5 dakikalık konuşma konuları / Konuşulacak Şeyler | + Muhabbet için + Harika Fikir

5 Dakikalık Konuşma Konuları

5 dakikalık konuşma konuları

10 dakika için gerçekten ne yapabilirsiniz? Duş? Güç uykusu mu? Bütün bir sunum mu?

Sonuncusu fikrinden şimdiden terliyor olabilirsiniz. Bütün bir sunumu 10 dakikaya sığdırmak zor ama ne hakkında konuşulacağını bile bilmeden yapmak daha da zor. Öyleyse kontrol edelim 10 dakikalık sunum konuları

10 dakikalık bir sunum yapmak için nerede zorlandığınız önemli değil, biz arkanızı kolladık. Aşağıdaki ideal sunum yapısına ve büyük (aslında oldukça küçük) konuşmanız için kullanabileceğiniz elliden fazla 10 dakikalık sunum konusuna göz atın. Öyleyse, en iyi 50'ye göz atalım 10 dakikalık sunum konuları!

10 dakikalık bir sunum için kaç kelimeye ihtiyacınız var? kelime
Her slaytta kaç kelime var? sözler
1 slaytta ne kadar süre konuşmalısınız?30 sn – 60 sn
10 dakikada kaç kelime konuşabilirsiniz? sözler

Içindekiler

alternatif metin


Saniyeler içinde başlayın.

10 dakikalık ücretsiz sunum konuları ve şablonları edinin. Ücretsiz kaydolun ve şablon kitaplığından istediğinizi alın!


🚀 Ücretsiz Hesap Alın

AhaSlides'ten ipuçları – 10 dakikalık sunum konuları

10 Dakikalık Sunum Konularının Yapısı

Tahmin edebileceğiniz gibi, 10 dakikalık bir sunumun en zor kısmı aslında 10 dakikaya bağlı kalmaktır. Konuşmanız bitmeye başlarsa dinleyicileriniz, organizatörleriniz veya diğer konuşmacılardan hiçbiri memnun olmayacak, ancak nasıl olmayacağını bilmek zor.

Olabildiğince fazla bilgiyi tıkamak isteyebilirsiniz, ancak bunu yapmak sadece zorba bir sunum yapacaktır. özellikle bunun için sunum türü, neyi dışarıda bırakacağınızı bilmek, ne koyacağınızı bilmek kadar bir beceridir, bu nedenle mükemmel yapılandırılmış bir sunum için aşağıdaki örneği deneyin ve izleyin.

  • Giriş (1 slayt) – Sununuzu başlatın en fazla 2 dakika içinde aktarılan hızlı bir soru, gerçek veya hikaye ile.
  • Gövde (3 slayt) – 3 slaytla konuşmanızın ayrıntılarına girin. İzleyiciler üçten fazla fikri eve götürmek için mücadele ediyor, bu nedenle üçüne de 6 veya 7 dakikalık bir süre boyunca ara vermek çok etkili olabilir.
  • Sonuç (1 slayt) – Her şeyi 3 ana noktanızın hızlı bir özetiyle sonlandırın. Bunu 1 dakika içinde yapabilmelisiniz.

Bu 10 dakikalık sunum örneği formatı, ünlülere dayanan oldukça muhafazakar 5 slayt içerir. kuralı sunumlar. Bu kuralda, ideal bir sunum 10 dakikada 20 slayttır, yani 10 dakikalık bir sunum sadece 5 slayt gerektirir.

Üniversite Öğrencileri İçin 10 Fikir – 10 Dakikalık Sunum Konuları

Bir üniversite öğrencisi olarak bilginizi ve ileri görüşlü değerlerinizi göstermek için ihtiyacınız olan tek şey 10 dakikalık bir sunumdur. Öyleyse birkaçını kontrol edelim 10 dakikalık sunum konuları!

Gelecekte yapacağınız sunumlar için de harika bir alıştırmadır. 10 dakika içinde kendinizi rahat hissederseniz, muhtemelen gelecekte de iyi olacaksınız.

  1. AI ile birlikte nasıl çalışılır – Yapay zeka her gün ileriye doğru büyük adımlar atıyor. Yakında farklı bir dünyada olacağız, peki sen, geleceğin çalışanı, bununla nasıl başa çıkacaksın? Bu çok ilginç bir konu ve sınıf arkadaşlarınız için çok alakalı.
  2. İklim felaketiyle mücadele – Çağımızın sorunu. Bize ne yapıyor ve bunu nasıl çözeriz?
  3. Taşınabilir evler - Taşınabilir ev hareketi, yaşam şeklimizde devrim yaratma yolunda. Taşınabileceğiniz bir eve sahip olmanın iyi ve kötü yanları nelerdir ve ideal eviniz neye benziyor?
  4. tasarruflu hayat - Gençler için atılmış modanın artıları ve eksileri ile birlikte giysilerden nasıl tasarruf edilir.
  5. Akış platformlarının geleceği – Talep üzerine TV neden bu kadar harika ve neden evrensel değil? Yoksa öyle mi çalma boş zamanımızın çok mu?
  6. Gazetelere ne oldu? – Gazeteler muhtemelen sizin gibi üniversite öğrencileri için eski bir teknolojidir. Tarihe derin bir dalış, bunların ne olduğunu ve neden baskısının tükendiğini ortaya çıkaracaktır.
  7. Cep telefonunun evrimi – Tarihte herhangi bir cihaz cep telefonları kadar hızlı gelişti mi? Bu 10 dakikalık sunum konusunda konuşacak çok şey var.
  8. Kahramanınızın hayatı ve zamanları -Size en çok ilham veren birine sevginizi göstermek için harika bir fırsat. Bu, üniversite konunuzun içinde veya dışında olabilir.
  9. permakültür geleceğim – Geleceğinizde daha yeşil bir yaşam arıyorsanız, sınıf arkadaşlarınıza bir permakültür bahçesine sahip olmanın avantajlarını ve lojistiğini açıklamayı deneyin.
  10. E-atık – Bugünlerde çok fazla elektrik atığı atıyoruz. Her şey nereye gidiyor ve ona ne oluyor?

10 Mülakat Sunum Fikri – 10 Dakikalık Sunum Konuları

Günümüzde işe alım uzmanları, bir adayın bir şeyi sunma konusundaki becerisini ve güvenini test etmenin bir yolu olarak hızlı sunuma yöneliyor.

Ancak, bundan daha fazlası. İşverenler ayrıca bir kişi olarak sizin hakkınızda bilgi edinmek isterler. Sizi neyin ilgilendirdiğini, sizi neyin harekete geçirdiğini ve hayatınızı derinden neyin değiştirdiğini bilmek istiyorlar.

Röportajınızda bu sunum konularından herhangi birini yakalayabilirseniz, önümüzdeki Pazartesi başlayacaksınız!

  1. sana ilham veren biri – Bir kahraman seçin ve geçmişleri, başarıları, onlardan öğrendikleriniz ve bunun sizi bir insan olarak nasıl şekillendirdiği hakkında konuşun.
  2. Şimdiye kadar bulunduğun en göz alıcı yer – Aklınızı başınızdan alan bir seyahat deneyimi veya tatil. Bu mutlaka sizin olmayabilir favori Daha önce hiç düşünmediğiniz bir şeyin farkına varmanızı sağlayan bir yurtdışı deneyimiydi.
  3. hayali bir problem – Başvurduğunuz şirkette varsayımsal bir sorun belirleyin. İşe alım görevlilerine bu sorunu tamamen ortadan kaldırmak için atacağınız adımları gösterin.
  4. gurur duyduğun bir şey – Hepimizin gurur duyduğu başarılarımız var ve bunlar mutlaka başarıya dönüşmez. Yaptığınız veya sizi gururlandıran bir şey hakkında 10 dakikalık hızlı bir sunum, bir kişi olarak hakkınızda pek çok güzel şeyi ortaya çıkarabilir.
  5. Alanınızın geleceği – Sektörün önümüzdeki yıllarda nereye gideceğini düşündüğünüz hakkında bazı ilginç, cesur tahminlerde bulunun. Araştırma yapın, iddialarınızı desteklemek için istatistikler alın ve küçümseyici olmaktan kaçının.
  6. Düzelttiğiniz bir iş akışı – Düzensiz iş akışları birçok işyerinde yaygındır. Verimsiz bir şeyi iyi yağlanmış bir makineye dönüştürmekte parmağınız varsa, bununla ilgili bir sunum yapın!
  7. Yazmayı seveceğiniz bir kitap – Birinci sınıf bir kelime ustası olduğunuzu varsayarsak, hakkında kitap yazmayı seveceğiniz tek konu nedir? Kurgu mu yoksa kurgu dışı mı olacak? Konu ne olurdu? Karakterler kimler?
  8. En sevdiğiniz iş kültürü – Ofis ortamı, kuralları, iş sonrası aktiviteleri ve geziler açısından en iyi çalışma kültürüne sahip işi seçin. Bunda neyin harika olduğunu açıklayın; potansiyel yeni patronunuza birkaç fikir verebilir!
  9. İşyerinde evcil hayvan çişleri – Kendinizi biraz komedyen olarak görüyorsanız, ofiste canınızı sıkan şeyleri listelemek, işe alım görevlileriniz için iyi bir kahkaha ve güzel bir gözlemsel komedi olabilir. Bir adayın iniltisini 10 dakika boyunca dinlemek normalde işe almaya yol açan bir şey olmadığından, bunun gerçekten komik olduğundan emin olun.
  10. Uzaktan çalışmanın iyi ve kötü yanları – Elbette dünyadaki her ofis çalışanının uzaktan çalışma deneyimi vardır. Kendi deneyimlerinizi gözetleyin ve daha iyi ya da daha kötü olup olmadıklarını tartışın.

10 İlişkili 10 Dakikalık Sunum Konusu

İnsanlar kendi deneyimleriyle ilişkilendirebilecekleri şeyleri severler. Postanenin sorunlarıyla ilgili sunumunuzun çok beğenilmesinin nedeni bu, ama modern yorulma atlıkarıncalarında termoplongörlerin kullanımı ve süspansiyon kompresyonuyla ilgili sunumunuz tam bir gülünçtü.

Konuları güzel bir şekilde açık ve herkes için erişilebilir tutmak, iyi bir tepki almanın harika bir yoludur. Aşağıdaki eğlenceli sunum konuları fikirlerine göz atın…

  1. En iyi Disney prensesi – En ilginç sunum konuları! Herkesin favorisi vardır; nesiller boyu güçlü, bağımsız kızlar için sana en çok umut veren kim?
  2. gelmiş geçmiş en büyük dil – Belki kulağa en seksi gelen, en seksi görünen ya da en çok işe yarayan dildir.
  3. Kahve vs çay - Çoğu insanın bir tercihi vardır, ancak çok azı bunu destekleyecek sayılara sahiptir. Kahve ve çay arasında neyin daha iyi olduğu ve neden hakkında biraz bilimsel araştırma yapın.
  4. Ayağa kalk – Başta öyle düşünmeyebilirsiniz ama bir stand-up komedi performansı kesinlikle bir tür sunumdur. 10 dakika, herkesi güldüren bazı esprili gözlemler için harika bir zaman aralığıdır.
  5. erteleme nedenleri – Yapmanız gereken şeyi yapmaktan sizi alıkoyan her şeyi listeleyin. Bununla ilgili bazı hikayeler anlatmayı unutmayın - büyük olasılıkla kitlenizin neredeyse tamamı ilişki kurabilecektir.
  6. Sosyal mesafe yaşam için mi? İçine kapanıklar, toplanın. Ya da aslında, yapma. Sosyal mesafeyi bir tercih, çıkış gibi bir şey olarak tutmalı mıyız?
  7. Kağıt kitaplar vs e-kitaplar – Bu, tamamen fiziksel dokunuş ve modern rahatlığa karşı nostalji ile ilgili. Çağımız için bir mücadele.
  8. On yılların kimliği – 70'ler, 80'ler ve 90'lar arasındaki farkı hepimiz biliyoruz ama 'ler ve 'ların benzersiz kültürel noktaları nelerdi? Sonra mı göreceğiz yoksa asla kendi kimliklerini alamayacaklar mı?
  9. Plüton bir gezegendir – İster inanın ister inanmayın, şaşırtıcı sayıda Plüton meraklısı var. Plüton'un nasıl bir gezegen olduğu hakkında konuşmak, onları gerçekten sizin tarafınıza çekebilir ve onlar güçlü bir gruptur.
  10. gözlemsel komedi – En ilişkilendirilebilir kısa sunum konularına bir dalış. Gözlemsel komedi yapan nedir? so ilgili?

10 Dakikalık 10 İlginç Sunum Konusu

Bu, 'ilişkilendirilebilir konular'ın tam tersidir. Bu, pek çok insanın bilmediği süper ilginç bilimsel fenomenlerle ilgili.

Büyüleyici olabileceğiniz zaman, bağ kurulabilir olmak zorunda değilsiniz!

  1. taç utangaçlığı – Birbirine değmeyecek şekilde büyüyen ağaçların taçları olgusunu araştıran bir sunum.
  2. yelken taşları – Ölüm Vadisi'nin zemininde süzülerek geçebilen kayalar var ama buna ne sebep oluyor?
  3. Biyoparlaklık – Bazı hayvanların ve bitkilerin sadece vücutlarını kullanarak geceyi aydınlatmasını sağlayan şeyin ne olduğuna dalın. Buna bir sürü resim ekleyin, muhteşem bir manzara!
  4. Venüs'e ne oldu? – Venüs ve Dünya aynı anda, aynı maddeden meydana geldiler. Yine de Venüs bir gezegenin gerçek bir cehennem manzarasıdır - peki ne oldu?
  5. Alzheimer tedavisinde müzik terapisi – Müzik, Alzheimer hastalığının tedavisinde çok etkilidir. Bunun ilginç nedenine bir dalış yapın.
  6. Balçık kalıbı da ne? – Hücreler güçleri birleştirdiğinde labirentleri çözebilen tek hücrelerden oluşan kalıbın keşfi.
  7. Havana Sendromu hakkında her şey – Küba'daki ABD büyükelçiliğini vuran gizemli hastalık – nereden geldi ve ne yaptı?
  8. Stonehenge'in kökenleri – yıl önce insanlar Galler yaylalarından İngiltere ovalarına kayaları nasıl sürüklediler? Ayrıca, neden Stonehenge'i kurmaya karar verdiler?
  9. Sezgi – Bağırsak hissi, altıncı his; buna ne derseniz deyin, bilim adamları gerçekten ne olduğunu bilmiyorlar.
  10. Deja vu – Hepimiz bu duyguyu biliyoruz ama nasıl oluyor? Neden deja vu hissederiz?

10 Tartışmalı 10 Dakikalık Sunum Konusu

Tartışmalı bazılarına göz atın 10 dakikalık sunum konuları

  1. Kripto para birimi: iyi mi kötü mü? – Birkaç ayda bir haberlerde yeniden ortaya çıkıyor, bu yüzden herkesin bir fikri var, ancak genellikle kripto paranın yalnızca bir tarafını duyuyoruz, diğer tarafını duymuyoruz. Bu 10 dakikalık sunumda iyiyi tanıtabilirsiniz. ve kötü kripto.
  2. Kara Cuma'yı yasaklamalı mıyız? – Mağaza girişlerinde kitlesel tüketim ve kitlesel ayaklanmalar – Kara Cuma çok mu ileri gitti? Bazıları yeterince ileri gitmediğini söyleyecek.
  3. Minimalizm – Kara Cuma'nın temsil ettiği her şeyin tam tersi olan yeni bir yaşam tarzı. Nasıl çalışır ve neden denemelisiniz?
  4. Sağlığınız için en iyi şey – Hakkında herkesin söyleyecek bir şeyi olan bir başkası. Araştırma yapın ve gerçekleri verin.
  5. Disney badana – Bu kesinlikle tartışmalı bir konu. Disney'in görünüşte anlatılan hikayeye bağlı olarak cilt tonlarını nasıl seçtiğini ve değiştirdiğini hızlı bir şekilde keşfedebilir.
  6. Bazı böcekleri yeme zamanı – Dünya yakında etten uzaklaşmak zorunda kalacağına göre, onun yerine ne koyacağız? Umarım izleyicileriniz kriket pazarlarını sever!
  7. Serbest konuşma – İfade özgürlüğü hâlâ sahip olduğumuz bir şey mi? Bu sunumu yaparken şu anda alıyor musunuz? Bu oldukça kolay bir cevap.
  8. Dünyadaki silah yasaları – Dünyanın en silahlı ülkesinin, mevcut silahlar ve sonuçları açısından diğer ülkelerle nasıl karşılaştırıldığını görün.
  9. 1 milyon vs 1 milyar – 1,,$ ile 1,,,$ arasındaki fark, çok düşündüğünden daha büyük. 10 dakikalık bir sunumda muazzam servet açığını vurgulamanın pek çok yolu var.
  10. Askeri harcama – Her ülke ordusunu feshedip fonlarını iyilik için kullansa, tüm dünya sorunlarını bir anda çözebiliriz. uygulanabilir mi?

Bonus Konular: Vox

Vox, belki de hiç düşünmemiş olabileceğiniz ilginç konularda bilgilendirici video denemeleri yapmak için gerçek bir ustalığa sahip bir Amerikan çevrimiçi dergisidir. ' arkasındaki adamlardı.AçıklamasıNetflix'te ' dizileri var ve onların da kendi dizileri var. YouTube kanalı konularla dolu.

Videoların uzunluğu değişir, ancak kalabalığınız için yeterince ilginç olduğunu düşünüyorsanız sunmak için bunlardan herhangi birini seçebilirsiniz. Videodaki bilgileri 10 dakikaya kadar daraltın veya genişletin ve rahatça sunabildiğinizden emin olun.

Vox'un videolarından bazıları şunları içerir:

  • TikTok'ta müzik nasıl viral oluyor?
  • Londra'nın süper bodrumları.
  • Talep üzerine sanat yaratmanın arkasındaki yapay zeka.
  • Petrolün sonu.
  • K-pop'un yükselişi.
  • Diyetler neden başarısız olur?
  • Çok, çok daha fazlası…

Yukarı tamamlayan

10 dakika, kategorik olarak, uzun zaman değil, Yani evet, 10 dakikalık sunum konuları zor olabilir! Tamam, karaoke makinesini başında geçirmek için uzun bir süre ama bir sunum için uzun bir süre değil. Ancak bunlar aynı zamanda video sunumları için en iyi fikirler olabilir!

yukarıda sizin tercihiniz 10 dakikalık sunum konuları!

Kendinizinkini çivilemek doğru konuyla başlar. Yukarıdaki 50 benzersizden herhangi biri, 10 dakikalık bir sunum (hatta bir sunum) başlatmak için harika bir yol olabilir. 5 dakikalık sunum).

Konunuzu belirledikten sonra, 10 dakikalık konuşmanızın yapısını ve içeriğini oluşturmak isteyeceksiniz. bizim göz atın sunum ipuçları sunumunuzu eğlenceli ve su geçirmez tutmak için.

alternatif metin


Saniyeler içinde başlayın.

10 dakikalık ücretsiz sunum konuları ve şablonları edinin. Ücretsiz kaydolun ve şablon kitaplığından istediğinizi alın!


🚀 Ücretsiz Hesap Alın
Will Stephen

HAZIRLIKLI KONUŞMALAR
Hazırlıklı Konuşmalarda Dikkat Edilecek Hususlar
  1. Dinleyici Analizi
  2. Konuşma Amacının Belirlenmesi
  3. Konu Seçimi
  4. Konuşma Planı ve Hazırlık
  5. Hazırlığın Denenmesi
  6. Sunuştan Önce Yapılacaklar
  7. Sunuş
AÇILIŞ KONUŞMALARI
AÇIŞ VE TAKDİM KONUŞMALARI
NUTUK
KONFERANS
MÜLAKAT (GÖRÜŞME)
TARTIŞMA
MÜNAZARA
AÇIK OTURUM
BİLGİ ŞÖLENİ
PANEL
FORUM
SEMPOZYUM
SEMİNER

HAZIRLIKLI KONUŞMALAR

Bir konuda bilgi vermek, kamuoyu oluşturmak, deneyimleri paylaşmak… gibi sebeplerle amacı, konusu, yeri, zamanı önceden belirlenen ve dinleyiciler huzurunda yapılan sunuş konuşmaları hazırlıklı konuşmalardır. Bu konuşmalar siyasi, hukuki, ilmî, dinî, ticari vb. gibi konularda olabilir.

Hazırlıklı Konuşmalarda Dikkat Edilecek Hususlar

Konu ne olursa olsun dinleyicilere hitaben yapılacak konuşmalarda başarılı olabilmek için yukarıda sıralanan yanlışlardan sakınma, konuşma kurallarına uyma dışında aşağıda sıralananlar da dikkate alınmalıdır:

1. Dinleyici Analizi:Belli bir gruba hitap edecek konuşmacı, (radyo dinleyicilerini ve televizyon seyircilerini dikkate almazsa) konuyu tespit etmeden önce ilk olarak dinleyicilerin niteliğini öğrenmelidir. Çünkü konuyu buna göre seçmesi ve hazırlığını da dinleyicilerin özelliğine göre yapması şarttır.

Dinleyicilerin sayısı, yaşları, cinsiyetleri, eğitim durumları, ilgi alanları, sosyal çevreleri gibi etkenler konu ve hitap tarzının tespiti için önemlidir.

2. Konuşma Amacının Belirlenmesi:Konuşmacının amacı, şöhretini arttırmak, sayılmak, beğenilmek, taraftar kazanmak, oy toplamak, para kazanmak, inançları pekiştirmek, deneyimlerini paylaşmak, insanlara doğruyu öğretmek, dinleyenleri bilgilendirmek, düşündürmek, avutmak, onları harekete geçirmek vs. olabilir. Amaç belirlendikten sonra bu amacı gerçekleştirmeye uygun konu seçilmelidir.

3. Konu Seçimi: Konu bazen programı düzenleyenler tarafından belirlenerek konuşmacıya bildirilir. Ancak esasen konu tespitinin hatibe bırakılması daha uygundur. Hatip, dinleyicilerin özelliklerini göz önünde bulundurarak hem kendi hem dinleyici için ilginç bir konu seçmelidir. Bu konu onun uzmanlık alanıyla ilgili, işlenebilir, geliştirilebilir olmalıdır. Seçilen konunun sınırlandırılabilir ve bol kaynaklı olması daha uygundur.

4. Konuşma Planı ve Hazırlık: Konuşmacı ne kadar deneyimli olursa olursa olsun, konuşma planını ihmal etmemelidir.

Konuşma metni hazırlanırken sunuşun özgün olması ve tekrara düşmemek için (varsa) önceden yapılan konuşmaların metinleri incelenmelidir. Konuşma süresi dikkate alınarak değişik kaynaklardan kapsamlı bir hazırlık mutlaka yapılmalıdır. Alınan notlar, yararlanılacak kaynaklar, konuşma planına göre sıralanmalıdır.

Hatip, konuşma metni ayrıntılı ve ciddi biçimde hazırlanırken dinleyenlerin beklentilerini göz ardı etmez. İyi bir başlangıçla dikkat çeker. Dinleyenlerin düzeylerine uygun, yalın, kısa, samimî cümleler kurar. Gereksiz ayrıntılara yer vermez. Konunun özelliğine göre enteresan olaylardan, merak uyandırıcı hatıralardan, nüktelerden yararlanır, örnekler verir. Yapıcı bir üslup kullanır.

5. Hazırlığın Denenmesi: Hatip, konuşma metnine son şeklini verdikten sonra düşüncelerinden ve uyarılarından yararlanacağı biri huzurunda/ayna önünde konuşmasını birkaç kez denemelidir.

Konuşmanın kaç dakika sürdüğü tespit edilerek dinleyenin tavsiyeleri de dikkate alınmalı, son düzeltmeler buna göre yapılmalıdır.

Deneyimli konuşmacılar böyle bir provaya ihtiyaç duymayabilirler.

Konuşma metninde bazı terimler veya yabancı kelimeler varsa sunuş sırasında gülünç duruma düşmemek için bunların nasıl okunduğu/telaffuzu mutlaka öğrenilmelidir.

6. Sunuştan Önce Yapılacaklar: Konuşmanın yapılacağı yeri önceden görmekte yarar vardır. Kürsüye nereden gelinecek, giriş ve çıkış nereden yapılacak, kapalı bir yerde konuşulacaksa ışık düzeni nasıldır, sunuş sırasında birtakım araç ve gereçlerden faydalanılacaksa bunlar hazır ve çalışır durumda mıdır, ses düzeni nasıldır gibi soruların cevaplarını bilmek hatibi rahatlatır.

Konuşmanın çeşidine göre sunuş sırasında kullanılabilecek haritalar, grafikler, istatistikler, raporlar, notlar, belgeler, kupürler vs. varsa konuşmacı bunları yanında bulundurmalıdır.

Sunuş sırasında dinleyicilerin dikkatini dağıtabilecek (çelenk, sürahi, çanta, çiçek vb. gibi) fazlalıklar kürsüden uzaklaştırılmalıdır. Birilerinin hatibin yanında veya arkasında dolaşmasına izin verilmemelidir.

Büyük bir salonda, sayıca az dinleyici grubuna hitap edilecekse önceden tedbir alınarak dinleyicilerin salonun ön tarafına toplanmaları sağlanmalıdır.

Konuşmacı, kılık kıyafetin önemini ihmal etmeyip sade bir kıyafetle vaktinden önce sunuş yapacağı yerde hazır bulunmalıdır.

Kürsüye davet edilmeden (varsa) hitapta bulunacağı protokolün orada olup olmadığını bilmelidir. Planlandığı hâlde protokolden gelmeyenler varsa hitap sırasında bunlar söylenmeden geçilmelidir.

Dinleyenler üzerindeki etkiyi artırmak için konuşmacıyı mutlaka bir başkası kürsüye davet etmelidir.

7. Sunuş: Kürsüye/sahneye davet edilen konuşmacı, canlı adımlarla gelmelidir. Dinleyicilerin karşısına düzgün bir kılık kıyafetle çıkan konuşmacının dış görünüşünde (yüzünde, bakışlarında, tavırlarında), sesinde konusunu iyi anlatabilme heyecanı ve güzel konuşma isteğinin sezilmesi dinleyenleri olumlu etkiler. Bu yüzden konuşmacı, dinleyiciler karşısında rahat olmalı, (kravat düzeltmek, tespih çekmek, elini cebine sokmak, düğmelerle veya mikrofonla oynamak gibi) dikkat dağıtan hareketlerden sakınmalıdır.

Hatip, konuşma planındaki sıraya göre yapacağı sunuşta aşağıdaki hususlara da dikkat etmelidir:

a) Konuşmacı asla “Biraz başınızı ağrıtacağım, kusura bakmayın. Ben aslında iyi konuşmayı beceremem. Aslında içinizde bu konuyu benden daha iyi bilenler var ama görev bana verildi. Bildiğim kadarıyla anlatmaya çalışayım. Bugün boğazım ağrıyor. Özür dilerim, sesim iyi çıkmıyor. Birden heyecanlandım.” gibi, konuşmanın etkisini azaltacak ifadelerle söze başlamamalıdır. Hitaptan sonra programı düzenleyenlere ve dinleyenlere teşekkür etmeyi unutmamalıdır.

b) Konuşmacı sakin ve rahat olmalı, gereksiz hareketlerden sakınmalıdır.

c) Sesini daha iyi kontrol edebilmek için düzenli nefes almalıdır.

ç) Ses tonunu dinleyenlerin ilgilerini canlı tutacak şekilde konuya göre ayarlamalıdır. Vurgu ve tonlamayı yerinde ve doğru yapmalıdır. Jest ve mimikleri konuyla, sesle, söyleyişle uyumlu olmalıdır.

d) Konunun özelliğine göre heyecan unsurları katması; nükte, fıkra, hatıra veya küçük bir hikâye anlatması uygun olabilir.

e) Konuşurken dinleyicileriyle göz irtibatını asla kesmemeli, onların tepkileri iyi analiz etmelidir. Zira dinleyiciler düşüncelerini, söylenenlere katılıp katılmadıklarını, sıkıldıklarını, yorulduklarını yüksek sesle ifade etmeseler de bunu tavırlarına, bakışlarına yansıtırlar. Hatip, dinleyicilerini iyi gözleyerek onların tepkilerini kontrol etmeli ve konuşmasını buna göre sürdürmelidir.

f) Konuşmacı samimî, saygılı ve hoşgörülü olmalı; konuşurken başkalarını kıracak ölçüsüzlüklerden, kaba sözlerden ve argodan sakınmalıdır.

g) İyi bir giriş ve iyi bir sonucun konuşmanın en etkili bölümleri olduğunu unutmamalıdır.

ğ) Konuşmacı kendine ayrılan süreye uymalı; sorulacak sorulara kısa, açık ve kesin cevaplar vermelidir.

h) Hatip, imkânlar ölçüsünde göze ve kulağa birlikte hitap etmek için teknolojiden yararlanmalı; konuşmasını görsel malzemelerle desteklerken sözlü anlatımıyla bunlar arasında denge kurabilmelidir.

ı) Konuşmasını asla özür ifadeleriyle bitirmemeli; hafifçe başını eğerek dinleyenleri selamlamalı ve onlara teşekkür etmelidir.

Hatip, konuşurken heyecanlı, istekli olursa, anlattıklarının pratik hayata nasıl geçirileceğini gösterirse, samimî olursa, dinleyicilerini usulüyle överse, kendinden örnekler verirse, beden dilini iyi kullanırsa, güldüren ama düşündüren espriler yaparsa, bazı sürprizler yaparsa, konuyu farklı ve ilginç açılardan değerlendirirse, somurtmazsa konuşmasının etkisini daha da artırabilir.

Başlıca hazırlıklı konuşma çeşitleri aşağıda sıralanmıştır:

AÇILIŞ KONUŞMALARI

Açılış konuşmaları bir kurumun, iş yerinin, derneğin, okulun, yolun, barajın… açılışı sırasında yapılan konuşmalardır. Bu konuşmalarda genellikle buranın hangi hizmetlere vesile olacağından, inşası/kuruluşu için harcananlardan, gösterilen gayretlerden, kuruluş aşamalarından, emeği geçenlerden bahsedilir. İyi dileklerde bulunulur, katkısı olanlara teşekkür edilir.

AÇIŞ VE TAKDİM KONUŞMALARI

Yetkililerin/ilgililerin akademik ve sosyal toplantılarda, törenlerde… programa dair açış/bilgilendirme amacıyla yaptıkları ilk konuşmalar, açış konuşmalarıdır.

Bu tarz konuşmalarda genellikle teknik bilgilerle, etkinliğin kapsamı, önemi, niteliği gibi hususlardan bahsedilir; dinleyiciler bir anlamda asıl konuşmalar için hazırlanmış olur.

Açış konuşmasını yapan kişi protokolü, katılımcıları, dinleyicileri selamlamayı ve konuşmasının sonunda onlara teşekkür etmeyi unutmaz.

Yukarıda bahsi geçen programlarda konuşacak kişi/kişiler, kürsüye/sahneye davet edilmeden öz geçmişlerine dair bilgilerle kısaca tanıtılır. Bu takdim/sunuş yapılırken yavan ifadeler ne kadar uygun değilse aşırı övgü ve çok süslü, abartılı cümleler de bir o kadar yersizdir.

NUTUK (SÖYLEV)

Nutuk dinleyicilere gerçekleri hissettirmek, bir düşünceyi/duyguyu aşılamak, önemli açıklamalarda bulunmak için yapılan coşkulu konuşmalardır. Nutuklar millî, askerî, siyasi, içtimai, ahlaki, hukuki olabilir. Nutuktan amaç heyecanlandırmak, inandırmak olduğu için hissiyat ön planda tutulur. Vurgu ve tonlama, jest ve mimikler, etkili ifadeler bu türde daha çok önem kazanır.

Hatip, dinleyicilerin sosyolojik ve psikolojik özelliklerini göz önünde bulundurarak herkesin anlayabileceği, herkesin heyecan duyabileceği yalın, açık bir üslup kullanmalıdır. Konuşmacı, söylediklerine kendi inanmazsa dinleyicileri coşturması, onları ikna etmesi mümkün değildir.

(Nutuk-Atatürk)

(Onuncu Yıl Nutku - Atatürk)

KONFERANS

Konferans bilim, sanat, teknoloji, ekonomi, eğitim gibi çeşitli alanların herhangi birinde tanınmış bir uzmanın belli bir konudaki düşüncelerini açıklamak, o konuyu öğretmek amacıyla yaptığı hazırlıklı konuşmadır.

Konferanslar genellikle bilimsel konularda verilmekle birlikte güncel mevzuların seçilmesi de mümkündür. Dinleyenlerin ilgi alanlarına ve seviyelerine uygun bir konunun seçilmesi, konferanstan beklenen amaca daha çok hizmet eder.

Konferanstan temel amaç dinleyicileri belli bir konuda bilgilendirmek olduğu için konferansçı, dinleyici grubunun niteliklerini göz önünde bulundurarak, bunlardan gelebilecek soruların cevaplarına da konuşmasında yer vermelidir. Anlaşılması güç cümleler, teknik kelimeler, kitabi üslup, tekdüzelik dinleyenleri yorar, onların dikkatlerini dağıtır. Örneklerin dinleyenlerin ilgi alanlarından seçilmesi, onlara yarar sağlayacak yeni ve güncel bilgilerin verilmesi, dinleyicilerin ve sesin iyi kontrol edilmesi, vurgu ve tonlamaların yerinde yapılması, mümkün olduğu kadar konuşma diliyle hitap edilmesi konferansı ilginç kılar.

(Sözcükleri Değiştirin Hayatınız Değişsin - Sedef Kabaş)

(Türk Hamamlarında Suyun Kaldırma Kuvveti Neden Yok? - Emin Çapa)

MÜLAKAT (GÖRÜŞME)

Mülakat (görüşme) herhangi bir alanda tanınmış kişileri özellikle çok bilinmeyen yönleriyle etraflıca tanıtmak veya bunların önemli bir konu/sorun hakkında düşüncelerini okuyuculara aktarmak amacıyla yapılan görüşmelerin aktarıldığı gazete/dergi yazılarıdır. Bu niteliğiyle mülakat, aslında yazılı kompozisyon türlerindendir. Ancak günümüzde gazetelerden ziyade radyo/televizyon kanallarında yayınlanan mülakatlar, daha çok ilgi çekmektedir.

Mülakatlar genellikle şu plana göre hazırlanır/yapılır: Görüşülecek kişiden randevu alınır. Mülakatı yapacak kişi, muhatabı hakkında ayrıntılı bir araştırma yapar. Özenle hazırladığı soruları sıraya koyarak yazar. Randevusuna vaktinde gider, önce kendini tanıtır, muhatabı üzerinde iyi bir etki bırakmak için önceden hazırladığı giriş konuşmasını yapar. Konuyu kısaca özetler, sorularını sormaya başlar. Bu sorular okuyucuların/dinleyicilerin merak ettiği, o güne kadar bilinmeyen yönlere ait, nitelikli, tarafsız ve ilginç olur. Mülakat yapılan kişiyi zor durumda bırakabilecek özel sorulara, görüşlere, yorumlara yer verilmez. Görüşmede, herkesin anlayabileceği yalın ve açık bir kullanılır. Görüşme bittikten sonra güzel ve etkili sözlerle teşekkür edilir. Kaydedilen bu görüşme, düzenlendikten sonra yayınlanır.

Adaylar arasından uygun personeli seçmek yapmak amacıyla da gerektiğinde mülakat yapılabilmektedir. Böyle bir görüşmede başarılı olmak için aşağıdakilerin bilinmesinde yarar vardır:

1. Öncelikle m ülakatın sözlü/uygulamalı sınav olmadığı, adaya cevaplayamayacağı soruların yöneltilmeyeceği bilinmeli, sınav kaygısı yaşanmamalı, rahat olunmalı ve aday kendine güvenmelidir.

2. Mülakat ve mülakatlarda sorulan/sorulabilecek sorular hakkında ön hazırlık yapmak, yararlı olabilir. Bu hususla ilgili olarak

gibi bağlantılara bakılabilir.

3. Müracaat edilen kurum hakkında mutlaka bir araştırma yapılmalıdır. Aday, buraya sağlayabileceği katkıları önceden bilmelidir.

4. Mülakat için yer ve zaman belirtilmemişse mutlaka randevu alınmalı ve görüşmeye vaktinde gidilmelidir.

5. İyi bir kıyafetin en iyi tavsiye mektubu olduğu, komisyonun aday hakkındaki ilk izlenimlerini kılık kıyafetten edinecekleri asla unutulmamalıdır. Bu yüzden (aşırılığa gitmeden) kılık kıyafete gereken özen gösterilmelidir.

6. Kapıyı vurarak içeri giren aday, komisyonu selamlanmalı, kendini tanıtmalı, mülakata hazır olduğunu belirtmelidir. Görüşme sırasında k omisyonun aday hakkında  “kılığıyla kıyafetiyle, saygısıyla, güveniyle, işe ilgisiyle, konuşmasıyla, görgüsüyle istenilen niteliklere sahip bir aday”  şeklinde düşünmelerini sağlamaya gayret edilmelidir.

7. Sorular dikkatle dinlenmeli ve sadece sorulanlar cevaplanmalı; söz gereksiz yere uzatılmamalıdır. Görüşmede tuzak soruların sorulabileceği de hesaba katılarak temkinli konuşulmalıdır.

8. Komisyon üyeleri adayı,  konuşmada açıklık, anlama, anlatma, idrak ve ikna kabiliyeti, zihnî kıvraklık, kendine güven ve tolerans  gibi ölçütlerle değerlendireceği için konuşma kurallarına dikkat edilmelidir.

9. Görüşme tamamlandıktan sonra teşekkür edilmeli ve iyi dileklerde bulunulmalıdır.

Mülakatta sorulabilecek birkaç soru örneği: En son hangi kitabı okudunuz? Sizi diğer insanlardan ayıran olumlu üç özelliğiniz nedir? Sizce ülkemizde son bir haftada yaşanan en önemli gelişme hangisidir? Sizi tanımlayan beş sıfat sayınız. Son işinizden neden ayrıldınız? Niçin bizimle çalışmak istiyorsunuz?

TARTIŞMA

Tartışma (münakaşa) bir grubu/çoğunluğu ilgilendiren ve önceden belirlenen konu/sorun hakkında farklı düşünceleri olan kişilerin bu mevzudaki görüşlerini açıklamak, konuyu/sorunu çözmek, muhatabın zayıf yönlerini aramak amacıyla yaptıkları karşılıklı konuşmadır.

Tartışmanın konusu, araştırılmaya ve hakkında konuşulmaya değer nitelikte olur. Tartışma sırasında konu dışına çıkılmaz, doğruluğu kanıtlanmış meselelerde ısrar edilmez. Söylenmeye değer hususlardan bahsedilir, boş konuşulmaz. Karşı tarafın fikirlerine saygı gösterilir. Konuşanın sözü kesilmez. Normal bir ses tonuyla konuşulur. Kişilik yapılmaz, dedikodu edilmez. Bu hususlar bütün tartışma çeşitleri için geçerlidir.

Tartışmalar, bir başkan tarafından yönetilir. Başkanın görevlerini bilerek ona yardımcı olunmakla bir anlamda tartışma kurallarına da uyulmuş olunur.

Tartışmalarda Başkanın Görevleri:

1. Konunun niteliklerini ve sınırlarını dinleyicilere belirtmek,

2. Konuşmacıları dinleyicilere tanıtmak,

3. Tartışma için uygun bir ortam oluşturmak,

4. Uygun sorularla tartışmayı başlatmak,

5. Konu dışına çıkanları uyarmak,

6. Herkese eşit konuşma süresi vermek, tarafsız olmak,

7. Konuşmacılara yerine göre sorular yöneltmek,

8. Tartışma kurallarına uymayanları uyarmak,

9. Kısa özetlerle konuyu toparlamak,

Tartışmanın sonucunu açıklamak.

Dinleyiciler huzurunda yapılan münazara, açık oturum, panel, forum ve bilgi şöleni toplu tartışma çeşitlerindendir.

Tartışma Örnekleri:

MÜNAZARA

Münazara birer cümleyle ifade edilen bir tezle antitezin, iki grup arasında bir hakem heyeti (jüri) huzurunda savunulduğu, tartışıldığı hazırlıklı konuşmalardır.

Öğrencilerin topluluk karşısında konuşma ve dil becerilerini geliştirmek amacıyla da düzenlenen münazaralar, birer fikir ve söz yarışmasıdır. Amaç doğruyu bulmak değil yanlış olsa bile bir fikri inandırıcı biçimde savunmaktır.

Münazara, ekip çalışmasını gerektirir. Gruplar kendi tezlerini daha iyi savunmak için (karşı tarafın bu tezleri çürütmek için neler söyleyebileceğini de hesaba katarak) özel bir hazırlık yaparlar. Kimin ne söyleyeceğini önceden kararlaştırırlar.

Bir başkan yönetiminde, jüri önünde yapılan münazarada gruplardaki konuşmacı sayısı bir ile dört arasında değişebilir. Her grup kendi sözcüsünü/başkanını önceden belirler. Münazaranın uygulanış şekilleri arasında küçük farklılıklar olmakla birlikte grup sözcüleri sırasıyla gruptaki arkadaşlarını tanıtırlar ve konuyu hangi yönlerden ele alacaklarını belirtirler. Daha sonra grup üyeleri konuşurlar. Sözcülere son kez söz verilerek münazara tamamlanır. Jüri, değerlendirmesini yapar ve galip tarafı ilan eder. Bu değerlendirmenin daha nesnel olması için bilgi, diksiyon, özgünlük, inandırıcılık, buluş, zihnî kıvraklık, tartışma kurallarına uygunluk gibi ölçütlerin bulunduğu bir cetvel hazırlanmasında yarar vardır.

AÇIK OTURUM

Açık oturumtoplumu ilgilendiren önemli ve çoğunlukla da güncel bir konunun/sorunun bir başkan yönetiminde alanın uzmanlarınca dinleyiciler önünde tartışıldığı konuşmalardır.

Açık oturumun dinleyiciler önünde yapılması esastır. Stüdyolarda yapılan açık oturumlara imkânlar ölçüsünde dinleyici alınmasında yarar vardır.

Açık oturumdan amaç, doğruyu bulmak veya bir karara varmak değil, dinleyicilerin ufkunu açmak, değişik bakış açıları kazandırmaktır.

BİLGİ ŞÖLENİ

Bilgi şöleni (sempozyum)tarih, sanat, siyaset, edebiyat, eğitim, bilim gibi alanlardan tespit edilen bir konunun çeşitli yönleri üzerinde, aynı oturumda, konunun uzmanı farklı kişiler tarafından yapılan bilimsel nitelikli seri konuşmalardır.

Bilgi şöleni iyi bir organizasyonu gerektirir. Bilgi şöleni için düzenleme kurulu oluşturulduktan sonra, konu belirlenir, önemli tarihler tespit edilir, iletişim sekreteryası marifetiyle bu duyurulur. Etkinliğe katılmak isteyen uzmanlar, bildiri başlıklarını ve bildiri özetlerini, belirtilen tarihe kadar gönderirler. Düzenleme kurulu bunları değerlendirerek uygun görülenleri tespit eder, oturumları belirler, etkinlik programını bastırır. Bu duyuruda bilgi şöleninin adı, oturumlar, katılımcılar, bildiri başlıkları, yer ve zaman belirtilir.

Konuşmacı sayısının üç ile altı arasında belirlendiği, bunların konuşma sürelerinin de en az beş dakika, en fazla yirmi dakika ile sınırlandığı ve diğer konuşma türlerine göre daha bilimsel ve ciddi bir üslupla yapıldığı bilgi şölenini, oturum başkanı yönetir. Başkan, oturumun konusunu, konuşmacıları ve bunların sunacağı bildirileri takdim eder. Sırayla bunlara söz verir, süreyi kontrol eder. Her bildiriden sonra kısa bir değerlendirme yapar. Bildiriler sunulduktan sonra dinleyicilerden birkaç soru alınarak bunlar cevaplandırılır, oturum tamamlanır.

Burada sunulan bildiriler, düzenleme kurulu marifetiyle bastırılır. Bu yüzden konuşmacılar, tebliglerine sadık kalırlar.

Bilgi şöleninden amaç, konuyu tartışmak değil, yararlı bilimsel çalışmalar yapmak ve bunları paylaşmaktır.

PANEL

Panel toplumu ilgilendiren bir konunun/sorunun o alanın uzmanları tarafından dinleyiciler önünde, sohbet havası içinde tartışıldığı konuşmalardır.

Özellikleri bakımından birbirlerine çok benzerdiği için bazı kitaplarda panel ile açık oturum aynı konuşma türü olarak verilir. İkisi arasında sadece üslup farklılığı vardır.

Panelden amaç bir konuda uzlaşmaktan, karara varmaktan ziyade sorunu çeşitli yönleriyle aydınlatmak, farklı anlayışları ortaya koymaktır.

Panelde konuşmacı sayısı üç ile altı arasında değişebilir.

Paneli de bir başkan yönetir. Konunun ve panelistlerin takdimini başkan yapar. Konuşmacılar, uzmanı oldukları konunun ayrı birer yönünü ele alırlar. Konuşmalar, açık oturumda olduğu gibi başkanın belirlediği sıraya ve süreye göre yapılır.

Panelin sonunda, dinleyiciler panelistlere soru sorabilirler. Tartışma dinleyicilere de geçerse o zaman tartışma, foruma dönüşür; panelden foruma geçilmiş olur.

FORUM

Forumtoplumu ilgilendiren bir konunun/sorunun değişik meslek gruplardan oluşan dinleyiciler arasında bir başkan yönetiminde tartışıldığı konuşmalardır.

Panele forumla devam edilecekse bu önceden duyurulur ve genellikle panelin süresi bir saat, forumun süresi ise yarım saat olarak belirlenir.

Forum, toplu tartışmaların başlı başına bir çeşidi sayılmamakla birlikte, dinleyicilerin konu üzerinde daha aktif ve farklı bakış açılarıyla düşünmelerini sağlar.

Foruma, bilgisinden yararlanılmak üzere birkaç uzman davet edilebilir. Forumda dinleyiciler aynı zamanda konuşmacıdır. Forumda söz alan dinleyiciler, konuyla ilgisi olmayan özel sorunlarına değinmezler. Sorular kısa, açık ve net olmalı; tartışma, genel ahlak kurallarına uygun, samimî bir havada yapılmalıdır.

Forumdan amaç, bazı kararlar almak değil, konuyu değişik anlayışlarla, farklı boyutlarla ortaya koyarak bir beyin fırtınası gerçekleştirmektir.

SEMİNER

Seminerler herhangi bir konuda yapılan araştırma sonuçları hakkında bilgi vermek ve birkaç yetkilinin yönetiminde bunları tartışmak amacıyla düzenlenen toplantılardır. Seminer, aynı zamanda özellikle siyasi partilerin, vakıfların, derneklerin de çoğunlukla tercih ettiği öğretim yöntemlerinden biridir.

Üniversitelerde bir öğretim üyesinin danışmanlığında genellikle yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin yaptıkları araştırmalarla ilgili rapor hazırlama, tartışma biçiminde yönetilen grup çalışmaları da seminerdir. Aynı zamanda lisansüstü öğretimdeki derslerden/sorumluluklardan biri olan bu seminerlerde öğrencinin araştırdığı/hakim olduğu bir konuyu anlatabilme ve topluluk önünde konuşabilme yeteneğini geliştirme amacı da vardır.

Danışmanın onayı alınarak tespit edilen konu, bilimsel ilkelerle araştırılıp metin hâline getirildikten sonra çoğaltılarak seminere katılacaklara dağıtılır. Öğrenci, belirlenen tarih ve saatte seminerini sunar. Yöneltilen soruları cevaplar. Bunda başarılı olursa seminer dersini de geçmiş olur.

On beş dakikası soru ve cevaplara ayrılmak üzere seminerin kırk beş dakikada tamamlanması önerilir ancak konunun özelliğine göre bu süre uzatılabilir.

Seminer Örneği: Alişan Kapaklıkaya Denizli Semineri

HAZIRLIKSIZ KONUŞMALAR
SELAMLAŞMA
HÂL HATIR SORMA
TANIŞMA VE TANIŞTIRMALAR
KUTLAMA
TEŞEKKÜR ETME
SORUYA KARŞILIK VERME
ADRES SORMA, YER TARİFİ
SOHBET ETME
FIKRA ANLATMA
ÖZÜR DİLEME
TELEFONLA KONUŞMA
BAŞSAĞLIĞI DİLEME (TAZİYE)
GÖREVLİLERLE KONUŞMA

Tabiatı gereği konuşma ihtiyacında olan ve bu özelliğiyle de diğer canlılardan ayrılan insan, günlük hayatını devam ettirirken ister istemez diğer insanlarla iletişim kurar. Bunun için kişisel deneyim dışında herhangi bir hazırlık gerekmese de bu iletişimde (yazılı olmasa bile) toplumun belirlediği çok uzun bir geçmişi olan kurallar ve söz kalıpları kullanılır. Hazırlıksız konuşma, bireyin değil, toplumun belirlediği çerçevede gerçekleşir.

Kendine güvensizlik, yetersiz hazırlık, heyecan gibi sebeplerle bazı kimseler, topluluk karşısında konuşmak istemezler. Fakat günlük konuşmaları sırasında devirdikleri çamların, kırdıkları kalplerin farkına bile varmazlar. Konuşma kurallarının yalnız hazırlıklı konuşmalar için geçerli olmadığını çoğu zaman unuturlar. Konuşmaya başladıkları andan itibaren bilgileri, görgüleri, terbiyeleri, dünya görüşleri, ahlak anlayışları, sosyal çevreleri… hakkında diğerlerine ipuçları verdiklerinin farkında değillerdir. Bu sebeple kuşlar ayaklarıyla insanlar dilleriyle yakalanırlar. “Dilim, seni dilim dilim edeyim.” atasözünde de bu incelik vardır. Hatta bazen susmak, konuşmaktan daha iyi bir etki bırakabilir. “Söz biliyorsan konuş ibret alsınlar, bilmiyorsan sus, adam sansınlar.” sözü bu gerçeği veciz biçimde ifade eder.

Herhangi bir hazırlık gerektirmeden yapılan karşılıklı konuşmalarda da içtenlik, inandırıcılık, tatlı dillilik, doğruluk, dürüstlük, açıklık ve saygı ön plandadır.

Hazırlıksız konuşmalardan bazıları aşağıda örneklenmiştir:

SELAMLAŞMA

Herhangi bir yerde birbirleriyle karşılaşan uygar insanlar, sözle veya davranışla birbirlerini selamlayarak iyi dilekte bulunurlar.

Kültürümüzde önemli bir yeri olan selamlaşmanın da bir adabı vardır. Selam vermek sünnet, selamı almak farzdır. Selamünaleyküm, merhaba, hayırlı sabahlar, günaydın, iyi günler… gibi selam sözleri aynı zamanda iletişimi başlatmanın sihirli anahtarıdır. Yaş, mevki, konum itibariyle küçük olanlar büyüklere, erkekler kadınlara, az olanlar çok olanlara, ayaktakiler oturanlara, yürüyenler duranlara, yokuşu inenler yokuşu çıkanlara, binektekiler yayalara, arkadan yetişenler önden gidenlere selam verirler. Verilen selamı almamak, karşılığında iyi dilekte bulunmamak kabalığın, saygısızlığın göstergesidir. Selamlaşanlar birbirlerine tebessüm ederler.

Kültürümüze bulunmayan hi, by, çav, n’aber kız, selam millet, n’aber moruk… gibi sözler söylenmekle selamlaşılmış olmaz.

Sosyal Davranış Biçimleri Tanıştırma ve Selamlaşma

HÂL HATIR SORMA

Birbirleriyle selamlaşanlar, duruma ve tanışma derecelerine göre birbirlerinin hâlini hatırını sorarlar. Bu daha yakın bir ilgiyi gösterir. Dilimizde nasılsınız, iyi misiniz, keyfiniz yerinde mi, çoluk çocuk nasıl, ne var ne yok, işleriniz iyi gidiyor mu gibi kalıplaşmış çok söz vardır. Hâl hatır sorana da iyi dileklerle karşılık vermek, teşekkür etmek nezaketin gereğidir.

TANIŞMA VE TANIŞTIRMALAR

Selamdan kelama geçmeden muhatabın tanınması, konuşmanın buna göre sürdürülmesi uygundur.

Değişik vesilelerle bir araya gelen ancak birbirlerini tanımayan kimseler, usulüne göre kendilerini takdim ederek diğerleriyle tanışırlar. Mesela; “Merhaba, iyi akşamlar. Ben Tekin Çelik. Muhasebe müdürüyüm. Sizi tanıyabilir miyim?”

Kişiler birbirleriyle tanışırken adlarını mutlaka söylemelidirler. Kişinin kendini ben Metin Bey, Tuğrul amca, Ayten Hanım, Sevinç abla gibi takdimi, gülünçtür.

Sosyal ortamlarda birlikte bulunan bir kimsenin birbirlerini tanımayanları tanıştırması nezaket gereğidir. Kişiler, adları söylenerek belli görgü kurallarına göre tanıştırılır: Yaşı, ünü, makamı küçük olanlar büyüklere; memurlar amirlere, erkekler kadınlara, misafirlikte sonra gelenler önce gelenlere takdim edilir. İsimleri sonra söylenenler, tokalaşmak için ellerini önce uzatırlar. Birbirleriyle tanıştırılanlar karşılıklı olarak memnuniyetlerini ifade ederler.

Oturan bir erkek, biriyle tanıştırıldığında ayağa kalkar ancak bir bayan, kendisinden çok yaşlı biriyle tanıştırılmamışsa ayağa kalkmayabilir.

Bayanlar, istemedikleri baylarla tanışmayı reddedebilirler ama bayların böyle bir seçeneği yoktur.

Örnek

― Siz tanışmıyorsunuz, değil mi? Sizi teyzemin kızı Aysu Temizkan’la tanıştırayım. Aysu, bu benim sınıf arkadaşım Birgül Genç.

― Tanıştığımıza memnun oldum.

― Teşekkür ederim, iyiyim. Ya siz?

― Ben de iyiyim. Sağolun.

KUTLAMA

İnsan, yaratılışının gereği olarak kendi için önemli olanları, mutluluklarını dostlarıyla paylaşmak, sevincini katlamak ister. Bu yüzden doğum, sünnet, mezuniyet, muvaffakiyet, nişan, evlenme, terfi gibi durumlarda, tanıdıklarının kendini kutlamasını bekler. İşte bu ve buna benzer sebeplerle yapılan kutlamalarda, bundan duyulan sevinç ve memnuniyet abartısız, içten bir üslupla belirtilmelidir.

Tebrik edilen kimse de tevazu göstermeli, alçakgönüllülükle kutlamayı kabul ederek karşı tarafa teşekkür etmelidir:

Örnek:

― Yeni kitabınızın basıldığını ve çok satıldığını öğrendim. Sizi tebrik eder, başarılarınızın devamını dilerim.

― İlginize çok teşekkür ederim.

Başkaları tarafından yazılmış hazır kutlama mesajlarının bayramlarda, belli günlerde, kandillerde cep telefonu aracılığıyla gönderilmesi, kutlamanın önemini ve samimiyetini azaltır.

TEŞEKKÜR ETME

Birine teşekkür etmek için mutlaka çok önemli bir iyiliğin, yardımın yapılmasını beklemek gereksizdir. Önemli olan, teşekkür etmenin medeni insanlara yakışan davranış olduğunun bilinmesidir. Çok önemsiz gibi görünen davranışlardan/iyiliklerden sonra teşekkür etmek, nezaketin gereğidir. Sadece teşekkür beklentisiyle iyilik yapmak uygun olmadığı gibi teşekkür etmek için de büyük iyilikler, yardımlar beklemek yanlıştır.

Teşekkür ederim, sağol, Allah razı olsun, eline sağlık, kesene bereket, ziyade olsun, sofran dolu olsun, geçmişlerinin canına değsin, ecdadına rahmet teşekkür etmek için söylenen sözlerdendir.

SORUYA KARŞILIK VERME

İnsan, hayatın doğal akışı içinde birçok kişiyle değişik vesilelerle iletişim kurma ihtiyacındadır. Bu sebeple herhangi bir şeyi öğrenmek amacıyla çevremizdekilere soru sormak gerektiğinde önce izin alınmalı, muhataba uygun bir hitap tarzı seçilmeli, verilen cevap için de teşekkür edilmelidir. Sorunun muhatabı, cevabı bilmiyorsa “özür dilerim, bilmiyorum” demeli, yalan yanlış şeyler söyleyerek soru sahibini yanıltmamalıdır.

Grup içinde orada bulunanlardan birinin uzmanlık alanına giren bir soruya muhatap olan kimse, tereciye tere satma durumuna düşmemek için uygun bir üslupla soruyu oradaki uzmana yönlendirilmelidir:

Bir dil bilgisi kitabında, şart anlamında kullanılan -sa/-se ekinin çekim eki değil yapım eki olduğunu okudum. Siz ne dersiniz? Bu doğru olabilir mi?

― İsterseniz bunun cevabını Aydın Beyden öğrenelim. Zira onun bu konuyla ilgili birkaç makale okuduğunu biliyorum.

ADRES SORMA, YER TARİFİ

Günümüzde cep telefonlarına bile yüklenebilen haritalar, navigasyon cihazları, kent bilgi bankaları, belediyelerin üç boyutlu harita hizmetleri, çevrimiçi yararlanılan sanal haritalar, krokiler adres/yer sorma ihtiyacını neredeyse ortadan kaldırdı. Ancak yine de pratik olarak birine bir adres/yer sormak gerektiğinde önce izin alınmalı, sonra yer sorulmalıdır. Muhatap, burayı kesin olarak bilmiyorsa soranı yanıltmamak ve zaman kaybını önlemek için bilmediğini açıkça söylemelidir. Bazı tahminlerde bulunarak yanlış yönlendirmelerden sakınılmalıdır.

Yer tarif edilirken mümkün olduğu kadar sade bir tarif yapılmalı, gereksiz ayrıntılara girilmemeli, isabetli mesafe tahmini yapılamıyorsa ölçü vermekten sakınılmalı, dolambaçlı yollar tercih edilmemelidir. Sorulan yerin yakınlarında hemen herkesçe bilinen (anıt, istasyon, otogar, park, stadyum, hastane gibi) bir yapı/mekân varsa önce buranın bilinip bilinmediği sorulmalı; biliniyorsa tarif buradan itibaren yapılmalıdır.

Adres bulmada şu bağlantılar da yardımcı olabilir:

seafoodplus.info,

seafoodplus.info,

seafoodplus.info,

Örnek:

― Afedersiniz bir yer sorabilir miyim?

― Tabii. Buyurun.

― Mevlana Müzesine nasıl gidebilirim?

― Şu duraktan çarşıya giden tramvaya binin. Son durak Alaaddin tepesinde inin. Doğu yönündeki caddeden hiç sapmadan doğru gidin. İlerideki caminin hemen arkasında.

― Teşekkür ederim.

― Rica ederim.

(Komik) Adres tarifleri - 1

(Komik) Adres tarifleri - 2

SOHBET ETME

Doğası gereği diğerleriyle birlikte yaşama ihtiyacında olan insan bildiklerini, tecrübelerini, duyduklarını, izlenimlerini… çevresindekilerle paylaşmak, psikolojik olarak rahatlamak, huzur vermek, huzur bulmak ister.

Kendi alanında tanınmış, deneyimli, kültürel birikimi çok aydınların değişik konularda, bilimsellikten ziyade günlük konuşma diliyle, ayrıntılara inmeden samimi bir havada yaptıkları konuşmalar da sohbet (söyleşi)tir. İçtenlik ve nükte, sohbetin temel özelliklerindendir. İlginç anekdotlarla, fıkralarla, deyimlerle, misallerle sohbete canlılık katılır.

Sohbetin kültürümüzde çok ayrıcalıklı bir yeri vardır. Ne kahve ne kahvehane isteyen, kahveyi bahane edip sohbet isteyen gönüller için sohbet ve yarenlik mekânı olan kıraathaneler, kahvehaneler (okey salonları değil), birer kültür merkezi işlevini üstlenmişlerdir. Yeni bilgiler, kültürel değerler burada aktarılmış, yarenlikler yapılmış, yararlı ve hoşça vakitler geçirilmiştir.

Yalanın, dedikodunun, kibirin, gösterişin, kaba sözlerin ve argonun bulunmadığı; nezaketin, hoşgörünün, saygının, dürüstlüğün, anlayışın, samimiyetin el üstünde tutulduğu sohbet ortamları kalıcı dostluklar, arkadaşlıklar için de bir zemin oluşturur.

Örnekler:

Fetih

Dursun Gürlek, N. Fazıl'ı Anlatıyor 1. Bölüm

Dursun Gürlek, N. Fazıl'ı Anlatıyor 2. Bölüm

FIKRA ANLATMA

Yeri gelir de bir fıkra anlatmak gerekirse bu fıkrayı anlatmadan şu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır: Her şeyden önce anlatılacak fıkra; yere, zamana ve kişiye uygun ise anlatılmalıdır. Dinleyiciler süratle gözden geçirilmeli, bu grubun espriyi anlayacağından emin olunmalıdır. Anlatılacak fıkradan kendine pay çıkaracaklar/alınacaklar varsa bu fıkrayı anlatmaktan vazgeçilmelidir. Fıkrayı anlatan, herkesten önce gülmemeli, asıl espriyi taşıyan unsur uygun yerde ve şekilde anlatılmalıdır. Aksi hâlde fıkranın bütün güzelliği kaybolur. Şayet fıkra, bir ağız özelliği gerektiriyor, anlatan da bunu çok iyi taklit edebiliyorsa bu fıkra özgün şekliyle anlatılabilir. Ancak fıkrayı anlatan bu konuda başarılı değilse, fıkra normal şekilde anlatılmalıdır.

Dinleyiciler anlatılan fıkrayı daha önce duymuş veya okumuş olabilirler. Böyle olsa bile anlatana müdahale edilmez, nezaketen dinlenir. Zira kibar bir insan, her defasında o fıkrayı ilk kez dinliyor gibi davranır.

Örnek

Okul müdürünün biri, öğrencileri sigara içme alışkanlığından vazgeçirmek için tuvalet kapılarının arkasına “SİGARA ÖLDÜRÜR” etiketlerini yapıştırır. Bir hafta geçmeden öğrenciler, tepkilerini etiketlerin altına yazdıkları şu cümleyle gösterirler:

“Türk ölümden korkmaz!”

Köyde Ne Var Ne Yok?

ÖZÜR DİLEME

Dikkat edilmesi gereken husus, özür dilemeyi gerektirecek sözlerden ve davranışlardan kaçınmaktır. Ancak “Hatasız kul olmaz.” sözü de hemen herkesin cahillik, dalgınlık, dikkatsizlik gibi çeşitli sebeplerle hatalar yapabileceğini gösteriyor.

İşte bir kimse yanlışını, kabalığını, hatasını… fark ettikten sonra bu olumsuz durumu ortadan kaldırmak için en kısa zamanda, uygun bir ortamada, samimiyetle özür dilemelidir. Bu anlamda özür dilemek korkaklığın, pısırıklığın, sünepeliğin bir ifadesi değil, insan olmanın gereğidir; bir erdemdir. Zira özür dileyen kişi hatasını fark etmiş, bunun yanlışlığına inanmış ve bunu bir daha yapmayacağını karşı tarafa içtenlikle beyan ederek insanlığın gereğini yerine getirmiştir. Hata fark edildikten sonra bile bile özür dilenmiyorsa bu durumda birincisinden daha büyük bir yanlış yapılmış olur.

Özür dilendikten sonra her defasında aynı yanlış tekrar edilirse özür dilemenin bir anlamı olmaz.

Özür dilenirken özrün kabahatten büyük olmamasına özen gösterilir. Özür ifadeleriyle, jest ve mimikler uyum içinde olur; özür dileyenin üzgün olduğu ve samimiyeti konuşmasına, tavırlarına yansır.

Kendisinden samimiyetle özür dilenen kişi de affetmenin büyüklüğün şanından olduğunu bilmeli, özrü kabul ederek incelik göstermelidir.

Gerekmediği hâlde söze özür dileyerek başlamak da uygun değildir.

TELEFONLA KONUŞMA

Telefon/cep telefonu, günümüzün vazgeçilemez bir iletişim aracı oldu. Gelişen teknolojiyle körüklenen rekabetinin insafsız kurallarına bağlı olarak lüks tüketimde ve israfta, sınırlar zorlanmaya başlandı. Bugün gazete bayiinden çok telefon bayii olması, maddi imkânları iyi olmayan bireylerin bile cep telefonları ve bunların faturaları için ödedikleri yüklü miktarlar durumun vehametini göstermesi bakımından dikkat çekicidir. Teknolojik kolaylıklardan yararlanmak elbette doğaldır ve güzeldir. Ancak bu teknoloji, birtakım sorumlulukları ve görgü kurallarını da beraberinde getirmektedir. Telefondan vazgeçilemeyeceğine göre buna dair sorumlulukların ve inceliklerin öğrenilmesi gereklidir. Telefonla konuşurken aşağıdakilere özellikle dikkat edilir:

1. Telefon etmek gerektiğinde önce vaktin uygun olup olmadığına bakılır. Çok erken ve geç saatlerde, yemek saatlerinde telefon edilmez. Yalnız acil bir durum olması hâlinde vakit gözetilmez.

2. Numara dikkatli bir şekilde çevrilir/tuşlanır. (Sayısal santrallerde numaranın yanlış düşmesi ihtimali çok zayıftır.)

3. Telefon açılınca, arayan önce selam verir, sonra hemen kendini tanıtır. (Seslerinden birbirlerini tanıyan kimselerin kendilerini tanıtmalarına gerek yoktur. Ayrıca telefon edilen yerdekiler için bizim kimliğimizin önemsiz/gereksiz olması hâlinde buna ihtiyaç duyulmaz.)

4. Kısaca hâl hatır sorulduktan sonra niçin telefon edilmişse o konu konuşulur.

5. Konuşma tamamlandıktan sonra iyi dileklerle telefon kapatılır.

Telefonu/cep telefonunu kullanırken göz önünde bulundurulması gereken sorumluluklar ve incelikler ise şöyle sıralanabilir:

1. Gerektiğinde not almak üzere telefon makinesinin yakınında kâğıt, kalem bulundurulur. (İş yerleri için kimin, kimi, ne zaman, niçin aradığının ve arayanın notunun yazılacağı hazır telefon defterleri vardır.)

2. Kapıdaki misafir bekletilmediği gibi, telefon çalınca en geç beşinci çalışta mutlaka açılmalıdır. Radyo, televizyon vb. açıksa telefonu açmadan bunların sesi kısılmalıdır.

3. Telefonla, acil ve önemli konular kısaca konuşulur. On dakikayı geçen konuşmalar, uzundur. Telefon faturası bir başkası tarafından ödeniyor olsa bile hatlar/şebeke meşgul edilmez. Olur olmaz yerde önemsiz konularla konuşma uzatılmaz.

4. Elektronik cihazlara zarar verebileceği için cep telefonlarının kapatılması istenen yerlerde telefonun mutlaka kapatılması gerektiği gibi herhangi bir uyarı olmasa bile ibadethanelerde, derslikte, sinema, tiyatro gibi seyirlik ortamlarda, konferans salonlarında, toplantılarda, törenlerde, uçakta… cep telefonu kapatılmalı; en azından çevrimdışı/sessiz moda alınmalıdır. Bu ve bunlara benzer ortamlarda cep telefonunda oyun oynamak, mesaj göndermek, postalara bakmak, internete girmek oradakilere saygısızlıktır.

5. Yukarıda sayılan ortamlarda, gelen çağrıyı cevaplayan kimse, konuşmacıya/oradakilere küfretse daha az saygısızlık etmiş olur. Derste/toplantıda mesajlaşan veya çağrı geldiğinde izin alma ihtiyacı bile duymadan ortamdan çıkan kimsenin görgüden/nezaketten haberi yoktur.

6. Araç kiti bulunmayan araçlarda, sürücünün seyir hâlindeyken cep telefonuyla konuşması, mesaj yazması tehlikeli ve yasaktır.

7. Başkasının telefonunu kullanmak gerektiğinde izin alınmalı, konuşma çok kısa tutulmalı ve teşekkür edilmelidir.

8. Resmî veya özel iş yerlerinde çalışan personelin, mesai saatleri içinde üstelik dakikalarca cep telefonlarıyla özel konuşmalar yapması yanlıştır, hak ihlalidir.

9. Tarifenin uygun/ucuz olması cep telefonlarıyla saatlerce konuşulabileceği anlamına gelmez. Konuşma süresi arttıkça cep telefonunun ciddi sağlık sorunlarına yol açabileceği asla ihmal edilmemelidir.

Cep telefonunu kullananlar, bütün konuşma ve mesaj kayıtlarının en az beş yıl saklandığını bilmelidirler.

BAŞSAĞLIĞI DİLEME (TAZİYE)

Dost kara günde belli olduğu için yakını vefat edenleri ziyaret etmek, onların acılarını paylaşmak insani bir görevdir. Başsağlığı ziyaretlerini yakınlık derecesine uygun olarak özellikle vefatı takip eden ilk üç gün içinde yapmaya özen gösterilmelidir. Ziyaret sırasında onları teselli edecek kısa, samimi sözler tercih edilmelidir. Yersiz mevzulardan, ölüme ait felsefi yorumlardan, müteveffaya ait hatıralardan bahsedilmez. Güya onların acısını hafifletmek, vefatına çok üzülmemek gerektiğini vurgulamak için rahmetli çok çekti, kendi de kurtuldu, sizi de kurtardı gibi densiz sözler sarfedilmez.

Taziye için “başınız sağ olsun, Allah rahmet eylesin, nur içinde yatsın, Allah başka acı göstermesin, Allah sabır versin, Allah taksiratını affetsin, mekânı cennet olsun, Rabbim geride kalanlara ömür versin…” gibi söz kalıpları veya içten duyguları ifade edecek başka sözler de söylenebilir.

İnancımıza göre, vefatla bir kayıp söz konusu olmadığı için müteveffadan bahsederken kaybettik sözünün kullanılmaması tavsiye ediliyor.

Vefat eden, Müslüman değilse ondan bahsederken rahmetli, merhum, merhume denmez. “Toprağı bol olsun.” sözü de eski bir geleneğe dayanır ve gayrimüslimler için söylenir.

GÖREVLİLERLE KONUŞMA

Herhangi bir konuyu/sorunu danışmak, resmî bir işi yerine getirmek, bir işi takip etmek gibi sebeplerle görevlilerle/memurlarla konuşmak gerektiğinde şu hususlar göz önünde bulundurulmalıdır: Önce selam verilmeli, izin istenmeli, konu/sorun/istek anlaşılır bir dille açıkça belirtilmeli, nazik ve saygılı olunmalı, cevaplar/yönlendirmeler dikkatle dinlenmeli, ayrılırken iyi dileklerde bulunulup teşekkür edilmelidir.

Görevlilere/memurlara/amirlere asla ablacığım, ağabeyciğim, dayı, amca, hala, teyze, ablam, annem, müdür hanım gibi sözlerle hitap edilmez. (Müdür bey, müdire hanım, memur bey, memure hanım, beyefendi, hanımefendi…) Onların masalarına/bankolarına abanılmaz.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir