sadaka i cariye hadisi / Sadaka-i cariye - Dinimiz İslam

Sadaka I Cariye Hadisi

sadaka i cariye hadisi

Öldükten sonra amel defterimiz kapanır mı? Sadaka-i cariye hakkında bilgi verir misiniz? Bazı kişiler eğer bu dünyada anılacak bir şey (cami, çeşme vb) yaptırırsak, ölsek dahi sevap alacağımızı söylüyor

Değerli kardeşimiz,

Sadaka, geniş anlamıyla nafile olarak yapılan hayır ve hasenâtı, insan ve hayvanlara yapılan iyilik, lütuf ve ihsanları, hatta insanların gönlünü hoş eden güzel söz ve davranışları kapsamına alır. Sadaka-i câriye, vakfedilmiş sadaka ile diğer hayır ve hasenât bu niteliktedir.

Sadaka-i câriye, sürekli ecir getiren sadaka anlamına gelir. Bir hadiste sürekli ecir kaynağı olan ameller şöyle belirlenir:

"İnsan öldüğü zaman amel işlemesi kesilir. Ancak üç şey bundan müstesnadır. Sadaka-i cariye, kendisinden yararlanılan ilim veya kendisine hayır dua eden salih çocuk." (Dârimi, Mukaddime, 46).

Bu hadiste zikredilen sadaka-i câriye; yol, köprü, çeşme, mescid, yoksullar için aş evi, hastahane ve okul gibi hayır yerlerini kapsamına alır. İnsanlar bu gibi yerlerden yararlandığı sürece, bunları yaptıranlar, yapılmasına sebep olanlar, yol gösterenler ve destek olanlar, gerek sağlıklarında ve gerekse vefatlarından sonra ecir almaya devam ederler.

Yararlı bir ilim bırakan da, bu ilimden, kitaptan, keşif ve icattan toplum yararlandıkça, mü'min olmak şartıyla, sürekli olarak ecir alır. Nitekim ilim, irfan ve irşatlarıyla toplumda iyi bir çığır açanın büyük mükafatına kötü çığır açanın da günahına hadiste şöyle yer verilir:

"Kim iyi bir çığır açarsa, bununla amel edenlerin ecri kadar ecri bu çığırı açan alır. Kötü bir çığır açan da, bununla amel edenlerin günahı kadar günahı yüklenir." (1Müslim, İlim, 15; Zekât, 69; Nesâî, Zekât, 64; İbn Mâce, Mukaddime,14; Dârimî, Mukaddime, 44; Ahmed b. Hanbel, IV, , , ).

Dine ve topluma yararlı bir çocuk yetiştirmek de, toplum bu çocuktan yararlandıkça, onun yetişmesinde katkısı bulunan anne, baba, hoca gibi kimselerin sürekli ecir almalarına bir sebeptir.

Vakfedilen gayrimenkuller de sadaka-i cariye niteliğindedir. Vakıfnâmedeki esaslara göre, hayır yönü işletildiği sürece, vakfedene ecir gelmeye devam eder. Önceki asırlarda büyük han, hamam, medrese, dükkân ve çarşıların vakıf olarak topluma kazandırılması, mâliklerinin sürekli bir ecre nail olma istekleri yüzündendir.

Ölen Kimse Adına Sadaka Vermek Caiz midir?

Bazı ibadet ve taatların ölen bir kimse adına yapılması mümkün ve caizdir. Bunların sevabı ölüye ulaşır. Ölü nâmına verilen sadakalar başta gelir.

Hz. Peygamber (asm)'e bir adam gelerek şöyle demiştir:

"Ey Allah'ın elçisi! Annem ansızın öldü, vasiyet de etmedi. Öyle sanıyorum ki, konuşmuş olsa sadaka verilmesini vasiyet ederdi. Acaba onun adına ben sadaka versem, anneme sevap olur mu?" demiş. Hz. Peygamber (asm);

"Evet!.." cevabını vermiştir." (Buhârî, Cenâiz, 95; Vesâyâ, 19; Müslim, Zekât, 51; Vasiyye, 12, 13; Ebû Dâvud, Vesâyâ, 15; Nesâî, Vesâyâ, 7).

Hz. Enes (r.a), Rasûlüllah (asm)'e;

"Biz ölülerimize dua ediyor, onlar adına sadaka veriyor ve haccediyoruz. Acaba bunların sevabı onlara ulaşıyor mu?" diye sormuş, Allah elçisi şöyle cevap vermiştir:

"Şüphesiz, onlara ulaşır ve onlar sizden birinizin hediyeye sevindiği gibi ona sevinirler." (Sahih-i Müslim Terceme ve Şerhi, V, ).

Hanefilere göre, bağışlanan her çeşit ibadetin sevabı ölülere ulaşır. Ancak ölen kimse namına zekât, adak, hac gibi mali yönü olan ibadetleri ifa etmek mümkün ise de; namaz, oruç gibi ibadetleri onun namına ifa yeterli değildir. Bunların bizzat hayatta iken ifası gerekir. Çünkü bu ibadetler, ferdi, beden ve ruh bakımından olgunlaştırır, olumlu etkileri bizzat bunları yapanların kendilerinde görülür. Başkalarının bunları yapmasıyla asıl yükümlü üzerindeki fayda sağlanmış olmaz.

İlave bilgiler için tıklayınız:

Öldükten sonra amel defterleri kapanmayan üç kimse kimlerdir?..

SADAKA

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

-
seafoodplus.info altında yayınlanan yazıların tüm hakları mahfuzdur. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi yazıların tamamı izinsiz kullanılamaz.

Sadaka-i cariye nedir ve farz mıdır? Sadaka-i cariye &#;eşitleri ve &#;rnekleri ile h&#;km&#;

Haberin Devamı

Sadaka-ı Cariye, İslam aleminde var olan ve sadaka çeşitlerinden sayılan bir sadaka türüdür.

Sadaka-ı Cariye Nedir?

 Bir Müslüman'ın öldükten sonra da amel defterinin açık olmasına vesile olan ve sevapların amel defterine yazılmasını mümkün kılan "sadaka-i cariye" Hz. Peygamber tarafından da çok sık dile getirilmiştir. Sadaka-i cariye Müslüman'ın maddi durumuna göre Allah yolunda harcadığı her şeyi kapsar.

 Hayırlı bir evlat bırakmak da sadaka-i cariye kabul edilir, insanlığa faydalı bir kitap bırakmak da sadaka-i cariyedir. Bir camii inşaatı için cüzi miktarda bağış yapmak bile sadaka-i cariye kabul edilir. Bir çeşme için bir parça toprağı bağışlamak da sadaka-i cariyedir.

 Maddi durumu elverişli olmayan bir kimse vefat ettikten sonra hayırlı evlatlar ve kendisi için dua eden aile fertleri bırakmışsa bu da sadaka-i cariye olabilmektedir. Ölenin ailesi ve evlatları, ölmüşleri için dua eder, af ve mağfiret dilerlerse bu da sadaka-i cariyedir. Ölmüş aile fertleri ya da kimseler için dua etmek, istiğfarda bulunmak, onların ruhları için Kuran okumak ya da okutmak da sadaka-i cariye kapsamında sayılmaktadır.

Haberin Devamı

Sadaka-ı Cariye Farz mıdır?

 Sadaka-i cariye özellikle geçmiş zamanlarda Osmanlı hanedanı tarafından pek sevilmiştir. Sultanlar, valideler ve eşleri tarafından Hicaz'a kadar camiler, yollar, köprüler ve çeşmeler yaptırılıp su kuyuları açtırılmıştır. Başta İstanbul olmak üzere İmparatorluk topraklarının Edirne, Bursa gibi şehirlerinde yaptırılan camiler, mescit, medrese, han ve çeşmeler genellikle sadaka-i cariye olarak yaptırılmıştır. Sadece hanedan mensupları değil, varlıklı insanlar da vakfiye kurmak suretiyle öldükten sonra bile amel defterleri açık olsun, sevap kazansınlar diye vakıflara hanlar, mescitler, hayratlar bağışlamışlardır. Günümüzde yüzyıllardır var olan yine binlerce vakıflardan bunu kolaylıkla anlamak mümkündür.

 Sadaka-i cariyenin yanlış bir düşünce ile "farz "olduğu zannedilmektedir. Halbuki İslam alimlerinin de sık sık vurguladıkları gibi "sadaka-i cariye" çok kıymetli bir değerdir ama asla farz değildir. Bir ibadetin namaz gibi, oruç gibi farz olabilmesi için Allah'u Teala tarafından bildirilmiş olması gerekir. Oysa "sadaka-i cariye" bu şekilde Müslümanlara farz kılınmış bir ibadet değildir. Farz olduğunun düşünülmesi yüzyıllardır özellikle Türkler arasında pek sevilmesi ve rağbet edilmiş olmasındandır.

Haberin Devamı

 Sadaka-i cariye her ne kadar farz bir ibadet değilse de çok kıymetli bir sünnettir. Sadaka-i cariye konusunda Hz. Muhammed'in çok sayıdaki hadisi de bunu desteklemektedir.

Sadaka-ı Cariye Çeşitleri ve Örnekleri

 Bir Müslümanın ölümünden sonra da hayır ve hasenatlarının devam etmesi ve kendisine de sevaplarının ulaşmasına sadaka-i cariye denmektedir. Rivayet edildiğine göre; peygamber Hz. Muhammed, şöyle demiştir "7 şey vardır ki; kulun ölümünden sonra kabrindeyken de bunların ecri yani sevabı kendisine ulaşır." İşte sadaka-ı cariye çeşitleri ve örnekleri aşağıdadır:

İnşa ettiği bir mescit veya cami.

Miras bıraktığı mushaf, yani bir kitap, eser.

Diktiği, yetiştirdiği ağaç.

Açtırdığı su kuyusu.

Akıttığı su.

Yaptırdığı köprü

İnşa ettirdiği yol

Öğrettiği ilim.

Hayırlı evlat

Haberin Devamı

Elbette bir Müslüman için en büyük mutluluk, huzur verici durum ve sadaka-i cariye, yetiştirdiği hayırlı bir evlattır. Pek çok hadiste belirtildiği gibi kişi ölse bile geride bırakmış olduğu sadaka-ı cariye ve bundan faydalanan kimselerin varlığı kendisi için kazandığı sevapların açık bulunan amel defterine yazılması anlamına gelmektedir. 

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir