puhu tv acayip hikayeler / Acayip hikayeler izle

Puhu Tv Acayip Hikayeler

puhu tv acayip hikayeler

puhutv TR Reklam engelleyicileri kapatınız Sezon 1 Künye 36 dk 1. Bölüm 35 dk 2. Bölüm 33 dk 3. Bölüm 30 dk 4. Bölüm 30 dk 5. Bölüm 36 dk 6. Bölüm 30 dk 7. Bölüm 37 dk 8. Bölüm 32 dk 9. Bölüm 30 dk Bölüm 35 dk Bölüm Önerilen İçerikler puhutv bir Doğuş Holding pmprojekt.pl: Hayko Cepkin, Şevval Sam, Tamer Karadağlı.  · Acayip Hikayeler 2. Bölüm izle Özet: Fazilet 30’lu yaşlarda,babasıyla birlikte şehrin kenar mahallerinin birinde yaşayan genç bir kızdır.Yıllar yılı yatalak annesine baktığından ve fırsat bulduğu zamanlarda da alt katlarındaki bir konfeksiyoncuda çalıştığından okuyamamıştır.  · Acayip Hikayeler pmprojekt.pl 1.bölümü izlemek için tıkla! Acayip Hikayeler dizisinin 1.bölümünü full hd tek parça puhutv'de şimdi izle!Actors: Hayko Cepkin, Şevval Sam, Tamer Karadağlı.

Acayip Hikayeler 5.Bölüm Full Dizi izleyebilirsiniz iyi seyirler 5.bölüm özetine gelecek olursak TAMER KARADAĞLI ACAYİP HİKAYELER'DE Galip Tekin'in korku. fantastik ve bilim kurgu tarzdaki eserleriyle tanınan çizgi romancı galip tekin'in acayip hikayeler'i star tv ekranlarında izleyicilerle buluşacak. dizinin. Acayip Hikayeler, Yönetmen Nihat Özcan. Hayko Cepkin, Haluk Bilginer, Şevval Sam. Türkiye'nin ilk çizgi roman uyarlaması. acayip hikayeler 2bölüm izle تحميل واستماع mp3 mp4. Acayip Hikayeler 2 Bölüm Fazilet mp3. تحميل. Acayip Hikayeler 3 Bölüm Benim Güzel Sevgilim mp3.
Acayip Hikayeler Full HD izle

Diziler

Yapım: OGM Pictures

Yönetmen: ÇaÄŸrı Vila Lostuvalı

Hikaye: Gülseren BudayıcıoÄŸlu

Senaryo: Deniz MadanoÄŸlu

Oyuncular: Engin Altan Düzyatan, Elçin Sangu, Sedef Avcı, Füsun Demirel, Salih Kalyon, Elçin Afacan, Ali YoÄŸurtçuoÄŸlu, Hülya Şen, Cankat Aydos, BüÅŸra Çam, Şeyda TerzioÄŸlu, GülizarNisa Uray, Eylül UÄŸan, Sinan Albayrak

Tamer Yılmaz : Çok küçük yaÅŸta bir sürü iÅŸte çalışmış, anne ve babası tarafından yetiÅŸtirme yurduna bırakıldıktan sonra orada büyümüÅŸtür. BaÅŸarılı bir okul hayatı olan Tamer, üniversitede tanıştığı Berrin’le evlenmiÅŸ, evliliklerinin ilk yıllarında kızı Damla’yı kucaklarına almışlardır. ÇektiÄŸi tüm eziyetlere raÄŸmen zorlu hayat ÅŸartları Tamer’in içindeki çocuÄŸu susturamamıştır. Tamer, bilgisayar oyunları tasarlayarak hayatını kazanırken, küçük bir ÅŸirket kurmuÅŸtur. Tasarladığı bilgisayar oyunları dikkat çekmiÅŸ ve bir Amerikan ÅŸirketi, çok büyük para karşılığında Tamer’in ÅŸirketinin yüzde elli birini satın almıştır. Çok sosyal bir insan deÄŸil. Suskun, az konuÅŸan zeki bir adam. Zorlu geçen çocukluÄŸunun izlerini taşıyor. Hala bir çocuk gibi kendi kendine oyunlar oynamayı seviyor. Hayatta gerçekten paylaÅŸtığı tek ÅŸey parası.

Peri Yıldırım Sonad : Peri otuzlu yaÅŸların baÅŸlarında, özel bir bankanın güzel, baÅŸarılı müdiresi. Genç kızlığa adım attığı yıllarda annesi, sevgilisiyle yeni bir hayat kurmak için ailesini terk edince büyük hayal kırıklığı yaÅŸamış. Daha sonra iflas eden babasını da kaybedince kız kardeÅŸi Naz’la yapayalnız kalmış. Ä°ÅŸ adamı Sarper’le evlendikten sonra da kız kardeÅŸiyle birlikte yaÅŸamaya devam etmiÅŸlerdir. Sürekli kontrol altında tutulması gereken bir hastalığa yakalanan Naz için, kendi hayatından ve sosyal yaÅŸamından ödün vererek, kardeÅŸinin tedavisiyle uÄŸraÅŸmış, onu iyi hissettirmek için her türlü fedakarlığı yapmıştır. 

Berrin Yılmaz : Tamer’in üniversitede tanışıp evlendiÄŸi güzel eÅŸi. YetiÅŸtirme yurdunda büyüyen, annesi ve babası başında olmayan Tamer’i damat olarak kabul etmeyen babasına karşı çıkmış, onun tüm itirazlarına raÄŸmen Tamer’le evlenmiÅŸ. Anne ve babası hayatta deÄŸil. Ä°stanbul dışında yaÅŸayan bir ablası, eniÅŸtesi ve yeÄŸeni var. BaÅŸlarda Tamer’i çözmek için uÄŸraÅŸmış ama daha sonra, bu içine kapanık, az konuÅŸan, duygu ve düÅŸüncelerini fazla paylaÅŸmayan, iÅŸkolik adamı olduÄŸu gibi kabul etmiÅŸtir. Tamer’e çok aşık. Fedakar bir eÅŸ iyi bir anne. Uysal bir yapısı var.  

Aysel Yılmaz : Annesi ve babasını küçük yaÅŸta kaybetmiÅŸ, akrabalarının yanında onların hizmetlerini görerek büyümüÅŸ. Bülent’le tanıştığında onu kurtarıcı olarak görmüÅŸ, Bülent de kendisine böyle kayıtsız ÅŸartsız teslim olan Aysel’in baÄŸlılığını kullanabileceÄŸini sezdiÄŸinden evlenmiÅŸ. Hala kocasını çok çekici bulan ve deli gibi kıskanan Aysel, onu sürekli kontrol altında tutmaya çalışmaktadır. Ama bu konuda baÅŸarılı olduÄŸu söylenemez .  

Bülent Yılmaz : ÇocukluÄŸunda ve gençliÄŸinde annesi tarafından şımartılmış ve el üstünde tutulmuÅŸ. Anne ve babasının arka arkaya vefat etmeleriyle, eÄŸitimini tamamlayamadan beÅŸ parasız ortada kalmış.Hayatını kazanmak için çaba sarfetmeyi göze alamamış, bir iÅŸte dikiÅŸ tutturamamış, çalışmaktan utanıyor. Son derece bencil, vurdumduymaz bir adam. Zamanında sorumluluÄŸunu hissetmediÄŸi Tamer’in, ÅŸimdi kendilerine bakmak zorunda olduÄŸuna inanıyor.  

Meryem Yılmaz : Tamer’in çok sevdiÄŸi kız kardeÅŸi. Hayatı boyunca hep yanında olan abisini çok seviyor. Kırık dökük çocukluÄŸu Meryem’in insanlara ve hayata olan güvenini yerle bir etmiÅŸ. Lise mezunu, üniversiteye devam etmek istememiÅŸ. Asosyal bir kız Meryem. SalaÅŸ, gündelik, güzelliÄŸini gizleyen kıyafetler içinde kendini rahat hissediyor. Çevresine ilgisiz, tam bir boÅŸ vermiÅŸlik içinde, hedefi, ideali yok. 

Seko : Tamer’in yetiÅŸtirme yurdundan arkadaşı yakışıklı bir genç adam. Öksüz ve yetim. Onun da okul hayatı Tamer gibi baÅŸarılı geçmiÅŸ. Ä°ÅŸletme mezunu. Tamer’in sırdaşı, en güvendiÄŸi insan. Sözünün eri dürüst bir kiÅŸiliÄŸi var. Tamer ÅŸirketini kurduktan sonra birlikte çalışmaya baÅŸlamışlar. Gözü tok, çalışkan.  

Yavuz Karaduman : Nesrin’in hayırsız oÄŸlu. Babasız büyümüÅŸ. Nesrin çocuÄŸuna bakabilmek için gece gündüz çalışırken onu ihmal etmek zorunda kalmış. Yavuz’un çocukluÄŸu kimi zaman Nesrin’in çalıştığı evlerin mutfağında, kimi zaman komÅŸu evlerinde kalarak geçmiÅŸ. Yavuz kompleksli, tembel, güvenilmez bir adam. Kolay yoldan para sahibi olmak için yapmayacağı ÅŸey yok. Çalışmıyor. Gününü saÄŸda solda serserilikle annesinden koparabildiÄŸi kadar parayla geçirmekte.

Damla Yılmaz : Tamer ve Berrin’in tek çocuÄŸu. Babasının gözbebeÄŸi, annesinin kıymetlisi. Bülent ve Aysel’in kendisini sevmediÄŸi hissediyor ve O da onları hiç sevmiyor. Resim yapmaktan hoÅŸlanan, hareketli, zeki bir çocuk.  

'12 Eylül darbesinden 'Acayip Hikayeler' çıktı'

İlk bölümü bu gece Star'da yayınlanan 'Acayip Hikayeler'in yaratıcısı Galip Tekin, "Biraz da çaresizlikten oldu. 80 darbesi sonrası sıkı bir sansür geldi. Yapacak bir şeyimiz kalmadı. Ben de 'Acayip Hikayeler', fantastik hikayeler çizdim" diyor.

Gırgır dergisinin esprilerle dolu, komik sayfalarının arasında fantastik, bilim-kurgu ve gerilim hikayeleri okumak okurlar için de çok farklı bir tecrübeydi. Oğuz Aral'ın "gereksiz taramalardan kaçının" sözlerine inat simsiyah bir sayfaydı. O çizgilerin altında Galip Tekin imzası vardı.


Gırgır dergisinde başlayan hikayeler Hıbır, HBR Maymun ve Leman dergilerinde de yıllarca devam etti. Galip Tekin'in hikayeleri şimdi dergi sayfalarından çıkıp bir televizyon dizisine dönüştü. Cuma geceleri Star'da yayınlanacak "Acayip Hikayeler"de her hafta farklı bir hikaye, farklı oyuncularla ekranlarda olacak.

Galip Tekin, "Acayip Hikayeler"in 12 Eylül darbesinin ardından gelen sansür günlerinde çaresizlikten başladığını söylüyor: Yapacak bir şeyimiz kalmadı. Ben de fantastik hikayeler çizdim.

Gırgır’da başlayan ve Hıbır, Leman’da devam eden hikayeler televizyona uyarlandı. Nasıl başladı dizi projesi?
80'lerde bu hikayeleri çizdiğim zaman adı “Acayip Hikayeler”di. Yıllar sonra bu hikayeleri albüm haline getirdim o zaman adını “Tuhaf Hikayeler” yaptık. Dizinin adını da önce “Tuhaf Öyküler” yapacaktık ama sonra “Acayip Hikayeler”e dönüştü. Aslında yapmak istediğimiz, kanala teklif ettiğimiz başka bir projemiz vardı. “Profesyonel” adında uzun bir hikaye, eski bir çizgi romanımdı. Onun tarzı farklı olduğu için kanal haklı olarak cesaret edemedi. Bizim hikayelerimiz biraz aykırı. Dergide bile bazen aykırı durduğu oluyordu. Aslında bu kanala verildiği zaman benim hiç umudum yoktu. Kabul edilmez diye düşünüyordum. Önce bir ısındıralım dedik bu yola gittik. Olur mu olmaz mı? ters tepki alır mı? ona göre diğer projeye girelim derken “Acayip Hikayeler”e başladık.

Nasıl bir format hazırlandı?
Hepsi dergideki hikayelerden uyarlama. Dergide 1-2 sayfa süren hikayeler olduğu için daha fazla uzatamıyoruz. Sürelerini 30-35 dakika ile kısıtladık. Her bölümde yeni bir hikaye başlayıp bitiyor ve mekanlar, oyuncular değişiyor. Uzun hikayeler de var ama onlara giremiyoruz.

Gırgır’dan beri yüzlerce hikaye çizdiniz. Dizi için hikayelerin seçimlerini nasıl yaptınız?Yaklaşık 400 hikaye var ve bunlardan 150 tanesi yapılabilir. Ama şu anda en az efekt olan, en az rahatsız edeci olan, fazla kan olmayan, uçan, kaçan uzaylı yaratık, uzay aracı göstermeden basit, kolay halledebileceğimiz hikayeleri seçtik. Kalan hikayeler çok masraf isteyen hikayelerdi. Çizerken her şeyi çizmişiz; bir yerden yaratık geliyor, uzaylı kaçıyor, oradan yanardağ patlıyor. Hani bir şey görünmezse daha korkutucu olur. Jaws meselesi gibi… Jaws görünene kadar çok gergin geçer de göründükten sonra birden “aman bu muymuş” dersiniz. Biz de göstermeden halletmeye çalışacağız.

'12 Eylül darbesinden 'Acayip Hikayeler' çıktı' - 1

Senaryo aşamasında siz de yer aldınız mı?
Ben tretmanları yazıyorum, iki bölümün de senaryosunu yazdım. Gırgır dergisinden Seyfi Şahin senaryoları yazıyor. Önünde çizilmiş hikayeler var. Bu yönetmen olsun, sanat yönetmeni olsun kostümcü olsun çok avantajlı bir durum. Seyfi’nin önünde tretmanlar oluyor bir de görsel olarak hikayenin kendisi olduğu için senaryoları yazıyor. Bir kere daha benim kontrolümden geçtikten sonra çekime başlanıyor.

Oyuncuları nasıl belirlediniz?
İşlerim çok yoğun olduğu için oyuncu seçimleri için devreye giremedim. Benim istediğim mümkün olduğu kadar çizgi romandaki tiplere uygun tiplerin seçilmesiydi. Adam çirkinse çirkin, kadın güzelse güzel; kısa boyluysa kısa, uzun boyluysa uzun… Ancak öyle tavsiyelerde bulunabildim çünkü harıl harıl çalışılıyor, iş yetiştirilmeye çalışılıyor. Bunun için toplantı yapalım da işte şunu şunu seçelim diye vaktimiz olmadı. Çizgi romandaki tiplere uyulması rica edilerek halletmeye çalışıyoruz.

Çizgi romandan ayrı dizi için tasarladığınız şeyler olacak mı?
Çizgi roman uyarlaması olduğu için araya parça parça çizgi roman karesi giriyoruz. Bir de hikayelerim çok karmaşık olduğu için dergide ben genellikle kendimi çizip anlatırdım. Onu Hayko Cepkin’e yükledik. O hikayelerde anlatıcı olacak.

Televizyonlarda son zamanlardaki dizi furyası malum, onlarca dizi gösteriliyor. “Acayip Hikayeler” çok farklı bir formatta yayımlanacak. Nasıl tepkiler bekliyorsunuz?
Benim de kanalın da çok fazla beklentisi yok. Kanal da zaten rating kaygısı olmadığını, gece 12’den sonra denemek istediğini söylüyor. Bu kanalın büyük bir cesaretidir. Kanala çok saygı duyuyorum. Büyük bir cesaretle “olur” dedi. Bazen dergide bile otokontrolümüz olmasına rağmen bizi bile tedirgin eden hikayeler çizdik. Televizyona koymaları büyük cesaret…

Gırgır dergisinde başladı “Acayip Hikayeler”. Fantastik, gerilim, bilim kurgu hikayeleri daha önce çizilmemişti. Nasıl başladı?
Benim başladığım dönemde zaten ufak ufak fantastik, bilim kurgu furyası başlıyordu. “Yıldız Savaşları”, “ET”, “Jaws” 80’lerde geldi. Eskiden filmler Amerika’da oynadıktan 5 yıl sonra Türkiye’ye gelirdi. Biz de onları seyretmeden dalga geçen şeyler yapıyorduk. Halkta bir merak başlamıştı. O dönemlerde yine “Alacakaranlık Kuşağı” başlamıştı, oradan da yatkınlık vardı. Ben de o dönem ufak ufak çizmeye başladım ama biraz da çaresizlikten oldu. O dönem 80 darbesi sonrası sıkı bir sansür geldi. Yapacak bir şeyimiz kalmadı. Politikacılar yasak çizemiyorsun, politik kapak yapamıyorsun. Dünyanın en renkli tipleridir rahmetli Erbakan, Ecevit, Türkeş sonra Demirel ama yasak… Okuyucuyu nasıl elimizde tutucağız derken herkes başka bir yola gitti. Behiç Pek, tuttu “Muhlis Bey”i yaptı. Saçma sapan Türkçe konuşan bir adam… Hasan Kaçan, “Cork”u yaptı. Küçük yuvarlak tipler, Heten Keten diye imza atardı. Adamların ne konuştuğunu şifre çözer gibi çözüyordun ama çözdüğün zaman da darbe marbe uçup gidiyor. Ben yapacak bir şey bulamadım dedim fantastik bir şeyler yapayım. Derdimizi fantastik olarak anlatalım. İşkence yapılıyorsa Türkiye’de geçmesin ama uzayda bir yerde geçsin. İşkenceyi konu alan çizgi roman olsun. Oğuz Abi çok açık görüşlü bir adam ama o bile İlk önce “Oğlum ne yapıyorsun Fransızlar gibi çizmenin alemi var mı” dedi. Uzun süre yayınlatamadım ama bir ara punduna getirip “Acayip Hikaye” diye bir hikaye koydum. O zaman editörlükte yapıyordum bazı şeyler benim kontrolümdeydi. Sonra patladı gitti, beğenildi, devamı istendi. Daha sonra birçok çizer fantastik, bilim kurgu çizmeye başladı. Gerek çizgi romanda, gerek karikatürlerde olsun.

Gırgır’daki çizgi karakterler, öyküler komik olurdu ama sizin çizdikleriniz komik değil korku ve fantastik hikayeler… Oğuz Aral ne diyordu çizdiklerinize?
Benim ilk bilim kurgu hikayelerim komik hikayelerdi. Çizgi olarak da karikatüre daha yakın çizgilerdi. Hikayeler daha komik anlatımlıydı, öyle kurtarıyorduk. Sonra ben desen çizmeye, çizgi sertleşmeye, hikayeler daha kanlı olmaya başladığı zaman Oğuz Abi bir yerde “hop ne yapıyorsun” dedi. Her şey bembeyazken bir tane siyah sayfa orada göze batıyordu. Sayfalar komik gidiyor derken bir sayfa açıyorsun kafalar uçuyor, beyinler dağılıyor; homoseksüeller var, hayat kadınları tuvaletlere çocuk düşürüyor, onlar büyüyor fare adam oluyor… O da benim avantajıma oldu aslında. Pırıl pırıl komik şeylerin arasından sivrilip çıkmasının sebebi o. Belki bütün dergi fantastik, acayip olsaydı bu kadar çıkmayacaktı ortaya. Oğuz Abi de okuyucu çok istemeye başlayınca kabullenmek zorunda kaldı. Çünkü çok fazla talep oldu, mektup geldi. Hatta ara verdiğimiz zaman bile “nerede bu adam? neden çizmiyor merak ediyoruz" deyince Oğuz Abi de bu işin rüzgarına uydu, o baba haliyle “tamam, ne çizersen çiz karışmıyorum” geçiştirdi.

Oğuz Aral’ın meşhur lafı var “gereksiz taramalardan kaçının” diye ama sizin çizgilerinize baktığımız zaman çok fazla tarama var simsiyah bir sayfa. Oğuz Aral’ın sözünü dinlememişsiniz…
Ben çok sözünü dinlemedim, çok da kavga ettik. O söz aslında çok güzel bir sözdür. Hepimize söylenmiş bir sözdür. Aşırı taramalardan kaçının… O şuraya da gelir. Öyle kapsamlı ki aşırı içmeyin , yemeyin, para harcamayı … Her şeyin aşırısına karşı kullanılmış bir sözdür. Temeli tabii çizgidir. Tarama atmak da öyle bir şey ki hastalık gibi. Başladığın zaman bırakamıyorsun. Benim taramalarımda çok gereksiz değildir. O yüzden fazla da müdahale edemedi çünkü ben gotik çizdiğim için karamsar. Onu vermek için mecburen tarama atmak zorunda kalıyorsun. Çok duygusal bir aşk hikayesi çizdiğin zaman da çizgi birden değişir, taramayı bırakırsın daha yalın çizgilerle çizmeye başlarsın.

Farklı bir çizginiz var. Bu zamanla mı oluştu yoksa etkilendiğiniz bir akım var mı?
Zamanla oluştu. Benim ilk çizdiğim çizgiler de Oğuz Aral kökenlidir. Yuvarlak gözler, patates burunlar, kepçe kulaklar… Ama sen çizgiyi değiştirmek için uğraşmazsın, çizgi zaten otomatik olarak evrim geçiriyor, değişikliğe uğruyor. Sen bir şeyler keşfediyorsun hatta inanır mısın bazen kalem kayıyor yanlış çiziyorsun güzel bir şey ortaya çıkıyor onu kullanıyorsun. Bir müddet sonra baktım hikayeler ciddileşmeye başladı, ağırlaştı hikayenin senaryosu oldu tutup onu komik bir çizgiyle çizemezsin yavaş yavaş çizgiyi değiştirip onu anlatabileceğin bir çizgi desen çizmeye başlıyorsun çünkü oarada bir kurt adam çiziyorsun komik çizsen hikayenin etkisi kalmayacak mecburen onu kılıyla kaşıyla dişleriyle tam desen olarak çizip okuyucuyu etkilemen gerekiyor.

Okurlarınız da merak ediyordur sizi bu hikayelerin çizen Galip Tekin kim? Hikayelerdeki gibi farklı yaşayan bir dünyası mı var?
Değil işte. Belki bir dönem tuhaf bir yaşantım oldu. Çünkü çok kişilikli bir yaşantıydı o. Bir taraftan Boğaziçi’nde öğretim görevlisiyim, bir taraftan gece alemindeyim çünkü bar işletiyorum. Ama hikayelerimdeki gibi abartılacak biri değilim. Ama bu doğaldır, bir şehir efsanesi uydurulur. Kötü niyetli değil. “Uyuşturucu kullanıyor da çiziyor” gibi şeyler söylendi. Okuyucunun da garip, çok abartılı bir hayal dünyası var. Bizden geri kalmaz. Öyle zannediyorlarmış. Ben uyuşturucu alıyorum da hayaller görüyorum öyle çiziyormuşum ki imkansız uyuşturucu alan birisi bırak çizmeyi imza bile atamaz. Tek kare çizemez ama madem öyle görmek istiyorlar, öyle mutlu oluyorlar ben de sesimi çıkartmadım. Öyle bilsinler diye.

İlk mesleğiniz makinistlik. Oradan çizgi dünyasına geçmeniz nasıl oldu?
Uzun yıllar makinistlik yaptım hatta çırak bile yetiştirdim. O zamanlar makineler kömürlüydü, makineler arasında kıvılcım atlardı. İki tane kömür vardı. Kaynak gibi inanılmaz bir ışık verirdi. Kömürün bir özelliği vardı parmak boyuna geldiği zaman kullanamıyordunuz, çıkarıyordunuz ve yenisini takıyordunuz. Kömürlerin üzeri bakır kaplıdır. Her film geldiğinde bir ton afiş gönderirlerdi onun arkasına falan çiziyordum kömür kalemlerle. Öyle ufak ufak çizmeye başladım sonra akademi sınavına girdim. Hiçbir kurs falan olmadan kazandım ama okuyamadım. Çünkü o sıra Gırgır’a başlamıştım. Bir de akademi masraflı bir okul, ben resim çiziyoruz sadece zannediyordum ama öyle değilmiş fırçalar, malzemeler inanılmaz masraflı karar vermek zorundaydım. Bir akademiye gidiyorum, bir dergiye gidiyorum. Bir gün Oğuz Abi çağırdı beni odasına “yavrucum sen bu okula gidiyorsun ama sana orada çizgi öğretiyorlar mı” dedi, “yok” dedim. “Peki çizdiriyorlar para veriyorlar mı” dedi, “yok” dedim. “Oğlum gel buraya ben sana hem çizgi çizmeyi öğreteyim hem de üzerine para veriyim” dedi. Çok mantıklı bir laf etti bana bıraktım ben akademiyi. Ve gerçekten çizgi çizmeyi ben Oğuz Abi’den öğrendim. Önce karikatür çizdim, sonra başkalarına hikayeler yazdım onlar çizdi. Sonra kendi hikayelerimi çizdim derken aldı başını gitti.

TÜRKİYE HABERLERİ

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası