Türk yazı dilinin ilk örneklerinin ortaya konulduğu, eşi bulunmayacak değerde bilgiler içeren Orhun Yazıtları, her Türkün hakkında bilgi sahibi olması ve onu okuyup hakkıyla benimseyerek Atalarımızın verdikleri uyarıları dikkate alması gereken büyük bir abidedir. Çünkü o kutlu yazıtlarda bilge, alp, inançlı ve pek yürekli atalarımızın, binlerce yıl önce dünyaya düzen vermek ve Türk soyunu, kültürünü, ulusunu bengi (ebedî) kılmak için yaptığı çalışmalar neticesinde oluşan Türk tarihi yazılmaktadır. Orhun Yazıtlarının değerini anlatabilmek için Çünkü ile başlayan tümceler arka arkaya dizilebilir. Ben, yazıma yazıtların değerini ustalıkla dile getiren büyük TürkologMuharrem Erginin Orhun Abideleri adlı yapıtındaki bir paragraflık alıntıyla başlamak istiyorum:
Türk adının, Türk milletinin isminin geçtiği ilk Türkçe metin. İlk Türk tarihi. Taşlar üzerine yazılmış tarih. Türk devlet adamlarının millete hesap vermesi, milletle hesaplaşması. Devlet ve milletin karşılıklı vazifeleri. Türk nizamının, Türk töresinin, Türk medeniyetinin, yüksek Türk kültürünün büyük vesikası. Türk askeri dehasının, Türk askerlik sanatının esasları. Türk gururun ilâhi yüksekliği. Türk feragat ve faziletinin büyük örneği. Türk içtimai hayatının ulvi tablosu. Türk edebiyatının ilk şaheseri. Türk hitabet sanatının erişilmez şaheseri. Hükümdarâne eda ve ihtişamlı hitap tarzı. Yalın ve keskin üslûbun şaşırtıcı numunesi. Türk milliyetçiliğinin temel kitabı. Bir kavmi bir millet yapabilecek eser. Asırlar içinden millî istikameti aydınlatan ışık. Türk dilinin mübarek kaynağı. Türk yazı dilinin ilk, fakat harikulade işlek örneği. Türk yazı dilinin başlangıcını milâdın ilk asırlarına çıkartan delil. Türk ordusunun kuruluşunu en az sene öteye götüren vesika. Türklüğün en büyük iftihar vesilesi olan eser. İnsanlık âleminin sosyal muhteva bakımından en manalı mezar taşları. Dünyanın bugün belki de en büyük meselesi olan Çin hakkında sene evvelki Türk ikazı [1]
Türk yazı dilinin ilk örneklerini gördüğümüz bengü taşlar, bugün hâlâ yaşayan Orkun Irmağının [2] çevresine dikildiği için onlara Orhun Yazıtları (Abideleri) denmiştir. Aynı zamanda yazıtlara, Göktürkler döneminde dikildikleri için Göktürk Yazıtları da denmektedir. Ayrıca bir de Yenisey Yazıtları vardır ki, bunlar Orhun Yazıtları ile aynı değildir. Kesin olarak bilinmese de, Yenisey Yazıtlarının Orhun Yazıtlarından daha önce dikildiği tahmin edilmektedir. Orhun Yazıtları, yaklaşık olarak li yıllar arasında dikilmiştir. Dikili taşlardan önemli olan üç tanesi Kül Tigin, Bilge Kağan ve Tonyukuk Yazıtları dır. Kül Tigin ve Bilge Kağan, 2. Göktürk Devletinin kurucusu olan İlteriş (Kutlug) Kağanın çocukları; Tonyukuk da dönemin veziridir.
Yazıtları çok fazla tarihsel veya karışık bilgilerle anlatarak yazıyı sıkıcı hâle sokmadan, yazıtların içeriğinden bahsetmek istiyorum.[3] Türkler o dönemlerde askerlik alanında çok ileriydiler ve birçok ulusa örnek olacak kadar gelişmiş bir orduya sahiptirler. Hem o dönemin koşulları hem de Türklerin bağımsızlık tutkuları nedeniyle Göktürkler döneminde çok sık savaşların yapıldığını görüyoruz. Doğal olarak yazıtlarda da savaşlardan bahsediliyor. Zaten Bilge Kağanın, Kül Tiginin ve Tonyukukun taşlara yaşadıklarını yazdırıp kendilerinden sonraki kuşaklara onu bırakması, bir bakıma Kağanların topluma hesap vermedir. Bu da ilk tarih yazılarının oluşmasını sağlamıştır. Yazıtlarda genel olarak savaşlar, kağanların değişmesi, aile ilişkileri, cenaze törenleri, Türk ulusuna uyarılar ve o dönemdeki yaşantı anlatılmaktadır.
Kiyük yiyü, tabışgan yiyü oturur ertimiz. [Geyik yiyerek, tavşan yiyerek oturuyorduk.] gibi tümcelerin bulunması, o dönemdeki yaşam biçimimizi az çok ortaya koymaktadır. Tegdükin Türk Begler kop bilir siz. O süg anda yok kıldımız. [Hücum ettiğini Türk Beylerinin hep bilirsiniz. O orduyu orada yok kıldık.] denmesi, Türklerin o dönemde de ordularının çok güçlü olduğunu gösteriyor. Türk Oğuz begleri, buduñ eşiding? Üze tengri basmasar, asra yir teliñmeser, Türk buduñ, ilingin törüngin kim artatı udaçı erti? [Türk Oğuz beğleri, ulusu, işitin: Üstte gök çökmese, altta yer delinmese senin ilini, töreni kim bozabilecekti?] diye Türk budununa uyarıda bulunulması da, hem o dönemdeki Gök Tanrı Dininin izlerini taşımakta hem de ulusun güçlendirilmesi için güdülendiği görülmektedir. Kül Tigin ol süngüşde otuz yaşayur erti. Alp Şalçı akın binip oplayu tegdi. İki erig udu aşuru sançtı. [Kül Tigin o savaşta otuz yaşında idi. Alp Şalçı atına binip atılarak hücum etti. İki eri takip edip kovalayarak mızrakladı.] bölümü ise, yazıların birçok bölümünde anlatılanlara benzer savaş sahnelerini gözümüzde canlandırmaktadır.
Yazıtların çoğu, Kül Tigin ve Bilge Kağanın yeğeni olan Yollug Tigin tarafından yazılmıştır. Kendisi de bazı yazıtların bir yüzüne şöyle not düşmüştür: Bunça bitig bitigme atısı Kül Tigin atısı Yollug Tigin bitidim. Yigirmi kün olurup bu taşka bu tamka kop Yollug Tigin bitidim. [Bunca yazıyı yazan Kül Tiginin yeğeni Yollug Tigin, yazdım. Yirmi gün oturup bu taşa, bu duvara hep Yollug Tigin, yazdım.] Çok ağır ve sert taş kalıplarının üzerine, yazı yazmanın ne kadar zor olacağı, birazcık düşününce anlaşılabilir. Taşlar üzerine yazıların çiviye benzer bir demire, çekice benzer bir aletle vurularak yazıldığı bilinmektedir. Zaten bunun için de o dönemde yazı yazmak eylemi bitimek, tokımak, urmak sözcükleriyle karşılanmıştır. Fakat bazı dikili taşların boyandığı da bilinmektedir. Yazıtların arasındaki mesafe değişmekle birlikte, yaklaşık 1 kmdir. Yazıtlar sağdan sola ve yukarıdan aşağıya doğru yazılmıştır. Bazı taşlar, kaplumbağa biçimindeki kalıpların içerisine oturtulmuştur. Dikili taşların dört yüzünde de yazı bulunmaktadır.
Yazıtlar, Türkçenin gücünü ve köklülüğünü ortaya koyması yönüyle çok önemlidir. Türk Dilinin ilk yazılı kaynakları olan ve yazı dilinin ilk örneklerini oluşturan Orhun Yazıtları, bundan bin yıl öncesinde bile düzenli ve güçlü bir dilimizin varlığını kanıtlamaktadır. Orhun Abidelerinde geçen sözcüklerin %99una yakını Türkçe kökenlidir. Türkçe kökenli olmayan sözcükler de Çinli generallerin veya ordu gönderilen yerlerin özel adlarıdır. Bugün Türkçenin kökeni ile ilgili bilgilerimizin çoğuna, Orhun Yazıtlarından hareket edilerek ulaşılmıştır. Orhun Yazıtlarında Türkçemizin o dönemdeki söz varlığı da aşağı yukarı ortaya koyulmuştur.
Morris Swadesh adlı ünlü bir dil bilimcinin yaptığı çalışma sonucunda elde ettiği yüz temel sözcük listesi ne baktığımız zaman, bu sözcüklerin 64 tanesi yazıtlarda geçmektedir. Yukarıda yazıtların çok sınırlı alanda bilgiler içerdiğini ve genelde savaş, ordu, kağanlık ile ilgili şeyler anlatıldığını söylemiştik. Bunun için, yazıtların o dönemdeki söz varlığını tam olarak ortaya koyamayacağını söyleyebiliriz. Bunu bir örnekle açıklamak gerekirse: Yazıtlarda M. Swadeshin belirlediği sözcükten burun ve ağız sözcükleri geçmemektedir; fakat diş, baş, kulak gibi sözcükler yazıtlarda geçmektedir. Mantıklı olarak düşünüldüğünde, bir ulusun dilinde diş, kulak ve baş için sözcük varken, burun ve ağız için sözcüğün olmaması saçma olur. Bu sözcükler kuşkusuz o dönemde dilimizde bulunuyordu; fakat Yazıtlarda bu sözcüklerin kullanılmasını gerektirecek konular anlatılmadığı için, bu sözcükler kullanılmamıştır.
Orhun Yazıtları, aynı zamanda bir seslenme hitabet sanatı ürünüdür. Bilge Kağanın Türk Budununa seslenişi, onları uyarışı gerçekten bir sanatçı edasıyla yazılmıştır. Ayrıca Tonyukukun bilinen ilk Türk tarihçisi olduğu söylenmektedir. Kuşkusuz bin yıl önce bile edebî anlamda çok büyük değer taşıyan ve bugün hayranlıkla okunan bu yazıtların oluşturulabilmesi için, o dönemden çok daha öncelerde dilin uzun süre işlenmesi ve bir yazı ve yazın dili hâline gelmesi gerekmektedir. Bu da, Türkçemizin yaşı sorununa farklı bir bakış açısı kazandırmaktadır. Dikkatle incelenirse, yazıtlarda renk, oluş, yer, yön, doğa, hayvan, zaman, duygu, düşünce, akrabalık, sayı, yaşam, savaş, askerlik, sanat adlarının kullanıldığı görülür. Böri (Kurt), Tabışgan (Tavşan), Tonguz (Domuz), At, Buka (Boğa), Kiyik (Geyik), Teyeñ (Sincap), İt, Koñ (Koyun), İñek gibi hayvan adları bile, o küçücük metinlerdeki büyük söz varlığımızı göstermeye yeterlidir. Ayrıca yazıtlar, bin yıl öncesinde bile dilimizde belirgin bir soyut kavram zenginliğinin gözler önüne serilmesini sağlamıştır.
Yazıtların, yüzlerce yıl sonra gün yüzüne çıkarılması da ilginçtir. Orkun Yenisey Irmağı çevresinde dikili taşların olduğunu söyleyen bazı kişiler, o yerlerin bazı bilim adamlarınca ziyaret edilmesini sağlamıştır. Türk olmayan bir doktor ve subayın dikili taşları gördükten sonra onlar hakkında verdikleri kısa bilgiler, Batıda dikili taşlara olan ilgiyi uyandırmıştır. Büyük dil bilimcilerden olan Wilhelm Radloff ve Wilhelm Thomsen, yazıtların kime ait olduğunu bulmak için yazıları okumaya çalışmışlardır. Kül Tigin Yazıtının Batı yüzündeki Çince yazıyı hemen fark edip okumuş ve yazıtların Türklere ait olduklarını açıklamışlardır. Daha sonra W. Radloff ve W. Thomsen yazıtları okuyabilmek için resmen yarış içerisine girmişlerdir. Danimarkalı dil bilimci W. Thomsen, yoğun çalışmaları sonucu yazıtların sağdan sola doğru yazıldığını ve Kül Tigin, Göktürk, Bilge Kağan gibi yazıtlarda sık geçen sözcükleri çözüp, bunlardan hareketle ünlü ve ünsüz sesleri çözdüğünü açıklamıştır. Bu aşamadan sonrası çorap söküğü gibi kendiliğinden gelmiştir. Türk Dünyasının bu çalışmalar bittikten sonra Göktürk Yazıtlarından haberdar olması yüreğimizi burksa da, yabancı dil bilimcilerin yazıtlar üzerindeki ilgisi ve yoğun çalışmaları takdir edilecek bir duruştur. Türk Dünyasında Yazıtlarla ilgili ilk olarak Necip Asım ve M. Fuat Köprülü çalışmıştır. Daha sonra Hüseyin Namık Orkun, Muharrem Ergin, Nihal Atsız, Ahmet Bican Ercilasun, Osman Fikri Sertkaya ve Cengiz Alyılmaz gibi büyük Türkologlar dikili taşlar üzerinde çalışmalar yapmışlardır.
Son olarak yazıtların bugünkü durumundan bahsedeceğim. Orhun Yazıtları, tıpkı Ötüken Ormanları gibi bugün Moğolistan sınırları içerisinde bulunuyor. Yazıtlar bulunduktan ve önemi kavrandıktan sonra Türklerin yazıtlara gösterdikleri yoğun ilgiler nedeniyle, Abidelerin bulunduğu alan koruma içerisine alınmış durumda. Dikili taşların çoğu, bugüne gelene kadar korumasız bir biçimde geçirdiği yüzlerce yıl içerisinde oldukça yıpranmış. Bazı taşların belirli yüzleri, rüzgarın etkisiyle aşınmış ve üzerindeki yazılar okunmayacak duruma gelmiş. Fakat şu anda yazıtların hepsi koruma altına alınmış, bazıları anıt yapılar içerisine alınmış durumdadır. Ayrıca dikili taşların yıpranmış bölgeleri, çeşitli yöntemlerle okunabilecek duruma getirilmiştir. Bugün Moğolistandaki Orhun Yazıtları için geziler düzenlenmekte ve birçok Türkolog yazıtlar üzerinde çalışmalar yapmaktadır. [4]
Yavuz TANYERİ
1. Prof. Dr. Muharrem Erginin alıntısını yaptığım bu yazısının devamını okumak için Boğaziçi Yayınlarının bastırdığı Orhun Abideleri adlı yapıta bakabilirsiniz.
2. Orkun adı, Or + Kun biçiminde oluşmuştur. Eski Türkçede or, yer demektir. Kun ise, atalarımızın adı olan Hun adının Eski Türkçedeki biçimidir. Buradan anlaşılacağı gibi Orkun adı, Hunların yeri anlamına gelmektedir. Bugün dikili taşların bulunduğu yerler, bir zamanlar Türklerin yurduydu
3. Daha fazla bilgi için Prof. Dr. Muharrem Ergin, Orhun Abideleri, Boğaziçi Yayınları yapıtına bakabilirsiniz.
4. Günümüzde Orhun Yazıtları üzerinde en çok çalışan Türkologlardan biri, değerli hocamız Doç. Dr. Cengiz Alyılmazdır. Orhun Yazıtlarının bugünkü durumunu merak edenler, birkaç yıl önce Orhun Yazıtlarını gece gündüz demeden inceleyen ve hatta dikili taşların dibinde uyuklayan değerli hocamızın Orhun Yazıtlarının Bugünkü Durumu (*) adlı yapıtına bakabilirler.
Orhun alfabeleri 8. yüzyıldan yüzyıla kadar kullanılan Türklere ait ilk alfabe özelliği taşımaktadır. Orhun yazıtları ise Orhun Alfabesi ile yazılmıştır. 38 harften oluşan Orhun alfabesi 4'ü sesli harften oluşmaktadır. Orhun alfabesi ile yazılan en eski yazı Truva cumhuriyeti sınırları içerisinde Kızıl şehrinde bulunmuştur. Bu alfabenin ise diğerlerinden farklı bulunmaktadır. Bu fark her harfin ayrı yazılmasıdır.
Orhun yazıtları toplamda 6 adet olmaktadır. İçerik açısından en önemli olanları 3 tanedir. Orhun yazıtlarının en önemli olanları şunlardan oluşmaktadır:
- Bilge Kağan Yazıtı
- Tonyukuk Yazıtı
- Kül Tigin Yazıtı
Orhun Yazıtları Hangi Döneme Aittir?
Orhun yazıtları 8. yüzyılda Orhun alfabesi ile yazılmıştır. Tonyukuk anıtı en eskisi olup yılında dikilmiştir. Yapılan araştırmalar sonucunda Kül Tigin yazıtının yılında Bilge Kağan yazıtının ise yılında dikildiği bilinmektedir.
II. Göktür Devletine ait olan Orhun yazıtları Türklerin bilinen en eski alfabesi ile yazılmıştır. BU alfabe Orhun alfabesidir. Bu yazıtlar Türkçenin tarihsel süreçteki gramer yapısı ve bu yapının değişmesi ile ilgili bilgiler vermektedir. Ayrıca Türklerin devlet yönetimi anlayışını, kültürel ögelerini ve soydaşları ile ilgili ilişkileri ile ilgili önemli bilgiler vermektedir.
Bu yazıtlar yılında Moğolistan'da Orhun Vadisinde bulunmuştur. Yazıtlar II. Göktürk Kağanlığına ait olmaktadır. Bilge Kağan ve Kül Tigin yazıtları Yollıg Tigin tarafından yazılmıştır. BU kişi aynı zamanda Bilge Kağanın da değeni olmaktadır. Bu yazıtların sonsuzluğa kadar kalması için Bengü taşlar denilmiştir.
Orhun Yazıtları Özellikleri Nelerdir?
Orhun yazıtları Türklere ait ilk yazılı metinlerdir. Bu nedenle hem edebi hem de tarih açısından büyük önem taşımaktadır. İçerik açısından en önemli olan yazıtlar Bilge Kağan Yazıtı, Tonyukk Yazıtı ve Kül Tigin Yazıtıdır. Bu yazıtların özellikleri şunlardır:
- Bilge Kağan Yazıtı: Bilge Kağan Yazıtında Orhun alfabesinin kullanılmasının yanı sıra Çin dili de bulunmaktadır. Bu yazıt en çok zarar görmüş bir yazıt olmaktadır. Bu nedenle bir kısmı okunamamaktadır. Bilge Kağan yazıtı Tenri Kağan tarafından dikilmiştir.
- Tonyukuk Yazıtı: Tonyukuk Yazıtı en eski Orhun yazıtıdır. Tonyukuk tarafından dikilmiştir. Tonyukuk II. Göktürk Devletinde komutanlık, vezirlik ve danışmanlık yapmış birisidir.
- Kül Tigin Yazıtı: Kül Tigin Yazıtı Bilge Kağan Tarafından dikilmiştir. Bu yazıt Bilge Kağan yazıtı olduğu için kitabede Türkçe ve Çince iki metin yer almaktadır.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası