Burun Ameliyatı Sonrası Ekşi
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte veya diğer adıyla blefaroplasti sarkmış deri ve fazla olan kas dokusunun alınması ve göz çevresinin gerdirilmesi için alt ve üst göz kapaklarına plastik cerrahi uzmanı tarafından uygulanan bir estetik operasyon olarak tanımlanmıştır. Yaşlanma sebebiyle zamanla ciltte sarkmaların görülmesi gibi, göz kapaklarında torbalanma, kırışıklık, gevşeme gibi etkiler meydana gelmektedir. Cildin yaşlanmasına güneş ışığı, havanın kirliliği, uyku bozuklukları, sigara ve alkol gibi birçok etken sebep olmaktadır. Göz kapağı ince ve hassas bir yapıya sahip olduğundan dış etkenlerden çabuk etkilenmektedir.
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte de, amacının fazla yağ ve cilt dokusunun alınmasıyla üst göz kapağında meydana gelen sarkmanın giderilmesi ve alt göz kapağında oluşan torbalanma sorununun giderilmesi olduğu yazılmıştır.
Göz Kapağı Yaşlanma Belirtileri
Normalde cildimizin elastik bir yapısı vardır. Ancak, yaşlanmaya başladıkça zamanla bu özelliği azalmaktadır. Bu durumun meydana gelmesi sonucunda fazlalık deri göz kapaklarında birikir. Göz kapağında meydana gelen yaşlanma sebebiyle, kişinin yüzü yorgun ve normalinden yaşlı bir görüntü oluşur. Göz kapağı yaşlanmasında göz altlarında torba oluşumu ve renk değişmesi, üst göz kapağında düşme, alt ve üst göz kapağı cildinde kırışıklık ve sarkma meydana gelmesi, kaz ayağı çizgilerinin oluşması gibi belirtiler ortaya çıkmaktadır.
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte de belirtildiği üzere, genellikle iki gözde de meydana gelen sarkma nedeniyle yapılan bir operasyondur. Göz kapağı estetiği, kaş kaldırma, alın aldırma gibi diğer yüz operasyonlarıyla birlikte de uygulanabilmektedir. Göz kapağı estetiği, genellikle 35 yaş ve üzeri kişiler tarafından tercih edilmektedir. Ancak, bu konuda problem yaşayan her yaşta bireyin bu işlemi yaptırmasında bir sakınca yoktur.
Göz Kapağı Estetiği Önerilen Durumlar
Görüş kalitesini düşürecek düzeyde üst göz kapağı sarkması, görüş kalitesinin düşmesi sebebiyle kişinin devamlı alnını yukarı kaldırma ihtiyacı duyması, üst göz kapağı normalden daha şişkin bir hal alması durumlarında göz kapağı estetiği önerilmektedir.
Göz Kapağı Estetiği Öncesi
Göz kapağı operasyonu öncesi sonrasından daha kolay ve basit bir süreçtir. Göz kapağı estetiği öncesinde, ameliyat anında kanamaların artma riskini azaltmak için aspirin ve antibiyotik ilaçların ameliyattan en az iki hafta öncesinden itibaren bırakılması gerekmektedir. Sigara içen bireyler de, bu işlemden 3 hafta kadar öncesinden sigaraya ara vermesi gerekmektedir. Çünkü sigara, yaraların geç iyileşmesine sebep olmaktadır.
Göz Kapağı Estetiği Yapılışı
Göz kapağı estetiği ekşi sözlük yazarlarına göre zor bir operasyon değildir. Lokal anestezi yöntemiyle bile rahat ve acısız bir operasyon geçirmek mümkündür. Ancak operasyon sonrası az da olsa ödem, morarma gibi etkiler meydana gelebilmektedir. Göz kapağı estetiği olanlar, bu durumun yaklaşık 15 gün sürebildiğini ifade ediyorlar.
Üst göz kapağı estetiği, üst kapaktaki fazla deri ve kas dokusunun kesilip çıkarılması şeklinde yapılmaktadır. Doktorlar, ameliyat izinin belli olmaması için kesim işlemini genellikle göz kapağının katlanma çizgisi üzerinde gerçekleştirmeye özen göstermektedirler. Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte ifade edilene göre, alın germe ve kaş kaldırma işlemleriyle birlikte yapıldığında gençleşme adına daha verimli sonuçlar ortaya çıkarmaktadır.
Elmacık kemikleri üstündeki yağ yastıkçıkları yaşlanmanın ve yerçekiminin de etkisiyle aşağı doğru hareket ederek konumunda değişiklik meydana gelir. Bunun sonucunda alt göz kapağı altında çökme ve gülme çizgilerinde derinleşme durumları meydana gelmektedir. Bu yastıkçıklar endoskopi yöntemiyle yerlerine asılmaktadır. Alt göz kapağı üzerinde ameliyata başlamadan önce bu uygulama gerçekleştirilir.
Göz kapağı estetiği uygulamasında, bazı durumlarda yağ yastıkçıklarının yerlerine asılması sonrasında, alt kapak üzerinde ayrıca bir operasyona gerek kalmayabilir. Ancak, alt göz kapağındaki torbalanma ve sarkma durumu tamamen ortadan kaldırılamamışsa, alt göz kapağı ameliyatı gerçekleştirilir. Ameliyat esnasında kesim işlemi, ameliyat izinin belli olmaması için kirpiklerin hemen altından yapılmaktadır. Operasyon sırasında cilt kaldırılarak buradaki yağ paketçikleri göz altı çukuruna yayılır, eğer varsa fazla deri ve kas kesilir, ameliyat işlemi sonlandırılır.
Göz Kapağı Estetiği Sonrası
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte bahsedilene göre, büyük oranda olumlu şekilde sonuçlanmaktadır. Arkadaş tavsiyesiyle göz kapağı estetiğinden haberdar olan birçok kişi, küçük bir operasyonla büyük sonuçlar elde ettiğini ifade etmektedir. Ameliyat sonrasında genç bir görüntü kazandıklarını ve gayet memnun olduklarını dile getiren kişilerin sayısı oldukça fazla. Ameliyat sonrası değişimlerini mucize olarak ifade edenler bile var.
Göz kapağı estetiği sonrası oldukça hızlı bir iyileşme kaydedilir. Çoğu kişi yaklaşık 15 gün içerisinde genel anlamda iyileşmektedir. Tamamen iyileşme ise, 1-2 ay sürebilmektedir. Operasyon sonrasında göz çevresi iyileştikçe, morluklar ve şişlikler azaldıkça göz kapakları kendini belli etmeye başlar. Ameliyatın etkisi açık bir şekilde gözlemlenebilir.
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte bahsedilene göre, ilk iki gün buz kompresi uygulamasıyla ameliyat sonrası problemlerin çoğu kolaylıkla çözülmektedir. Bu uygulamanın saat başı 10-15 dakika sürelerle yapılması tavsiye edilmektedir. Ayrıca ameliyat sonrası 4-5 gün sonra, dikişler alınmaktadır. Göz kapağı estetiği uygulanan kişilerin birçoğu uygulama sonucundan oldukça memnun kaldıklarını ifade etmektedirler.
Göz kapağı estetiği lazer yöntemiyle de gerçekleştirilebilmektedir. Ameliyata gerek kalmadan, dikişsiz bir işlem lazer yöntemiyle mümkün olmaktadır. Lazer ile göz kapağı estetiği, Türkiye’de yaygın olarak uygulanan bir yöntemdir. Bu yöntemle, göz kapağı estetiği, göz çevresi sıkılaştırma gibi işlemler yapılabilmektedir.
Göz kapağı estetiği ekşi sözlükte rinoplasti kadar pahalı bir uygulama olduğu ifade edilmektedir. Ancak, söylenenin aksine uygun fiyatlarda bu işlemin gerçekleştirilmesi mümkündür. Türkiye’de göz kapağı estetiği uygulayan merkezlerin sayısı giderek artış göstermektedir. Böylelikle, Türkiye’nin her yerinde göz kapağı estetiği yaptırma imkânı bulunmaktadır.
burun ameliyatı
(bkz: nosejob)
estetik burun ameliyatlari gecmise oranla cok kolaylasmis olup, korkulacak hicbir yani bulunmamaktadir ve bu ameliyati olmayi dusunenlere de insanlarin abartarak anlattiklari urkutucu hikayelere (inanilmaz agrilar, gozlerin kan canagina donmesi, canhiras feryatlar esliginde cikan 5 metrelik tamponlar vs.) inanmamalarini tavsiye ederim. kendinizi iyi bir doktorun ellerine teslim etmisseniz, ameliyat sonrasinda en ufak bir agri sizi cekmeden (eh, "burnunuz bile kanamadan" diyemiyorum haliyle) bu badireyi atlatabilirsiniz. yirmi yas disi cektirmek mesela burun ameliyatindan cok daha berbat ve izdirapli bir sey, iki kez de basimdan o gectigi icin gonul rahatligiyla tecrube konusuyor diyebilirim. inanmasi guc biliyorum, sonucta insanin elindeki ufacik bir kesik bile birkac gun sizlayip, canini yakabiliyor, ama dogru. doktorlarin bu konudaki aciklamasi "sinirleri zedelemediginiz surece agri olmaz, biz zaten kesip bicmeden, burun deliklerinden girerek endoskopiyle ve azami dikkat-asgari kesik/hasarla yapiyoruz bu isi" oluyor. eh, uzumu yemeli bagini sormamali, oyle diyorlarsa oyledir iste, kimsenin "niye canim yanmadi benim" diye tasalanacagini sanmiyorum!
ameliyatin tek sikintili diyebilecegim tarafi, ameliyatin ertesi gununde tamponlar alinana kadar gecen sure, ama o kadar da olacak artik. gulu seven dikenine katlansin di mi ama efenim...zaten oyle dayanilmaz bir sey de degil aslinda, siddetli bir nezle geciriyormussunuz, burnunuz fena halde tikaliymis varsayin, sikin disinizi bir gece, tamamdir. tamponlar cikarken duyulan muthis acilar da safsata, tamponlar zaten kurumamis olduklari icin kolayca cikiyor, dolayisiyla insanin cani yanmiyor. yalniz islak tamponlar ilik ilik ve tuhaf bir hisle ve kan kokusu yayarak kayip giderken biraz garip bir deneyim yasaniyor tabi, birkac saniyede duruveren siddetli bir burun kanamasi gecirilmis gibi.eski hint yasalarına göre hırsızlar burunları kesilerek cezalandırılırlardı. bu nedenle hint tıbbında plastik cerrahi, özellikle de burun yamama operasyonları çok gelişmişti.
rhinoplastilerde istenen şekil ve büyüklükte kesilen bir ağaç yaprağı model olarak kullanılıyor, çeneden ya da alından alınan bir deri parçası ile kaplanarak yeni burun oluşturuluyordu.genel anesteziyle yapıldığında abartıldığı kadar acı vermeyen bir ameliyat.* sadece burnun içinde tampon olduğu sürede yemek yemek,nefes almak,uyumak gibi eylemler biraz zor oluyor ama tampon da zaten doktorun isteğine göre en fazla 5 gün içinde çıkarılıyormuş.eğer ki burun estetiği oluyorsnız ve canınız tatlıysa,acıya dayanıksız ya da mıymıysanız doktorun kapısından geçmeyin derim.arkanızdan konuşurlar,sinir olurlar. *
tamponların çıkarılması da garip bi duygu yaratıyor insanda.iğrenç bi tarif olucak ama hani yemeğin içinden uzuuunca bi saç çıkar da siz elinizle tutar çekersiniz içiniz de bi garip olur ya öyle bişey hissedersiniz,ığğğ dersiniz,doktorun işi daha zordur aslında.çünkü milletin kanlı tamponlarını burnundan çıkarmak hiç de hoş bi durum değildir sanırsam.onu da doktorlara sormak lazımdır.burun estetiği olarak da bilinen bu olay genellikle uyuşturucu yüzünden mahfolmuş cukkalıların* burunlarını düzeltmek için yapılır.
lokal anestezi ile kesinlikle yapilmamasi gerekn bisi, burnunuza ne sokarlarsa goruyorsunuz ne ses ciksa duyuyorsunuz. psikopat degilseniz uzak durun aman diyeyim...(bkz: aman)
burada yazanlari okumak bile insanin tuylerini diken diken eden ama aslen boyle abartildigi kadar olmayan hadise. estetik de iceren bir burun ameliyati oncesinde en onemli sey doktoru iyi secmek. doktor secildikten sonra gidiliyor, inceleniyor, fotograflar cekiliyor, sekle karar veriliyor. sekle karar verme asamasinda doktor size extra baska duzeltmelerin de (dudak, yanak vs) hos duracagini soyleyebilir, eger cok ciddi bir degisim gecirmek istemiyorsaniz bunu (gercekten gerekli degilse tabii) kulaga asmayin. ameliyattan birkac gun once tahliller yapiliyor, ameliyata bir maniniz olup olmadigina bakiliyor. derken ameliyat gunu gelip cattiginda kurbanlik koyun gibi gidiyorsunuz, saatinizin gelmesini bekliyorsunuz. sira size gelince evvela serum takiliyor, hafiften kaykilmaya basliyorsunuz. serum bitmeye yakin hadi bakalim deyip alip goturuveriyorlar ameliyathaneye. simdi uyuyoruz diyen hemsirenin sesini duyduktan yaklasik birkac saniye sonra uyuyorsunuz taa ki is bitip de sizi baska bir odaya almalarina kadar. yani cekic testere vs sesleri duymak, tamponlarin burnunuza sokulmasini hissetmek diye birsey yok. isin en kotu tarafi narkoz sonrasinda sizi yatirdiklari odada soguktan ve ayilmanin etkisinden tir tir titremek ve durmaksizin aglamak. bu usume fasli ortadan kalksin diye sicak hava veriliyor yatagin icine. aglamayi ister istemez kesiyorsunuz isininca. bir iki saat orada yatip kendine gelip sonra da eve yolluyorlar sizi. ameliyatin geregine gore 1-4 gun arasinda tamponlar cikiyor. tamponlarin cikmasi hafif bir aci veriyor ve kaniyor tabii haliyle ama cekilmeyecek bir aci degil. bu asamadan sonra en onemli sey verilen ilaclari almak. burunda alci ile uyku, yemek, yurumek gibi aktiviteler oldukca zor olsa da bir iki gunde insan alisiyor. sonucta alci da bi haftada aliniyor burundan. ama burnun seklinin tamamen oturmasi icin maalesef aylarca beklemeniz gerekiyor ki bunun bazi durumlarda 1 yila kadar uzadigi da oluyor. kisacasi cok da korkulacak bir islem degil ama caniniz asiri tatliysa hic bulasmayin derim.
daha kucucuk bir cocukken gecirdigim ameliyat, ayilir ayilmaz aglamaya baslamistim, aglamaya baslar baslamaz da beni kucagina almisti hastabakici ameliyat masasindan sedyeye koymus yukari odaya cikarmis ben yol boyunca hala aglamaga devam etmistim, o vakitler doktorlarimiz ne super dakik ne kadar baygin kalacagimi dakikasi dakikasina biliyorlar ona gore igne yapiyorlar diye dusunmustum, cunku ameliyat biter bitmez ayilmistim sanirim yani, ayilir ayilmaz da aglamaya baslamistim iste, ben zaten o vakitler uyaninca da hemen aglamaya baslardim, ameliyattan degil yani, acitmamisti.
3 yıl önce geçirdiğim genel anesteziyle bir çırpıda üstesinden geldiğim ameliyatın 2.versiyonunu yarın olacağımdır. burun içindeki kıkırdakta doktorların tıbbi adıyla hebelehübele dedikleri, asıl anlamı kıkırdaktaki deformasyon olan ameliyat öncesi doktorla şu konuşma (monolog belki de!) geçmiştir aramızda;
- evet oraya bi parça kıkırdak yerleştirmek lazım, burnun uçlarından alabilirsek alırız, olmadı ense tarafından ufak bi yer açıp ordan alırız..
- hımpf.. (iç ses: ne ensesi ya, ama ya, ya ben bi bulmaya çalışsam arkadaşlardan falan fazla kıkırdak, öle ense mense açmasak, böhüüü ya..)bir ay sonra bile hala burundan değişik canlılar çıkmasına sebep olan operasyondur. flop diye çıkan bu arkadaşlar bazen yarım parmak boyunda bile olabiliyorlar. çılgın bir ameliyattır kendisi.
ekşi sözlük kullanıcılarıyla mesajlaşmak ve yazdıkları entry'leri
takip etmek için giriş yapmalısın.
burun ameliyatı
dr ebru topuz.
alerjik rinit.
burun kemiğinde yamukluk.
bir ameliyatlık işi var diyorlar.
ama içimdeki tırsıntı beni salmıyor...
burnunuzla çok ciddi probleminiz yoksa olunmasını tavsiye etmediğim ameliyattır. ameliyattan taze çıkmış biri olarak şu an ölüm çok şirin geliyor kulağa. üstelik benimkisi basit bir septum deviasyonu ameliyatıydı.
bir kere nefes almak yalan. eğer doktorunuz size çok şirin ortasında delik olan minik tamponlardan takacağını ve rahat rahat nefes almayı vaad ettiyse kesinlikle inanmayınız. uyandıktan sonra boğazda biriken kanı kusmak ise insanı ben ne yaptım allah'ım diye düşündürmeden etmiyor.
ah şu baş ağrılarım için çektiğim şeyler...
umarım değmiştir.
edit: tamponlarım çıktı. burda yazılanları okuyup tırsmıştım çok acıyacak diye. ancak çıkarken dedim ki keşke acısaymış. acımak yerine sanki beynim sökülüyormuş gibi rahatsız edici bir hisle çıktı. takılan tamponlar ise tabiri caizse ayı kadar bişey. üstelik doktorum burnum oldukça küçük olduğu için tamponları küçültüp koyduğunu söyledi. uzunluğu yaklaşık 7-8 cm, kalınlığı ise bir başparmaktan biraz daha fazla, varın siz hayal edin.
beş ay sonra editi: üstte baya sızlanıp mızmızlanmışım ama değiyormuş vallahi.
burnumdan çıkan birkaç küçük kemik parçasının günlerimi, hatta haftalarımı cehenneme çeviren baş ağrılarımı şak diye keseceğini hiç tahmin etmemiştim.
cuma öğlen 12'de sinüzit, kıkırdak düzeltme ve polip aldırma ameliyatı oldum. ağrıdan geberiyorum. estetik yaptıranların azmine hayranım. her yerim kan içinde.
allah aşkına şu sürecı nasıl kolay geçiriririm birisi yardımcı olsun.
edit: arkadaşlar süreci kolay geçirmenin tek yolu ağrı kesiciydi. başka da bir şey olmadı. 3 gün çok zorlandım.
biraz forumlara yazılan tarzda olacak ama erkan soyluya ameliyat olan birileri bana ulaşabilirse çok sevinirim.
korkmayın, ameliyatı youtube üzerinden izlemek gibi bir saçmalığa girişmeyin. rahat olun. benim burnumun içinde ciddi bir deviasyon vardı, et vardı. bununla birlikte çok ciddi bir burun ucu düşüklüğüm vardı. estetik benim için kaçınılmazdı. kaçınılmaz olmasa da yaptırır mıydım? yaptırırdım.
adam dizinden ameliyat oluyor, 1 sene fizik tedavi ile eski günlerine kavuşmaya çalışıyor. kaç gece ağrı çekiyor. sen altı üstü 2 gün tamponlu kalacaksın. maksimum 1 hafta 10 gün sonra işine gücüne döneceksin.
bunu da tamponları dün alınan birisi olarak yazıyorum. tamponlu süreç zor mu? zor olmaz mı lan tabi ki zor. ağzından nefes alıyorsun, ağzın sürekli kuruyor. boğazın gıcıklanıyor. ama olsun be, farzet ki 2 gece uyumadın, bir ömür rahat nefes almak için değmez mi? bence değer.
ameliyet ile alakalı entry için daha sonra eklenecektir.
ameliyat tecrübelerimi koyuyorum.
edit: #103008191
bilhassa ameliyat sonrası süreçlerle alakalı sorularınızı sorabilirsiniz. tecrübe ettiğim kadarını cevaplandırabilirim.
edit2: özelden çok soran oldu. isteyene değişimin fotoğrafını atabilirim. tabi sadece burnumun değişimini. orada bile ifadenin nasıl değiştiği anlaşılıyor. şu ara zaten korona sebebiyle ameliyatlar askıya alınmış durumda. bana kalırsa ekim-kasım gibi ameliyat olmanızda fayda var. hem havalar soğumaya başlıyor hem de güneş gözlüğü takmak gibi bir derdiniz olmayacak.
olduktan sonra nefes alışverişi bozulanlardanım keşke olmasaydım diyorum bazen
cesaretime hayran kalıp 3 kere olanlardanım. bağımlılık yaptı 4.yü olmam yakındır
benim gibi yüz ustü uyuyanların önceden kabusu olabiliyor. ancak yan yatarak sızıyorsunuz, merak etmeyin.
doç. dr. alper yenigün'de ameliyat oldum sağ burun deliğim tıkalıydı ama hem sağı hem solu ameliyat etmişler. sol taraf zaten açıktı daha da açılmış ve düz giden kıkırdağı en arkalarda inceltmiş. sağ taraf tıkalıydı sonra yine tıkandı gittim doktora dedi ki kıkırdak hafızasına almış tekrarlamış falan. sonra tekrar ameliyat etti bu sefer kıkırdağın burun deliğine yakın olan kısmını 1cm falan almış orda hiç kıkırdak bırakmamış. 1 cm sonradan başlayan kıkırdak yine sağa doğru deviasyon yapmış. ayrıca sümkürürken burnun içi titriyor çok acı veriyor bu. nefes alırken aynaya bakınca burnun ortalarına doğru olan kıkırdağı iyice inceltmiş her nefeste sağa sola esniyor resmen. gerekli gereksiz kıkırdakları almış adam resmen. keşke hiç girmeseydim bezmialem hastanesinden içeri. her aynaya baktığımda üzülüyorum. yani burun zaten açık niye alıyon kıkırdağımı. diğer tarafta niye 2. ameliyattan sonra da aynısı oldu yine. niye burnun ucundakini kesiyon orası titriyo şimdi sümkürürken. gerçekten duygularımı ifade edemiyorum. buraya bir tanıdığımın tavsiyesiyle ve ısrarıyla gelmiştim lanet olsun o güne.
edit:ayrıca aynı doktora iki defa ameliyat olan beynimi silkmek istiyorum. dedim ki ilkinde bu yaptı, neyi nasıl kestiğini bilir hatırlar ona göre düzeltir. bırak ameliyatı hatırlamayı doktor beni ameliyat ettiğini bile hatırlamadı. ilk ameliyattan sonra gittim, kim ameliyat etti bunu yüzünü buruşturdu. sonra sen ameliyat ettin deyince he tamam oluyor böyle şeyler tekrar ediyor bazen dedi. ilkinde olmadı niye ikinciye aynı doktora ameliyat oluyon dimi. şimdi başka doktora düzeltme ameliyatı olsam yeni kıkırdağı kim bilir neremi kesip çıkarıp oraya eklicek. lanet olsun.
youtube'da başka ameliyat videolarına bakıyorum adamlar sadece deviasyon yapan yeri alıyor. hatta bazen orayı da almayıp iki kıkırdağın arasında biriken birşeyleri alıyor. sonra düzeliyor zaten. ah kafam.