Bostancı | |
---|---|
Bölge | Marmara |
İl | İstanbul |
İlçe | Kadıköy |
İdare |
Caddebostan | |
---|---|
Caddebostan mahallesinin Kadıköy ilçesindeki konumu | |
Ülke | Türkiye |
İl | İstanbul |
İlçe | Kadıköy |
Seyahat
En Fazla 3 Aktarmayla İstanbul'un Cennet Sahillerine Nasıl Ulaşırsınız?
Gezi bloglarının dünyanın dört bir yanını sanki baş ucumuzdaymışçasına önerilen yerler kategorisine almasına inat, sadece birkaç akbil uzaklığımızda olan İstanbul sahillerini hafta sonu planınıza eklemeniz için derledik.
Ancak baştan uyaralım; gitmeye karar verirseniz trafikten, sıcaktan ve kalabalıktan biraz yakınabilirsiniz. 'Bir tek haftasonum var, onu da yolda geçiremem, evde pineklerim' diyenlere söyleyecek lafımız yok. Ama yolda çektiklerinize değecek ve ulaştığınızda tüm sıkıntılarınızı serinliğiyle silecek sahillerimiz.
Giriş Yap
Artık Nostalji Olan İstanbul İETT Hatları
123 sonraki »
ANA SAYFA -> ULAŞIM
cevap yaz
sayfa 1 |
Kemal Çevik 18 yıl önce - Sal 08 Mar , Artık Nostalji Olan İstanbul İETT Hatları Tekrar merhaba, Burada IETT'nin hatlarını ve otobüslerini (IETT'ciler otobüs değil araba derler, gerçi bu her yerde aynı galiba Paris'te de araba "voiture" diyor RATP personeli otobüse) konuşuyoruz ama doğal olarak herkes yaşamış ya da seyahat etmiş olduğu bölgenin detaylarını daha iyi hatırlıyor. Köprülerden önce, toplu taşım araçlarıyla Asya'dan Avrupa'ya geçmek isteyenler çıkış noktalarına göre ya Üsküdar'a ya da Kadıköy'e gelip vapura binmek zorundaydılar. Bir de Bostancı-Suadiye-Caddebostan-Moda-Eminönü seferi vardıysa da nedense özellikle akşamları pek rağbet görmezdi. Bunun bir nedeni de belki akşam dönüşte Kadıköy çarşısına uğrayıp alışveriş yapılmasıydı. Yıl tramvayın kalkmasından hemen sonra. O zamanlar hala "Kadıköy'e indim", "İstanbul'a indim" sözünü kullanırdık sanki köyünden bir işini halletmek için "kazasına" inen vatandaşlarımız gibi. Kadıköy'e "inmek" için demiryolu ile deniz arasındaki Erenköy'den Bostancı'ya kadar olan bölgenin tek otobüsü 4 numaralı Kadıköy-Bostancı idi. Bunun yanısıra şimdiki Caddebostan Migros, o zamanki Maksim Gazinosunun önünden 13 ve 13A, Fenerbahçe'den de 6 ve 6A Kadıköy'e giderdi. Tren bu kadar sık ve henüz elektrikli de değildi ve genelde doğrudan karşıya geçilecekse tercih edilirdi. Yazın, yazlıkçıların yüzü suyu hürmetine seyyar satıcılardan birçok şey temin edilebilmesine karşın özellikle kışın bazen bir demet maydanoz ya da gram kahve için Kadıköy'e gidilmesi gerekirdi. Şaşkınbakkal adının da henüz buralarada kimse yokken açılan bir bakkal dükkanından kaynaklandığını (Bkz Dünden Bugüne Istanbul Ansiklopedisi) bilyor muydunuz? Ben bu bakkalın oğularından alışveriş ettim, ilk olmanın avantajlarından fazlasıyla yararlanmışlardı. Neyse dönelim 4 numaraya. Bu hat biletçilerce son güne kadar " ağır hat " diye tanımlanırdı. Hatırlarsanız başduraklarda biletçi yerine oturmaz yolcuyu önde sürücünün yanında bekler, araba dolunca bilet kese kese arkaya gider sonradan yerine otururdu. 4 numara hep dolu gidip geldiği için biletçinin işi hayli zordu. Bu yoğunluk kışında öyle bir hale geldi ki, sabahları Bostancı'dan kalkan otobüs Şaşkınbakkal'dan sonra artık yolcu alamaz oldu. İnen de pek olmadığı için biletçinin şöföre "tamamız" işaretinden sonra adeta ekpress hat gibi hiç durmadan, ya da tek tük ineceği durak harici indirerek Kadıköy'e kadar gidildiği seferler çok oldu. Bunun üzerine sabahları bazı 4 numaralar aradan sefere başlatıldı. Bu uygulama Şaşkınbakkal öncesi yolcuya yaramadıysa da daha az insanın yolda kalmasını sağladı. Bunlardan ilki sadece göğüs tabelası ile sefer yapan G Kadıköy-Göztepe hattı idi. O zamanlar Çiftehavuzlar yönünden gelip, Göztepe Istasyon caddesine dönecek araçlar Bağdat caddesi üstünde beklemez, şimdi geniş bir yaya kaldırımı olan alandaki yan cebe girip beklerler, öyle dönüş yaparlardı. "G" bu cepten kalkış yapar, cadde üzerindeki Göztepe durağında durmadan Çiftehavuzlara devam ederdi. Durakta 4 bekleyip te "G" nin karşı tarafa geldiğini farketmeyenler genelde bozuk çalarlar ama ellerinde de bir şey gelmezdi. Gene aynı dönemde "Selamiçeşme-Kadıköy" ve " Kızıltoprak-Kadıköy" numarasız hatları sabahları birer arabayla çalışmaya başladı. Bu arabaları 4, 6 ve 13'ten kestikleri için durumda pek bir rahatlama olamamış sadece denge kurulmuştu. Son olarak, sabah garajdan çıkan bir 4 numara ilk seferi için doğrudan Bostancı'ya gitmez, satt 'da üst tarafından Ethemefendi caddesine girer, demiryolunu geçince sağa ilk sokağa sapar, sonra da Tanzimat sokaktan Bağdat caddesine (Yeniyol ile Göztepe durakları arası) çıkardı. Kadıköy'den 'da kalkan bir 4 numara da Erenköy'e gelince sola Ethemefendi'ye döner sabahki yoldan Kadıköy'e geri dönerdi. Bu iki seferin de tabelasında "E" yazardı. Bu hattın oralarda oturan bir ileri gelenin okula giden çocuğu için konduğu söylentisi dolaşırdı ağızdan ağıza. Leyland'lar geldiği sıralarda Bağdat caddesinin Suadiye-Bostancı bölümü elden geçiyordu, bu nedenle 4 numara Suadiye'den Ayşe Çavuş sokağına sapar Emin Ali Paşa caddesini izleyerek Turşucu deresini geçer Bostancı istasyonuna ulaşırdı. Bu güzergah öylesine rağbet gördü ki, inşaat bittikten sonra 2 arabalı 4A doğdu. Selamiçeşme hattına 4B, Göztepe hattına 4G numarası verildi. "E" ise 4E olarak değiştirildi ve Kadıköy-Kızıltoprak-Bağdat Caddesi-Erenköy-Ethem Efendi Caddesi- İkinci Orta Sokak- Tanzimat Sokak-Bağdat Caddesi-Kadıköy güzergahını izleyen bir ring oldu. Bu hatırlayabildiğim kadar 21/21A Suadiye ringlerinden sonra Anadolu yakasının 3. ringiydi. Yeterli otobüs olunca 4B'yi bekleyen kimse kalmadı, hat kapatıldı. 4G Cemil Topuzlu (şimdiki Bostancı'ya gidiş yönü) caddesinden gelip, Tütüncü Mehmet Efendi caddesinden Bağdat Caddesi (Göztepe'ye) çıkıp oradan Kadıköy'e döndü, ama ring değildi, cadde üzerinden kalkış yapardı. gibi hatırladığım bugünlerde 4 numarada 12, 4A'da 2, 4E VE 4G' de birer araba çalışırdı. 4'e gidiş dönüş dakika sefer süresi verildiği için ilk kez tren tarifesi gibi otobüs tarifesini o zaman görmüştüm , , , gibi giderdi. Hoş tam dakikasında kalkış nasıl sağlanırdı o da ayrı mesele. ya da 75'de 4G. 4G1 ve 4G2 Göztepe; 4E, 4E1 ve 4E2 Erenköy ringleri oldular. Daha sonnraki "numaraları anlamlı hale getirme" operasyonu sonunda da GZ1/GZ2; ER1/ER2'ye dönüştüler. Tek numaralar Bağdat caddesinden gider, Ziverbey'den döner, çiftler tersini yaparlardı. Eski 4E'ye de 4C numarası verildi ve 'ye kadar çalışırken gördüm. (Anlaşılan bizim amca hala orada oturuyordu )) Bu ringlerde ikişer'den toplam 8 araba çalışırdı. Kapatılan 21/21A nın arabaları bu hatta verilirken 4,13 ve 18'den araba eksiltilmişti. Gelecek program Caddebostan - Kadıköy ya da mahallenin özel otobüsü. Görüşmek üzere Kemal Çevik En son Kemal Çevik tarafından Sal 08 Mar , tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi mesajı beğendiniz mi?: +2 |
Akın Kurtoğlu 18 yıl önce - Sal 08 Mar , mesajı beğendiniz mi? |
Kemal Çevik 18 yıl önce - Çrş 09 Mar , Köprü Akın bey merhaba, Bildiğiniz gibi eskiden tüm vapurların Galata Köprüsü'ne yanaşmasından kalma bir alışkanlık sanıyorum "Köprü'den vapura binmek". Anadolu yakalılar da Köprü'ye gitmek için vapura biner. Şehir Hatları yaz taifesinde, artık Köprü'deki iskeleler kullanılmamasına rağmen Boğaz Hattı'nın kalkış iskelesi hala "Köprü" idi. En son 'de Anadolu Kavağı iskelesinde "Köprü'den Geliş ve Köprü'ye Gidiş" saatleri asılıydı. Kemal Çevik mesajı beğendiniz mi? |
Kemal Çevik 18 yıl önce - Cmt 12 Mar , 13 Kadıköy Caddebostan: Mahallenin özel otobüsü 13 numarayı ben kışında keşfettim. O zamanlar Erenköy camiine yakın otururduk, Kadıköye (okula) gidiş ve gelişler için de doğal olarak 4 numarayı kullanırdım. Ancak o kış otobüs sayıları o kadar yetersiz kalmıştı ki Erenköy durağından artık sabahları otobüse binemez olmuştum. Sabahları artık 4e önce Bostancı yönüne binip son durağa (ya da birkaç durak) gidip oradan tekrar Kadıköy yönüne binmek gibi çözümler bulmuştum. Birgün muhtara işim düştüğümde aklım başıma geldi 13 oradan kalkıyordu. Kısa zamanda abonesi oldum, az ötede Bağdat caddesinde 4 numaraya binemezken, 13de yaşını başını almış yolculara ayıp olmasa oturacak yer bile buluyordum. Daha sonra Leylandlar geldi, birçok hat gibi 4de rahatladı ama ben 13 numaramdan vazgeçemedim. Isterseniz biraz geri dönelim. Tıpkı vükela vapurları gibi Kadıköyde vükela hatları var. Bunlardan biri Ilk olarak 2. dünya savaşından hemen ( tahmin ediyorum) sonra bölgeye genellikle Şişli tarafından gelen yazlıkçıların, tren çok uzak, tramvay çok kalabalık sızlanmaları karşısında dönemin toplu taşım aracı işletme yetkisine sahip Üsküdar ve Kadıköy Havalisi Tramvayları şirketinin verdiği izinle bir özel otobüs çalışmaya başlamış. Önceleri yalnızca yazın çalışan bu hat şirketin öylesine ilgisini çekmiş ki iki sene sonra bu hatta kendisi otobüs çalıştırmaya başlamış. Ama bu çok uzun ömürlü olmamış, şirketin araçları Ankaraya yananların yerine gönderilmiş ve çıkarsayabildiğime göre yazında Caddebostanda otobüs hiç gözükmemiş. Bir yıl sonra gene bir halk otobüsü konmuş . Birkaç yıl sonra ( ya da 51 olmalı) tramvay şirketi gene bu hatta sahip çıkmış ve kendisi işletmeye başlamış. Ancak kışın yolcu az olduğu için doğru dürüst çalışmazmış. gibi IETT seferlere başlamış, gene yazın çok sık kışın da daha seyrek olmak üzere düzenli sefer yapılmış. Ben tesadüfen 13 yıl sonra bu hat ile tanıştığımda da gene öyleydi, ancak lerde yaz kış tarifesi eşitlendi. Bütün bu bilgiler rahmetli muhtarımız Rasim Uçuran, ya da bizim Rasim amcamızın yıllar boyu aynı zamanda bakkal dükkanı da olan muhtarlıkta, kendisinden ve ihtiyar heyetini oluşturan çevre esnafından duyduklarımdan derlendi. Onlar genellikle filan demezler bizim oğlanın doğduğu yaz derlerdi (sarı ineğin buzağılaması anlaşılan şehirde böyle oluyor). Bugün Migrosûn olduğu yer Maksim gazinosuydu bildiğiniz gibi, Rasim Amcanın dükkanı da şimdiki Migrosun karşısında yer alan, altında cafe-bar olan yüksek binanın yerindeki mütevazi bir binanın altındaydı. Genelde mahalleli sabah 13e binmeden uğrar ya gazetesini alır, ya öğlen nevalesini ayarlar, biz öğrenciler silgi kalem gibi ihtiyaçlarımızı giderir, ya da Rasim Amca, babama iki tane ikametgah lazımmış, hazırlarsan dönüşte alırız derdik. Rahmetli de Allah için hiçbir gün sen kimin çocuğusun diye sormazdı. Özellikle kışın soğuk günlerde burası 13 numaralı hattın bekleme, sürücü ve biletçilerin dinlenme salonuydu. Bazen sohbet öyle tatlı olurdu ki, bazı yolcular ziyanı yok bir sonraki seferle giderim diyerek bir türlü ayrılamazlar, ya da biletçi arabadan iner gelir sürücüyü hadi yahu gene gecikiyoruz diye yaka paça alır giderdi. Sefer aralıkları kışın , yazın dakikaydı. Yaz kış seferler de karşılıklı başlar, kışın IETT saati ile Kadıköyden da, yazın da, Caddebostandan ve da biterdi. kışında 13 ve 13A olmak üzere iki hat vardı. Maksimin öünden kalkan araba, bugün sahile inmek için kullandığımız Plaj Yolu Sokakın köşesinde Plaj Yolu, bir sonraki sokağın köşesinde Gelengül, Tütüncü Mehmet Efendi caddesinin köşesinde Göztepe duraklarını yapar, onadan sonra Büyük Klubün karşısında Çiftehavuzlar, 18 Mart sokağının köşesinde 18 Mart (doğal olarak) diye durur, bugün İŞ Bankası bloklarının (Han Kebapın olduğu yer) olduğu noktaya gelirdi. O zamanlar bu arazi boştu, Pazar günleri eski futbolcuları izlemeye gittiğimiz Dalyan sahası idi. Bugünkü Kalamış Ayanoğlu (Ahmet Mithat Efendi caddesi daha açılmamıştı) Dalyan diye durak yaptıktan sonra 13A sağa döner Selamiçeşmeden Bağdat caddesine çıkar ve 4 gibi Kadıköye devam ederdi. 13 ise sola Kuru Kahveci Hacı Mehmet efendi sokağına döner, Yoğurtçubaşı (çıkmaz sokağın adı) durağından sonra, futbol sahasının güney kalesinin arkasındaki Fuat Paşa sokağına girer , demiryolunu geçmeden de Hat Boyu diye dururdu. Evet demiryolunu, o sıralar Feneryolu istasyonundan Fenerbahçe TCDD kampına giden demiryolu hala vardı ve de arasıra kampa malzeme taşıyan bir iki vagonlu bir tren geçerdi.. Sonra raylar sökülüp yerine Ayanoğlu caddesi yapıldı. Bugün caddenin gidiş yönüne göre solda kalan geniş kaldırım ve park yerleri ise eski yoldu. Daha sonra Fuat Paşa caddesinde Fuat Paşa durağını yapar, Kalamış Fener caddesine ulaşır, sağa döner Kalamış diye durur, Nahiye ve Depo duraklarından sonra Kızıltopraka gelir, 13A ile birleşir, aşağı yukarı şimdiki yerinde olan Kızıltoprak durağını geçtikten sonra, caminin önünden Tahta Köprü caddesine girer, stada (şimdiki) gelmeden Dere Yolu, Kurbağalı dereyi geçtikten sonra Yoğurtçu Park, pazarın girişinde Çukurbostan, Altıyola çıkmadan Altıyol, şimdiki durağın karşısında Çarşı diye durur, iskelede biterdi. Dönüşü de aynı yoldan yapardı. Yazın 2 adet 13, 2 adet 13A , kışın 1 araba 13 2 araba 13A çalışırdı. Hatların ayrı ayrı sefer cetveli yoktu aynı cetvelde işaretleme yapmak suretiyle 13, 13A ayrımı gösterilirdi. Gene o yıllarda Caddebostan Dalyan arası yol, dar bir köy yolunu andırırdı. da Kalamış Ayanoğlu arasındaki Ahmet Vefik Paşa caddesi açıldı, Cemil Topuzlu caddesi Ayanoğluna kadar uzatıldı, demiryolu sökülerek Ayanoğlu Caddesi yapıldı. Bu durumda 13A kaldırıldı, 13ün yolu değişti Dalyan durağından sonra yeni yoldan Ayanoğlu ve Ahmet Mithat Efendide durarak Nahiye durağına gitti. kışında da Cemil Topuzlu caddesi Göztepeye kadar elden geçti, kenarında park yerleri olan, o zamana kadar şehirde pek görülmemişti, modern bir yapıya kavuştu. Göztepe Caddebostan arası ise sahil yolu yapılana kadar eski dar haliyle kaldı Bugün Bostancıya doğru giderken Göztepeden hemen sonra soldaki tek şerit eskiden evlerin bahçesiydi, ağaçlar da yol kenarındaydı, sağ tarafta ise yolun karşısındaki evlerin bahçelari vardı. Gelengül ışıklarından sonra sağdaki ağaçlar yolun kenarında idi, solda ise geniş bahçeler vardı. Yol Caddebostan plajının kapısından geçerek Maksime ulaşır, sola dönülerek İskele Caddesinden Bağfdat caddesine ulaşılırdı. Sola dönmeyip de düz giderseniz Caddebostan iskeledi önünde küçük bir meydancıktan sonra bugün McDonaldsın arkasında kalan çıkmazla yol biterdi. Bugünkü hale sahil yolu yapılırken de geldi. Her nedense 13 iskele meydancığından dönmez, önce burnunu İskele Caddesine verir, yolcusunu indirir, sonra geri geri sağa dönerek durağa yanaşırdı. Bu arada dayanamayıp, ya da otobüsün geri geleceğini bilmeyip arkasına giren bir sürü araç da nasibini almadı değil. Özellikle yaz akşamları Maksimden de kaynaklanan kalabalık yüzünden son durağa kadar gelemediğinde, başarabilirse Plaj Yoludan manevra yapıp geri döndüğü, başaramazsa Plaj Yoludan Bağdat caddesine çıkıp,Göztepeden aşağıya indiği çok olurdu. Bazen de başduraktan kalkıp ilerleyemez, o zaman da İskele Caddesinden Bağdat caddesine çıkar, Göztepeden gene yoluna dönerdi. O saatte genellikle ara duraklarda Kadıköy yolcusu olmadığından bir sorun çıkmaz, tek tük yolcu varsa da yolun durumundan vaziyeti anlar, uygun duraklara yürürlerdi. 13, benim bindiğim zamanlarda bile henüz mahallenin özel otobüsü olma çözelliğini kaybetmemişti. Her seferin yolcusu, hatta her seferin yolcusunun yeri belliydi. Yalnız Leylandlar geldiği zaman Skodanın sağ ön koltuğunun Leylandda nereye karşı geldiği tartışma konusu olmuş, sonunda en ön sağdaki ikili sıranın koridor tarafı olduğuna karar verilmişti, ancak kalabalık artıp koridor dolunca yol görünmez olmuş, bunun üzerine cam tarafı bu onura layık görülmüştü. O zaman biletçi ve sürücüler yanlış hatırlamıyorsam bir hatta belirli süre çalışır sonra başka hatta geçerlerdi, o yüzden aynı biletçi veya sürücü ile birkaç zaman beraber olurduk. Hatta bazen biletçi veya sürücü, yarından itibaren 5de çalışacağını söyler, tekrar buluşana kadar iyi dileklerini sunardı. Duraklar genellikle sokakların ucunda olduklarından, eğer o duraktan binmesi alışkanlık haline gelmiş bir yolcu gelmemişse, sanki randevuya geciken arkadaş gibi, sokağın içine bakılarak gelip gelmeyeceği anlaşılmaya çalışılınır, bazen biirmiz, bazen bizzat biletçi inip bakar yolcunun gelmediğinden emin olmadan hareket edilmezdi. Aynı yolcu birkaç gün üst üste gelmezse durumdan Ramiz Amca haberdar edilir bize haber vermeden seyahate mi çıktığı ya da hasta mı olduğu ertesi gün anlaşılırdı. Gene caddeye yakın evlerden annelerin/eşlerin sanki okul servisiymiş gibi devam edin ya da bir dakika işaretleri olağan şeylerdi. Benim seferinin belli başlı kişileri ilk duraktan binip, Karaköye Merkez Bankasına giden Şinasi bey, Skodada sağ ön koltuğun yolcusuydu, Kadıköy Ticaret Lisesi öğretmeni Mustafa bey, araba ne olursa olsun biletçiyle konuşabilecek bir yere otururdu. 18 Marttan hemen her sabah bir İstiklal savaşı gazisi biner, takım elbisesi, kravatıyla muhtemelen Kadıköye iskelenin üst katındaki Gaziler lokaline giderdi. Adını o zaman bile bilmez Gazi Dede derdik. Göğsündeki İstiklal Madalyası, başındaki kalpağa rağmen, ücretsiz pasosunu sürücüye uzatır, tamam efendim denmeden de geri çekmezdi. Sürücü de asla adamcağız yerine oturmadan (Skoda da kapının karşısı, Leylandda en ön sağ yan) hareket etmezdi. Aradan epey zaman geçti, ama İTÜ öğrencisi flört eden bir çift, ben dahil 10 kadar öğrenci, sular idaresi şefi, bir deniz subayı aklımda kalan önde gelen yolcular. Herkes biribirini selamlar hal hatır sorardı, sanki bir IETT otobüsü değil de, iş yeri servisi gibiydi. Emekliliğine az kalmış bir sürücümüz vardı, Mustafa Dayı derdik, otobüsü kendi arabası gibi görüdüğünden elinden bir sarı bez hiç eksik olmaz hareket saatini beklerken toz alırdı. Gene Eren adlı, burnu sanki yumruk yemiş te kırılmış gibi olan, genç bir sürücümüz vardı. Bütün seramoniye rağmen en külüstür Skoda bile altında canavar kesilir her zaman vapurumuzu yakalardık. Gene aklımda kalan biletçi Bülent, koyu bir Beşiktaşlıydı, kazara Pazar günü Beşiktaş teklemiş, Pazartesi de Bülent gelmişse, mutlaka Bülente sataşılır, güle oynaya (tabii Beşiktaşlılar için pek geçerli değildi ama) yeni bir haftaya başlanırdı. Biletçi Resul, ulusal duyguları çok kabarık, dedesinin Kurtuluş savaşı anılarını her fırsatta bizlere anlatan biriydi. Bir 28 Ekim sabahı gene bu anıları anlatırken 18 Marttan Gazi Dede binmişti, Resul önce Gazi Dede, bugün ben burada oturuyorsam bunu sana borçluyum, hepimiz sana borçluyuz.. diye başlayan bir nutuk attırmış, sonra hızını alamamış Harbiye Marşına başlayıvermişti, çok geçmeden yolcular da ona katılmıştık. 13, geziye giden askeri lise öğrencilerinin otobüsü havasında Kızıltopraka geldiğinde ancak Gazi Dedenin yerinde olmadığını farketmiştik, sürücü adamcağız Kalamışta attı kendini aşağıya diye açıklamıştı durumu. Artık adamcağızı çok mu duygulandırmıştık, ya da bizim densizliğimize mi takmıştı orasını asla bilemeyeceğim. Caddebostandaki bekleme odası ise ayrı bir dünya idi. Leylandlardan ve yolun yapılmasından sonra sefer süreleri kısalmış ama tarife değişmemişti. Bu yüzden peşpeşe giden 2 hatta bazen kışın gündüz 3 arabayı birden Caddesbostanda bekliyor görmek olasıydı. Bunun bir nedeni de sürücü ve biletçilerin Rasim Amcada sıcak sıcak oturup çay, sahlep içerken sohbete kendilerini kaptırmalarıydı. Bir sonraki Caddebostan kalkışına yetişecek kadar geç kalkmayı göze bile alan olurdu. O günlerden bir anı daha. Sanıyorum kışında Cemil Topuzlu caddesinde bir kazı vardı, çok dar olan Göztepe Caddebostan arası çalışmalar sırasında geçit vermez olmuştu, bu yüzden 13, Göztepeden Tütüncü Mehmet Efendi caddesine sapar, Cemil Topuzluya paralel Mehtap Sokaktan Plaj Yoluna iner son durağa öyle ulaşırdı. Araya IETT biri Gelengülün yerine iki seyyar durak koymuştu. Fakat her ne hikmetse bu durakları her sabah başka yerde bulur olmuştuk, öyle fazla değil ama birkaç metre yer değiştiriyordu her gece duraklar. Önce gece geç vakit parkeden araçların sürücülerinden şüphelenildi ama çok geçmeden işin aslı anlaşıldı. Sokaktaki apartman sakinleri sabah otobüs kendi kapılarında dursun diye durakların yerini değiştiriyorlardı, hatta bu konuda kapıcılar arasında bir savaş çıkmak üzereydi. Operasyon sabah saat beşlerde yapıldığı için, sürücüler bir önceki akşam bıraktıkları yerde bulamıyorlardı durakları. gibi artık mahalle iyice kalabalık olmuştu, öğrenciler mezun, Şinasi beyle Mustafa Dayı emekli olmuş, Rasim Amcanın küçük binası yerine bugünkü apartman yapılmaya başlanmış, muhtarlığın yeri değişmiş, Gazi Dede artık tek başına sokağa çıkamaz olmuştu. Sözün kısası 13, artık mahallenin özel otobüsü gibi gelmiyordu bana. Sahil yolu yapımına başlanmış, Cemil Topuzlu caddesi genişletilmiş, Bağdat caddesi ile peyderpey tek yönlü hale getirilmeye başlanmıştı. Önce Kızıltoprak Selamiçeşme arası tek yön oldu, 13 eskisi gibi Caddebostana gelip, Kadıköye 13A gibi dönmeye başladı. Tek yönlü trafik Göztepeye kadar ulaştığında gene aynı yoldan geliş yapıp, dönüşte Göztepe Tütüncü Mehmet Efendi caddesini izleyerek Bağdat Caddesine çıktı. En son olarak Cemil Topuzlu caddesinin Göztepe Caddebostan arası yapılırken eski G hattı gibi ring yapmaya başladı.Sahil yolu açıldığında bir süre 13 numara ile İskele caddesinden Bağdat Caddesine çıkarak ringe devam etti. Hatların daha anlaşılır numaraları olması operasyonu çerçevesinde 13 Caddebostan CB1 oldu, 13 numara da Ümraniyeye uzatılmış eski 1 numaraya verildi. Önceleri iki araba çalışan CB1 deki araba sayısı önce bire indirildi, sonra hafta içinde yalnız sabah akşam çalıştı ve de yanılmıyorsam yılında sessiz sedasız kapatıldı. Başı sancılı, sonu hüzünlü ama arası hoş bir hikaye, tıpkı insan ömrü gibi değil mi? Görüşmek üzere Kemal Çevik- Caddebostan mesajı beğendiniz mi?: +2 |
Akın Kurtoğlu 18 yıl önce - Pts 14 Mar , mesajı beğendiniz mi? |
Kemal Çevik 18 yıl önce - Pzr 20 Mar , 6 Kadıköy Fenerbahçesi Kadıköy yakasının başka bir vükela hattı da 6 Fenerbahçe ya da orijinal adı ile Fenerbahçesi. (Bugün FB1, FB2). Fenerbahçeye ilk tramvay benim Kızıltopraklı aile büyüklerinden derleyebildiğim bilgilere göre yılında çalışmış olmalı. (Şu anda elimde ulaşabileceğim başka kaynak yok). Yıllar boyu Fenerbahçenin tek toplu ulaşım aracı önce 6 numaralı tramvay, sonra otobüs olmuş, Kalamışa yanaşan şehir hattı vapurlarını saymazsak. İkinci dünya savaşının son yılı ya da hemen sonrası önce bu hatta bir halk otobüsü çalışmış, ancak gene aileden derleyebildiğim bilgiler arasında Fenerbahçesi ne denize giderken otobüsü tercih etmezdik, hem dolaşır hem de sıcak olurdu.. ifadesi olduğuna göre, bu otobüs Fener Kalamış caddesinden değil de Bağdat Caddesi, Hat boyu (bugün Ayanoğlu caddesi) yolu ile gidiyordu diye düşünüyorum, yazın 6 numaralı tramvayda yanları açık arabaların çalıştığını göz önüne alırsanız neden sıcak olduğu da hemen anlaşılıyor. Bu hat ta Istanbulun Ankaraya desteğinden(!) nasibini almış larda uzun süre buraya otobüs çalışmamış, bir ara 13 yazları Dalyana kadar inmiş ancak otobüsler IETT tarafından çalıştırılmaya başlayınca düzene girmiş. larda 6A numaralı otobüs Kadıköy Altıyol Kızıltoprak Feneryolu - Hat Boyu Dalyan yolu ile Fenerbahçe seferini yaparmış, ama son durağının neresi olduğuna dair elimdeki (ya da kulağımdaki) bilgiler çakışıyor. Bir kısım görgü tanığının tanığına göre bugünkü Kazım Lakay sokağının denize ulaştığı yere yakın bir yer, başka bir kısma göre ise Fenerbahçe Meydanı. Tramvaylar kaldırılınca da ( ?) Kızıltoprak Fener Kalamış caddesi yolu güzergahında bu kez otobüs 6 numara ile çalışmaya başlamış. kışında ben 6 ve 6A nın bahsettiğim güzergahlarda çalıştığını, 6Anın Dalyandan sonra Gülizar Sokaktan Fener Kalamış caddesine inip Fenerbahçeye ulaştığını hatırlıyorum. Ayanoğlu ve Ahmet Mithat Efendi caddeleri açılınca 6 ile 6A hemen hemen aynı yolu kullanır oldular. Kalamıştan sonra 6A bu kez Ahmet Mithat Efendi caddesi yolu ile Ayanoğluna gelir, sağa dönüp Orduevine kadar iner, Gülizar sokağı izleyerek Fenerbahçeye giderdi. 6, 6A da ikişerden dört araba çalışırdı ki, yolun kısalığı, ve o günlerin trafik yoğunluğunun çok düşük olması nedeniyle Kadıköyde ya da genellikle Fenerbehçede her zaman hareket saatini bekleyen bir araba görmek mümkün olurdu. Bölgenin tek ulaşım aracı olmasından mı, yolcusunun emekli bürokratlar, askerler; hatırlı kişiler olmasından mı kaynaklanıyordu bilemiyorum ama en sıkışık zamanlarda bile eksik araba ile çalışmadığını, iskelede dakikalarca 4 numarayı beklerken 6ların peşpeşe hareket ettiğini dün gibi hatırlıyorum. ya da 82 gibi 6 ve 6A ring oldu. (Akın bey sizdeki rehberlerden doğrulayabilir miyiz?) 6 Kalamıştan gidip, şimdiki Fenerbahçeden dönüş yolundan, orduevi ile askeri lojmanların arasından Ayanoğlu Caddesine çıkmaya ve 6Anın Kadıköye gidiş yolunu izleyerek Kadıköye dönmeye, 6Ada tersini gitmeye başladı. Bağdat Caddesi Selamiçeşme-Kızıltoprak arası tek yön olunca kısa bir süre 6 eskisi gibi gidip, dönüşte Ayanoğlu Caddesinden Feneryoluna çıkıp Bağdat Caddesi yolu ile Kadıköye döndü, 6A ise Kalamış- Ayanoğlu- Orduevi- Fenerbahçe-Kalamış-Ayanoğlu-Feneryolu-Bağdat Caddesi ringini yaptı ama o kadar anlamsız bir hattı ki, Ayanoğlu ve Fener Kalamış Caddesinin son kısmı da tek yöne dönünce zaten gidecek yolu da kalmadı. Tam bu sırada hatlar yeniden numaralandırıldı 6, FB2 oldu, ringini Bağdat Caddesine Selamiçeşmeye Lalezar Sokaktan ulaşarak çıkıp yapmaya başladı, 6A ise, (ya da 6Anın yerine) FB1 numarasıyla FB2 ile Selamiçeşmeye kadar aynı yolu izleyip, ama dönüşü Mustafa Mazhar Bey sokaktan SSK Hastanesinin karşısından, Kayışdağı Caddesine çıkıp, Ziverbeyden Kadıköye dönerek çalışmaya başladı. Eğer geçen yazdan bu yana bir değişiklk olmadıysa da hala bu şekilde çalışıyor. yılları arasında bu hattın (daha doğrusu mahallenin sakinlerinin) yolcu profili ilginçti. Her daim yolcu olan öğrenciler dışında, yüksek düzeyden emekli olmuş bürokrat ve askerler, öğretim üyeleri, serbest meslek sahipleri, ev hanımları, buruna kaçamak yapmaya giden ürkek çiftler. Kısaca eğitim ve/veya gelir düzeyi yüksek bir yolcuydu. İnerken binerken hiç itiş kakış olmaz, yolcular birbirlerini aynı 13teki gibi tanır efendim, zat-ı aliniz, mahdumunuz, kerimeniz ya da zevciniz sözleri çok sık duyulur, arabanın içi iş saatlerinde Vakkonun erkek, öğlen saatlerinde hanım reyonunu andırırdı. 13ten tanıdığım biletçi Bülentin bile bazen funduszeue.infoesi 6ya geçiyorum hanıma söyleyim de elbisemi ütülesin, yeni gömleğimi hazırlasın diye söylendiğini hatırlıyorum. Nevşehirlinin ( yoksa Kırşehir miydi?), Kadıköyü gördükten sonra funduszeue.info bizim Nevşehire şehir, buraya da köy diyenin diye başladığı rivayet edilir ama lere kadar gerçekten en azından yaşam tarzı açısından öyleydi galiba Görüşmek üzere Kemal Çevik mesajı beğendiniz mi?: +2 |
Akın Kurtoğlu 18 yıl önce - Cmt 26 Mar , mesajı beğendiniz mi?: +3 |
Mustafa Noyan 18 yıl önce - Pzr 27 Mar , 40B 40B yalnız ÖHO çalışan ve PTT Evleri'nden dönen bir hat iken; geçen yıl son duragı Bahçeköy'e uzatılarak ve belediye otobüsleri de eklenerek 42T BAHÇEKÖY-TAKSİM hattına dönüştürüldü. Boğazın Rumeli yakasında çalışan 22A hattı 22D kaldırıldıktan sonra Kalender Orduevi son durak yaptı gibi hatırlıyorum, bir de 80'lerde pik saatlerde Beşiktaş? kalkışlı 22F Ferahevler ile 22T Tarabyaüstü hatları Boğaziçi kıyısını takip ediyordu. 70 lerde Eminönü Reşitpaşa gibi Halk otobüsü çalışan bir diğer hat Üsküdar - Beykoz Ortaçeşme hattı idi, bu hatta çalışan İETT otobüslerinin tabela numarası o zamanlar 15B idi. Tabelaların uzunluğu, zor okunması ve çok semt adı yer alması gerçekten gereksiz, benim tavsiyem ön cam sağ alta küçük bir tabela ile istikameti gösteren bir yazı asılması ve yan tabelaların sadeleştirilmesidir. Küçük istikamet tabelası ile son duraklar belirtilebileceği için, son durak uzadığında veya farklı mahallelere gidildiğinde ana tabelayı değiştirmek gerekmez; misal olarak KADIKÖY__TOPKAPI ana tabela yerinde durur, ön camda küçük tabela ile _CEVİZLİBAĞ veya _DAVUTPAŞA Y.Ü.KAMPÜSÜ yazısı otobüsün son durağını gösterir, bu tabelanın arkasında _KADIKÖY yazısı yer alır, yan tabelanın da bir tarafında _ÇEVRE YOLU ASTSUBAY OKULU ALTUNİZADE KADIKÖY arkasında _ÇEVRE YOLU HALICIOĞLU EDİRNEKAPI TOPKAPI funduszeue.infoĞ yazar şoför son durakta tabelaları ters çevirerek yolculara yardımcı olabilir. Farklı bir hatta da BEŞİKTAŞ_28_EDİRNEKAPI, 28_BEŞİKTAŞ, 28_EDİRNEKAPI İETT GARAJI, 28_UNKAPANI KARAKÖY KABATAŞ BEŞİKTAŞ, 28_UNKAPANI FATİH KARAGÜMRÜK EDİRNEKAPI gibi basit yazılı tabelalar kullanılarak yolcular bilgilendirilebilir. Numaralandırma sisteminde değişiklik yapmayan ve ısrarla üç rakama geçmeyen İETT'nin Mercedes otobüslerde dijital tabelalar için kullandığı kodları bilen var mı ?.. mesajı beğendiniz mi? |
Kemal Çevik 18 yıl önce - Pts 28 Mar , Ekpres Hatlar Akın bey, Ben sanki Ekspress 25'i Beşiktaş - Barbaros Bulvarı - Büyükdere Caddesi (25A) gibi gittiğini hatırlıyorum ama yanılıyor da olabilirim. Kemal Çevik mesajı beğendiniz mi? |
Akın Kurtoğlu 18 yıl önce - Pts 28 Mar , mesajı beğendiniz mi? |
sayfa 1 |
cevap yaz
123 sonraki »
ANA SAYFA -> ULAŞIMKasım 04, Halit Tuncay ALPAY 0yorumlar
Caddebostan Plajı Özellikleri, Kamp İle Konaklama Detayları Ve Giriş Ücreti ()
İstanbula yaşayanlar uzun yaz tatili boyunca iş yoğunluğundan dolayı İstanbul dışına çıkmakta zorlanır. Bu sebeple İstanbul içinde denize girebilecekleri noktalar arar. İstanbul içinde denize girilebilecek en uygun noktalardan bir tanesi de Caddebostan Plajı’dır. Caddebostan Plajı ile ilgili detayları derledik.
Caddebostan Plajı İstanbul merkezde bulunan Anadolu Yakasında Kadıköy civarında oturanlar için en uygun plajlardan bir tanesidir. Bu sebeple İstanbul ve çevresinde yaşayan birçok kişi bu civarda, özellikle günübirlik denize girmek istediklerinde Caddebostan Plajı’nı tercih edebilir. Caddebostan Plajı 3 plajları oluşur.
Caddebostan Plajı Nerede Nasıl Gidilir?
Caddebostan Plajı İstanbulun Kadıköy semtine bağlı bir plajdır. Özellikle Anadolu Yakasında yaşayan birçok kişi yoğun iş temposundan kurtulmak istediklerinde bu plajda soluğu alır. Caddebostan plajına gitmek isteyenler ulaşım kanallarını da oldukça merak eder. Caddebostan plajına gitmek için birçok farklı ulaşım aracı kullanır. En kolay ulaşım noktası ise kişinin kendine en uygun ulaşım aracını seçerek Kadıköy merkeze ulaşmasıdır. Kadıköy’e metro, otobüs, minibüs ya da vapur ulaşım araçlarıdır. Aynı zamanda Kişiler kendi özel araçlarıyla da Kadıköye ulaşabilir.
Kadıköye ulaşıldıktan sonra Kadıköy Beşiktaş İskelesi yakınlarında bulunan Bostancı sahilden giden sarı dolmuşlara binerek Caddebostan durağında inmek gerekir. Yine bu civarda Kadıköyden Kalkan Bostancı yönüne giden İETT otobüsleri de bulunmaktadır. Özel araç ile gitmek isteyenler de Bostancı yönüne gittikten sonra Caddebostan durağına gelerek Caddebostan sahiline ulaşabilir.
Caddebostan Plajı Özellikleri
Caddebostan Plajı Kadıköy belediyesine bağlı olan bir plajdır. İstanbul Anadolu Yakasında yaşayanların oldukça kolay ulaşılabilen bir plaj olduğundan dolayı da birçok kişi tarafından tercih edilir. Caddebostan Plaj alanında 1 ücretli olmak üzere 3 tane plajdan oluşmaktadır. Burada bulunan her 3 plajda da; şezlong, şemsiye, duş, cankurtaran, WC, soyunma kabinleri ve büfe bulunur.
Plaj kumlu bir zemine sahiptir. Caddebostan Plajı aileler için de oldukça uygundur. Plajın gerisinde bulunan ağaçlık alanlarda gölgelik isteyen kişiler için uygun olan yerlerdir. Yine buralarda piknik yapmak da mümkündür. Caddebostan Plajlarından birine giriş ücretli iken 2 tanesine giriş ücretsizdir. Yine plaj içinde şezlong ve şemsiye kiralamak isteyenler de makul bir ücret karşılığında şezlong ve şemsiye kiralayabilir.
Plaj alanı içinde yeme içme ihtiyacını karşılamak isteyenler için ise bir büfe bu ihtiyacı karşılamak için yeterlidir. Yine Plajı’nın arka tarafında bulunan ağaçlık alanda kişiler kendi getirdikleri yiyecekleri tüketebilir. Bu sebeple Caddebostan Plajı İstanbul içinde deniz denize gitmek isteyen kişilerin ihtiyacını karşılamak için oldukça uygun bir plaj olarak karşımıza çıkmaktadır.
Caddebostan Plajı Kamp ve Konaklama Detayları
Caddebostan Plajı kamp yapmak isteyenler için uygun bir yer değildir. Bölge İstanbul merkezde bulunduğundan dolayı maalesef bölgede kamp alanı bulunmaz. Plaj alanları çok geniş olmayan Caddebostan Plajı genel olarak İstanbulda yaşayan kişilerin ihtiyacını karşılayan bir plajdır. Plaja gitmek isteyen ve bu civarda konaklamak isteyen kişiler için Kadıköy civarında otel, motel, pansiyon gibi imkanlar bulunur.
Caddebostan Plajı Giriş Ücreti
Caddebostan Plajı halk plajı olarak bilinir. Plajlardan birine giriş ücretli olarak yapılırken iki tanesine giriş ücretsizdir. Caddebostan Plajı 1’e giriş yapmak isteyenler için kişi başı 25 TL öğrenciler için 12 TL giriş ücreti alınır. 0- 7 yaş çocuklar ve engelli vatandaşlar ya bu kişinin yanında bir kişi ücretsiz olarak plaja giriş sağlayabilir. Caddebostan Plajı 1 de giriş ücretine şemsiye ve şezlong kirası da dahil edilir. Caddebostan Plajı 2 ve 3e giriş ücretsizdir. Bu plajlarda 10 TL karşılığında şezlong ve şemsiye kiralamak mümkündür.
Kaynak :hürriyetgezi
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası