gönlüm dağlarda şarkısı hikayesi / Ünnen Gelin Koca Memiş’e! Cemile’nin Gezdiği Dağlar Meşeli Türküsünün Bilinmeyen Hikayesi

Gönlüm Dağlarda Şarkısı Hikayesi

gönlüm dağlarda şarkısı hikayesi

Bazen kendi duygularını şiirine işleyen, bazen ise şiirinde işledikleriyle toplumculuğu bize hissettiren; her hâlükârda ise şiirleriyle üzerimizde saf bir etki yaratan Sabahattin Ali’nin şiirlerinden bestelenmiş bazı şarkıları siz Gazete Sanat okurları için derledim. 

1-) Dağlardır

Kimimizin Tuncel Kurtiz&#;in içe dokunan sesi ile seslendirmesinden, kimimizin ise Sezen Aksu&#;nun o muazzam sesinden dinlediğimiz Dağlardır şiirinin sözleri Sabahattin Ali&#;ye ait. Fuat Saka&#;nın da yorumladığı bir kayıt mevcuttur. Bestesi Ali Kocatepe&#;ye ait şiirin sözleri ise şu şekilde:

Başım dağ saçlarım kardır,
Deli rügarlarım vardır,
Ovalar bana çok dardır,
Benim meskenim dağlardır.

Şehirler bana bir tuzak,
İnsan sohbetleri yasak,
Uzak olun benden, uzak,
Benim meskenim dağlardır.

Kalbime benzer taşları,
Heybetli öter kuşları,
Göğe yakındır başları;
Benim meskenim dağlardır.

Yarimi ellere verin;
Sevdamı yellere verin;
Elleri bana gönderin:
Benim meskenim dağlardır.

Bir gün kadrim bilinirse,
İsmim ağza alınırsa,
Yerim soran bulunursa:
Benim meskenim dağlardır.

2-) Geçmiyor Günler

Ferhat Göçer ve Edip Akbayram tarafından, şüphesiz ki en ünlüsü Ahmet Kaya&#;nın sesinden çıkmış bu şarkıların sözü yine Sabahattin Ali&#;ye aittir. Müziğin bestesi ise Kerem Güney&#;e aittir.

Burda çiçekler açmıyor
Kuşlar süzülüp uçmuyor
Yıldızlar ışık saçmıyor
Geçmiyor günler geçmiyor.

Avluda volta vururum 
Kah düşünür otururum 
Türlü hayaller görürüm 
Geçmiyor günler geçmiyor.

Dışarıda mevsim baharmış
Gezip dolaşanlar varmış
Günler su gibi akarmış
Geçmiyor günler geçmiyor.

Gönülde eski sevdalar
Gözümde dereler bağlar
Aynadan hayalin ağlar
Geçmiyor günler geçmiyor.

Yanımda yatan yabancı
Her söz zehir gibi acı
Bütün dertlerin en gücü
Geçmiyor günler geçmiyor

3-) Kara Yazı

Selda Bağcan&#;ın &#;Dost Merhaba&#; albümünde, Ahmet Kaya&#;nın ise tarihli &#;Ağlama Bebek&#; albümünde yer alan bu şarkının bestecisi de Ahmet Kaya&#;dır.

Geçmedi yare sözümüz
Yollarda kaldı gözümüz
Yere sürüldü yüzümüz
Böyleymiş karayazımız

Çiçekler açılmaz oldu 
Pınarlar içilmez oldu 
Yar bize gülmez oldu 
Böyleymiş kara yazımız. 

Yalnız ona yar demiştik 
Onda bir şey var demiştik 
O bizi anlar demiştik 
Böyleymiş kara yazımız.

Hey gönül gene bu gece
Kederim geceden yüce
Gel susalım beraberce
Böyleymiş kara yazımız.

4-) Çocuklar Gibi

Ali Kocatepe&#;nin mükemmel bestesi, Sezen Aksu&#;nun ise eşsiz sesi ile seslendirdiği bu şiir Sabahattin Ali&#;nin yıllar boyu unutulamayacak eselerinden biridir. &#;Sözüm Şiirlerin Mükemmelidir&#; şarkısını Ahmet Kaya&#;nın da seslendirdiği sanılsa da, aslında o kayıttaki ses abisi &#;Mustafa Kaya&#;&#;ya aittir.

Bende hiç tükenmez bir hayat vardı
Kırlara yayılan ilkbahar gibi
Kalbim hiç durmadan hızla çarpardı
Göğsümün içinde ateş var gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi

Hissedince sana vurulduğumu
Anladım ne kadar yorulduğumu
Sakinleştiğimi durulduğumu
Denize dökülen bir pınar gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi

Sözün şiirlerin mükemmelidir
Senden başkasını seven delidir
Yüzün çiçeklerin en güzelidir
Gözlerin bilinmez bir diyar gibi

Başını göğsüme sakla sevgilim
Güzel saçlarında dolaşsın elim
Bir gün ağlayalım, bir gün gülelim
Sevişen yaramaz çocuklar gibi

5-) Leylim Ley

Bestesi Zülfü Livaneli&#;ye ait olan, yine onun sesiyle kulaklarımıza kazınmış olan bu ünlü şarkıyı seslendirenler arasında Edip Akbayram, Zerrin Özer, Özdemir Erdoğan, İbrahim Tatlıses ve Leman Sam da yer alır.

Döndüm daldan düşen kuru yaprağa
Seher yeli dağıt beni kır beni
Götür tozlarımı burdan uzağa
Yarin çıplak ayağına sür beni

Aldım sazı çıkmış gurbet görmeye
Dönüp yare geldim yüzüm sürmeye
Ne lüzum var şuna buna sormaya
Senden ayrı ne hal oldum gör beni

Ayın şavkı vurur sazım üstüne
Söz söyleyen yoktur sözüm üstüne
Gel ey hilal kaşlım dizim üstüne
Ay bir yandan sen bir yandan sar beni

Yedi yıldır uğramadım yurduma
Dert ortağı aramadım derdime
Geleceksen bir gün düşüp ardıma
Kula değil yüreğine sor beni

6-) Aldırma Gönül Aldırma

Bestesi Kerem Güney&#;e ait olan bu şarkıyı Edip Akbayram&#;ın çıkışlı &#;Unutamadıklarım&#; albümünden hatırlıyoruz. İlk seslendirilmesi ise yine Kerem Güney tarafından yılında yapılmıştır.

Başın öne eğilmesin
Aldırma gönül aldırma
Ağladığın duyulmasın
Aldırma gönül, aldırma

Dışarda deli dalgalar
Gelip duvarları yalar
Seni bu sesler oyalar
Aldırma gönül, aldırma

Görmesen bile denizi
Yukarıya çevir gözü
Deniz dibidir gökyüzü
Aldırma gönül, aldırma

Dertlerin kalkınca şaha
Bir sitem yolla Allah’a
Görecek günler var daha
Aldırma gönül, aldırma

Kurşun ata ata biter
Yollar gide gide biter
Ceza yata yata biter
Aldırma gönül, aldırma

7-) Vurgunum

Şüphesiz ki ilk dinlendikten sonra şarkıyı tekrar tekrar dinlememize vesile olan; muazzam güzellikte bu bestenin sahibi Tanju Okan &#; Kadınım şarkısının da sözlerinin yazarı olan Mehmet Teoman&#;a aittir. Şarkıyı ise hayran bırakan sesi ile Nükhet Duru bestelemiştir. Sabahattin Ali kaleminden çıkan bu şiirin ismi ise &#;Eskisi Gibi&#; dir.

Seneler sürer her günüm
Yalnız gitmekten yorgunum
Zannetme sana dargınım
Ben gene sana vurgunum.
Başkalarına gülsem de
Senden uzakta kalsam da
Sevmediğini bilsem de
Ben gene sana vurgunum.
Dağları aşınca başım
Geri kaldı her yoldaşım
Gel sevgilim, gel kardaşım
Ben gene sana vurgunum.
Gönlüm seninkine yârdı
Aynı şeyleri duyardı
Ayaklarımız uyardı
Ben gene sana vurgunum.
İtilmiş, tekmelenmişim
Doğduğum günde yanmışım
Yalnız sana güvenmişim
Ben gene sana vurgunum
.

8- Melankoli

Nükhet Duru&#;nun aynı adı taşıyan 2. albümünde yer alan şarkının bestesi Ali Kocatepe&#;ye aittir.

Beni en güzel günümde
Sebepsiz bir keder alır.
Bütün ömrümün beynimde
Acı bir tortusu kalır.

Anlayamam kederimi,
Bir ateş yakar derimi,
İçim dar bulur yerimi,
Gönlüm dağlarda bunalır.

Ne kış, ne yazı isterim,
Ne bir dost yüzü isterim,
Hafif bir sızı isterim,
Ağrılar, sancılar gelir.

Yanıma düşer kollarım,
Görünmez olur yollarım,
En sevgili emellerim
Önüme ölü serilir…

Ne bir dost, ne bir sevgili,
Dünyadan uzak bir deli…
Beni sarar melankoli
Kafamın içersi ölür.

Bora Üzüm

Bora Üzüm

[email protected] Gaziantep Üniversitesi Hukuk Fakültesinde lisans eğitimimi sürdürürken tarih ve felsefe alanlarında hobisel kariyer yapıyorum.

Melankoli


Melankoli

02 Nisan

Sabahattin Ali'nin şiiri, Ali Kocatepe bestesi ve Nükhet Duru'nun unutulmaz yorumuydu: Melankoli. Nükhet Duru’dan başka kimse ruhumuza üflercesine böyle söyleyemezdi zaten bu şarkıyı. Sabahattin Ali 'de Konya Hapishanesi’nde yazar bu şiiri ve deli gibi âşık olduğu Ayşe Sıtkı isimli kadına ithaf eder:

‘’Beni en güzel günümde,
Sebepsiz bir keder alır,
Bütün ömrümün beynimde, 
Acı bir tortusu kalır.

Anlayamam kederimi,
Bir ateş yakar tenimi,
İçim dar bulur yerini,
Gönlüm dağlarda dolanır.’’

Bu şiiri severek okur, Nükhet Duru'yu da severek dinlerdik değil mi?

Şiirin son dizesinde ''İçim dar bulur yerini, gönlüm dağlarda dolanır’’ derken gerçekten benim içim her daim dar bulur yerini, sığmaz içim içine, çözümü dağlarda bulur gönlüm, gönlüm dağlarda dolanır…

Gönlüm dağlarda dolanırken o dağların bana yadigarı Şehriyar’ı hatırlarım. Ve onun bana nadiren kızdığı o anı anımsarım. Kapkara bir hançerin simsiyah uçları gibi o keskin keskin, o çakmak çakmak gözleri ile bana hiddetle söylendiği o anı anımsarım… O an Celâlâbâd’da, zemheri aylarının o dondurucu soğuğunda, o yüksek rakımda, uzaklarda Hindukuş dağları bir gelin elbisesi gibi o kar örtüsüyle bembeyaz giyinmişken Şehriyar'ın bana hiddetle, kızgın kızgın, parmağını göstere göstere ve ilk defa adeta beni azarladığı o anı anımsarım: ‘’Anlamadın mı hâlâ’’ demişti bana, ‘’boşa mı gitti emeklerim’’ demişti bana, ‘’yıllardır anlatıyorum sana’’ demişti bana… ‘’Ne bu yüzünün hali’’ demişti bana. ‘’Sanki’’ demişti ‘’sanki yüzünde hüzün neşidelerinin gizli çığlıkları var’’ demişti bana… Sonra sesini daha da artırarak ve tana tane parmağını gözüme sokarcasına verip veriştirmişti bana

Verecek çok cevabım vardı ama susmuştum ben, başımı öne eğerek, gözlerimi yere dikerek susmuştum ben. Söyleyememiştim Şehriyar’a, Asaf Hâled gibi kendi Nirvana’mda saadet zirvesine erebildiğim anda dâhi hiç içimin rahat olmadığını hiç… Burada dağların zirvesinde dağlarla bir olup bütünleştiğimde, Kuantum düşüncesinin ana fikri olan ‘‘gözlemleyenle gözlemlenenin birliğine’’ eriştiğimde bile içimde hâlâ tarifi bir mümkünsüz, anlatılması bir imkânsız sessiz sedasız bir hüzün olduğunu… Yine Asaf Hâled’in ‘’Nûrisiyah’’ isimli şiirinde olduğu gibi ‘’sebepsiz hüznün hocam’’ olduğunu söyleyememiştim Şehriyar’a

Sonra, ayrılıp giderken Şehriyar, benim duymayacağımı düşünerek kendi kendisine mırıldanmıştı. Keşke duymasaydım dediğim mırıldanmaları benim hakkımdaydı ve yerin dibine girmiştim ben. ‘'Sana verdiğim bunca emeğim demek boşa gitmiş!'' diye mırıldanmıştı. Ve devam etmişti Şehriyar: ‘'Her şeyi bildiğini sanmayı anlarım, toyluktur ama her şeyi anladığını sanmak! Bunu anlayamam çünkü bu salaklıktır.''

Çok utanmıştım çok

O günler çoook, çok gerilerde kaldı artık

Kaldı ama sadece ben mi, bizler zaten hep sebepsiz hüzünlenenler ülkesiydik… Ve sebepsiz hüzün de hocamızdı bizim Ve bizlere de hüzün hep mutluluk verirdi… Ve hüzün hiç peşimizi bırakmazdı bizim Hüzün bir kedinin kuyruğu gibi hep bizimle beraber gelirdi biz nereye gidersek gidelim

Tacik asıllı, ABD vatandaşı Khaled (Halid) Hosseini’nin "Uçurtma Avcısı" (Everest Yayınları, ) isimli romanında geçerdi: "Gerçekle yaralanmak, bir yalanla oyalanmaktan daha iyidir." Bir gerçekle yaralandığımızdan mıdır yoksa bir yalanla oyalandığımızdan mıdır bu sebepsiz hüzünlerimiz, nedensiz kederlerimiz?

Erotik edebiyatın pirlerinden Anais Nin'in bir yazısınında şöyle yazardı: "Aşk asla eceliyle ölmez. Kaynağını beslemeyi bilmediğimiz için ölür. Körlükten, hatalardan ve ihanetlerden ölür. Hastalanarak ve yaralanarak ölür; yorularak, solarak, matlaşarak ölür." Anais Nin’in söylediği gibi bu kültürde, bu coğrafyada, bu topraklarda bir türlü aşkı beslemeyi bilmeyişimiz nedeniyle miydi bu sebepsiz kederlerimiz, nedensiz hüzünlerimiz?

İşte bu sebep miydi ki Âşık Mahzuni Şerif'e, insana hüzün şırınga eden o ‘’İşte gidiyorum çeşm-i siyahım’’ türküsünde: ''Ötmek istiyorum viran bağlarda / ayağıma cennet kiralansa da" dizelerini söyleten! İnsanın cenneti bırakıp da gidecek ne gibi bir gerekçesi olabilir ki?  Viran bağlarda baykuşlar öter. Hem de cenneti bırakarak duyulma imkânının olmadığı viran bağlarda bir baykuş gibi ötmeyi istemek bir nasıl duygudur ki? Böylesine, bir nasıl mecburiyettir gitmek isteği? Muhtemeldir ki Mahzuni; kaynağı beslenmediği için ölen aşktan dolayı gitmek istemiştir. Muhtemeldir ki Mahzuni; körlükten, hatalardan ve ihanetlerden ölen aşktan dolayı gitmek istemiştir. Muhtemeldir ki Mahzuni; hastalanarak, yaralanarak, yorularak, solarak, matlaşarak ölen aşktan dolayı gitmek istemiştir 

Haldun Taner’in ‘’Yalıda Sabah’’ (Yapı Kredi Yayınları, ) isimli kitabında geçerdi (s. 81): “Sebepsiz mutluluktur asıl mutluluk” diye. Zaten söylerdi bana hep Şehriyar: ‘’Siz nedensiz mutluluğun olamayacağını düşünürsünüz. Bana göre mutlu olmak için herhangi bir şeye bağımlı olmak çaresizliğin son kertesidir.’’ Haldun Taner’in, Şehriyar’ın söylediği gibi mutlu olmak için hep bir sebep, hep bir neden aramamızdan mıydı bu sebepsiz hüzünlerimiz, nedensiz kederlerimiz?

yüzyılda Afrika’dan gemilerle tıkış tıkış Karayip plantasyonlarına getirilen kölelerin ölümcül duygusuymuş melankoli. Tarihçiler, kölelerin çevreye uyumsuzluk, hastalık ve açlık yüzünden öldüğü kadar, melankoli sebebiyle de de öldüklerini yazarlar

Sanırım bütün bu anlatılanlar bu sebepsiz kederlerimizin, bu nedensiz hüzünlerimizin asıl sebebiydi…

Shakespeare melankolinin insanı nasıl da düşünmeyle birleşerek pasifleştirdiğini anlatırdı eserlerinde

Yoksa yoksa Shakespeare’in söylediği gibi bu sebepsiz hüzünlerimizin, bu nedensiz kederlerimizin, bu melankolimizin düşünmeyle birleşmesi miydi bu pasifliğimiz, bu yılgınlığımız, bu sessizliğimiz? 

İşte, işte hep bütün bunlardan dolayıdır ki Sabahattin Ali'nin şiiri, Ali Kocatepe'nin bestesi ve Nükhet Duru'nun unutulmaz yorumu beynimizde takılmış bir plak gibi, gece gündüz, gün yirmidört saat bir bitmemecesine döneeeer durur: 

"Beni en güzel günümde, sebepsiz bir keder alır. Bütün ömrümün beynimde acı bir tortusu kalır.''

Hani Cicero derdi ya; ‘’ölmüşleri yaşatan, yaşayanların bellekleridir.’’ İşte bu nedenle Sebahattin Ali'yi hunharca ve kalleşce katledilişinin bu yıldönümünde bu şiiri ile anıyorum Ruhu şâd olsun

Osman AYDOĞAN

Nukhet Duru'nun sesinden: Melankoli
funduszeue.info?v=qKj8EOuvRcI

Melankoli

Beni en güzel günümde 
Sebepsiz bir keder alır. 
Bütün ömrümün beynimde 
Acı bir tortusu kalır. 

Anlıyamam kederimi, 
Bir ateş yakar derimi, 
İçim dar bulur yerimi, 
Gönlüm dağlarda bunalır. 

Ne kış, ne yazı isterim, 
Ne bir dost yüzü isterim, 
Hafif bir sızı isterim, 
Ağrılar, sancılar gelir. 

Yanıma düşer kollarım, 
Görünmez olur yollarım, 
En sevgili emellerim 
Önüme ölü serilir 

Ne bir dost, ne bir sevgili, 
Dünyadan uzak bir deli 
Beni sarar melankoli: 
Kafamın içersi ölür.

Sebahattin Ali,  Kânunievvel (Aralık), Konya


Yorumlar- Yorum Yaz
kaynağı değiştir]

Kaynakça[değiştir

söz ve müziği nadir köseoğlu'na ait mükemmel bir özlem özdil türküsü. özlem özdil'in yılında çıkardığı 3. albüme de adı verilmiştir bu türkünün. link

yürek dağlayan sözlere, ciğerin şiddetli deprem yaşayıp titremesine sebep olan türkü.
özlem özdil öyle bir heey çeker ki, öyle bir yükseklere çıkartır o gönlü yayla havası misali çarpar insanı.

göğüs kafesinin titrediği hissedilen en belirgin türkülerden.

sözleri:

bulutlardan haber saldım, sen gelecektin
yağmur yağdı gözlerime, sen silecektin ama
taş duvarlar sıkar beni, gönlüm dağlarda

resmin çizdim hasret kokan duvarlarıma
güller diktim penceremin ön tarafına ama
kelepçeler sıkar beni, gönlüm dağlarda
demir kapı sıkar beni, gönlüm dağlarda

not:
gözyaşının akıtmakla boğazda kalması arasındaki o yutkundurmayan acı bir çizgir varya, işte o bu.

girişteki bağlama resitalinin dadını hiçbir şelpe vermez. o derece.

değil sözleri ezgisiyle bile insanı alıp götüren durduk yerde adamın amına koyan şarkılara örnektir.

bağlama tınısını seviyorsanız es geçmeyin.

funduszeue.info?v=AQpuoFqqC0k

özlem özdil tarafından dinlenildiği takdirde kalb atışlarının yavaşlamasına, kan şekerinin tavan yapmasına sebebiyet veren über parça.

--spoiler--
taş duvarlar sıkar beni, gönlüm dağlarda
--spoiler--

bizin evin dört duvarı sıkar beni
gönlüm dağlarda

Dağlara bozkurt lazım..

Özel harekatçı ben yine canlandim hadi hayirlisi..

En güzel cezaevi ezgilerinden biridir.

Özlem özdil' den an itibariyle bir şişe şarap ve sigara eşliğinde dinlenmekte olup gönlün içinde bulunulan dört duvarın ötesine çakıverip gözyaşları eşliğinde dağların doruklarına; belki de daha ötesine tırmanmak çabaları göstermesine neden olan, yürek pareleyen parça ötesi bir şey.

gece gece sigarayla ne iyi gidiyor be..

bir vesileyle aklıma gelmiş olan müthiş bir özlem özdil ürünüdür..

zaten kadının mükemmel bir sesi, mükemmel bir görüntüsü ve test edemesem de üst düzey bağlama sanatçısı olması etkenleri de olaya dahil edildiğinde..

sigara yaktırır..

töbe estağfrullah bir garip yapar insanı..

gönlü dört duvar arasına sığmayanların, şehir hayatına sığmayanların, beton yığınlarına sığmayanların ve duygu yüklü insanların türküsüdür.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası