Uykusuzluk herkesin dönem dönem muzdarip olduğu konulardan biridir. Erken yatmak için yatağa gireriz ama bir türlü uykuya dalamayız. Peki uykusuzluğun nedenleri nelerdir? Düzenli uyku uyumazsak nelere yol açar? Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, İç Hastalıkları ve Endokrinoloji uzmanı uykusuzluğun nedenlerini anlattı.
Kırk yaş üstü bireylerin %40’ı uykusuzluk sorunu ile yaşamaktadır. Uykusuzluk yaşam kalitesi ve sağlığı olumsuz etkilemekte, kaza riskini artırmaktadır. Kötü bir uyku gün içinde uyuklama, iş performansında düşüklük, duygu durum bozukluklarına neden olur.
Hastalık Kontrol Merkezi (CDC) uykusuzluğun kalp damar hastalığı, diyabet ve depresyonla ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Bu nedenle araştırmacılar bu sorunu çözmeye çalışmaktadır.
Uykusuzluğa neden olabilecek birçok nedenin tespit edildiğini ve uykusuzluk tiplerinin tanımlandığını belirten uzmanımız Güncel veriler ise uykusuzluğun beslenme ile ilişkili olduğuna işaret etmektedir. Colombia Üniversitesinden bir grup araştırmacı karbonhidrattan zengin beslenmenin uykusuzlukla ilişkili olduğuna hükmetmektedir. Dedi.
The American Journal of Clinical Nutrition dergisinde çıkan bu çalışmada Women’s Health Initiative çalışmasına katılan kadın incelenmiş. Rafine karbonhidrat tüketimi ile uykusuzluk arasında bir ilişki tespit edilmiştir. Daha önce yapılan çalışmalarda da benzer bulgular gözlemlense de hastaların uzun dönem takibi olmadığından anlık durum hakkında fikir veriyordu. Ayrıca rafine şeker tüketimi mi uykusuzluk yapıyor yoksa bu insanlar uykusuz kaldıkları için mi şeker tüketiyorlar belli değildi.
Bunu anlamanın yollarından birisi değişik beslenme şekilleri olan insanları birbirleri ile karşılaştırmak olduğunu söyleyen uzmanımız Bu çalışmada da rafine şeker tüketimi yüksek olan insanları tüketmeyenlerle karşılaştırdıklarında rafine şeker tüketiminin uykusuzlukla ilişkili olduğu tespit edilmiştir. Rafine şekerden kastedilen şeker, beyaz un, şekerli içecekler ve pirinç gibi yüksek glisemik indekse sahip besinlerdir. Diye belirtti.
Olası mekanizma olarak rafine karbonhidrat alımına cevap olarak artan insülin salınımının kan şekerini düşürerek adrenalin ve kortizol salınımını artırarak uykusuzluğa neden olduğu ileri sürülmektedir. Böyle bir yemek sonrası kan şekerinin hızlı yükselip ardından hızlıca düşmesi bu işin sorumlusu olarak görülmektedir. Buna karşın meyve ve sebzelerden gelen şekerin rafine şeker kadar etkisi olmadığı tespit edilmiştir. Bu durumda işlenmiş şekerden uzak durmak iyi bir uyku için gerekli görünmektedir.
Kronik uykusuzluk uzun dönemde daha fazla kalori alımına neden olduğunu belirten Yeditepe Üniversitesi Hastaneleri, İç Hastalıkları ve Endokrinoloji uzmanı obezite, hipertansiyon, diyabet gibi hastalıkların riskinin artmasına neden olmaktadır. Hatta bazı çalışmalar uykusuzluğun kalp krizi riskini bile artırdığını bildirmekte olduğunu belirtti.
Uykusuzluğun tedavisinde davranışsal psikoterapi yöntemleri kullanılmaktadır. Belki de iyi bir diyette bu işi çözebilir. İşlenmiş karbonhidrattan uzak düzenli beslenme ile uykusuzluğu yenmek gelecekte oluşabilecek birçok hastalığın da gelişmesini engelleyebilmemizi sağlayacaktır.
Haberin devamına funduszeue.info adresinden ulaşabilirsiniz.
Kullanıcılar Bunları da Aradı:
Yayın Tarihi : 02/09/Antibiyotiklerin yan etkileri herkesin dikkat etmesi gereken konular arasında yer alıyor çünkü her ne kadar son senelerde antibiyotik kullanımı hayli azalmış olsa da, hala hatırı sayılır miktarda kullanımı mevcut. Neyse ki günümüzde reçetesiz bir şekilde antibiyotik kullanımı mümkün değil.
Araştırmalar, ila yılları arasında antibiyotik kullanımının %40 oranında arttığını gösteriyorlar ve uzmanlar bu sürecin devam etmesi halinde ’ye kadar 10 milyon insanın antibiyotik direnci nedeniyle öleceğini belirtiyorlar.
Antibiyotik direncinin yükselişi devam ediyor ve bu nedenle antibiyotiklerin yavaş yavaş bazı bakterilere karşı etkili olamadıklarını görmek de mümkün oluyor.
Antibiyotikler bakteri enfeksiyonlarını tedavi etmek için kullanılıyorlar ve ilk antibiyotikler her ne kadar daha doğal yollardan üretilmiş olsalar da, günümüzde sentetik antibiyotiklerin kullanımı çok daha yaygın.
Antibiyotikler genellikle akne, bronşit, göz pembeliği, kulak enfeksiyonları, cinsel hastalıklar, cilt enfeksiyonları, boğaz enfeksiyonları, ishal, üst solunum yolu enfeksiyonları ve idrar yolu enfeksiyonları için kullanılıyorlar.
Unutmamak gerekir ki, antibiyotiklerin virüs kaynaklı hastalıklar üzerinde hiç bir etkileri bulunmuyor. Dolayısıyla onları bu tip rahatsızlıklardan kullanmamak gerekli. Bilhassa grip ve soğuk algınlığında antibiyotik kullanmak pek mantıklı değil çünkü bu rahatsızlıklar genellikle virüslerden kaynaklanıyorlar.
Ayrıca antibiyotik tedavisine bir defa başlandıktan sonra onu yarıda kesmek de çok tehlikeli çünkü bu durum geride kalan bakterilerin daha güçlü bir şekilde çoğalmalarına sebep oluyor. Uzun süreli antibiyotik tedavilerinde de böyle bir risk var.
Her sene binlerce kişi antibiyotiklere dirençli bakteriler nedeniyle hayatını kaybediyor. Bu direncin oluşmasında gereksiz antibiyotik kullanımının büyük etkisi var ancak hayvan yetiştiriciliğinde sıklıkla kullanılan antibiyotikler de maalesef bakterilerin antibiyotiklere karşı direnç kazanmalarını sağlıyor.
Antibiyotiklere direnç kazanan bakterileri ortadan kaldırmak neredeyse imkansız hale geliyor ve bu nedenle bilhassa şehir bölgelerinde salgınlarla karşılaşmak da mümkün oluyor. Uzmanlar antibiyotiğin her kullanıldığı anda yan etkiler yaratabileceğini ve antibiyotik direncine yol açabileceğini belirtiyorlar.
Antibiyotiklerin yaygın olmadıkları dönemlerde, onları kullanarak hastalıkları tedavi etmek oldukça kolaydı. Ancak bakterilerin giderek daha zor tedavi edilir hale gelmelerinin sebebi ise tabii ki antibiyotik direnci. Bu durum tedaviyi uzatıyor veya giderek daha büyük dozların kullanımını mecburi kılıyor.
Yeni geliştirilen bir antibiyotiğin kullanım ömrü artık yıldan daha az ve kısa süre içerisinde antibiyotiklere dirençli bakterilerin ortaya çıktığını görmek mümkün.
Son çalışmalar antibiyotik kullanımı ve alerjiler arasında bağlar olduğunu gösteriyorlar. Antibiyotik alan bebeklerin astım ve alerji geliştirme risklerinin çok daha yüksek olduğu tespit edilmiş durumda.
Özellikle toz, polen, göz alerjileri ve anaflaksi ile astım riski bu çocuklarda %50 oranında artış gösteriyor.
Antibiyotik kullanımı sırasında ishal oluşması mümkün ve bunun sebebi dehidrasyon ile elektrolit dengesizliği. Antibiyotikleri bıraktıktan sonra bile haftalar boyunca ishal problemleri yaşamanız mümkün.
Antibiyotik kullanımında yorgun hissetmek en yaygın belirtiler arasında yer alıyor. Hasta olduğunuz için zaten bitkinsiniz ancak antibiyotik alımı ile birlikte bu bitkinlik çok daha güçlenecektir.
Amoksilin, penisilin tarzı antibiyotiklerin yan etkileri arasında dil problemleri de yer alıyor. Dilde şişkin, siyah ve tüylü bir görünümü mümkün kılıyorlar. Bu antibiyotiklerin diğer yan etkileri arasında şunlar bulunuyorlar:
• bulantılar
• kusma
• ishal
• mide ağrıları
• vajinal kaşıntılar
• baş ağrısı
• kızarıklıklar
Antibiyotiklerin adet döngüsünü bozup bozmadıklarına dair tartışmalar uzun yıllardır devam ediyorlar. Görünüşe göre bazı kadınlar herhangi bir sıkıntı yaşamazken, bazıları ise sorunlar yaşıyorlar. Zira antibiyotiklerin ve hormonların karaciğerde işlenmeleri gerekli ve bu da antibiyotik alımının östrojen ve progesteron metabolizmasını bozabileceğini gösteriyor.
Son zamanlarda fluoroquinolones adı verilen antibiyotik sınıfının hücre mitokondrilerine hasar verdiği ve sinir hasarına sebep olabildiği tespit edilmiştir.
Bu antibiyotiklerin kullanımı ile birlikte depresyon, zihinde bulanıklık, halüsinasyonlar ve hatta saykotik reaksiyonlar görülmektedir. Hatta bu antibiyotik sınıfının tendon yırtılması riskini de ciddi anlamda arttırdığı biliniyor.
Yapılan çalışmalar antibiyotikler yerine kullanılabilecek pek çok çözüm olduğunu gösteriyorlar ve sonuçları yan etkilere katlanmadan elde etmek mümkün oluyor. Ayrıca bakterilerin antibiyotik direncine sahip olmalarına engel olmak için devamlı antibiyotik kullanımından kaçınmak da gerekli.
Bunun için ham, pişmemiş sarımsak, sarımsak yağı ve sarımsak içeren besin destekleri oldukça iyi birer çözüm oluyorlar. Sarımsak bakteri, virüs, mantar karşıtı özellikler gösterir ve bilhassa kulak enfeksiyonları için çok etkilidir.
Oregano yağı da antibiyotiklere karşı doğal bir alternatif. Oregano bitkisi yemeklerde sık kullanılan bir bitkidir ancak enfeksiyonlarla savaşta da sıklıkla kullanılmıştır. Bakteri ve mikrop karşıtı etkiler göstermektedir.
Soğan, mantar ve zerdeçalın da hastalıklar ile tedavide size destek olacaklarını unutmayın.
Güncelleme Tarihi:
LinkedinFlipboardLinki KopyalaYazı Tipi
LinkedinFlipboardE-postaLinki KopyalaYazı Tipi
Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Klinik Bakteriyoloji ve Enfeksiyon Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Şaban Esen, bebeklerde antibiyotik kullanımının etkileri konusunda yapılan araştırmada, yeni doğan farelere antibiyotik verildiğini belirtti.
Antibiyotik verilmeyen başka bir grup fare üzerinde de inceleme yapıldığına dikkati çeken Esen, "Erken safhalarda, henüz florası, ekolojik dengesi oluşmadan antibiyotik alan farelerin almayanlara göre daha şişman olduğu görülüyor. Yakın zamanda 10 bin bebek üzerinde yapılmış araştırmaya göre hayatının ilk 6 ayında antibiyotik kullanan bebeklerin daha şişman olduğu saptandı. Siz bağırsak florasını antibiyotiklerle bozarsanız, yağ metabolizmasını bozuyorsunuz. Yağ metabolizması bozulduğu anda şişmanlığı tetiklemiş oluyorsunuz. Antibiyotik vererek hiç akla gelmeyen birtakım yerleri bozuyoruz" dedi.
"Bakteriler lüzumsuz değil"
Antibiyotik kullanımının vitamin sentezi üzerinde de olumsuz etkiler oluşturabildiğini dile getiren Esen, şöyle devam etti: "Bağırsaktaki bakteriler lüzumsuz yere orada bulunan mikroplar değil. Bunlar bizi hastalıklardan koruyan dostumuz. Bizim için vitamin sentezliyorlar, yağ metabolizmasını düzenliyorlar. Antibiyotik verdiğimiz an o yararlı bakterileri de öldürüyoruz. Onları da öldürdüğümüz an istenmeyen mikroplar ve direnç ortaya çıkıyor, şişmanlığa kadar işin ucu gidiyor. Bu durum başka hastalıklara da yol açıyor. Çok antibiyotik alan çocuklarda alerjik hastalıklar, astım gibi günümüzün sık sorunlarından olan hastalıklar görülüyor."
Okullar açıldı enfeksiyonlara dikkat
Prof. Dr. Esen, sonbaharın gelişi ve okulların açılmasıyla solunum yolu enfeksiyonlarının artacağını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Solunum yolu enfeksiyonlarının nedeni büyük oranda virüslerdir ancak virüsler için etkili bir ilaç yok. Dinlenerek iyileşecekken reçetede olsun diye bir antibiyotik verdiğiniz an hastaya zarar vermiş olursunuz. Vatandaşın antibiyotiği rastgele kullanmaması lazım. Vatandaşların antibiyotikleri doktor tavsiyesiyle, doktorun tavsiye ettiği süre kadar kullanması gerekir. Ayrıca hekime, reçeteye antibiyotik yazma konusunda baskı yapılmaması lazım."
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası