melekler insanlara gözükür mü / Melekler gözle görülebilir mi? | EuroNur · funduszeue.info

Melekler Insanlara Gözükür Mü

melekler insanlara gözükür mü

Melekler Hakkında Her Şey

Melek nedir? Meleklere iman nedir? Meleklerin özellikleri nelerdir? Meleklerin çeşitleri ve görevleri nelerdir? Meleklere iman etmenin faydaları nelerdir? Meleklerle ilgili ayet ve hadisler nelerdir? Melekler hakkında merak edilen her şey haberimizde.

Kur’an’da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır.

Melek kelimesi sözlükte haberci, elçi, güç ve kuvvet anlamlarına gelir. Terim olarak “Allah tarafından yaratılmış, çeşitli şekillerde görülebilen, zor işlere gücü yeten, erkeklik ve dişilikleri olmayan ve Allah’a itâatten ayrılmayan latîf varlıklar” diye tarif edilir. Melekler, duyu organlarımızla idrak edilmeyen, gözle görülmeyen ruhâni ve nurâni varlıklardır.

MELEKLERE İMAN İLE İLGİLİ AYETLER

Kur’an’da meleklere imanın farz olduğunu bildiren birçok ayet vardır. Bir âyette şöyle buyrulur:

Kim Allah’ı, meleklerini, kitaplarını, Peygamberlerini ve kıyamet gününü inkâr ederse tam manasıyla sapıtmıştır.”[1]

Şu ayet-i kerimelerde de meleklere iman konusuna dikkat çekilir:

“Peygamber Rabbi tarafından kendisine indirilene iman etti, mü’minler de… Hepsi Allah’a, O’nun meleklerine, kitaplarına peygamberlerine iman ettiler”[2]

“Asıl iyilik Allah’a, ahiret gününe, meleklere, kitaplara ve peygamberlere iman edenlerin iyi amelidir”[3]

Meleklere inanmayan kişi, bu ayetlerin hükmünü inkâr etmiş olduğu için kâfir olur. Ayrıca Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de, meleklere düşman olanları kâfir diye nitelemiş ve öyle kimselerin Allah’ın da düşmanı olduğunu vurgulamıştır:

“Kim Allah’a, meleklerine, Peygamberlerine, Cebrail’e, Mikail’e düşman olursa bilsin ki Allah da kâfirlerin düşmanıdır.”[4]

Meleklere inanmamak, dolaylı olarak vahyi, Peygamberi, peygamberin getirdiği kitabı ve tebliğ ettiği dini de inkâr etmek anlamına gelir. Çünkü dini hükümler, Peygamberlere melek aracılığıyla indirilmiştir.

MELEKLERİN ÖZELLİKLERİ

Melekler, duyu organlarıyla algılanamayan, gözle görülmeyen, iradeleri sadece hayra ve iyiliğe doğru işleyen ve dolayısıyla Allah’a kulluk eden ve günah işlemeyen varlıklardır. Melekler yemeye ve içmeye ihtiyaç duymazlar. Melekler fizik ötesi âleme ait varlıklar olduğundan onların özellikleri akılla da tam olarak anlaşılamaz. Onlar hakkında bilgi kaynağımız vahiy ve Allah Resulü’nden bize kadar ulaşan sahih hadislerdir. Bir diğer ifadeyle bu konudaki bilgi kaynağımız nakildir. Melek inancı konusunda bu kaynaklarda bulunan bilgilerle yetinilmesi gerekir. Melekler konusunda ayet ve hadislerin verdiği bilgilerin dışında fikir yürüterek bir bilgiye ulaşmak da mümkün değildir.

Meleklerin gözle görülmemesi ve duyu organlarıyla algılanamaması, inkâr edilmeleri için bir gerekçe olamaz. Aynı şekilde akla ve pozitif bilimlere dayanılarak, meleklerin var veya yok olduklarına dair kesin deliller ileri sürmek de mümkün değildir. Çünkü melekler, gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerin konusu dışında kalan fizik ötesi varlıklardır. Bu durumda konuyla ilgili kesin bilgi veren, manası apaçık ayetler ve hadisler bu husustaki tek bilgi kaynağıdır.

Meleklerin neyden yaratıldıkları konusunda Kur’an’da bir bilgi verilmemiştir. Fakat Peygamber Efendimiz: “Melekler nurdan, cinler yalın ateşten, Adem ise (topraktan) yaratıldı.”[5] buyurarak, meleklerin nurdan yaratıldığını haber vermiştir.

İlgili ayetlerden anlaşıldığına göre melekler, insanlardan önce yaratılmışlardır. Zira, Allah Teâlâ, insanı yaratacağını ve onu yeryüzünde halife (kendisini temsil eden bir varlık) yapacağını meleklere haber vermişti. Melkelerin “ Biz seni hamdinle tesbih ve takdis edip dururken, yeryüzünde fesat çıkaracak, orada kan dökecek, insanı mı halife kılıyorsun? ” diye sormaları üzerine , ”Sizin bilemeyeceğinizi şüphesiz ben bilirim..”[6] buyurmuştur.

Melekleri diğer varlıklardan ayıran bir takım özellikler vardır. Bunları şu şekilde sıralamak mümkündür:

1. Melekler nurdan yaratılmış, nûrânî ve rûhânî varlıklardır

Yemek, içmek, erkeklik, dişilik, evlenmek, uyumak, yorulmak, usanmak, gençlik, ihtiyarlık gibi insana ait fiil ve özelliklerden uzaktırlar.

İradeleri sadece hayra ve iyiliğe yöneldiğinden nefsâni istekleri de yoktur. Dolayısıyla iştah, şehvet ve hırs gibi duyguları da bulunmaz.

Melekler kibirlenmezler, yorulmazlar, usanmazlar:

“ O’nun huzurunda bulunanlar, O’na ibadet hususunda kibirlenmezler ve yorulmazlar. Onlar, bıkıp usanmaksızın gece gündüz (Allah’ı) tesbih ederler”[7]

“Onlar Rahman’ın kulları olan melekleri dişi kabul ettiler. Acaba meleklerin yaratılışını mı görmüşler, onların bu şahitlikleri yazılacak ve sorguya çekileceklerdir.”[8]

2. Melekler Allah’a isyan etmezler

Melekler Allah’ın emrinden çıkmaz, asla günah işlemez, hangi iş için yaratılmışlar ise o işi yaparlar. Sürekli Allah’a itaat ve kullukla meşgul olurlar.

“Onlar, üstlerindeki Rablerinden korkarlar ve kendilerine ne emredilirse onu yaparlar.”[9]

3. Melekler devamlı Allah’a ibadet ederler

Kur’an’da meleklerin devamlı Allah’a ibadet ettiklerini, O’nu tesbih ettiklerini ve O’nu zikrettiklerini bildiren ayetlerden birinde şöyle buyrulmaktadır:

“Meleklerin, Arşın etrafını çevirmiş oldukları halde, Rablerini hamd ile tesbîh ettiklerini görürsün”[10]

4. Melekler kanatlı, son derece süratli ve güçlü varlıklardır

“Gökleri ve yeri yaratan, melekleri ikişer üçer ve dörder kanatlı elçiler yapan Allah’a hamdolsun. O, yaratmada dilediği artırmayı yapar. Şüphesiz Allah her şeye gücü yetendir.”[11]

Her mü’min meleklerin kanatları olduğuna inanır. Fakat bu kanatların nasıl olduğunu biz bilemeyiz. Meleklerin nûrânî varlıklar olduğu göz önünde tutulursa, bunları kuş ve uçak kanatları gibi maddi nitelemelere konu etmenin doğru olmayacağı ortadadır. Kanatların mahiyetini ancak Allah ve melekleri gören peygamberler bilebilirler. Meleklerin kanatlarının fazlalığı, onların güç ve sürat yönünden derecelerini, Allah katında değerlerini gösterdiği şeklinde anlaşılmıştır.

Bir ayette “O gün Rabbinin arşını, onların üstünde bulunan sekiz melek yüklenir.”[12] buyrulmuştur. Arş, Allah’ın yarattığı en büyük varlığı ifade ettiğine ve bunu kıyamet gününde sekiz melek taşıyabileceğine göre, bu ayetten son derece güçlü ve kuvvetli varlıklar olduğu anlaşılmaktadır.

Melekler çok kısa zamanda, çok uzun mesafelere gidebilirler. Fakat onların gelip gitmesi, inmesi çıkması, insanlarınkine benzetilemez. Bir saniyede gökten yıldırımlar indiren Allah, onlara da dilediği zaman bütün yerleri ve gökleri dolaştırabilir. Bir ayette “Melekler ve ruhlar oraya, miktarı elli bin yıl olan bir günde yükselip çıkar”[13] buyrularak, onların ne derece süratli oldukları haber verilmektedir.

5. Melekler Allah’ın emir ve izni ile çeşitli şekil ve kılığa bürünebilirler

Cebrail aleyhisselâm, bazen funduszeue.infober’e sallallahu aleyhi ve sellem ashabdan Dıhye şeklinde görülmüş, bazen de kimsenin tanımadığı bir insan şeklinde gelmiştir. Yine Kur’an’da anlatıldığı üzere Cebrail (a.s.), funduszeue.info’e bir insan şeklinde görülmüştür.[14] Meleklerden bir grup funduszeue.infom’e bir oğlu olacağı müjdesini getiren insanlar şeklinde gelmiştir. O da onları misafir zannederek, kendilerine yemek hazırlamış, fakat yemediklerini görünce korkmuş, sonra da melek olduklarını anlamıştır.[15] Bu ayetten meleklerin yiyip içmedikleri, sonucu da çıkmaktadır.

6. Melekler gözle görülmezler

Onların görülmemeleri, yok olduklarından değil, insan gözünün onları görebilecek kabiliyet ve kapasitede yaratılmamış olmasındandır. Eğer Yüce Allah insan gözünü onları görebilecek yetenekte yaratsaydı görülebilirlerdi. Melekler peygamberler tarafından asıl şekilleriyle görülmüşlerdir. Asıl şekillerinden çıkıp, bir başka maddi şekle, mesela insan şekline girmeleri durumunda diğer insanlarca görülmeleri mümkün olur. Cibril hadisi diye bilinen, iman, İslam ve ihsan kavramlarının tanımlarının yapıldığı hadiste belirtildiği gibi, Cebrail aleyhisselâm ashab tarafından insan şeklinde görülmüştür.[16]

Meleklerin gözle görülmeyişleri onları inkar etmeyi gerektirmez. Melekler de ruhumuz ve aklımız gibi gözle görülmeyen varlıklardır. Peygamberler onları görmüşler, Cebrail aracılığıyla Allah’tan emir almışlardır. Kur’an da Peygamberimize böyle gelmiştir. Kur’an-ı Kerim ve hadisler meleklerin varlığını kesin bir biçimde ortaya koymaktadır.

MELEKLERİN ÇEŞİTLERİ VE GÖREVLERİ

Ayet ve hadislerde sayıları hakkında herhangi bir bilgi bulunmayan fakat çok oldukları anlaşılan meleklerin temel görevleri Allah’a kulluk etmek ve Allah neyi emrederse onu yerine getirmektir.

Kur’an’da aynı zamanda meleklerin sayısının ne kadar çok olduğunu da ifade eden ayet-i kerimede şöyle buyrulur:

“Rabbinin ordularını, kendisinden başkası bilmez. Bu ise, insanlık için ancak bir öğüttür.”

Bazı melekler ve görevleri şunlardır:

1. Cebrail Aleyhisselam (Cebrail (a.s.) Kimdir, Görevi Nedir?)

Dört büyük melekten biridir. Vahyi getirmekle görevlidir. Cebrail’e (a.s) güvenilir anlamına gelen “emîn” de denilmiştir.

Ayette şöyle buyrulur: “O ( Kur’an’ı ), Ruhu’ l – Emin uyarıcılardan olasın diye senin kalbine indirmiştir.”[17] Bir başka ayette de ona Ruhu’l-Kudüs adı verilmiştir: “Kur’an’ı Rabbinden hak olarak Rûhu’l – Kudûs indirmiştir.”[18]

Cebrail meleklerin en üstünü ve en büyüğü, Allah’a en yakını olduğu için kendisine meleklerin efendisi anlamında “Seyyidü’l-Melâike” denilmiştir.

2. Mikail Aleyhisselam (Mikail (a.s.) Kimdir, Görevi Nedir?)

Dört büyük melekten biri olan Mikail aleyhisselâm, kâinattaki tabii olayları ve yaratıkların rızıklarını idare etmekle görevlidir.

3. İsrafil Aleyhisselam (İsrafil (a.s.) Kimdir, Görevi Nedir?)

Büyük meleklerdendir. Görevi Sûr’a üflemektir. İsrafil aleyhisselâm, Sûr denilen alete iki kez üfleyecektir. Bunların ilkinde kıyamet kopacak, ikincisinde ise tekrar diriliş meydana gelecektir.

4. Azrail Aleyhisselam (Azrail (a.s.) Kimdir, Görevi Nedir?)

Büyük meleklerden bir diğeridir. Görevi ölüm sırasında canlıların ruhunu almak olduğu için “melekü’l-mevt/ölüm meleği” adıyla anılmıştır.

“De ki: Size vekil kılınan ölüm meleği, canınızı alacak, sonra Rabbinize döndürüleceksiniz.”[19]

5. Kiramen Katibin Melekleri (Kiramen Katibin Melekleri İsimleri ve Görevleri)

Bunlar iki melek olup, biri insanın sağında, diğeri solunda bulunur. Sağdaki melek, iyi iş ve davranışları, soldaki ise kötü iş ve davranışları tespit etmek ve yazmakla görevlidir. Bu melekler, kıyamet günü hesap sırasında yapılan işlere şahitlik de edeceklerdir. Kur’an’da bu melekler hakkında şöyle buyrulur: “İnsan hiçbir söz söylemez ki, yanında gözetleyen yazmaya hazır bir melek bulunmasın.”[20]

“Şunu iyi bilin ki üzerinizde bekçiler (koruyucular), değerli yazıcılar vardır. Onlar, yapmakta olduklarınızı bilirler.”[21]

Bu melekler aynı zamanda insanları çeşitli tehlikelerden korumakla da görevli oldukları için bunlara “Hafaza melekleri/Koruyucu melekler” de denir.

Ayet-i kerimede buyrulur:

“(Allah), sizin üzerinize koruyucu (melekler) gönderir.”[22]

6. Münker ve Nekir Melekleri (Münker ve Nekir Kimdir, Görevleri Nelerdir?)

Ölümden sonra kabirde sorgu ile görevli iki melektir. “Bilinmeyen, tanınmayan, değişik kılık ve kıyafette olan” anlamındaki münker ve nekir, mezardaki ölüye daha önce hiç görmediği bir şekilde görünecekleri için bu ismi almışlardır. Bunlar kabirde ölülere, “Rabbin kim? Peygamberin kim? Kitabın ne?” diye sorular yöneltecekler, kişinin iman ve ibadet bakımından durumuna göre kendisine muamelede bulunacaklardır.

Peygamberimiz buyurdular ki:

“Kul kabrine konulup, yakınları da ondan ayrılınca -ki o, geri dönenlerin ayak seslerini işitir- kendisine iki melek gelir. Onu oturtup: “Muhammed (sallallahu aleyhi ve sellem) denen kimse hakkında ne diyordun?” diye sorarlar. Mü’min kimse bu soruya: “Şehadet ederim ki, O, Allah’ın kulu ve elçisidir!” diye cevap verir. Ona: “Cehennemdeki yerine bak! Allah orayı cennette bir mekâna tebdil etti” denilir. (Adam bakar) her ikisini de görür. Allah da ona, kabrinden cennete bakan bir pencere açar.

Eğer ölen kâfir ve münafık ise (meleklerin sorusuna): “(Sorduğunuz zâtı) bilmiyorum. Ben de herkesin söylediğini söylüyordum!” diye cevap verir. Kendisine: “Anlamadın ve hakka uymadın!” denilir. Sonra kulaklarının arasına demirden bir sopa ile vurulur. Kişi (sopanın acısıyla) öyle bir çığlık atar ki, o sesi (insanların ve cinlerin) dışında ona yakın olan bütün (kulak sahipleri) işitir.”[23]

Bu hadis-i şerif, Münker-Nekir meleklerinin, kabirde insanları sorgulayacaklarını haber vermektedir.

7. Hamele-i Arş Melekleri (Hamele-i Arş Melekleri Kimdir, Görevleri Nelerdir?)

Bunlar arşı taşıyan meleklerdir. Kur’an’da onlar hakkında şöyle buyrulur:

“Arşı yüklenen, bir de onun çevresinde bulunanlar melekler Rablerini hamd ile tesbih ederler. O’na iman ederler. Mü’minlerin de bağışlanmasını isterler..”[24]

8. Cennet ve Cehennem’deki İşleri Yürütmekle Görevli Melekler

Cennete giren mü’minlere selam veren ve hizmet eden çok sayıda melek vardır. Bunların başı “Rıdvan” adlı melektir.

“Rablerine karşı gelmekten sakınanlar, bölük bölük cennete sevk edilir, oraya varıp da kapıları açıldığında (cennet) bekçileri onlara: Selam size! Tertemiz geldiniz. Artık ebedî kalmak üzere girin buraya!’ derler.”[25]

Cehennem melekleri (zebâniler) ise kâfirlere azapla görevlidirler. Bunların başkanı da “Mâlik” adlı melektir.

“O küfredenler, bölük halinde cehenneme sürülür. Nihayet oraya geldikleri zaman kapıları açılır, bekçileri onlara: Size, içinizden Rabbinizin âyetlerini okuyan ve bugüne kavuşacağınızı ihtar eden Peygamberler gelmedi mi? derler. “Evet geldi” derler ama, azap sözü kâfirlerin üzerine hak olmuştur.”[26]

Cehennemde görevli meleklerin, iri gövdeli, sert tabiatlı ve haşin oldukları Kur’an’da haber verilmektedir.[27]

9. Mukarrebun ve İlliyyun Melekleri ve Görevleri

Bu melekler hakkında Kur’an’da şöyle buyrulmaktadır:

“Ne Mesîh ve ne de Allah’a yakın melekler, Allah’ın kulu olmaktan geri dururlar![28]

Diğer Melekler

Tüm meleklerin sayısını ve görevlerini ancak Yüce Allah bilir. Ancak bize bildirilen, Kur’an ve hadislerde anlatılan diğer meleklerden bazılarını şöylece sıralayabiliriz:

* Bir kısım melekler, mü’minler için duâ ederler.[29]

* Bir kısım melekler, insanın kalbine doğru olan şeyleri ilham ederler, aynı zamanda mü’minlere hayır ve iyiliklerde destek olurlar.

“Hani Rabbin meleklere: “Muhakkak ben sizinle beraberim; haydi imân edenlere destek olun; Ben kâfirlerin yüreğine korku salacağım; vurun boyunlarına! Vurun onların bütün parmaklarına! diye vahyediyordu.”[30]

* Bir kısım melekler, mü’minleri cennetle müjdeler.[31]

* Bir kısım melekler, kâfirlerin yüzlerine ve arkalarına vurarak “Tadın cehennemin azabını!” derler.[32]

* Bazı melekler zikir meclislerini arar bulur, onlara katılırlar.[33]

* Bazı melekler, Kur’an okunan yere inerler ve Kur’an dinlerler.[34]

* Bir kısım melekler, mü’minlerin dualarına “amin!” derler.[35]

Bizim adını ve vazifesini bilemediğimiz daha nice melekler vardır. Onların sayısını ancak onları yaratan Allah bilir.

MELEKLERE İMANIN FAYDALARI

Meleklerin var olmasındaki hikmeti gerçek anlamda ancak Allah bilir. Bununla birlikte meleklere inanmanın pek çok faydası bulunduğu ve insan hayatında önemli bir yeri olduğu göz önünde tutularak şunları söylemek mümkündür:

1. Meleklerin varlığına inanan kimse yüce ve gizli kuvvetlerin gözetimi altında olduğunu, Kiramen Katibîn adı verilen meleklerin, yaptığı her işi adeta ilahi bir kamerayla kaydettiklerini bilir. Kişi, bu bilinçle sürekli iyi ve güzel şeyleri yapmaya yönelir. Meleklere iman, ahiret sorumluluğunu her an hatırlatır.

2. Melekleri kendisi için örnek edinen kişi, onlar gibi olmaya gayret ederek, Allah katındaki derecesini yükseltmeye çalıştığı gibi başkasının hakkına, malına, canına değer verir ve saygı gösterir.

Meleklere inanan bir insan, kendisini iyiliğe çağıran her sese kulak verir. Çünkü bunun meleğin sesi olduğuna, şeytanın ise insanı kötülüğe çağırdığını bilir. Bir hadis-i şerifte Hz. Peygamber Efendimiz bu konuda şu uyarıyı yapmıştır: “Şeytan da melek de insanoğluna sokularak, kalbine birtakım şeyler getirirler. Şeytanın işi kötülükle korkutup hakkı yalanlamaktır. Meleğin işi ise, iyiyi tavsiye edip Hakk’ı doğrulamaktır. İçinde böyle bir his ve düşünce bulunan kimse onun Allah’tan olduğunu bilsin ve Allah’a hamd etsin. Şeytanınkini bulan ise, şeytandan koruması için Allah’a sığınsın.”[36]

3. Meleklere iman davranışlarımızda, sözlerimizde ve başkalarıyla olan ilişkilerimizde ölçülü olmamızı gerektirir. Çünkü meleklere inanan kişi sürekli yapıp ettiklerinin kaydedildiğinin bilincindedir.

4. Koruyucu meleklerin kendisini koruduğu, yine meleklerin kendisine dua ettikleri ve kendisi için istiğfarda bulundukları bilgisi ve düşüncesi, bir mü’min için büyük bir manevi destektir.

MELEKLERİN NAKLEN İSPATI VE AKLEN KABULÜ

Ruhânî ve nurânî varlıklar olan meleklerin varlığı apaçık ayetler ve sahih hadislerle ispatlanabilir. Zaten herhangi bir etki altında kalmadan düşünebilen akıl da meleklerin varlığını kabul eder, bunu imkânsız bir şey olarak görmez.

Melekler duyu organlarıyla algılanamayan ve gözle görülemeyen varlıklar olduklarından, onlar hakkındaki tek bilgi kaynağımız vahiydir. Melekler hakkında ayetlerde ve sahih hadislerde bulunan bilgilerle yetiniriz. Bunun ötesinde onlar hakkında kesin bir bilgiye ulaşmayız. Ancak meleklerin herkes tarafından gözle görülememesi ve duyu organlarıyla hissedilememesi onların varlığını inkâr etmek için bir sebep olamaz. Çünkü hiç kimse akla, mantığa ve pozitif bilimin verilerine dayanarak, meleklerin yokluğuna dair kesin deliller ileri sürülemez. Zira melekler gözlem ve deneye dayanan pozitif bilimlerin yetki alanı dışında kalan fizik ötesi (metafizik âleme ait) varlıklardır.

Bugün pozitif bilimlerin henüz açıklayamadığı akıl, ruh, bilinç gibi pek çok şeyin varlığını kabul ediyoruz. Yine görmediğimiz halde bazı şeyleri eserleriyle biliyoruz. Mesela elektriği görmüyoruz ama elektrik nakleden tellerde akım olduğunu kontrol kalemiyle anlayabiliyoruz.

Hiçbir etki altında kalmadan düşünebilen insan aklı meleklerin varlığını kabullenebilir; bunu mümkün görür, imkânsız görmez. On dört asırdır hakikat bilgileriyle insanlığa yön veren ve mucizeleriyle inanmayanları bile hayrette bırakan Kur’an-ı Kerim’in bugüne kadar içerdiği hiçbir bilginin yanlış olduğunun ortaya konulamaması bile meleklerin var olduğu gerçeğini ortaya koyar. Konuyla ilgili kesin bilgi veren apaçık ayetler ve sahih hadisler meleklerin varlığını açıkça ispat etmektedir.

MELEKLERDEN BAŞKA GÖZLE GÖRÜLEMEYEN DİĞER VARLIKLAR

1. CİN (CİN NEDİR?)

Sözlükte gizli ve örtülü varlık, görülmeyen şey anlamına gelen cin, terim olarak “Duyu organlarıyla algılanamayan, çeşitli şekillere girebilen, insanlar gibi şuur ve irade sahibi, davranışlarından ötürü Allah’a karşı sorumlu olan, ateşten yaratılmış manevi, ruhânî ve gizli varlıkları” ifade eder.

Hherkesin gözle göremediği, kulağıyla işitemediği varlıklar olan cinler hakkında en güvenilir bilgi kaynağı vahiydir. Kur’an-ı Kerim ve sahih hadisler cinlerin varlığını kesin bir şekilde ortaya koymaktadır. Sağlıklı düşünebilen akıl da gözle görülemeyen başka varlıkların olabileceğini imkânsız görmez. İnsanların cinleri görememesi, gözlerinin ateş türevinden yaratılmış olan cinleri görebilecek yetenekte yaratılmamış olmasındandır.

1. Kur’an’a göre, insan topraktan, cin ise ateşten yaratılmıştır:

Allah insanı, pişmiş çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.Cinleri öz ateşten yarattı”[37]

“Andolsun biz insanı kuru çamurdan, şekillenmiş kara balçıktan yarattık. Cinleri de daha önce, zehirli ateşten yaratmıştık.”[38] Bu ayet, cin türünün insan türünden önce yaratıldığını göstermektedir.

Kur’an’da cinlerden bahseden, 28 ayetten oluşan Cin sûresi bulunmaktadır. Bu sûrede dile getirildiği gibi, cinler içinde çeşitli kesimler vardır. Onların bir kısmı Müslüman, bir kısmı da kâfirdir. Cinlerin mü’min olanları, mü’minlerle beraber cennette, kâfir olanları da kâfirlerle beraber cehennemde kalacaklardır.

2. Cinler çeşitli şekillere girebilecek ve insanların yapamayacakları bazı işlerin üstesinden gelebilecek yetenekte yaratılmıştır. Mesela, Süleyman, Sebe melikesinin tahtını getirtmek istediğinde cinlerden birinin, o henüz yerinden kalkmadan tahtı getirebileceğini söylemesi[39] bunu göstermektedir. Cinin Hz. Süleyman’la karşılıklı konuşması, onların gözle görülebilecek bir şekle girebileceklerine işarettir. Allah, cinleri, Hz. Süleyman’ın emrine vermiş, o da cinleri ağır ve meşakkatli işlerde hizmet ettirmiştir.

3. Cinlerin mutlak gayba dair bilgileri yoktur. Kaderi ve geleceği bilemezler. Ancak hayat sürelerinin uzun olması, rûhânî ve latîf varlık olmaları ve çok hızlı hareket edebilmeleri sayesinde insanların bilmediği, geçmişe ve şu ana ait bazı olayları bilebilirler. Ancak bu durum, cinlerin insanlardan daha üstün varlıklar olduğunu göstermez. Bir ayette: “Süleyman’ın ölümüne hükmettiğimiz zaman, onun öldüğünü, ancak değneğini yiyen bir ağaç kurdu gösterdi. (Sonunda) yere yıkılınca anlaşıldı ki cinler gaybı bilselerdi, o küçük düşürücü ızdırap içinde kalmazlardı”[40] buyurularak, onların gaybı bilmedikleri açık bir şekilde ortaya konmuştur.

Cinler de insanlar gibi, iman etmek ve ilahi emirlere itaat etmekle yükümlüdürler:

“Ben cinleri ve insanları ancak bana kulluk etsinler diye yarattım”[41]

Alimlerin çoğunluğuna göre Hz. Muhammed‘in (s.a.v.) Peygamberliği, insanlarla birlikte cinleri de kapsar. Bu sebeple O’na, “Resulu’s- Sekaleyn” (İki zümrenin Peygamberi) denilmiştir.

4. Cinler, tıpkı insanlar gibi yer, içer, evlenir ve çoğalırlar; erkeklik ve dişilikleri olduğu gibi doğar, büyür ve ölürler. Ancak cinlerin ömrü, insanlarınkine göre epeyce uzundur.

5. Bazı durumlarda cinlerin insanlara zarar vermesi söz konusu olabilirse de, Müslüman bir kimsenin cinlerden korkmaması ve Allah’ın izni olmadan, bir varlığın başka bir varlığa zarar veremeyeceğine bilmesi gerekir.

“Gerçek şu ki; şeytanın (şeytanlaşmış cinlerin), inanan ve yalnız Rablerine tevekkül eden kimseler üzerinde bir hâkimiyeti yoktur.”[42]

6. Diğer varlıklardan gelebilecek zararlara karşı Allah’a sığınmak gerektiği gibi, cinlerden gelebilecek zararlar hususunda da aynı tutum gösterilmelidir. Nitekim, Hz. Peygamber’in de cinlerin insanı etkilemesine karşı Ayetü’l–Kürsi’yi, Felak ve Nâs sürelerini okuyarak, bu yönde örnek bir davranış gösterdiği bilinmektedir.[43]

Şu ayet-i kerime de bu anlamda dua mahiyetinde okunabilir:

“De ki: ‘Ey Rabbim! Şeytanların vesveselerinden sana sığınırım.’ ‘Ey Rabbim! Onların benim yanımda bulunmalarından da sana sığınırım.’”[44]

2. ŞEYTAN (ŞEYTAN NEDİR, KİMDİR?)

Gözle görülmeyen fakat varlığı kesin olan, azgınlık ve kötülükte çok ileri giden, kibirli, asi, insanları saptırmaya çalışan cinlere şeytan adı verilir.

Kur’an-ı Kerim’de ilk şeytandan İblis diye söz edilir. İblis, azmış ve Rabbi’nin buyruğuna isyan ederek, sapıklığa düşmüş cinlerdendir.

“ Hani biz meleklere Adem’e secde edin demiştik. İblis hariç hepsi secde ettiler. O yüz çevirdi, büyüklük tasladı ve kâfirlerden oldu. ”[45] anlamındaki ayet, onun melek olduğunu göstermez. Çünkü bu ayette ifadenin çoğunluğa göre düzenlenmesi (tağlib) kuralına uygun bir üslup kullanılmıştır.

“İblis cinlerdendi, Rabbi’nin emrinin dışına çıktı ”[46] âyetinden de açıkça anlaşıldığı gibi, aslında o bir cindir. Allah’a ibadet ederek derecesini yükseltmiş ve melekler arasına karışmış, daha sonra da isyanı yüzünden bu konumunu yitirmiştir.

Böylece İblis bir “Şeytan” yani Allah’a karşı çıkan ve kovulan bir varlık oldu. Hazret-i Âdem’e üstünlük taslarken, melekler arasındaki yerini de kaybetti. Bu sefer gözü döndü ve azgınlığı arttı. İçindeki kin ve nefret ateşi daha da büyüdü. Ve küstahlaşarak dedi ki:

“ Yemin ederim ki, ben de insanları saptırmak için Senin doğru yolun üzerine oturacağım. Sonra onlara önle­rinden, arkalarından, sağlarından, sollarından sokulacağım ve Sen, onların çoğunu verdiğin nimetlere şükreder halde bulmayacaksın!” (Arâf Sûresi, âyetler) “… Yeryüzünde onlara (günahları) süslü (hoş ve zevkli göstereceğim) ve onların hepsini mutlaka (günah işlemeye teşvik edeceğim) azdıracağım! Ancak onlardan ihlaslı (sana tam inanan ve seni çok seven) kulların hariç!”[47]

Melekler ve cinler gibi duyu organlarıyla algılanmayan fakat varlığı Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerde kesin bir biçimde bildirilen şeytan (iblis) ateşten yaratılmıştır. Hz. Adem’in çamurdan, kendisinin ise ateşten yaratıldığı gerekçesiyle ondan üstün olduğunu iddia etmiş, Adem’e secde etmekten kaçınmış, Allah’ın lanetine uğramış ve O’nun huzurundan kovulmuştur.

Daha sonra Hz. Adem ve eşi Havva’yı yanıltarak onların cennetten çıkmalarına sebep olmuştur. Şeytan ilk insandan beri bütün insanlara, kötülükleri, küfür ve günahları süsleyip güzel gösterir, insanları hak yoldan uzaklaştırmak için elinden geleni yapar.

Kur’an’da da bildirildiği gibi, Allah’ın gösterdiği dosdoğru yoldan uzaklaşmak, yasakları çiğnemek, şeytana imkân ve fırsat vermek demektir. Sapıklık ve azgınlıkta devam edenler, şeytanın kendilerini çepeçevre kuşatmasına, kendilerinin de şeytanın esiri olmalarına sebep olurlar.[48] Yüce Allah, insanları, şeytanın düşmanlığına, hile ve aldatmacalarına karşı uyarmıştır:

“Çünkü şeytan sizin düşmanınızdır. Siz de onu bir düşman sayın. O, kendi taraftarlarını ancak ateş ehlinden olmaya çağırır.”[49]

Dünyada insanları hak ve hakikatten uzaklaştıran şeytan, ahirette de onları işledikleri günah ve kötülüklerle baş başa bırakacak, bu konuda kendisini suçlamamalarını söyleyecektir.[50]

Yüce Allah, Kur’an okunduğunda kovulmuş şeytandan kendisine sığınılmasını emrettikten sonra, Allah’a içtenlikle inanıp, ibadet eden ve yasaklarını çiğnemeyen kimseler üzerinde şeytanın hiçbir etki ve hâkimiyetinin olamayacağını şöyle bildirmiştir. “Şurası muhakkak ki, benim (ihlâslı) kullarım üzerinde senin hiçbir ağırlığın olmayacaktır. (Onları) koruyucu olarak Rabbin yeter.”[51]“… Gerçekten benim güzel kullarım üzerinde senin bir hâkimiyetin (bir tesirin) yoktur.” Ancak (onlar kendileri isteyerek) yoldan çıkıp da senin peşine takılırlarsa o başka!” [52]

Yüce Allah, varlıkları, biri diğerinden ayırt edilebilsin ve aralarındaki fark insanlarca kolayca anlaşılabilsin diye zıtlarıyla birlikte yarattığından, şeytanı da yaratıkların en temiz ve şereflilerinden olan, hak ve hayrı tavsiye eden meleklerin varlığına zıt olarak yaratmıştır. Eğer şeytan yaratılmamış olsaydı, Allah’a kulluk ve itaat etmek bu kadar kıymetli olmazdı. Çünkü belli fiillerin ibadet, hayır, güzel ve iyi oluşu, ancak zıtlarının varlığı ile bilinebilir. Zira insanlara şer ve çirkin fiillerde yol gösteren de şeytandır.

Dipnotlar:

[1] Nisâ suresi, ayet [2] Bakara sûresi, ayet [3] Bakara sûresi, ayet [4] Bakara sûresi, ayet. [5] Müslim, Zühd, 10; Ahmed b. Hanbel, Müsned, IV.  [6] Bakara sûresi, ayet [7] Enbiyâ sûresi, ayet [8] Zuhruf sûresi, ayet. Ayrıca bk, Saffat sûresi, vd, Necm sûresi, ayetler [9] Nahl sûresi, ayet. Ayrıca bk. Enbiyâ sûresi, 28; Tahrim sûresi, 6. ayet [10] Zümer sûresi, ayet [11] Fâtır sûresi, 1. ayet [12] Hâkka sûresi, ayet [13] Meâric sûresi, 4. ayet [14] Meryem sûresi, ayetler [15] Hûd sûresi, ayetler [16] Bk. Buhârî, İman, 37; Müslim, İman, 1;Ebû Davud, Sünnet  [17] Şuarâ sûresi, ayetler [18] Nahl sûresi, ayet [19] Secde sûresi, ayet [20] Kâf sûresi, ayet [21] İnfîtâr sûresi, Ayrıca bk. Zuhruf sûresi, ayetler [22] En’am sûresi, ayet [23] Buhârî, Cenaiz 68, 87; Müslim, Cennet 70; Ebu Davud, Cenaiz 78; Nesâî, Cenaiz ; Tirmizî, Cenaiz  [24] Mü’min sûresi, 7. ayet. Ayrıca bk, Hâkka sûresi, ayet [25] Zümer sûresi, ayet [26] Zümer sûresi, ayet [27] Tahrim sûresi, 6. ayet [28] Nisâ sûresi, ayet [29] Mü’min sûresi, 7. ayet [30] Enfâl Sûresi, ayet [31] Fussilet sûresi, ayet [32] Enfâl sûresi, ayet [33] Buhâri, Deâvât, 66; Müslim, Zikir, 8. [34] Buhâri, Fedâilul-Kur’an,  [35] Müslim, Cenâiz, 7. [36] Tirmizî, Tefsir, 3. [37] Rahmân sûresi, ve ayet [38] Hicr sûresi, ayetler [39] Neml sûresi, ayet [40] Sebe’ sûresi, ayet [41] Zâriyât sûresi, ayet [42] Nahl sûresi, ayet [43] Bkz. Buhârî, Vekâle, 10;Fedâilü’l- Kur’ân, 10; Tirmizî, Tıb:  [44] Mü’minûn sûresi, Ve ayetler [45] Bakara sûresi, ayet [46] Kehf sûresi, ayet [47] Hicr Sûresi,  [48] Zuhruf sûresi, ; Mücadele sûresi, ayetler [49] Fâtır sûresi, 6. ayet [50] Müslim, Münafikun, [51] İsra sûresi, 65; Ayrıca bakınız; A’râf sûresi, ayet [52] Hicr Sûresi, âyetler

Kaynak: İslam Akaidi, Erkam Yayınları

İslam ve İhsan

Melek Nedir?

Meleklerin Özellikleri

Dört Büyük Melek ve Görevleri

PAYLAŞ:                

Melekler günümüzde insanlara görünür mü?

Soru

Yanıt



Kutsal Kitap’ta melekler insanlara önceden bilinemeyen ve çeşitli biçimlerde görünmüşlerdir. Kutsal Yazılar’ı üstün körü okuyan bir insan, meleklerin görünmelerinin epey yaygın bir şey olduğu düşüncesine kapılabilir, ancak bu doğru değildir. Günümüzde meleklere karşı git gide artan bir ilgi vardır ve birçok insan melekler gördüklerini bildirmişlerdir. Melekler hemen hemen her dinin bir parçasıdır ve genel olarak aynı role, yani mesaj taşıma işine sahip görünürler. Günümüzde meleklerin insanlara görünüp görünmediğini belirlemek için, ilk olarak onların antik zamanlardaki görünmeleri hakkındaki Kutsal Kitap’ın görüşünü anlamalıyız.

Kutsal Kitap’ta meleklerin ilk görünmesi, Yaratılış ’de, Adem’le Havva Aden Bahçesi’nden kovulduğu zamandır. Tanrı, Aden Bahçesi’nin girişini kapatmak için oraya elinde alevli kılıçlar olan keruvları koymuştu. Meleklerin bir sonraki görünmesi, Yaratılış ’de, yani bundan yıl sonradır. Bir melek, İbrahim’e İsmail’i doğuran Mısırlı hizmetkâr Hacer’e, geri dönüp hanımı Sara’ya boyun eğmesi talimatını vermişti. Yaratılış ’de, Tanrı İbrahim’e Sodom ve Gomora’nın yakında yok edileceğini bildirdiğinde, İbrahim’i Tanrı ve iki melek ziyaret etmişti. Aynı iki melek, Lut’u ziyaret etmiş ve ona kent yok edilmeden ailesiyle birlikte kentten kaçması talimatını vermişti (Yaratılış ). Bu durumda melekler aynı zamanda, Lut’u tehdit eden kötü adamları kör ederek doğaüstü güç sergilemişlerdir.

Yakup bir melekler kalabalığı gördüğünde (Yaratılış ), onları hemen Tanrı’nın ordusu olarak tanımıştı. Çölde Sayım ’de, bir melek itaatsiz peygamber Balam’ın önüne çıkmıştı ancak Balam’ın eşeği meleği gördüğü halde kendisi meleği görmemişti. Meryem’i Mesih’in annesi olacağını söyleyen bir melek ziyaret etmişti ve Yusuf da, Meryem ve İsa’yı Hirodes’in fermanından korumak için Mısır’a götürmesi için bir melek tarafından uyarılmıştı (Matta ). Melekler göründüğünde, onları görenler sıklıkla korkuya kapılmışlardı (Hakimler ; 1. Tarihler ; Matta ). Melekler, Tanrı’dan mesajlar getirir ve O’nun buyruklarını yerine getirirler. Bunları bazen de doğaüstü şekillerde yaparlar. Her durumda, melekler insanları Tanrı’ya yönlendirir ve O’nu yüceltirler. Kutsal melekler insanların tapınmasını kabul etmez (Vahiy ).

Modern raporlamalara göre, meleklerin ziyaretleri çeşitli biçimlerde olmaktadır. Bazı durumlarda, bir yabancı ciddi bir yaralanma veya ölümü engeller ve sonra da gizemli bir şekilde yok olur. Başka durumlarda, kanatlı ya da beyazlar giymiş bir varlık bir anlığına görünür ve sonra yok olur. Meleği gören kişi, melek gittikten sonra sıklıkla, esenlik hissi ve Tanrı’nın yanında olduğu güvencesi hissiyle baş başa kalır. Bu tür bir ziyaret Elçilerin İşleri ’de görüldüğü üzere Kutsal Kitap’taki kalıba uyar gözükmektedir.

Bir başka tür ziyaret de, günümüzde bazen “melekler korusu” türünde olarak rapor edilendir. Luka ’de, çobanlara İsa’nın doğduğu bildirilirken kendilerini göksel bir koro ziyaret etmişti. Bazı insanlar ibadethanelerde benzer deneyimler yaşadıklarını rapor etmişlerdir. Bu deneyim, ruhsal bir haz sağlamaktan başka bir amaca hizmet etmediği için modele çok iyi uymaz Luka’nın Müjdesi’ndeki melekler korusu çok kesin bir haberi bildiriyordu.

Üçüncü bir tür ziyaret de sadece fiziksel bir hisle ilgilidir. Yaşlı insanlar sıklıkla, aşırı yalnız oldukları zamanlarda kendilerini kolların ya da kanatların sarıyormuş gibi hissettiklerini rapor etmişlerdir. Tanrı kesinlikle her türlü tesellinin kaynağıdır ve Kutsal Yazılar, O’nun bizi kanatlarıyla örttüğünden söz eder (Mezmur ). Bu tür raporların, bu tür bir örtmenin örnekleri olması çok mümkündür.

Tanrı, her zaman olduğu gibi hâlâ dünyada çok aktiftir ve melekleri de kesinlikle hâlâ işbaşındadır. Melekler, Tanrı halkını geçmişte korudukları gibi, günümüzde de bizi koruduklarından emin olabiliriz. İbraniler , “Konuksever olmaktan geri kalmayın. Çünkü bu sayede bazıları bilmeden melekleri konuk ettiler” der. Tanrı’nın buyruklarını yerine getirdikçe, bunun farkına varmasak da, O’nun melekleriyle karşılaşmamız çok mümkündür. Tanrı, özel durumlarda halkının, cesaret bulması ve Kendi hizmetine devam etmesi için, görülmez melekleri görmesine izin vermiştir (2. Krallar ).

Ayrıca Kutsal Yazılar’ın meleksel varlıklarla ilgili uyarılarına da dikkat etmeliyiz: İblis için çalışan ve bizi yolumuzdan çıkarıp yok etmek için her şeyi yapacak olan düşmüş melekler vardır. Galatyalılar bizleri, bu bir melek tarafından verilse bile, “yeni” bir müjde konusunda dikkatli olmamız için uyarır. Koloseliler meleklere tapınma konusunda bizi uyarır. Kutsal Kitap’ta insanların meleklerin önünde eğildikleri her seferinde, o varlıklar kendilerine tapınılmasına kesinlikle karşı çıkmışlardır. Tapınılmayı kabul eden ya da yüceliği Rab İsa’ya vermeyen her melek bir sahtekârdır. İkinci Korintliler , İblis ve meleklerinin, kendilerini dinleyecek herkesi kandırmak ve yoldan çıkartmak için kendilerini ışık melekleri görünümü verdiklerini bildirir.

Tanrı’nın meleklerinin iş başında olduklarının bilgisi bize cesaret verir. Özel durumlarda, bu ender ziyaretlerden birini bile yaşayabiliriz. Ancak bu bilgiden de daha büyüğü, İsa Mesih’in Kendisinin söylediği, “İşte ben, dünyanın sonuna dek her an sizinle birlikteyim” sözüdür (Matta ). Melekleri yaratan ve onların Kendisine tapındığı İsa, sıkıntı ve denenmelerimizde bize Kendisinin yanımızda olacağını vaat etmiştir.

English



Türkçe anasayfaya dön

Melekler günümüzde insanlara görünür mü?

Azrail

Azrail,[not 1]İslam'da dört büyük melekten biri ve eceli dolmuş kişilerin canını almaya gelen 'ölüm meleği' olarak görülür.[2]Yahudilikte bu melek bazen ölen kişinin ruhunu taşıyan bir melek olarak uyarlanmıştır.[3]

Etimoloji[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası

© 2024 Toko Cleax. Seluruh hak cipta.