nasrettin hocanın hayatı / NASREDDİN HOCA - TDV İslâm Ansiklopedisi

Nasrettin Hocanın Hayatı

nasrettin hocanın hayatı

Nasreddin Hoca

Başlığın diğer anlamları için Nasreddin Hoca (anlam ayrımı) sayfasına bakınız.

Nasreddin Hoca

Nasreddin (17th-century miniature).jpg

Nasreddin Hoca'yı temsil eden yüzyıla ait bir minyatür

DoğumNasrüddin Nusrat

Hortu, Sivrihisar, Eskişehir, Anadolu Selçuklu Devleti
Ölüm (&#;yaşlarında)
Akşehir, Konya, Anadolu Selçuklu Devleti
Defin yeriNasreddin Hoca Türbesi, Akşehir, Konya, Türkiye
38°21′25″N31°24′10″E / °K °D / ;
MilliyetTürk
Dinİslam
Çocuk(lar) Dürrü Melek
Fâtıma
Ömer
Ebeveyn(ler) Abdullah (baba)
Sıdıka (anne)

Geleneğe göre babasının adı Abdullah, kızlarından birinin adı Fâtıma olarak kabul edilmekle birlikte yeni araştırmalar neticesinde babasının adının Şemseddin, Fâtıma olarak bilinen kızının adınınsa Hatun olduğu öne sürülmüştür.[1]

Nasreddin Hoca (Osmanlıca:&#;نصر الدین خوجه; d. , Hortu – ö. , Akşehir), Anadolu Selçuklu Devleti döneminde, Hortu ile Akşehir çevresinde yaşamış olan efsanevi kişi ve mizah kahramanıdır.

Çoğunlukla hazırcevap ve mizah anlayışını elinde bulunduran bir bilge olarak yansıtılan hikâyelerle tanınan Nasreddin Hoca'nın gerçekte yaşayıp yaşamadığına, yaşadıysa da gerçek kişiliğinin ne olduğuna dair tartışmalar olmakla birlikte, gerçek bir tarihî kişilik olduğuna dair bazı belgeler de bulunmaktadır. Bu belgelerden edinilen bilgilere göre, yılında Akşehir'in Hortu köyünde doğan Nasreddin Hoca burada temel eğitimini aldıktan sonra Sivrihisar'da medresede eğitim görmüş ve babasının ölümü üzerine döndüğü memleketinde köy imamlığı görevini üstlenmiştir. Nasreddin Hoca, bir süre sonra dönemin tasavvufi düşünce merkezlerinden olan Akşehir'e göç ile Mahmûd-ı Hayrânî'nin dervişi olarak Mevlevîlik, Yesevîlik veya Rufâilik yoluna mensup olmuştur. Akşehir'de mülki görevler üstlenen ve aynı zamanda Akşehir çevresindeki yörelerde de kısa süreli bulunduğu düşünülen Nasreddin Hoca, 'te yine Akşehir'de ölerek günümüzdeki Nasreddin Hoca Türbesi'ne gömülmüştür.

Nasreddin Hoca'nın, adına anlatılan hikâyeler ile gelişen efsanevi kişiliği, onun ölümüyle aynı yüzyıl içerisinde ortaya çıkmış olup Nasreddin Hoca adına addedilen yazılı anlatılar yüzyıllar içerisinde onlarla ifade edilen sayılardan binlere kadar çıkmıştır. Çoğunlukla hazırcevap bir bilgin olarak aksettirildiği hikâyelerinin yanı sıra Nasreddin Hoca'nın manasız sözler söyleyen, akıldan noksan birisi olarak sunulduğu ve farklı kişilik özellikleri barındıran hikâyeler de bulunmaktadır. Ermiş bir bilginden saçma sözler sarf eden bir deliye kadar birçok farklı kişilik özelliği bulunduran bu hikâye çeşitlenmesinin, anonim anlatıların da zamanla Nasreddin Hoca adına bağlanmış olabileceği ihtimali ile açıklanmaktadır. Günümüzde bibliyografik bir değeri bulunan Nasreddin Hoca yazılı kültürünün bilinen en eski anlatısına, yılında telif edilen Saltuknâme'de rastlanmakla birlikte, Povest o Hoce Nasreddine serisi milyon ile şimdiye dek en fazla satışı yapılan Nasreddin Hoca derlemesidir. Bu eserlerden derlenen fıkralar, içerdiği mesajlar, özellikleri ve mitolojik unsurlar gibi farklı bağlamlarda incelenmiş olup birçok ülkede eğitim ve öğretimde de kullanılmaktadır.

Yeni doğan bir bebeğin bebek bağının türbesine gömülmesi, yeni evlilerin ilk olarak türbesini ziyaret etmesi gibi halk inanışlarında yer edinen Nasreddin Hoca'ya dair hikâyeler, Türk halklarının yanı sıra Araplar, Bulgarlar, Çinliler, Farslar, Macarlar, Ruslar gibi farklı toplumlarda da yer edinmiş olup Naara Suoks, Jiyrenşe Şeşen gibi yerel kahramanlarının anlatıları ile iç içe geçmiş bir hâldedir. Geniş bir coğrafi alana yayılmasına bağlı olarak sanat ve popüler kültür alanlarında Nasreddin Hoca'ya dair çokça eser verilmiştir. Bunların arasında yılları arasında yazılan Nasreddin Hoca'nın Mansıbı, bilinen ilk tiyatro oyunu; yılında gösterime giren Nastradin Hoca i Hitar Petar da, bilinen ilk filmdir. Ayrıca yılı, UNESCO tarafından tüm dünyada Nasreddin Hoca Yılı olarak kutlanmış olup, günümüzde Nasreddin Hoca adına şenlikler, yarışmalar ve bilimsel toplantılar da düzenlenmektedir.

Gerçekten yaşayıp yaşamadığına dair görüşler[değiştir kaynağı değiştir]

En eskisinden çağdaş olanlara kadar Nasreddin Hoca'ya dair fıkraların içeriğinde ve hatta kritik noktalarında toplumun din, ahlak, töre kurallarına uymaması, akıl dışı olguları akılcı bir görüşe indirgeme, ideal Nasreddin Hoca figürüne yakıştırılamayan davranışları ona yakışır hale getirme ya da anlatıdaki pürüzleri giderip güzelleştirme, ana düşünceyi daha vurgulu hale getirmek için anlatıyı genişletme gibi çeşitli kaygılarla oynamalar yapılmıştır.

Tanrıya saygısızlık sayılan ibarelere derleyenin ya da okuyucunun tepki amaçlı değişiklikler yapması yazma nüshalar üzerinde çokça görülmektedir. Örneğin Bodleian Kütüphanesindeki bir yazmada Nasreddin Hoca'nın çömezi İmâd'a "Karını kime ısmarladın?" diye sorması üzerine aldığı "Allah'a" cevabı birçok başka yazma derleyicisi tarafından "Beye" biçimine sokulmuşfunduszeue.info Millî Kütüphanesi yazmasındaki hikâyede sabah namazında rekatları fazla fazla kılmasının nedenini soranlara Nasreddin Hoca'nın "Allah'ı borçlu edeyim." şeklindeki cevabının karşısına derleyici "Estağfurullah" notu düşmüş, bir okuyucu da ilgili satırı karalamıştır. Aynı kütüphanedeki bir başka yazmadaki hikâyeye göre Nasreddin Hoca'nın tanrı misafiri olarak kapısına gelen adama mescidi göstererek "İşte kaynatanın evi" cevabı verdiği fıkrada kapıyı çalan kişi farklı yazmalarda tanrı misafiri yerine müezzinin damadı olarak değiştirilmiştir. Yine Fransa Millî Kütüphanesindeki başka bir yazmada Nasreddin Hoca'nın Kâbe'nin kapısını çalarak kurduğu "Tanrı! Evde misin? Aç!" cümlesi de bir okuyucu tarafından karalanarak tahrip edilmiştir.

Toplumun ahlak ve töre kurallarına uymadığı gerekçesiyle metinlerde yapılan oynamalar üzerine de çokça örnek bulunmaktadır. Bu tür oynamaların tamamı çağdaş yayınlarda görülmektedir. Batılı araştırmacıların ya da yazma eser sahiplerinin bu türden bir oynama yapmamasına karşılık Nasreddin Hoca geleneğine sahip ülkelerde ve hatta bu ülkelerin bilimsel yayınlarında dahi araştırmacı tarafından edep dışı görülen anlatılar ya tümüyle görmezlikten gelinmekte ya da üzerine oynanarak "daha uygun" hale getirilmektedir.Lâmiî Çelebi'nin Mecmâü'l-letâif'inde Nasreddin Hoca'nın aynı dönemde yaşadığı[][]Şeyyad Hamza'ya "Birinci kat göğün sınırına vardığında eline yumuşak bir şey dokundu mu?" diye sorması ve "Evet" cevabını alması üzerine "O benim taşaklarımdır." demesi Veled Çelebi derlemesinde "Eşeğimin kuyruğudur." şekline getirilmiştir.

kaynağı değiştir]

Nasreddin Hoca Anadolu kökenli bir karakter olmasına karşın fıkraları Doğu Türkistan'dan Macaristan'a, Güney Sibirya'dan Kuzey Afrika'ya Türkçe konuşulan ve Osmanlı İmparatorluğu hakimiyeti altında bulunan bölgelerde anlatılarak zaman içerisinde farklı ülkelerde farklı diller konuşan insanlarca da benimsenmiştir.[51][75] Günümüzde Türklerin siyasi ve kültürel etkisine bağlı olarak Bulgarlar, Çinliler, Ermeniler, Gürcüler, İtalyanlar, Ruslar ve Kürtlerin aralarında bulunduğu Türk olmayan toplumlarda da Nasreddin Hoca fıkraları yer almaktadır.[76] Fıkralar düzenlenip yazıldıkları çevrenin ulusal ve bölgesel özellikleri gereğince değişmiş, temalar ve hikâyenin kahramanı yeni biçimler almıştır.

Fıkraların yayılmasında başlıca etken yazılı gelenektir. yüzyılın ikinci yarısından yüzyılın ikinci yarısına dek süren yazma geleneği 'de yerini matbaada ilk kez basılan Nasreddin Hoca derlemesi ile basma eserlere bırakmış, ilk resimli derleme ise 'te İstanbul'da basılmıştır.[50] Taşbasmalar ve matbaa baskıları genellikle İstanbul'da hazırlanıp diğer bölgelere yayılırken yazmaların hazırlanmasında Osmanlı İmparatorluğu'nun diğer kültür merkezleri de etkin rol oynamıştır. Nasreddin Hoca fıkralarının Sovyetler Birliği ve Çin'deki Türkçe konuşulan bölgelerde yayılmasında ise Kazan'daki basımevlerinde hazırlanan derlemeler öne çıkmıştıfunduszeue.info'deki Bulak Matbaası Nasreddin Hoca fıkralarının Türkçe baskılarının Mısır ve çevresinde yayılmasında önemli rol oynayarak başka bir kültür merkezi olarak öne çıkmıştır.[50] Bu baskılarda Nasreddin Hoca'nın yanında Arap güldürü tiplemesi Cuhâ da işlenmiş ve iki karakter birçok fıkrada kaynaştırılmıştır.

Türk dünyası[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası