Şiir ve İnşâ, Tanzimat dönemi yazarlarından Ziya Paşanın kaleme aldığı, de Londrada yayımlanan makale.
ŞİİR VE İNŞÂ
Şiirin genel tanımı vezinli sözdür
Şiir her kavimde tabiidir. Yer yüzüne ne kadar millet ve kavim gelmişse, hepsinin kendilerine mahsus şiirleri vardır. Osmanlıların şiiri acaba nedir? Necati ve Baki ve Nefidivanlarında gördüğümüz kasideler ve gazeller ve kıtalar ve mesneviler midir? Yoksa Hoca ve Itri gibi musikicilerin besteledikleri Nedim ve Vasıf şarkıları mıdır?
Hayır, bunların hiçbiri Osmanlı şiiri değildir. Çünkü görülür ki, bu nazımlarda Osmanlı şairleri İran şairlerini ve İranlılar da Arapları taklit ile melez bir şey yapılmıştır. Acaba bizim bağlı olduğumuz milletin bir dili ve şiiri var mıdır? Hiç burasını düşünmemişlerdir.
Nesir yolunda da hal bütünüyle böyle olmuştur. Ferudunun Münşeatı, Veysi ve Nergisinin eserleri ve başka beğenilmiş nesirler ele alınsa içlerinde üçte bir Türkçe kelime bulunmaz.
Şiir ve nesrin bu hale girmesi bu devrin yapması değildir. Acemler İslamiyeti kabulden sonra şeriat ilmini öğrenmek için Arap dilini öğrenmeye düştükleri sırada kendi dillerinin şiir ve nesrinde dahi onu taklit ettikleri gibi, biz de Osmanlı Devletinin kuruluşunun ilk zamanlarında İran bilginlerini getirmeye muhtaç olduğumuzdan, onların eğitimi üzere kendi dilimizi bırakıp Acem şivesini taklit yanlışlığına düşmüşüzdür ki, Osmanlı ülkesi bilginlerinin bu konudaki savsaklama ve kusuru bağışlanmaz bir yanlıştır. Çünkü insanoğlu arasında düşünce alışverişinin vasıtası dildir. Bir milletin dili yazılmış kurallar altında olmayıp da her eline kalem alan kimsenin keyfine uyar ve tabii halinden çıkarsa, o millet arasında karşılıklı iş vasıtası bozulmuş demek olur.
Bugün resmen ilan olunan fermanlar ve emir-nameler halk önünde okutulduktan onlardan bir fayda sağlanabiliyor mu? Ya bu yalnız yazıda alışkanlığı olanlara mı mahsustur, yoksa okumamış halk tabakası, devletin emrini anlamak için midir?
Vah bize! Yazık bize! Bu hale göre bizim millette tabii hal üzere ne şiir ve ne de nesir var demek olur.
Hayır, bizim tabii olan şiir ve nesrimiz taşra halkıyla İstanbul ahalisinin okumamış kısmı arasında hala durmaktadır. Bizim şiirimiz, hani şairlerin vezinsiz diye beğenmedikleri halk şarkıları ve taşrada çöğür (saz) şairleri arasında deyiş, üçleme ve kayabaşı denen nazımlardır. Ve bizim tabii nesrimiz, Kaamus çevirmeninin (Mütercim Asım Efendinin) ve sonradan Muhbir gazetesinin kullandığı yazı şivesidir.
Gerçi, bu nazım ve bu yazı istenen derecede sanatlı ve gösterişli değilse de Osmanlı halkı ilerlediği sırada bunlara rağbet edilmediğinden, oldukları halde kalmışlar, gelişememişlerdir. Hele bir kere rağbet o yöne dönsün, az vakit içinde ne şairler, ne yazarlar yetişir ki, akıllara şaşkınlık verir.
Ziya Paşa (Yayımlanma tarihi: , Londra)
08 Aralık ZİYA PAŞA: ŞİİR VE İNŞA funduszeue.info Paşa’nın Hayatı Tanzimat edebiyatımızın en önemli yazar ve şairlerinden biri olan Ziya Paşa’nın asıl adı Abdülhamit Ziyaeddin’dir. ’da İstanbul’da doğan şair, Beyazıt Lisesi’ni bitirdikten sonra özel derslerle Arapça ve Farsça eğitimi almıştır. Bir süre “Sadaret Mektub-ı Kalemi’”nde çalışan şair, ’te Mustafa Reşit Paşa aracılığıyla sarayda Mabeyin Kâtipliği’ne atanmıştır. Bu sırada Fransızca öğrenmiştir. Ali Paşa sadrazam olunca saraydan uzaklaştırılmıştır. ’de Namık Kemal ile birlikte Londra’ya kaçmıştır. Burada birlikte “Yeni Osmanlı”ların yayın organı olan “Hürriyet Gazetesi”ni yayınlamışlardır. ’de İstanbul’a dönen Ziya Paşa, ’de vezir rütbesiyle önce Suriye Valiliği’ne ardından Adana Valiliği’ne atanmıştır. 17 Mayıs ’de Adana’da yaşamını yitirmiştir. Mezarı Adana’dadır. (Tanpınar; ) On beş yaşındayken, lalası İsmail Ağa’dan Türk halk şiiri zevkini almıştır ve Âşık Ömer’i, Âşık Kerem’i, Âşık Garib’i, Gevherî’yi eserlerinden tanımaya başlamıştır. Bir süre sonra onlara nazireler yazmıştır. Arkadaşlarının bazıları hakkında ise hicviyeler yazmıştır. Önder Göçgün’e göre bu durum, ondaki edebî şahsiyetin ilk önemli belirtilerinden birincisidir. (Göçgün; ) Ziya Paşa’nın şiire eğilimi, ilgisi, ilk şiir zevki halk edebiyatı ile başlar. Daha sonra divan edebiyatına ilgi duymaya başlar. Harabat’ın ön sözünde, şair dünyaya gelirken anadan şair olarak doğduğunu, herkesten farklı olduğunu ve şiir hakkındaki düşüncelerini dile getirmiştir. Yetiştiği ortamın hazırladığı imkânlar çerçevesinde, vezinli söyleyiş, asla vazgeçemeyeceği isteklerinden birisidir. (Öztürk; ) Ziya Paşa’nın Edebî Kişiliği Dönemdeki öteki sanatçılarla mukayese edildiğinde divan şiiriyle en sıkı bağı kuran Ziya Paşa olarak düşünülmektedir. Şiirlerinde, divan edebiyatının mazmunlarını, hayal unsurlarını, ölçü ve nazım şekillerini kullanmaktan vazgeçmemiştir ve yeni fikirleri, içerikleri eski nazım şekilleriyle birlikte kullanmıştır. Aruzu kullanmasıyla ilgili, Ahmet Hamdi Tanpınar “Aruzu en sakat kullanan şairlerden biri” demiştir. Tanzimat’ın üç büyük isimlerinden biri olan Ziya Paşa, edebiyatın Avrupai bir tarza bürünmesi, sosyal konulara değinmesi, yönelmesi gerektiğine inanmaktadır. Sade bir dili savunmuş olmasına rağmen şiirlerinde Arapça ve Farsça tamlamalarla dolu ağır bir dil kullanmıştır. (Öztürk; ) Ziya Paşa’ya “çelişkiler şairi” denmesi: Ziya Paşa, Şiir ve İnşâ adlı makalesinde, halk şiirinin gerçek şiirimiz olduğunu savunmuştur. Yazı dilimizin de halk dilini esas alması gerektiğini savunmuştur fakat divan edebiyatı geleneklerini sürdürmeye devam etmiştir. Harâbât adlı eserinde ise divan şiirini övmüştür ve önceki anlayışına ters fikirler ileri sürmüştür. Yani Ziya Paşa bir eserinde halk şiirini savunmuştur, diğer eserinde ise divan şiirini savunmuştur. Bu tutarsız tavırlarından dolayı ona “çelişkiler şairi” lâkabı verilmiştir. (Donbay; ) Ahmet Hamdi Tanpınar: “…Zeki ve girgin bir saray adamı, hürriyet aşığı, sırasına göre rind ve kalender, fakat daima muhteris ve zengin hayata düşkün, yaradılıştan büyük devlet adamı edalı, erişmek için çırpınan, fakat ikbalin eteğini tutmakta beceriksiz, gizli meramlı, fakat açık sözlü, sabırsız, zalim, kindar, fakat aynı zamanda vefalı ve insanları daima affa hazır, hülasa mizacı ile ihtirasları ve fikirleri arasında perişan Ziya Paşa’nın velveleli ömrü, böylece merkezden ve peşinde koştuğu ikbalden, o kadar sevdiği mücadele ve didişmelerden uzak, yarı göz hapsinde, adeta ümitlerinin enkazı üstünde…” (Öztürk; ) şeklinde Ziya Paşa’yı anlatmaktadır. 2.Şiir ve İnşa Şiir ve İnşâ, Ziya Paşa’nın yazı, dil ve edebiyat üzerine olan düşüncelerini eleştirel bir üslûpla ortaya koyduğu bir makalesidir. Namık Kemal ve Ziya Paşa’ya ait olan Hürriyet gazetesinin sayısında, 7 Eylül yılında Londra’da yayımlanmıştır. Bu makalede şiir ve düzyazı kavramlarını açıklamaya çalışmıştır. Divan şiirini ve düzyazısını çok fazla Doğu özentisi olarak görmüştür ve bu özentiliği ulusal, milli olmadığı yönünde eleştirmiştir. Türklerin asıl şiirinin halk şiiri olduğunu belirtmiştir. Tanzimat, bir anlamda halka iniş hareketi idi. Ziya Paşa’nın “Şiir ve İnşâ”daki halk şiirinden faydalanmak gerektiği görüşü, hareketin temel düşüncesine uygun düştüğü gibi, “halkın anlayabileceği dilin kullanılması” ilkesine de işaret eder. Nitekim, Tanpınar’ın, Namık Kemâl’den sonra Türkçe üzerinde ikinci büyük düşünüş kabul ettiği “Şiir ve İnşâ” makalesi, Ziya Paşa’yı “Saf Türkçe cereyanının en büyük yol açıcılarından biri” yapar. (Donbay; ) Bununla birlikte, Ziya Paşa’nın “Şiir ve İnşâ”dan yedi yıl sonra, Avrupa’dan döndüğü zaman kaleme aldığı Harâbât mukaddimesinde, önceki düşüncelerine temas etmeyerek divan edebiyatını ön plâna çıkarışı, yukarıda değindiğimiz, bütünüyle yaşadığı Tanzimat’ın “ikilik” ruhundan kaynaklanır. Kısaca, farklı zamanlarda ifade ettiği dil ve edebiyatımızla ilgili görüşlerindeki bu zıtlıklar, ne Ziya Paşa’nın ne de “Şiir ve İnşâ” makalesinin öneminden bir şey kaybettirmez. (Donbay; ) Ziya Paşa, önceden Şiir ve İnşâ adlı makalesinde halk edebiyatını överken, divan edebiyatını daha üstün görmüştür. Divan şiirinin taklitçi olduğunu iddia etmiştir. Çok geçmeden Harabat adlı antolojiyi yazar ve orada tam tersi bir tavır sergileyerek, eski edebiyatı över halk edebiyatını ise yerer ve hatta eşek anırmasına benzetir. funduszeue.infoç Ziya Paşa özellikle; Fransızca, Farsça, Arapça, İngilizce gibi dilleri öğrenmiştir ve bu dilleri eleştiri, hicivde kullanmıştır. Sözünü hiç sakınmadan, cesaretli bir şekilde doğru bildiklerini söylemesi, eleştirel birisi olması onun siyasette ve meslek hayatında başarılı olmasını engellemiştir diyebiliriz. İç tutarsızlıkları onun en belirgin ve en önemli kişilik özelliklerindendir. Ali Paşa ile bir kavga içine girmiştir ve özgürlük için Avrupa’ya gitmiştir. Edebiyat konusunda da çelişkiye düşmüştür. İlk önce gerçek edebiyatımızın halk edebiyatı olduğu görüşünü savunmuştur ve bununla alakalı Şiir ve İnşa adlı makaleyi yazmıştır. Şiir ve İnşa’yı yazdıktan 6 yıl sonra Harabat adlı eseri yazarak halk şiirini bir eşek anırmasına benzetmiştir ve gerçek edebiyatımızın divan edebiyatı olduğunu savunmuştur. KAYNAKÇA KİTAP Bilgegil, Kaya. Ziya Paşa Üzerine Bir Araştırma. Erzurum: Atatürk Üniversitesi Basımevi, Göçgün, Önder. Ziya Paşa’nın Hayatı, Eserleri, Edebi Şahsiyeti ve Bütün Şiirleri, Ankara: Türk Tarih Kurumu Basımevi, Özdemir, Emin. Türk ve Dünya Edebiyatında Dönemler-Yönelimler. Ankara: Bilgi Yayınevi, Parlatır, İsmail. Tanzimat Edebiyatı. Ankara: Akçağ Yayınları, , s Tanpınar, Ahmet Hamdi. On Dokuzuncu Asır Türk Edebiyatı Tarihi. İstanbul: Dergâh Yayınları, Tanzimat’tan Bugüne Edebiyatçılar Ansiklopedisi, Cilt II, YKY, İst. , s MAKALE Donbay, Ali. ‘‘Ziya Paşa’nın Şiir ve İnşa’’. Türkiyat Araştırmaları Dergisi 10, , s Öztürk, Dinçer. ‘‘Doğu ile Batı Medeniyeti Arasında Siyasi ve Edebi Duruşuyla Ziya Paşa’’. Iğdır Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi 12 (Temmuz, ) s VİKİPEDİ Şiir ve İnşa. ( 13 Nisan). InWikipedia, Özgür Ansiklopedi. funduszeue.info adresinden Kasım 2, 'de alınmış.
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası