hz ömer hz ali / Timaş Yayınları Hz Ebu Bekir Hz Ömer Hz Osman Hz Ali / Mehmet Yıldız - Fiyatı, Yorumları - Trendyol

Hz Ömer Hz Ali

hz ömer hz ali

İslamda kargaşayı Hz. Ali mi başlattı?

 

<haber-dikey:1138152>

İslam Tarihi mezheplerin doğmasına yol açan ayrışmaların o mezheplere mensup ulema ve tarihçilerin gözü ile yazılıp çizilmesi alışılmış, bilinen bir durum. Fakat devlet okullarında okutulan, hele de henüz okuyup araştırma ve kendi başına karar verme çağında olmayan 6.sınıf öğrencileri için hazırlanan bir ders kitabında taraflı ve ayrıştırıcı bir dil kullanmak devletin tarafsızlığını sorguladığı gibi bilim ahlakına da ters düşer. Olay, hafta içinde gazetemizden Leyla Kılıç’ın haberiyle ortaya çıktı. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından 6.sınıf öğrencilerine dağıtılan Sosyal Bilgiler kitabında İslam’da dört halife dönemi anlatılırken, ilk üç halifeye övgüler dizen kitabın yazarları, Hz. Ali dönemine ilişkin” İslam toplumunda iç çatışmaların çıktığı dönem” diye yazılması ders kitabının çocukların bilinç altlarına nasıl sübliminal mesajlar verildiğini ortaya koyuyor.
Peki, gerçekten İslam toplumunda ayrışmalar Hz. Ali ile mi başladı? Hz. Ali’den önceki üç halife döneminde ortalık süt liman mıydı?

Bu sorulara cevap vermek için Peygamberin öldüğü güne kadar gitmeli. Hz.Muhammed, son nefesini verdikten sonra Hz. Ali, defin işleri ile uğraşırken Ben ü Sakife konağında toplanan insanların bir halife seçtiğini ancak üç gün sonra öğrendiğinde şaşkınlıktan donakaldı. Kimse peygamberin en yakınında olan ve veda haccı dönüşünde Gadir-i Hum denen yerde elini kaldırarak kendisinden sonra halife olarak görmek istediği kişi olarak işaret ettiği Hz.Ali’ye sorma gereği bile duymamıştı.
Medine’nin ön gelen kişileri Hz. Ömer’in telkiniyle Hz.Ebu Bekir’i halife seçmişlerdi. Hz. Ali, akrabaları ve onu halife olarak görmek isteyen yandaşları Ebu Bekir’e biat etmedi. Bu grup Hz.Ali’nin evinde toplanıp izleyecekleri yolu tartışırken halife Ebu Bekir, Hz.Ömer’i gönderip: “Biat etmemekte direnirlerse evi yak” emrini verdi. Hz.Fatma’nın ağlayıp bağırması üzerine Ömer evi yakmadan oradan ayrıldı. Bu olay nedeniyle hamile olan Hz. Fatma çocuğunu düşürdü.

Ebu Bekir dönemindeki Ehl-i Ridde savaşları
Hz.Ali’yi halifelik için mücadele etmeye çağıran sadece yakın dostları ve kabilesi değildi. Ne gariptir ki, sonradan Ali’ye karşı isyan bayrağı açan ve onunla savaşan Muaviye’nin babası Ebu Süfyan da Hz.Ali’ye gelerek “Uzat elini sana biat edeyim” demiş ve Hz. Ali tarafından azarlanarak kovulmuştu.
Halife Ebu Bekir’le Hz.Ali ve Hz. Fatma arasında bir kriz de Hz.Muhammed’in mirası yüzünden çıktı. Hz.Fatma, halifeden babasının kendisine verdiği Fedek arazisini istedi. Ancak halife Ebu Bekir, “Peygamber bize varis olmaz, demişti. O nedenle bu araziyi vermem” diyerek Fatma’nın isteğini geri çevirdi. Fatma, camiye giderek Kur’an’daki miras hakkına ilişkin ayetleri delil olarak gösterdiyse de halifeyi ikna edemedi. Ölünceye kadar Ebu Bekir’le küs kaldı. Hz.Ali’nin Ebu Bekir’e biatı eşinin ölümünden sonra oldu. Artık olan olmuş, halife seçilmiş ve pek çok kişi ona biat etmişti. Hz.Ali, bu saatten sonra halifeye itiraz etmenin ve bir mücadeleye girişmenin toplumunu böleceğini biliyordu. O nedenle evine kapanıp okuma ve ilmi çalışmalarla günlerini geçirdi. Eğer halife Ebu Bekir döneminde bir karışıklık çıkmadıysa bu Hz.Ali’nin ferasetinden kaynaklıdır.

Ebu Bekir döneminde halifelik mücadelesinden kaynaklı olmasa da yine de iki yıl süren bir karışıklık oldu. Arabistan’ın güney ve merkez bölgelerinde İslam’dan dönmek isteyen ya da İslam’a bağlı kalıp zekat vermek istemeyen grupların ayaklanmaları başladı. Bunları bastırmak için başlayan Ehl-i Ridde savaşlarında bir iki yüz kişinin öldüğü söylenir.

Hz. Ömer suikasta kurban gitti

Bir “oldu bitti”yle de olsa Şura geleneği ile seçilen Ebu Bekir, kendisinin seçilmesinde en büyük paya sahip olan Hz. Ömer’in kendisinden sonra halife olması için vasiyette bulundu. Artık halife seçiminde şuradan vasi tayin etme dönemine geçilmiş oldu. Hz. Ömer döneminde fetihler ve bu fetihler nedeniyle elde edilen ganimetlerin yüzü suyu hürmeti ve halifenin hiddetinden kaynaklanan korku nedeniyle ciddi bir karışıklık çıkmadı. Ancak ölümü de normal yoldan olmadı. Vergilerden memnun olmayan birinin gerçekleştirdiği suikast sonucu katledildi.
İkinci halife gibi üçüncü halife Ömer de kendisinden sonraki halifenin seçimi için vasiyet bırakmıştı. Vasiyete göre halifeyi seçecek meclisi oluşturacak isimleri tek tek belirlemişti Hz. Ömer. Öyle bir meclis ki, o mecliste Hz.Osman’dan başka birinin halife seçilmesi zaten imkansızdı. İsimler ona göre tayin edilmişti. Hz. Ömer’in oğlu, Hz. Osman’ın eniştesi, eniştesinin kuzeni, sonradan Ali’ye karşı savaşacak olan ve kendileri de halife olmak isteyen Talha ve Zübeyir ile Hz.Ali’den oluşuyordu.

Hz. Osman’ın evi kırk gün kuşatıldı

Hz. Osman dönemi İslam’da aile saltanatının yaşandığı ve devlet mallarının bir aile tarafından talan edildiği, rüşvetin ve sınıfsal ayrımın ayyuka çıktığı bir dönem oldu. İslama karşı savaşan ve ancak Mekke’nin fethinden sonra İslam’ı kabul etmek zorunda kalan Ümeyye oğulları kabilesinden olan Hz. Osman, halife seçilince Şam Valisi Muaviye hariç hepsini görevden aldı. Çünkü Muaviye de kendisi gibi Ümeyye Oğullarından olduğu için ona dokunmadığı gibi Şam etrafındaki bütün vilayetleri ona bağladı. Muaviye artık bir ilin değil bir eyaletin valiliğini yapıyordu.
Diğer valiliklere ise uzak yakın akrabalarını atadı. Hatta Peygamberin lanetlediği, “kanı helaldir” dediği, İslam’dan döndüğü için “mürted” ilan edilen yakınlarına bile bürokraside üst görevler verdi. Bununla da yetinmeyen halife, beytülmal denilen devlet hazinesinden yakınlarına yüklü paralar verdi. Savaşlardan elde edilen ganimetlerin ancak beşte birini hazineye ayıran halife Osman, geri kalanını o ile vali olarak atadığı akrabalarına bağışladı. Devlet arazilerini, hatta Ebu Bekir’in kızı Fatma’ya vermediği Fedek arazisini bile...

Ya’kubi, halifenin beytülmal görevlisine akrabası Hakem b.Ebi’l As’a bir miktar para vermesini emrettiğinde görevli halifeye tepki göstererek “Ben sizin veya sülalenizin değil, Müslümanların hazinesinin memuruyum” diyerek hazinenin anahtarını halifenin önüne attığını, Halife Osman’ın da “Sen bizim hazine memurumuzsun. Verdiğimizde alırsın, sustuğumuzda susarsın” dediğini aktarıyor.

Halife Osman’ın katledilişi

İslam devletini Ümeyye oğulları ailece yönettiler ve gelirlerini de ailece paylaştılar. Bu dönemde çok büyük zenginler türedi. Tabii hepsi aynı aileden. Muaviye ise bunların başında geliyordu. Halkta çok büyük bir hoşnutsuzluk vardı. Bir çok kez ayaklandılar. Ancak her seferinde Hz.Osman durumu düzelteceğine dair sözler vererek yatıştırdı.

Son ayaklanma ise canına mal oldu. Halife Osman’ın evi kırk gün kuşatıldı. Kuşatma süresinde akrabası olan valilere kendisine yardım etmeleri için çağrıda bulanan Hz.Osman’ın yardımına gelen olmadı. Evine su girmesine bile izin verilmedi ve kırk günün sonunda konağı basılarak katledildi.
Hz. Osman’ın cenazesi ancak üç gün sonra defnedilebildi. Cenazesi’ne ise eşi Naile ile üç kişi katıldı. Öfkeli kalabalık katledilen halifenin cenazesini Müslümanların gömülü olduğu Baki Mezarlığı’na defnedilmesini bile izin vermedi. Bu durum da gösteriyor ki, koca Medine halkı bile eylemcilerin safındaydı. Zaten 12 binden fazla silahlı insanın bulunduğu Medine’de halifenin evini kuşatan öfkeli kalabalığı dağıtmak için harekete geçmemişti.

Halifeye karşı ayaklanan kalabalığı dağıtmak ve geldikleri bölgeye göndermek de uzun süre mümkün olamadı.

Hz.Ali’nin dönemi

Hz. Osman’dan sonra halifeliğe Hz. Ali seçildi. Önce H.Ali’ye biat eden Talha ve Zübeyir, istedikleri Kufe ve Basra valiliklerini alamayınca başkaldırdılar. Yanlarına Hz. Aişe’yi de alarak Hz.Ali’ye karşı kuvvet toplayıp tarihe Cemel Vakası olarak geçen bir savaşa giriştiler. Talha ve Zübeyir sözüm ona Hz. Osman’ın kanı davasını güdüyorlardı. Ancak halkı Hz.Osman’a karşı kışkırtan mektuplar yazarak Medine’ye davet edenler de onlardı. Talha, halkı kırşkırtmak için mektup yazdığını kendisi de kabul ediyordu. 

Kuşatma altında iken akrabası ve velinimeti halife Osman’a yardıma gitmeyen ve “Hz.Osman ölürse halife olurum” diye uman Şam Valisi Muaviye’de Hz.Osman’ın kanlı gömleğini alarak şehir şehir dolaştı ve “Ali Osman’ın kanlılarını bulup cezalandırmıyor, o nedenle Ali’ye biat etmiyorum” diyerek kendi halifeliğini ilan etti. Hz. Ali ile yaptığı Sıffin Savaşı’nda da yenileceğini anlayınca Kur’an yapraklarını mızraklara geçirerek Ali’nin askerlerinin saldırısından kurtuldu. Hakem olayı gibi bir hile ile de halifeliğini ilan etti.

Ali’nin halifeliğinden hoşnut olmayan biri karşılaştığında ona alaycı bir şekilde, “Senden önceki halifelirin dönemi sakin geçti. Ama senin döneminde ortalık karıştı” deyince Ali’nin cevabı şöyle oldu”Onlar benim gibilere halifelik yaptılar. Ben ise senin gibilere halifelik yaptığımdandır.”

 

 


kaynağı değiştir]

627 yılında doğmuştur. Ali'nin Ümmü Gülsüm adındaki iki kızından büyük olanıdır. Ömer ile yaptığı evlilik Sünni kaynaklarda geçiyorken Şii kaynaklar arasında tartışmalıdır. Şii kaynaklarda; Ömer'in Ali'yi tehdit ederek kızıyla evlendiği, Ömer'in Ali'nin Fatıma'dan olmayan başka hanımından olan kızıyla evlendiği, Ömer'in Ali'nin Necran'dan çağırdığı bir cinle evlendiği ve böyle bir evliliğin hiç gerçekleşmediği gibi çeşitli rivayetler vardır.

Sünni kaynaklara göre Ömer, Muhammed ile akrabalık bağını güçlendirmek için Ümmü Gülsüm ile evlenme isteğini Ali'ye beyan etti. Ali ise kızının ergenlik çağına ermediğinden ve kardeşi Cafer bin Ebu Talib'in oğluyla evlendirmek istediğinden bu isteğe karşı çıktı. Ancak Ömer'in ısrar etmesi üzerine Ali rıza gösterdi. Ümmü Gülsüm Ömer ile 638 yılının son aylarında evlendi. Bu evlilikten Zeyd ve Rukiyye adında iki çocukları oldu.[1][2] Oğlu Zeyd annesi ile aynı gün ölmüştür, kızı Rukiyye ise İbrahim bin Nuaym en-Nehhâm ile evlenmiştir.[3]

Halifenin eşi sıfatıyla Bizans kraliçesi ile hediyeleşmiştir. Ömer'in vefatının ardından amcası Cafer bin Ebu Talib'in oğullarıyla evlenmiştir. İkinci evliliğini Avn ile, onun ölümünün ardından diğer kardeşi Muhammed ile, onun da ölümünün ardından Abdullah ile evlenmiştir. Cenaze namazını üvey oğlu Abdullah bin Ömer kıldırmıştır.[4]

Kaynakça[değiştir

'Ali olmasaydı Ömer helak olurdu'

İkinci halifenin döneminde bir genç onun yanına gelerek annesini şikayet etti. Bağırarak yüksek bir sesle; "Allah'ım! Benimle annemin arasında hükmet" diyordu. Ömer o gence; "Annen ne yapmıştır, neden onun hakkında şikayet ediyorsun?" diye sordu. Genç cevaben şöyle dedi: "Annem dokuz ay boyunca beni karnında büyütmüş, iki yıl boyunca da bana süt vermiştir. Ama büyüyünce ve iyi ve kötüyü birbirinden ayırt edince beni yanından kovdu, bununla da yetinmeyip sen benim oğlum değilsin diyor! Oysa o benim annem ve ben de onun oğluyum!" Ömer, kadını getirmelerini emretti; kadın da ihzar edilmesinin sebebini anlayınca, dört kardeşi ve kırk tane de şahitle birlikte mahkemede hazır oldu. Ömer gence, iddiasını tekrarlamasını emretti. Genç de söylemiş olduğu sözleri tekrarladı ve o kadının kendi annesi olduğuna dair de yemin etti. Ömer kadına dönerek; "Senin bu söze karşı cevabın nedir? diye sordu. Kadın cevaben şöyle dedi:

"Allah'a ve Peygamber'e and olsun ki, bu genci tanımıyorum. O böyle bir iddiayla, beni kabilem ve ailem arasında rezil etmek istiyor! Ben Kureyş hanedanından bekar bir kadınım, şimdi ben böyle iken o nasıl benim oğlum olabilir?!" Ömer kadına; "Şahidin var mıdır?" diye sordu. Kadın da cevaben; "Bunların hepsi benim şahidimdir" dedi. O kırk kişi de, gencin yalan söylediğine ve kadının halen bakire olup onun evlenmediğine dair tanıklık ettiler. Ömer, şahitler hakkında tahkik yapılması ve doğru söyledikleri takdirde de gencin iftiracı olarak cezalandırılması için hapse atılmasını emretti. Memurlar, genci hapse götürdükleri sırada Hz. Ali'yle karşılaştılar. Genç adam Hz. Ali'yi görür görmez; "Ya Ali! İmdadıma yetiş; bana zulüm yapılmıştır" diye feryat etti. Genç adam olayın ne olduğunu anlattı. Hz. Ali (a.s) memurlara, o genci Ömer'in yanına geri çevirmelerini emretti.

Genç adam Ömer'in yanına geri çevrildiğinde Ömer; "Ben onun hapse atılmasını emretmiştim, ne için onu getirdiniz?" dedi. Memurlar cevaben şöyle dediler: "Hz. Ali geri çevirmemizi emretti. Biz defalarca sizden; 'Ali bin Ebu Talib ile muhalefet etmeyiniz' diye emrettiğinizi duyduk." Bu sırada Hz. Ali (a.s) içeri girerek gencin annesini ihzar etmelerini emretti. Bu emir doğrultusunda onu getirdiler. Bu esnada Hz. Ali (a.s) gence; "İddianı beyan et" diye buyurdu. Genç tekrar maceranın hepsini anlattı. Hz. Ali (a.s), Ömer'e dönerek; "Bunların arasında kadılık yapmamı istiyor musun?" diyerek öneride bulundu.

Ömer de cevaben şöyle dedi: "Subhanallah! Nasıl istemeyebilirim; oysaki Resûlullah (s.a.a); 'Ali bin Ebu Talib, hepinizden daha âlimdir' diye buyurmuştur.

Hz. Ali (a.s) kadına; "Kendi iddiana şahidin var mıdır?" diye sordu.

Kadın cevaben; "Evet, kırk şahidim vardır; hepsi de hazırdır" dedi.

Bu sırada şahitler ileri gelerek önceki gibi tanıklık ettiler.

Hz. Ali (a.s) şöyle buyurdular: "Allah'ın rızasına uygun olarak Resûlullah'ın (s.a.a) bana öğrettiği hüküm üzere hükmediyorum."

Daha sonra kadına; "Acaba işlerinde (herhangi) bir sorumlu ve yetki sahibi birisi var mıdır?" diye sordu. Kadın cevaben; "Evet, vardır; bu dört kişi benim kardeş- lerimdir, benim hakkımda yetki sahipleridir."

Hazret kadının kardeşlerine dönerek; "Acaba kendiniz ve kızkardeşiniz hakkında bana icaze ve yetki veriyor musunuz?" diye sordu.

Onlar da cevaben; "Evet siz, bizim hakkımızda yetkilisiniz" dediler. Hazret sonra şöyle buyurdu: "Allah Teâlâ'nın ve bu mecliste hazır bulunanların tanıklığıyla nakit ödeyeceğim dört yüz dirhem mihriyeyle bu kadını bu gence nikahlıyorum." Hazret daha sonra Kamber'e dönerek; "Acele dört yüz dirhem getir" diye emretti.

Kamber de dört yüz dirhem getirdi. Hazret paranın hepsini gencin eline vererek şöyle buyurdular: "Bu parayı al, hanımının eteğine dök ve onun elinden tut götür; artık evlilik eseri sende olmadıkça (yani gusül almadıkça) benim yanıma dönme."

Genç adam yerinden kalkıp paraları kadının eteğine dökerek; "Kalk gidelim" dedi. Bu esnada kadın şöyle feryat etti: "Ateş! Ateş! Ey Peygamber'in amcasının oğlu! Acaba beni kendi oğlumun hanımımı yapmak istiyorsun?! Allah'a and olsun ki, bu genç benim oğlumdur. Kardeşlerim beni, babası serbest bırakılmış olan bir şahısla evlendirdiler. Ben bu genci ondan dünyaya getirdim. Bu çocuk büyüyünce kardeşlerim bana şöyle dediler: Onun senin çocuğun olduğunu inkar et; ben de onların emri gereğince böyle bir işi yaptım. Ama şimdi onun benim oğlum olduğunu itiraf ediyorum; kalbim onun sevgi ve muhabbetiyle doludur."

İşte böylece kadın oğlunun elinden tutarak mahkemeden dışarı çıktılar. Ömer bu duruma şahit olduktan sonra şöyle dedi: "Eyvah Ömer! Eğer Ali olmasaydı Ömer helak olurdu."

(Bihar, c.40, s.306).



nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası