En güzel İlhan Berk sözleri ve şiirlerini bir araya getirdik. Bugün sizlere büyük şairlerimizden olan İlhan Berk'e ait en güzel sözleri, unutulmaz İlhan Berk Şiirleri'ni sizler için derledik. Güzel sözler veözlü sözlerve İlhan Berk Şiirlerikategorisinde de yer alan en güzel İlhan Berk sözlerini, etkileyici İlhan Berk şiirlerini ve sosyal medya hesaplarından paylaşabileceğiniz en güzel resimli İlhan Berk sözlerini ve şiirlerini bulabilirsiniz.
Sizler için seçtiğimiz en güzel, anlamlı ve etkileyici 5 İlhan Berk söz önerisi;
1. Geceye hey! dedim. bir bulut beyaz aydınlık ve ben görüyorum belki yalnızlık…
2. Bazen unutuyor insan, unutulduğunu da.
3. Seni anmamak için, dinlemediğim şarkılarım var benim..!
4. Ne zaman ki dinlediğiniz şarkılar size O’nu hatırlatmaz; işte ancak o zaman hayattan bi tat alabilirsiniz.
5. Hesabını veremeyeceğiniz işlere kalkışmayın… Çünkü öteki tarafta bulaşık yıkatmıyorlar.
İstediğin kadar hayatımın kıyısında, köşesinde bulunabilirsin. Üzgünüm ama bir daha asla ‘merkezinde’ olmayacaksın.
Oldu yine karanlıfunduszeue.infoğraf çektirmiyorum artık.. her biri başka biri.. bu surata ya tutukluyum yani sanık yada bir tanık.!
Ağzıyla kuş tutsa da sevemediğim insanlar var benim! Bir de canıma okusa bile sevmekten vazgeçemediklerim.
Dikkat et amalarla beni kaybettin, keşkeler ile kendini mahvedeceksin!
Umudunu kaybetme belki döner.. Ama çokta ümitli olma; Belki de gittiğini senden daha çok sever.
Sesini hatırlamıyorum bile; ama söyledikleri hala aklımda.
Akla gelen, başa gelir diyorlar ya, yalan ! Öyle olsa, milyonlarca sen düşerdi başıma.
Şiir bir bakıma ağacı yapraklarından görmeye çalışmaktır. Her şey o arada saklıdır.
Fazla büyütme kendini, en fazla sevebildiğim kadarsın; dahası yok.
Herkes yürüsün…sokaklar karanlık biliyorsunuz …köşe başlarında ölmek diye bir korkusu olmasın kimsenin…yürümek bir başkaldırıdır belki de ötesi…
Kadının yaşı sorulmaz çünkü o da bilmez ağladığı, sızladığı gecelerin hesabını..!
Manasız söz duymaktansa, horoz sesi duymayı tercih ederim; En azından öteceği zamanı bilir.
Kötü bir niyeti yoktu aslında, sakarlık işte. kalbimi kırdı gitti.
Allah’a emanet ol, dedi ve gitti. – güldüm. Zaten başka Kimim var ki?
Akla gelen, başa gelir diyorlar ya, yalan ! Öyle olsa, milyonlarca sen düşerdi basıma.
İstediğin kadar hayatımın kıyısında, köşesinde bulunabilirsin. Üzgünüm ama bir daha asla ‘merkezinde’ olmayacaksın .
Geleceği olmayan aşkın peşinden gidilmez; sen öldün benim için. Bilirim ki; ölenle ölünmez.
Ben dostlarımı hiç satmadım çünkü; ya beş para etmez çıktılar ya da paha biçilemez..
İlk izlenim çok önemlidir. İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın; sonra bir ömür o yürekte, ilk iki dakikayı ararsın.
Yazı gelirse benimsin, tura gelirse seninim.
Tek pişmanlığım kelimelerimi bile hak etmeyen insanlara, saatlerce cümleler kurmaktır.
Hani ne yaparlarsa yapsınlar hep çok sevdiğin insanlar var ya, Onların seni en çok üzenler olması, ne garip.
Annemin Allah belanı versin” dediği gün tanışmıştık seninle.
Kadınların hepsi sabahları kendilerini sevmemizin imkansız olduğunu bilirler.
Kimseyi kırmayayım diyorum, bir de bakıyorum kendim paramparçayım!
Geleceği olmayan aşkın peşinden gidilmez; Sen öldün benim için. Bilirim ki; Ölenle ölünmez.
Ne gerek var kafiyeli cümleler kurmaya. Özledim işte, o kadar.
Varsa karşılığı, sonuna dek gideceksin ! Ama yoksa karşılığı; ilk kavşaktan döneceksin.
Aklıma gelme diye dinleyemediğim şarkılar var benim.
Korkuyorum, bir gün biri çıkıp Ey İnsanoğlu ! diyecek ve kimse üstüne alınmayacak .
Bazen ihtiyaç duyuyor insan, sevildiğini bilmeye.
Dize her şeydir. Şairin adıdır. 'Namusumdur' mu diyordu Yahya Kemal?
Her şiirde 'dünyanın yaşamından bir anı' görürüz.
Kimseyi kırmayayım diyorum, bir de bakıyorum kendim paramparçayım!
Bu senin akşamüstü sesin hiç unutmam.
Ben ki yatağından tedirgin bir suyum
Besbelli ki aşka ve ölüme çalışıyorum.
Annemin Allah belanı versin” dediği gün tanışmıştık seninle.
Şiirleriyle aşkı, hüznü ve güzellikleri dışa yansıtan İlhan Berk'in unutulmaz şiirlerini sosyal mecralarda sevdiklerinizle paylaşabilirsiniz. Şiirlerinde duyguyu birinci sırada tutan İlhan Berk'e ait en çok bilinen şiirleri sizler için derledik. İşte, en güzel İlhan Berk şiirleri;
Pera'nın Eski Bir Sokağında
Kuşlar kalkıyor Aya İrini üstünden
Bir sap ot kulaklarının arkasında.
Ben sonunda burdasın işte diyorum kendi kendime
Burda eski bir atlasın kesiştiği yerde.
Bir kedi gözlerini dikmiş sana bakıyor
Ve aşağılarda gök ne kadar aşağılarda olursa.
Ve karşıdan karşıya geçmeye çalışıyor bir kadın.
Ben seni düşünüp korkunç ince diyorum görmediğim boynu.
Önümden çerçiler askerler bıçak bileyiciler geçiyor
Ve asık suratlı kazmacıları dünyamızın.
Bir ses seninle aynı yarımadadayız diyor
Ve yitiyor sonra Pera'nın eski bir sokağında.
Pera'nın eski bir sokağını tepiyorum ben böyle her akşam
Her akşam tabanımda senin çamurun.
***
Ayrılığın Yüreği
Sessiz sedasız yaşayan bir ayrık otuydu Orta Anadolu’da
Kıtlıktan önce.
En küçük bir şeyden coşardı
Mesela bir kuş uçmasın Kızılırmak ‘a doğru
Köklerine su yürümüş gibi sevinirdi.
Bir bulut geçsin üstünden
Ayrılıktan çıkardı.
Dünyayı, derdi, dünyayı
Hiçbir şeylere değişmem.
Şimdi yaşamak istemiyor.
***
Üç Kez Seni Seviyorum Diye Uyandım
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut almış başını gidiyordu görüyordum
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum
Eskitiyorum eskitiyorum kalıyor ne kadar güzel olduğun
***
Aşk
Sen varken kötü diye birşey bilmiyorduk
Mutsuzluklar,bu karalar yaşamda yoktu
Sensiz karanlığın çizgisine koymuşlar umudu
Sensiz esenliğimizin üstünü çizmişler
Nicedir bir pencereden deniz güzel değil
Nicedir ışımayan insanlığımız sensizliğimizden.
Sen gel bizi yeni vakitlere çıkar
***
Ne Böyle Sevdalar Gördüm Ne Böyle Ayrılıklar
Ne zaman seni düşünsem
Bir ceylan su içmeye iner
Çayırları büyürken görürüm
Her akşam seninle
Yeşil bir zeytin tanesi
Bir parça mavi deniz
Alır beni
Seni düşündükçe
Gül dikiyorum elimin değdiği yere
Atlara su veriyorum
Daha bir seviyorum dağları
***
Acının Adı
Yavaş sessiz senin buyruğunda toplanır altın yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda dağılır buğday yavaş sessiz
Yavaş sessiz senin buyruğunda bölünür halkın ekmeği
Seninle hızla kararır bozulur ipek seninle hızla
Hızla düğümlenir bulanır su seninle
Körlenir seninle hızla emeğin tarihi
Ve seninle yavaş yavaş çıkar bakıra kuvarsa tunca yavaş yavaş
Acının uzun uzun yazılan adı.
Yavaş Yavaş Geçtim Kalabalıkların arasında
Yavaş yavaş geçtim kalabalıkların arasından
bir deniz çarpması gibi çoğalta çoğalta geçen
geçtiği yeri
yavaş yavaş çıktım içfunduszeue.infoum
yavaş yavaş acıya,kuvarsa,şiire
yavaş yavaş tarttım suyu,anladım nedir ağırlık
kokular
coğrafya.
Eğildim sonra gövdeyi tanıdım ve düzenini
gördüm sessizliğin dümdüzlüğünü
gördüm yinelemedi gördüğüm hiçbir şey
böyle yavaş yavaş geçtim insandan insana
insanlaştırdım yavaş yavaş dışımı
böyle karıştım kalabalıklara
kalabalıklaştım böylece..
***
Otağ
Sevgilim, işte eylül
Ve işte senin usul usul seğiren yüzün.
Zaman ki sonsuzdur
Bitmemiş şiirler gibidir.
Bazı hüzünleri
Bazı nehirleri tutup anlatmak gibidir.
Biz ki zamanı tırnak içine alıp yaşadık
(İsteğin bulanık kıyısında).
Bundan değil midir bizim aşkımızda
Sürekli bir akşam hüznü vardır.
delta ve çocuk
***
İstanbul'dan
İşte kurşun kubbeler şehri İstanbul'dasın
Havada kaçan bulutların hışırtısı
Karaköy çarşısından geçen tramvayların camlarına yağmur yağıyor
Yenicami Süleymaniye arkalarını kirli bir göğe vermişler
Hiç kımıldamıyorlar
Ayasofya elleriyle yüzünü kapamış bütün iştahıyla ağlıyor
İnsanlar sokak sokak çarşı çarşı ev ev
İnsanlar sırt sırta omuz omuza verip durmuşlar
Boyunları bükük
Yorgun asabi kederli kindar
Yığın yığın olmuşlar hepsi köprünün açılmasını bekliyor
Bir anda şehrin dört bucağına akacaklar
Bir anda iki ayrı kıtadaki insanlar gibi
Fatihliyle Beşiktaşlı sarmaş dolaş olacak
Sarı uzun yüzlü cesur işçiler
Dört köşe halinde veya dağınık bir şekilde durmuşlar
Hiç konuşmuyorlar
Benim onları birer birer çalıştıkları yerlere götürüp bıraktığım olmuştur
Hepsi dar kapanık yerlerde, sıkıntılı işlerde çalışırlar
Hepsi deli gibi severler yaşamayı
Bu en önde giden grup
Tophane'de Dikimevi'nde çalışır
Sekiz kızdır ancak üçü evlenmiştir
Bu saçları darmadağın asık suratlı delikanlılar
Kömür işçisidir
Bu üç kız, Beyoğlu'nda büyük bir mağazada tezgâhtar
Bunlar yol amelesidir
Bunlar vapur işçisi
Öbürleri duvarcı hamal ırgat kayıkçı
Hepsi bu gök altında sarmaş dolaş olmuş yürüyorlar
Dünyada işlerine giden insanları görmek kadar güzel bir şey yoktur
(Biliyorum artık akşama kadar onları hiç görmeyeceğim)
Durduğun yerden İstanbul köprüsü tramvayları mavnalarıyla sanki yürüyor
Bu sislerin ve bulutların arasından en sonra harekete geçen Kız Kulesi'dir
Kayıkların direkleri insanların üzerinde
Büyük bir bulut gelip durmuştur
İşte karın karına vermiş motorlardaki balıkların üstlerine yağmur yağıyor
Bir defa olsun akıllarına gelmemiştir
Gözleri pırıl pırıl balıkların
Bir İstanbul göğü altında ağlamak
Hepsi denizde geçen hayatlarını düşünüyorlar
Dokunsanız ağlayacaklardır
İstanbul açları tokları hastalarıyla aynı kıta üzerinde bulunuyor.
İlhan Berk'i Kısaca Tanıyalım
İlhan Berk, yılında Manisa’da doğdu. Liseye kadar Manisa’da yaşayan İlhan Berk, Lise eğitimi için Balıkesir’e yerleşmiştir. Lise eğitimini tamamladıktan sonra iki yıl öğretmenlik yapan usta şair, Ankara Gazi Eğitim Fakültesi Fransızca Bölümünü kazanmıştır. Yüksek öğrenimini bitirdikten sonra Samsun, Zonguldak ve Kırşehir illerinde öğretmenlik yapmıştır. İlhan Berk tarihinde ise Ankara’da Ziraat Bankası yayın bürosunda mürtecimlik yapmış ve bu görevini 13 yıl sürdürdükten sonra emekli olmuştur. Usta Şair İlhan Berk, 28 Ağustos tarihinde Bodrum’da hayata gözlerini yummuştur.
Peki, İlhan Berk yazım hayatına ne gibi kazanımları olmuş, ne tür özellikte şiirler yazmıştır?
İlhan Berk şiir yazmaya küçük yaşlarda başlamıştır. Öyle ki 19 yaşına geldiğinde “ Güneşi Yakanların Selamı” adlı şiir kitabını çıkartmıştır. Modern şiirin en önemli şairlerinden İlhan Berk şiirlerini hece ölçüsü ile kaleme almıştır. Şiirleri lirik düşünmelerden ileri geliyor ve bu çizgi doğrultusunda ilerliyor. Şiirlerinde aşk ve erotizmin yanı sıra tarih ve mitoloji de önemli yer tutuyor.
İlhan Berk’in uzun yaşamı şiire dopdolu geçti. Cemal Süreya, onun ölümünden neredeyse 60 yıl önce yazdığı "Mezartaşı Çiçekleri" şiirinde üretken ozanla şakalaşıyordu:
" aşk ve dize:
Ünlü şair İlhan Berk burda yatıyor!
N’olur yolcu, sevaptır, sakın üşenme,
Yukardaki sayıya bir sıfır da sen ekle."
İlhan Berk’in "Ölü Bir Ozan’ın Sağlığında Yazdığı Kendi Mezar Taşı İçin Yazıt" şiiri ise sanki onun kendi kendisine bakışından izler taşır:
"…
Ben ki herhangi bir akarsuyum
Puslu, bulanık
Gençliğini çoktan yitirmiş
Sıradan bir ovanın
Yaşamak ki bir sokaktı yaşandı
Aşılıp geçildi o da
Kalırım bir çağ gelir anarlar
Kalırsam kâğıtlarda"
Şiirle düşüp kalkan İlhan Berk kendini hep yenilemiş, şiir dünyasının ilgisi her döneminde onun üzerinde olmuştu.
Memet Fuat onun için, "dokunduğunu şiire dönüştürür" derken işlediği şiir konularının ne kadar çeşitli alanlara uzandığına değinmiş oluyordu. Onun şiirini Kutsal Kitap’taki yaşamlardan eski Ortadoğu uygarlıklarına, İstanbul’un, Ankara’nın sokaklarından, kendi yöresindeki eşyaya, şifalı otlardan yerli yabancı usta meslektaşlarının sanatlarına kadar çok değişik veriler zenginleştirir.
Öğretmenlik, bankacılık yıllarında ana uğraşı şiirdi. Emekli olur olmaz Bodrum’a yerleşti. ’te orada Girit göçmenlerinden kalma bir ev alıp uzun süre onarımıyla uğraşmıştı. "El yazılarına Vuruyor Güneş" kitabında, günlüğünün bu süreçle ilgili bölümünü okuruz. O dönemde aylar boyunca yapı ustalarıyla düşüp kalmıştı. Günlüğünde onlarla ilgili türlü ayrıntılar yer almaktadır:
"Kireçler geldi. İki deve yükü. Deveci hoş bir adam, develerini anlattı durdu."
Çalışanlarla birlikte kendisinin de yapı işleriyle uğraştığını öğreniriz:
"Dört eski pencereyi söktüm, yoruldum."
"Harç karmaya, taşımaya yardım ettim."
"Bana on yıl ihtiyarlamışım gibi geliyor. Burada inşaat hemen hemen olanaksız. Kimse sözünde durmuyor. Neden sözlerinde durmadıklarını sorduğumda da; 'Fakir adamın sözü mü olur?' diyorlar."
’de eski evi satacak, Topburnu’nda yapılan, iki yıl süren yapım aşamasından sonra bile bütün bütüne tamamlanamamış yeni evine taşınacaktır. Yakınmaları bitip tükenmez:
"Halikarnasoslu yapı ustaları, işçiler iklimle öylesine bağdaşmışlar ki ancak canları çalışmak isteyince çalışıyorlar."
Bodrum’daki İlhan Berk sıradan insanlarla birlikte olmaktan pek hoşlanmıştır:
"Balıkçı kahvesine gittim. Balıkçılar dünyanın en iyi insanları."
"Akşam Ali’nin dükkânını kapayıp içtik. Berberlik yapıyor. Dünya iyisi Ali."
"Azmakbaşı kahvesinde güneşledim. Balıkçılarla konuştum. Hepsini çok seviyorum."
Çevredeki ileri gelen kimselerin, sözde aydınların arasındaysa alabildiğine tedirgindir:
"Kentin ileri gelenlerine tanıştırıldım. Korkunç sıkıldım."
"Bir memurla tanıştım. Kumbahçe Mahallesi kentin en fukara mahallesi dedi. Halkının yaşayışını da aşağıladı. Giritli ve balıkçı diye. Adamdan tiksindim."
Bodrumda dost olduğu halk adamları arasında yaşamlarını daha yakından izledikleri, dikkatini kişilik özelliklerine yönelttikleri az değildir:
Bunlardan biri, komşusu yoksul denizci Eşref’tir:
"Evliya gibi suskun, azla yetinir, tokgözlü, halinden kimseye söz etmeyen, hiç yakınmayan doğru sözlü, bu dünyayı çoktan bırakıp gitmiş o iyi insanlardandır. (…) Eşref bütün güzel çiçeklere, otlara, hayvanlara, kuşlara benzer."
Pansiyoncu İbrahim Kaptan (Deli İbrahim) için şunları anlatır:
"Çavuşağa’dan da onun üstüne bir şeyler öğrenmek istemiştim:
- Ona niye Deli İbrahim diyorlar?
Abuk sabuk konuştuğundan! dedi.
İbrahim kaptan beni en çok konuşmasıyla etkilemişti oysa. Konuşmasındaysa hiç bir delilik bulmuyordum. Halikarnassos’un süngerciliği, tıratacılığı, daha nice şeyi üstüne onunla konuştuğumuzda, en usa gelir sözleri o söylemiş, o yorumlamıştı. Cin gibiydi bana göre İbrahim Kaptan. (…) Sabahları onu kimi zamanlar kuşlarla, çiçeklerle konuşurken yakalamışımdır."
İlhan Berk’in "Atlas" kitabında kendini göstermeye başlayan Bodrum’daki çevreye, yöre insanına ilişkin gözlemleri, değerlendirmeleri "Deniz Eskisi" kitabında doruğa tırmanır. Önceki şiirlerinde Bodrum’u anlatırken ozanın çevresinde gördükleriyle, güncel olaylarla, kendi yaşadıklarıyla tarihin uyandırdığı izlenimler iç içedir:
"KENT…
Üç kişi oturmuş çay içip göğü okuyorlardı
Lodosu anlatıyordu biri, lodos kılığına
girip. ‘Bodrum’da İsa’dan önce yalnız Salmakis
ve Zifiriya mahalleleri vardı,’
diyordu bir başkası.
Ben Dorları ve Büyük İskender’i düşünüyorum.
Bir de Saint-Petrum şatosunu,
şövalye Naillac’ı
Saat altıda güneş çıktı hepimiz
dağıldık."
"Liman" şiirini Venedikliler, şövalyeler, kadırgalar doldurmuştur. "Kervansaray" şiirinde kadırgayla Cezayir’e mal götürürken korsanlardan kaçıp limana sığınan bir tüccar gemisi söz konusudur. Gezip dolaştığı tepeler ona ölü kentleri, Eski Ege’nin destan kişilerini düşündürmektedir. Homeros’un yapıtları elinden düşmez:
"Uzanıp Odysseia’yı açtım o zaman. Penelopeia’nın Odysseus’u tanımasını okudum bir üçüncü kez.
- Ama, gel yatağa gidelim, vakit varken diyen Odysseus’u."
İlhan Berk’in günlüğünden, evine konuk gelip kalan Ece Ayhan’la birlikte Seferis’in, Kavafis’in şiirlerini okuduklarını öğreniyoruz. Egeli destan kahramanlarından etkilenmiş bu ozanlar, çevrelerinde kaynaşan günlük yaşama nasıl tanıklık ettiyse İlhan Berk’te de Bodrum’da tanıdığı, dertlerini dinlediği sıradan küçük insanlar sade çizgiler içinde gitgide daha çok öne çıkarlar:
Doğudan gelmiş bir baba, oğlunun ikide bir evden kaçmasından yakınır. Kıyıda deneyimli bir denizci, lodosun patlayacağını çevresindekilere haber verir. Denizin karıştığını gören bir başkası, kayığını sağlama aldıktan sonra teknenin kulağına eğilip "Şimdi korkma!" diye fısıldar: "-Artık hiçbir şey olmaz bizim ihtiyar." Yaşlı gemiciler geçmişte denizde karşılaştıkları ölümcül tehlikeleri konuşurlar. Gözleri hep denizin değişen hallerinde, sakladığı tehlikelerdedir:
"BİR KIYI KAHVESİNDE
Gün ağarmıştı. Adaçaylarımızı söylemiş miydik?
Üç kişi bir köşede ağ yamıyordu
Kimimiz aznif oynuyor, cıgara üstüne cıgara
yakıyordu kimimiz. Sanki dünya durmuştu
Öyle dalmış gitmiştik. Kendi kendimizdik.
Bir sürü kırlangıç dışarda camlara vuruyordu.
Birden bir ses, yüzüne karışmış bıyıkları
- Deniz çekildi, dedi. Hepimize tutup
denizde gezdirdiği gözlerini. Büyük
bir boşluk bırakıp sonra da arkasında
kalktı.
Biz işte o zaman gördük onu
ve çekilen denizi.
O zaman çıktık kendimizden.
Dışarda bir dilim ekmek gibiydi gök."
Dost kazanmayı kolay başaran, sıcakkanlı biri olduğu halde sık sık da sıkıntıdan, yalnızlıktan da söz eden ozanın dönüp dolaşıp ele almaktan hoşlandığı şiir izleği ise sevgidir. Bu konuyu çok çarpıcı imgeler, benzetmelerle dile getirmiştir. Kimi yerde ilkçağ Yunan yazını etkisiyle,
"Beni yerden yere vuran Salamisli Denizciler korosu boynun" deyiverir.
"Seni gördüm. Kalabalık çarşılar gibiydi güzelliğin."
"Buraların taşlı, kusursuz Girit evleri gibi beyazdın."
"Senin su duruluğunda yüzün. Sevdiğim kâğıtlar inceliğinde."
gibi dizeleri dillerde dolaşmıştır.
Yeniliğin ozanının Bodrum döneminde, sevgi şiirleri de yerli, güncel çizgilerini büsbütün derinleştirecektir:
"ÜÇ KEZ SENİ SEVİYORUM DİYE UYANDIM
Üç kez seni seviyorum diye uyandım
Tuttum sonra çiçeklerin suyunu değiştirdim
Bir bulut başını almış gidiyordu görüyordum
Sabahın bir yerinden düşmüş gibiydi yüzün
Sokağı balkonları yarım kalmış bir şiiri teptim
Sıkıldım yemekler yaptım kendime otlar kuruttum
-Taflanım! diyordu bir ses duyuyordum.
Cumhuriyetin ilk günleri gibiydi yüzün
Kalktım sonra bir aşağı bir yukarı dolaştım
Şiirler okudum şiirlerdeki yaşa geldim
Karanfil sakız kokan soluğunu üstümde duydum.
Eskitiyorum eskitiyorum
kalıyor ne kadar güzel olduğun."
İlhan Berk'ten Özel Sözler
• Ben sabahlara güneş olmaya gidiyorum, Kimse karanlığa uyanmasın diye
• Her şeyi düşünmeden konuşabilirim, ama seni hep düşünerek susuyorum.
• İlk izlenim çok önemlidir. İlk iki dakika kocaman bir yüreği var sanırsın. Sonra bir ömür o yürekte ilk iki dakikayı ararsın.
• Düşünmeden konuşmanın cezası, konuştuktan sonra düşünmeye mahkûm olmaktır.
• Kimseyi kırmayayım diyorum. Bir de bakıyorum kendim paramparçayım!
• Silmeye alışkın insanlardık Önce gözyaşımızı sildik, sonra birbirimizi.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası