blue lights türkçe çeviri / Jorja Smith Blue Lights şarkı sözleri çeviri

Blue Lights Türkçe Çeviri

blue lights türkçe çeviri

Elina, Blue adlı şarkısının İngilizceden Türkçeye çevirisi, şarkı sözleri

Blue

Acı Anlarımız

Same stars and city lights
Aynı yıldızlar ve şehir ışıkları,

I&#;m fighting this stubborn bike through town
Bu sert pedallarla boğuşuyorum şehir boyu.

Late at night, cold feet and the air still warm
Gecenin bir yarısı, ayaklarım soğuk ve hava henüz ılık.

I ride through the passing storms of my life
Hayatımdan gelip geçen fırtınaların içinden geçiyorum,

As before
Eskisi gibi.

It happens that I think of you
Seni düşündüğüm oluyor,

Of our days with silver linings and summers in bloom
Umut dolu günlerimizi ve çiçekli yazlarımızı.

They always end so soon
 Hep çok erken soluyorlar.

Truth is, though our days are through
Gerçek şu ki, günlerimiz geçse de

There&#;s a part of me that&#;s a part of you
İçimde bir parça var sana ait olan.

What was colors and blues
Acı ve tatlı anlar nelerdi?

Fade under layers of new
Yeni katmanlar altında kayboluyor

But I&#;m not sure if I want us too
Fakat bizi istediğimden de emin değilim.

Same scars but they&#;re different now
Aynı yaralar fakat şimdi farklılar.

They fade with the passing time
Geçen zaman içinde kayboluyorlar.

As they do, no need to fight
Onların yaptığı gibi, karşı koymaya gerek yok.

Cold hand and a burning home
Soğuk el ve yanan bir ev.

You&#;ve seen some of the rougher storms of my life
Hayatımın daha zor bazı sıkıntılarına denk geldin

But that was before
Fakat bu öncedendi.

I miss the times I spent with you
Seninle geçirdiğim zamanları özlüyorum.

Our warm nights of stargazing and summers in bloom
Bizim yıldızları izlediğimiz sıcak hoş geceleri ve çiçekli yazlarımızı.

They always end so soon
 Hep çok erken soluyorlar.

Truth is, though our days are through
Gerçek şu ki, günlerimiz geçse de

There&#;s a part of me that&#;s a part of you
İçimde bir parça var sana ait olan.

What was colors and blues
Acı ve tatlı anlar nelerdi?

Fade under layers of new
Yeni katmanlar altında kayboluyor

But I&#;m not sure if I want us too
Fakat bizi istediğimden de emin değilim.

Life will paint new ways
Hayat yeni yollar açacak.

Love will come and go and it will stain
Aşk gelip gidecek ve iz bırakacak.

We were colors and blues
Tatlı ve acı anlarımız vardı.

We&#;ll be replaced with the new
Yerimiz yenisiyle doldurulmuş olacak

But I&#;m not sure if I want us too
Fakat bizi istediğimden de emin değilim

Not sure if I want us too
Bizi istediğimden de emin değilim.

Jennifer Lopez&#;in In The Morning şarkısının çevirisine buradan ulaşabilirsiniz.

Blue şarkısının İngilizce sözleri seafoodplus.info dan alınmıştır. Link: seafoodplus.info

Bir Paylaşım♡Bir Teşekkür

Kategoriler Şarkı Çevirileri

Blue Eyed Brunette

Oh hello.
What's your name?
Where you wanna go?
Don't be ashamed.
Open up,
Like a door;
Empty rooms
To explore.
Hit the lights,
Just right,
For noctornnals it's too bright.
So make it quick,
Candle lit.
It's the way you move.
Snap your fingers, move your legs, and shake your hips
You amaze me,
You blue eyed brunette baby.

She wore leotards and leggings
And a mask for persuading
Anyone who gets in her way.
'Cause I'm speculating
That your speculating
That you'd like a game of soul chasing,
Ready or not I'm embracing
The blueprints that I'm retracing.
I hope you discover a moment that's opportune,
By the way I move.

Oh hello.
What's your name?
Where you wanna go?
Don't be ashamed.
Open up,
Like a door;
Empty rooms
To explore.
Hit the lights,
Just right,
For noctornnals it's too bright.
So make it quick,
Candle lit.
It's the way you move.
Snap your fingers, move your legs, and shake your hips
You amaze me,
You blue eyed brunette baby.

She liked to sit back, relax, while she lays on the beach;
And drink those drinks with umbrellas as she bathes in the sun,
As she bathes in the sun, she saw me
Didn't think she'd have the guts to go up to me.
She turned around then one step, two.
I heard the sound,
I know she wanted to.

Then her eyes locked on mine
You suprised me, you said

Oh hello.
What's your name?
Where you wanna go?
Don't be ashamed.
Open up,
Like a door;
Empty rooms
To explore.
Hit the lights,
Just right,
For noctornnals it's too bright.
So make it quick,
Candle lit.
It's the way you move.
Snap your fingers, move your legs, and shake your hips
You amaze me,
You blue eyed brunette baby.

Do not share my Personal Information.

Bir cümlede Blue light kullanım örnekleri ve çevirileri

about how washing powders react under blue light.
Sana deterjanın mavi ışık altında nasıl reaksiyon gösterdiğine dair herşeyi anlatabilirim.
Might as well have had the blue light flashing on top.
Scientists can use blue light and a fiber-optic wire to make certain memory-oriented neurons sensitive.
Bilim insanları belli hafıza nöronlarını mavi ışık ve fiber optik kabloyla hassaslaştırabilir.
I saw a, uh, a blue light, and I ended up here.
The tracks go to those blue light poles, and then they come back this way.
İzler mavi ışık direklerince gidiyor, sonra geri dönüyor.
Will you take out the blue light, please?
Mary saw a strange blue light in the sky.
The blue light warmed his hands and filled his spirit. When he got there.
Oraya inince mavi ışık askerin ellerini ısıtmış ve ruhuna işlemiş.
Visualize the blue light Filling your entire being.
Mavi ışığın bütün benliğinizi doldurduğunu hayal edin.
I saw a blue light, and I ended up here.
When he got there, the blue light warmed his hands and filled his spirit.
Oraya inince mavi ışık askerin ellerini ısıtmış ve ruhuna işlemiş.
Filling your entire being. Visualize the blue light.
Mavi ışığın bütün benliğinizi doldurduğunu hayal edin.
Give me the blue light, Rosie.
things reflect blue light, red things reflect red and so on.
şeyler mavi ışığı, kırmızı şeyler kırmızı yansıtır ve böyle sürer gider.
By yourself, to chase after some weird blue light?
Tek başına garip mavi ışığın peşinden mi?
And then they come back this way. The tracks go to those blue light poles.
İzler mavi ışık direklerince gidiyor, sonra geri dönüyor.
What have you seen? There's just the most faintest blue light.
Do you see how the blue light is making those patterns on the joints?
Mavi ışığın ek yerleri üzerinde yaptığı desenleri görüyor musun?
After Rendell opened the black door, there was this bright, blue light.
Parlak, mavi bir ışık vardı. Rendell, Siyah Kapıyı açtıktan sonra.
So you're not Blue Light Bandit.
There was this bright, blue light. After Rendell opened the black door.
Parlak, mavi bir ışık vardı. Rendell, Siyah Kapıyı açtıktan sonra.
I guess you're not the Blue Light Bandit.
Would you turn on the blue light, please?
It's sitting below a heat-sensitive thermocouple, little blue light on it.
Isıya duyarlı ısı elemanının altında duruyor üstünde de küçük mavi bir ışık var.
Do you remember the blue light?
Sonuçlar: , Zaman:

Ingilizce-Türkçe Ilgili Terimler

light

aydınlanma, aydınlık.
powerful/poor light : kuvvetli/zayıf aydınlık.
to give a good/bad light: iyi/kötü aydınlatmak. İsim

light

şafak, gün ışıması, fecir.
at first light: şafakta.
It was growing light: Şafak söküyordu/ortalık aydınlanıyordu. İsim

light

gündüz, gün ışığı.
It is light: Gündüzdür.
While it's still light: Gün bitmeden/ortalık henüz aydınlık iken. İsim

light

aydınlatma derecesi. İsim

light

görüş, görünüş,
mec.noktai nazar, görüş açısı.
to appear in one's true light: içyüzünü/hakikî

çehresini göstermek, olduğu gibi görünmek.
His action appeared in the light of a crime: Eylemine cinayet gözü ile bakıldı.
to appear in the light of a swindler: dolandırıcıya benzemek.
Employees and workers look at difficulties in quite a different light: Memur ve işçiler zorluklara tamamen başka bir açıdan bakıyorlar.

İsim

light

parıltı, lem'a.
You should have seen the light in his eye! İsim

light

şule, ateş, kıvılcım/alev gibi tutuşturan şey.
a light for his cigarette. Can you give me a light please? İsim

light

açıklık, vuzuh, herkesçe görülüp anlaşılma.
We need more light on this subject: Bu konuyu daha

çok açıklamalıyız.
lights and shades of expression: anlatım incelikleri.

İsim

light

ışıklık: pencere çerçevesinin camlı bölmelerinden herbiri.
window of six lights. İsim, Mimarlık

light

(manevî/zihnî) aydınlanma, tenevvür.
to stand in one's own light: çok mütevazi olmak, değerini/bilgisini göstermemek. İsim

light

aydın kişi, aydınlatıcı kimse, parlak örnek olan kimse, model, örnek.
leading light: örnek/seçkin

kişi.
The actor was a leading light in the theater.

İsim

light

görüş, görme kabiliyeti. İsim

light

aydınlık, aydınlanmış, ışıklı, parlak, nurlu, münevver.
a light airy room: aydınlık, havadar bir

oda.
It is as light as day: Gündüz gibi aydınlık.

Sıfat

light

(renk) soluk, açık.
light blue: açık mavi.
light green eyes. Sıfat

light

(kahve) sütlü. Sıfat

light

yakmak, tutuşturmak, ateşlemek.
She lighted the candles. He lit the fire. Fiil

light

(lamba vb.) yakmak, (kibrit/çakmak) çakmak.
She lighted the lamp. to light a match. Fiil

light


light up: aydınlatmak, ışıklandırmak
Hundreds of candles lighted up the ballroom. Fiil

light


light up: şenlendirmek, neşelendirmek, nurlandırmak, parlatmak.
A smile lit up her face. Fiil

light

ışık tutmak, ışıkla yol göstermek.
He lit him up the stairs to bed with a candle. His flashlight lighted

us through the tunnel.

Fiil

light

yanmak, tutuşmak, alev/ateş almak, alevlenmek, ateşlenmek. Fiil

light


light up: (sigara vb.) yakmak, ateşlemek.
He lit (up) a cigarette. Fiil

light


light up: parlamak, parıldamak, ışık saçmak. Fiil

light


up: neşelenmek, neşe saçmak, sevinçten parlamak.
Her face was lighted up by a smile. A smile lit up her face. Fiil

light

aydınlanmak, ışık almak, ışımak.
The room is lighted by six windows. The sky lights up at sunset.

NOT:

Light fiilinin geçmiş zamanı olarak hem
lightedhem de
litkullanılabilir. Fakat
lighteddaha ziyade sıfat olarak (ışıklı, aydınlanmış, yanan anlamında),
litise fiilin geçmiş zamanı olarak kullanılmaktadır:
She carried a lighted candle: Elinde yanan bir mum taşıyordu.
He lit a cigarette: Bir sigara yaktı.
Fiil

light

hafif, yeğni.
a light load.
light as feather: tüy gibi hafif.
be a light sleeper:

uykusu hafif olmak.
travel light: az eşya ile seyahat etmek.

Sıfat

light

hafif: hacmine göre ağırlığı az, yoğun olmayan, özgül ağırlığı küçük.
a light metal. Sıfat

light

belli belirsiz, sönük, kesif olmayan, (renk) açık.
light hair: sarı saç.
a light fog: hafif sis. Sıfat

light

dayanılır, dayanılması/tahammülü kolay. Sıfat

light

güldürücü, eğlendirici, ağır ve ciddî olmayan.
a light litterature: eğlendirici/kolay okunur/hafif

kitaplar.
light opera: operet, opera komik.

Sıfat

light

önemsiz.
light losses. Sıfat

light

(gıda) hafif, hazmı kolay.
light meal. Sıfat

light

(şarap) hafif, keskin olmayan, alkolü az.
a light wine. Sıfat

light

(ekmek) iyi mayalanmış, yumuşak, kabarık. Sıfat

light

(toprak) kumlu, yumuşak, mesamatlı.
a light soil. Sıfat

light

çevik, atik, ayağına tez.
light on one's feet. Sıfat

light

şen, şuh, hafifmeşrep, havaî, kaygusuz.
a light laugh.
to do sth with a light heart: bir

şeyi neşe ile/kaygusuzca yapmak.

Sıfat

light

önemsiz, sathî. Sıfat

light

hafifmeşrep, zayıf ahlâklı, rastgelenle düşüp kalkan. Sıfat

light

kararsız, dönek, çabuk değişen, havaî, uçucu. Sıfat

light

(a) başı dönmüş, sersemlemiş, (b)
light in the head: budala, ahmak, deli, sersem. Sıfat

light

hafif silahlı.
light infantry: hafif piyade.
light horseman: hafif süvari. Sıfat, Askerlik2

light

yüksüz, yükü hafif. Sıfat

light

(rüzgâr) hafif: hızı saatte 10 km.'yi geçmeyen. , . Sıfat, Meteoroloji

light

(poker) borçlu.
He's a dollar light. Sıfat

light

(attan/taşıttan) inmek.
He lighted from his horse. Ge&#;işsiz Fiil

light

konmak, (üzerine) düşmek.
light on one's feet: ayakları üstüne düşmek.
A bird lit on the branch: Dala bir kuş kondu. Ge&#;işsiz Fiil

light


light on/upon: rastlamak, tesadüfen bulmak/olmak.
light upon a rare book in a secondhand bookshop:

Sahaflarda nadir bir kitap bulmak.
He lit upon a solution: Tesadüfen bir çözüm buldu.

Ge&#;işsiz Fiil

light

(bir yere/kimseye) isabet etmek, rastlamak, gelmek, (darbe) vurmak, inmek.
The blow lit on his head: Darbe başına indi. Ge&#;işsiz Fiil

light ship

tehlikeli bir bölgeyi belirtmek için makineli ve belirli yerde demirli fener gemisi

light vessel

fener dubası (tehlikeli bir bölgeyi belirtmek için belirli bir yerde demirli fener gemisi

preview light

televizyon kamerasının yayına geçmek üzere olduğunu belirten

Indirim kodları, kupon ve kampanyalar için Jarrt

 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir