Ekleyen: seafoodplus.info Okunma Sayısı:
Saygıdeğer Müdürüm
Değerli öğretmen arkadaşlarım
Ve Sevgili öğrenciler
Kutlu doğum haftası münasebetiyle düzenlemiş olduğumuz programa hoş geldiniz. Alemlere rahmet olarak gönderilen Sevgili peygamberimiz Hz. Muhammed(sav)’in doğum yıldönümünün; tüm insanlığa barış , huzur , mutluluk ve adalet getirmesi dileğiyle sözlerime başlıyorum.
Peygamberimiz;seafoodplus.infoed;( s.a.v.)insanlar içinden seçilmiş,inanlara karşı çok şefkatli ;ve merhametli bir Peygamberdir.
Bundan tam yıl önce insanlık Cahiliye devrini yaşıyordu. İnsanlar hak, adalet, dürüstlük gibi kavramları unutmuştu. Güçlü zayıfı eziyordu. Kız çocuğuna sahip olmak utanç vesilesi olduğundan diri diri toprağa gömülürdü. Yirimi üç yıllık peygamberlik süreci sonunda cahiliye devrinin karanlık günlerinden, karıncayı bile incitmekten çekinen insanlardan oluşan saadet asrının güneşinin tüm dünyayı aydınlattığını görüyoruz. Bu kadar kısa bir zaman diliminde bu kadar büyük değişimin mimarı tabiî ki alemlere rahmet olarak gönderilen Hz. Muhammed (sav)’di.
Sevgili Peygamberimiz hayatı boyunca insanları aldatmaya yönelik hiçbir iş yapmamıştır. O hiç yalan söylememiş, insanların mallarına el uzatmamış, haksız yere cana kıymamıştır. Sevgili Peygamberimiz bir hadislerinde bu hususu şöyle dile getirmektedir. "Müslüman, insanların elinden ve dilinden güvende olduğu kimsedir”;
Özü sözü bir olan peygamberimiz, kendisi için istediğini ümmeti için istemiştir ve bu hususta şöyle demiştir. "Hiçbiriniz kendisi için istediğini Müslüman kardeşi için istemedikçe (gerçek anlamda) iman etmiş olamaz”
Sevgili Peygamberimizin ahlaki vasıflarından biride yapmış olduğu bütün işlerinde merhamet duygusunun olmasıydı. Ağzından hiçbir zaman kaba bir söz çıkmamış, hiç kimsenin kalbini kırmamış, her hareketinde merhameti ön plana çıkarmış ve bizlere merhametli olmamızı öğütlemiştir.
Sevgili Peygamberimizin , söylediği ve yaptığı işler hayatı boyunca uyum içinde olduğu için yaşadığı toplumda örnek bir kişi olarak gösterilmiş ve kendisine Muhammed’ül Emin denilmiştir.
İnsanlara hangi inançtan olursa olsun sırf insan olduğu için değer vermiştir. Nitekim bir Yahudi cenazesi geçerken ayağa kalkmış saygı göstermiş, kendisine cenazenin bir Yahudiye ait olduğu söylendiğinde;o kişinin insan olmasının saygı gösterilmesi için yeter bir sebep olduğunu beyan etmiştir.
Medineye hicret ettiğinde orada yaşayan Yahudi kabileleri ile vatandaşlık anlaşması yapmış ve farklı inançlara sahip insanların bir arada yaşayabileceğinin en güzel örneklerini bizlere sunmuştur.
Her zaman affedici olmuş, Mekkenin fethinde, daha önce kendisine her türlü eziyeti yapan müşriklere ceza vermek yerine hepsini affetmiştir.
Sevgili Peygamberimiz sadece dinin tebliği için vazifelendirilmiş değildir. İslam Dininin yaşantıya aktarılış şeklini, dünyada yaşantımızı nasıl şekillendireceğimizi, hangi prensipleri yerine getirirsek kendimizin, toplumda hayat sürdürdüğümüz insanlarla beraber Rabbimizin razı olacağı bir hayatı yine O’nun hayatından öğrenmekteyiz.
Muhabbetten Muhammed oldu hasıl, Muhammedsiz muhabbetten ne hasıl.
Muhabbet eğer içinde O varsa güzeldir. Evet, bugün bizleri bu güzel ortamda burada buluşturan neden, kendisini anlatmaya kelimelerin kifayetsiz kaldığı sevgililer sevgilisine, şefkat abidesine duyduğumuz sevgi ve özlemdir.
Hayatın gayesinin , yaratılışın mânâsının silindiği yok olduğu, her şeyin mânâsız görüldüğü bir ortamda başıboşluk ve hüzün girdaplarında boğulmaya yüz tutmuş; yy. insanı; maddi anlamda çağlar atlayıp bütün ihtiyaçlarını karşılamış ama ruhunu paslandırmış ve çürütmüştür. İşte biz böyle bir zamanda yaşıyoruz. Bugün ; artık Ruhlar birşey bekliyor, maneviyata aç gönüllerimiz, her şeyin madde olmadığını anlatan bir nur istiyor. Her şeye rağmen, ruh ve mânâ kökleri sağlam; fıtratlarındaki saflığı , temizliği barındıran insanoğlu, er ya da geç dönüp dolaşıp O’nun şefkat ve merhamet ikliminde buluşmalı , yeni bir dirilişe ermeli ve dünyaya yeniden sevgiyi , barışı getirmelidir diye düşünüyorum. İnşallah O’nu anmak için tertiplediğimiz bu program okyanusta damla misali de olsa kalplerimizde manevi bir uyanışın oluşmasına, Peygamberimizin sünnetinin hayatımızda yol gösteren bir kandil olmasına ve O’nun bize öğrettiği İslamî prensiplerin zerrelerimize kadar hayatımıza aksederek dünya ve ahiret mutluluğumuza vesile olması dileklerimle konuşmama burada son vermek istiyorum . Yunus Emre’nin dilindeki aşk peygamberine, Mevlana’nın dilindeki rahmet peygamberine, Ahmet Yesevi’nin dilindeki hikmet peygamberine, Hacı Bektaş-ı Veli’nin dilindeki sevgi ve şefkat peygamberine selam olsun. Peygamberimizin (s.a.v) kutlu doğumu hepimize güzellikler getirsin. Teşriflerinizden ötürü sizlere tekrar şükranlarımı sunarım.
Alem teyakkuzdaydı, efendisine hazırlanıyordu her bir zerre. Abdullah’ın yetimine. Amine’nin göz bebeğine. Abdulmüttalib’in seçilmişine… Doğmadan bekleniyordu daha. Kimi büyük bir neşeyle gelişini gözlüyor, kimi çekeceğin sıkıntılarına üzülüyordu.
Bir bahardı efendim gelişin. Gelişinle gidecekler vardı, gitmesi gerekenler. Kurtulanlar, kurtulması gerekenler vardı, ölenler vardı, ölümden dönmesi gerekenler. Ezilenler vardı ezilmekten kurtulması gerekenler. Diri diri gömülenler vardı, kendisini gömen babasının üzerindeki tozları silkeleyerek gömülenler.
Gelişindi efendim kutlu olan, doğumundu kutlu doğum. Sana hazırlanamadık belki Tubbalı gibi, canımız yanmadı Varaka gibi, eman veremedik Ebu Talip gibi. İsa gibi müjdeleyemedik seni, diyarlarımızda bekleneni yapamadık, gündemimize alamadık, güncelleyemedik söylediklerini, şekilden ibaret sandık sana benzemeyi, çağımıza getiremedik seni. Gönül Kabemizdeki kin ve hırs putlarımızı yıkamadık, saflığımızı muhafaza edemedik, gölümüzü dalgalandırdık suyunu bulandırdık, sütun duruşlu kibirlerimizi yerle bir edemedik, doymak bilmeyen nefsimizin gıybet ateşini söndüremedik.
Ya Rasulallah, her şeye rağmen biz seni çok sevdik. Adın anıldığında salatü selam ettik ellerimizi kalbimize götürerek. Çiçekleri biz aldık, teninin kokusu bildiğimiz gülü sana adadık. Seni görmeden sevdik, görseler daha çok severlerdi dediğin topluluktan olduk, adının anıldığı yerlerde olduk, her bir peygamberin ümmeti için senden şefaat dileyeceği gün, ümmetin olarak şefaatine talip olduk. Kıyamet günü kevserinin başında, meclisinde bize de yer verir misin efendim?
Sayın Okul Müdürüm,
Çok Kıymetli Hanımefendi ve Beyefendiler,
Adatepe Ortaokulu idareci, öğretmen ve öğrencilerinin düzenlemiş olduğu Peygamberimizi Anma Programına hoş geldiniz. Programa teşrifinizden dolayı okulumuz adına teşekkür ediyor, sevgi ve saygıyla selamlıyorum.
Şimdi programın akışını arz ediyorum:
Hiç Böyle Bir Dostunuz Oldu Mu? Yazısının okunması.
Peygamberimizin Şemailinin Okunması
Gel Ey Nebi adlı şiir İlahi Korosu Ödül Töreni Kapanış
Şimdi sizleri aziz şehitlerimiz ve din büyüklerimiz için saygı duruşuna ve akabinde İstiklal Marşımızı söylemeye davet ediyorum…
Sunucu:
Gördüğüm günden beri ey gül-i rânâ seni,
Gözlerim yollarda ol gözleri elâ seni..
İstemem kalsın artık gönlümde gül arzûsu,
Ararım her yerde ey kâmet-i bâlâ seni.
Sarmışdı rûhumu köyünün anber kokusu,
Dolaştığım her yerde duymuştum cânâ seni..
Bahçenin içindeki yemyeşil fistanınla,
Gördüm güzeller arasında müstesnâ seni
Şimdi Kur’an-ı Kerim okumak üzere 7/A öğrencilerinden Fatih GAZİ buraya davet ediyorum.
SUNUCU:
Bu güzel Kur’an ziyafeti için öğrencimize teşekkür ediyoruz.
Sunucu:
Dün, gece olmuş, sonra güneş doğmuştu
Şimdi gece oluyor, güneş doğmuyor efendim
Hep karanlıkta kalmak çok zor
Gündüz güneşsiz olmuyor efendim.
Karanlıklar devam ediyor, artıyor
Doğanlar artık senin gibi doğmuyor efendim
Ölümler de bir tuhaf oldu
Kimse senin gibi ölmüyor efendim
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Şimdi de günün anlam ve önemini belirten konuşmayı yapmak üzere okul müdürümüz Cengiz EYİOĞLU’nu buraya davet ediyorum.
Sunucu:
Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından,
Ne olur Sana ulaşmam için kanadından;
Bana bir tüy ver pervaz edeyim hep ardından..
Kalbim bir güvercin kalbi gibi titrerken adından.
Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül;
Gel o bayıltan renklerinle gönlüme dökül!
Vaktidir ağlayan gözlerimin içine gül!.
Ey kupkuru çölleri cennete çeviren gül!
Değerli misafirlerimiz şimdi Peygamberimiz (sav) insanlığı onurlandırmasıyla ilgili slaytı izleyeceğiz.
Sunucu:
Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh,
Kapının ayrılmaz kuludur ya Resûlallâh!
Beklemez bir başka iltifât Sana erenler,
Semtin iltifat buğuludur ya Resûlallâh!
Gönül gözleriyle bir kere seni görenler,
Onlar ruhların bir koludur ya Resûlallâh!
Şimdi de okulumuz öğrencilerinden oluşan koroyu ilahilerini seslendirmeleri için buraya davet ediyorum.
Sunucu:
Uçuşur ikliminde altın kanatlı kuşlar,
İklimin kuşların yoludur ya Resûlallâh!
Cennet yamaçları gibidir orda ufuklar,
Cemâlin bu ufkun tülüdür ya Resûlallâh!
Sana ermek imanlı gönüllerin rüyâsı,
Seni bilmeyenler ölüdür ya Resûlallâh!
Vuslatın, bu garip kıtmîrin her dem hülyâsı,
Bu benim gönlümün gülüdür ya Resûlallâh!
Şimdi sizlere Seda KAYA Peygamberimizin hayatından bir kesit sunacak ardından da Yetim Kızı ilahisini seslendirmek için Münire İNCE’yi sahneye alacağız.
Sunucu:
Gül kokun vardı, yaşadığın müddetçe
Şimdi güller gül gibi kokmuyor efendim
Bu kâinata yeniden sen gerek,
Çünkü sensiz olmuyor efendim.
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Şimdi de “Gelseydin” şiirini seslendirmek için Ayşegül Çatal ve zülbiye Öztaşı Buraya davet ediyorum.
SUNUCU:
Seni anıyoruz kalbimizle,gönlümüzle,dilimizle
Sensiz günümüz geçmiyor efendim
Seni sevmeyenler yüzünden taş yağacak üstümüze
Bundan mıdır acaba,hiç çilemiz bitmiyor efendim.
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Tekrar ilahi koromuzu sahneye alacağız…
Sunucu:
Gece olunca gündüzü , gündüz ise geceyi arar olduk
Bu kainat sensiz, düzene girmiyor efendim
Ağlamaktan göz pınarlarımız kurudu
Gözümüzden yaş dinmiyor efendim
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Peygamberimiz (sav) anlatan yazıyı okumak üzere Habib BAYRAK’ı buraya davet ediyorum.
Sunucu:
Ay desem nûruna, aydan daha parlaksın Sen.
Su desem, cümle sulardan daha berraksın Sen.
Şaşırıp inci desem, inci de Senden doğuyor.
Sade bir katresi deryâ gibi ırmaksın Sen.
Gül desem, ey yüce mahbûb, terinin damlası o
Neye teşbih edeyim, mahzar-ı levlâksın Sen.
Ey Rauf, anneler evlada dönüp bakmazken,
Bir Rahimsin ki, bütün aleme kundaksın Sen
Şimdi de okulumuz öğrencilerinden Emrah KESKİN’i “Peygamberimizin Şemailini” anlatmak için buraya davet ediyorum.
Sunucu:
Mevsimlere bir haller oldu,sıcak soğuğa karıştı
Eskisi gibi gökten, rahmet inmiyor efendim
Doğumunla sönen ateşler, yeniden alevlendi
Küfrün ateşi, sensiz sönmüyor efendim.
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Şimdi de 7/B sınıfından Kader GAZİ’yi “Ey Nebi” adlı şiiri seslendirmesi için buraya davet ediyorum.
Sunucu:
Okuduğumuzu anlamıyor,söyleneni duymuyoruz
Kulaklarımız sağır,gözlerimiz kör oldu efendim
Hiç bu kadar yanmamış, hiç bu kadar pişmemiştik.
Yandık tutuştuk, yüreğimiz kor oldu efendim.
Gel ey Muhammed yeniden gel
Aleme rahmet olarak gel
Gül Ahmet olarak gel
Okulumuz ilahi korosunu tekrar davet ediyorum..
Sunucu:
Değerli velilerimiz ;
Okulumuzda Perşembe günü Peygamberimiz(sav) in hayaıyla ilgili bir yarışma yapıldı. Şimdi dereceye girenlerin ödül töreni olacak. Dereceye giren öğrencileri buraya davet ediyorum.
Ödüllerini vermek üzere Muhtarımızı, okul aile birliği başkanımızı Müdürümüz Cengiz EYİOĞLU’nu buraya davet ediyorum.
SUNUCU:
Andolsun ki, Resûlullah, sizin için, Allah'a ve ahiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikredenler için güzel bir örnektir.(Ahzab 21? Rabbimizin buyurduğu üzere, Peygamberimiz bizim için en güzel örnektir. Rabbim, hepimize yolunun yolcusu olmayı nasip etsin.
Kıymetli Misafirler “Peygamberimizi Anma Programı” burada sona ermiştir. Programımıza teşrif ettiğiniz ve bizi sabırla dinlediğiniz için hepinize teşekkür ederiz. Allah’a emanet olun…