüvvet inkârcılığının deizm gibi farklı bir isimle tekrar hortlatıldığı günümüzde, nübüvvet inancına dair yaklaşımlar da bu gündeme ışık tutan bir mahiyete sahip olmak durumundadır.

Nübüvvet inkârcılığına meyledenlerin istisnasız tamamında gördüğümüz eksiklik, ulûhiyetin manasını bize sunulan bilgiye rağmen anlayamamak ve nübüvvet ile münasebetini kuramamaktır. İmâm-ı Rabbânî Hazretlerinin itikadı ehl-i sünnet itikadına düzeltme konusunda, muhtemelen devrinin inanç sahasındaki sorunlarını göz önüne alarak tavsiye ettiği[1]el-Mu‘temed fi’l-Mu‘tekād müellifi et-Türpüştî (v. ), risalesinde nübüvvete ulûhiyetten hemen sonra yer verir. Bu tercihini yaparken şu hayatî tespiti dikkatlerimize sunar: “Bu bâbın tertibini Kitap ve Sünnette bildirildiği şekilde (önce meleklere ve kitaplara sona peygamberlere iman sıralamasıyla) yazmak isterdik ama burada önce Peygamberlere imandan başlamayı düşündük. Zira melekleri tanımak ve Allah Teâlâ’dan gelen kitapları bilmek, Peygamberler olmadan elde edilemez. Aynı şekilde Allah Teâlâ’nın isim ve sıfatlarına, şeriatlara, öldükten sonra dirilmeye, haşır ve neşir ahvâline, kabir, kıyamet ve ahiret hâllerine dair bilmediğimiz bütün şeylere, Peygamberlerin gelmesi ve bildirmesi ile vâkıf oluyoruz. Zaruret ve ihtiyaç bunda daha çok olduğundan, bu bölümü öne aldık…”[2]

Nübüvvete yönelik tartışmaların iddia edildiği kadar kayda değer bir seviyede olmasa da göz ardı edilemeyecek bir yer tuttuğu günümüzde, peygamberlere iman esası daha bir öncelik kazanmış gibidir. Her varlığı ve olayı algılayabilmek için duyu organları, akıl veya habere ihtiyaç vardır. Detaylı bir şekilde tanıyabilmek de bahsettiğimiz haber olarak gelen malûmatla ve o şeyin özelliklerine dair açıklama ve detaylarla mümkün olur. Bilhassa habere yani bilgiye dayanan hakikatlerin anlaşılabilmesi ise onun sıfatlarını yani özelliklerini bilmeye bağlıdır. Nitekim günümüzde gerek ulûhiyet gerekse nübüvvet konusunda bazı şeyleri anlayamadığı gerekçesiyle inkâr ettiğini belirten kişilerin temel eksiği, yüce dinimizin inanmamızı emrettiği inanç esaslarını mahiyet ve sıfat açısından kavrayamamış olma durumudur. Nitekim tarihte Yahudi ve Hristiyanların da sapmalarının temel sebeplerinden birinin peygamberlerle ilgili yanlış görüşleri olduğu açıkça bilinmektedir. Bu sebeple, peygamberlere iman konusunun sindirilebilmesi, zihinlerde ve gönüllerde yerleştirilebilmesi için onların hususiyetlerini bilmek elzemdir.

İnsanlara her anlamda örnek olabilmek ve tebliği engelleyebilecek bir durumun vaki olmaması hikmetlerine bağlı olarak peygamberler beşer cinsinden ve erkekler arasından seçilmişlerdir. “Istifâ” terimiyle ifade edilen bu seçilmişlik, peygamberlerin üstünlüğüne ve bu yüce vazifenin çalışmakla elde edilemeyecek özel bir makam olduğuna dair kesin bir vurgudur. Hür olmak, adaletli olup insanlarla daima adaletle hükmetmek gibi özelliklere sahip olan peygamberlerin temel sıfatlarının yanı sıra insanî özellikler açısından sahip olması gereken birtakım özellikler ve uzak bulunması gereken bazı hususiyetler de söz konusudur. Nitekim ana-babası zinaya bulaşmamış olmak; katılık, kabalık ve kötü huylardan, alaca ve cüzzam gibi insanların yaklaşmasına engel olacak kusurlardan, görgü ve ahlâk açısından “düşüklük” olarak değerlendirilebilecek hâllerden, düşük mesleklerle iştigalden ve ümmetin kabulünü etkileyebilecek her türlü vasıf, hâl ve fiillerden uzak bulunmak gibi ayırt edici vasıfları da mevzu bahistir.

Peygamberler doğru sözlüdürler, asla yalan söylemezler. Zira Allah Teâlâ’nın vahyini eksiksiz olarak naklettiklerinin kabulü noktasında bu güveni insanlara vermiş olmaları şarttır. Kur’ân-ı Kerîm’de, peygamberlerin doğru sözlü kimseler olduğu defaten vurgulanmış,[3] gerek tüm peygamberler genelinde gerekse bi’setinden önce de “emin” bir kimse olarak tanınan[4] Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) özelinde Allah Teâlâ’nın vahyine hiçbir şey karıştırmayacaklarına özellikle vurgu yapılmıştır.

İnsanlara hakikati tebliğ, kitap ve sünneti öğretme ve tezkiye gibi hikmetlerle örnek olarak gönderilen peygamberlerin, bu örnekliğe halel getirecek bir hâlde bulunmaları söz konusu dahî edilemeyecek bir durumdur. Peygamberlerin bir başka özelliği de ümmetlerine şahit olmalarıdır.[5] Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) ayrıca diğer peygamberler ve kendisinin dünya hayatından önceki ümmetler üzerinde şahitlik vasfını haizdir. Dolayısıyla, Allah Teâlâ katında şehadeti en makbul insanların “doğruluk” açısından bir eksiklik taşımaları asla düşünülemez.

Peygamberler, asla hıyanet etmeyen güvenilir kimselerdir. Kur’ân-ı Kerîm onları, “güvenilir elçiler” olarak tavsif etmiştir.[6] Onların gündelik hayatta güvenilirliklerini sarsacak birtakım hâl, hareket ve tavır içerisinde olmaları yahut kendilerinden buna halel getirecek türden sözler sadır olması hiç şüphesiz vahyi tebliğe yönelik vazifelerinde eksikliğe sebep olacaktır.

Kur’ân-ı Kerîm’in kendilerinin dilinden, «Âyetlerimiz onlara açık seçik bir hâlde devamlı okunduğu zaman, o Bize kavuşacaklarını ummayan (müşrik) kimseler: “İşte bundan başka bir Kur’ân getir! Ya da onu değiştir!” dedi(ler). (Habîbim!) De ki: “(Allâh’ın bir hükmü neshetmesi söz konusu olmaksızın) onu kendi tarafımdan değiştirmem benim için olacak bir şey değildir! Ben (hiçbir artırma, eksiltme ve değiştirme yapmaksızın) ancak bana vahyolunmakta olan şeye hakkıyla uyarım! Çünkü ben (kendi kafamdan Kur’ân’ı değiştirerek) Rabbime isyan edersem, gerçekten pek büyük bir günün azabından korkarım!»[7] hakikatini Resûlüllâh Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) özelinde beyan ettiği peygamberler için böyle bir durum asla düşünülemez.

Peygamberler, muhakeme ve zekâ seviyesi yüksek kimselerdir. Zira onlar tebliğ gayesiyle yöneldikleri kimseleri ikna için zaman zaman mucizelerle desteklenmişseler de çoğu zaman aklî deliller getirmişlerdir. Hazreti Nûh, Hazreti İbrahim ve Hazreti Mûsâ’nın bu noktadaki mücadelelerini Kur’ân-ı Kerîm bizlere, kavimlerinin itirazlarına yönelik cevaplarıyla beraber diyaloglar hâlinde aktarmıştır.[8] Resûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz de gerek müşriklerin gerek Hristiyanların gerekse Yahudilerin sorularına, kendisine gelen elçilerin suallerine bizlere örnek niteliğinde aklî cevaplarla mukabele etmiştir.

Vahyi muhafaza bağlamında, muarızların itiraz ve desiselerine karşı korunaklı olabilmek de keskin bir zekâ ve ince bir kavrayış gerektirir. Peygamberler bütün bu üstün vasıflarla donatılmış kimselerdir.

Peygamberler, ilâhî vahyi insanlığa ulaştırmakla vazifeli şahsiyetler olduklarından, vazifelerine herhangi bir şey karışmaması için korunmuşlardır. Bu onların gizli veya açık, hiçbir şekilde günah işlemeyecekleri anlamına gelir. Kelâm âlimlerimiz, kendilerinden “zelle” olarak ifade edilen birtakım sürçmelerin söz konusu olabileceğini belirtseler de bu durumun muhatapların bilgisine muhakkak sunulacağını da eklemişlerdir. Peygamberlerin hüküm koyması ve özellikle de “Ne inanan bir erkek ne de inanan bir kadın için Allâh ve Rasûlü bir işe hükmettiği zaman onlar için; kendi işlerinden (diledikleri arasında) birini seçmeleri olamaz!..”[9] âyet-i kerîmesinde olduğu gibi Rasûlüllâh (sallallahu aleyhi ve sellem) özelinde yahut da genel manada peygamberlerin hükmüne ram olmanın lüzumunu anlatan hakikatler, peygamberlerin korunması zaruretini ifade etmektedir.

Bahsettiğimiz korunmuşluk sadece günahlarla da sınırlı değildir. Tebliğe muhatap olan kimseleri kuşkuya düşürecek ve teveccühlerinden uzaklaşmaya sebebiyet verecek durumlarda veya hakikatin hilâfına beyanlarda bulunmak, korundukları diğer hususlardır.

Peygamberlerin aslî vazifesi, Allah Teâlâ’nın kendilerine indirdiği vahyi hiçbir değişiklik yapmaksızın doğru şekilde iletmektir. Vazifelerini ifa ederken hiçbir etkide kalmaz, kınayan ya da karşı çıkanların tavrına aldırış etmeyip tebliği insanlara ulaştırırlar.

Peygamberlerin tebliğ vazifesinin, sadece gelen vahyi olduğu gibi aktarmaktan ibaret olmayıp kapalı hususları herkesin anlayabileceği şekilde açıklamayı ve fiilî olan kısmı bizzat tatbik edip öğretmeyi kapsadığını da ifade etmek gerekir. Onlar; iyilik ve güzellikleri emreder, fenalık ve kötülüklerden nehyeder, güzel sonla müjdeleyip kötü sondan korkuturlar.

Sabırlı Olmak

Kur’ân-ı Kerîm’in çokça tavsiye ettiği güzel hasletlerden olan “sabır”, peygamberlerin en önemli özelliklerinden biridir. Onlar içerisinde en çok mücadele veren, yüksek sabır ve fedakârlık gösteren, büyük bir irade ve kararlılık sahibi olan; Hazreti Nûh, Hazreti İbrahim, Hazreti Musa, Hazreti İsa ve Hazreti Muhammed Mustafa (salavatullahi ve selamuhu ala nebiyyina ve aleyhim ecmain) efendilerimiz “Ulü’l-Azm” olarak anılmış ve üstün kılınmış büyük peygamberlerdir.[10]

Hepimizin Vazifesi

Bilgi çağı olarak anılan fakat bilgiye ulaşım vasıtalarının çokluğuna rağmen esasında cahiliye karanlığına benzer bir kargaşanın yaşandığı devrimizde, insanları doğru bilgiyle buluşturma noktasında bir şeyler yapmak hepimizin vazifesi. Özellikle itikadî kırılmaların had safhaya ulaştığı günümüzde hepimiz elimizden geldiğince insanları bilgilendirmek, şüphelerini gidermek ve özellikle de itikatlarını düzeltmek konusunda Müslüman kimliğimizin lüzumu olarak vazifeliyiz.

Dipnotlar


[1] “Ehl-i sünnetin doğru itikadını edinmek için büyük imam Türpüştî’nin Risalesini okumak pek münasiptir. Anlaşılması da kolaydır. Sohbetteki derslerinizde okursanız çok iyi olur.” (Mektûbât-ı Rabbânî, 1. cilt mektup)
[2] Fadlullah Şihabüddin Ebû Abdillâh ibni Hasan et-Türpüştî, eI-Mu‘temed fi’l-Mu‘tekād, trc. Süleyman Kuku, Damra Yayınları, İstanbul, , s.
[3] Bkz. Meryem Sûresi, 41, 54 ve 56; A‘râf Sûresi, 43 ve ; Zümer Sûresi, 33; Hâkka Sûresi,
[4]Buhârî, “Enbiya”, 1, “Kader”, 1.
[5] Bkz. Nisâ Sûresi,
[6] Bkz. Şu‘arâ Sûresi, , , , ; Duhân Sûresi,
[7] Yûnus Sûresi,
[8] Bkz. Bakara Sûresi, ; Hûd Sûresi, 32 ve Nahl Sûresi,
[9] Ahzâb Sûresi, 56’dan.
[10] Bkz. Ahzâb Sûresi, 7.

Etiketler: emanetnübüvvetPeygamberlerpeygamberlerin sıfatlarısıdk

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.