Anne karnında bebek ölümü; doğum kusurları, enfeksiyonlar, doğum sırasında gelişen komplikasyonlar sebebiyle gerçekleşebiliyor. Sağlıklı bebeklerin doğumu beklenirken yaşanan sorunlar sebebiyle gerçekleşen ölü doğumların nedenleri, belirtileri ve risk altındaki annelerin bilmesi gerekenleri içeriğimizde derledik.
Ölü doğum, fetüsün 20 haftalık hamileliğin sonucunda anne karnında yaşamını kaybetmesidir. Ölü doğum bazı durumlarda, anne doğuma girdiğinde veya hemen öncesinde de gerçekleşebilir. Ölü doğan bebek oranlarının yıllar içerisinde artmasıyla birlikte, nedenleri ve kimlerin risk altında olduğu önem kazanmıştır. Herhangi bir yaşam belirtisi göstermeden doğan bebekler, öncelikle anne sonra da tüm aile için şok edici durumlar yaratabilir. Ne yazık ki, artan ölü bebek doğumları sebebiyle risk altındaki annelerin dikkat etmesi gereken belirtilerden bahsedebiliriz.
Ölü doğum sonrasında en merak edilen durum, bebeğin ölümüne ne sebep olduğudur. Bazen yetersiz sağlık hizmetleri bu duruma sebep olabilirken, bazen anne karnında meydana gelen bir komplikasyon sonucunda bebe ölümleri gerçekleşebilir.
Plasenta ve kordon sorunları: Plasenta, hamilelikte karnımızın tümünü kaplayıp, bebeğin kan ve oksijen almasını sağlamaktadır. Plasentayla birlikte kordon bağı da bebeğin gelişimi için çok önemli olup, bu iki organda meydana gelecek olan sorunlar bebeğin gelişimini engeller ve bebeğin anne karnında ölmesi durumuna sebep olur.
Preeklampsi: Hamileliğin son dönemlerinde meydana gelen şişlikler ve yüksek tansiyon durumuna preeklampsi denmektedir. Fazla şişlik ve tansiyon yüksekliği bebeğin gelişimi için gerekli olan plasentayı yırtabilir, ölüm riskini artırabilir.
Lupus: Lupus hastalığına sahip kişiler, anne karnında bebek ölümü riski sağlıklı bireylere göre daha fazladır. Hamile kalmadan önce doktorunuza danışıp, hamilelik sürecinde yapılacaklarla ilgili bilgi almanız tavsiye edilir.
Pıhtılaşma riski: Kan pıhtılaşması, bebeğin anne karnında ölüm riskini arttırmaktadır.
Yaşam tarzı: Bebekler, anneleri ne yerse ve içerse bununla beslenirler. Annelerin stres ve üzüntüsünü bile hisseden bebekler üzerinde yaşam tarzı da ciddi sorunlar doğurabilir. Sık alkol kullanımı, uyuşturucu, sigara kullanma gibi kötü alışkanlıkların hamilelikte devam etmesi, bebeğin ölü doğmasına sebep olabilir.
Enfeksiyon: Hamileliğin haftaları arasında görülen enfeksiyonların rahim içine yayılmasıyla birlikte, fetüs ölümü görülebilir. Vajinal bakterilerin tedavi edilmemesi, uçuk, kızamık, sıtma gibi diğer sorunlar nedeniyle cenin ölümü görülmektedir.
Travmatik olaylar: Ani yaşanan üzüntüler ve beklenmedik kazalar (araba kazası gibi) bebek ölümlerine sebep olabilir.
Nedeni bilinmeyen ölü doğumların meydana gelmesi, bazı koşulları sağlayan kişilerde daha fazla görülebilir. Her ırktan ve farklı sosyokültürel durumdan insanın başına gelebilecek olan ölü doğum riski, aşağıdaki durumlarda daha fazladır;
anne karnında bebek ölümleri gerçekleşmesi bu faktörler nedeniyle olabilir. Sağlık uzmanlarının bebeğin ölümünün tam nedeninden bahsedilebilmesi için otopsi uygulanması gerekebilir. Otopsi uygulamalarının yapılabilmesi için hastanenin verdiği yazılı izin formunu doldurmanız gerekmektedir. Yasal olarak otopsi gerektirmeyen durumlarda, bebek otopsisini reddetme hakkına sahipsiniz.
Bebeğin anne karnında öldüğünü anlayabileceğimiz bazı belirtiler vardır. Bu belirtiler her zaman çocuğun anne karnında bir sorunu olduğu anlamına gelmemekle birlikte, şüphelendiğiniz durumlarda doktorunuzla iletişime geçmeniz önerilmektedir.
bebeğin anne karnında ölmesi durumunda yukarıdaki belirtiler görülebilir. Bu belirtileri yaşadığınızı hissettiğiniz anda size en yakın Avicenna Hastanesi acil bölümüne başvurmanızı öneriyoruz.
Bebeğin 20 haftalardan sonra ölmesi durumunda, anne karnında bebek ölümünün anneyi zehirlememesi için bebeğin alınması gerekiyor. Bebek büyük oranda gelişimini tamamladığı için bebeğin çıkarılması için doğum yapılması gerekmekte. Ölü doğum doğurma seçenekleri arasında;
Normal doğum: Bebeğin anne karnında ölmesi sonrası 48 saat içerisinde normal doğum beklenebilir. Bu sırada doğumu tetiklemek amaçlı ilaç takviyeleri verilebilir ve doğum başlatılabilir. Bazen bebeğin ölümünden 2 hafta sonra doğum kendiliğinden başlar ancak tehlikeli durumlara yol açmaması adına, doğum kontrollü şekilde başlatılabilir.
Sezeryanla doğum: Ölü doğumlarda sezaryen ile doğum önerilmek ile birlikte, normal doğum şartları sağlandığında kullanılabilir. Rahmin kesilerek yapıldığı sezaryen ameliyatıyla bebek alınarak, doğum tamamlanır.
Ölü doğum yapan birçok anne, anın duygusallığıyla birlikte bebeklerini görmek isterler. Bebeğinizi görmek isterseniz, buna izin verilir ve kısa bir süre de olsa bebeği görebilirsiniz. Bunun psikolojinizde nasıl izler bırakacağını düşündükten sonra, tercih sizindir.
Dilerseniz, hastaneden bebeğin el ve ayak izinin olduğu bir doğum kartı isteyerek, bunu saklayabilirsiniz.
Ölü doğum nedenini bulma, bazı testler ve tıbbi öyküye bakarak mümkün olabilir. Doktorunuzla görüşüp, ölü doğum nedenini öğrenmek için bu yollara başvurabilirsiniz;
Anne ve babanın yazılı onayı sonrasında anne karnında ölen bebeğe otopsi uygulanabilir. Bebeğinizin genetik bir problemi olup olmadığı, kan ve doku örnekleri kontrolü yapıldıktan sonra cenaze bütünlüğü sağlanarak tekrardan defin işlemleri için uygun hale getirilecektir. Cenin ölümü sonrası otopsi işlemi sayesinde sebebi öğrenerek, ölüm doğum riskini azaltmak için sonraki hamileliğinizde daha dikkatli olabilirsiniz. Ayrıca tekrardan ölü doğum yapma riskini en aza indirmek için doktorunuzdan gebelik takibi isteyebilir, düzenli ve sık kontrollere gidebilirsiniz.
Anne ve babanın yaşadığı acı durumu 3 haftalık fetüs ölümü ve 3 aylık ölümünde değişmemektedir. Bebek beklemenin heyecanı tüm aile bireylerini derinden sarsar ve travma yaratabilir. Bu dönemde kendi kendinize kalmak yerine psikolojik destek almanız, yasınızı yaşarken daha az etkilenmenizi sağlayabilir. Doğum yaptığınız hastanenin yönlendirmesiyle bir psikologla görüşebilir, hislerinizin açıklamasını ve neler yapabileceğinizi öğrenebilirsiniz.
Ayrıca anne ve babalarda, yaşanan acı durum sonrasında depresyon, stres ve kaygı bozukluğu gibi ileriyi etkileyecek farklı psikolojik rahatsızlıklar bu dönemde görülebilir. Yas durumunun başka hastalıklara sebep olmaması ve endişe hissinden kurtulmak için destek almanız önerilmektedir.
Psikolojik desteğin yanı sıra, aynı durumu yaşamış kişiler, yaşayıp sonrasında tekrar sağlıklı doğum gerçekleştirmiş kişiler size iyi gelebilir. Destek gruplarına üye olarak sizin hislerinizi anlayan, daha önce aynı zorluklardan geçmiş insanlarla konuşmak kendinizi iyi hissetmenizi sağlayabilir. Hamilelik ve doğumla ilgili tüm merak ettiklerinizi Avicenna Hastanesi Kadın Hastalıkları ve Doğum uzman doktorlarımıza randevu alarak, görüşebilirsiniz.
Bebeğin anne karnında ölümü kanama yapar mı?
Anne karnında bebek ölümü belirtileri arasında kanama bulunmaktadır. Kanamalar her zaman bebek ölümü olduğu anlamına gelmez ancak dikkate alınmalı ve sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.
Bebek anne karnında ölürse anne zehirlenir mi?
Bebeğin anne karnında ölümü anneyi zehirleyebilir. Cenin ölümü üzerinden hafta geçmesine rağmen doğum gerçekleşmezse, zehirlemeye ihtimal verebilir.
Ani bebek ölüm riski nasıl azaltılabilir?
Bebek ölüm risklerini azaltmak adına; sağlıksız maddelerden uzak yaşam tarzı, stresten uzak olmak önemlidir.
Ölü doğumdan sonra cenaze gerekli mi?
Bebek ölümü sonrasında cenaze, aile isteğine bağlı olarak gerçekleştirilir. Aile defin istemezse, fetüs, tıbbi atık olarak işleme alınır.
Ölü doğum sonrası sağlıklı bebeğim olabilir mi?
Evet, olabilir. Bebek kayıpları sonrasında, fetüs ölümü altında yatan nedenleri araştırarak yeni gebeliğinizde daha dikkatli olabilirsiniz. Genetik bir nedenden dolayı kaybedilen bir çocuğunuz olduysa, tüp bebek deneyerek sağlıklı bir çocuk dünyaya getirmeyi deneyebilirsiniz.
Hayalindeki bebeğe kavuşacağı haberini alan anne adayının hem kendisinin güvenli bir gebelik geçirmesi hem de sağlıklı bebeğine kavuşabilmesi için düzenli takip edilmesi gerekiyor. Gebeliğin belli dönemlerinde anne adayına ve anne karnındaki bebeğe yapılacak testler ve muayeneler sağlıklı nesillerin devamı için büyük önem taşıyor. Down sendromundan nörolojik sorunlara kadar birçok sorun henüz anne karnında iken tespit edilip gerekli önlemler alınabiliyor.
Son adet döneminin ilk gününden itibaren ortalama olarak 40 haftalık bir süreç olan gebelikte, tüm vücudu etkileyen belirgin değişiklikler meydana geliyor. Hamilelikte düzenli kontroller, hem annenin hem de bebeğin sağlığı için yaşamsal öneme sahip oluyor. Gebelik takiplerinde, gebeliğin başından doğum sonrasına kadar anne ve bebeğin durumunu değerlendirmek, anne ve babayı bilgilendirmek, anne ve bebekle ilgili olası sorunları önlemek amacı ile muayeneler, testler ve ultrasonlar yapılıyor.
Annede mevcut hastalıkların, gebeliğe bağlı oluşabilecek sağlık sorunlarının erkenden belirlenebilmesi, gerekli önlemlerin zamanında uygun şekilde alınabilmesi, bebekteki yapısal bozuklukların erken gebelikte tespit edilebilmesi ve doğumun doğru zamanda iyi koşullarda yapılabilmesi için gebelerin hamilelik süresi boyunca düzenli aralıklarla kontrollerini yaptırmaları çok önemli.
Gebeliğin önceden tasarlanması, bu sürecin normal seyretmesini ve bebeğin sağlıklı olma şansını artırıyor, beklenmedik bazı risklerle karşılaşma olasılığını azaltıyor. Bu amaçla, gebeliğin planlandığı zamandan en az 3 ay öncesinde kadın doğum hekiminden danışmanlık hizmeti alınması öneriliyor. Anne adayının öyküsünün alınması, kan tahlilleri ve ultrason muayenesi sonuçlarına göre gebelik açısından oluşabilecek riskler belirlenerek önlenmeye çalışılıyor.
Tıp teknolojisindeki gelişmeler ve bilgi birikimi sayesinde, anne ile bebeğin yaşamını tehdit edebilecek pek çok problem, hamileliğin henüz ilk haftalarında belirlenebiliyor. Bu nedenle hamilelik tespit edildiği andan itibaren gebelik takipleri başlamalı. Gebelik süresince yapılması gereken, tüm dünyaca benimsenmiş ve bir kısmı olmazsa olmazların arasına alınmış bir dizi tetkik ve takip programları bulunuyor. Gebeliğin ilk haftasına kadar en az ayda bir, haftalarında iki haftada bir ve haftadan doğuma kadar haftada bir takip gerekiyor. Bu takip programı yüksek riskli gebelerde daha sık gerçekleştiriliyor.
İlk 14 hafta: Gebeliğin ilk 14 haftası veya ilk 3 ayı “birinci trimester” olarak tanımlanıyor. Gebeliğin bu ilk günlerinde, annenin sağlığı açısından elde edilecek bilgiler gebelik sürecinde karşılaşabilecek problemler konusunda hekime bilgi veriyor ve alınabilecek erken önlemlerle gebeliğin seyrinde olumlu katkılarda bulunuyor.
İlk muayenelerde gebenin önceden mevcut olabilecek sağlık sorunları ve önceki gebelikleri ile ilgili bilgiler, ailedeki kalıtsal hastalıklar ve kronik hastalıklar, sigara, alkol ve ilaç kullanımı sorgulanıyor. Fizik muayene, ultrasonografi bulguları ve yapılan testlerle, daha sürecin başında riskli gebeler belirleniyor. Tam kan sayımı, HBsAg tayini, anne ve babanın kan grubu ve Rh durumu, karaciğer-böbrek fonksiyon testleri, Rubella (kızamıkçık) kan tetkiki, idrar tetkiki, son 12 ay içerisinde yapılmamış ise servikal sitoloji (smear testi), açlık kan şekeri, şeker yükleme testi yapılıyor. Gebeliğin sağlıklı normal bir rahim içi gebelik olduğunun ve gebelik haftasının tayini için ultrasonografi yapılıyor.
hafta: Yapılan ayrıntılı ultrason incelemesinde ense kalınlığı ölçümü, gerekirse kalbe uygulanan duktus venozus Doppleri ve kalp kapağı Doppler ölçümlerinin yanı sıra burun kemiği değerlendirilmesi, ikili tarama test ile kombine ediliyor. Böylece bebekte Down sendromu gibi önemli kromozom anomalilerinin tahmin edilme şansı yüzde 90’lara ulaşıyor. Detaylı ultrasonografi incelemesinde ayrıca; bebekte anensefali, karın ön duvar anomalileri, mesane ve ağır nörolojik sistem anomalilerine erken tanı konabiliyor. Uterin arter Doppler kan akımı ölçümleri, gebelikte ortaya çıkabilecek problemleri öngörebiliyor. Riskli gebeliklerde haftadan itibaren anne kanında Serbest Fetal hücre tayini (DNA testi) yapılabiliyor.
hafta: Gebeliğin ikinci 3 ayı, “ikinci trimester” olarak tanımlanıyor. Fetusa ait sakatlıkların (yapısal anomalilerin) saptanabildiği bir dönem olan ikinci 3 ay, bu nedenle gebelik takibinde kritik bir önem taşıyor. Bu dönemde, riskler ve öncelikler göz önünde bulundurularak, şu tetkiklerin yapılması gerekiyor: haftalarda ayrıntılı ultrason, uterin arter Doppler kan akımı ölçümleri, 35 yaş üzeri gebelere amniosentez, kalpte anomali şüphesi olan gebelerde haftalarda fetal ekokardiyografi, Glukoz testleri, tam kan sayımı, tam idrar tahlili yapılıyor. Son beş yıl içerisinde tetanoz aşısı olmamış veya hastane koşullarında doğum yapmayacak olan anne adayının haftada tetanoz aşısı yaptırması gerekiyor.
haftadan doğuma kadar: Gebeliğin üçüncü 3 ayı “üçüncü trimester” olarak kabul ediliyor. haftada; fetal gelişim ultrasonografisi ile bebeğin gelişiminin, amnion sıvısının ve plasentanın değerlendirilmesi yapılıyor, rahim damarlarının akımları inceleniyor. Ayrıca tam kan sayımı tekrarı, Rh uygunsuzluğu varsa gerekli önlem alınıyor, vajinal kültür yapılıyor. Gebeliğin haftasından itibaren haftalık NST takipleri, haftadan sonra doğum gerçekleşmemiş ise 3 günde bir biofizik profil veya NST ve amnion sıvısı ölçümü yapılıyor.
Gebelerde rutin tarama testleri olan birinci veya ikinci trimester tarama testleri (ikili, üçlü ve dörtlü tarama testleri); hormonal kan tetkiklerinin sonuçları ve ultrason verileri dikkate alınarak yapılıyor. Bu testlerde, yüksek riske sahip anne adaylarının bebeklerinde kromozom bozukluğu olup olmadığının kesin belirlenmesi için koryonvillus biyopsisi (CVS), amniyosentez ve kordosentez gibi girişimsel tanı koydurucu işlemler uygulanıyor. En sık uygulanan yöntem amniyosentez oluyor. Bu işlemde; bebeğin içinde bulunduğu amnion sıvısından örnek alınarak, bebeğe ait hücreler, kültür ortamında çoğaltılıyor. Böylece kromozomlardaki olası sayısal ve yapısal bozukluklar analiz ediliyor.
Anne adayının kanında, gebelik boyunca bebeğe ait bazı hücreler dolaşıyor. Serbest Fetal DNA testinde; bu hücrelerin içeriğindeki bebeğe ait genetik materyal olan ”fetal DNA”, anne kanında gebeliğin haftasından itibaren incelenerek, fetal hücrelerdeki kromozomlar araştırılıyor. Kesin bir tanı testi olmamakla birlikte, güvenilirliği yüksek bir tarama testi olarak kabul ediliyor. Serbest Fetal DNA testi, şu durumlarda öneriliyor: Doğum anında 35 yaş ve üzeri olma, fetal ultrason ile saptanmış artmış anöploid i(kromozomal anomali) riski, daha önce trizomili bebek (Down Sendromu) sahibi olma, standart tarama testlerinde (İkili test veya üçlü tarama test) anöploidi için artmış risk.
Prof. Dr. Nilgün Turhan
Bayındır İçerenköy Hastanesi ve Bayındır Levent Tıp Merkezi Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
Gebelik serüveni kendi içinde çok farklı duyguları yaşatan olaylar ile öne çıkar. Mutlulukların ve heyecanların olduğu bu dönemde, bazen en acı haberler de alınabilir. Anne karnında bebeğin öldüğünün anlaşılması da bu acılı anlardan birini ortaya çıkarır.
Anne karnında bebek ölümü olarak tarif edilen durum, genel olarak hamileliğin haftasının sonrasında görülür. Gebelik süresince bebeğin gram ve fazlasına ulaşması durumunda da bu tür bir ölüm halinden söz edilebilir. Kısacası, hafta ya da gramlık sınır değere ulaşıldıktan sonra bebek canlı olma halini yitirirse, anne karnında bebek ölümünden bahsedilebilir.
Bahsedilen haftalar sonrasında bebeğin hareketli hali ortadan kalmış ise anne adayı şüphelenip doktora gidebilir. Çünkü sürekli hareket eden ya da zaman zaman bir şekilde tepki veren bebeğin birdenbire hareketsiz kalması yeteri kadar şüpheli bir durumdur. Bu tür zamanlarda yapılacak ilk iş zaman kaybetmeden doktora gitmektir.
Anne karnında hareket etmediği için doktora gelen hamile kadınlar, doğrudan ultrason muayenesine tabi tutulurlar. Eğer muayene sırasında bebeğin kalp atışlarında bir hareket görülmez ise doktor bebeğin öldüğü teşhisini koyabilir.
Her ne kadar ultrason muayenesi ve kalp atış tespiti ile bu durum anlaşılabiliyor gibi görünse de, erken gebelik haftaları veya ikinci üç aylık periyotlarda bu durum kolayca tespit edilemeyebilir.
Anne adayı ilk zamanlar ve erken dönemler bebeğin öldüğünü fark etmeyebilir. Ne zaman ki haftalar ilerler ve bebek hareketli yapısından hareketsiz yapıya geçerse o zaman şüpheler artacaktır.
Her ne kadar bu konu hakkında net bir cevap olmasa da, belli başlı risk faktörlerinden söz etmek mümkündür. Anne adayı 15 yaşından küçük ya da 0 yaşından büyük ise bebeğin anne karnında ölüm riski diğer hamile kadınlara göre daha yüksektir.
Bazen muayeneden muayeneye fark olabileceği için bebeğin ölümü ile ilgili teşhis iki farklı doktordan alınabilir. 3 dakika zaman farkı ile renkli doppler ultrason kontrolü gerçekleştiren ayrı iki doktor, kalp atışı tespit edemezler ise ölüm teşhisini koyarlar.
Konu hakkında uzun yıllardır çalışmalar yapılmaktadır. Ancak bütün sebepler henüz keşfedilmemiştir. Bugüne kadar bulunan bazı nedenler ise şu şekilde sıralanabilir;
Bebeğin göbek kordonuna bakılır, damar sayısı incelenir, plasenta detaylı şekilde araştırılır, bebeğe otopsi yapılır, bebeğin vücut röntgen grafisi hazırlanır, kültür incelemesi ve kromozom analizi gerçekleştirilir. Tüm bu incelemeler ise bebeğin neden canını yitirdiği ile ilgili bilgi ve fikir vermek için yapılmaktadır. Buna bağlı olarak asıl ölüm nedeni de belirlenebilir.
Anne karnında bulunan bebekler; aşırı stres, ağır kaldırma, geçirilen ağır hastalıklar, bilinçsiz ilaç kullanma veya buna benzer nedenlerle ölebilir. Anne karnında bebeklerin ölmesi sonucundaysa bazı bulgular ortaya çıkar. Eğer bebeğin hareketleri başladığı zamandan sonra ölüm gerçekleşirse; bebeğin hareketlerinin hissedilmemesi, annenin bebekle kurduğu bedensel bağda zarar olduğunun hissedilmesi bebeğin ölmüş olduğunu gösterebilir.
Benzer şekilde, eğer bebeğin hareketleri henüz başlamamışsa; annede bulantı ve kusma olaylarının artması, ani bayılma halleri ve zehirlenme ile eş değer olan belirtiler ortaya çıkar. Bunlara ek olarak; annenin ten renginde solmalar, halsizlik halinde artış ve iştahın bir anda kapanması da bebeğin anne karnında öldüğünü gösterebilir.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası