mutlu kaya vurulma ani / Mutlu Kaya - haberleri videoları fotoları galerileri makaleleri yazıları - Sayfa 1 - Tarafsız Haber

Mutlu Kaya Vurulma Ani

mutlu kaya vurulma ani

Kendisi başından vuruldu, ablası ve avukatı öldürüldü!

Türkiye yılında acı bir olayla sarsıldı. Diyarbakır’da yılında bir ses yarışmasında adını duyurduktan sonra erkek arkadaşı Veysi Ercan tarafından başından vurulan ve ağır yaralanan Mutlu Kaya, yüzde 98 engelli kaldı.

AVUKATLIĞINI YAPMIŞTI

Mutlu Kaya'nın ablası Dilek Kaya da, geçtiğimiz Mart ayında erkek arkadaşı Yusuf Ç. tarafından öldürüldü. Yine geçtiğimiz yıl eşi Mesut Issı tarafından çocuklarının gözleri önünde öldürülen Diyarbakır Barosu'ndan Müzeyyen Boylu da, Mutlu Kaya'nın avukatlığını yapmıştı.

Mutlu Kaya ve ablası Dilek Kaya

MUTLU KAYA KİMDİR?

Mutlu Kaya, yılında dünyaya geldi. Yarışmaya henüz 20 yaşındayken katılan Mutlu Kaya, hem hikayesi hem de sesiyle ekran karşısındakileri ve jüri üyelerini derinden etkilemişti. 8 kardeşli bir aileden gelen Mutlu Kaya, üniversiteyi kazanmasına rağmen maddi olanaklar yüzünden okuyamadığını ifade etmişti. Mutlu Kaya, yarışmaya katıldığı dönemde Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde bulunan evlerinde silahlı saldırıya uğradı. Uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan Kaya, uzun bir süre tedavi gördü.

Eşi tarafından çocuklarının gözleri önünde öldürülen Diyarbakır Barosu'ndan Müzeyyen Boylu, Mutlu Kaya'nın da avukatlığını yapmıştı

Mutlu Kaya: Ablası ve avukatı da kadın cinayeti kurbanı olan genç kadın 'Ömrümü adalete adadım' diyor

Beş yıl önce eski erkek arkadaşı tarafından başından vurulan ve mucizevi şekilde hayatta kalan Mutlu Kaya'nın evine gittiğimizde bizi ablası Songül Kaya karşılıyor. 'te Songül Kaya'yla Diyarbakır Gazi Yaşargil Araştırma Hastanesi önünde röportaj yapmıştık. O gün konuştuğumuz Mutlu Kaya'nın diğer ablası Dilek Kaya ise artık hayatta değil.

Mutlu Kaya, katıldığı bir ses yarışmasıyla tanınmıştı. Erkek arkadaşının saldırısı nedeniyle bugün vücudunun büyük bölümünü kullanmakta güçlük çekiyor, zor duyulabilen bir sesle konuşuyor. Cinayet işleyenlere verilen cezaların hafif olmasından şikayetçi.

Oturma odasına girdiğimizde, annesi uzun saçlarını örüyordu. Bugün 22 yaşında olan Mutlu, "Hoş geldiniz" diyerek oturduğu yerden bize gülümsedi.

58 gün yoğun bakımda kalan genç kadının yaşaması ise tedaviyi yapan doktorların ifadesine göre bir mucizeydi.

Diyarbakır'ın Ergani ilçesinde ailesiyle birlikte yaşayan Mutlu Kaya, destek olmadan hareket edemiyor. Oturduğu sandalyeden kalkıp köşedeki koltuğa oturmasına kuzeni yardımcı oluyor.

Kısa mesafeyi minik adımlarla birkaç dakikada zor kat edebiliyor. Dizlerini güçlükle büktüğü için koltuğa oturması da kolay değil.

Mutlu'nun düzenli bir fizik tedavi görmesi gerekiyor. Ama bu da imkansızlıklar yüzünden yarım kalmış durumda. Tedavi giderleri çok yüksek ve ailenin imkanları çok sınırlı.

Ablası Songül, kasları zayıflamasın diye Mutlu'ya sık sık egzersiz yaptırdıklarını söylüyor. Songül, imkansızlıklar nedeniyle pratik çözümlere başvurmak zorunda kaldıklarını söylüyor:

"Mutlu'yu, günde birkaç defa yaşadığımız bu yedi katlı apartmanın merdivenlerinden indirip çıkarıyoruz"

Tedavisi imkansızlık nedeniyle aksıyor

Fizik tedavi olanakları sağlayan bir hastanede en az bir yıl tedavi olursa, doktorların gelişimi konusunda çok umutlu konuştuğunu belirten Songül Kaya, özel hastane masraflarının çok yüksek olduğunu ve bunu karşılayamadıklarını söylüyor. 

"Hastanelerin aylık masrafı en az 30 bin lira" diyen Songül Kaya, zaman zaman medyada yer alan tedavi masraflarının üstlenildiği yönündeki açıklamalara da tepki gösteriyor:

"Kardeşimin tedavi giderleri, zamanında kameralar karşısında destek vereceğiz diyen insanların bir gecelik sahne kostümlerinin masrafından bile daha az!"

İmkansızlıklara rağmen pozitif enerjisi, iyileşmek için sarf ettiği çabası ve önüne koyduğu hedefleri ile güçlü bir kadın Mutlu. "İyileşeceğim, ablam için, kadınlar için iyileşeceğim" diyor.

Mutlu vurulduğunda onu sırtında hastaneye götüren 30 yaşındaki ablası Dilek Kaya ise 21 Mart'ta erkek arkadaşı olduğunu iddia eden bir astsubay tarafından öldürüldü.

Mutlu Kaya, "O cani beni kafamdan vurduğunda Dilek Ablam, 'Abla kurban seni kurtaracağım' dedi ve beni sırtında hastaneye taşıdı, beni kurtardı ama ben onu kurtaramadım. Çok üzgünüm" diyor gözleri dolu bir şekilde.

Mutlu'nu bu sözleri üzerine annesi Hanım Kaya da, kendini tutamayarak ağlamaya, ağıt yakmaya başlıyor.

"Keşke Dileğim de Mutlu gibi kurtulsaydı da, onu da kardeşinin karşısına oturtsaydım, ona da gül gibi baksaydım" Annesini gören Mutlu'nun gözlerinden sicim gibi yaşlar akıyor. Gözyaşlarını silmesine kuzeni yardım ediyor.

Gözlerindeki kederli ifadeyle iç döker gibi başlıyor konuşmaya Mutlu.

"Ben küçükken neden annem hep ağıt söylüyor derdim ama ablamdan sonra anladım ki insanın ağıt yakması için yüreğinin yanması gerekiyormuş."

Mutlu Kaya'nın babası Mehmet Kaya beş yıl önce hastane önünde BBC Türkçe'nin sorularını yanıtlamıştı

Ablası ve avukatı da kadın cinayeti kurbanı

Ablasını katili, ifadesinde Dilek ile bir haftadır aynı evde yaşadığını ve onu aldattığı için genç kadını vurduğunu iddia etmişti.

Mutlu Kaya, "Bizimle her şeyini paylaşan ablam, birlikte yaşayacağı insanı mı gizleyecekti? O sabah ablam buradan gitti, o cani adresi ablamın bir arkadaşından almış, daha az ceza almak için öyle bir ifade verdi, biz bunu kabul etmiyoruz" diyor.

Mutlu'nun hayatı, Veysi Ercan isimli kişinin sıktığı dört kurşundan birinin başına isabet etmesiyle alt üst oldu. O kurşun hala beyninde duruyor ve ameliyatı çok riskli.

Mutlu Kaya kendisini vuran Ercan ile lisede tanışmış. Yaşı küçük olduğu için tehdit ve baskıları sindirmiş, ailesine anlatmamış.

"Ya benimsin, ya kara toprağın diyordu. Ağabeyime söyleyebilirdim ama onun ağabeyime zarar vermesinden korktum, sustum" diye anlatıyor o günleri.

Ses yarışmasına katıldıktan sonra tehditler artmış.

O gece ise ablasına ait eve gelen Veysi Ercan, dışarıya çıkmazsa tüm ailesine zarar vereceğini söylemiş:

"Dışarıya çıktığımda yalvarırım beni bırak dedim ama o gözünü kırpmadan ateş etti."

Veysi Ercan, adam öldürmeye teşebbüsten 15 yıl hapis cezası aldı ama indirimlerle birlikte dokuz yılda serbest kala bileceği hesaplanıyor. Bu durum Mutlu'yu tedirgin ediyor.

"Şu an ellerim ve ayaklarım tutmuyor, yemeğimi yiyemiyorum, saçlarımı tarayamıyorum, yürüyemiyorum, şarkı söyleyemiyorum. Ölüden tek farkım, nefes alabilmem.

"Beş yıldır şu pencere kenarında oturuyorum, biri olmasa oturduğum yerden kalkamıyorum bile. O cani ise üç dört yıl sonra serbest kalacak, gezecek. Peki benim hayatım ne olacak, gençliğimi bana kim ger verecek?"

Tüm konuşması boyunca adalet vurgusunu öne çıkaran Mutlu'nun canını en fazla yakan konular, ablasını da kurban verdiği kadın cinayetleri.

"Daha birkaç gün önce Pınar Gültekin canice öldürüldü. Münevver Karabulut öldürüldüğünde küçüktüm ama hala unutamıyorum. Kadın cinayetleri birkaç gün konuşulup unutuluyor. Adamlar biliyor, 10 yıl yatıp çıkacaklar. Yasalar cezalar caydırıcı olmadığı için ölümler devam ediyor" diyor.

Geçen yıl eşi tarafından çocuklarının gözleri önünde öldürülen Diyarbakır Barosu'ndan Müzeyyen Boylu, Mutlu Kaya'nın avukatıymış. Müzeyyen Boylu'yu hatırlatan Mutlu, sözlerine şöyle devam ediyor:

"Avukattı ama kocasının onu öldüreceğini beklemiyordu. Pınar, Özgecan, Dilek Ablam çok güzel genç kadınlardı, hepimiz sağlıklı ve canlıydık, ama onlar öldü, ben nefes alan bir ölüye döndüm. Yaşadıklarımız her kadının başına gelebilir. Benim şahsi avukatım da öldürüldü, bugün hepimiz bir adayız."

"Tetiği çekmek için güçlü olmak gerekmiyor. Adamlar 10 yıl ceza alacaklarını bildikleri için öldürüyorlar" diyen Mutlu, bu salondan tüm dünyaya sesini duyurmaya çalışıyor ve adalet için çabalamaktan hiçbir zaman vazgeçmeyeceğini söylüyor.

"Kadın kadının kahramanıdır"

Yasaları çıkaran politikacıların kadın cinayetlerine, kadına yönelik şiddete karşı üç maymunu oynadığını savunuyor.

"Bu yasaları çıkaranların kızları bunları yaşasa, buna izin verirler mi, sanmıyorum. Biz de Türkiye Cumhuriyeti'nde yaşıyoruz, bizi de evlatlarınız, ciğeriniz olarak görün. Bizi anlamanız için illa sizin de yaşamanız mı gerekiyor?"

Kadın cinayetlerinin ardından yapılan yorumlar ise onu en çok üzen konuların başında geliyor:

"Pınar'ın ardından yapılan acımasız yorumlar vardı, ya bırakın, Allah'tan korkun, öldü, daha ne olsun! Yok efendim evine gitmeseydi, sevgili olmasaydı. Biz sadece yaşamak istiyoruz,  sevgilisi kocası, nişanlı oldu diye bu erkeklere öldürme hakkı vermiyor. Kadın sevmiş, sevgili olmuş, kadın kötü mü etmiş? Mutlu olmak, yuva kurmak istemiş. Kadın kötü bile olsa, kimsenin onu öldürmeye hakkı yok!"

Ablası Songül Kaya'nın "Kadın kadının kahramanıdır" sözü ise Mutlu Kaya'nın hayatının sloganı haline gelmiş.

Bundan sonra Dilek ablası ve şiddete kurban giden kadınlar için mücadele edeceğini, adaletin yerine gelmesi için savaşacağını belirten Mutlu, önümüzdeki yıl Hukuk Fakültesi'ni kazanmak için sınava hazırlandığını söylüyor ve ekliyor:

"Şarkı söyleyemiyorum ama söyleyeceğim. Bundan sonraki en büyük amacım kadınlar için, ablam için, kendim için adaletin sağlanması." 

Ablası gözyaşlarıyla anlattı: "Mutlu vurulduğunda elinde çikolatası vardı"

Bu haberi paylaş

Diyarbakır’da eski sevgilisi tarafından başından vurulan 19 yaşındaki Mutlu Kaya, yoğun bakımda yaşam savaşı veriyor. Tüm Türkiye’nin müjdeli haber beklediği Mutlu’nun doktorları dün yaptıkları açıklamada genç kadının beyninde ödem olduğu için uyutulduğunu, son tomografiye göre ödemin gerilediğini ve bugün hastayı uyandırma sürecine gireceklerini açıkladı. Mutlu’yu sahneye çıkaran Sibel Can da dün Hastane ziyaretinin ardından “İnşallah uyanacak” diyerek umut verdi. Abla Dilek Zengin de Mutlu’nun ardından tepsideki yemeğinin, çikolatasının ve söylediği türküsünün yarım kaldığını anlatarak gözyaşı döktü.

Mutlu’yu keşfeden Sibel Can’ın ziyaret ettiği sırada abla Zengin ve ağabey Muhammed Kaya gözyaşlarını tutamadı. Zengin olayı Milliyet’e anlattı.

Çikolatasını bitiremedi

Zengin, “Ben Mutlu’nun yan odasında uyuyordum. Kardeşim Kerbela da yan odada ders çalışıyordu. Mutlu, olay yaşanmadan önce yemek yiyordu. Kerbala’nın çığlık sesiyle uyandım ve Mutlu’yu salonun kapısında yerde kanlar içinde gördüm. Hemen ambulansa haber verdim, geç geleceğini düşündüm. Onu kucaklayıp dışarı çıkardık. Bir araba çevirip, hastaneye getirdik. Elinde yarım bir çikolata vardı” dedi.

Saldırıdan önce Mutlu’nun çok sevinçli olduğunu anlatan abla Dilek, şöyle devam etti:
“Ben uyumadan önce repertuar hazırlıyordu, çok mutluydu, saçlarını tarıyordu. Gece ’ye kadar onunla oturuyordum. Sabah işe gideceğim için uyumam gerekiyordu. Benden kendisine şarkı seçmemi istedi. Birkaç şarkı seçtim. O Kürtçe Ez Berfim’i seçti. Yere yığıldığı sırada yemeği yerdeydi. O anı hiç unutmuyorum. Okul kantininde çalışıyorum. Oda ara sıra bana yardım ederdi. O okulunu okuyacaktı. Daha önce Dicle Üniversitesi’nde Beden eğitimi Bölümü’nde voleybol okuyordu. Sonra Mardin Beden Eğitimi yanlış hatırlamıyorsam futbol bölümünü yarım bıraktı. Maddi durumumuz el vermediği için okulunu bırakmak zorunda kaldı. Hep şarkı söylüyordu; tek hayali okuyup sanatçı olmaktı. Yarışmada hep söylediği bir şey var? ‘Hiçbir şey düzelmese de okulum düzelecek’ diye umut ediyordu. Tek kaygısı ailemizdi. ‘Annemin hayatını kurtaracağım, kardeşlerimi okutacağım’ diyordu. Biz adalet yerini bulsun istiyoruz. Halkımızdan, tüm sevenlerinden dua bekliyoruz.”

Kaçırmak istemiş

Mutlu’yu kasten öldürmeye teşebbüs suçundan tutuklanan Veysi Ercan ise mahkemede susma hakkını kullandı. Sorgu hâkimi, şüpheli Ercan’ı, atılı suçu işlediğine dair somut delillerin bulunduğu gerekçesiyle tutukladı. Kararda tutuklamaya ilişkin şu gerekçe yer aldı: “Şüpheli Veysi Ercan’ın diğer şüpheliler ve tanıkların beyanına göre, olay gecesi üzerinde silah bulunduğu, diğer şüphelilere mağduru kaçıracağından bahsettiği ve onlardan yardım istediği, bir gün sonra olay gecesi mağdur ve tanıklar ile görüştüğü onları kullandığı araçla evlerine bıraktığı, ardından mağduru telefonundan tekrar rahatsız ettiği ve evinin önünden ayrılmadığı, duyulan silah sesinden sonra şüphelinin silahla tanık tarafından mağdurun ikametinden kaçarken görüldüğü anlaşılmıştır.” n AA

Yavaş yavaş uyandıracaklar

Mutlu’yu tedavi gördüğü Gazi Yaşargil Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde ziyaret eden ve yoğun bakımda 15 dakika kalan Sibel Can, Kaya’nın annesi Hanım, babası Mehmet Kaya, Hastane Yöneticisi ve Başhekim Doç. Dr. Hikmet İyem ve Beyin Cerrahisi Uzmanı Dr. Ulaş Aktaş ile birlikte basın toplantısına katıldı. Aktaş, bugün hastayı uyandırma işlemine başlayacaklarını belirterek, “Hasta sabaha karşı ’te geldi, bilinci kapalıydı. Tomografi çekiminde ameliyatı gerektiren bir durum söz konusu değildi. Ancak, beyninde yaygın ödem olduğu için uyutuldu. Yaklaşık 55 saattir uyutuyoruz. Bu sabah çekilen tomografisinde ödemin belirli ölçüde gerilediğini gördük. Uyandırma süreci birkaç gün sürebilir. Ameliyatı gerektiren bir durum söz konusu değil” dedi.

Sibel Can umutlu

Sibel Can da doktorların yaptığı açıklamanın umut verici olduğunu belirterek, “Mutlu için bütün Türkiye ağlıyor. Özellikle ben çok yakinen görüştüğüm için sadece yarışmada değil ailecek görüştüğümüz için çok derinden üzüntü duyuyorum. Buraya gelirken daha kötü bir tablo bekliyordum. Yoğun bakım odasında elini tuttum. Çok iyi gördüm, umut ediyorum her şey çok iyi olacak. 19 yaşında genç kız; masumiyete, güzelliğine, sesine, nefesine yapılan yine saldırı, kadına şiddet ortada” dedi.

Gözyaşlarına boğulan baba   Kaya’yı Sibel Can teselli etti. Can, anne Hanım Kaya’ya sarılarak “Lütfen ağlama, dua edelim. Ne gerekirse yapılıyor. İçinizi rahat tuttun. Prensesler gibi yatıyordu” diyerek anneyi öpüp vedalaştı.

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir