sloppy ne demek / İngilizce-Türkçe Sözlük - Çeviri - seafoodplus.info

Sloppy Ne Demek

sloppy ne demek

İngilizcede sloppy'ın anlamı

The band was also applauded for clean, tight performances compared to sloppier performances in older recordings.

Wikipedia

'dan

Creatives commons icon Bu örnek Wikipedia kaynaklı olup CC BY-SA license tarafından paylaşılıp, adapte edilip tekrardan kullanılmış olabilir.

Many of the sloppier early conclusions were attacked.

Wikipedia

'dan

Creatives commons icon Bu örnek Wikipedia kaynaklı olup CC BY-SA license tarafından paylaşılıp, adapte edilip tekrardan kullanılmış olabilir.

The three-game set, or triple, had not occurred since the shortened season, which featured 64 triples and sloppier play due to tired players.

Wikipedia

'dan

Creatives commons icon Bu örnek Wikipedia kaynaklı olup CC BY-SA license tarafından paylaşılıp, adapte edilip tekrardan kullanılmış olabilir.

Morning, noon and night we get one mess tin of sloppy rice-work every night-the whole night through.

Cambridge English Corpus kaynağından

Critics of the first-to-file system also contend it will create a race to the mailbox, and result in sloppier, last-minute patent applications.

Wikipedia

'dan

Creatives commons icon Bu örnek Wikipedia kaynaklı olup CC BY-SA license tarafından paylaşılıp, adapte edilip tekrardan kullanılmış olabilir.

We are using a sloppy notation here: the processes should be permuted so that their indexes are in increasing order.

Cambridge English Corpus kaynağından

In addition, several sloppy spelling and grammatical errors detract from important points.

Cambridge English Corpus kaynağından

Is a high-quality automated presentation better than some of the sloppy things now served up manually to students?

Cambridge English Corpus kaynağından

Once users know about this facility there is a temptation to tolerate sloppy playing when recording, knowing that this can be corrected afterwards by quantizing.

Cambridge English Corpus kaynağından

Otherwise, we run the risk of encouraging habits of sloppy argumentation and a disregard for formal rigour in our students.

Cambridge English Corpus kaynağından

Also, as in (8c), it is possible to recover only the modal and tense for the target (call this the sloppy reading).

Cambridge English Corpus kaynağından

Compare this to (28), where the only possible interpretation is the sloppy identity one.

Cambridge English Corpus kaynağından

sloppy'a dair bütün örnekleri gör

Örneklerdeki görüşler Cambridge Dictionary'nin editörlerinin, Cambridge University Press'in ya da lisans sağlayıcılarıın görüşlerini temsil etmez.

Do not share my Personal Information.

Bir cümlede Sloppy kullanım örnekleri ve çevirileri

The war is no longer an excuse for sloppy presentation. I mean it.
Ciddiyim!- Savaş artık özensiz takdim için bir bahane değil.
And it killed him when you said he was sloppy and impulsive.
Dikkatsiz ve düşüncesiz olduğunu söylemen onu bitirdi.
The war is no longer an excuse for sloppy presentation. I mean it!
Savaş artık özensiz takdim için bir bahane değil.- Ciddiyim!
I rather not do the work than do a sloppy job.
Because your plan was sloppy. And you put a security guard in a coma.
Ve planınız özensiz olduğu için bir güvenlik görevlisini komaya soktunuz.
Just because you didn't want to admit that you're a… sloppy guy.
Sırf pasaklı biri olduğunu kabul etmek istemedin diye.
Schecter is an undisciplined writer who applies a sloppy solipsistic logic to an undisciplined life.
Schecter baştan savma bencil mantığı kuralsız hayata uyarlayan, disiplinsiz bir yazar.
And you put a security guard in a coma because your plan was sloppy.
Ve planınız özensiz olduğu için bir güvenlik görevlisini komaya soktunuz.
Your technique's sloppy and your stance… why are you standing way back?
Tekniğin dikkatsiz ve duruşun… neden geride duruyorsun?
Shame on you for not correcting her sloppy syntax and grammar.
Onun baştan savma söz dizimini ve gramerini düzeltmediğin için utanmalısın.
I made sloppy joes for dinner.
Yemeğe'' Sloppy Joes'' yaptım.
Watch it you sloppy girl, that comes right out of my babyies' mouthes.
Dikkat et pasaklı kız, o bebeğimin ağzına girecek.
Don't be late, don't be sloppy, don't be disrespectful.
Geç kalmazsan, dikkatsiz olmazsan, saygısızlık yapmazsan seni sevecektir.
See? Uh, actually, Bailey, you go with Rog. Sloppy.
Özensiz. Aslında, Bailey, Rog ile gidiyorsun. Görmek?
Uh, actually, Bailey, you go with Rog. See? Sloppy.
Özensiz. Aslında, Bailey, Rog ile gidiyorsun. Görmek?
Now a few of his sloppy seconds wanna try on the crown.
Şimdi onun yarım yamalak birkaç saniyelik saltanatını ele geçirmek isteyecekler.
Almost like they don't care that we know. Sloppy.
Here's a truth. You're a sloppy bitch!
Pasaklı sürtüğün tekisin! İşte sana bir doğru!
I wouldn't say no to a Sloppy Joe.
Sloppy Joeya hayır demezdim.
Bronc, you and Sloppy ride out in front to head a getaway.
Bronc, Sloppy onları durdurmak için atlarınızı öntarafa sürün.
Why would I believe some sloppy, blind white girl?
Neden pasaklı beyaz kör kadına inanayım?
Trust me, when I actually cheat, I'm really sloppy.
İnan bana, gerçekten aldattığım zaman çok dikkatsiz oluyorum.
Sloppy's bigger than Mr. Snuggles.
Şapşal, Bay Sokulgandan daha büyük.
He accused me of sloppy work on the Wayne Randall case.
Sloppy. Uh, actually, Bailey, you go with Rog. See?
Özensiz. Aslında, Bailey, Rog ile gidiyorsun. Görmek?
Well, there's a lot of sloppy work done around here, mainly by you.
No possibility of flaking or turning it into some sloppy booty call.
Kaytarma ya da baştan savma bir sevişmeye dönüştürme ihtimalin olmadan.
Some sloppy, blind white girl? Why would I believe?
Neden pasaklı beyaz kör kadına inanayım?
Sonuçlar: , Zaman:

sloppy

  • sulu

    sıfat Suyu olan, içinde su bulunan, koyu karşıtı"Eczanede acaba nane suyu yahut zararsız bir sulu ilaç var mıdır?" - R. N. Güntekin

  • kirli

    sıfat Leke, toz vb. ile kaplı, pis, murdar, mülevves

  • pis

    sıfat Leke, toz veya kirle kaplı olan, kirli, iğrendirici, murdar, mülevves

  • ıslak

    sıfat Suya batırılmış, üzerine su dökülmüş veya yağmurdan ıslanmış olan"Baş başa uzandık seninle ıslak / Çimenlerine yaz bahçelerinin" - A. H. Tanpınar

  • şapşal

    sıfat Aptalca davranışlarda bulunan, alık (kimse)"Şapşal adam bu teklife de inandı." - N. F. Kısakürek

  • gevşek

    sıfat Sıkı veya gergin olmayan, gevşemiş olan"Bizim dost, gevşek kravatıyla, çözük yakasını şöyle bir okşadı." - Ç. Altan

  • dikkatsiz

    sıfat İşinde dikkatli davranmayan, dalgın, savruk, özensiz"İnsan tanımayan, dalgın, dikkatsiz biletçi de kötüdür." - R. H. Karay

  • dağınık

    sıfat Geniş bir alana yayılmış olan

  • özensiz

    sıfat Özen gösterilmeyen, itinasız"Onun yanında kendisini inanılmayacak kadar özensiz ve çirkin buluyordu." - A. İlhan

  • çamurlu

    sıfat Çamur bulaşmış, üstünde veya içinde çamur bulunan"Henüz içinden çıktığım yaşamın beyaz koridorları, yerlerini çamurlu patikalara bıraktılar." - R. Mağden

  • bakımsız

    sıfat Özen gösterilmemiş, bakılmamış"Çocuk, kılıksız ve bakımsız." - N. F. Kısakürek

  • pasaklı

    sıfat Giyimine veya eşyanın temizliğine, düzenine önem vermeyen (kimse), çapaçul

  • çapaçul

    sıfat Kılığının veya eşyasının düzgün ve temiz olmasına özenmeyip düzensizlik içinde yaşayan, pasaklı"Musa, gene her günkü çapaçul kılığına bürünmüş." - R. N. Güntekin

  • dikkatsizce yapılmış
  • dökük saçık
  • zifoslu
  • dökük saçıklık
  • dökük saçıklık.
  • kirli su ile lekelenmiş veya ıslatılmış
  • ıslak ve kirli, çamurlu, baştansavma, uyduruk, pasaklı, dağınık, aptalca, saçma
  • nest...

    batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir