yapay çevreye örnek / Hüseyin Öğretmen (@1gogulamca) • Фото и видео в Instagram

Yapay Çevreye Örnek

yapay çevreye örnek

TÜRK DIŞ POLİTİKASINDA AKTİVİZMİN LİMİTLERİ: SURİYE İSYANI ÖRNEĞİ Ramazan ÖZDEMİR* Giriş Arap dünyası, Tunuslu bir protestocunun kendini ateşe verip farkında olmadan ülkesinde büyük bir toplu protesto hareketi başlattığı 2010 yılı sonundan beri fırtınalı bir dönem geçiriyor. Tunus’da yaşanan hükümeti değiştirmeye yönelik gerçek bir ayaklanmaydı ve protestocular da amaçlarına ulaştılar. Ayrıca bütün Arap dünyasını ateşe veren ilk kıvılcımı da çakmış oldular. Libya’daki ayaklanma Kaddai’nin sonunu kendi insanlarının eliyle getirdi ve Mısır’da Mübarek’in sonu hapishane oldu. Körfez ülkelerindeki diğer ayaklanmalar sert bir şekilde bastırıldı fakat rejimler ve halklar arasındaki düşmanlıklar hâlâ varlığını sürdürüyor. Bütün bu isyanlar içinde Suriye’deki, Mart 2011’de başlayan çatışmaların binlerce kişinin ölümüne ve yine binlercesinin mülteci durumuna düşmesine sebep olması hasebiyle, en acımasızı gibi görünüyor. Suriye’deki isyan kısa sürede bitecek gibi de durmuyor. Bir tarafta Beşar Esad iktidarda kalmaya çalışıp, muhalileri de ülkeyi yok etmeye çalışan yabancı ajanlar olmakla suçlarken; muhaliler Esad hükümetini devirmek için ölesiye mücadele ediyor ve Esad’ı kendi insanlarını katleden zalim bir diktatör olmakla itham ediyor. Hiçbir taraf taviz vermeye yanaşmazken, şimdiye kadar da savaşın kazananı bulunmuyor. Suriye’deki iç savaş, çatışmalardan kaçan mülteciler ve baş edilmesi güç güvenlik sorunları yüzünden sadece Suriye için değil komşu ülkeler için de bir problem niteliği taşımaktadır. Türkiye-Suriye sınırı, Türkiye’nin diğer komşu devletlerle olan sınırları arasında en uzun olanıdır. Bu yüzden, Türkiye Suriye’deki ayaklanmadan en çok etkilenen ülkelerden biridir ve bu da Türkiye’nin sessiz ve pasif kalmasını imkânsız kılmaktadır. Zaten Türk * Okutman [Fatih Üniversitesi], Siyaset bilimi ve Uluslararası İlişkiler [Yıldız Teknik Üniversitesi], Doktora Adayı, [email protected] 177 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği hükümeti de Suriye’deki olayların başından beri çok aktif politikalar izlemekte ve istikrarın öyle ya da böyle mutlaka sağlanması gerektiğini ifade etmektedir. Mart 2011’de olaylar başladığı zaman, Türk hükümeti öncelikle Esad hükümetine Suriye halkının istediği reformları gerçekleştirmesi için baskı yapmıştır; fakat Esad ülkesini demokratikleştirmeyi reddetmiş ve meydanlarda reform çağrısı yapmak için toplanmış Suriyelilere karşı silah kullanmaktan çekinmemiştir. Bunun sonucunda, Türkiye Suriyeli muhalilerden yana taraf olmuş ve onlara, Amerika ve Arap devletleriyle birlikte, gerekli olan bütün lojistik desteği vermiştir.1 Daha sonra ise Suriye’deki iç savaş Türkiye ve Esad hükümeti arasında dolaylı bir savaşa dönüşmüştür. Türk hükümetinin Suriye’deki ayaklanmaya karşı gösterdiği aktif tepki sadece Suriye’yle sınırlı değildir ve aslında Türk dış politikasının soğuk savaş sonrası dönemde benimsediği aktivizmin bir devamı olarak alınabilir. Makalede aktivizm ile dışişlerinde sorumluluk ve inisiyatif alan Türk dış politika zihniyeti, limitler ile de askeri kapasite yetersizliği ve alternatif planların eksikliği kastedilecektir. Çalışmanın amacı, Türk dış politikasındaki aktivizmin sebeplerini ve limitlerini araştırmaktır, bu bağlamda Türk dış politikasının Suriye’deki isyana verdiği tepki örnek olarak incelenecektir. İsyanın mezhepsel bir karaktere sahip olup olmadığı da çalışmada ayrıca tartışılacaktır. Soğuk Savaş Sonrası Türk Dış Politikasındaki Aktivizmin Sebepleri Türk politika yapıcıların aktif bir dış politika takip etmeye karar vermeleri, Soğuk Savaş’ın sona ermesinin hemen ertesine rastlar. Bu, o zamanki Türkiye cumhurbaşkanı Turgut Özal’ın 1991’deki bir basın konferansında söylediği sözlerde çok açıktır. Özal o basın toplantısında açıkça “Türkiye daha önceki pasif ve çekimser politikaları terk etmeli ve aktif bir dış politika takip etmelidir”2 demiştir. O dönemde, SSCB’nin yıkılışı sadece Türkiye için değil, iki kutuplu 1 C. J. Chivers and Eric Schmitt, “Arms Airlift to Syria Rebels Expands, With Aid From C.I.A.”, The New York Times, March 24, 2013, http://www.nytimes.com/2013/03/25/world/middleeast/arms-airlift- to-syrian-rebels-expands-with-cia-aid.html?pagewanted=all&_r=0 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 2 Philip Robins, “Turkish Policy and the Gulf Crisis: Adventurist or Dynamic?” in Clement Henry Dodd (ed.), Turkish Foreign Policy: New Prospects, Cambridgeshire, UK: Eothen Press, 1992, s. 70. 178 Ramazan Özdemir dünyanın katı kuralları ile varlığını sürdürmeye çalışan diğer ülkeler için de heyecan uyandırmakta ve geniş bir siyasi alana işaret etmekteydi. Soğuk savaş yılları Türk dış politikasını pasif ve içe kapanık olmaya zorlamıştı. Atatürk’e atfedilen “Yurtta sulh, cihanda sulh” deyimi de bu duruma çok uygun düşmekteydi. Bu yüzden, Türkiye enerjisini dâhili gelişmeye odaklamış ve dışişlerinde kendisini bu hedeften saptırabilecek gerilimlerden kaçınmıştı. Türkiye kendini genellikle ekonomi ve askerî olarak azgelişmiş bir ülke olarak değerlendirmekteydi3 ve bölgedeki Arap ülkeleri Türk Cumhuriyeti’nin kurucularının gözünde geri kalmışlığı temsil ettiği için özellikle Ortadoğu’daki çatışmalardan uzak durmaktaydı. ABD’nin mütteiki ve SSCB’nin komşusu olarak, soğuk savaş yıllarında Türkiye’nin fazla alternatii bulunmamaktaydı. Türkiye’yi özellikle Ortadoğu’daki diğer ülkelerden farklı kılan, yeni kurulmuş yapay bir devlet olmaması, tam tersine bölgeye hükmetmiş emperyal bir geçmişe sahip köklü bir devlet olmasıydı. Bu sebeple, “kara günler”in bitişi “eski güzel günler”e dönmek adına ihtimaller barındırmaktaydı. En azından, Türk sokaklarındaki birçok insan için bu böyleydi ve politikacılar için de bu tür imalarda bulunmak çok kullanışlı idi. Gerçekte ise, güvenlik güçlerinin PKK terörü yüzünden belli bölgelere girmesinin imkânsız olduğu bir ülkede böyle hayaller kurmak muhtemel bile değildi. Şu da bir gerçektir ki, askerler 1990’larda hem iç hem de dış politikada çok etkiliydiler ve onların güvenlik algıları Türkiye’nin düşmanlarla çevrili olduğu ikri üzerine kurulu idi. Kemalist Türk askerî elitine göre, Kürtler, İslamcılar ve Batılı devletler ülkeyi bölmeye çalışıyordu. Onlara göre, Türkiye’nin içine kapanması şarttı. Esasen, medya da bu korkuyu beslemekteydi. Bununla beraber, Türk ekonomisi dışişlerinde aktif bir politika takip edecek kapasiteye sahip değildi. Birbiri ardı sıra gelip giden ve ülke istikrarına zarar veren koalisyon hükümetleri de Türk devletinin iddialı bir dış politika takip etmesine engel olmaktaydı. Yine de, 1990’larda ihtimal olmamasına rağmen azim vardı. 3 Alan Makovsky, “The New Activism in Turkish Foreign Policy”, SAIS Review, Vol. 19, No: 1, 1999, s. 93. 179 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği 2000’li yıllara gelindiğindeyse, Türkiye ülke içinde PKK terörizmini çözme sürecinde, hâlâ yapılacak çok iş olmasına rağmen, uzun bir yol kat etmiştir. AKP hükümeti, belki de 2002’de iktidara geldiğinden beri tek parti hükümeti olması sayesinde, bu konuyu çözme noktasında önceki Türk hükümetlerinden çok daha cesur ve istekli davranmaktadır. Aslına bakılırsa müzakere kültüründen çok çatışma kültürünün olduğu bir ülkede koalisyon hükümetleriyle büyük projeler gerçekleştirmek zordur. Bu anlamda, AKP hükümeti tek parti hükümeti olduğu için şanslıdır. Türk ekonomisi de, insanların sabah uyanıp dövizin neredeyse iki kat arttığını görmesinin mümkün olduğu 1990’larla kıyaslandığında iyi gitmektedir. Bu bağlamda bir örnek verilecek olursa, Türkiye’de 1994’de yaşanan ekonomik krizi hatırlamak Türk ekonomisinin ne kadar kötü olduğunu anlamak için yeterli olacaktır.4 Bu krizin sokaktaki insanlar için anlamı ceplerindeki paranın yarısından fazlasını kaybetmeleriydi. Açıktır ki bu insanlar o zamanki hükümetten memnun değillerdi ve dış politikada ülkeye yeni problemler getirebilecek hiçbir aktivizmi desteklemeyeceklerdi. 2000’lerin başından beri, Türk ekonomisi yüksek bir büyüme ve yapısal reform sürecine girmiştir. 2002’de, ekonomik yapıyı düzenleyecek olan uzun dönemli vergi ve harcama politikaları IMF’yle anlaşılan istikrar programına damgasını vurmuştur. Dahası, yarım kalan özelleştirmeler, dış ticaret ve yapısal reformlar hızlandırılmıştır.5 Bu reformlar sonucunda, yıllık gayrisai yurtiçi hâsıla (GSYİH) büyüme oranı 1990’larda ortalama olarak %4 iken, 2002 ve 2008 yılları arasında %6,8 olmuştur. Enlasyon oranı da yine 1990’larda %75 civarındayken 2000’lerde %10’un altına düşmüştür ki bu oran tarihî düşük 4 “Dolar kuru 19 Ocak 1994 tarihinde ve takip eden günlerde 15000 TL’den 22000 TL’ye çıkmıştır. Daha kötüsü bir dolar aynı yılın Nisan ayında 42000 TL’ye kadar çıkmış ve daha sonra ancak 32000-34000 TL’ye düşürülebilmiştir.” Prof. Dr. Muhammet Akdiş, “Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye Finansal Krizler –Beklentiler”, Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, http://makdis.pamukkale.edu.tr/inans.htm (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 5 Yar. Doç. Emine Fırat, “Konjonktür Teorileri Işığında Türkiye’deki İktisadi Dalgalanmalar”, International Conference on Eurasian Economies 2012, s. 411, http://www.eecon.info/papers/525.pdf (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 180 Ramazan Özdemir seviyedir. İlaveten, kamu borcu 2001’de GSYİH’nın %76’sı iken 2010’da GSYİH’nın yaklaşık %35’ine düşmüştür.6 2011’de Türk ekonomisi, her ne kadar bu yıldan sonra yavaşlasa da, %8,5 büyüme oranıyla dünyada Çin’den sonra ikinci en büyük büyüme oranını yakaladı.7 Bununla birlikte, Türkiye IMF’ye olan borcunu bitirdi ve 1990’larda Türk hükümetleri için IMF’den borç almak bir zorunluluk iken bu 53 yıllık hikâyeyi sona erdirdi.8 Şurası bir gerçektir ki, Türkiye ekonomisinde hâlâ işsizlik ve fakirlik gibi problemler bulunmaktadır ve sokaktaki pek çok kimsenin 1990’lara kıyasla daha fazla borcu vardır. Yine de, kesinlikle Türk insanı ve Türk ekonomisi 1990’lardan çok daha iyi durumdadır. Uluslararası alanda da, Türkiye 1990’lara nazaran daha şanslı durumdadır. Amerika daha yaptığı gibi bildiğini okuyan politikalar takip etmemektedir, tam tersine Amerikanlar Afganistan ve Irak’ta yaşadıkları acı tecrübeler yüzünden mütteiklerine sorumluluk devretmek istemektedir. Bu bağlamda, Amerika Türkiye’den Suriye konusunda daha fazlasını beklemektedir. Bundan başka, dünyadaki ekonomik büyüme merkez ülkelerden çevre ülkelere kaymış bulunmaktadır ve bu da aslında merkez ülkeler tarafından alınmış bilinçli bir karardır. Bu açıdan, Hintli otomobil şirketi Tata’nın meşhur İngiliz otomobil şirketleri olan Jaguar ve Land Rover’ı 2008 yılında satın aldığını,9 Çinli otomobil şirketi Geely’nin de İsveç menşeli Volvo’yu son sahibi olan Amerikan otomobil şirketi Ford’dan 2010’da satın aldığını10 belirtmek ilginç 6 Dr. Roby Nathanson and Gilad Brand, “Economic Overview of Turkey”, Israeli European Policy Network, Nisan 2011, s. 3, http://www.macro.org.il/lib/3031793. pdf (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 7 “Turkey in 2nd spot with growth”, Hürriyet Daily News, Nisan 3, 2012, http:// www.hurriyetdailynews.com/TurkRadio.aspx?pageID=238&nID=17503 (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 8 Ercan Baysal, “Borç bitti, IMF’ye paydos”, Zaman, Mayıs 14, 2013, http://www.zaman. com.tr/ekonomi_borc-bitti-imfye-paydos_2089371.html (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 9 “Hintli Tata, Jaguar ve Land Rover’ı 2.9 milyar dolara aldı”, Radikal internet baskısı, Mart 27, 2008, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=251284 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 10 “Volvo resmen Çinli oldu”, Sabah, Mart 29, 2010, http://www.sabah.com. tr/Ekonomi/2010/03/29/cinli_geely_isvecli_volvoyu_alarak_muradina_erdi (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 181 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği olacaktır. Aslına bakılırsa, ekonomik büyümenin transferi bir zorunluluktu yoksa sermaye Batı’da sıkışıp kalacak ve yeni krizlere kapı açacaktı. İşte bu tercih Türk ekonomisinin işine yaramıştır. Ayrıca belirtilmelidir ki, Türkiye’nin istikrarlı ve büyüyen ekonomisi sayesinde Körfez ülkelerinde gelen sıcak para akışı11 ve Türk hükümetinin ekonomik pazarları çeşitlendirme gayreti Türk ekonomisindeki ilerlemeyi kolaylaştırmaktadır. Bu faktörler Türk politika yapıcıların aktif bir dış politika izlemesine imkân vermektedir. Şu da ifade edilmelidir ki, Müslüman ülkelere karşı olumlu bir tavrı olan Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP), Kemalist askerlerin etkisi altında çalışan önceki hükümetlere göre bir farklılık yarattı ve Ortadoğu’daki olaylara ilgisiz kalmamayı tercih etti. Ayrıca şu da bir gerçektir ki, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu Türk dış politikasına çok daha geniş bir vizyon getirmiştir. Davutoğlu 2009’da dışişleri bakanı olarak göreve gelmeden önce, ‘Stratejik Derinlik’ diye bir kitap yazmıştı ve birçok vesileyle Türkiye’nin dışişlerinde aktif politikalar izlemesi gerektiğini iddia etmekteydi. Öyle görünmektedir ki, bu kitap Türk hükümetinin elinde bir vizyon belgesine dönüşmüştür. Türk dış politikasındaki aktivizme dair birkaç örnek verilecek olursa, Türkiye, Ocak 2006’da Filistin’de seçimlerden zaferle çıkan Hamas’ı tanımakla ciddi bir karar almıştır ki bu, Kemalist bir anlayışla imkânsızdı. Ek olarak, Türkiye, İslam Konferansı Örgütü 1969’da Suudi Arabistan liderliğinde kurulduğunda çok isteksiz bir üyeyken, şu anda örgütün genel sekreterliğini Prof. Ekmeleddin İhsanoğlu vasıtasıyla yürütmektedir ve bu da Türkiye’nin örgüte tekrar canlılık vermek istediğini göstermektedir.12 Bu çerçevede, Türkiye’nin Suriye ayaklanmasına verdiği tepki bu aktif duruşun yansımasından ibarettir. 11 Mirna Sleiman and Dinesh Nair, “Gulf Arab investors hot on Turkey private equity trail”, Reuters, Dubai, Mayıs 23, 2012, http://www.reuters.com/article/2012/05/23/ turkey-private-equity-idUSL5E8GLC4F20120523 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 12 Philip Robins, “Turkish Foreign Policy since 2002: Between a ‘Post-Islamist’ Government and a Kemalist State”, International Affairs (Royal Institute of International Affairs 1944-), Vol. 83, No. 2, Mart 2007, s. 300-301. 182 Ramazan Özdemir Türk Dış Politikasının Suriye’deki Ayaklanmaya Tepkisi Suriye’deki isyanlar yeni değildir ve Baas hükümetlerinin insanları bastırma şekli her zaman acımasız olmuştur. Bir örnek verilecek olursa, 1982’de Hama’daki isyanlar Suriye hükümeti tarafından gerçekleştirilen bir katliamla neticelenmiştir ve aralarında kadın ve çocukların da bulunduğu 10 000 ile 20 000 kişi öldürülmüştür.13 O zamanki Türk hükümeti olaylar karşısında Soğuk Savaş şartlarından ötürü büyük oranda ilgisiz kalmıştır. Şu da ilginçtir ki, Türk halkı Suriye’deki olaylardan yaklaşık 6 gün sonra haberdar olmuştur.14 Hükümet ilgi göstermemiş, halkın da olaylar hakkında bilgi sahibi olmasına müsaade edilmemiştir. Fakat bugün durum tamamen farklıdır. Hem Türk hükümeti hem de halk Suriye’deki olaylarla çok ilgilenmektedir ve hükümet başından beri çok aktif politikalar izlemektedir. Türk dış politika yapıcıları dünyadaki birçok yerde etkin roller almaktadır ama Suriye’deki olaylar Türkiye için bir teste dönüşmüş durumdadır. AKP hükümeti geçen on yılda Esad’la iyi ilişkiler kurmak için hatırı sayılır ölçüde yatırım yapmıştır. Türkiye Esad’ı reformları gerçekleştirmesi için teşvik etmiş ve Suriye’deki olayları yatıştırmak için elinden gelenin en iyisini yapabilmek adına farklı iletişim kanallarını muhafaza etmiştir. Mesela, Türk Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu krizin zirvede olduğu 15 Ağustos 2011 tarihinde Şam’ı ziyaret etmişti. Toplantı 6 saat sürmüştü ve bu Esad’ı savaşı bitirmeye ikna etmek adına önemli bir çabaydı. Fakat Esad’ın devam eden acımasız baskısı aynı yılın sonunda Türkiye’yi sert bir şekilde rejimin aleyhine döndürmüştür.15 Aslında Türkiye, Suriye’de barışçıl bir çözümden yana olmuştu ve Davutoğlu problemi barışçıl bir şekilde çözmesi için Esad’ı ikna etmek üzere birçok kez Suriye’ye gitmişti. Bu tavırdan ötürü de, isyanın merkez şehirleri olan Hama 13 William Cleveland, A History of the Modern Middle East, Boulder, CO: Westview Press (Second Edition), 2000, s. 394. 14 “Suriye’nin 30 yıl önceki Hama Katliamı Türk medyasında 6 gün sonra yer bulmuş”, Haberler, Ağustos 5, 2011, http://www.haberler.com/suriye-nin-30-yil- onceki-hama-katliami-turk-2912989-haberi/ (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 15 Katerina Dalacoura, “The 2011 uprisings in the Arab Middle East: political change and geopolitical implications”, International Affairs, Vol. 88, No:1, 2012, s. 76. 183 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği ve Humus’taki Suriyeliler, Davutoğlu Esad’ı en son ziyaret ettiğinde Türk Dışişleri Bakanı ve Başbakanı aleyhine slogan atmıştı.16 Bu aslında Türk tarafı için utanç vericiydi çünkü Suriyelilerin gözünde sanki Esad hükümetinden yanaymış gibi görünmüşlerdi. Esasen, Türkiye Suriye ile ilişkilerinde 180 derece dönmüş bulunmaktadır ama bu haksız bir karar gibi görünmemektedir. Türkiye ve Suriye arasındaki ilişkiler isyandan önce mükemmeldi ve ‘ortak kader, ortak tarih ve ortak gelecek’ sloganı ilişkilerin temeliydi. PKK’ya karşı güvenlik işbirliği arttırılmıştı ve Eylül 2009’da vize alma gerekliliği kaldırılmıştı. Türkiye- Suriye yüksek düzey stratejik işbirliği konseyinin ilk bakanlar toplantısı Ekim 2009’da 10 bakanın katılımıyla yapılmıştı. Her iki ülke de ticaret, kalkınma ve eğitim alanlarında işbirliğini arttırmayı amaçlamış, Mart 2010’a kadar 51 protokol imzalanmıştı.17 Fakat bir yıl sonra, Mart 2011’de olanlar Türkiye için bir teste dönüştü. Türkiye’nin dış politika amacı olan ‘komşularla sıfır sorun’ politikası sonucu iki ülke arasında kurulmuş iyi ilişkiler sayesinde, Türkiye Esad hükümeti ile muhaliler arasında arabulucu olarak çok aktif bir rol oynadı. Buna rağmen, Esad’ın tavrı hiç de olumlu değildi ve Türkiye pozisyonunu değiştirmek zorunda kaldı. Aslına bakılırsa, komşusunda böylesine bir kriz yaşanırken Türkiye’nin ‘sıfır problem politikası’na devam etmesini beklemek mümkün değildir. Tam tersine, Türkiye meseleyi sanki kendi problemiymiş gibi almış ve Erdoğan açıkça “Suriye bizim iç meselemizdir” demiştir.18 Türkiye ekonomik entegrasyon ve istikrar kendi çıkarına olduğu için, aslında bölgeyi ekonomik olarak bütünleştirmek ve istikrar sağlamak adına 16 Aslı Aydıntaşbaş, “Esad’ın Problemi Annesi”, Milliyet, Mayıs 25, 2013, http:// siyaset.milliyet.com.tr/-esad-in-problemi-annesi-/siyaset/ydetay/1713801/default. htm (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 17 Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran-Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, Turkey-Syria Relations (edited by Raymond Hinnebusch and Özlem Tür), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2013, s. 197. 18 “Suriye bizim iç meselemizdir”, TGRT Haber, Ağustos 7, 2011, http://www. tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=8c7e9711-0a7b-4f70-91d1-d5fd7e883a3f (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 184 Ramazan Özdemir Suriye’yi uluslararası toplumla birleştirmeye çalışıyordu. Türkiye komşu ülkelerle kıyaslandığında en iyi üretim kapasitesine sahiptir ve Türk hükümeti bölgedeki liderliği almak için bu kapasiteyi kullanmak istemektedir. Bu yüzden Suriye’de isyan patladığında, bu Türkiye’yi çok rahatsız etti çünkü Suriye diğer Arap ülkelerine açılan kapıydı. Bu bağlamda, isyan Türkiye’nin planlarını bozdu. Daha kötüsü, Türkiye’nin önerilerinin tersine Esad’ın Suriyelileri bastırma yönündeki tavrı Türkiye’yi çok zor durumda bıraktı. Bunun anlamı uzun süreli bir çatışmaydı ki bu da Türk çıkarlarının zararınaydı. Bununla beraber, Türkiye’nin Başbakanı Erdoğan’ın davranışları analiz edildiğinde görülür ki o, her zaman sokaktaki insanlara oynamakta ve Müslüman kitleler arasında ortak bir anlayış ve işbirliğini geliştirmeye çalışmaktadır. Bunun için, herkes tarafından onaylanan ve âdil olan tarafsız ve evrensel değerlere atıfta bulunmaktadır. Bu durum, Erdoğan’ın İsrail başbakanını “siz öldürmeyi iyi bilirsiniz ama Tevrat altıncı maddede der ki öldürmeyeceksin” diyerek suçladığı Davos Zirvesi’nde çok açıktır. Bu noktada, Erdoğan’ın duruşu, ‘ortak bir anlayışa ulaşmak için özel bir yönelimle dilin kullanımı’ anlamına gelen Habermas’ın ‘iletişimsel eylem’ kavramıyla açıklanabilir. Bu direk olarak sokaklara hitap eden yeni bir dildir.19 Bu sebeple, Suriye’de rejimin cinayetleri karşısında Erdoğan’ın sessiz kalmasını beklemek tamamen imkânsız olacaktır. Bugün, Türkiye barış talep ediyor görünmektedir ama aynı zamanda Suriye hükümetiyle bir savaşa hazırlanıyor gibi de görünmektedir. Türkiye’nin savaşa hazırlanıyor gibi görünmesi büyük olasılıkla sadece bir blöftür ve Türkiye için Suriye’de savaşmak son derece ihtimal dışıdır. Fakat durum yine de “barış istiyorsan savaşa hazırlan” manasına gelen “si vis pacem para bellum” deyiminin bir yansımasıdır ve Türkiye Başbakanı Erdoğan açıklamalarında birçok vesileyle belli etmiştir.20 Aslına bakılırsa Türkiye ve Suriye’nin elinde 19 Özden Zeynep Oktav, “Concluding Remarks”, Turkey in the 21st Century (edited by Özden Zeynep Oktav), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2011, s. 213. 20 Fatih Altaylı, “Si vis Pacem para bellum”, Habertürk, Ekim 6, 2012, http://www. haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/782823-si-vis-pacem-para-bellum (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 185 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği birbirine karşı kullandıkları iki kart bulunmaktadır: direnişçi Özgür Suriye Ordusu ve PKK. Türkiye Özgür Suriye Ordusu’nu topraklarında barındırırken, Suriye de Türkiye’deki terörist örgütlenmeleri desteklemektedir. Her iki taraf da birbirine karşı tehditlerinde çok açıktır. Erdoğan, Esad’ın yaptığı yanlışların hesabını vereceğini iddia ederken21, Esad açıkça Suriye hükümetinin PKK’yı desteklemeyi düşüneceğini belirtmekte ve eğer Türk hükümeti Şam’a muhalefet ederse “Türkiye bizimkine benzer bir duruma düşebilir” demektedir.22 Bu savaşta Türkiye nispeten daha güçlü olduğu için Suriye’nin önünde görünmektedir. Örneğin, Türkiye önceleri ticaret anlaşmaları yoluyla etkin bir yumuşak güç aracı olarak kullandığı ekonomiyi bu defa yaptırımlar yoluyla Suriye hükümetini köşeye sıkıştırmak için kullanmaktadır. Bu doğrultuda, Türkiye Suriye hükümetinin mali varlıklarını dondurmuş, üst düzey Suriyeli bürokratlara seyahat yasağı koymuş, Suriye merkez bankasıyla yaptığı işlemleri kesmiş ve sivillere karşı devam eden şiddet karşısında Esad hükümeti üzerindeki uluslararası baskıyı arttırmıştır. Türkiye’nin yaptırım uygulama kararı, Avrupa Birliği ve Amerika tarafından dayatılan ekonomik cezalardan ve Arap Birliği’nin Suriye üzerinde geniş ekonomik yaptırımlar uygulama kararından sonra gelmiştir.23 Şu bir gerçektir ki, Türkiye her zaman uluslararası toplumla birlikte hareket etmeye dikkat etmektedir ve yaptırımlar da bu tavrın bir yansımasıdır. Bu durum Türkiye için, mezhepsel karakterli olmaya dönüşebilecek olan böylesine bir bölgesel çatışmada izole olmaması açısından iyi bir seçimdir. Şu da bir gerçektir ki Suriye’deki çatışmanın parçası haline gelmek Türkiye’nin seçimi değildi, aksine Türkiye çözümün parçası olmayı 21 “Esad hesap verecek”, Akşam, Eylül 16, 2011, http://www.aksam.com.tr/siyaset/ esad-hesap-verecek--67730h/haber-67730 (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 22 “Turkey tightens security measures on Syrian border to prevent PKK entry”, Today’s Zaman, Mart 21, 2012, http://www.todayszaman.com/news-274953- turkey-tightens-security-measures-on-syrian-border-to-prevent-pkk-entry.html (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 23 Dan Bilefsky and Anthony Shadid, “Turkey Moves to Intensify Sanctions Against Syria”, The New York Times, Kasım 30, 2011, http://www.nytimes. com/2011/12/01/world/middleeast/turkey-intensifies-sanctions-against-syrian- regime.html?pagewanted=all&_r=0 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 186 Ramazan Özdemir istemişti fakat olayların seyri onu çatışmanın parçası olma durumuna itti. Suriye İsyanı: Mezhepsel mi Değil mi? Suriye’de olanlar mezhepsel bir çatışma olmaktan uzaktır ve olayları bu şekilde tanımlamak sosyal bir patlamayı anlamaya çalışırken ancak işin kolayına kaçmaktan ibarettir. Hattı zatında Halep ve Şam’daki Sünni tüccar sınılar tarihsel olarak Esad rejimini desteklemektedir.24 Dahası, İslam tarihi incelendiğinde görülür ki Müslüman dünyasında, tarih boyunca binlerce kişinin mezhep savaşları yüzünden öldürüldüğü Avrupa’nın aksine, mezhep çatışmaları bulunmamaktadır. Bugünkü problem de aslen jeostratejiktir ve bölgedeki iki büyük güç, Suudi Arabistan ve İran, Suriye’deki çatışmalardan kazanım elde etmeye çalışmaktadır. Bu sebeple, çatışmaların mezhepsel görünüşü bu iki aktörün manipülasyonu gibi görünmektedir. Nusayrileri, Sünnilerin kendilerini öldürme yolundaki olmayan niyetleri hakkında dedikodular yayarak kışkırtmak kolaydır ve aynı şey Sünniler için de geçerlidir. Nusayriler lehinde gelişen mücadelenin anlamı İran için jeostratejik bir kazanım olacakken, tersi durum topraklarında büyük bir Şii nüfus barındıran Suudi Arabistan için kazanım olacaktır. İsyanın altında yatan asıl sebep olarak, Baas rejiminin yapısı analiz edilmelidir. Baas rejimi Hama örneğinde görüldüğü üzere halka karşı baskıcı olmasıyla bilinir. Suriyeliler 1963’den beri sıkıyönetim altında yaşamaktadır ve rejim hiçbir zaman insanlara iyi hayat standartları sağlayamamıştır. Aslında isyan hiç de şaşırtıcı değildir ve diğer Arap ülkelerindeki isyanlar Esad’ın önlem alması için açık sinyallerdi ama Esad hiç umursamamıştır. Olaylar Suriye hapishanelerini binlerce siyasi mahkûmla doldurup onlara sürekli işkence etmenin yetersiz olduğunu kanıtlamıştır.25 Beşar Esad politik ve ekonomik reform vaatleriyle göreve gelmesine rağmen babasından çok farklı değildir. Başlangıçta insanlar sadece daha fazla özgürlük talep etmiş, 24 Mara E. Karlin and Andrew J. Tabler, “How Washington Should Plan for a Post- Assad Syria”, http://www.foreignaffairs.com/fa_subcontent/67797/67800 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 25 Omar S Dahi and Yasser Munif, “Revolts in Syria: Tracking the Convergence between Authoritarianism and Neoliberalism”, Journal of Asian and African Studies, Vol. 47, No: 323, 2012, s. 325. 187 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği kimse rejim değişikliği istememiştir. Fakat Esad babasının ölümünden sadece bir yıl sonra Suriye’deki değişim konusunda temkinli olacağını açıkça belli etmiştir. Şubat 2001’de Şark-ül Evsat’a verdiği meşhur mülakatta, demokrasi yönündeki taleplerle ilgili şüphelerinin işaretlerini vermiştir. Demiştir ki, “Bir eylemin sonuçları memleketin istikrarını etkiliyorsa, iki ihtimal vardır… Ya fail bir dış güç adına hareket eden yabancı bir ajandır ya da kasıtlı olmadan hareket eden basit bir kişidir. Fakat her iki durumda da ülkenin düşmanlarına hizmet edilmektedir ve sonuçta ikisi de niyetlerine ve amaçlarına bakılmaksızın aynı şekilde muamele görür.”26 Kısaca, Esad Suriye içinde ve dışındaki beklentilerin aksine ülkesini demokratikleştirme konusunda pek de istekli değildi. Tersine, özgürlük taleplerine ve eleştiriye tahammülü yoktu. O zaman, isyanın esas sebebi mezhepsel değil, rejimin baskısı ve başarısızlığıdır. Bu noktada ifade edilmelidir ki, algılamalar gerçeklerden çok farklı olabileceğinden ve Suriye’deki isyan birçok kişiye mezhepsel göründüğünden ötürü, Türkiye Suriye’de bir tehlikeyle karşılaşabilir. Türkiye keskin bir şekilde Suriyeli muhalilerden yana taraf olmuştur. Anlaşılır olarak da, muhalilerin Sünni, Esad rejiminin de Nusayri karakteri yüzünden, bölgede görünüşte mezhepsel bir çatışmanın parçası olarak algılanmaktan endişe duymaktadır. Türkiye bölgede Sünni bir güç olarak görülüp böylesine bir çatışmaya girmek istemese de, bu meseledeki aktörlerin algısı tersi yöndedir. Mesela, Suriye Müslüman Kardeşler Örgütü’nün lideri Mohammad Riad Shaqfa, askerî müdahale Batılı güçler yerine Türkiye öncülüğünde yapılırsa kabul edeceklerini açıklamıştır.27 Bu bölgedeki Sünni aktörler açısından olumlu bir imajdır ama Nusayrilerin Şiilere çok daha yakın oldukları göz önüne 26 David W. Lesch, The New Lion of Damascus, New Haven and London: Yale University Press, 2005, s. 92. 27 “Syria’s Muslim Brotherhood open to Turkish intervention”, France 24 International News, Kasım 17, 2011,http://www.france24.com/en/20111117-syria- banned-islamist-muslim-brotherhood-turkey-intervention-assad-crackdown (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi), Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran-Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, s. 197. 188 Ramazan Özdemir alınırsa Şii aktörler için olumsuzdur. Türkiye için, böyle bir imaj manevra kabiliyetini kısıtlayacağı için son derece sakıncalıdır. Açıktır ki sadece Sünni olarak algılanan bir aktörün Şii aktörler nezdinde güvenilirliği olmayacaktır. Türkiye bölgede Batılı mütteiklerinin desteğiyle arabulucu ve düzen kurucu rolü oynamak istemektedir. Bu rol için, Türkiye bütün aktörlere eşit mesafede olmanın önemli olduğunu düşünmektedir. Türkiye’nin Yanlış Hesaplamaları ve Limitleri Türkiye’nin en açık yanlış hesabı Esad hükümetinin ömrüyle ilgili beklentisinde olmuştur. Türk politika yapıcıları Esad’ın isyanı takip eden kısa süre içinde görevini bırakacağını ummuş ve planlarını ona göre yapmışlardı. Bu bağlamda, Türkiye’nin aktif bir rol oynamasını bekleyen Amerika’nın da desteğini almışlardı. Örneğin Hillary Clinton Kasım 2011’de, Suriye’deki rejim değişikliğinin Türkiye ve Arap Ligi liderliğinde şiddetsiz gerçekleşmesini beklediklerini ifade etmiştir. Amerika tarafından teşvik edilen Ankara, rejimin uluslararası topluluk tarafından devrileceğini farz etmiş, planlarını bu doğrultuda yapmıştır. Bir örnek verilecek olursa, İstanbul’da toplanan ‘Suriye’nin Dostları’ zirvesinde 70’den fazla Batılı ve Arap ülke hazır bulunurken, İran, Irak ve Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nde veto hakkı bulunan Rusya ve Çin, ki bunların hepsi Esad hükümetini desteklemektedir, zirveye katılmadı. Türk hükümeti de bu aktörlerin yokluğunu hiç önemsemedi çünkü Türkiye’nin planları tamamen Esadsız bir senaryo üzerine kuruludur. Türk hükümetinin tavrından anlaşıldığı kadarıyla Ankara, Cumhuriyet tarihinde ilk kez komşu bir ülkenin rejimini değiştirmek için inisiyatif almaktadır.28 Fakat Esad’ın kısa sürede devrilmesi pek de muhtemel görünmemektedir. Dahası Suriye’de yaşanan bunca çatışmaya rağmen iktidarda kalması hâlâ ihtimal dâhilindedir. Bir diğer yanlış hesap, Türk Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun da itiraf ettiği gibi, Ankara’nın, Esad’ın ülkesinde şiddeti bu kadar tırmandırıp bu kadar insanın ölümüne sebep olabileceğini öngörememesidir. Buna ek olarak, uluslararası aktörlerin, isyan başladıktan hemen sonra Esad’ı gayrimeşru ilan etmelerine 28 Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran-Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, s. 200. 189 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği rağmen, krize müdahil olmayacaklarını da Türkiye tahmin edememiştir.29 Şu bir gerçektir ki Davutoğlu prensipli bir dış politika izlemektedir ama onun hatası aynısını diğer aktörlerden de beklemek olmuştur. Her şeyden önce, Esad tek başına değildir ve perde arkasında işleri yöneten dev bir Baas Parti örgütlenmesi vardır. Dahası, bu organizasyonun, kendi varlığını sürdürebilmek için kitleleri katletmesi yeni bir hâdise değildir. İkinci olarak, daha evvel Bosna ve Ruanda gibi vakalarda görüldüğü üzere uluslararası toplumun ilgisiz kalması tamamen beklenmedik bir şey de değildir. Duygusal bir tavra sahip olmak da bu yanlış hesaplamalara katkıda bulunmuş gibi görünmektedir. İfade edilmelidir ki Türk politika yapıcılarının bölgeye karşı duygusal ve kendinden çok emin bir tavrı vardır. Bu, Türkiye Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun sözlerinde çok açıktır: “…dedeleri Yemen’de, Suriye’de, Irak’ta ve Medine savunmasında bu kutsal toprakları korumak için sonuna kadar savaşmış bir neslin çocukları olarak, Ortadoğu’dan çekilmemizin yüzüncü yılıdır. Şimdi bir yüzyıl sonra, bütün Ortadoğu’da Türkiye’den büyük şeylerin beklendiği ve sayın başbakanımızın adının anıldığı yerlerde önemli bir heyecan dalgasının yaşandığı bir dönemden geçiyoruz… 1911 ile 1923 arasında kaybettiğimiz ve çekildiğimiz yerlerde, 2011 ile 2023 arasında tekrar buluşacağız. Bu zorunlu tarihî bir görevdir.”30 Bu aslında sadece dışişleri bakanının değil başbakan dâhil olmak üzere Türk hükümetinin diğer üyelerinin de politik duruşudur. Böyle bir tavra sahip olmakta, Türkiye’nin bölgede derin kökleri olması ve Arap sokaklarında Türkiye’ye rağbetin çok yüksek olması sebebiyle haklı olabilirler. Fakat mesele böyle tarihî bir görev olarak alındığında duygusal ve öfkeli tepkiler vermek bir şekilde kaçınılmaz olmaktadır. Tabii ki, böylesine tepkilerden geri dönmek de daha zor olmaktadır. Bugün, Türk hükümeti üyeleri Esad’ı lânetlemekte o 29 Abdülhamit Bilici, “Esed’i barbarlaştıran annesi!”, Zaman, Mayıs 25, 2013, http://www.zaman.com. tr/abdulhamit-bilici/esedi-barbarlastiran-annesi_2093608.html (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 30 Burcu Kaya Erdem, “Adjustment of the secular Islamist role model (Turkey) to the ‘Arab Spring’: the relationship between the Arab uprisings and Turkey in the Turkish and world press”, Islam and Christian–Muslim Relations, Vol. 23, No:4, 2012, s. 436. 190 Ramazan Özdemir kadar ileri gitmişlerdir ki onlar için Esad rejimiyle devam etmek gibi politik bir alternatif düşünmek çok zordur. Öte taraftan, Esad Suriye’deki savaşta yalnız değildir ve kısa sürede de vazgeçecek gibi görünmemektedir. Suriye iç politikasında Nusayriler ve bazı Sünni tüccar aileler Esad’ı sonuna kadar desteklemektedir ve azınlık olmalarına rağmen, Esad’ın kaybetmesi bu iki grup için de aynı anlama geleceği için kıyasıya savaşmaktadır. Bu da durumu Hüsnü Mübarek’le beraber sadece küçük bir elit kitlenin kaybettiği Mısır’dan farklılaştırmaktadır. Esasen, Türkiye tek başına askerî inisiyatif almak da istememektedir. Türk dış politikasını belirleyenler, böyle bir eylemin Türklerin Ortadoğu’da kazandıkları popülaritenin kaynağı olan yumuşak güç imajına gölge düşüreceğinin farkında gibi görünmektedir. İlaveten, Türkiye’nin müdahalesi durumunda, kolonyal bir güç olarak algılanma ve Esad’a sözde bağımsızlık savaşı uğruna Suriyeli kitleleri bir araya getirmek için meşruiyet kazandırma ihtimali de vardır. Ne var ki, Suriye muhalefetinin Esad rejimini yenmesi dışarıdan askerî bir müdahale olmaksızın mümkün görünmemektedir. Bu aslında realizmin soğuk yüzüdür: yumuşak gücü desteklemek için askerî güç kullanma gerekliliği. Uluslararası aktörlere gelince, İran, Rusya ve Çin Esad hükümetinden yana taraf tutmaktadır. İran ve Suriye, Amerika tarafından uluslararası sistemin dışına itilmiştir ve bu iki aktör güçlü kalmak için birbirinde çıkarı olan mütteik durumundadır. Bu da Türk politika yapıcılar tarafından çok iyi bilinmektedir.31 Rusya ve Çin de Suriye’deki çatışmayı Amerika’ya karşı denge kurup kazanım sağlayabilecekleri bir vaka olarak görmektedir. Bu iki büyük güç, Birleşmiş Milletler’de Amerikan hegemonyasına karşı itirazları dolayısıyla Suriye’ye karşı alınan kararları birçok kez veto etmiştir.32 31 Abdülhamit Bilici, “Esed’i barbarlaştıran annesi!” 32 Joe Lauria, “Russia, China Veto Syria Resolution at U.N.”, The Wall Street Journal, Temmuz 19, 2012, http://online.wsj.com/article/SB1000087239639044409790457 7536793560681930.html (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 191 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği Aslına bakılırsa Suriye’deki isyan bölgesel bir savaşa dönüşmüş durumdadır ve bu savaşta uluslararası aktörler bağımsız değişkenler olarak, Esad dâhil olmak üzere yerel aktörler de tamamen dış güçlerin desteğine tâbi olan bağımlı değişkenler olarak hareket etmektedir. Bu denklemde Türkiye, Suriye muhalefetini desteklemektedir fakat bu savaşı devam ettirecek “hard power”dan mahrumdur. Türkiye’nin muhalefete olan desteğinde yalnız olmadığı doğrudur, ama neorealistlerin “göreceli materyal güç bir ülkenin dış politikasının temel parametrelerini belirler”33 tezi dikkate alındığında, açıktır ki Türkiye Suriye’ye müdahale etmekte isteksiz olan Batılı mütteikleriyle, bu dolaylı savaşta bu aktörlere karşı koyamaz. Bu bağlamda, NATO Genel Sekreteri Anders Fogh Rasmussen, ittifakın Suriye’ye askerî olarak müdahale etmeyeceğini çoktan ilan etmiştir. Rasmussen bölgedeki ülkelerden aktif destek olmadığını ve sivilleri korumak için Birleşmiş Milletler emrinin çıkmadığını ileri sürmektedir. Ayrıca, NATO’nun müdahale etmekteki isteksizliğini açıklarken, Suriye’de muhalefetle birlikte hareket eden El Kaide varlığına da dikkat çekmektedir.34 Esad rejiminin 21 Ağustos 2013’te Şam’da siviller üzerinde kimyasal silah kullandığı iddia edilmesine rağmen35, BM’den karar çıkması veto hakkı olan güçlerin muhalefeti yüzünden mümkün görünmemektedir. Muhtemeldir ki, Amerika Birleşik Devletleri liderliğinde bir grup devlet, Suriye’ye askeri olarak müdahale etmek için bir koalisyon oluşturacak ve Türkiye de bu koalisyonu destekleyecektir. Fakat bugünden sonuçları kestirmek zordur. Sonuç Aslında Suriye’deki olaylar karşısında Türkiye’nin iki alternatii vardı, 33 Gideon Rose, “Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy”, World Politics, Vol. 51, No: 1, Ekim 1998, s. 146. 34 James Joyner, “NATO’s Not Attacking”, The National Interest, Haziran 5, 2013, http://nationalinterest.org/commentary/natos-not-attacking-8550 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 35 “ABD’den Esad’a kritik suçlama”, Sabah, Ağustos 30, 2013, http://www.sabah. com.tr/Dunya/2013/08/30/abdden-esada-kritik-suclama (5 Eylül 2013 tarihinde erişildi) 192 Ramazan Özdemir ya sokaklardaki insanların demokrasi yolundaki taleplerini desteklemek ya da insanları acımasızca bastıran otoriter bir rejimden yana olmak. Türkiye seçimini yaptı ve rejimi değil insanları desteklemeyi tercih etti. İsyanın ilk aylarında Türk politika yapıcıları Esad’ı uyarmış ve ülkesinde reformları gerçekleştirmesi için teşvik etmişti. Fakat Esad zor yolu seçip, Suriyelileri öldürmek ve uluslararası toplumu karşısına almak pahasına muhalefeti bastırmaya çalıştı. Bu bağlamda, Türkiye, son zamanlara kadar eksen değiştirmekle suçlanırken, her zaman olduğu gibi bir kez daha Batılı devletlerle birlikte olduğunu kanıtladı. Türkiye’ye göre, Esad rejimi Suriye’deki isyandan sorumludur ve Baas hükümeti Esad’la birlikte en kısa zamanda görevini bırakmalıdır. Türkiye, Suriyeli muhalileri topraklarında barındırmakta ve onlara lojistik destek vermektedir. Ayrıca, olaylar başladığından beri binlerce mülteciyi kabul etmiştir. Buradaki problem şudur ki, Türkiye planlarını Esad hükümetinin kısa süre içinde görevini bırakacağı öngörüsü temelinde yapmış gibi görünmektedir. Hâlbuki bu çok muhtemel görünmemektedir ve Türkiye her geçen gün bedel ödemektedir. Ankara’nın siyasi tercihi sonucunda, Türkiye Esad hükümeti ve mütteiklerinin hedei haline gelmiştir. Aslında bu durum şaşırtıcı da değildir. Türk hükümeti, muhalilerden yana olmaya karar verdiğinde karşı tarafın hedei olacağını tahmin etmiş olmalıdır. Bu açıdan, 22 Haziran 2012’de, bir Türk jeti Doğu Akdeniz’de Suriye ordusu tarafında vurulmuş ve Türk pilotlar şehit edilmiştir.36 Maalesef, tek olay bu değildir. Reyhanlı’da 11 Mayıs 2013 tarihinde patlayan bombalar 50’den fazla cana mal olmuştur.37 Türkiye’nin Suriye hükümeti ile bu olay arasında bir bağ olduğu yönündeki beyanatından hemen sonra, Suriye Enformasyon Bakanı suçlamaları reddetse de,38 Esad 36 “Türk jeti nasıl düşürüldü? Gizem çözüldü!”, Milliyet, Eylül 19, 2012, http:// gundem.milliyet.com.tr/turk-jeti-nasil-dusuruldu-gizem-cozuldu-/gundem/ gundemdetay/19.09.2012/1598874/default.htm (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 37 “Reyhanlı patlamasında laş gelişme”, Zaman, Mayıs 20, 2013, http://www. zaman.com.tr/gundem_reyhanli-patlamasinda-flas-gelisme_2091942.html (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 38 “Suriye’den Reyhanlı patlama açıklaması”, Aktif Haber, Mayıs 12, 2013, http:// www.aktifhaber.com/suriyeden-reyhanli-patlama-aciklamasi-785012h.htm (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 193 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği hükümeti şüpheliler listesinde bulunmaktadır. Bu açık düşmanca eylemler karşısında, Türk hükümetinin ilan ettiği angajman kurallarına39 ve agresif açıklamalara rağmen askerî hareketsizlik Türkiye’nin prestij kaybetmesine neden olmaktadır. Türk ordusu angajman kuralları çerçevesinde Suriye tarafına ateş açtığını bildirmektedir40 ama bu Esad’ı bildiğini okumaktan caydırmak için yeterli görünmemektedir. Aslında Türkiye için, Esad hükümetiyle muhalefet arasındaki çatışmayı yatıştırma ihtimali uğruna, Esad’a -tüm yalanlarına ve yanlışlarına rağmen- katlanmak mümkün olabilirdi. Bu şekilde, Türkiye bölgede yumuşak gücünü hâlâ kullanabilecekti. Hâlbuki, Türk hükümetinin takındığı sert tutum yüzünden, ne ‘soft power’ı ne de ‘hard power’ı tam anlamıyla kullanmak uzun süredir mümkün olamamıştır. Türkiye’nin, Esad’ın iktidarda kalma ihtimali üzerine ikinci bir planı da yok gibi görünmektedir. Bu dış politikada problemli bir duruştur. Şurası gerçektir ki Türk hükümeti Suriye’deki ayaklanmanın başından beri değer odaklı politikalar izlemektedir fakat Türkiye’nin çıkarlarını da görmezden gelmemelidir. Türkiye büyük güç olma yolunda büyük oynamaktadır ama eğer riskler iyi hesaplanmazsa maliyet kârdan fazla olabilir. 39 Levent İçgen, “Angajman kuralları değişti”, Vatan, Haziran 26, 2012, http:// haber.gazetevatan.com/angajman-kurallari-degisti-ne-demek/460542/1/gundem (23 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 40 “TSK’dan laş açıklama!”, Star, Temmuz 19, 2013, http://haber.stargazete.com/ guncel/tskdan-las-aciklama/haber-773698 (30 Temmuz 2013 tarihinde erişildi) 194 Ramazan Özdemir BİBLİYOGRAFYA “ABD’den Esad’a kritik suçlama”, Sabah, Ağustos 30, 2013. http://www. sabah.com.tr/Dunya/2013/08/30/abdden-esada-kritik-suclama (5 Eylül 2013 tarihinde erişildi). Akdiş, Muhammet. “Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye Finansal Krizler –Beklentiler”, Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, http://makdis.pamukkale.edu.tr/inans.htm (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Altaylı, Fatih. “Si vis Pacem para bellum”, Habertürk, Ekim 6, 2012. http://www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/782823-si-vis-pacem-para- bellum (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Aydıntaşbaş, Aslı. “Esad’ın Problemi Annesi”, Milliyet, Mayıs 25, 2013. http://siyaset.milliyet.com.tr/-esad-in-problemi-annesi-/siyaset/ ydetay/1713801/default.htm (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Baysal, Ercan. “Borç bitti, IMF’ye paydos”, Zaman, Mayıs 14, 2013. http://www.zaman.com.tr/ekonomi_borc-bitti-imfye-paydos_2089371.html (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Bilefsky, Dan and Anthony Shadid. “Turkey Moves to Intensify Sanctions Against Syria”, The New York Times, Kasım 30, 2011. http://www.nytimes. com/2011/12/01/world/middleeast/turkey-intensifies-sanctions-against- syrian-regime.html?pagewanted=all&_r=0 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Bilici, Abdülhamit. “Esed’i barbarlaştıran annesi!”, Zaman, Mayıs 25, 2013. http://www.zaman.com.tr/abdulhamit-bilici/esedi-barbarlastiran- annesi_2093608.html (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). C. J. Chivers and Eric Schmitt, “Arms Airlift to Syria Rebels Expands, With Aid From C.I.A.”, The New York Times, Mart 24, 2013. http://www. nytimes.com/2013/03/25/world/middleeast/arms-airlift-to-syrian-rebels- 195 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği expands-with-cia-aid.html?pagewanted=all&_r=0 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Cleveland, William. A History of the Modern Middle East. Boulder, CO: Westview Press (Second Edition), 2000. Dahi, Omar S and Yasser Munif. “Revolts in Syria: Tracking the Convergence between Authoritarianism and Neoliberalism”, Journal of Asian and African Studies. Vol. 47, No: 323, 2012. Dalacoura, Katerina. “The 2011 uprisings in the Arab Middle East: political change and geopolitical implications”, International Affairs. Vol. 88, No:1, 2012. Erdem, Burcu Kaya. “Adjustment of the secular Islamist role model (Turkey) to the ‘Arab Spring’: the relationship between the Arab uprisings and Turkey in the Turkish and world press”, Islam and Christian–Muslim Relations. Vol. 23, No:4, 2012. Esad hesap verecek”, Akşam, Eylül 16, 2011. http://www.aksam.com.tr/ siyaset/esad-hesap-verecek--67730h/haber-67730 (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Fırat, Emine. “Konjonktür Teorileri Işığında Türkiye’deki İktisadi Dalgalanmalar”, International Conference on Eurasian Economies 2012, http://www.eecon.info/papers/525.pdf (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Hintli Tata, Jaguar ve Land Rover’ı 2.9 milyar dolara aldı”, Radikal internet baskısı, Mart 27, 2008. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=251284 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). İçgen, Levent. “Angajman kuralları değişti”, Vatan, Haziran 26, 2012. http://haber.gazetevatan.com/angajman-kurallari-degisti-ne-demek/460542/1/ gundem (23 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). 196 Ramazan Özdemir Joyner, James. “NATO’s Not Attacking”, The National Interest, Haziran 5, 2013. http://nationalinterest.org/commentary/natos-not-attacking-8550 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Karlin, Mara E. and Andrew J. Tabler. “How Washington Should Plan for a Post-Assad Syria”, http://www.foreignaffairs.com/fa_subcontent/67797/67800 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Lauria, Joe. “Russia, China Veto Syria Resolution at U.N.”, The Wall Street Journal, Temmuz 19, 2012. http://online.wsj.com/article/SB10000872396390 444097904577536793560681930.html (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Lesch, David W. The New Lion of Damascus. New Haven and London: Yale University Press, 2005. Makovsky, Alan. “The New Activism in Turkish Foreign Policy”, SAIS Review. Vol. 19, No: 1, 1999. Nathanson, Roby and Gilad Brand. “Economic Overview of Turkey”, Israeli European Policy Network, Nisan 2011, http://www.macro.org.il/ lib/3031793.pdf (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Oktav, Özden Zeynep. “Concluding Remarks”, Turkey in the 21st Century (edited by Özden Zeynep Oktav), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2011. Oktav, Özden Zeynep. “The Uprising in Syria and the Iran-Turkey- Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, Turkey-Syria Relations (edited by Raymond Hinnebusch and Özlem Tür), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2013. “Reyhanlı patlamasında laş gelişme”, Zaman, Mayıs 20, 2013. http:// www.zaman.com.tr/gundem_reyhanli-patlamasinda-las-gelisme_2091942. html (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). 197 Türk Dış Politikasında Aktivizmin Limitleri: Suriye İsyanı Örneği Robins, Philip. “Turkish Foreign Policy since 2002: Between a ‘Post- Islamist’ Government and a Kemalist State”, International Affairs. Vol. 83, No. 2, March 2007. Robins, Philip. «Turkish Policy and the Gulf Crisis: Adventurist or Dynamic?», Clement Henry Dodd (ed.), Turkish Foreign Policy: New Prospects, Cambridgeshire, UK: Eothen Press, 1992. Rose, Gideon. “Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy”, World Politics. Vol. 51, No: 1, Ekim 1998. Sleiman, Mirna and Dinesh Nair. “Gulf Arab investors hot on Turkey private equity trail”, Reuters, Dubai, Mayıs 23, 2012. http://www.reuters. com/article/2012/05/23/turkey-private-equity-idUSL5E8GLC4F20120523 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). «Suriye bizim iç meselemizdir», TGRT Haber, Ağustos 7, 2011. http:// www.tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=8c7e9711-0a7b-4f70-91d1- d5fd7e883a3f (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Suriye’den Reyhanlı patlama açıklaması”, Aktif Haber, Mayıs 12, 2013. http://www.aktifhaber.com/suriyeden-reyhanli-patlama-aciklamasi-785012h. htm (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Suriye’nin 30 yıl önceki Hama Katliamı Türk medyasında 6 gün sonra yer bulmuş”, Haberler, Ağustos 5, 2011. http://www.haberler.com/suriye-nin- 30-yil-onceki-hama-katliami-turk-2912989-haberi/ (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Syria’s Muslim Brotherhood open to Turkish intervention”, France 24 International News, Kasım 17, 2011. http://www.france24.com/en/20111117- syria-banned-islamist-muslim-brotherhood-turkey-intervention-assad- crackdown (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “TSK’dan laş açıklama!”, Star, Temmuz 19, 2013. http://haber.stargazete. 198 Ramazan Özdemir com/guncel/tskdan-las-aciklama/haber-773698 (30 Temmuz 2013 tarihinde erişildi) “Turkey in 2nd spot with growth”, Hürriyet Daily News, Nisan 3, 2012. http:// www.hurriyetdailynews.com/TurkRadio.aspx?pageID=238&nID=17503 (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Turkey tightens security measures on Syrian border to prevent PKK entry”, Today’s Zaman, Mart 21, 2012. http://www.todayszaman.com/news- 274953-turkey-tightens-security-measures-on-syrian-border-to-prevent-pkk- entry.html (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Türk jeti nasıl düşürüldü? Gizem çözüldü!”, Milliyet, Eylül 19, 2012. http://gundem.milliyet.com.tr/turk-jeti-nasil-dusuruldu-gizem-cozuldu-/ gundem/gundemdetay/19.09.2012/1598874/default.htm (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Volvo resmen Çinli oldu”, Sabah, Mart 29, 2010. http://www.sabah.com. tr/Ekonomi/2010/03/29/cinli_geely_isvecli_volvoyu_alarak_muradina_erdi (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). 199 ПРЕДЕЛЫ «АКТИВИЗМА» ВО ВНЕШНЕЙ ПОЛИТИКЕ ТУРЦИИ: НА ПРИМЕРЕ ВОССТАНИЯ В СИРИИ Рамазан ЗДЕМИР* Введение Совершивший акт самосожжения демонстрант из Туниса не мог и представить, что этим он положит начало массовому движению протестов в стране и по всему арабскому миру, который с конца 2010 года переживает бурный период. Произошедшее в Тунисе было настоящим восстанием, целью которого было свержение правительства; и протестующие достигли своей цели. Кроме того, они зажгли первую искру пожара, который поглотил весь арабский мир. Так, восстание в Ливии завершилось смертью М. Каддафи от рук своих сограждан, а протесты в Египте - тюрьмой для Х. Мубарека. Попытки революций в других странах Персидского залива были жестко подавлены, но вражда между режимами и народом все еще продолжается. Пожалуй, сирийский конфликт является самым кровопролитным из всех, так как в ходе военных действий, продолжающихся с марта 2011 г. по сей день, тысячи людей погибли и тысячи стали беженцами. Не похоже, чтобы конфликт в Сирии скоро закончился. Цепляющийся за власть Башар Асад обвиняет повстанцев в том, что они будто бы являются иностранными агентами и пытаются уничтожить страну; оппозиция же отчаянно борется за свержение правительства Асада и называет его жестоким диктатором, убивающим свой народ. Поскольку ни одна из сторон не идет на уступки, до сих пор у этой войны нет победителя. Гражданская война в Сирии затронула не только саму Сирию, но и соседние страны, так как остро встал вопрос безопасности и притока беженцев. Граница с Сирией является самой длинной границой Турции. * Рамазан Оздемир, Преподаватель (Университет Фатиха), Политология и Международные Отношения (Технический Университет Йылдыз), Кандидат Наук, [email protected] 201 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии Поэтому Турция - одна из наиболее пострадавших от восстания в Сирии стран, и в этой ситуации она не может оставаться пассивной и хранить молчание. В связи с этим с самого начала событий турецкое правительство ведет очень активную политику и всячески подчеркивает необходимость достижения стабильности. В самом начале событий в марте 2011 г. турецкое правительство оказывало давление на правительство Асада с целью осуществления требуемых сирийским народом реформ, однако Асад отказался от демократизации страны и, не колеблясь, применил оружие к вышедшим на площади для призыва к реформам сирийцам. В результате Турция заняла сторону оппозиции и совместно с Америкой и арабскими странами осуществляла ей всю необходимую материально-техническую поддержку.1 Позже гражданская война в Сирии превратилась в косвенную войну между Турцией и правительством Асада. Нельзя сказать, что турецкое правительство заняло активную позицию только лишь касательно Сирии, на самом деле такая позиция является продолжением курса «активизма», усвоенного внешней политикой Турции после окончания «холодной войны». Под «активизмом» в данной статье подразумевается стратегия турецкой внешней политики, принимающая на себя ответственность и инициативу; а под пределами - недостаточность военного оснащения и отсутствие альтернативных планов. Целью данной работы является изучение причин и пределов активизма в турецкой внешней политике, и в этой связи в качестве примера исследуется позиция Турции по конфликту в Сирии. Также в исследовании поднимается вопрос о том, носит ли восстание конфессиональный характер. Причины возникновения «активизма» в турецкой внешней политике после «холодной войны» 1 C. J. Chivers and Eric Schmitt, “Arms Airlift to Syria Rebels Expands, With Aid From C.I.A.”, The New York Times, March 24, 2013, http://www.nytimes. com/2013/03/25/world/middleeast/arms-airlift-to-syrian-rebels-expands-with-cia- aid.html?pagewanted=all&_r=0 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 202 Рамазан Здемир Сразу после окончания «холодной войны» турецкие политики приняли решение о ведении активной внешней политики. Об этом на пресс-конференции в 1991 году очень четко говорит президент Турции того времени Тургут Озал: «От прежней пассивной, воздерживающейся внешней политики Турция должна перейти к политике активной».2 В то время распад СССР вызвал ажиотаж, став своеобразным сигналом о появлении большого поля для деятельности не только для Турции, но и для всех стран, существовавших на политической арене в соответствии со строгими правилами биполярного мира. Годы «холодной войны» вынудили Турцию проводить пассивную политику замкнутости. Для описания такой позиции очень подходит выражение, приписываемое Ататюрку: «Мир в стране, мир во всем мире». Поэтому все свои силы Турция направила на внутреннее развитие и избегала во внешней политике конфликтов, которые бы могли отвлечь ее от этой цели. Турция считала себя страной, слаборазвитой в области экономики и в военной сфере,3 поэтому особенно сторонилась конфликтов на Ближнем востоке, так как основатели Турецкой Республики относились к региональным арабским странам как к оплоту отсталости. В годы «холодной войны» у Турции, как союзника США и соседа СССР, особого выбора не было. От других, особенно ближневосточных стран Турция отличалась тем, что это было не новообразованное искусственное государство, а наоборот, страна, которая в прошлом была господствующей в регионе империей. Поэтому Турция питала надежду на то, что «черные дни» закончатся, и снова настанут «старые добрые времена». По крайней мере, многие люди на улицах Турции в это верили, что было на руку политикам, так как они могли на этом спекулировать. Но на самом деле, государству, чьи силы безопасности не могли даже войти в определенные 2 Philip Robins, “Turkish Policy and the Gulf Crisis: Adventurist or Dynamic?” in Clement Henry Dodd (ed.), Turkish Foreign Policy: New Prospects, Cambridgeshire, UK: Eothen Press, 1992, s. 70. 3 Alan Makovsky, “The New Activism in Turkish Foreign Policy”, SAIS Review, Vol. 19, No: 1, 1999, s. 93. 203 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии регионы страны из-за террористической деятельности Рабочей партии Курдистана (РПК), питать такие надежды было просто невозможно. В 1990-х гг. военные имели большое влияние, как во внутренней, так и во внешней политике, а их понимание безопасности строилось на том, что Турция со всех сторон была якобы окружена врагами. Кемалистская военная элита Турции считала, что курды, исламисты и Западные страны пытаются разделить страну. По их мнению, проведение политики замкнутости было необходимо. По сути, этот страх поддерживался и СМИ. Кроме того, экономика Турции не была достаточно развита для того, чтобы вести активную международную политику. Сменяющие друг друга и наносящие ущерб стабильности Турции коалиционные правительства также препятствовали ведению Турцией амбициозной политики. Всё же стремление к активной политике существовало, хоть в 90-х гг. это и не удалось воплотить в жизнь. Что касается 2000-х гг., то несмотря на то, проблема террористической деятельности РПК еще не решена, Турция прошла долгий путь. В отличие от предыдущих правительств Партия справедливости и развития (ПСР) в разрешении данного вопроса ведет себя более активно и смело. Это происходит благодаря тому, что однопартийное правительство не сменялось с момента прихода партии к власти в 2002 г. На самом деле, в стране, где над культурой переговоров преобладала культура конфликтов, осуществление больших проектов при коалиционном правительстве было затруднено. В этом плане ПСР повезло, из-за того, что её правительство является однопартийным. Экономика Турции также укрепилась, если сравнивать с 1990-ми гг., когда, проснувшись утром, люди могли узнать, что курс валюты вырос вдвое. Чтобы понять, насколько слабой была экономика Турции, достаточно вспомнить кризис 1994 г.,4 когда 4 “Dolar kuru 19 Ocak 1994 tarihinde ve takip eden günlerde 15000 TL’den 22000 TL’ye çıkmıştır. Daha kötüsü bir dolar aynı yılın Nisan ayında 42000 TL’ye kadar çıkmış ve daha sonra ancak 32000-34000 TL’ye düşürülebilmiştir.” Prof. Dr. Muhammet Akdiş, “Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye Finansal Krizler –Beklentiler”, Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, http://makdis.pamukkale.edu.tr/inans.htm (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 204 Рамазан Здемир люди потеряли больше половины своих денег. Естественно, граждане правительством того периода были недовольны, поэтому не поддержали бы и «активизма» во внешней политике, так как это могло бы привести к новым трудностям. С начала 2000-ых турецкая экономика вступила в период высоких темпов роста и структурных реформ. В 2002 году отличительной чертой программы стабилизации, принятой для улучшения структуры экономики и согласованной с МВФ, стала долгосрочная политика налогов и трат. Более того, недоведенная ранее до конца приватизация также ускорила развитие внешней торговли и структурных реформ.5 В результате проведенных реформ в период с 2002 по 2008 гг. рост годового валового внутреннего продукта (ВВП) составил 6,8%, в то время как в 1990-х гг. ВВП в среднем составлял 4%. Уровень инфляции в 1990-х составлял около 75%, а в 2000-х годах этот показатель упал до исторически низкого уровня - менее 10%. Кроме того, в 2001 г. государственный долг составлял 76% от ВВП, а в 2010 г. он составил 35% от ВВП.6 Хотя позже темпы роста турецкой экономики замедлились, но в 2011 г. Турция вышла на второе место по темпу роста экономики после Китая с показателем 8,5%.7 Вместе с тем Турция расплатилась по долгу перед МВФ, и эта история 53-летней давности завершилась, хотя еще в 1990-х гг. для турецкого правительства взять долг у МВФ было проблематичным.8 Однако в экономике Турции по-прежнему есть такие проблемы как безработица и 5 Emine Fırat, “Konjonktür Teorileri Işığında Türkiye’deki İktisadi Dalgalanmalar”, International Conference on Eurasian Economies 2012, s. 411, http://www.eecon. info/papers/525.pdf (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 6 Dr. Roby Nathanson and Gilad Brand, “Economic Overview of Turkey”, Israeli European Policy Network, Nisan 2011, s. 3, http://www.macro.org.il/lib/3031793. pdf (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 7 “Turkey in 2nd spot with growth”, Hürriyet Daily News, Nisan 3, 2012, http:// www.hurriyetdailynews.com/TurkRadio.aspx?pageID=238&nID=17503 (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 8 Ercan Baysal, “Borç bitti, IMF’ye paydos”, Zaman, Mayıs 14, 2013, http://www. zaman.com.tr/ekonomi_borc-bitti-imfye-paydos_2089371.html (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 205 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии бедность, а у большого количества граждан имеется долг, еще больший, чем в 1990-х гг. Тем не менее, положение турецкого народа и турецкой экономики на сегодняшний день намного лучше, чем это было в 1990-х гг. Также Турция оказалась в более выгодном положении по сравнению с 1990-ми гг. и на международной арене. Из-за печального опыта в Афганистане и Ираке Америка уже не поступает как ей заблагорассудится, как это было раньше, а наоборот теперь старается передать ответственность союзникам. В связи с этим, в ситуации с Сирией Америка ожидает от Турции многого. Кроме того, рост мировой экономики теперь происходит не за счет центральных стран, а за счет стран периферийных, что являтся осознанным решением самих развитых стран. Здесь интересно будет отметить, что в 2008 г. индийская автомобильной компания Tata приобрела известные британские компании Jaguar и Land Rover,9 а в 2010 г. китайская автомобильная компания Geely выкупила шведскую Volvo у её последнего владельца американской компании Ford.10 На самом деле перевод капитала был необходимым условием экономического роста, иначе накопленный капитал, оставаясь сконцентрированным на Западе, мог бы стать причиной нового кризиса. Такое развитие событий также положительно повлияло на турецкую экономику. Отдельно необходимо отметить, что из-за роста и стабилизации экономики Турции в страну стали поступать финансовые потоки из стран Персидского залива,11 благодаря чему, а также проводимой турецким правительством диверсификации экономических рынков, развитие экономики Турции значительно облегчилось. В силу всех этих факторов турецкие политики смогли проводить активную международную политику. 9 “Hintli Tata, Jaguar ve Land Rover’ı 2.9 milyar dolara aldı”, Radikal internet baskısı, Mart 27, 2008, http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=251284 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 10 “Volvo resmen Çinli oldu”, Sabah, Mart 29, 2010, http://www.sabah.com.tr/ Ekonomi/2010/03/29/cinli_geely_isvecli_volvoyu_alarak_muradina_erdi (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 11 Mirna Sleiman and Dinesh Nair, “Gulf Arab investors hot on Turkey private equity trail”, Reuters, Dubai, Mayıs 23, 2012, http://www.reuters.com/article/2012/05/23/ turkey-private-equity-idUSL5E8GLC4F20120523 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 206 Рамазан Здемир Также необходимо заметить, что позитивное отношение Партии справедливости и развития к мусульманским странам сильно отличает ее от предыдущих правительств, находившихся под влиянием кемалистских военных. Разница наблюдается также и в том, что теперь было решено не оставаться в стороне от событий на Ближнем Востоке. Кроме того, министр иностранных дел Турции Ахмет Давутоглу привнес во внешнюю политику Турции еще более широкое видение. До своего назначения на пост министра иностранных дел в 2009 г., Давутоглу не раз заявлял о необходимости проведения активной международной политики и даже написал книгу под названием «Стратегическая глубина». По всей вероятности, турецкое правительство стало руководствоваться этой книгой как документом. Что касается примеров «активизма» в турецкой политике, то одним из них можно назвать признание победившей на выборах в Палестине в январе 2006 г. партии ХАМАС, о чем кемалистское правительство не могло бы и подумать. Кроме того, если в 1969 г. Турция участвовала в образовании Организации Исламской конференции под руководством Саудовской Аравии очень неохотно, то сейчас она принимает активное участие в ОИК через Генерального секретаря профессора Экмеледдина Ихсаноглу, что показывает желание Турции снова вдохнуть в данную организацию жизнь.12 В этом контексте, реакция Турции на события в Сирии является отражением ее активной позиции. Реакция турецкой внешней политики на беспорядки в Сирии Беспорядки в Сирии не являются чем-то новым, но они всегда очень жестко подавлялись баасистским правительством. Например, беспорядки в Хаме в 1982 г. закончились резней, когда жертвами правительственных сил стали от 10 000 до 20 000 человек, среди которых были женщины и дети.13 Тогда в условиях «холодной войны» события остались без 12 Philip Robins, “Turkish Foreign Policy since 2002: Between a ‘Post-Islamist’ Government and a Kemalist State”, International Affairs (Royal Institute of International Affairs 1944-), Vol. 83, No. 2, Mart 2007, s. 300-301. 13 William Cleveland, A History of the Modern Middle East, Boulder, CO: Westview Press (Second Edition), 2000, s. 394. 207 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии должного внимания турецкого правительства. Также интересен тот факт, что турецкий народ узнал о произошедшем только через 6 дней поле событий.14 Правительство интереса не проявила, а у общественности не было доступа к информации. Но сегодня ситуация совершенно иная. И общественность, и турецкое правительство, которое с самого начала проводит активную политику, следят за происходящим в Сирии. Турецкие специалисты по международной политике имеют большой вес во многих уголках мира, но события в Сирии стали своеобразным экзаменом для Турции. За последние десять лет ПСР сделала значительные инвестиции в установление хороших отношений с Асадом. Турция призывала Асада провести реформы и использовала различные контакты с целью сделать все необходимое для урегулирования конфликта. Например, министр иностранных дел Турции Ахмет Давутоглу посетил Дамаск в разгар кризиса 15 августа 2011 года. Данная встреча была попыткой убедить Асада прекратить войну и продолжалась в течение 6 часов. Однако Асад не прекратил оказывать безжалостное давление, и в конце того же года Турция заняла жесткую позицию против режима.15 На самом деле Турция была сторонником мирного разрешения проблемы, Давутоглу несколько раз отправлялся в Сирию с целью убедить Асада в необходимости мирного урегулирования конфликта. Во время последнего визита сирийцы главных оппозиционных городов Хама и Хомс выступили с лозунгами против министра иностранных дел и премьера Турции.16 Это стало очень неловкой ситуацией для турецкого правительства, так как у сирийцев сложилось впечатление будто бы турецкая сторона поддерживает правительство Асада. 14 “Suriye’nin 30 yıl önceki Hama Katliamı Türk medyasında 6 gün sonra yer bulmuş”, Haberler, Ağustos 5, 2011, http://www.haberler.com/suriye-nin-30-yil- onceki-hama-katliami-turk-2912989-haberi/ (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 15 Katerina Dalacoura, “The 2011 uprisings in the Arab Middle East: political change and geopolitical implications”, International Affairs, Vol. 88, No:1, 2012, s. 76. 16 Aslı Aydıntaşbaş, “Esad’ın Problemi Annesi”, Milliyet, Mayıs 25, 2013, http:// siyaset.milliyet.com.tr/-esad-in-problemi-annesi-/siyaset/ydetay/1713801/default. htm (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 208 Рамазан Здемир Отношения Турции и Сирии развернулись на 180 градусов, но это решение не было необоснованным. До восстания турецко-сирийские отношения были отличными, их основой был лозунг «общая судьба, общая история и общее будущее». Между странами развивалось сотрудничество в сфере безопасности против РПК, а в сентябре 2009 г. были отменены визы. В октябре 2009 г. прошла первая министерская встреча Совета стратегической безопасности на высшем уровне с участием 10 министров. До марта 2010 г. был подписан 51 протокол, направленный на укрепление сотрудничества между двумя странами в сфере торговли, развития и образования.17 Но уже через год события марта 2011 г. стали испытанием для Турции. Так как в результате проведения Турцией политики «ноль проблем с соседями» сложившиеся отношения между двумя странами были хорошими, Турция заняла активную позицию в качестве посредника между правительством Асада и оппозицией. Но, несмотря на все это, отношение Асада было далеко не доброжелательным, и Турция была вынуждена изменить свою позицию. Ведь на самом деле, когда в соседней стране творилось такое, невозможно было ожидать от Турции, что она будет проводить политику «ноль проблем с соседями» и дальше. Наоборот, Турция стала относиться к происходящему как к своей собственной проблеме, о чем Эрдоган прямо заявил: «Сирия – это наш внутренний вопрос».18 Для того, чтобы обеспечить стабильность и экономическое развитие в регионе, Турция пыталась примирить Сирию с международным сообществом, так как экономическая интеграция и стабильность были в интересах самой Турции. По сравнению с соседними странами, объемы производства Турции являются самыми мощными в регионе, и турецкое 17 Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran-Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, Turkey-Syria Relations (edited by Raymond Hinnebusch and Özlem Tür), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2013, s. 197. 18 “Suriye bizim iç meselemizdir”, TGRT Haber, Ağustos 7, 2011, http://www. tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=8c7e9711-0a7b-4f70-91d1-d5fd7e883a3f (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 209 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии правительство стремится использовать этот фактор для достижения в нем лидерства. Вспыхнувшее в Сирии восстание стало проблемой для Турции, так как Сирия - это двери в арабский мир. Поэтому восстание нарушило планы Турции. Но попытки Асада подавить сирийских повстанцев шли вразрез с советами турецкого правительства, поэтому ситуация для Турции еще больше осложнилась. Это означало начало долгосрочного конфликта, что нанесло бы вред интересам Турции. Если проанализировать политику турецкого премьера Р. Т. Эрдогана, можно заметить, что он всегда пытается поступать на благо обычных людей и поддерживать сотрудничество и понимание между различными мусульманскими группами. Для этого он обращается к беспристрастным и справедливым общечеловеческим ценностям, которые являются актуальными для всех. В этой связи на форуме в Давосе Эрдоган открыто заявил Израильскому премьеру: «Вы хорошо умеете убивать, но в шестой главе Торы написано «не убий»». Такую позицию Эрдогана можно объяснить понятием «коммуникативного действия» Хабермаса, которое означает «использование речи в особом направлении для достижения общего понимания». Это новый язык, которым обращаются к обычным людям.19 Поэтому перед лицом осуществляемых режимом убийств в Сирии ожидать от Эрдогана молчания было бы невозможным. На сегодняшний день Турция требует мира, но в тоже время кажется, что она готовится к войне с сирийским правительством. Однако это, скорее всего, блеф, так как война Турции с Сирией не представляется возможной. Но все же ситуация носит характер, который отражает выражение «si vis pacem para bellum», означающее «хочешь мира готовься к войне», и премьер Турции Эрдоган много раз давал это понять.20 На самом деле у 19 Özden Zeynep Oktav, “Concluding Remarks”, Turkey in the 21st Century (edited by Özden Zeynep Oktav), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2011, s. 213. 20 Fatih Altaylı, “Si vis Pacem para bellum”, Habertürk, Ekim 6, 2012, http://www. haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/782823-si-vis-pacem-para-bellum (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 210 Рамазан Здемир Турции и Сирии есть два козыря, которые они использовали друг против друга: оппозиционная Освободительная армия Сирии и РПК. В то время как Турция укрывает на своей территории Освободительную армию Сирии, Сирия оказывает поддержку террористическим организациям в Турции. Также обе стороны обмениваются открытыми угрозами. Пока Эрдоган заявляет, что Асад заплатит за все свои ошибки,21 Асад сообщает, что правительство Сирии рассмотрит вопрос о поддержке РПК и, если Турция будет выступать против Дамаска, «Турция может попасть в ситуацию, аналогичную нашей».22 Турция в этой войне имела бы преимущество, так как она относительно более сильный соперник. Например, ранее Турция использовала торговые соглашения в качестве эффективного, но мягкого средства воздействия в экономике, сейчас же с целью загнать Сирийское правительство в угол использовались санкции. Турция заморозила финансовые активы сирийского правительства, наложила запрет на выезд сирийских чиновников высокого ранга, разорвало сотрудничество с Центральным банком Сирии, а также в условиях продолжающегося насилия в отношении гражданского населения, произошло усиление международного давления на правительство Асада. Решение Турции ввести санкции последовало за экономическими санкциями Европейского Союза и Соединенных Штатов, а также после решения Лиги арабских государств ввести пакет экономических санкций против Сирии.23 Фактом является то, что Турция всегда старалась действовать сообща с международным сообществом, что эти санкции как раз и продемонстрировали. Это было правильным 21 “Esad hesap verecek”, Akşam, Eylül 16, 2011, http://www.aksam.com.tr/siyaset/ esad-hesap-verecek--67730h/haber-67730 (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 22 “Turkey tightens security measures on Syrian border to prevent PKK entry”, Today’s Zaman, Mart 21, 2012, http://www.todayszaman.com/news-274953- turkey-tightens-security-measures-on-syrian-border-to-prevent-pkk-entry.html (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 23 Dan Bilefsky and Anthony Shadid, “Turkey Moves to Intensify Sanctions Against Syria”, The New York Times, Kasım 30, 2011, http://www.nytimes. com/2011/12/01/world/middleeast/turkey-intensifies-sanctions-against-syrian- regime.html?pagewanted=all&_r=0 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 211 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии решением Турции, которая могла бы остаться в изоляции, если бы конфликт стал носить конфессиональный характер. Носит ли восстание в Сирии конфессиональный характер? События в Сирии далеки от того, чтобы быть конфессиональным конфликтом, и пытаться объяснить социальный взрыв таким образом значит двигаться по пути найменьшего сопротивления. Исторически торговцы-сунниты в Алеппо и Дамаске как класс всегда поддерживали режим Асада.24 Кроме того, если посмотреть на историю ислама, можно заметить, что в то время, когда в Европе в результате межконфессиональных войн были убиты тысячи человек, в мусульманском мире таких конфликтов не наблюдалось. Различия между суннитами и шиитами всегда заключались не в доктрине, а в политике. Сегодняшняя проблема, по сути своей, также является больше геостратегической, так как две великие державы региона – Саудовская Аравия и Иран пытаются из конфликта в Сирии извлечь для себя выгоду. Поэтому мнение, будто конфликт носит конфессиональный характер, является не более чем манипулированием этих двух держав. Распространяя слухи о том, что сунниты якобы преследуют цель истребить нусайритов, можно легко столкнуть эти две группы друг с другом, то же самое касается и слухов о враждебных намерениях нусайритов. Таким образом, если бы конфликт развивался в пользу нусайритов, это стало бы геостратегической победой Ирана, обратное же развитие ситуации будет на руку Саудовской Аравии, чье население составляют преимущественно шииты. Необходимо проанализировать структуру режима БААС, так как это является одной из основных причин восстания. Режим БААС известен применением жестких методов подавления, как это было в случае с г. Хама. С 1963 года сирийцы живут в условиях военного положения, но режиму так и не удалось обеспечить народу хороший уровень жизни. Восстание, на 24 Mara E. Karlin and Andrew J. Tabler, “How Washington Should Plan for a Post- Assad Syria”, http://www.foreignaffairs.com/fa_subcontent/67797/67800 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 212 Рамазан Здемир самом деле, является закономерным, протесты в других арабских странах были сигналами Асаду для принятия мер, но он не придал им значения. Заполнение тюрьм тысячами политических заключенных и постоянное применение к ним пыток в качестве метода борьбы с протестами доказало свою неэффективность.25 Хотя в начале своего президентского срока Башар Асад обещал осуществить политические и экономические реформы, на деле он не сильно отличается от своего отца. В начале народ требовал лишь большей свободы, никто не говорил о смене режима. Тем не менее, всего через год после смерти отца Асад дал ясно понять, что в вопросах, касающихся перемен в Сирии он будет крайне осторожен. В феврале 2001г. знаменитое интервью Асада газете «Шарк-уль Эвсат» показало, что он сомневается по поводу необходимости демократизации. Асад заявил: «Если протесты в результате своем оказывают влияние на стабильность в стране, то здесь может быть два варианта ... Нарушителями являются либо иностранные агенты, действующие от имени внешних сил, либо простые люди, не имеющие злого умысла. Но в обоих случаях они служат врагам страны, и в конечном итоге все одинаково получат по заслугам независимо от их намерений и преследуемых целей.»26 Короче говоря, Асад не был заинтересован в демократизации страны, вопреки ожиданиям в Сирии и за ее пределами. Напротив, он не жаловал требования свободы и не переносил критику. Поэтому, основной причиной восстания являются не конфессиональные различия, а репрессии режима и его некомпетентность. Здесь стоит заметить, что Турция может столкнуться с опасностью в Сирии из-за того, что искожается правда о конфликте, а также 25 Omar S Dahi and Yasser Munif, “Revolts in Syria: Tracking the Convergence between Authoritarianism and Neoliberalism”, Journal of Asian and African Studies, Vol. 47, No: 323, 2012, s. 325. 26 David W. Lesch, The New Lion of Damascus, New Haven and London: Yale University Press, 2005, s. 92. 213 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии из-за мнения некоторых будто бы сирийский конфликт является межконфессиональным. Турция четко заняла сторону оппозиции. Так как повстанцы являются преимущественно суннитами, а режим Асада - нусайритским, в Турции вызывает беспокойство вероятность того, что сложится впечатление о межконфессионально характере столкновений. Хотя принимать участия в конфликте в качестве суннитской силы в регионе Турция не хочет, восприятие действующими лицами этого вопроса является прямо противоположным. К примеру, лидер сирийских Братьев-мусульман Мухаммед Риад Шакфа заявил, что согласится на военное вмешательство, если оно будет осуществляться под руководством Турции, а не западных стран.27 Хотя такой имидж Турции является преимуществом в глазах суннитских действующих лиц региона, но для шиитов он является недостатком, а нусайриты как раз близки шиитам. Такой имидж является крайне нежелательным для Турции, так как он ограничит способность к маневрированию. Очевидно, что действующая сила, воспринимаемая только как просуннитсткая, у шиитов доверием пользоваться не будет. Турция при поддержке западных союзников старается играть роль посредника и хранителя порядка в регионе. Для этого, по мнению Турции, необходимо находиться на одинаковом расстоянии от всех участников событий. Просчеты Турции и предел ее возможностей Самым заметным просчетом Турции стала продолжительность срока правления правительства Асада. Турецкие политики надеялись, что Асад оставит свой пост вскоре после начала восстания, и строили соответствующие планы. В связи с этим, Турция заручилась поддержкой Америки, которая ожидала активной позиции от Турции. Например, в ноябре 2011 года Хиллари Клинтон заявила, что они ждут ненасильственного осуществления смены 27 “Syria’s Muslim Brotherhood open to Turkish intervention”, France 24 International News, Kasım 17, 2011, http://www.france24.com/en/20111117-syria-banned- islamist-muslim-brotherhood-turkey-intervention-assad-crackdown (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi), Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran- Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, s. 197. 214 Рамазан Здемир режима в Сирии под руководством Турции и Лиги арабских государств. Анкара при поощрении Соединенных Штатов предположила, что режим будет свергнут международным сообществом, и строила соответствующие планы. В качестве примера можно привести следующее: в то время, как в Стамбульском саммите «Друзья Сирии» приняли участие более 70 западных и арабских государств, такие страны как Иран, Ирак, а также имеющие право вето в Совете Безопасности ООН, Россия и Китай, не приняли участия в саммите. Эти четыре страны являются сторонниками правительства Асада. Турецкое правительство не придало значения их отсутствию, так как планы Турции были полностью построены по сценарию без Асада. Судя по поведению правительства Турции, было похоже на то, что первый раз за всю историю Республики Анкара выступает с инициативой сменить режим в соседней стране.28 Но скорое свержение Асада вряд ли возможно. Более того, все еще есть вероятность того, что он останется у власти, несмотря на все произошедшее в Сирии. По признанию министра иностранных дел Турции Давутоглу, еще одним просчетом было то, что в Анкаре не смогли предвидеть, что Асад усилит репрессии в своей стране настолько, что это приведет к смерти такого количества людей. Кроме того, Турция не предполагала, что, несмотря на то, что сразу после начала мятежа международные организации объявили Асада вне закона, они не вступят в конфликт.29 Известно, что Давутоглу придерживается принципиальной политики, но его ошибкой было ожидать того же от других. Прежде всего, Асад не одинок, за ним стоит партия БААС – огромная организация, заправляющая всеми делами. Более того, групповые убийства с целью обеспечить свое существование для этой организации не в новинку. Во- вторых, равнодушие мирового сообщества, как это было уже в случае с Боснией и Руандой, не является чем-то неожиданным. 28 Özden Zeynep Oktav, “The Syrian Uprising and the Iran-Turkey-Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, s. 200. 29 Abdülhamit Bilici, “Esed’i barbarlaştıran annesi!”, Zaman, Mayıs 25, 2013, http:// www.zaman.com.tr/abdulhamit-bilici/esedi-barbarlastiran-annesi_2093608.html (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 215 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии Свой вклад в то, что были допущены просчеты, вероятно, внесло и эмоциональное отношение. Следует отметить, что турецким политикам присуще эмоциональное отношение к региону и слишком большая уверенность в своих силах. Это очевидно из слов министра иностранных дел Турции Давутоглу: «... Идет сотый год с тех пор, как мы ушли с Ближнего Востока - как дети поколения, чьи предки боролись до конца, чтобы защитить святые земли в Йемене, Сирии, Ираке и Медине. Сейчас спустя сто лет в этот период весь Ближний Восток ожидает от Турции многого, и там звучит имя нашего уважаемого премьера … Где мы проиграли и откуда мы ушли с 1911 по 1923 гг., там же мы и встретимся вновь с 2011 по 2023 гг. Это исторический долг.»30 На самом деле это позиция не только министра иностранных дел, а всех членов турецкого правительства и премьера в том числе. Такая позиция может быть объяснена глубокими корнями Турции в регионе и очень высокой популярностью Турции у арабского народа. Но если подходить к вопросу как к историческому долгу, то тогда невозможно будет избежать жесткой эмоциональной реакции. Конечно, в этом случае будет сложнее что-то изменить. Сегодня члены правительства Турции в осуждении Асада зашли так далеко, что возможность ведения дел с его режимом представляется уже невероятной. С другой стороны, в сирийской войне Асад не одинок и не похоже, чтобы он быстро сдался. Нусайриты и некоторые суннитские семьи торговцев поддерживают Асада во всем, что касается внутренней политики; так как их меньшинство, и проигрыш Асада будет означать и их проигрыш, эти две группы будут сражаться не на жизнь, а на смерть. От Египта данная ситуация отличается тем, что там с Хосни Мубареком проиграла лишь небольшая элитарная группа. 30 Burcu Kaya Erdem, “Adjustment of the secular Islamist role model (Turkey) to the ‘Arab Spring’: the relationship between the Arab uprisings and Turkey in the Turkish and world press”, Islam and Christian–Muslim Relations, Vol. 23, No:4, 2012, s. 436. 216 Рамазан Здемир Что касается международных участников, то Иран, Россия и Китай приняли сторону правительства Асада. Так как Иран и Сирия были вытеснены Америкой из международной системы, быть союзниками в их общих интересах, поскольку это позволяет им сохранять влияние. Это хорошо известно турецким политикам.31 Для России и Китая конфликт в Сирии является возможностью выступить в противовес Америке и извлечь из этого выгоду. Будучи против американской гегемонии, эти две великие державы не раз налагали вето на решения по Сирии в ООН.32 На самом деле, восстание в Сирии превратилась в региональную войну, и международные участники в ней выступают в качестве независимых переменных, а местные участники, и Асад в том числе, действуют как переменные, полностью зависящие от поддержки внешних сил. В этом уравнении, Турция поддерживает сирийскую оппозицию, но у нее нет «жесткой силы», чтобы продолжать эту войну. Турция действительно не одинока в своей поддержке оппозиции, но если принять во внимание тезис неореалистов «относительная материальная сила определяет основные параметры международной политики страны»,33 станет понятно, что Турция не может повлиять на западных союзников, которые не хотят вмешиваться в дела Сирии. В этой связи Генеральный секретарь НАТО Андерс Фог Расмуссен давно заявил, что альянс не будет проводить военного вмешательства в Сирию. Расмуссен оправдывает такое решение тем, что отсутствует активная поддержка стран региона, а также приказ ООН о защите населения. Кроме того, НАТО при объяснении своего нежелание вмешиваться, ссылаются на то, что сирийская оппозиция сотрудничает с «Аль-Каидой».34 Хотя Турция действует совместно с 31 Abdülhamit Bilici, “Esed’i barbarlaştıran annesi!” 32 Joe Lauria, “Russia, China Veto Syria Resolution at U.N.”, The Wall Street Journal, Temmuz 19, 2012, http://online.wsj.com/article/SB1000087239639044409790457 7536793560681930.html (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 33 Gideon Rose, “Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy”, World Politics, Vol. 51, No: 1, Ekim 1998, s. 146. 34 James Joyner, “NATO’s Not Attacking”, The National Interest, Haziran 5, 2013, http://nationalinterest.org/commentary/natos-not-attacking-8550 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 217 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии международным сообществом, вмешиваться в дела Сирии международное сообщество не хочет. Вообще-то, у Турции тоже нет никакого желания брать военную инициативу на себя. Турецкие специалисты по внешней политике, похоже, осознают, что такое развитие событий может бросить тень на имидж «мягкой силы», благодаря которому Турция заработала себе популярность на Ближнем Востоке. Кроме того, в случае вмешательства Турции может сложиться такая ситуация, когда ее станут воспринимать как колониальную державу, а также может встать вопрос легитимности для того, чтобы объединить сирийцев против Асада в так называемой войне за независимость. Впрочем, победа сирийской оппозиции над режимом Асада представляется возможной и без военного вмешательства извне. Это холодное лицо реализма: необходимость применения военной силы для защиты мягкой силы. Для Турции данная ситуация похожа на тупик. Итог В сложившейся в Сирии ситуации у Турции было два варианта: либо поддержать людей, вышедших на улицы с требованием демократии, либо занять сторону авторитарного режима, безжалостно подавляющего народ. Турция сделала свой выбор и предпочла не режим, а людей. В первые месяцы восстания турецкие политики предупреждали Асада и призывали к проведению реформ в стране. Однако Асад пошел по трудному пути подавления оппозиции, действуя вразрез с международным сообществом и убивая свой народ. В этой связи Турция, которую вплоть до недавнего времени продолжали обвинять в смене приоритетов, в очередной раз доказала, что она как всегда на стороне западных стран. По мнению Турции, режим Асада несет ответственность за беспорядки в Сирии и сам он вместе с баасистским правительством должны уйти в отставку как можно скорее. Турция укрывает сирийских оппозиционеров на своей территории и оказывает им материально-техническую поддержку. Кроме 218 Рамазан Здемир того, с самого начала событий Турция приняла на своей территории тысячи беженцев. Проблема здесь в том, что Турция, очевидно, рассчитывала, что правительство Асада в скором времени уйдет в отставку. Однако, не похоже чтобы так могло произойти, и Турция каждый день расплачивается за это. Из-за своего политического выбора Турция превратилась в мишень для правительства Асада и его союзников. Это и не удивительно. При принятии решения поддержать оппозицию Турция должна была осознавать, что станет мишенью для противника. В связи с этим, в восточном Средиземноморье 22 июня 2012 года сирийской армией был сбит турецкий истребитель, и погибли турецкие пилоты.35 К сожалению, это не единичный случай. В результате взрывов в Рейханлы 11 мая 2013 г. погибло более 50 человек.36 Хотя министр информации Сирии сразу же отверг обвинения Турции в том, что к взрывам причастно правительство Асада,37 оно в списке подозреваемых занимает первое место. Из-за военного бездействия, несмотря на все агрессивные заявления и правила применения силы, провозглашенные турецким правительством после этих событий,38 Турция теряет свой авторитет. Согласно правилам применения силы турецкая армия сообщила об открытии огня по сирийской стороне,39 но вряд ли это сможет помешать Асаду поступить, как ему заблагорассудится. 35 “Türk jeti nasıl düşürüldü? Gizem çözüldü!”, Milliyet, Eylül 19, 2012, http:// gundem.milliyet.com.tr/turk-jeti-nasil-dusuruldu-gizem-cozuldu-/gundem/ gundemdetay/19.09.2012/1598874/default.htm (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 36 “Reyhanlı patlamasında laş gelişme”, Zaman, Mayıs 20, 2013, http://www.zaman. com.tr/gundem_reyhanli-patlamasinda-las-gelisme_2091942.html (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 37 “Suriye’den Reyhanlı patlama açıklaması”, Aktif Haber, Mayıs 12, 2013, http:// www.aktifhaber.com/suriyeden-reyhanli-patlama-aciklamasi-785012h.htm (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi) 38 Levent İçgen, “Angajman kuralları değişti”, Vatan, Haziran 26, 2012, http://haber. gazetevatan.com/angajman-kurallari-degisti-ne-demek/460542/1/gundem (23 Mayıs 2013 tarihinde erişildi) 39 “TSK’dan laş açıklama!”, Star, Temmuz 19, 2013, http://haber.stargazete.com/ guncel/tskdan-las-aciklama/haber-773698 (30 Temmuz 2013 tarihinde erişildi) 219 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии Вообще-то, несмотря на всю ложь и ошибки Асада, Турция могла бы терпеть его ради возможности разрешения конфликта между оппозицией и правительством. В этом случае Турция могла бы по- прежнему использовать в регионе свою «мягкую силу». На сегодняшний день ни «мягкую», «ни жесткую силу» полностью использовать не представляется возможным. Похоже, что у Турции нет плана на тот случай, если Асад останется у власти. Такая позиция во внешней политике является проблематичной. С самого начала волнений в Сирии турецкое правительство проводит политику, ориентированную на общечеловеческие ценности, но оно также не должно пренебрегать и интересами самой Турции. Либо турецкое правительство должно всерьез начать рассматривать вариант военного вмешательства, либо оно должно задуматься об альтернативных планах на тот случай, если Асад останется у власти. На пути к становлению великой державой Турция играет по- крупному, но если хорошо не просчитать все риски, цена вопроса может намного превысить возможную выгоду. 220 Рамазан Здемир BİBLİYOGRAFYA Akdiş, Muhammet. “Küreselleşmenin Finansal Piyasalar Üzerindeki Etkileri ve Türkiye Finansal Krizler –Beklentiler”, Pamukkale Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi, http://makdis.pamukkale.edu.tr/inans.htm (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Altaylı, Fatih. “Si vis Pacem para bellum”, Habertürk, Ekim 6, 2012. http:// www.haberturk.com/yazarlar/fatih-altayli/782823-si-vis-pacem-para-bellum (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Aydıntaşbaş, Aslı. “Esad’ın Problemi Annesi”, Milliyet, Mayıs 25, 2013. http://siyaset.milliyet.com.tr/-esad-in-problemi-annesi-/siyaset/ydetay/1713801/ default.htm (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Baysal, Ercan. “Borç bitti, IMF’ye paydos”, Zaman, Mayıs 14, 2013. http:// www.zaman.com.tr/ekonomi_borc-bitti-imfye-paydos_2089371.html (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Bilefsky, Dan and Anthony Shadid. “Turkey Moves to Intensify Sanctions Against Syria”, The New York Times, Kasım 30, 2011. http://www.nytimes.com/2011/12/01/world/middleeast/turkey-intensiies- sanctions-against-syrian-regime.html?pagewanted=all&_r=0 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Bilici, Abdülhamit. “Esed’i barbarlaştıran annesi!”, Zaman, Mayıs 25, 2013. http://www.zaman.com.tr/abdulhamit-bilici/esedi-barbarlastiran-anne- si_2093608.html (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). C. J. Chivers and Eric Schmitt, “Arms Airlift to Syria Rebels Expands, With Aid From C.I.A.”, The New York Times, Mart 24, 2013. http://www.nytimes. com/2013/03/25/world/middleeast/arms-airlift-to-syrian-rebels-expands-with- cia-aid.html?pagewanted=all&_r=0 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Cleveland, William. A History of the Modern Middle East. Boulder, CO: Westview Press (Second Edition), 2000. Dahi, Omar S and Yasser Munif. “Revolts in Syria: Tracking the Conver- 221 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии gence between Authoritarianism and Neoliberalism”, Journal of Asian and Afri- can Studies. Vol. 47, No: 323, 2012. Dalacoura, Katerina. “The 2011 uprisings in the Arab Middle East: political change and geopolitical implications”, International Affairs. Vol. 88, No:1, 2012. Erdem, Burcu Kaya. “Adjustment of the secular Islamist role model (Turkey) to the ‘Arab Spring’: the relationship between the Arab uprisings and Turkey in the Turkish and world press”, Islam and Christian–Muslim Relations. Vol. 23, No:4, 2012. Esad hesap verecek”, Akşam, Eylül 16, 2011. http://www.aksam.com.tr/ siyaset/esad-hesap-verecek--67730h/haber-67730 (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Fırat, Emine. “Konjonktür Teorileri Işığında Türkiye’deki İktisadi Dalgalanmalar”, International Conference on Eurasian Economies 2012, http:// www.eecon.info/papers/525.pdf (29 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Hintli Tata, Jaguar ve Land Rover’ı 2.9 milyar dolara aldı”, Radikal internet baskısı, Mart 27, 2008. http://www.radikal.com.tr/haber.php?haberno=251284 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). İçgen, Levent. “Angajman kuralları değişti”, Vatan, Haziran 26, 2012. http:// haber.gazetevatan.com/angajman-kurallari-degisti-ne-demek/460542/1/gundem (23 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Joyner, James. “NATO’s Not Attacking”, The National Interest, Haziran 5, 2013. http://nationalinterest.org/commentary/natos-not-attacking-8550 (6 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Karlin, Mara E. and Andrew J. Tabler. “How Washington Should Plan for a Post-Assad Syria”, http://www.foreignaffairs.com/fa_subcontent/67797/67800 (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). Lauria, Joe. “Russia, China Veto Syria Resolution at U.N.”, The Wall Street Journal, Temmuz 19, 2012. http://online.wsj.com/article/SB1000087239639044 4097904577536793560681930.html (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). 222 Рамазан Здемир Lesch, David W. The New Lion of Damascus. New Haven and London: Yale University Press, 2005. Makovsky, Alan. “The New Activism in Turkish Foreign Policy”, SAIS Review. Vol. 19, No: 1, 1999. Nathanson, Roby and Gilad Brand. “Economic Overview of Turkey”, Israeli European Policy Network, Nisan 2011, http://www.macro.org.il/lib/3031793. pdf (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Oktav, Özden Zeynep. “Concluding Remarks”, Turkey in the 21st Century (edited by Özden Zeynep Oktav), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2011. Oktav, Özden Zeynep. “The Uprising in Syria and the Iran-Turkey- Syria Quasi Alliance: A View from Turkey”, Turkey-Syria Relations (edited by Raymond Hinnebusch and Özlem Tür), England and the USA: Ashgate Publishing Company, 2013. “Reyhanlı patlamasında laş gelişme”, Zaman, Mayıs 20, 2013. http://www. zaman.com.tr/gundem_reyhanli-patlamasinda-las-gelisme_2091942.html (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). Robins, Philip. “Turkish Foreign Policy since 2002: Between a ‘Post- Islamist’ Government and a Kemalist State”, International Affairs. Vol. 83, No. 2, March 2007. Robins, Philip. “Turkish Policy and the Gulf Crisis: Adventurist or Dynamic?”, Clement Henry Dodd (ed.), Turkish Foreign Policy: New Prospects, Cambridgeshire, UK: Eothen Press, 1992. Rose, Gideon. “Neoclassical Realism and Theories of Foreign Policy”, World Politics. Vol. 51, No: 1, Ekim 1998. Sleiman, Mirna and Dinesh Nair. “Gulf Arab investors hot on Turkey private equity trail”, Reuters, Dubai, Mayıs 23, 2012. http://www.reuters. com/article/2012/05/23/turkey-private-equity-idUSL5E8GLC4F20120523 (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). 223 Пределы «Активизма» Во Внешней Политике Турции: На Примере Восстания В Сирии “Suriye bizim iç meselemizdir”, TGRT Haber, Ağustos 7, 2011. http:// www.tgrthaber.com.tr/news_view.aspx?guid=8c7e9711-0a7b-4f70-91d1- d5fd7e883a3f (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Suriye’den Reyhanlı patlama açıklaması”, Aktif Haber, Mayıs 12, 2013. http://www.aktifhaber.com/suriyeden-reyhanli-patlama-aciklamasi-785012h. htm (5 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Suriye’nin 30 yıl önceki Hama Katliamı Türk medyasında 6 gün sonra yer bulmuş”, Haberler, Ağustos 5, 2011. http://www.haberler.com/suriye-nin-30-yil- onceki-hama-katliami-turk-2912989-haberi/ (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Syria’s Muslim Brotherhood open to Turkish intervention”, France 24 In- ternational News, Kasım 17, 2011. http://www.france24.com/en/20111117-syr- ia-banned-islamist-muslim-brotherhood-turkey-intervention-assad-crackdown (4 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “TSK’dan laş açıklama!”, Star, Temmuz 19, 2013. http://haber.stargazete. com/guncel/tskdan-las-aciklama/haber-773698 (30 Temmuz 2013 tarihinde erişildi) “Turkey in 2nd spot with growth”, Hürriyet Daily News, Nisan 3, 2012. http://www.hurriyetdailynews.com/TurkRadio.aspx?pageID=238&nID=17503 (19 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Turkey tightens security measures on Syrian border to prevent PKK entry”, Today’s Zaman, Mart 21, 2012. http://www.todayszaman.com/news-274953-tur- key-tightens-security-measures-on-syrian-border-to-prevent-pkk-entry.html (3 Haziran 2013 tarihinde erişildi). “Türk jeti nasıl düşürüldü? Gizem çözüldü!”, Milliyet, Eylül 19, 2012. http:// gundem.milliyet.com.tr/turk-jeti-nasil-dusuruldu-gizem-cozuldu-/gundem/gun- demdetay/19.09.2012/1598874/default.htm (21 Mayıs 2013 tarihinde erişildi). “Volvo resmen Çinli oldu”, Sabah, Mart 29, 2010. http://www.sabah.com. tr/Ekonomi/2010/03/29/cinli_geely_isvecli_volvoyu_alarak_muradina_erdi (1 Haziran 2013 tarihinde erişildi). 224

ağır sanayi,ağır sanayi nedir,gülermak ağır sanayi inşaat ve taahhüt a.a.ş,st ağır sanayi çözümleri dergisi,demirören ağır metal sanayi pınarbaşı,demirören ağır metal sanayi,hafif ağır sanayi ne demek,ağır sanayi emekli maaşı,ağır sanayi emeklilik hesaplama,ağır sanayi el sabunu,ağır sanayi,ağır sanayi ekşi,ağır sanayi,ağır sanayi ekonomi nedir,ağır sanayi eldiven,ersan ağır sanayi sitesi,elektrikçi ağır sanayi,en ağır sanayi,en büyük ağır sanayi,ağır sanayi firmaları,ağır sanayi fazla mesai,izmir ağır sanayi firmaları,türkiye'de kurulan ilk ağır sanayi fabrikası,ağır sanayi tipi tekerlek fiyatları,tekirdağ ağır sanayi fabrikaları,ağır sanayi geçen işler,ağır sanayi grupları,ağır sanayi iş güvenliği,ağır sanayi ne anlama gelir,gulermak agir sanayi insaat,gülermak ağır sanayi inşaat ve taahhüt a.ş. s,ersel ağir makine sanayi ve ticaret a.ş,,farco ağir metal sanayi ve ticaret anonim şirketi,güleray ağir nakliyat sanayi ve ticaret anonim şirketi,kgm ağır makina sanayi ve tic. a.ş,türkiye'de kaç tane ağır sanayi var,ağır sanayi yıpranma payı,ağır sanayi yıllık izin,ağır sanayi ne yapar,türkiye'nin ilk ağır sanayi yatırımı,türkiye'de neden ağır sanayi yok,yıldız endüstri ağır sanayi,zübük ağır sanayi hamlesi,ağır sanayi 1977,2022 ağır sanayi asgari ücret,ağır sanayi işçi maaşları 2022,5 sanayi sitesi,5. sanayi,5,6. sanayi,türkiye ağır sanayi,6. sanayi akü,6 sanayi birlik oto,7 ağır ceza mahkemesi,ağır sanayi tekeri,9 sanayi sitesi

Determination of Tourism Potential for Business: Example of Kyrgyzstan

Öz:

Purpose – Kyrgyzstan is a country with rich natural and social assets, as well as unique natural beauties, that allow the execution of different types of tourism. For businesses in Kyrgyzstan to operate effectively and efficiently, the current potential needs to be analyzed and determined accurately. It is also aimed to guide the sustainable tourism model to be created specifically to Kyrgyzstan for the companies that will invest. Design/methodology/approach – For this purpose, the data is obtained from public, private sector employees, academicians and graduate students by the questionnaire. It was analysed with SWOT (Strengths, Weaknesses, Opportunities, and Threats) method. Findings – As a result of the analysis, it is understood that the strongest aspect of Kyrgyzstan is traditional guest loving, the weakest point is the infrastructural deficiency, the opportunity is the virgin natural structure, the threat is the possibility of destruction of natural resources and the environment. According to the research, it was determined that four parties (public employee, private sector employee, academician, graduate student) both had an idea about opportunities and strengths, and had a close opinion about weak and threats. Discussion – The fact that virgin natural structure, which is considered as an opportunity for Kyrgyzstan, is considered as a threat at the same time appears as an important point that the companies planning to invest should pay attention to.

Anahtar Kelime:

Doğal plastik palmiye ağacı için otel, restoran, kare süs bitkiler palmiye

Эти результаты по товарам или поставщикам были автоматически переведены для вашего удобства с помощью автоматического переводчика. Если вы обнаружили какие-либо проблемы, связанные с результатами перевода, мы будем рады принять ваши правки.
Вся отображаемая на этой странице информация о продукте и поставщике на языках, кроме английского, является информацией www.alibaba.com, переведенной с помощью автоматического переводчика. Все вопросы и предложения о качестве автоматического перевода направляйте по адресу [email protected]. Перевод представляет собой полностью автоматизированный процесс, осуществляемый техническими средствами. Alibaba.com не принимает участия в процессе перевода, не имеет сведений о переводе или содержании объявлений о товарах и материалах и не управляет этими вопросами. Настоящим компания Alibaba.com и ее филиалы в явной форме отказываются от какой-либо гарантии, явно выраженной или подразумеваемой, и ответственности за любые потери, возникающие или зависящие от любой автоматически переведенной информации или вызванные любой технической ошибкой автоматического переводчика.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası