ahilik ilk nerede kuruldu / Ahilik Teşkilatı nedir, ne zaman kuruldu? Ahiliğin 7 kuralı! - Son Dakika Haberler

Ahilik Ilk Nerede Kuruldu

ahilik ilk nerede kuruldu

Ahilik nedir ve kurucusu kimdir? Ahilik teşkilatı ne zaman ve nerede kuruldu? Ahilik &#;zellikleri ve g&#;revleri

Haberin Devamı

 Ahilik teşkilatı yüzyılda, Anadolu'da kurulmuş bir teşkilattır. Kurucusu Ahi Evran'dır. 

Ahilik Özellikleri ve Görevleri

Ahilik teşkilatına dahil olabilmek için Ahi olmak zorunludur. 

Ahilik teşkilatına üye olan esnaf ve zanaatkarlar belirlenen ahlaki kurallara uyum sağlamak zorundadır. 

Ahi olan her zanaatkar adet olan gerekli her prensibi bilmek zorundadır. 

Ahilik teşkilatı toplamda 32 adet ana sanat dalına bölünmüştür. 

Ahilik teşkilatının belirlemiş olduğu sistemde her zanaatkar kendi çırağını ve kalfasını yetiştirmektedir. 

Sistemin kendi içerisinde özel bir eğitim yöntemi bulunmaktadır. 

Ahilik sisteminde kişiler ahlaki ve dini kurallara uymak zorundadır. 

Bu sistem içerisinde bulunan kişilerin zina yapması, alkol tüketmesi, kötü işler içerisinde bulunması katiyen yasaktır. 

Ahilik Teşkilatı Yönetimi

 Ahilik Sisteminde, 32 adet ana sanat dalı bulunmaktadır. Bu sanatların üyeleri kendi içerisinde meslek kolu oluşturur, örgütlenir ve sonunda teşkilatın üst yönetimine bağlanırdı. Ahilik teşkilatının 2 yönetim organı bulunmaktadır. Bu organlardan bir tanesi 5 kişiden olur ve buna Yönetim Kurulu adı verilir. Diğer kolu ise üst düzey yönetim organı olan Büyük Meclis'tir. Hangi yerleşim yeri olursa olsun hepsi Kırşehir Ahilik Teşkilatı'na bağlanmaktadır. Bunun sebebi ise, teşkilatın kurucusu olan Ahi Evran'ın Kırşehirli olmasıdır. 

Haberin Devamı

Yönetim Kurulu: Kurul en az 5 kişiden meydana gelmektedir. Yönetim kurulu üyeleri her meslek kolunun azaları arasından seçilmektedir. Yönetim kuruluna üye olacak kişilerin; en az 5 sene ustalık yapmış olması, Müslüman olması, en az 3 tane usta yetiştirmiş olması, tutukluluk hali olmaması ve güzel ahlak sahibi alması gibi bazı şartlar aranmaktadır. 

Esnaf Şeyhi: Yönetim kurulunun birinci üyesi, aynı zamanda yönetim kurulunun da başkanıdır. Bu kişi yani Esnaf Şeyhi bulunmadan yönetim kurulu asla toplanamaz. Esnaf Şeyhinin görevi, esnaf koluna verilecek genel eğitimlerle ilgilenmektir. 

Yiğit Başı: Yönetim kurulunun ikinci üyesine Yiğit Başı adı verilir. Yiğit başı, ham madde dağıtımının sağlanması, Ahilerin yetiştirilmesi, esnafa uygulanan disiplin cezalarını uygulamak, ustalık törenlerinin gerçekleştirilmesi ve orta sandığının yönetilmesi gibi vazifelerde Ahi Şeyhine yardımcı olmak Yiğit Başının ana görevleri içerisindedir. 

Haberin Devamı

İşçi Başı: Yönetim kurulunun üçüncü kişisine İşçi Başı adı verilmektedir. Üretilen ve üretilmiş olan malların kalite bakımından denetimlerinin yapılması, defolu ya da hatalı olan malların imha edilmesi, zarar görmüş olan tüketicilerin mevcut zararlarının giderilmesi ve standartların korunması gibi pek çok önemli konuda İşçi Başı görevlidir. 

Hakem Heyeti: Yönetim kurulunun kalan 2 üyesine denir. Esnaflar arasında bulunan anlaşmazlıklar ile ilgilenmektedir.

Ahi Evran-ı Veli kimdir, asıl adı nedir, hangi dönemde yaşadı, türbesi nerede? Ahilik teşkilatını nasıl kurdu?

Ahi Evran-ı Veli'nin hayatını, eserlerini sizler için derledik: 

Ahi Evran-ı Veli kimdir, asıl adı nedir, hangi dönemde yaşadı, türbesi nerede bulunuyor, Muhyiddin Arabî, Mevlana ve Hacı Bektaş-ı Veli ile yolları nerede kesişti, Ahilik teşkilatını nasıl kurdu? Ahi Evran-ı Veli’nin Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasındaki rolü neydi?

Tüm bu sorular ve daha fazlasının cevabı:

Osmanlı’nın cihan devleti haline gelmesinde önemli rol oynayan, Anadolu’nun manevi mimarlarından, Ahilik teşkilatının kurucusu Ahi Evran-ı Veli’nin hayatını sizler için derledik…

Anadolu’nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasına çok büyük katkıları olan Ahi Evran’ı Veli, tarihinde İran’ın Batı Azerbaycan tarafında bulunan Hoy kasabasında doğmuş, yılında Kırşehir’de vefat etmiştir. Kurmuş olduğu Ahilik Teşkilâtı ile sosyal, iktisadî ve siyasî hayatımızı etkileyen; Anadolu’nun vatanlaşmasında ve Osmanlı Devleti’nin kuruluşunda büyük rol oynayan, bu sebeple Türk-İslâm tarihinin önemli şahsiyetlerinden biri olan Ahi Evran-ı Veli’nin asıl adı Mahmut’tur. Babasının adına ve doğum yerine nispetle Mahmut bin Ahmet el-Hoyi (Hoylu Ahmet’in oğlu Mahmut) denmiştir. Lâkabı "dinin yardımcısı" anlamına gelen Nasiruddin’dir.

Bir rivayete göre Ahi Evran, insan nefsinin bir ejder gücünde olduğuna, nefsini yenen kişinin, dünya hırslarından, kinlerinden, maddi isteklerinden arınacağına inanmıştır. İşte bu inanca bağlı olarak, Ahi Evran'ın nefis denen benlik yılanını içinden söküp atarak bir kamçı gibi elinde taşıdığı söylenmiş, kendisine yılanlı ahi anlamına gelen Ahi Evran denilmiştir. Bir başka rivayete göre de herkesi korkutan yılanın onu görünce sakinleşmesi sebebiyle halk tarafından Evran ismiyle de anılmaya başlamıştır. Ahi Evran’ın çocukluğu ve ilk tahsil devresi memleketi olan Azerbaycan’da geçmiş olsa da, gençliğinde Horasan ve Maveraünnehre giderek o yörede büyük üstatlardan ders almıştır. Bu arada âlim Fahrettin Razi’den aklî (fen) ve naklî (dini) ilimleri öğrenmiştir.

DERİ İLE İMTİHAN

Hacı Bektaş-ı Velî hakkındaki deyişleri bir araya toplayan Velâyetnâme adlı esere göre, Konya'da bir süre oturan Ahi Evran, daha sonra Kayseri' ye gelmişti. Burada dericilik mesleğine girmiş, deri atölyelerinde çalışan bir işçi olmuştu. Deri terbiye etmenin, ham deriyi, türlü emek ve uğraşılardan sonra, olgun, kullanılır duruma getirmenin, onun kokusuna dayanmanın, insanı eğitmek, onu olgunlaştırmak kadar güç olduğunu bildiğinden bu mesleği seçmişti. 

HAC YOLUNDA İLİM-İRFAN

Anadolu’ya gelen ilk Alperenlerden olan Ahi Evran, bir hac yolculuğu esnasında (tahminen ’te), evliyadan Şeyh Evhadüddin Kirmani ile tanışmış ve ondan ders almış, tefsir, hadis, fıkıh, kelâm ve tıp alanında derin bir âlim, tasavvuf yolunda yüksek makam sahibi bir velî olmuştur. Bağdat’ın İslâm dünyasının büyük sanat ve ilim merkezi olması, Ahi Evran’ın çok yönlü yetişmesinde etkili olmuştur. Bu dönemlerde İbn-i Sina, Sühreverdi el-Maktul ve Fahrettin Razi’nin eserlerinden istifade etmiş; Abbasi Halifesi Nasır Lidinillah’ın kurduğu fütüvvet teşkilatını da tanımıştır. XIII. Yüzyıl başlarında Selçuklu Sultanı I. Gıyaseddin Keyhüsrev döneminde Muhyiddin Arabî ve hocası Evhadüddin Kirmani ile birlikte Anadolu’ya gelen Ahi Evran, bu tarihlerde hocası Evhadüddin Kirmani’nin kızı Fatma Bacı ile evlenmiştir. Anadolu’da özellikle esnafa İslâmiyeti anlatarak dünya ve ahiret işlerini düzenli hâle getirmeleri için nasihatte bulunmuştur. Yaklaşan Moğol tehlikesine karşı halkı uyarmıştır. Hocasının vefatından sonra O’nun vekili olmuştur.

MOĞOLLARA KARŞI ANADOLU’YU SAVUNUYOR

Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ (deri işleme) atölyesi kurmuştur. Sanat sahibi kimseler arasında çok sevilmiştir. Moğollara karşı Kayseri’yi savunan Ahileri, Ahi Evran teşkilatlandırmıştır. yılında I. Alâeddin Keykubat’ın zehirlenerek öldürülmesi üzerine sultanla gönül bağı bulunan Ahiler, II. Gıyaseddin Keyhüsrev ve Vezir Sadettin Köpek’e karşı koymuşlardır. Hatta bu dönemde Ahi Evran ve bazı ileri gelen Ahiler Konya’da tutuklanmışlardır. Gıyaseddin Keyhüsrev’in ölümünden sonra saltanat naibliğine getirilen Celaleddin Karatay zamanında Ahiler ve Türkmenler üzerindeki baskı kalkmıştır. Bundan sonra kısa bir dönem Denizli’ye giden Ahi Evran tekrar Konya’ya dönmüş; daha sonra da Kırşehir’e gelerek ömrünün sonuna kadar Kırşehir’de yaşamıştır.

MEVLANA İLE İHTİLAF

Ahi Evran-ı Veli bir dönem Mevlana ve çevresi ile siyasi ihtilafa düşer. Bu ihtilafta da Mevlana'nın oğlu Alaaddin Çelebi Ahi Evran'in yanındadır. Mevlana'nın diğer oğlu Sultan Veled'in, Ahi Evran'nın ölümü üzerine yazdığı rubaide geçen ay tutulmasına dayanarak 12 Nisan 'deki meydana gelen parçalı ay tutulması aynı zamanda Ahi Evren'in ölüm günüdür.

HACI BEKTAŞ-I VELİ İLE YAKINLIK

Yine Velâyetnâme adlı esere göre, Hacı Bektaş-ı Velî, sık sık Kırşehir'e gelir, Ahi Evran'la saatlerce sohbet ederdi. Bir keresinde, iki büyük insan yine Kırşehir'de buluşmuştu. Kırşehir'in tanınmış bahçeleri olan Özbağlar’da derin bir sohbete başlamışlardı Bu sırada aşağıdaki derede kurbağalar ötüşüyor, bu sohbete onlar da katılıyorlardı. Bir ara, Hacı Bektaş-ı Velî, kurbağalara seslenerek:

Susunuz ya mübarekler! dediği rivayet edilir. Ahi Evran, kaynağını Yesevi’den alan kutlu bir davanın gönül erleri ile birlikte bu toprakları vatan yapmanın, Anadolu'nun Türkleşmesi ve İslamlaşmasının öncülüğünü yapmıştır. Özellikle yeni kurulan Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türkmenlere hem aş hem iş vermiş; onları tekke ve zaviyelerde iyi bir Müslüman ve vasıflı bir meslek sahibi üretici insan hâline getirmiştir. Onları hiç ölmeyecekmiş gibi bu dünya için, yarın ölecekmiş gibi ahiret için çalışan insanlar halinde yetiştirmiştir. Böylece Anadolu’nun iktisadi kalkınmasına ve imâr edilmesinde öncülük etmiştir. 

funduszeue.info

ESNAF TEŞKİLATINI KURAN İLK İSİM

Ahi Evran, 32 çeşit esnafı teşkilatlandırmış; Selçuklu ve Osmanlı coğrafyasında sanatını icra eden bütün esnaflar İslâm medeniyetinin zirve kuruluşu Ahilik Teşkilatının merkezi Kırşehir olduğu için buradan “İcâzetnâme” almışlardır. O günlerde, (Ahilik) adıyla, millî bir dayanışma birliği, Anadolu'da sosyal düzenin kurulmasına öncülük etmişti. Hatta bu birlik, Osmanlı Devletinin, güçlenmesine ve örgütlenmesine yardımcı olmuştu. Ahilik; kasabalara ve köylere kadar yayılan, en küçük örgütünden en büyüğüne kadar, millî birlik ve beraberliği, karşılıklı saygı ve sevgiyi, sosyal dayanışma ve yardımı temel ilkeler sayar. El birliği, gönül birliği ve kardeşlik havası içinde, din ve ahlâk kurallarına sıkı sıkıya bağlı, köklü, sağlam, düzenli ve millî bir toplum kurmayı amaç bilen, tarikat niteliğinde bir kuruluştur. Bu kuruluşa fütüvvet adı veriliyordu. Kendilerine özgü töreleri ve zaviye adıyla tanınan dernekleri vardı. Üyeleri daha çok meslek sahibi esnaftan kişilerdi. Küçük sanatların gelişip yayılmasında, sanat erbabının geleneksel kurallara göre yetiştirilmesinde ve ekonomik hayatını düzenlenmesinde bu birliğin büyük faydaları görülüyordu. Fütüvvet ve ahiliğin tarihi eski olmakla birlikte, Anadolu'da ahiliğin kurulmasında Ahi Evran'ın öncülük ettiği söyleniyor ve Ahi Evran bu örgütün piri sayılıyordu.

OSMAN GAZİ’YE AHİLİK BERATI

Ahi Evran'ın Osmanlı Devletinin kurucusu Osman Gazi'ye ahilik beratı verdiği, tahta çıktığı zaman, ahi töreleri gereğince beline ahilik kuşağı bağladığı söylenir. Osman Gazi’nin oğlu Orhan Gazi'ye de büyük saygı gösterdiği ve ahi alayları kurarak onun fetihlerine yardım ettiği bilinmektedir. Ahilik, tasavvufî inançlar içinde, halka “eline, beline ve diline sahip olma” ilkesini, yani hırsızlık ve haramdan uzak durmayı, namuslu olmayı, sır saklamayı, kötü söz söylememeyi telkin etmiştir. İnsanlar arasında ahlâkî prensipleri yaymıştır. İyiye, doğruya ve güzele dönük, kardeşçe yaşama ilkeleriyle Osmanlı Devletinin sosyal ve ekonomik düzenini, ilk esnaf örgütünü kurmuş, devletin yardımcısı olmuştur. Ahi Evran, kurduğu inanç düzeni ile esnafı örgütlemiştir. Ahlaki ve sosyal kurallarla dayanışmayı sağlayarak, ekonomik hayatı canlandırmıştır. Ahlakla sanatı bir ahenk içerisinde birleştirmiştir.

ANKARA’DA ADINA CAMİ YAPILIYOR

Ahi Evran-ı Veli’nin Kırşehir'deki türbesi, çağlar içinde Ahi Ocağı olarak yaşamış ve ziyaret edilmiştir. Ahi Evran adına, Ankara’nın Altındağ ilçesi sınırları içerisinde, kale civarında,  bir cami yaptırılmıştır. Camiin Selçuklu devri ağaç oyma işlemeli kapı ve pencereleri, bugün İstanbul'da, Amca Hüseyin Paşa Medresesinde saklanmaktadır. Kardeşliğin, cömertliğin, yiğitliğin, fedakârlığın, doğruluğun, dürüstlüğün, kalitenin, üretimin, ahlâkın, sanatın, aklın ve bilimin esas alındığı Ahilik Teşkilatının kurucusu bu faziletli âlim ve mutasavvıf Ahi Pîri Horasanlı Türkün, kesin olmamakla birlikte Moğollara karşı mücadele ederken 93 yaşında şehit edildiği de rivayetler arasındadır. Türbesi Kırşehir’de kendi adı ile anılan camiin bitişiğindedir. 

funduszeue.info


funduszeue.info

 

kaynağı değiştir]

Bu konuda esas olarak iki iddia mevcuttur. İlk iddiaya göre kelime Arapça kökenlidir. Buna göre "Ahi" kelimesi Ahiyye'nin tekili olan "ah" kelimesine birinci tekil "ya"sı ilave olunarak "ahi" şeklinde telaffuz olunmuş halidir.[1] Bu fikre göre Ahi'nin sözlük manası "kardeşim" demektir. Bu iddianın güçlü yanı, Ahiliğin ilk olarak Araplarda Fütüvvet Teşkilatı adıyla çıkması, dolayısıyla Ahilik ile ilgili terimlerin Arapça olması gereğidir. Ancak bu kanıt yeterli değildir.

İkinci iddiaya göre Ahi kelimesi Türkçe Akı kelimesinin zamanla değişimi sonucu ortaya çıkmıştır. Bu kelimenin Ahi birlikleri içinde zaman zaman Ahi Baba şeklinde ifade edildiğini görüyoruz. Buna göre kelimenin Arapça manası ile düşünüldüğünde "Kardeşim Baba" diye bir tabir uygun düşmüyor.[2] Fakat Divânu Lügati't-Türk'te akı Eli açık, koçak, selek, cömert, yiğit, delikanlı gibi manalar ifade eden Akı kelimesiyle düşünüldüğünde "Ahi Baba" tabiri daha mantıklı görünüyor.

Bu konuda Selçuk ÜniversitesiTarih bölümünde öğretim üyesi Prof. Dr. Mikail Bayram şu görüşlerini dile getiriyor:[3]

«&#;Fütüvvet Teşkilatı Fütüvvet, İslam dünyasında kahramanlık, yiğitlik ve cömertlik mefkuresinin adıdır. Şövalyelik nasıl Orta Çağ Batı dünyasına ait mahsus bir ülkü ise, Fütüvvet Teşkilatı Fütüvvet de Orta Çağ İslam dünyasına ait bir ülküdür. Nasıl ki Araplar İslam'dan önce kültürlerinde mevcut olan Fütüvvet anlayışını İslami değelerle geliştirip devam etmişler, nasıl ki Farslar "cevanmerdi" anlayışını aynı şekilde İslam süzgecinden geçirmişler, Türkler de kendi "Akılık" ülküsünü İslami ahlak ve değerlerle geliştirerek devam ettirmişlerdir. Arap kültüründe ideal kahraman, sehavet ve şecaat timsali olan Fütüvvet erinin adı "Feta", İran kültüründe "Cevanmerd", Türk kültürnde "Akı"dır. Türk Akılığı, İslamiyetle Arap Fütüvvet şiarından etkilenmiştir. Akılar birbirlerine karşı kardeşçe tutumundan dolayı Akı kelimesi yerini Ahi kelimesine bırakmış ve Abbasi Devlet]'nin sona ermesiyle Fütüvvet yerini Ahiliğe bırakmıştır.&#;»

Ahi Evran ve Ahilik Teşkilâtı'nın kuruluşu[değiştir

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası