d vitamini fazlasi vucuttan nasil atilir / D vitamini fazlalığı neden olur? Fazla D vitamini hangi yan etkilere sebep olur? - Sağlık Haberleri

D Vitamini Fazlasi Vucuttan Nasil Atilir

d vitamini fazlasi vucuttan nasil atilir

Vitamin ve mineral takviyelerinin kullanımı

Vitamin ve mineral takviyelerinin kullanımı

Vitaminler ve minerallerin vücutta birçok farklı işlevlerde düzenleyici rol oynayan, enerji üretimine yardımcı olan, eksikliğinde metabolik bozukluklara sebep olabilen organik maddeler olduğunu ifade eden Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Gizem Özdel Ergün, "Vitaminler ve mineraller beslenme ile gıdalardan ve diğer doğal kaynaklardan vücuda alınabilir veya D vitamini gibi doğal (güneşlenme) yollarla vücutta sentezlenebilirler" dedi.

Vitaminlerin ve diğer minerallerin vücudun sağlıklı gelişimi, sindirim fonksiyonları, enfeksiyonlara karşı bağışıklık kazanması açısından oldukça önemli olduğu da bilindiğini belirten Medicana Bursa Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Zeynep Gizem Özdel Ergün, " yılında Ulusal Gıda ve Beslenme Kongresinde, ülkemizde vitamin ve besin takviyesi kullanım oranı yüzde 11,8 olarak bildirilmiştir. Halen devam etmekte olan Covid pandemi sürecinin de etkisi ile yılı Ocak ayında ülkemizde yayınlanan gıda takviyeleri kullanım alışkanlıkları ile ilgili yapılan bir araştırmada bu oran yüzde 35,3 olarak bulunmuş ve bireylerin bu takviyeleri çoğunlukla bağışıklık güçlendirmek için kullandıkları belirlenmiştir. Bilindiği üzere vücut vitamin ve minerallerin kan dolaşımında gerekli olduğu kadarını tutar, geri kalan miktarını depolar veya böbreklerle atılımını sağlar. Yapılarına göre suda ve yağda çözünen vitaminlerin belirli aralıklarla tüketilmesi gerekmektedir. Suda çözünen B ve C grubu vitaminler vücudun ihtiyacından fazla miktarda alındığında, artan miktar genellikle vücutta depolanmaz (B12 vitamini hariç), idrar ile atılır bu nedenle daha sık aralıklarla tüketilmesi gerekir. Yağda çözünen vitaminler (A, D, E, K) ise depolandığı için vitamin özelliğine göre değişmekle birlikte ay alınmasa bile eksiklik görülmeyebilir. Buna rağmen ülkemizde en çok görülen vitamin ve mineral eksikliği B12 ve D vitaminleri, demir, çinko ve magnezyum olarak bilinmektedir" dedi.

Vitaminler vücutta metabolizma, büyüme, gelişme, görme, üreme, cilt bütünlüğü, bağışıklık sistemi, enerji üretilmesi gibi önemli faaliyetlerde etkin olduğu için dışardan alınan takviye vitaminler enerjiyi artırmak, bağışıklığı güçlendirmek, eklemlerini, kalp ve genel sağlığı korumak bazen de yaşlanmayı geciktirmek (hücre yenilenmesi) için kullanıldığını ifade eden Dr. Zeynep Gizem Özdel Ergün, "Vitaminlerin en iyi şekli ilaç halinde olanlar değil gıdalarda bulunanlardır. Dengeli ve sağlıklı beslenen bir çocuk, günlük beslenmesiyle yeterli vitaminlerini ve mineralleri karşılayabilir. Ancak günümüzde çoğunlukla beslenme problemi yaşayan çocukları olanlar başta olmak üzere, ebeveynler sağlıklı beslenme alışkanlıklarını geliştirmek yerine çocuklarına reklamlarda gördükleri veya arkadaşlarının tavsiye ettiği pahalı takviye ve vitaminler vererek daha iyi anne babalık yaptıklarına inanmaktadırlar. Bu nedenle vitamin takviyesi önermek yerine ailelere beslenmede vitaminleri hangi kaynaklardan ne miktarlarda sağlayabileceklerini öğretmek çocuk hekimleri için çok daha önemli hale gelir. 1 yaş altı bebeklerde D vitamini ve demir takviyeleri kullanımı sağlık bakanlığı tarafından önerilmekte olup toplum sağlığı merkezlerinden ücretsiz temin edilmektedir. Bunun yanı sıra ergenlik çağında hızlı büyüme dönemindeki çocuklarda vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilmekte ve bazen eksik vitamin bazen de multivitamin takviyeleri gerekebilmektedir, bazı ilaç kullanımları, zayıflama diyeti yapması gereken çocuklarda da boy kısalığı sebebi ile yakın takip edilen çocuklarda vitamin mineral takviyeleri doktor kontrolünde kullanılması gerekebilir. Kontrolsüz kullanılan vitaminler organları yormasının yanı sıra hastalıklara da yol açabilmekte örneğin A vitaminin fazla alınması cilt kuruluğu, karaciğer ve dalak büyümesi, kemik ağrıları; B6 vitamininin aşırı alınması sonucu deride kızarıklık, kaşıntı, alerjiye sebep olabilir. C vitaminin fazla alınması ishal, karın ağrısı ve idrarda kum-taş oluşumuna yatkınlık; D vitamininin fazla alınması kan kalsiyum seviyesinde yükselme, bulantı, kusma, kabızlık, pankreatit, kalp ritim bozukluğu, böbrek taşı ve hastalıklarına yol açabilmektedir. İştah açması için kullanılan A vitamini, çinko gibi preparatların fazla kullanımının çocuklarda iştahsızlığa yol açabilir. Viral enfeksiyonlardaki bağışıklığın desteklenmesinde kullanılan C ve D vitaminleri, çinko takviyeleri vücutta eksiklikleri durumunda faydalıyken, yeterli düzeyde olduğu durumlarda yararlarının olmadığı saptandı. Benzer şekilde zeka gelişimi için kullanılan Omega3 içeren takviyelerin bilişsel geriliği olan ve beslenmesinde deniz ürünü, ceviz veya avokado gibi Omega 3 içeren besinleri tüketmeyen çocuklarda kullanılması yararlı iken, normal bilişsel gelişimde olan çocuklarda ek bir faydası olmadığı bilinmektedir" diye konuştu.

D vitamini almanın faydalarından son günlerde sıkça bahsediliyor. O nedenle sürekli D vitamini almayı düşünenler var. Peki D vitamini fazlalığı sorun yaratır mı?

D vitamini değerleri nasıl yorumlanır?

Vücuttaki D vitamini gereksinimini öğrenmek için kanda hidroksi vitamin D ölçümü yapmak gerekir. hidroksivitamin D, cillte üretilen ve yiyeceklerle alınan D vitamini miktarını en iyi yansıtan formdur. Ölçülen D vitamini seviyeleri nanomol/litre (nmol/L) veya nanogram/mililitre (ng/mL) olarak ifade edilir. 

Birimng/mlnmol/L
Ciddi eksiklik<12<30
Orta derecede eksiklik <20 <50
Hafif eksiklik <30 <75
Normal düzey <60 <
Yüksek < <
Toksik ++

Günlük D vitamini gereksinimi

Günlük D vitamini gereksinimleri aşağıdaki şekilde verilmiştir.

D vitamini fazlalığı neden olur?

Doğal yollarla, yani fazla güneşlenme veya D vitamini içeren gıdalarla beslenme sonucunda D vitamini fazlalığı olması mümkün değildir. D vitamini fazlalığı sadece yoğun D vitamini içeren desteklerin uzun süre ve kontrolsüz kullanımı sonucu gerçekleşir

D vitamini düzeyi 30 ng/ml altında ise takviye vermek, 60 ng/ml üzerinde ise takviyeyi kesmek gerekir.

D vitamini fazlalığı sonuçları

Kanda kalsiyum artışı

D vitamini zehirlenmesinin en önemli dışavurumu, kanda kalsiyum artışıdır. D vitamini barsaklardan kalsiyum emilimini sağlayan en önemli etmen olduğu için, D vitamini ve kan kalsiyumu arasında güçlü bir ilişki vardır. Bu durum da çeşitli şikayetlere ve sorunlara yol açabilir.

Hiperkalseminin en ciddi bulgularından bazıları şunlardır:

  • iştahsızlık
  • barsak düzeninde bozulma (ishal ve kabızlık)
  • bulantı ve kusma
  • kas ve eklem ağrıları
  • baş ağrısı
  • gerginlik ve sinirlilik
  • kas zayıflığı
  • kalpte ritm bozuklukları
  • reflekslerde zayıflama
  • yüksek tansiyon

Böbrek hasarı

Kandaki kalsiyum artışı nedeniyle kalsiyum fosfat ile birleşerek kalsiyum fosfat kristalleri halinde dokularda birikebilir. Bu birikim sonucu doku ve organ hasarları ortaya çıkabilir. Milyonlarda filtrecikten oluşan böbrekler bu tip birikimlere en hassas organların başında gelir ve gerek böbreğin kendisinde kireçlenme (nefrokalsinoz) gerekse böbrek taşlarının oluşumu söz konusu olabilir. Bu durumlar da böbrek yetersizliğine yol açabilir.

D vitamini fazlalığı sonucu nefrokalsinoz (böbreklerde kireçlenme)

Kalp damar sistemine etkiler

D vitamini fazlalığı sonucunda ortaya çıkan kandaki kalsiyum artışı kalp damar sisteminde hayati tehlike yaratabilen sorunlara yol açabilir. Bu sorunlar şu şekilde sayılabilir:

  • Ritm ve ileti bozuklukları
  • Damar sertliği (ateroskleroz) gelişiminde hızlanma
  • Kontrolsüz hipertansiyon
  • Yapısal bozukluklar ve kalp ve damarlarda kireçlenmeler
  • Kalp fonksiyonunda azalma ve kalp yetersizliği

İskelet sistemi sorunları

D vitamini fazlalığı kemiklerdeki kalsiyumun çözülerek kana karışmasına neden olur. Bu durum kemiklerin direncini zayıflatır ve çeşitli sorunlara yol açar. Bu sorunlar şunlardır:

  • kemik ve vücut ağrıları
  • spontan (kendiliğinden olan) kemik kırıkları
  • düşmeler
  • duruş bozuklukları
  • boy kısalması

D vitamini fazlalığı sonucu sıvı kaybı

D vitamini fazlalığı sonucunda fazla kalsiyum idrarla atıldığından, birlikte büyük miktarda su kaybına da yol açar. Bu sıvı kaybı yerine konmazsa, vücudun susuz kalmasına (dehidratasyon) yol açabilir.

Orta derecede dehidratasyon belirtileri şunlardır:

  • ağız kuruluğu ve kokusu
  • huzursuzluk ve sinirlilik
  • göz kuruluğu ve gözlerde batma
  • susuzluk hissi
  • idrar miktarında azalma

Şiddetli dehidrasyon ise hayatı tehdit edebilir. Bu durumun sonuçları ise şu şekildedir:

  • nabızda yavaşlama
  • halsizlik ve tansiyon düşmesi
  • idrar miktarında belirgin azalma veya idrar yapamama
  • bilinç bozuklukları

D vitamin fazlalığı sonucu pankreatit

D vitamini fazlalığı sonucu ortaya çıkan kalsiyum artışı, pankreasa da kalsiyum kristallerinin oturmasına ve bunun sonucunda pankreatite yol açabilir. Pankreatit sonucunda:

  • sırta doğru yayılan üst karın ağrısı
  • bulantı ve kusma
  • nabızda hızlanma
  • ateş gibi belirtiler ortaya çıkar.

Pankreatit hayatı tahdit edebilen bir durumdur.

Akciğer sorunları

Kandaki fazla kalsiyumun çöktüğü yerlerin başında akciğerler gelir. Kireç birikimi sonucunda akciğerlerde hasar meydana çıkar ve bu durum ciddi solunum problemlerine yol açabilir.

D vitamini fazlalığı tehlikesi yüksek olanlar

D vitamini takviyeleri herkes için uygun değildir. Kimi klinik durumlarda ve kimi ilaçlarla birlikte kullanıldığı zaman D vitamini takviyeleri tehlikeli sonuçlar yaratabilir. bazı ilaçlar ile etkileşime girebilir.

Ayrıca, bazı tıbbi durumlar D vitamini hassasiyetini artırabilir. Tiroid ve paratiroid sorunlar olanlar, kanser hastaları, sarkoidoz ve tüberküloz gibi granülomatöz hastalığı olanlar doktorları önermedikçe D vitamini takviyesinden kaçınmalıdır.

Kullanılan çeşitli ilaçlar ve bitkisel maddeler de D vitamini seviyelerini etkileyebilir. Bu ilaçlar aşağıda sıralanmıştır:

  • Rifampisin ve tüberküloz ilaçları
  • Epilepsi tedavisinde kullanılan ilaçlar: Fenobarbital, karbamazepin, difenilhidantoin
  • Çeşitli kanser ilaçları
  • Kolestiramin ve benzeri safra asidi bağlayıcıları
  • Mantar ilaçları: Klotrimazol ve ketokonazol
  • HIV tedavisinde kullanılan ilaçlar
  • Kortizon ve benzeri ilaçlar
  • Sarı kantaron (St. John&#;s wort) ve benzerleri

Sonuç

D vitamini vücut tarafından da üretilebilen ve yağ dokusunda depolanan bir vitamindir. Fazla alınması birikime yol açarak çeşitli sorunlar yaratabilir. Bu nedenle, ölçüm yapılıp da düşük olduğu gösterilmediği sürece D vitamini kullanımı önerilmez. Ancak, sağlıklı kişilerde günde 25 mcg ( IU) aşmayacak şekilde D vitamini kullanılması genellikle sorun yaratmaz.

Bu yazıda anlatılanlar bilgilendirme amaçlıdır. Tanı ve tedavi için doktorunuzun önerileri çerçevesinde hareket ediniz.

D3 bizi ne zaman zehirler

Haberin Devamı

MAKUL MiKTAR NE KADAR?

D vitamini optimum seviyesi için laboratuvar kağıtlarında yazan değerler (benim kanaatime göre de) pek doğru ve geçerli değil. Optimum D vitamini aralığı için de evrensel bir değere sahip değiliz.
Genel kabul 30 ng/ml’lik bir D vitamini seviyesinin normal kabul edilebileceği yönünde Ama ben ve benim gibi düşünen pek çok hekim optimal seviyelerin aralığında olduğunda hemfikir.
’ün üzerindeki değerlerin ise zararlı olabileceği kabul ediliyor.
Günlük doz konusunda da ortak bir fikir yok. Yaşa bağlı olarak çocuklar ve hamileler için , sağlıklı yetişkinler için ünite civarında D vitaminine ihtiyaç olduğu belirtilse de bu rakamı arasında değiştirenler var.
Bana göre “kişiye özel” ayarlamalar yapmak ve güvenli üst sınırın günlük üniteyi geçmemesine dikkat etmek gerekiyor. Analiz sonucunda kan seviyesi aralığında olan bir yetişkine günlük ünite takviyenin yeterli olabileceği söylenebilir.

D3’ÜN FAZLASI NE YAPIYOR? 

Fazla D3 her şeyden önce kanda kalsiyum seviyelerinin aşırı yükselmesine yol açıyor. Bu durum da kendini mide bulantısı, yorgunluk, susuzluk, sık idrara çıkma, baş dönmesi gibi belirtilerle gösteriyor.
İştahsızlık, karın ağrısı, kabızlık da yine yüksek dozda D vitamini kullanımına bağlı kalsiyum artışının
işaretleri

Haberin Devamı

KEMİKLER VE BÖBREKLER DE ETKİLENİYOR

D3 toksikozunun kemik sağlığını da olumsuz etkileyebileceği aklınızda olsun. Yüksek dozlarda D vitamini alanlarda K2 vitamini aktivitesi düşüyor.
K2 aktivitesi azalınca da kemiklerden kalsiyum kaybı başlıyor. Kemikler zayıflıyor, güçsüz düşüyor. Zaten bu nedenle de yüksek doz D3 vitamini aldığı tespit edilenlere mutlaka K2 takviyesi yapılıyor.
Aşırı dozda D vitamininin böbrek hastalığına yol açabileceği de aklınızda olsun.
Özellikle tekrarlanan D vitamini enjeksiyonları böbrek hasarı ihtimalini yükseltiyor.

D3 TOKSİKOZU NASIL TEDAVİ EDİLİYOR?

D vitamini kullanımı hemen sonlandırılıyor. Kalsiyum seviyeleri takibe alınıyor.
Yüksek bulunursa kalsiyum dengeleyici tedaviler düzenleniyor. K2 takviyesi öne çıkarılıyor.
D vitamini seviyeleri ’ün altına inene kadar da yakın takip sürdürülüyor.

Haberin Devamı

MiTOKONDRiLERiMiZ NEDEN ANNELERiMiZDEN GELiR?

Bir dostun gönderdiği WhatsApp mesajı bugün yine mitokondrileri gündeme getirmemize sebep oldu. WhatsApp mesajı Chicago’da (ABD) yaşayan bir genetikçi Türk meslektaşımızdan Kendisi bunu annesinin ölümü üzerine yazmış. Mesajın özeti şu: “Annem öldü ama mitokondrisi bende kaldı, bende yaşamaya devam edecek.”
Daha önce de yazdım, mitokondriler hücrelerimizin enerji santralleri. Son derece mühim işler başaran ama özellikle enerji üretimi ile görevli minik organcıkları. Bu organcıklar da bize babalarımızın değil, analarımızın hediyesi.
Mitokondrideki DNA babalardan değil, annelerimizden bize kalıtımla geçen gerçek bir hazine. Peki mitokondrileri neden annelerimizden alırız?
Biliyorsunuz, annelerin yumurtaları erkeklerin spermiyle birleştiğinde “döllenme” olarak özetlenen süreç başlıyor. Bu süreci embriyonun oluşması ve bebeğin dünyaya gelmesi izliyor.
Spermlerin de tıpkı yumurtalar (ovum) gibi mitokondrileri var ve zaten mitokondrilerinin ürettikleri enerji sayesinde uzunca bir yol kat ederek rahimde yerleşik yumurtaya ulaşabiliyorlar.
Ancak bu yolculuk sırasında spermlerin kuyruk kısımlarında bulunan mitokondriler yorgun ve bitkin düşüyor. Ayrıca mitokondriler spermlerin sadece kuyruk kısmında bulunuyor, yumurtaya giren ön bölümü sperm içermiyor.
Bu nedenle de yeni doğan her çocuğa mitokondrilerini babalar değil, anneler hediye ediyor. Yaşam boyu enerjimizi üreten mitokondriler de işte o mitokondriler oluyor.

Haberin Devamı

BAĞIŞIKLIĞIN KAFASI KARIŞINCA NE OLUR?

Bağışıklık sistemimizin olağanüstü yetenekleri var ve biz o yetenekler sayesinde mikrobik hastalıklardan korunuyor, kanserden uzak kalıyoruz. Bizi iç ve dış düşmanlarımızdan koruyan bu sistemin önemli bir özelliği de kendinden olanı tanımak
Eğer iyi işleyen bir bağışıklık sisteminiz varsa, o sistem sadece dıştan gelen düşmanlara (mikroplar) ve içinizde gelişen sapık, anormal hücrelere (kanserler) karşı savaş açar. Ama “kendinden olanı” mutlaka tanır. Kendinden olana saldırmaz. Kendinden olana savaş açmaz. Kendinden olanı tahrip etmeye kalkmaz.
Ama bu mühim biyolojik kuralın değiştiği durumlar olabiliyor. Bu durumlar sistemin kafasının karıştığı, kısa ya da uzun süreli şaşkınlıklar yaşadığı dönemler oluyor. İşte bu kafa karışıklığı ya da şaşkınlık periyotlarında sistem kendi hücrelerine karşı da saldırıya geçiyor.
Mesela tiroit hücrelerine savaş açıyor, Haşimato hastalığı gelişiyor. Mesela karaciğer hücrelerine saldırıyor, hepatit süreci devreye giriyor. Mesela eklemleri tahrip edici antikorlar üretiyor, romatizmal hastalıklar (romatoid artrit) baş gösteriyor.
Kısacası bağışıklık sisteminin kafasının karışması mühim, hem de çok mühim bir sorun.

#Osman M&#;ft&#;oğlu#Kelebek#Yazar

LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi

Yazarın Tüm Yazıları

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır