Cinsel Çekim Ne Demek

Televizyonda gördüğümüz çöpçatan programlarının çoğu aynı özelliği paylaşıyor: Yarışmacılar, tanımadıkları insanlarla kısa konuşmalar yaparak bunlardan beğendikleriyle program sonrasında da görüşmeye karar veriyorlar. Peki bu kısa görüşmelerde yarışmacıların karar mekanizmaları nasıl çalışıyor? O kadar kısa bir sürede karşı tarafın kişiliğini anlamak imkansız olduğuna göre, daha çok fiziksel etkenlerin ön plana çıktığını söyleyebilir miyiz?

Bu sorunun cevabı evet. Çünkü yapılan psikolojik araştırmalara göre; farklı nedenlerle fiziksel olarak uyarılan insanların hoşlandıkları cinsten tanımadıkları biriyle tanıştıklarında, hissettikleri çekim de artıyor.

İlginizi çekebilir: Barın kapanma saati yaklaştıkça karşı cinsler neden daha çekici görünmeye başlar?

Bilimsel araştırmalar

’li yıllarda, Kanada’da, bu düşünceyi destekleyen ilginç bir araştırma yayımlanmıştı: Biri çok yüksek ve tehlikeli görünen, diğeri ise daha alçakta ve dengede iki köprünün kullanıldığı araştırmada, çekici bir kadın araştırma görevlisi bu iki köprüde yürümesi sağlanan erkeklere yaklaşıyor. Köprünün ortasındayken erkek katılımcılara bir anket veriliyor. Bir resmi kısaca anlatmaları istenen anketi bitiren erkek katılımcılara, kadın araştırma görevlisi telefon numarasını veriyor ve eğer konuşmak isterlerse o gece onu arayabileceklerini söylüyor.

Araştırmanın sonunda tehlikeli olan köprüde yürüyen erkeklerin diğer köprüdekilere göre hem anket kağıtlarında daha fazla cinsel içeriğe yer verdiği, hem de kadın araştırma görevlisini aramaya daha fazla eğilim gösterdiği ortaya çıkıyor.

Farklı metotlarla bu çalışmaya benzer sonuçlara ulaşan sayısız araştırma mevcut. Bu çalışmalardan birinde, araştırmaya katılan erkeklere birkaç dakika veya birkaç saniye koşmaları söyleniyor. Ardından izletilen videoda kadın bir üniversite öğrencisine duydukları cinsel ve duygusal çekim değerlendiriliyor. Araştırmacılar, daha fazla koşan erkeklerde bu oranın daha yüksek olduğu sonucunu elde ediyor.

Öte yandan bu etki sadece erkeklerle sınırlı değil. Kadın katılımcıların araştırmacılar tarafından yanlış bir kalp ritmi monitörü kullanılarak kalp ritimleriyle ilgili yüksek veya düşük bilgisinin verildiği başka bir araştırmada, görüştükleri erkek bir röportörün onlarla ilgili olumlu, olumsuz veya nötr gibi değerlendirmeler yaptığı söylendi.

Sözde uyarılan yani kalp ritmi yüksek olan kadınlar, olumlu değerlendirme karşısında ikinci bir görüşme gerçekleştirmeye eğilimliyken, kalp ritmlerinin düşük olduğu söylenen kadınlar aynı değerlendirmeye rağmen ikinci bir görüşmeye ilk grup kadar eğilim göstermedi.

İlginizi çekebilir: Dövme ve cinsel çekicilik arasında nasıl bir ilişki var?

Peki bu etkileri nasıl açıklayabiliriz?

Psikologlar; bireylerin, yaşadıkları fiziksel uyarılmaları, durumla değil kişiyle ilişkilendirdiği görüşündeler.  Bir başka deyişle, egzersiz veya korku gibi nedenlerden dolayı yükselen kalp ritmi hızının nedenini çözemeyip bunu yeni tanıştığımız çekici birine yorabiliyoruz. Ayrıca farklı nedenlerle yaşadığımız fiziksel uyarılmanın hemen ardından tanıştığımız kişileri, normalden daha fazla çekici bulmamız da son derece olası.

İlginizi çekebilir: Aşk mı, sevgi mi, sadece cinsel çekim mi?

Kaynak:

funduszeue.info

Kadın ile erkek birbirlerinden hoşlanıp sevişme sürecine girme kararını verirken ne tür davranış biçimleri sergilerler. Bu neredeyse sınırsız diyebileceğim kadar fazla yazıya konu olmuş bir konu.
Gayet tabii ki magazinsel diyebileceğimiz türdeki yazıların da ilgi alanına giriyor bu. Ama bir de konuya ‘bilimsel’ yaklaşmak isteyen çalışmalar var. Bu ikinci kategori tanım gereği yani bilimsel oldukları için okuması oldukça sıkıcı da olabiliyorlar. Magazinsel olanlar tabii ki yine tanım gereği çok daha eğlenceliler. Ancak onlarda da meselenin temeline sağlam inilmediğini söylemek mümkün.
64 yıldır bu konuda hala amatör kalabilmiş bir insan olarak konuyla ilgili bulabildiğim makaleleri hala daha amatör heyecan içinde okuyorum. 64’üncü yılda olduğum için amacım okuduklarımdan pratik bir sonuç çıkarmak değil tabii ki. sadece öğrenme arzumu tatmin etmek için okumaktayım.
Dediğim gibi bilimsel çalışmaları okumak insanı daha zorlayıcı bir şey. Ancak The Atlantic dergisinde yazar Ben Heely çok güzel bir iş yapmış. Bu konuyla ilgili bilimsel yazıları toparlayıp çıkardığı sonuçları tek bir makalede özetlemiş başlığı da 'Scientifically Proven Sources of Sex Appeal.'

***

Yazıyı gayet tabii ki büyük bir dikkatle okudum. İtiraf etmeliyim ki çalımalar bilimsel olsalar dahi vardıkları bazı sonuçlar magazinsel diyebileceğimiz yazılarda varılan sonuçlardan pek farklı değil.

***

Örneğin anladığım kadarıyla cinsel çekim konusunda yapılan bilimsel çalışmalarda erkeğin kadını cazip bulabilmesi için kadında ideal bel ve kalça oranından çok sık bahsediliyor olmalı. Bilimsel olarak ideal oranın olması gerektiği belirtiliyor. Hiç bir makul insan elinde cetvelle filan dolaşıp ölçümler yapmayacağına göre bu meseleyi sadece belirtip geçmekte yarar var. Sadece bel-kalça oranın makul görünmesine çalışmak hem kadın hem de erkek için iyi olur gibi geliyor insana.

***

Flört aşamasında kırmızı kıyafetler tercih edilirse bu karşı tarafça cazip bulunuyormuş. Dedim ya bilimsel çalışmalar da magazin yazılarından pek farklı değiller bu konuda. Ancak bilim yazıları beni şaşırtan hatta "Ne alakası var" dedirten bir konuya da girmişler. Flört sürecinde birlikte yenilen yemeklerde kadın eğer baharatlı yemekleri tercih ediyorsa onun sekse ikna olması daha kolay olabiliyormuş.
Kadın ayrıca az miktarda şarap içen erkekleri daha çekici bulabiliyormuş. Keza erkek de az miktarda içki içen kadına daha fazla ilgi duyuyormuş.

***

Eğer erkek konuşurken kadının daha çok yüzüne ve göğsüne bakıyorsa bu erkeğin uzun vadeli ilişkiye hazır olduğu sinyalini verirmiş. Ama eğer erkek daha çok kadının bacağına ve ayağına bakarak konuşuyorsa onun asıl isteğinin kısa vadeli seks ilişkisi olduğunun kanıtıymış bu.

***

Bilimsel çalışmalara göre kadınlar şapkayla dolaşan erkekleri uzun vadeli ilişki konusunda daha anlamlı potansiyelde buluyorlarmış.
Ayrıca bağlantısız kısa vadeli seks açısından eğer erkeğin suratında bir yara izi varsa bu onu kadın açısında daha cazip hale getirebiliyormuş.

***

Dediğim gibi dediklerine tam katılmasam da okuduğumda "Ne alaka" desem de ben sadece sonuçları aktarıyorum. Ayrıca 7 yaşında kornetten düştüğümde çenemde küçük bir yara olmuştu bu acaba beni hiç cazip hale getirmiş midir ki bunu da düşünmekte yarar var. Cazibeyi bilemiyorum da Paul Auster benim gibi 64 yaşındayken yaşlılık konusunda yazmış olduğu 'Winter Journal' adlı kitabında kendi suratındaki çocukluktan gelen bu yaranın kendisi için nostaljik kıymeti olduğunu yazdı. Benim için de öyle.

***

Cinsel cazibe konusunda tüm çalışmalar kadınlarda kriterlerinin yani neden hoşlandıklarını, neyi cazip bulduklarını tespitin daha zor olduğunu yazıyorlar. Açıkçası konu cinsellik olunca erkeklerin hayli kafasız olduğunu, bu yüzden onların kriterlerini tespitin kolay olduğunu söylemenin bilimsel metodunun da bu olması gerekiyor.
Örneğin yukarda belirttiğim gibi konuşurken kadının bacağına veya ayağına baktıktan sonra onunla evlenmeye karar vermiş erkekler de var bu dünyada bilmem anlatabiliyor mu. İşin acıklı özeti de bundan ibaret maalesef.