hayatın anlamı nedir din kültürü / Hayatın anlamı - Vikipedi

Hayatın Anlamı Nedir Din Kültürü

hayatın anlamı nedir din kültürü

Muhtemelen hayatın anlamının ne olduğu sorusu, tarih boyunca insanoğlunun sorduğu en kadim varoluşsal soruların başında gelmektedir. Bu soruya verilecek cevap kaçınılmaz olarak insanın varoluşuna yüklediği anlam ile şekillenecektir. Şüphesiz hayata farklı anlamlar verilebilir ama bu, hayata verilen her anlam ve hayatı her yorumlama biçiminin eşit derecede değerli olduğunu göstermez.

Herkesin anlamı kendine göre değerli olabilir ama bütün anlamların eşit derecede değerli olması mümkün değildir. Örneğin ırkçılık gibi bir durumu düşündüğümüzde, ırkçılık yapan kişi ya da gruplar açısından bu tutumları hayatlarının anlamı ve en değerli amacı olabilir. Irkçılık yapan kişi ve gruplar hayatlarının anlam ve amacını başka ırktan insanlara acı çektirmek, evlerini yakıp yıkmak olarak belirleyebilirler.

Hayatını sadece vücut geliştirmeye ya da nükleer bomba geliştirmeye adayan biri ile hayatını hastalara faydalı olmaya, kansere çare bulmaya adayan bir kişinin anlam ve amacı eşit değerde görülemez. Örnekler çoğaltılabilir. Hayatın anlamı nedir? Bu soru, genellikle üzerine gerektiği gibi düşünülmediğinden pek çok kişi tarafından önemi fark edilemeyen bir sorudur. Buna rağmen bir şekilde cevabı aranan ya da tatmin edici bir cevap bulunamadığında üstü örtülen ama her an tetikte bekleyen en temel varoluşsal sorulardan biridir. Bu, aynı zamanda herkesin nasıl var olduğuna, hayata, hayattan beklentilerine, ölüme ve ölüm sonrasına bakışına göre cevaplayabileceği bir sorudur.

Etrafımızdaki insanlara baktığımızda herkesin kendince çıkardığı bir anlam vardır hayattan. Bu anlama göre şekillenen amaçlar vardır. Genellikle aile, arkadaş çevresi, iş yerindeki kariyer, anlık hazlar ve zevkler insanların amaçlarını belirler. Kimi insanlar ise hayatları boyunca bir kez olsun yaşadığı hayatın bir anlamı olup olmadığını sormamıştır kendine. Sudan çıkmış balık gibi kıvranıp durur, “Sizce hayatın anlamı nedir?” gibi bir soruyla karşılaştığında çoğu kimse. Bir anlamda akışına bırakmıştır hayatı. Çünkü kendisi de farkındadır; neyi, nedeni ve nasılı sorgulamak biraz yorar insanı.

Dolayısıyla her ne sebeple olursa olsun bu gibi temel meselelere aldırış etmeden gününü yaşamak kolay gelir çoğu kişiye. Oysa insan, hayatta bir amacının olması ya da neden var olduğunu sorgulamasıyla diğer canlılardan ayrılmalıydı. En küçüğünden en büyüğüne kadar insan dışındaki tüm canlılar için temel olan şey yemek, üremek ve hayatta kalmaktır. Oysa insan dediğimiz varlığın bunların üzerinde bir amaç ve arayışı olmalıdır.

Bu amaç onu anlamlı kılıp diğer canlılardan ayırmalıdır. Biyolojik varlığı değildir insanı insan yapan. Öyle olsaydı kendisi gibi sayısız biyolojik varlıktan hiçbir farkı olmazdı. O halde insan “Acaba tüm bunların anlamı nedir?” diye sormalı. Dini bakış açısına göre ise hayatın anlamı; en başta Allah’a sonra da Allah’ın yarattıklarına karşı görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmek, duyarlı ve insan onuruna yaraşır bir hayat sürmek, erdemli, ahlaklı, iyi ve yararlı işlerin öncüsü ve destekçisi olmak, yaratıcının yine bizim iyiliğimiz için bizden istemiş olduklarını içten ve samimi bir şekilde hayata taşımak olarak tarif edilebilir.

Şüphesiz hayatın anlamına dair farklı cevaplar bulunabilir ya da insanın hayata dair sahip olduğu anlam zaman içinde değişikliğe uğrayabilir ancak aklını ve vicdanını köreltmedikçe, amaçsız ve anlamsız yaşayamaz hiç kimse.

Bir sokak röportajı yapıp insanlara “Hayat nedir?” ya da “Hayatın anlamı nedir?” türünden bir soru sorsak muhtemelen alınacak cevaplar arasında; hayatın bir çeşit oyun, belki bir hikâye veya bir tür eğlence olduğu söylenecektir. Kimilerine göre de hayat bir tür görev ya da maceralı bir film gibidir. Belki kimileri için hayatın anlamı Allah, din ve ahirettir. Bazı insanlar da hayatın anlamının aile, eş, çocuklar ya da dostlar ile iyi vakit geçirmek olduğunu söyleyecektir. Kimi insan için onurlu bir yaşam, kimi için sanat olacaktır. Kimi hayatın anlamını hazlarda kimisi de en yüksek ruh durumuna ulaşmakta bulacaktır. Hayatın anlamı kimine göre yeni şeyler öğrenme, kimine göre karizma ya da kariyer kimine göre de aşk olacaktır. Kimi hayatın anlamını sağlıklı ve uzun bir yaşamda kimisi de gezip görmekte ve yeni yerler keşfetmekte bulacaktır. Kimileri de hayatın bir anlamı olmadığını savunacaktır.

Muhtemelen günümüz insanının en temel inanç problemi, Allah’ın varlığı yokluğu meselesinden çok, Allah hakkında doğru bir anlayışa sahip olunmamasıdır. Yani Allah’ın varlığına inanmamıza rağmen çoğu zaman sanki Allah yokmuş gibi yaşamamızdır. Bu durum da en az yaratılışın bunca mucizevi deliline rağmen bir yaratıcının varlığının inkâr edilebilmesi kadar hayret edilecek bir durumdur. Allah’ın varlığının yaşamımız üzerinde kayda değer bir etkisinin bulunmamasını, birilerinin bir yerlerde bulunuyor olması gibi Allah’ın da öylesine bir yerlerde bulunuyor gibi algılanmasını anlamak mümkün değildir.

Allah ya var ya da yoktur. Yoksa zaten mesele yoktur. Değişen ya da değişmesi gereken bir şey de yoktur. Ama varsa ve buna inanıyorsak sanki yokmuş ya da varlığı önemsizmiş gibi davranmamız mümkün değildir. Allah’ın varlığına inanıyorsak Allah’tan daha önemli hiç kimse, hiçbir şey olamaz hayatta. Tüm yaşam, o yaşamı verene göre yaşanır.

İnsan için dünya hedeflerinin en büyüğü Allah’ın rızasının en güzel şekilde kazanılmasıdır. Tüm planların bir gün yok olacaklar üzerine kurulması son derece anlamsızdır. Ancak Allah varsa anlam vardır. Değer vardır. Her şey Allah’ın varlığı ve rızasıyla anlam ve değer kazanır. Nefsimizi hayatımızın merkezine koyarak kendi kurallarımıza göre bir hayat yaşayamayız. Allah’ı bırakarak nefsimize tapamayız. Hayatın kurallarını, hayatı veren belirler. Hayatı veren Allah’tır ve hayat O’nun kurallarına göre yaşanır. Hayat nefis merkezli değil, Allah merkezli olmalıdır.

İnsan başta olmak üzere her güzel şey ancak Allah varsa anlam ve değer kazanır. Allah’ın var olmadığının düşünüldüğü bir dünyada, her uğraş anlamsızlaşır. Sanat, politika, felsefe ve spor gibi her insani uğraş anlamsızdır. İnsanlık tarihindeki tüm kahramanlıklar ve fedakârlıklar da boşa çıkacaktır. Çünkü yok olup gideceklerdir. Allah’ın olmadığı bir hayatta insan, devasa evrende bir kıvılcımdan ibarettir. Dinin sunduğu paradigmada Allah varlığın merkezindedir. Allah insanı yaratmış, onu isteyerek bilinç ve irade sahibi olarak var etmiş, doğayı ve diğer canlıları da emrine vermiştir. Kuşkusuz bu, insanı değerli gören bir anlayıştır. Sahip olduğumuz değeri bize Allah vermiştir. Allah bize akıl ve kavrayış yeteneği vermiş ve bize doğru yolu göstermiştir. Bu gerçek karşısında şükredici ya da nankör olması ise insanın kendi tercihine kalmıştır. Allah bize o değeri vererek bizi, anılmaya değer bir varlık haline getirmiştir. Allah o değeri vermese insan anılmaya değer bir varlık değildir.

Öte yandan bu paradigmaya karşı geliştirilen paradigmada Allah’ın yerini alan insan, merkeze konulmuştur. Artık insan, tesadüfen var olmuş evrende birçok kör tesadüf sonucu oluşmuş bir canlıdan ibarettir. Varlık merdiveninde herhangi bir karıncadan, hamam böceğinden üstte değildir. Şans eseri var olduğu için yine şans eseri onlardan daha iyi çalışan bir beyne sahiptir. Ancak şans eseri olduğu düşünülen evrim süreci farklı gelişseydi, farklı mutasyonlar oluşsaydı insan onlardan daha düşük bir varlık da olabilirdi. Görüldüğü gibi Allah’ın merkezde olduğu bir sistemde insan gerçekten değerli bir varlıktır. Allah’ın olmadığı bir sistemde ise insan, kör

tesadüfler sonucu oluşmuş bir canlıdır ve ancak sıradan bir sivrisinek kadar değeri vardır. Din, insanın hayatına anlam katar. Bize bir amaç verir. Bizi değerli kılar. Allah bizi isteyerek yaratmış, bizi değerli görmüş, bizi dikkate almış, bize doğruyu göstermiş, doğrunun peşinden gitmemiz durumunda önce rızasıyla sonra da cennetleri ile ödüllendireceğini söylemiştir.

Emre Dorman

Kategoriler Din
kaynağı değiştir]

Birçok insan kendine bir dönem "Hayatın anlamı nedir?" diye sorar ve kendince cevaplar verir, en popülerleri şunlardır:

Yaşamı sürdürebilme ve maddi/geçici başarı

Bilgelik ve bilgi

Ahlaki

Dinsel ve ruhanî.

Hayatın anlamı

Felsefi bir soru olan "Hayatın anlamı nedir?", farklı insanlar tarafından farklı şekillerde algılanabilir ve "anlam" sözcüğünün buradaki belirsizliği farklı açıklamalara yol açar: "Hayatın kökeni nedir?" , "Evrenin ve yaşamın doğası nedir?", "Hayatı değerli kılan şey nedir?", "İnsanın hayattaki amacı nedir?". Bu sorulara bilimselteorilerdenfelsefî, teolojik ve ruhanî argümanlara kadar birçok değişik şekilde cevap verilmektedir.

Başka bir bakış açısına göre de "Hayatın anlamı" sorunu ancak ölümle son bulur, cevaplanabilir. Felsefî bakış açısına göre sonuç kaçınılmaz olan ölümdür. Yaşadıkları hayattan (zengin, fakir, zeki, aptal, güzel, çirkin) bağımsız olarak her insan ölür ve bu sorun da son bulur. Konuyla ilgili görüşler özetle aşağıda görülebilir.

Popüler görüşler[değiştir

"Savaşı öldürmek için buradayız."

Hayatın anlamı nedir? Bu soru, insanlığı varoluştan bu yana rahatsız etmiştir. Camus’yü, Sartre’ı, Kafka’yı ve nice düşünürü, yazarı, sanatçıyı, filozofu ve her insanı sorgulamaya iten, varoluş sancısı, bizleri “Neden buradayız” sorusuna getirir. Modern tarih bizlere, bu sorunun bir dolu cevabını verdi. Din, kutsal kitaplar, devlet, para, kapitalizm, bilim, evrim, evren ve dahası. Cevap ise, ne yazık ki hâlâ yalnızca bireyin kendisine ait. Ancak yılında, ABD’nin Life dergisi editörleri, bu soruyu “bilge adam ve kadın”a yöneltmiş. Ünlü yazarlardan aktörlere, sanatçılardan global liderlere, çiftçilerden berberlere ve annelere. yılında ise aldıkları cevapları, derginin arşivinden seçtikleri sarsıcı siyah-beyaz fotoğraflarla derleyerek, “The Meaning of Life: Reflections in Words and Pictures on Why We Are Here” ("Hayatın Anlamı: Neden Burada Olduğumuzun Fotoğraflarda ve Sözcüklerdeki Yansıması") isimli bir kitapta yayımlandı. Kitabın Türkçesi ne yazık ki yok. Ancak aralarından bazılarını sizler için seçtik ve derledik, işte o cevaplar:

anne dilard

Annie Dillard

() ABD’li Pulitzer ödüllü yazar. “Yaradılışa şahit olmak ve suç ortaklığı yapmak için buradayız. Her bir şeyi fark etmek için buradayız ki her bir şey fark edilebilsin. Burada hep birlikte, yalnızca her bir dağın gölgesini ya da kumsaldaki her bir taşı fark etmekle kalmıyoruz, aynı zamanda, özellikle, birbirimizin güzel yüzlerini ve karmaşık doğasını da fark ediyoruz. Etrafımızdaki güzelliğe ve güce bilinç getirmek için buradayız. Ve bizimle beraber olan insanlara şükran duymak için. Kendi jenerasyonumuza ve zamanımıza şahitlik ediyoruz. Havayı izliyoruz. Diğer türlü, yaradılış bomboş bir salona oynuyor oluyordu. Termodinamiğin ikinci kanununa göre, her şey parçalara ayrılır. Yapıların bütünlüğü bozulur. Buckminster Fuller, burada olmamızın nedeniyle ilgili bir ipucu veriyor: Bir şeyler yaratarak, yeni kombinasyonlar düşünerek bu entropi akımının etkisini yok ederiz. Yeni yapılar kurarız, yeni bütünlükler, bu sayede evren düzenli hale gelir. Dağ başındaki bir çobanının karma karışık yıldızlara bakıp, ‘Bir avcı var, bir kürek, bir balık var,’ diye düşünmesi, o çobanın evrende yıldızların kendi ateşleri kadar gerçek bir gücü olduğunu ve zihinsel bağlantılar kurabildiğini gösterir.”

stephen gould

Stephen Jay Gould

() ABD’li efsanevi bilim tarihçisi ve yazarı. “İnsan türü, yalnızca bin yıldır ya da yaşam tarihinin yaklaşık yüzde ’lik diliminde yani kozmik takvimin son miliminde bu gezegeni mesken tutmuş halde. Dünya, dünyevi zamanın son anı haricinde, her şeyle biz olmadan da gayet iyi başa çıkabilir. Ve bu gerçeğe göre de bizim varlığımız, önceden tasarlanmış bir planın sonucu değil de, sonradan ortaya çıkan bir rastlantı olmaya çok daha yakın. Dahası, evrimimize giden yollar alışılmadık, olasılıksız, tekrar edilemez ve tümüyle öngörülemezler. İnsan evrimi gelişigüzel değil, bir anlamı var ve gerçekler ışığında açıklanabilir. Ancak yaşam filmini zamanın doğuşuna kadar başa sarın ve tekrar oynatın, işte o zaman insanları asla ikinci kez göremezsiniz. Buradayız çünkü bir grup tuhaf balığın, karasal varlıklarınki gibi ayaklara dönüşebilen olağan dışı bir yüzgeç anatomileri vardı. Dünyanın buzul çağı sırasında hiçbir zaman tamamen donmaması ve bir milyon yılın çeyreği kadar önce küçük ve belli belirsiz türlerin Afrika’da türemeye başlaması sayesinde de, öyle ya da böyle bugüne kadar hayatta kalmayı başarabildik. Daha ‘yüksek’ bir cevabın arzusu içinde olabiliriz, ancak öyle bir cevap yok. Bu açıklama, yüzeysel ve rahatsız edici de olsa, eğer korkutucu değilse, sonucunda özgürleştiriyor ve canlandırıyor. Hayatın anlamını pasif bir şekilde doğanın gerçeklerinde okuyamayız. Bu cevapları kendimiz inşa etmeliyiz, kendi aklımız ve etik algımızla. Başka hiçbir yolu yok.”

Fotoğraf: Duane Michals, İnsanın Durumu, Life

Frank Donofrio

Berber. “Hayatımın büyük bir bölümünde kendime neden buradayım diye sordum. Eğer bir amaç varsa da, artık umurumda değil. 84 yaşındayım. Hayatım bitmek üzere. Bırakalım genç insanlar zor yoldan öğrensinler, benim yaptığım gibi. Kimse bana hiçbir şey öğretmedi.”

arthur clarke

Arthur C. Clarke

() İngiliz bilim-kurgu yazarı. “Bilge bir adam zamanında tüm insan faaliyetinin bir çeşit oyun olduğunu söylemişti. Ve oyunun en yüksek biçimi de, doğruyu, güzeli ve aşkı aramak. Başka neye ihtiyaç var ki? Bir de ayrıca ‘anlam’ olması gerekli mi, bonus mu olacak o da? Eğer vaktimizi hayatın anlamını aramaya harcarsak, yaşamaya zamanımız kalmayabilir, ya da, oynamaya.”  

updike

John Updike

() ABD’li yazar ve edebiyat ikonu. “Antik din ve modern bilim aynı fikirde: şükran duymak için buradayız. Ya da desteklemek, ilgilenmek. Biz olmasaydık, antropik prensibin bize söylediklerini benimseyen fizikçiler olmasaydı, evren şahitsiz kalırdı, yani hakiki manada, hiç olmamış olurdu. O var, inanılmaz bir şekilde, bizim için var. Bu formül (evrenin dehşetli kapsamıyla ilgili bildiklerimizi biliyor olmak) daha olağanüstü bir şey, olayları bizim algılayışımız. Bu, Eski Ahid’de, tanrının acı çekmek, özen göstermek ve yol göstermek istemesi varsayımından daha olağanüstü. Ve hatta Eyüp Kitabı’nda, ibadet etmenin ve onun yaradılışına şükretmenin yeterli gelmeyen faydasını anlamaları için insanlarla tartışmaktan bile daha olağanüstü. Şüphesiz ki bizlerin, gökyüzünden yeraltına kadar tüm evrene karşı içgüdüsel ve düşünsel bir merakı var. Varoluşun kendisi hakkında merakımız ve nadiren taşan, burada olduğumuz için düpedüz yalın bir şükranımız var.”

bukowski

Charles Bukowski

() ABD’li şair ve yazar. “Tanrıya inanlar için, büyük soruların çoğu cevaplandı. Ancak bu tanrı formülünü kolaylıkla kabul edemeyen bizler için, büyük cevaplar taşa yazılmış gibi kalıcı ve kesin kalmaz. Yeni koşullara ve keşiflere adapte oluruz. Biz esneğiz. Aşkın bir emir ya da inancın bir hüküm olmaya ihtiyacı yok. Ben, kendi kendimin tanrısıyım. Kilise doktrinlerinin, devletin ve eğitim sisteminizin öğrettiklerinin aksini öğrenmek için buradayız. Bira içmek için buradayız. Savaşı öldürmek için buradayız. Tuhaflıklara gülmek ve hayatlarımızı ölüm bizi almaya geldiğinde onu ürkütecek kadar iyi yaşamak için buradayız. Bize, hepimiz farklı sebeplerle ya da aynı sebeple burada olduğumuzu söyleyecek tüm o bilge adamların ve kadınların sözlerini okumak için buradayız.”

john cage

John Cage

() ABD’li besteci ve filozof. “Nedeni yok. Yalnızca buradayız.”

Ralph Morse, Albert Einstein'ın çalışma odası, öldükten kısa bir süre sonra, Princeton-New Jersey, Lif

Bill Owens, Mezuniyet Dansı, Life

Leonard Freed, Harlem'de Bir Yaz Günü, Life

Franco Zecchin, Sicilya

Bombanın patladığı anda itfaiyeci, Belfast

Myron Davis, Bir Çocuk ve Köpeği

(Brainpickings)

 

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası