kulaktan kulağa cümleleri kısa / Kulaktan Kulağa Yayılmak Deyiminin Anlamı Ve İlgili Cümleler - Eğitim Platformu

Kulaktan Kulağa Cümleleri Kısa

kulaktan kulağa cümleleri kısa

Annesinin o gün kulağına fısıldadığı; yıllar sonra bir akademisyen olduğunda “erkeklik çalışmaları” alanında tamamlayacağı tezinin çıkış noktasını oluşturan sözleri anımsayamıyordu ama güçlenmişti.

Arkadaşlık teklifi…

Yoğun bir iş gününün ardından, üstüne geçirdiği saten pijaması, gelişigüzel toplanmış saçları, elinde bir kadeh şarapla kanepeye uzanmış, dizüstü bilgisayarından Facebook sayfasına bakmaktaydı. Teklifin kimden geldiğini anlamak için ikona tıkladı. Kaya… Elbette hemen tanıdı. Farenin üzerindeki eli bir an için durakladı. Sayfayı açıp profil resimlerine baktı. Fazla yaşlanmamıştı. Epeyce hoş, hatta enikonu yakışıklıydı. Albüm resimlerini merakla inceledi. Evli. Sekiz dokuz yaşlarında bir çocuk. Mutlu bir aile tablosu Adamın oğlu ile bir okul etkinliğinde kameraya gülümserken yakından çekilmiş olan fotoğrafı Sena’yı soğuk ve güneşli tipik bir Ankara gününe fırlatıp attı.

İlkokul. Bahçede, çocukların oyun alanının dışında kalan kuytu bir köşe. Çöp bidonları, üst üste yığılı kullanılmış mukavva, kırık sandalye ve işe yaramaz hale gelipsağa sola atılmış okul malzemeleri. Bütün bu pislik ve mezbeleliğin ortasında, parlak mavi gökyüzünün altında, başlarının üstünde birer güneşten hare, keskin çöp kokularıyla sarmalanıp birbirine sarılmış, formalı iki çocuk. Oğlan, gelini kucağına alarak eşikten geçiren damatlar gibi bir koluyla kızı dizlerinin altından kavrarken öteki eliyle sırtına sarılmış. Kızın kolları oğlanın boynuna dolanmış… Akşamları evlerinde ailecek izlenen romantik aşk filmlerine özenip, hayallerinde o sahnelere hiç öykünemez mi çocuklar? Kendilerini sinemanın büyülü dünyasına bırakıp gözlerini kapadılar. Oğlan kızı öptü. Dudakları birbirine değdiği anda başlarını sağa sola hareket ettirdiler. Durup bakıştıseafoodplus.info öpüştüler. Sena gülüseafoodplus.info Sena’yı kucağından indirdi. Ciddi bir ifadeyle yüzüne baktı, elleri ile ağzının çevresini kapadı ve kulağına doğru eğilerek fısıldadı.

“Söylemek yok. Tek bir kişiye bile! Anladın mı?”

Tehditkâr ifadesi büyüde ağır bir gedik açtı. Sena önüne baktı. Sessizce başını salladı.

Teneffüslerde diğer çocuklar gruplar halinde kovalamaca, top, seksek, ip atlama gibi oyunlar oynarlarken onlar dikdörtgen avlu şeklindeki bahçenin karşılıklı iki kenarında birbirlerine bakıp gülümseyerek koşmayı âdet edindiler. Çember çizerek koşmak, çöplükteki gizli buluşma öncesi ritüelleriydi. Bu “aşık”çılık oyununu icat ederken, bir ihtimal, romantik aşk filmlerinde hülyalı gözlerle bakışan sevdalıların, kamera hareketi nedeniyle dönermiş izlenimini uyandıran görüntülerine özenmişlerdi.

“Hadi söyle.”

Sena en yakın kız arkadaşı Didem ile birlikte tahtanın önündeydi. Ders boş geçtiğinden öğrenciler sınıfta oyalanmakta, kimileri sıraların arasında koşuşturmakta, itişmekte, bazı çocuklar ise oturdukları yerde vakit geçirmekteydiler. Gülümseyerek bakışlarını kaçırdı. Gururlu ve gizemli bir ifadesi vardı. Konuşup konuşmamak konusunda kararsızdı. Didem sabırsız ve heyecanlı bir şekilde omuzlarını tutup sarsarak:

“Allah kuran çarpsın, iki gözüm önüme aksın ki hiç kimseye söylemem. Hadi söyle, hadi!”

Sena daha fazla kendini tutamadı. İki eliyle ağzının çevresini sararak arkadaşının kulağına fısıldadı. Söylenenleri dinlerken Didem’in yüzünden büyük bir heyecan dalgası geçti. Arkadaşı ellerini aşağı indirip geri çekildiği anda, sınıfın ortasında, müthiş bir haber vermek üzereymişçesine deli gibi bağırmaya başladı:

“Arkadaşlarrrr!”

Sena telaşa kapılarak Didem’e yalvaran gözlerle baktı. İfadesindeki çaresizlik Didem’i daha da kışkırtmış gibiydi. “Söylesem mi söylemesem mi” dercesine Sena’ya bir bakış attı ama bir taraftan da arkadaşını avucuna almış olmanın tadını çıkardığı, onu iki dudağının arasından çıkacak sözcüklere mahkûm etmenin vermiş olduğu iktidar gücünden başı döndüğünden, susmaya niyetinin olmadığı her halinden belliydi.

“Kaya Sena’yı”

Sena, Didem’in üstüne atılarak susturmaya, ağzını kapamaya çalıştı. Boğuşmaya başladılar. Arkadaşı, Sena’nın ağzına bastırdığı ellerinin arasından zorlukla bağırmaya devam etti:

“Öpmüşşş Hem de”

En sonunda Sena’yı hızla iterek kollarından kurtulmayı başardı ve haykırdı:

“Dudaktannn!”

Sınıftaki hareketlilik bıçak gibi kesildi.Çocuklar durdu. Oyunlarını, kavgalarını bırakıp ağır bir sessizlikle Sena’ya baktılar. Sessizlik; saate vurulduğunda birkaç dakika, yürek ölçüsüyle sonsuzca uzundu. Sena başlangıçta şaşırdı, sonra sanki herkesin ortasında çıplak kalmışçasına bir utanca kapıldı. Yavaş, neredeyse ağır çekim hareketlerle, boynu bükük sırasına doğru yürüdü. Yolunun üstünde duran arkadaşları perişan haldeki Sena’yı küçümseyen ifadelerle süzüp açılarak kenara çekildiler. Ne de olsa hepsi, oturma odalarında çerez yiyerek izledikleri eski Türk filmlerinden iffetini kaybetmiş, damgalanmış olan “esas kadın”a nasıl davranılması gerektiğini öğrenmişlerdi. Yerine geçmeden önce arka çaprazında oturan Kaya’ya baktı. Kalbi küt küt atmakta, arkadaşının yüzünde, ona sırtını dönmeyeceğine dair bir işaret aramaktaydı. Kaya bakışlarını öteye çevirdi. Aldırışsız bir ifadeyle pencereden dışarı baktı. Sena yerine oturdu. Başını önüne eğdi.

Artık okulda yalnızdı. Arkadaşları bahçede, koridorlarda aralarından geçen Sena’yı küçümseyerek süzüp arkalarını dönerek oyunlarına devam ettiler. Popüler çocuklara özgü bir kendini beğenmişlik içindeki Kaya o günden sonra bahçeye çıkan Sena’yı görmezden seafoodplus.infoızlık zordu. Günler sonra Sena, cesaretini toplayarak biraz ileride iki kız arkadaşıyla seksek oynayan Didem’e yanaştı. Arkadaşına düşmanca bir bakış atan Didem, ellerini boru gibi yapıp ağzının kenarlarını kapatarak yanındaki kızın kulağına bir şeyler fısıldadı. Gülüşmeye başladılar. Kız, elindeki taşı heyecanla yere atıp, Didem’in söylediklerini yanlarındaki diğer arkadaşına da aynı şekilde fısıldayarak nakletti. Hep birlikte Sena’ya sırtlarını dönüp neşeli tavırlarla sınıflarına doğru koştular. Sena arkalarından bakakaldı. Aldırmıyormuş gibi görünmeye çalışarak seksek taşını eline aldı.Kendi kendine oynamaya başladı.

“Anne”

Sena ayıcıklı pijamaları ile iki kişilik yatağın üstünde, bir davete gitmek üzere hazırlanmakta olan annesini seyretmekteydi. Soğuk görünüyordu fakat etkileyiciydi. Güzeldi. Sandre sarı saçlarını sımsıkı topuz yapmış; aynada kendini süzerek iri taşlı, sallantılı küpelerini takmaktaydı. Kızını duymamıştı. Üzerinde bedenine oturan, dekoltesi derin seksi bir tuvalet, kendinden oldukça memnun, konuşmasalar da; kızının kendisini, hazırlanmasını izlediğinin bilincinde, ona bir kadınlık gösterisi sunmaktaydı. Uzun dikdörtgen şeklindeki şifonyerin üstü makyaj malzemeleri, içi takılarla dolu şık bir mücevher kutusu ve parfüm şişeleriyle doluydu. Parfüm şişelerinden birini eline aldı. Sıkarken aynadan kendisini seyreden kızının aksi gördü. 

“Ben çok kötü bir şey yaptım.”

Makyajının son rötuşlarını tamamlamakta olan anne kendiyle meşguldü. İlgisiz bir sesle sordu:

“Ne yaptın?”

Sena yanıt vermedi. Aynadaki aksinden kızının başı önünde ağlamakta olduğunu gören annenin ilgisi bu sefer Sena’ya dönmüştü. Biraz telaşlandı fakat belli etmemeye çalışarak aynaya arkasını döndü. Sena’nın yanına yaklaşıp, yatağa oturdu, yanağını okşayarak sordu:

“Ne oldu canım?”

Sena, önüne bakmayı sürdürüyor, yanıt vermiyordu. Anne biraz düşündü. Kızının çenesini kaldırıp gözlerinin içine baktı.

“Kulağıma söylemek ister misin?”

Sena bir an kararsız kaldı. Annesinin yüzünü inceledi. Kadın kızını rahatlatmaya, durumu hafifletmeye çalışmaktaydı. Oyuncu bir ifade takınarak birazdan muzip bir şeyler duyacakmış gibi baktı. Sena cesaret kazandı. Aynı okuldaki arkadaşına, Didem’e yaptığı gibi, iki eliyle ağzının çevresini sararak annesinin kulağına dışarıdan duyulamayacak şekilde fısıldadı.

“Ah! Bu muydu?”

Kadının yüzünden belli belirsiz bir kaygı ifadesi geçti. Bir şeyler söylemenin zamanı gelmiş fakat buna hazırlıksız yakalanmış gibi hafifçe içini çekerek sırt üstü yatağa uzandı. Kızının başını göğsüne yaslayarak saçlarını okşadı. Söze nasıl başlaması gerektiği konusunda kararsızlık, ilk cümleyi kurmadan önce bir tedirginlik yaşar gibiydi. Sena ile göz göze geldiler. Gülümsedi. Kulaktan kulağa oyunundalarmış, kendisine daha önce fısıldananları aktarmak üzereymiş gibi iki elini kıvırıp ağzının kenarlarını kapattı. Kızının kulağına eğildi ve fısıldadı.

Ne söylediği duyulmadı. Ancak bu esnada Sena’nın yüzünde başta çok belirgin olan endişe; önce hüzün sonra şaşkınlık, anlayış ve en sonunda da gülümsemeye dönüştü. Sadece kadınların dâhil olduğu bir tarikatın kadim bilgilerini annesinden devralmış, erginlenmiş gibiydi. Anne-kız artık Sena’nın da vâkıf olduğu bu kadınlık bilisinden kaynaklanan ortaklaşmayla kıkırdamaya ve gülüşmeye başladılar.

Annesinin o gün kulağına fısıldadığı; yıllar sonra bir akademisyen olduğunda erk, iktidar ve korkaklık üzerine kavramsallaştırıp “erkeklik çalışmaları” alanında tamamlayacağı tezinin çıkış noktasını oluşturan sözlerinin bütün detaylarını şimdi tam olarak anımsayamıyordu ama iyileşmişti, güçlenmişti. Kendi kendine gülümsedi. Fareye tıklayarak Kaya’nın arkadaşlık teklifini kabul etti. Sigara paketinden bir sigara çıkarıp yaktı. Arkasına yaslandı. O sırada sohbet kutusu açıldı. Ekranda pırıltılı bir taç ikonu belirdi. Sena taca bakıp güldü. Yanıt vermedi. Sigarasından bir nefes çekti ve başını geriye atarak dumanını havaya doğru üfledi.

Dumanların arasında yerde halının üstüne oturmuş hummalı bir şekilde çalışmakta olan bir kız çocuğu belirdi. Çevresinde elişi kâğıtları, renkli kartonlar, boya kalemleri ve yapıştırıcı; elindeki makas ile kartonu kesmekte, kestikçe kartonun üst tarafında ters üçgen şeklinde tırtıklar belirmekteydi.

İşini bitirdiğinde annesinin odasına girdi. Karton tacını şifonyerin üstüne, süslenme malzemelerinin yanına bıraktı. Annesinin makyaj kutusundan bir ruj seçti. Koyu kırmızı. Aynaya doğru eğildi. Ruju, defalarca üstünden geçip iyice koyulaştırarak dudağına sürdü.

Ertesi sabah okula gittiler. Başında karton tacı… o gün annesi şık bir etek-ceket giymişti. Saçları atkuyruğu, makyajı natürel, kulağında inci küpeleri ve elinde adalet talep edenlerin resmi belgelerini koyduğu bir evrak çantası vardı. Okulun girişinde karşılıklı durdular.

“Emin misin?”

Sena, başını salladı. Anne kızının hafifçe çarpılan tacını elleriyle düzeltti ve sevgiyle gülümsedi.

“Peki kızım.”

Sena okula doğru yürüdü. Koridordan geçip merdivenleri çıkarak sınıfına doğru yürümeye başladı. Başı dik, omuzları gerideydi. Hareketleri belirgin bir özgüven sergilemekteydi. Merdivenlerde, koridorlarda kendi aralarında oynamakta olan Kaya ve diğer sınıf arkadaşları yanlarından geçerken büyük bir şaşkınlıkla Sena’nın başındaki taca baktılar. Karton tacın önünde rujlu dudakların bastırılmasıyla oluşturulmuş koyu kırmızı kocaman bir dudak izi vardı. Birkaç kişi dudak izini işaret ederek aralarında fısıldaştı. Sena hiç aldırış etmedi. Fısıldaşmalardan neredeyse marazi bir şekilde zevk alıyor ve kendisiyle gurur duyuyordu. Sınıfa girdi. Telaşla arkasından içeri koşan Kaya ile göz göze geldiler. Sena abartılı jestlerle alaylı bir şekilde reverans yaptı. Kaya donakalmıştı. Bir şeyler söyleyecek gibi oldu fakat arkasından içeri giren sınıf arkadaşlarından çekinerek sustu. Sena, küçümser bir ifadeyle dudağını bükerek başını çevirdi. Sırasına oturup arkasına yaslandı.

Sigara dumanı dağıldı. Ekrandaki sohbet kutusunda bu sefer kulak ikonuyla birlikte yeni bir mesaj belirdi.

“Sır tutar mısın?”

Sena merakla ekrana baktı.

“Sakın kimseye söyleme.”

Ekranda Kaya’nın mesaj yazmaya devam ettiğine dair küçük baloncuklar göründü.

“Korkmuştum. Biliyor musun?”

Sena’nın “Evet, biliyorum.” diyen yüz ifadesi Kaya’yı sessizce yanıtlar gibiydi.

Ekranda yeni bir ikon daha belirdi:

Elinde çiçeklerle reverans yapan bir adam.

“Öpücüklerin kraliçesine”

Sena gülümsedi. Öne diz üstü bilgisayarına doğru eğildi. Arkasına yaslandığında sohbet ekranında Sena’nın yanıtı belirmişti. Büyüyerek bütün ekranı kaplayan kırmızı bir dudak ikonu.

BELMA FIRAT KİMDİR 
’da doğdu. ODTÜ’de ekonomi, Boğaziçi Üniversitesi’nde felsefe okudu. Üniversite yıllarında ODTÜ Oyuncuları bünyesinde tiyatro ve dramaturji çalışmalarında bulundu. Çeşitli edebiyat dergilerinde öyküleri yayımlandı. Kaos GL’nin Kadın Kadına Öykü Yarışması’nda yılında üçüncülük, yılında birincilik ödüllerini aldı. İthaki Yayınları “GİO Ödülleri Seçilmiş Öyküler”, Esen Kitap “Düşlerin İzinde: GİO Ödülleri Seçilmiş Öyküler”, seafoodplus.info “O Yaz: Yazına Kurmaca Bir Bakış”, NotaBene Yayınları “Direniş Öyküleri”, Yitik Ülke Yayınları “Göç Öyküleri”, seafoodplus.info “Kadınlı Erkekli” öykü seçkilerinde ve İTEF Şehir ve Yolculuk antolojisinde öyküleriyle yer aldı. “Alışın Buradayız” isimli ilk öykü kitabı yılında, “Kuyuda” isimli ikinci öykü kitabı yılında NotaBene Yayınları tarafından yayımlandı. Mimar Sinan Güzel Sanatlar Üniversitesi’nde felsefe derslerine devam etmektedir.

#günün öyküsü

Büyüklerin kulaktan kulağa oyunu: Dedikodu

Dedikodu, çocukken severek oynad&#;&#;&#;m&#;z ‘kulaktan kula&#;a’ oyununa benzetebilirsiniz. Oyuna ba&#;layan&#;n söyledi&#;i cümle 5 dakika içinde 10 ki&#;inin kulaktan kula&#;a ayn&#; cümleyi söylemesiyle devam eder. Ancak, bu kulaktan kula&#;a tekrarlama s&#;ras&#;nda birileri cümleyi yanl&#;&#; duyar ve yanl&#;&#; iletir, yanl&#;&#;lar yeni yanl&#;&#;lar&#; do&#;urur… derken ki&#;i ilk ki&#;inin söyledi&#;iyle alakas&#; olmayan, bamba&#;ka bir cümleyi yüksek sesle söyler. &#;&#;te dedikoduda bu oyuna benzer.

Büyüklerin dünyas&#;nda da konu&#;ulan&#; de&#;i&#;tiren ki&#;ilerin ille kötü niyetli olmas&#; gerekmez, heyecanla payla&#;t&#;klar&#; hikayeyi güzelle&#;tirmek veya daha ilgi çekici hale getirmek için kendilerinden bir&#;eyler katarlar.

Kurumsal ileti&#;im denince ilk etapta akl&#;m&#;za dedikodu gelmez. Ancak, küçükten büyü&#;e, yerliden yabanc&#;ya her &#;irkette dedikodu var olan bir gerçektir. Yöneticiler ço&#;unlukla dedikoduyu kötülüklerin kayna&#;&#; olarak görürler. Dedikodu herkese zarar veren sak&#;n&#;lmas&#; gereken bir&#;eydir. Çok az yönetici dedikodunun &#;irketiçi ileti&#;imin iyile&#;tirilmesi ve daha etkin bir yönetim sa&#;lanmas&#;nda yap&#;c&#; bir rol oynayabilece&#;ine inan&#;r.

&#;irketiçi dedikoduyu kesmeye çal&#;&#;mak insanlar&#;n birbirleriyle olan diyalogunu k&#;s&#;tlamak, bask&#; olu&#;turmak ve ki&#;ilerin kendilerini rahats&#;z hissetmelerine yol açmakla sonuçlanabilir. Birço&#;umuz insiyaki olarak herhangi bir kötü niyet gütmeden birbirimize ki&#;iler ve olaylar hakk&#;nda duyduklar&#;m&#;z&#; söyleriz. Kad&#;n  veya erkek, çal&#;&#;an veya yönetici olmam&#;z dedikodu yapmayaca&#;&#;m&#;z&#; göstermez. Birçok informal bilgiyi ofis emailleri ve memolar yerine yan masan&#;zda oturan i&#; arkada&#;&#;n&#;zdan duyars&#;n&#;z, &#;irkette ne olup bitti&#;ini, hangi departmanda kimlerin terfi etti&#;ini bu yolla ö&#;renirsiniz. Bugün önemli bir bilgiyi di&#;er departmandan arkada&#;&#;n&#;z size f&#;s&#;ldarken, yar&#;n onun ilgisini çeken bir bilgiyi siz ona verirsiniz. Bu &#;ekilde, i&#; arkada&#;l&#;klar&#; sa&#;lamla&#;&#;r, kar&#;&#;n&#;zdaki ki&#;iye güvenebilece&#;inizi hissedersiniz.

Dedikoduyu kimler, nerede yapar?

&#;&#;yerinde dedikoduyu bir yönetim arac&#; olarak lehinize çevirebilmek için dedikodunun dinamiklerine hakim olman&#;z gerekir. Örne&#;in, en büyük efsanelerden biri, kad&#;nlar&#;n erkeklerden daha fazla dedikodu yapt&#;&#;&#;d&#;r.  Belki erkekler ‘dedikodu’ yapt&#;klar&#;n&#; itiraf etmezler, konu&#;malar&#;n&#;n ad&#;n&#; ‘fikir al&#;&#;veri&#;i’ veya ‘tart&#;&#;ma’ gibi daha profesyonel isimlerle süslerler ancak konu&#;malar&#;n içeri&#;i kad&#;nlar&#;nkine oldukça benzerdir.

Bir di&#;er efsane, dedikodu yapmak için seçilen yerlerin ço&#;u zaman tuvaletler ve kafeterya gibi ortak alanlar oldu&#;u üzerinedir, ancak dedikodunun önemine ve gizlilik derecesine göre konu&#;ulan yerlerin de hususi yerler olmas&#;na özen gösterilir. Örne&#;in, özel ofisler ve toplant&#; odalar&#; gibi kapal&#; kap&#;lar&#;n ard&#;nda konu&#;ulmas&#;na dikkat edilir. Güvenlik sadece mekanlarda de&#;il, dedikodunun verilme &#;ekliyle de kar&#;&#;m&#;za ç&#;kar. Örne&#;in, gizli bir bilginin email veya mesaj yoluyla yaz&#;ya dökülmesi dedikodunun yanl&#;&#; ellere geçmesine sebep olabilir.

Nedir en çok ilgi gören dedikodu konular&#;? Maa&#;lar, terfiler, &#;irketiçi ili&#;kiler, yeni i&#;e al&#;mlar, i&#;ten ayr&#;lanlar… &#;irkette ne kadar üst düzey konumdaysan&#;z, hayat&#;n&#;z, &#;irketiçi ba&#;ar&#;lar&#;n&#;z, maa&#;&#;n&#;z daha çok insan&#;n ilgisini çeker. Bu durum aynen ünlülere kar&#;&#; duydu&#;umuz ilgiye benzer. Göze çarpan insanlar&#;n neler yapt&#;&#;&#;n&#;, ne söyledi&#;ini ve ya&#;ad&#;klar&#;n&#; daha çok merak eder, ö&#;renmek isteriz.

Dedikodunun yararlar&#; yok de&#;il…

Ço&#;u yönetici taraf&#;ndan profesyonellik d&#;&#;&#; görülen dedikodu kuruma ve yönetime beklenilenin aksine yarar sa&#;layabilir.

Yönetici olarak dedikodu çarklar&#;n&#; nas&#;l kendi yarar&#;n&#;z için çevirebilirsiniz?

1. Dedikodu kaynaklar&#;n&#;n yard&#;m&#;yla yeni bir fikri test edin.

Öncelikle, dedikodu kaynaklar&#;n&#; belirlemelisiniz. Kimdir dedikodu çarklar&#;n&#; çeviren kilit ki&#;iler? Ço&#;u &#;irkette temizlikçiler, çayc&#;lar ve sekreterler… çünkü bu ki&#;iler i&#;leri gere&#;i farkl&#; düzeylerde çal&#;&#;anlarla günde birkaç kez temas halindedir. Hangi toplant&#;ya kimlerin kat&#;ld&#;&#;&#;, konu&#;ulan konular&#;n bir bölümü, gelen telefonlar vb. gözlerinin önünde olur. Dedikodunun yararlar&#;n&#; görmek için bu ki&#;ilerden yararlanabilirsiniz. Örne&#;in, yeni bir fikri veya &#;irketin yeni bir uygulamas&#;n&#; test etmek için bu ki&#;ilerin dedikodu kanal&#;na ba&#;vurabilirsiniz. Testin sonucunun güvenilir olabilmesi için basit bir mesaj içermesine özen gösterin. Aksi takdirde, dedikodu insandan insana yay&#;ld&#;&#;&#; için a&#;&#;n sonunda bamba&#;ka bir noktaya gelmi&#; ve amac&#;ndan uzakla&#;m&#;&#; olabilir.

2. Dedikoduya ku&#;kuyla yakla&#;&#;n, güvenilirli&#;inden emin olmaya çal&#;&#;&#;n.

Kaynaklar&#; ço&#;unlukla belli olmad&#;&#;&#;ndan dedikoduya her zaman ku&#;kuyla yakla&#;makta yarar vard&#;r. Do&#;rulu&#;undan emin olmadan duyduklar&#;n&#;z üzerine harekete geçmek sizi tehlikeye sokacakt&#;r. Dedikodu ço&#;u zaman direkt kayna&#;&#;ndan de&#;il de, kulaktan kula&#;a en az birkaç ki&#;inin yorumuyla size ula&#;&#;r. Bu noktada hangi detaylar&#;n gerçek hangilerinin ki&#;ilerin bire bin katarak süsledi&#;i hikayeler oldu&#;unu ay&#;rt etmek her zaman kolay olmaz.

Dedikodunun do&#;rulu&#;unu çe&#;itli kaynaklardan teyit etseniz bile, bu gizli bilgiyi bir i&#; arkada&#;&#;n&#;zla payla&#;madan önce dü&#;ünmelisiniz. Siz s&#;r saklamada çok ba&#;ar&#;l&#; olabilirsiniz ancak herkesin sizin kadar ketum olmas&#;n&#; bekleyemezsiniz. Bu bilgi size nas&#;l geldiyse, sizden sonra da &#;irket içinde yay&#;lmaya devam edecektir. Üstelik ki&#;ilere ‘bunu nerden duydun?’ denildi&#;inde siz de dedikodu kaynaklar&#;ndan biri olarak gösterileceksiniz.

3. Dedikodu yöneticiler için bir te&#;his koyma arac&#; olarak kullan&#;labilir.

Bir kula&#;&#;n&#;z&#;n çal&#;&#;anlar&#;n konu&#;tuklar&#;nda olmas&#; informal bilgi kaynaklar&#;n&#; da takip etmenizi sa&#;lar.  Böylece, durum tespiti yapmak, sorunlar&#; gidermek ve çözüm bulmak için tek yolunuz çal&#;&#;anlar&#;n&#;zdan formal geribildirimler almakla s&#;n&#;rl&#; de&#;ildir.  Çal&#;&#;anlar&#;n&#;n endi&#;elerini, s&#;k&#;nt&#;lar&#;n&#;, birbiriyle ilgili dü&#;üncelerini, ili&#;kilerini yak&#;ndan tan&#;mak ve sorunlar&#; karma&#;&#;k hale gelmeden çözmek üzerine bir düzen kurabilirsiniz. Çal&#;&#;anlar&#;n&#;n bak&#;&#; aç&#;lar&#;n&#; ve konulara göre duru&#;lar&#;n&#; alg&#;layan yönetici çal&#;&#;anlar&#;n ihtiyaçlar&#;na odaklanan uygulamalar geli&#;tirebilir ve sorunlar&#; kökünden çözebilir.

4. Çal&#;&#;anlar&#;n&#;zla ilgili izlenim edinirken olumlu dedikodulara da kulak verin.

Dedikodu denince hep kötü söylentiler akl&#;m&#;za gelir. En basit tan&#;m&#;yla iki ki&#;inin bir üçüncü ki&#;iyi çeki&#;tirmesi, onun hakk&#;nda duyduklar&#;n&#; kendi aralar&#;nda konu&#;malar&#;d&#;r.  Üçüncü ki&#;i konu&#;maya dahil olmad&#;&#;&#;ndan söz hakk&#; da olmaz. Oysa, dedikodu iyi söylentiler de içerebilir.  Bir ki&#;inin ba&#;ar&#;l&#; sunumu, performans de&#;erlendirmesi, amirleri taraf&#;ndan te&#;vik edilmesi hep i&#; çevrelerinde konu&#;ulan konular aras&#;ndad&#;r.

Örne&#;in, pazarlama departman&#;na yeni ba&#;layan Bo&#;aziçi’li Mehmet’le ilgili ne dü&#;ünüyorsun? sorusuna verilen cevap:

a. Ak&#;ll&#; bir çocuk. &#;lk günden itibaren i&#;i ö&#;renmek için hevesle çal&#;&#;&#;yor, gerekti&#;inde mesaiye kal&#;yor, çal&#;&#;ma arkada&#;lar&#;na destek olmak için ekstra i&#; yapmaktan kaç&#;nm&#;yor. Güleryüzlü ve sayg&#;l&#;.

Ya da

b. Kendine dönük bir tarz&#; var. &#;&#; verilmedi&#;i zaman internette geziniyor, arkada&#;lar&#;yla chat yap&#;yor. &#;&#;in d&#;&#;&#;nda sosyal ancak i&#;e tam anlam&#;yla kendini vermiyor.

Bu iki farkl&#; yorum dedikodu çevrelerinden Mehmet’in yöneticilerine gelebilir. Ço&#;u zaman da ki&#;inin günlük hal ve tavr&#;n&#; oldu&#;u gibi gösteren informal izlenimler içerdi&#;inden ki&#;inin performans de&#;erlendirmesini etkileyecek niteliktedir.

5. Dedikodu konu&#;ma h&#;z&#;yla ilerleyen ayakl&#; bir haber arac&#;d&#;r. Haberleri ne kadar can kula&#;&#;yla dinlerseniz, o kadar istihbarat sahibi olursunuz. Yönetti&#;iniz elemanlar&#;n dilek ve &#;ikayetlerini dolayl&#; yollardan ö&#;renmekle kalmaz, kurumunuzun içinde oldu&#;u sektördeki geli&#;melerle ilgili de haber al&#;rs&#;n&#;z. Haberdar olmak, bir savunma stratejisi geli&#;tirmek için önemli bir ad&#;md&#;r. Böylece, &#;irketin gelece&#;ine etki edecek kritik kararlar&#; zaman&#;nda alabilirsiniz.

Dedikodu yönetim için onca de&#;erli veri içerirken, neden dedikoduyu yöneticiler bir tehdit olarak görüyor?

Kötü dedikodular&#;n çal&#;&#;ma ortam&#;n&#; tamamen etkisi alt&#;na almas&#; ki&#;ilerin performans&#;n&#; dü&#;ürecek bir durumdur. Ki&#;iler dedikodulardan huzursuzluk duyarlar, çal&#;&#;ma arkada&#;lar&#;na güven duyamaz hale gelirler, çe&#;itli grupla&#;malara dahil olmak veya kendilerini izole etmek aras&#;nda bocalarlar. &#;&#;yerinde gerginlik t&#;rman&#;r. Sürekli hakk&#;nda konu&#;ulan ki&#;ilerin itibarlar&#; zedelenir, i&#;e gitmek istemezler, gün içinde verimsiz geçirdikleri saatler artar. Bu ki&#;iler belli bir süre mücadele ettikten sonra, ya i&#;ten ayr&#;l&#;rlar ya da ç&#;kar&#;l&#;rlar.

Dedikodu, manipüle edilebilen güçlü bir bilgi kayna&#;&#;d&#;r. Dedikoduyu yönetenler yöneticinin kar&#;&#;s&#;na ç&#;kan otoriteler haline gelirler. &#;&#;yerinde verimlili&#;i dü&#;ürmek, güvensiz ve moralsiz bir ortam yaratmak için yönetime kar&#;&#; tav&#;r alabilirler. Bu tür durumlara olanak verilirse, i&#;yerinde negatif enerji artar, ki&#;iler sinirli ve savunmac&#; bir kimli&#;e bürünürler. Yönetici ak&#;lc&#; stratejiler geli&#;tirmezse, departman&#;ndaki bütünlü&#;ü kaybeder, çal&#;&#;anlar&#;n&#;n sorunlar&#;na çözüm bulamaz hale gelir.

 

&#;&#;te bu sebeplerden dolay&#;, dedikoduyu iyi ve kötü yönleriyle de&#;erlendirdikten sonra, dedikodunun zararlar&#;n&#;n a&#;&#;r bast&#;&#;&#;na karar veren yöneticilerin say&#;s&#; az&#;msanamayacak kadar çoktur.

Dedikoduyu nas&#;l önlemeli?

Siz de bu yöneticilerden biriyseniz, hedefiniz dedikoduyu önlemek – en az&#;ndan azaltmak – olmal&#;d&#;r.

- Dedikoduyu önlemek için yapman&#;z gereken formal ileti&#;im yöntemlerini geli&#;tirmek ve çal&#;&#;anlar taraf&#;ndan tercih edilir hale getirmektir.

- Çal&#;&#;anlar yönetime kolayl&#;kla ula&#;abilmelidir. Gerek yöneticinin davran&#;&#;lar&#; gerekse &#;irket politikas&#; çal&#;&#;an&#;n s&#;k&#;nt&#; çekti&#;i zaman yöneticisinin kap&#;s&#;n&#; çalmas&#;n&#; te&#;vik etmelidir.

- Çal&#;&#;anlar &#;irket i&#;leyi&#;inde daha kat&#;l&#;mc&#; roller oynamal&#;d&#;r. Örne&#;in, yeni projelere yarat&#;c&#; fikirleriyle kat&#;labilmelidirler. Fikirleri &#;irket içinde kullan&#;ld&#;&#;&#;nda ise, ödüllendirilmelidirler. Bu tür uygulamalar çal&#;&#;anlarla yönetim aras&#;ndaki mesafeyi azaltacak ve ki&#;ilerin sürekli diyalog halinde olmalar&#;n&#; sa&#;layacakt&#;r.

- Çal&#;&#;anlar&#;n dedikodu yoluyla ö&#;renmeye al&#;&#;&#;k olduklar&#; yenilikler, atamalar, &#;irketiçi de&#;i&#;iklikler gibi bilgileri direkt yöneticilerinin toplant&#;larda anons etmeleri spekülasyonlar&#; azaltacakt&#;r.

- Dedikodu kaynaklar&#;n&#;n bilgi toplama yetenekleri &#;irketin yarar&#;na kullan&#;labilir. Örne&#;in, rakiplerle ilgili bilgiler, sektörel geli&#;meler bu ki&#;ilerin sorumlulu&#;u haline getirilebilir.

 

seafoodplus.info

 

Bu konularda ilginizi çekebilir

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir