enfeksiyon ateşi kaç gün sürer / Çocuklarda Ateş İçin Ne Zaman Doktora Gitmeli - Dr. Ertuğrul Güler

Enfeksiyon Ateşi Kaç Gün Sürer

enfeksiyon ateşi kaç gün sürer


3 Günden Uzun Süren Dirençli Ateşi Önemseyin

Çocuklarda yüksek ateşin en önemli nedeni enfeksiyonlar. Gripten zatürreye, bademcik iltihabından menenjite kadar pek çok enfeksiyon ateşi yükseltebiliyor. Uzmanlara göre; ateş 3 günü aşıyorsa ya da ateşle birlikte kusma, ishal gibi belirtiler varsa mutlaka doktora başvurulmalı. Yeditepe Üniversitesi Kozyatağı Hastanesi Çocuk Sağlığı, Hastalıkları ve Yenidoğan Uzmanı  Prof. Dr. Filiz Bakar, ateşle ilgili soruları yanıtladı. 

 

 

Ateş Hangi Çocuklarda Daha Sık Görülür?

Özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar, prematüre doğmuş bebekler, alerjik yatkınlığı olanlar, kronik böbrek hastalığı ve diyabeti olan çocuklar enfeksiyonlara daha kolay yakalanır. Dolayısıyla bu çocuklarda ateş daha sık görülür.

 

Ateşe Neden Olan Hastalıklar Nelerdir?

Ateşin en önemli nedeni enfeksiyon hastalıklarıdır. Orta kulak iltihabından zatürreye, idrar yolu enfeksiyonlarından menenjite kadar pek çok enfeksiyon hastalığı ateş yapar. 5 günden daha uzun süren ateş ve vücutta döküntü varsa Kawasaki sendromu düşünülebilir. Kawasaki sendromuna zamanında müdahale edilmediğinde kalp damarlarında önemli sorunlar ortaya çıkar. Ateşle birlikte eklemlerde şişlik görülmesi eklem ve kalp romatizmasının belirtisi olabilir. Uzun süren ve nedeni bilinmeyen ateşlerde lösemi, lenfoma gibi kanser türlerinden şüphelenmek gerekir. Vücudun içinde oluşan, dışarıdan fark edilmeyen apseler de uzun süren, dirençli ateşin altta yatan nedeni olabilir. 

 

Ateşin Nedeni Nasıl Anlaşılır?

Bir hekimin ayrıntılı muayenesi ile anlaşılabilir. Ateşin en önemli nedeni enfeksiyonlar olduğu için öncelikle incelemeler bu konuda yoğunlaşır. Hastadan alınan ayrıntılı öykünün ardından yapılan fizik muayeneyle boğazda, kulaklarda, akciğerde, idrar yollarında ya da bağırsakta bir enfeksiyon olup olmadığı araştırılır. Ardından gerekli görülürse laboratuvar testleri yapılır. Şüpheye göre boğaz kültürü, idrar tahlili, kan tahlili, akciğer grafisi, dışkı tahlili gibi tanı yöntemleriyle enfeksiyonun nedeni bulunmaya çalışılır. 

 

Ateş Ne Zaman Ciddi Bir Durumun Göstergesidir? 

Özellikle 3 günden daha uzun süren dirençli ateş olması ciddi bir durumun göstergesidir. Ateşle birlikte çocuğun genel durumu bozuksa, hasta görüntüsü varsa, vücudunda döküntüler görülüyorsa, aşırı kusma ve ishal eşlik ediyorsa, şiddetli öksürük ve solunum sıkıntısı varsa mutlaka doktora başvurulmalı.

Dehidrasyon(sukaybı) çok tehlikelidir, tek başına bile hastayı şoka sokabilir. Bu nedenle ateş sırasında çocukların susuz kalmalarını önlemek gerekir. Özellikle bebekler vücuttaki sıvı dengesini çok kolay sağlayamaz. Ateşle birlikte nefes alıp vermeleri hızlanabilir, solunumdan ve deriden su buharı kaybı yaşanabilir. Vücuttan sıvı azaldıkça ateş de yükselir. Çocuk ne kadar küçükse veya ateşe karşı müdahalede ne kadar geç kalınırsa dehidratasyon o kadar daha sık görülür. Vücudumuzun yüzde 70’i sudan oluşur, su oranı azaldıkça tüm hücre ve organların sağlıklı çalışması bozulur. Bu durumda ateş kontrolden çıkabilir, enfeksiyon daha hızlı ilerleyebilir, ateş çok yüksekse özellikle 5 yaşın altındaki çocuklarda havale görülebilir.

 

Doğru Ateş Ölçümü Nasıl Yapılır?

Ağızdan, alından, kulak yolundan, koltuk altından, makattan ateş ölçülebilir. Makattan ölçüm çocuğu rahatsız ettiğinden pratikte çok kullanılmayan bir yöntemdir. Küçük bebeklerde koltuk altı, biraz daha büyük çocuklarda kulak yolundan ölçüm hekimlerin daha çok tercih ettiği ve önerdiği yöntemlerdir. 

 

Bebeklerde Ateşin Ayrı Önemi Var mı? 

Yenidoğan döneminde ve özellikle ilk 3 aylık dönemde görülen ateş çok önemlidir. Çok daha ciddi rahatsızlıkların, ağır enfeksiyonların belirtisi olabilir. Bu durumda acil olarak hastaneye başvurulmalı. Bunun dışında yenidoğan döneminde özellikle ilk günlerde yeterince anne sütü alamayan, beslenmesi bozuk çocuklarda sıvı azlığına bağlı olarak ateş görülebilir. Yine yenidoğanlarda sıkı giydirilme ya da ortamın fazla sıcak olması nedeniyle de ateş çıkabilir. Fakat enfeksiyon dışı tüm ateşler kısa sürelidir ve bebeğin genel durumu çok iyidir. Bu arada prematüre doğan bebeklerde ateş görüldüğünde daha dikkatli olmak ve acilen hekime başvurmak gerekir.

Basın Yansımaları: posta


Kullanıcılar bunları da aradı:

 

Yayın Tarihi : 03/01/2022

İdrar yolu enfeksiyonu ateş yapar mı? İdrar yolu enfeksiyonu ateşi ne kadar, kaç gün sürer?

İdrar yolu iltihabı, sık sık idrara çıkma, şiddetli ağrılara sebep olma, bazen de idrarda kanama ile kendini gösterebiliyor ve kişilerin hayat kalitesini bozuyor. Özellikle soğuk havalar, idrar torbasını olumsuz etkiliyor ve idrar yolu enfeksiyonlarına yakalanma riskini arttırıyor. Eğer idrar yolu enfeksiyonları dikkate alınmazsa devamında ciddi böbrek enfeksiyonlarına yol açabiliyor.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU BELİRTİLERİ

İdrar yolu enfeksiyonları genelde tipik belirtilere sahiptir. İdrar yolları enfeksiyon kaptığında en sık görünen belirtiler idrar sırasında yanma ve sık sık idrara çıkmadır. Yine de idrar yolu enfeksiyonları herhangi bir belirti göstermeden de ortaya çıkabilmektedir.

İdrar yolu enfeksiyonları kadınlarda erkeklere oranla çok daha fazla görülür. Bu durumun temel sebebi ise üretranın kadınlarda erkeklere oranla çok daha kısa olmasıdır. Genelde kadınlarda görülen idrar yolu enfeksiyonlarının en sık görünen belirtileri şunlardır;

  • İdrar sırasında yanma
  • İdrar yaparken ağrı
  • Sık sık idrar yapma ihtiyacı
  • İdrarı tutmada güçlük yaşama
  • İdrar sırasında kanama
  • Alt karın bölgesinde yaşanan ağrılar
  • Kötü kokulu idrar
  • İdrara sıkışık hissetmeye rağmen çok az miktarlarda idrar yapmak

Bunun yanında eğer idrar yolu enfeksiyonları ilerlediyse ve böbreklere de sıçradıysa şu belirtiler de kendini gösterebilmektedir;

  • Böbreklerde hassasiyet
  • Yan karın bölgesinde ağrı
  • Yüksek ateş
  • Mide bulantısı
  • Kusma
  • Halsizlik
  • Uykusuzluk

Bu durumlar genelde ateş belirtisiyle kendini gösterir ancak her idrar yolu enfeksiyonu böbreklerde tutulum yaşatmaz. Bu yüzden ilk sırada yazılan belirtiler çok daha sık gözlenmektedir.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU NEREDE AĞRI YAPAR?

İdrar yolu enfeksiyonları birçok belirtiyle kendini gösterebilir. En sık görülen idrar yolu enfeksiyonu sistit adı verilen mesane iltihabıdır. Kadınlarda daha çok görülen bu iltihap türü vücudun belli kısımlarında ağrılar yapabilmektedir.

İdrar yolunun en sık ağrı yaptığı bölgeler şuralardır;

  • Alt karın bölgesi
  • Yan karın bölgesi
  • Böbrekler (Eğer böbrek tutulumu olduysa)
  • Kasıklar
  • Pelvik bölge

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU ATEŞ YAPAR MI?

Bütün idrar yolu enfeksiyonları ateş yapmamaktadır. Ancak idrar yolu enfeksiyonu ateş, baş ağrısı ve titreme yapıyorsa bu tip enfeksiyon böbrek enfeksiyonu yani piyelonefrit olarak adlandırılır. Piyelonefrit, sistit ve diğer idrar yolu enfeksiyonlarından çok daha ciddidir. Bu enfeksiyonun en büyük belirtileri ateş, üşüme, baş ağrısı, titreme ve yan karın ağrısıdır.

Sistit zamanında tedavi edilmezse böbrek enfeksiyonlarına da dönüşebilmektedir. Bu durum da ateş bulgusuna yol açabilir. Eğer idrar yolu enfeksiyonları erken teşhis edilir ve vakit kaybetmeden müdahale edilirse kolaylıkla ve kısa zamanda tedavi edilebilmektedir.

İDRAR YOLU ENFEKSİYONU ATEŞİ KAÇ GÜN SÜRER?

İdrar yolu enfeksiyonları eğer böbreklere ilerlemediyse kolay kolay ateşe sebep olmamaktadır. Böbreklerde tutulma yaparak piyelonefrite sebep olan idrar yolu enfeksiyonlarında ise ateş, tedaviye başlanana kadar sürebilmektedir. Eğer zamanında tedaviye başlanmazsa ateş yanında başka belirtiler de ortaya çıkacak ve hem kişinin sosyal hayatını hem de sağlığını çok kötü etkilemeye başlayacaktır. Bu durum böbreklerde hasara, hipertansiyona hatta tedavi edilmediği taktirde kronikleşen enfeksiyonlarda böbreklerde yetmezliğe kadar büyük sorunlara yol açabilmektedir.

İdrar yolu enfeksiyonlarının tedavisine başlandıktan ve gerekli ilaçlar kullanıldıktan sonra iki gün içerisinde belirtiler azalmaya başlayacaktır. Bu sırada doğru ilaç kullanımına ve ilaçların düzenli kullanmasına dikkat edilmelidir. Genelde 10 gün süren idrar yolu enfeksiyonu tedavisinden sonra doktor kontrolünde tedavi sonlandırılır ya da tedavinin seyri değiştirilir.

Eğer çocuğunuzun ateşi yükseldiyse, bağışıklık sistemi, vücuduna giren mikroplarla ya da enfeksiyon yapan bir ajanla savaşmaya başlamış demektir. Aslında bu mücadelenin tek başına çocuğunuz için bir zararı yok. Ancak hem rahatlaması hem de ateşli havalenin önlenmesi için ateşini düşürmeniz gerekiyor ve eğer çocuğunuz 3 aylıktan daha küçükse, vakit kaybetmeden doktora gitmelisiniz…

Bebeğimin ateşlendiğini nasıl anlarım?

Bebeğinizin veya çocuğunuzun ateşlendiğini anlamanın en pratik yolu, dudaklarınızı onun anlına dayamaktır. Eğer size sıcak geliyorsa çocuğunuzun ateşinin ne kadar yükseldiğini anlamak için çeşitli termometrelerden yararlanabilirsiniz. Cam termometrelerde bulunan civa vücut ısısı ile beraber yükselirken, dijital termometreler ateşin ne kadar olduğunu küçük bir ekrana yazarak gösterir. Çocuğunuzun ateşini ağızdan, koltuk altından, rektumdan veya kulaktan ölçebilirsiniz. Hangi yolu seçeceğiniz aslında çocuğunuzun yaşı ile de bağlantılıdır.

Ağızdan ölçme daha çok 4-5 yaşlarındaki çocuklar için uygundur. Cam termometreyi çocuğun dilinin altında 3 dakika tutmak yeterlidir. Dijital termometre ise yine aynı şekilde, ama bip sesi gelene kadar tutulmalıdır. 2 yaşından sonra koltuk altından ateş ölçümü uygundur.

Rektal ölçme bebek ve küçük çocuklarda en doğru sonucu verir. Kulak termometreleri 2 yaşından büyük çocuklarda daha doğru sonuç vermektedir.

Bebek ve çocuklarda normal vücut ısısının 36-37 0C olduğu kabul edilir. Eğer rektal ölçmede ateş 38.5 0C’nin üzerindeyse, ağız veya koltuk altından yapılan ölçümlerde ise ateş 38 0C’nin üzerine çıkmışsa çocuğun ateşi var demektir. Ancak 1-3 ay arası bebeklerde rektumdan yapılan ölçüm 38 0C çıkmışsa bebeğin ateşi yükselmiştir ve derhal doktorun aranması gerekir.

Ateş neden yükselir?

Ateşin yükselmesinin nedeni bağışıklık sisteminin harekete geçerek, vücuda giren mikroplarla veya enfeksiyon yapan ajanlarla mücadelenin başlamasıdır. Bağışıklık sistemi mikroplarla mücadele ede ede kuvvetlenir ancak bebeklerde koruyucu önlemlerin büyük çocuklara göre daha hızlı alınması gerekir.

  • Yenidoğanın ateşi yükseldiğinde doktorun en kısa zamanda müdahale etmesi gerekir. Zira ateş çok ciddi bir enfeksiyon nedeniyle yükselmiş olabilir.
  • 1-3 aylık bir bebekte ateş yükselmesi de en kısa zamanda doktor müdahalesi gerektirir. Bu yaşta ateş genellikle viral bir hastalık nedeniyle yükselir. Özellikle bebek canlılığını yitirmişse veya alıştığınız gibi davranmıyorsa rahatsızlığı ciddi olabilir.
  • 3 ay – 1 yaş arası bebeklerde ateş genellikle soğuk algınlığı veya viral bir hastalık nedeniyle yükselir. Bebeklerde ateş ayrıca dişleri çıkarken veya aşı olduktan sonra da yükselebilir.
  • 2-6 yaş arası çocuklarda viral hastalıkların yanı sıra, boğazda iltihaplanma, zatürre veya ortakulak iltihabı da ateş yükselmesine neden olur.
  • Okul çağındaki çocuklarda genellikle solunum yollarındaki viral enfeksiyonlar nedeniyle vücut ateşi yükselir. Özellikle yaz aylarında dikkat edilmesi gereken bir nokta da çocuğun ateşinin güneş çarpması nedeniyle de yükselmiş olabileceğidir. Çocuk sıcak bir günde güneşli bir ortamda veya camları kapalı bir arabanın içinde kaldıysa ateşi yükselebilir, ancak tedavi yollarının farklı olması nedeniyle bu ateşin viral enfeksiyona dayalı ateşten ayırt edilmesi çok önemlidir.

Ateş nasıl düşürülmelidir?

Ateşin düşürülmesinin en önemli nedeni çocuğu rahatlatmak ve ateşle gelen havalenin önlenmesini sağlamaktır. Yoksa enfeksiyonlara karşı yapılan savaşın bir parçası olan ateşin tek başına çocuğa bir zararı yoktur.

  • 0-3 aylık bir bebeğin ateşi yükseldiğinde doktor müdahale edene kadar en iyi çözüm ona ılık bir banyo yaptırarak veya vücudunu ıslak bir süngerle silerek rahatlatmaktır. Bu yaşta bir bebeğe doktor görmeden hiçbir ilaç verilmemelidir.
  • Bebeğin ateşi kesinlikle vücudu alkolle silinerek düşürülmemelidir.
  • 3 aydan büyük bebek ve çocuklarda ateşi düşürmek için doktora danışarak asetaminofen veya ibuprofen verilebilir. Her ikisi de vücudun enfeksiyonlarla mücadelesine karışmadan, sadece ateşi düşürmeye yarar. Asetaminofen ve ibuprofenin bir arada verilmemesine dikkat etmek ve her iki ilacı da çocuğun yaşına göre doğru dozda vermek gerekir.
  • Verilen ilacın içeriği kontrol edilmelidir. Bazı soğuk algınlığı ve öksürük ilaçlarında ateş düşürücü maddeler de bulunmaktadır. Böyle durumlarda ayrıca asetaminofen veya ibuprofen verilmemesi gerekir.
  • Bebeğe ve çocuğa hiçbir zaman aspirin verilmemelidir. Asetilsalisilik asit çocuklarda Reye sendromunun görülme riskini artırır. Bu hastalık çocuğun karaciğer ve beynine zarar verir.

İlaca rağmen ateş düşmezse ne yapmalıyım?

İlacı aldıktan 45 dakika sonra ateş hâlâ düşmemişse ya verilen dozda veya kullanılan ölçekte bir yanlışlık vardır ya da çocuğun vücudu bu ilaca cevap vermiyordur. Bu durumda başka bir ilaç önermesi için doktoru tekrar arayıp, durumu bildirmek gerekir.

Ateş sürekli olarak yeniden yükseliyorsa ne yapabilirim?

Vücut enfeksiyondan tamamen arınana kadar ateşli olma durumu devam edecektir. Bu durum 2-3 gün sürebilir. Grip vakalarında ateşin 7 gün bile sürdüğü görülür. Eğer bakteriyel bir enfeksiyon nedeniyle antibiyotik tedavisi yapılıyorsa ateşin 48 saat içinde düşmesi beklenir.

Ateşli havale nedir? En sık hangi yaşlarda olur?

Febril konvülsiyon, “ateşle gelen havale” olarak bilinir. Çocukluk yaş grubunda en sık karşılaşılan havale geçirme durumudur. Ateşi yükselen bir çocuğun havale geçirmesi, ailede veya havale geçiren çocuğu görenlerde belirgin bir paniğe yol açmasına rağmen, genel olarak çocuğun geleceğini tehdit etmeyen, gelip geçici bir olaydır. Genellikle 3 ay ile 5 yaş arasında görülür. Ateşli havalelerde herhangi bir kafa içi, beyinle ilgili bir enfeksiyon yoktur ve havale beyin enfeksiyonundan bağımsız olarak, ateşle ilişkili olarak ortaya çıkar. Ateşli havaleler 5 yaşından küçük çocukların %2-5’inde görülür. Ateşli havalelerin gerçek epileptik (sara hastalığı) nöbetlerden ayrılması gerekir. Epileptik nöbetler “ateşsiz” nöbetlerdir ve tekrarlama eğilimleri vardır. Ateşli havalelerde, ateş kolaylaştırıcı bir faktördür ve bu çocuklarda ateşin yükselmesine özel olarak hassas olan çocuklardır. Ateşli havaleler genellikle 6 ay altında ve 5 yaşından sonra görülmezler. En sık olarak yaşamın 14-18. ayları arasında ve erkek çocuklarda daha yüksek oranda görülürler.

Bebekler neden ateşli havale geçirir?

Ateşli havale geçirmenin nedeni tam olarak kesinleşmiş değildir. Halen bazı teoriler, öngörüler mevcuttur. Ateşli havale geçiren çocukların ateşe karşı havale geçirme eşiklerinin düşük olduğu düşünülmektedir. Bu eşiği düşüren nedenler araştırılmaktadır. Kan ve beyin omurilik sıvısında çinko düzeyindeki değişiklikler, enfeksiyon vakalarında bu değişikliklerin belirginleşmesi sorumlu tutulan nedenlerden biridir. Ayrıca beyindeki sıvı elektrolit dengesinin tam olarak olgunlaşmamış olması, ateşin yükselmesi sırasında beynin hassasiyetini artıran bazı maddelerin salınımı, beyinden epifiz bezinden salgılanan melatonin hormonundaki değişiklikler, havale öncesinde “glutamat” denilen maddenin artışı, ateşli havalenin başlamasını kolaylaştıran faktörler olarak tartışılmaktadır.

Ateşli havalelerde ateşin yükselme hızı, sıvı – elektrolit dengesizliği, mikropların salgıladığı toksinler (zehirli maddeler), antialerjik bazı ajanlar ve özellikle böbrek yetmezliği olan hastalarda yüksek doz penisilin kullanılması hazırlayıcı faktörler olabilir. Ateşli havaleler, genellikle ateşin yükselme hızıyla ilgilidir ve vücut ısısı 39 0C veya daha yüksekse görülür. Bununla beraber, havale eşiği düşük çocuklarda daha düşük ateş derecelerinde de havale görülebilir. Ateşli havaleler, ateşin yükselmeye başladığı dönemde de ortaya çıkabilir.

Ateşli havalede gelecekte ne olur?

Bu, aileleri en çok endişelendiren ve merak ettiren sorudur.

  • Ateşli havale geçiren bir çocukta tekrarlama riski ortalama %33 kadardır.
  • İkinci tekrar %50 oranında ilk 6 ay içinde, %75 oranında ilk 1 yıl, %90 oranında ilk 2 yıl içinde olmaktadır.
  • İlk nöbet 1 yaştan küçükken geçirilmişse tekrarlama riski %50’nin üzerindedir.
  • İlk nöbet 3 yaşından sonra geçirilmişse tekrarlama riski %20’ye düşmektedir.
  • 4 yaşında tekrarlama riski -15 civarındadır.
  • Ateşli havale geçiren çocukların %60’ı havaleyi sadece bir kez geçirir.
  • Komplike ateşli havale, ateşli havale geçiren çocukların %20’sini teşkil eder.

Ateşli havale geçiren çocukta ileride epilepsi (sara hastalığı) gelişir mi?

Ateşli havalelerin epilepsiye dönüşme riski en çok tartışılan ve aileyi en çok tedirgin eden konudur. Ateşli havale geçiren çocuğun ailesinde epileptik şahıs varsa, nöbetler komplike tipte ise ve havaleden sonra nörolojik sorun çıkmışsa epilepsi riski artar. Normal popülasyonda epilepsi riski %0,5 iken, ateşli havale geçirenlerde epilepsi gelişme riski %4 kadardır. Yani topluma göre 8 kat yüksektir. Aileyle ilgili risk faktörlerinin yanı sıra, ateşli havalenin tekrarlaması, ateş süresinin kısalığı da ateşsiz havale riskini artırmaktadır.

Vücudun belli bir yerinde “fokal” nöbet varsa, nöbet uzun sürmüşse ve çocukta mental-motor gerilik mevcutsa ileride epilepsi gelişmesinde önemli risk oluşturur.

Reklam

Ateş 4 günde düşmezse hemen doktora!

Güncelleme Tarihi:

Hazan AKÖZ IŞIK [email protected]

Oluşturulma Tarihi: Aralık 25, 2022 07:00

LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi

Önceki yıllarda viral hastalıkların iyileşme süreci yaklaşık bir haftayken bu sene semptomlar kolay kolay geçmiyor. COVID-19, influenza, RSV virüslerinin yanı sıra İngiltere’de çocuk ölümlerine neden olan strep A gibi bakterilerden söz ediliyor. Üstelik belirtileri de birbirine benziyor. Uzmanlara bu hastalıkları birbirinden nasıl ayıracağımızı, testlerini, aşıları olup olmadığını sorduk.

Haberin Devamı

Viral enfeksiyonlar kış döneminde arttı. Maske ve mesafe kurallarına dikkat edilmediği için hastalıklar daha kolay bulaşıyor. Öksürük ve boğaz ağrısı gibi semptomlar artık 1 haftada geçmiyor. COVID-19, influenza, RSV, strep A gibi rahatsızlıkların belirtileribirbirine karıştırılıyor. Academic Hospital Başhekimi, iç hastalıkları uzmanı Dr. Türkan Özer’in söylediğine göre bu yıl en çok görülen üst ve alt solunum yolu enfeksiyonları soğuk algınlığı, farenjit, akut bronşit ve zatürre. En sık rastlanan virüslerse Influenza, COVID-19 ve RSV. Ayrıca adenovirüsler ve streptekok A (strep A) bakterilerinin neden olduğu rahatsızlıklara da rastlanıyor.

Liv Hospital, iç hastalıkları uzmanı Dr. Yavuz Öztürker domuz gribi, kuş gribi olarak da bilinen influenza A grubu viral enfeksiyonların arttığını belirtiyor.

Haberin Devamı

Acıbadem Bağdat Tıp Merkezi, çocuk sağlığı ve hastalıkları uzmanı Dr. Huri Aydoğan da bu yıl çocuklarda özellikle influenza A’nın çok daha zorlayıcı geçtiğini belirtiyor. 

Belirtiler neler?

* Influenza virüsünde 40 dereceyi bulan ateş, kemik, eklem, vücut ve baş ağrıları gözlemleniyor.

* COVID-19 ve nezle, boğaz ağrısı ve kuru öksürükle başlıyor, sonra balgamlı öksürüğe çevire- biliyor.

* Adenovirüs gözleri etkiliyor, konjonktivite neden oluyor boğaz ağrısı ve öksürük de görülüyor.

* RSV’de de boğaz ağrısı, öksürük ve ateş şikâyetleri yaşanıyor.

Belirtileri birbirine karıştırılabiliyor. Ancak viral enfeksiyonlarda 3-4 günden sonra ateşin düşmesi gerekir. Eğer 4 gün sonra devam ediyorsa doktora gidilmeli. Hangi virüsün etkili olduğunu anlamanın en iyi yolu test sonuçlarıyla muayene bulgularını birleştirmek.

‘RSV solunum sıkıntısına yol açıyor’

* Özellikle 1 yaş altındaki çocukları etkileyen RSV hastalığında bu sene artış var. Solunum sıkıntısına ve hastaneye yatışa sebep olabiliyor. (Aydoğan)

* RSV virüsü özellikle çocuklarda bronşiolit dediğimiz akciğer enfeksiyonlarına yol açıyor. Normalde Influenza üst solunum yollarında enfeksiyon yapıyor ancak şu anda influenza A ile RSV arasında bir işbirliği var. Bağışıklık sistemi aslında influenzayı tanıyor fakat influenza, RSV’yi kullanarak bağışıklıktan kaçabiliyor. Bu sayede RSV ile birlikte akciğerin alt bölümlerine kadar gidip çok daha şiddetli enfeksiyona neden olabiliyor. (Öztürker)

Haberin Devamı

* Herhangi bir spesifik tedavi yöntemi olmayan RSV’de semptomlara ve hastalığın seyrine göre tedavi planlanıyor. (Özer)

 'Influenza A zorlu geçiyor’

*Bu yıl sıklığı artan enfeksiyonlarda özellikle influenza A biraz daha zorlu geçiyor. Bu hastalık zatürre, bronşit, sinüzit, orta kulak iltihabına; nadiren de beyin sinir sisteminde ve kalp kasında hasara neden olabiliyor. (Aydoğan)

* Influenza (grip) gibi viral hastalıkların 7 gün sürdüğü artık eski bir bilgi. Bu sene bu virüs enfeksiyonları maalesef bir haftadan daha uzun sürüyor. Hatta 1 aya kadar semptomlar devam ediyor. Altta yatan hastalığı olanlarda ve 65 yaş üzerinde bu virüsler daha etkili oluyor. Influenza virüsünün tedavisinde antiviral ajanımız var ancak ilk 24 saatte uygulamaya başlanması başarı oranını arttırıyor. (Özer)

Haberin Devamı

‘Strep A kalbe zarar verebilir’

* Halk arasında BETA mikrobu olarak bilinen Strep A bakterisi, özellikle çocuklarda bademcikleri tutuyor. Kalbe ve böbreklere de zarar verebiliyor. Kalpte romatizmal ateş denen bir hastalığa yol açabiliyor ve bu da kalıcı hasar bırakabiliyor. ‘Çocukluk romatizması’ olarak da biliniyor. Mutlaka uygun şekilde tedavi edilmesi gerekiyor. (Öztürker)

* Genellikle 3-15 yaş arasında görülen strep A erken tanı ve uygun antibiyotiklerle önlenebiliyor. Ancak geç kalınırsa ölüm riski taşıyor. (Aydoğan)

* Çoğunlukla çocuklarda ve gençlerde görülen Strep A, bu sene erişkin insanları da etkilemeye başladı. (Özer)

‘COVID-19 diğer virüslerle karıştırılıyor’

Haberin Devamı

* COVID-19 artık normal bir gribal enfeksiyon gibi seyrediyor ve diğer virüslerle karıştırılabiliyor. Bugün 65 yaş üzerindekilerin tedavisinde molnupiravir Covid tedavisi veriyoruz. 65 yaş altı bireylerde de vitamin desteği, semptomatik tedavi ve hastaneye yatışı gerekiyorsa buna yönelik tedaviler uyguluyoruz. COVID-19 ve tüm diğer viral hastalıklardan korunmak için maske, mesafe ve hijyen önlemleri elden bırakılmamalı. Kapalı alanlardan mümkün olduğunca uzak durulmalı. Düzenli fiziksel aktivite yapılmalı, dengeli beslenmeli, bol su içilmeli, D vitamini seviyesi yüksek tutulmalı, sigara ve alkolden uzak durulmalı, düzenli uyumaya da özen gösterilmeli. (Özer)

Haberin Devamı

 Önlemek için ne yapmalı?

 * COVID-19, influenza, RSV virüslerinin ve strep A’nın laboratuvarda tanı ve testi mevcut. (Özer)

* Influenza’yı önlemek için özellikle risk grubundaki hastalara grip aşısı yapılabilir.

* RSV virüsünden korunmak için gebelik haftası 29 haftadan küçük prematüreler, 1 yaşından küçükler, kronik akciğer hastalığı olanlar gibi yüksek riskli bebeklere ayda bir antikor verilmesi öneriliyor.

* COVID-19’un riskini azaltmak için aşı olmalıyız. Ancak Strep A için henüz bir aşı yok. (Aydoğan)

‘Pandemi sonrası daha hızlı bulaşıyor’

* Strep A, COVID-19, influenza ve RSV gibi hastalıklar önceki yıllara göre bizleri çok daha fazla etkiliyor. Özellikle son 3 yılda pandeminin etkisiyle COVID-19 dışındaki enfeksiyonlarda belirgin bir azalma görülmüştü. Ancak pandemi sonrası diğer enfeksiyonlar daha hızlı bulaşabiliyor. Hastaların şikayetleri de daha uzun sürüyor. (Öztürker)

* Çocukların sıklıkla hasta olmalarının sebebi, bu bakteri ve virüslerin hepsinin aynı zamanda yaygın olması. Yani çocuklarımız bir hastalığı geçiriyor, hemen ardından diğerini kapıyor. Bu yüzden hiç iyileşmiyor gibi görünüyorlar. (Aydoğan)

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır