Yavuz Sultan Selimin Mısır seferinin ardından İstanbula getirilen, sonraki dönemlerde sayısı sürekli artarak paha biçilmez bir hazine haline gelen Kutsal Emanetler, yıldır korunduğu ve sergilendiği Topkapı Sarayındaki Has Odada, Ramazan ayında daha çok ziyaretçi çekiyor.
Hz. Muhammedin hırkası, sakalı, Uhud Savaşında kırılan dişinin saklandığı mahfaza, ayak izi, mektupları, oku ve kılıcı, su içtiği kabı, Hz. İbrahimin tenceresi, Hz. Musanın asası, Hz. Davud, Hz. Ali, Hz. Ebubekir ve Hz. Ömerin kılıcı, Hz. Yusufun cübbesi, Hz. Fatmaya ait gömlek, hırka, seccade ve sandık gibi Peygamber asrının kokusunu ve bereketini bugüne taşıyan yüzlerce emanet, Topkapı Sarayı Kutsal Emanetler Dairesinde sergileniyor.
Peygamberlerin özel eşyalarının yanında Mekke ve Medineye ait parçalardan oluşan eserlerin de teşhir edildiği Kutsal Emanetler Dairesi, 24 saat okunan Kuran-ı Kerim eşliğinde ziyaretçileri ağırlıyor.
Topkapı Sarayı Müzesi Başkanı Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Enderun avlusundaki Kutsal Emanetler Dairesinin padişahlar tarafından kullanılan Fatih Sultan Mehmet zamanındaki Has Odada olduğunu, buranın padişahın özel hayatını geçirdiği alan olarak bilindiğini söyledi.
Küçükaşcı, Mısır seferinden sonra Peygambere ait mukaddes eşyaların İstanbula getirildiğini anımsatarak, mukaddes eşyaların o zamandan beri bu odada muhafaza edildiğini belirtti. Küçükaşçı, mekanın, yüzyıldan itibaren de sadece mukaddes emanetlerin sergilendiği alan olarak kullanıldığını vurguladı.
Odanın bir anlamda Topkapı Sarayının özel alanı olduğunu vurgulayan Küçükaşcı, şöyle devam etti:
Evlenme, padişah cenazeleri, padişah çocuklarının sünnet merasimleri, ramazan ayında Hırka-i Saadet ziyaretleri, kandiller, dini günler ve bayram törenleri burada yapılıyor. Hatta padişahlar tahta çıktıklarında da ilk cülus töreni buradan başlıyor. den beri mukaddes emanetlerin buraya getirilmesiyle birlikte Peygambere ait eşyalar burada sergilenmeye başlıyor. Osmanlı padişahları, Yavuz Sultan Selimin Mısır seferinden sonra bu eserlerin toplanması için özel ilgi göstermiş. Peygambere yakın olmanın, ona tabi olmanın, onun yolundan gitmenin bir gereği olarak eşyalar burada özel bir ihtimamla korunmuş.
Hz. Osmanın Kuranı Ramazanda sergiye çıkıyor
Prof. Dr. Mustafa Sabri Küçükaşcı, Kutsal Emanetler Dairesindeki Peygamberin şair Kab Bin Züheyreye hediye ettiği Hırka-i Saadet olarak bilinen hırkasının saltanat sembollerinden birisi haline geldiğini ifade ederek, Peygamberin sahabesi tarafından toplanan saç ve sakal tellerinin bir kısmının da Sakalı Şerif adıyla muhafaza edildiğini anımsattı.
Name-i Saadet olarak bilinen Peygamberin mektuplarının da sergilendiğini anlatan Küçükaşcı, dairede Peygamberin hayatının geçtiği Mekke ve Medineye ait Kabe örtüsü ve oluğu gibi eşyaların da yer aldığını kaydetti.
Hz. Osmanın Mushafı olarak bilinen Kuran-ı Kerimin de kutsal eşyalar arasında olduğunu dile getiren Küçükaşcı, Bu Kuran-ı Kerim çok özel bir muhafaza istediği için sadece ramazan aylarında sergiye konuluyor. Mukaddes emanetlere Osmanlı sanat ve kültürünün yansıması, hazinesi olarak da bakmak gerekir. Bunların muhafaza edildikleri örtüler, bohçalar, mahfazalar da dairedeki envanterde yer aldığı için kadar eşya var. Eserlerin büyük bir çoğunluğu da sergileniyor. diye konuştu.
Sarayın en çok ilgi gören yeri
Prof. Dr. Küçükaşcı, Has Odanın zamanla bazı değişikliklere uğradığını, giriş kapısının üzerinde hattat olan 3. Ahmet tarafından Kelime-i Tevhid yazıldığını belirterek, içeride ise Kaside-i Bürde başta olmak üzere Kuran-ı Kerimden bazı ayetlerin de hat örnekleri olarak çinilerle birlikte süslendiğini anlattı.
Mukaddes emanetlerin her zaman ilgi gördüğünü vurgulayan Küçükaşcı, Saraya gelen ziyaretçilerin tamamına yakını burayı ziyaret etmek istiyor. Yerli ve yabancı ziyaretçiler de dahil olmak üzere Topkapı Sarayının en çok ilgi gören yeri burası. Aynı anda kapıda birkaç kuyruk oluyor. Ramazan ayında ise ziyaretçiler daha da artıyor. Burayı ziyaret etmek bir anlamda Hz. Peygambere yakın olmanın da aracı olarak görünüyor. Manevi bir tarafı var. Burada asıl olan eşyalar değil, Peygambere ve sünnetine olan bağlılıktır. ifadelerini kullandı.
(funduszeue.info)