Ilgi Çekici Icatlar

Genel Kültür

Bilim

Ağzınızı Açık Bırakacak Hayatı Kolaylaştıran 20 İlginç İcat

1. Silindir tuzluk ve yağlık

2. Ananas açacağı

3. Dip bucak temizleme jeli

4. Hafızasını gösteren USB bellek

5. Bisiklet şeklinde pizza kesici

6. Işıklı terlik

7. Pusetli bisiklet

8. Puzzle kesme tahtası ile servis

9. Damlaya dur diyen kupa

10. Her balkona uyumlu düşmeyen saksı

11. Kendini kurulayan bank

12. Gücünü içecekten alan şarj cihazı

13. Kendini temizleyen tarak

14. Servis masası olan komidin

15. Hassas tartılı kesme tahtası

16. Tarihli saklama kabı

17. Kablosuz aktllı kelefon Klavyesi

18. Silikon haşlama kabı

19. Bitmeyen mum

20. Süper babalara özel

Karşınızda 2018 yılında hayatımıza giren ve gelecekteki teknolojiler hakkında ufak ipuçları veren gelişmeler ve icatlar… Bazıları aktif halde ve kullanıma hazır. Bazıları ise prototip aşamasında ancak çok kısa bir süre sonra tüketicilerin kullanımına sunulacak. Ancak bir gerçek var ki teknoloji olarak geldiğimiz şu nokta gerçekten korkutucu ve günden güne ivmelenerek gelişiyor. Yazımda ilgimi en çok çeken icatlar ve teknolojileri sektörleriyle beraber ufak başlıklarla tanıttım. Yine favorimi sona sakladım. Bunların bazılarını duymuş olabilirsiniz ancak pek çoğunu da duymamış olmanız şaşırtıcı değil. Çünkü söz konusu teknoloji olunca hemen her gün farklı bir gelişme yaşanıyor. Gelin 2018 yılının son günlerinde seneye damgasını vurmuş (kişisel fikrim) yeniliklere göz atalım:

Parker Güneş Sondası (Uzay / Havacılık) – Güneşe En Yakın Uzay Aracı

12 Ağustos 2018 yılında, NASA tarafından Florida’dan fırlatılan “Parker Güneş Sondası” Güneş’e en çok yaklaşacak uzay aracı ünvanını ele geçirecek. Saatte 700.00 km hız ile ilerleyen bu araç fırlatıldıktan 6 yıl 321 gün sonra hedeflenen mesafeye ulaşacak. Yani kendisi şu anda uzay boşluğunda bir yerde seyahatine devam ediyor. İsmini Güneş ile ilgili araştırmalarıyla Uzay bilimine büyük katkısı olan ve Chicago Üniversitesi’nde profesörlük yapan Eugene Parker’dan alan araç  yaklaşık 11.5 cm kalınlığındaki karbon-karbon ısı kalkanı ile 1,370 °C’ye kadar dayanabiliyor. Asıl görevi ise Güneş’in en dış tabakası olan Korona (Taç Tabaka)’dan veri depolamak ve göndermek. Güneş ve etrafındaki olayların Dünya’daki pek çok şeyi etkilediği göz önünde bulundurulursa bu veriler gerçekten çok değerli olabilir. Şu an veri akışı henüz gerçekleşmediği için bu konuda yorum yapmak zor. Ancak proje başarıyla sonlanırsa Parker Güneş Sondası’nın uzay biliminde çığır açacağını düşünenlerin sayısı hiç de az değil. Bunun için 2024 yılına kadar beklememiz gerekiyor.

TESS (Uzay / Havacılık) – Gezegenleri Analiz Eden Uzay Aracı

Tess yani “Transiting Exoplanet Survey Satellite” (Türkçeye çevirince garip bişey oluyor o yüzden çevirmedim) Güneş sistemi dışındaki gezegenlerde yaşamın olup olmadığını araştırıyor. Elon Musk ile özdeşleşen Space X’in roketi ile uzaya gönderilen TESS’in kendinden önce fırlatılan Kepler’den çok daha efektif olacağı öngörülüyor. 340 milyon dolara mal olan TESS 18 Nisan’da fırlatılmıştı. Görev süresi boyunca Dünya’ya benzeyen ve içerisinde yaşanabilir yüzlerce gezeren bulacağı tahmin ediliyor. Bunun yanı sıra çeşitli gök cisimlerini inceleyecek ve büyük kara delikler hakkında bilgi toplayacak. Üzerinde bulunan gelişmiş kameralarla Ağustos ayında birkaç gezegen tespit eden bu araç büyük çapta heyecan yaratmıştı. Kim bilir belki kısa zaman içinde torunlarımızın torunlarının üzerinde yaşayacağı gezegeni keşfetmiş olacak.

Synaptics Clear ID (Cihaz) – Ekrana Gömülü Parmak İzi Okuyucu

Akıllı telefonların kilidini açmaya yarayan parmak izi sistemi uzun süredir kullanımda. Hatta Apple bu teknolojiyi bir adım ileriye taşıyarak Face ID’yi hayata geçirmişti. Çerçeveli ekranların yakın gelecekte kaldırılıp yerine full ekranların geleceğinin sinyallerini veren bu özellik için firmalar da geliştirmelere başladı. Synaptics Clear ID isimli sensör de ekranın altından parmak izinizi algılayıp kilidi devre dışı bırakıyor. En büyük artılarından biri ise bu özelliği isteğinize göre açıp kapatabiliyorsunuz. Bana göre pek çok kullanıcı bu özelliği açık tutacaktır zira kullanıcı deneyimi açısından oldukça pozitif bir gelişme. 2018 yılında Synaptics’in birçok telefon üreticisiyle partnerlik için çalışmalar yaptığını biliyoruz. Ek olarak Google, Intel, Android, Microsoft ve Qualcomm gibi devlerle de partnerliklerinin olduğunu hatırlatmakta fayda var. Yani hayatımıza girmesi için çok da beklemeyeceğiz gibi.

Rimac C_Two (Otomotiv) – Dünyanın En Hızlı Elektrikli Aracı

9 ay önce Cenevre’de gerçekleşen otomobil fuarında tanıtılan C-Two araba tutkunlarının yanı sıra pek çok kesimin ilgisini çekti. Aracın görüntüsüne baktığınızda oldukça şık bir görüntüyle karşılaşıyoruz. Elektrik ile çalışan bu canavar 0’dan 100 km hıza 1.85 saniyede ulaşabiliyor. İçerisinde radar,kameralar ve ultrasonik sensör bulunan C-Two’un aynı zamanda otonom özelliği de bulunuyor. Yani sürücüden bağımsız olarak aracı şeritte tutup bazı ekstrem durumlarda fren yapmasını da sağlayacak. Apple’ın Iphone’lar için geliştirdiği Face ID’nin diğer bir versiyonunu bünyesinde bulunduran araç böylece sürücüyü yüzünden tanıyıp açılabilecek. Dünyanın en hızlı elektronik aracı dedik ancak bu özelliğin üzerinde çok fazla durmadık. Hemen söyleyelim Rimac C-Two 412 km hıza kadar çıkabiliyor. Elektrikle çalışan bir aracın bu seviye hıza kadar çıkması gerçekten inanılmaz. Aranızda almak isteyen olursa (??!?) fiyatı henüz belli değil.

Amazon Key (Güvenlik) – Kargonuzu Evinizin İçine Kadar Teslim Eden Sistem

İnternet üzerinden sıklıkla alışveriş yapar mısınız? Peki kargonun eve teslimatı konusunda hiç sıkıntı yaşadınız mı? Mesela kargonun eve bırakılmasını istiyorsunuz ancak evde kimse yok ve önemli bir paket olduğu için kimseye güvenemiyorsunuz. Dışarıda kalan paketler düşük ihtimalle de olsa çalınabiliyor. (Amerika için konuşuyorum) Geçtiğimiz aylarda Türkiye’de aktif olan Amazon, kargoların evin önünde değil de evin içine teslimatı için düğmeye bastı. Amazon Prime adı verilen ve gün içinde teslimat yapılmasını sağlayan sistemde alıcı bazen evde olmayabiliyor. İşte bu durumda evinizin kapısına sadece Amazon tarafından gelen kargocunun açabileceği bir elektronik kilit takılıyor. Bu kilidin aynı zamanda bir kamerası var. Kurye kapıya gelince size “Kurye geldi kapıyı açıp içeriye kargo bırakacak şeklinde” bir mesaj geliyor. Buna onay verirseniz kurye kapınızı açıp (Tam açamıyor, sadece paketi bırakabilecek kadar aralıyor) malı evinizin içine bırakıyor. Pratik ve güvenli değil mi?

Oculus GO (Cihaz) – Kablosuz VR Deneyimi

Bilgisayar ve telefondan bağımsız olarak çalışmasıyla ön plana çıkan sanal gerçeklik gözlüğü Oculus Go bir türlü patlamayı yapamayan VR alanına yeni bir soluk getirecek gibi. Herhangi bir cihaza gerek duymadan bağımsız çalışabilmesi cihazın en büyük artısı elbette. 32 GBlık modeli 199$ satış etiketiyle piyasaya çıkacak olan Oculus Rift 25 farklı dil desteğiyle geliyor. (Türkçe de var) Virtual Reality denince akla gelen ilk şeylerden biri oyun oynamak ancak Oculus Rift kablosuz bir cihaz olduğu için genellikle basit seviyedeki oyunları çalıştırabiliyor. Yani yüksek sistem gerektiren oyunlar için çok da uygun bir cihaz değil. 3 boyutlu ses destekli hoparlörleri bir değer artısı zira dış dünyadan sizi tamamen soyutluyor. Deneyenler Samsung Gear VR ile arada çok bir performans farkı olmadığını söylüyor. Bakalım Oculus Go kullanıcı sayısı mark Zuckerberg’in kehanette bulunduğu gibi 1 milyar kişi olacak mı?

Mercedes – Benz  MBUX Eğlence Sistemi (Otomotiv) – Bilgi Eğlence Sisteminde Devrim

İlk olarak Mercedes’in GLE serisi için ürettiği eğlence sistemi MBUX’un yapabildiklerini okuyunca hayran kalacaksınız. 2020 GLE modeli için orta segmenti daha cazip hale getirecek bu sistem 12 inçlik bir ekran ile sizi karşılıyor. Alexa, Siri gibi sesli asistanlara benzer şekilde çalışan sisteme sesli komutlar verebiliyorsunuz. (“Hey Mercedes” diyerek çalıştırabilirsiniz. Burada akla hemen “Hey Siri” komutu geliyor) Sezgisel altyapısıyla mükemmel bir sürüş deneyimi vermeyi amaçlayan MBUX siz kullandıkça alışkanlıklarınızı akılda tutup kendini geliştiriyor. Düzenli olarak gittiğiniz bir rota varsa o yolu ezberleyip bazen alternatif yollar sunabiliyor. Ekranında sürüşünüze ait güncel çok sayıda farklı veri sunabilen bu teknolojiye ait daha fazla detay için tıklayın.

Little Ripper (Güvenlik) – Hayat Kurtaran Drone

Drone’ların kurye, kamera çekimi, oyuncak, askeri hedefleri tespit etme gibi çok sayıda işlevi olduğunu biliyoruz. Bazılarının kullanım amacı mühim bazısı ise biraz eğlenceye yönelik ancak Little Ripper biraz daha kutsal bir vazifeye hizmet ediyor: Hayat Kurtarmak.  Little Ripper, Westpac adlı bankanın fon yardımıyla üretilen bir aygıt. Şimdiye kadar onlarca kişinin hayatını kurtaran Little Ripper özellikle okyanuslarda arama kurtarma çalışmaları sırasında kullanılıyor. Okyanusta boğulmak üzere olan kazazedeye ilk yardım çantası yetiştiren drone aynı zamanda sudaki köpekbalıklarını da tespit edip yüzücüleri uyarabiliyor.

Samsung Wall TV (Eğlence) – 146 inçlik Dev Televizyon

Samsung MicroLed teknolojisini kullanan ve adı üstünde neredeyse bir duvar boyutunda olan yeni ürünü The Wall’ı bu yılın ilk aylarında tanıttı. Las Vegas CES 2018’de tanıtılan ve oldukça ilgi çeken bu televizyonun yapısı oldukça farklı. Kare şeklinde birden fazla ekranın birleştirilerek oluşturulduğu bu ürün 4K çözünürlüklü panellere sahip. Bu paneller sayesinde içinde bulunduğu ambiyansa göre şekil değiştirebiliyor. Samsung’un yepyeni bir izleme deneyimi sunacak bir diğer teknolojisi de Ambient Mode. Bununla ilgili daha önce bir yazı paylaşmıştım. Merak edenler linke tıklayarak bu yazıma göz atabilir.

Abilify MyCite (Sağlık) – İlk Dijital Hap

Şizofren, AIDS, Diyabet, Kronik rahatsızlıklar gibi pek çok hastalıkta düzenli ilaç alınması hayati önem taşır. Bu önemin farkında olan bilim insanları da Abilift Mycite adlı hapı ürettiler.Bir hap düşünün ki içindeki sensörler insan vücuduna girdiğinde herhangi bir zarar vermesin ve doğal yolla dışarı atılsın. Görevi de ilaçların düzenli olarak alınmadığını bildirmek olsun. Peki bunu nasıl yapıyor? Şöyle ki üzerindeki sensörler mide asidisyle etkileşime girince aktif oluyor. Hastanın vücuduna yapıştırılan ufak bir sensörde bluettooth üzerinden hastanın ilacını alıp almadığını telefona sinyalle bildiriyor. Amerika Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından da onaylanan bu sistem gelecek yıllarda çok daha işlevsel ve pratik kullanımlar hayatımıza girecek gibi…

Google Duplex (Yazılım) – Robot mu Değil mi Belli Değil

Google’ın yeni dijital asistanı Duplex teknolojinin geldiği en son noktayı açıkça gösteriyor, şimdilik. Duplex kendi kendine başkalarını arayıp sizin adınıza konuşabiliyor. Diyelim ki bir restorana rezervasyon yaptırdınız ve o saatte başka bir işiniz çıktığı için rezervasyon saatini değiştireceksiniz. Bu işi gayet akıcı ve teklemeden sizin adınıza yapan bir robot var artık: Duplex. Özellikle işitme engelliler ya da farklı dili konuşan insanlar için bulunmaz bir nimet bence. Çok fazla içeriği olmayan, basit ancak bizim değerli zamanımızı çalan konuşmaları Duplex sayesinde yaparak daha fazla vakit kazaanabileceğiz. Bu konuşmaları yaparken de karşısındaki insan robotla konuştuğunu anlamayacak 🙂 Korkutucu değil mi? Ne demek istediğimi aşağıdaki videodan daha net anlayacaksınız. Müşteri ile konuşan Duplex o kadar mantıklı ve gerçekçii cevaplar veriyor ki sağ taraftaki mi yoksa sol taraftaki konuşan mı robot bir süre ayırt edemedim.

Yazının sonuna geldik. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere, kendinize iyi bakın..

Fizik, elektrik ve kimya alanında buluşlara imza atan Alessandro Volta, bilimin insanlarda merak uyandıran yönünü göstermiştir. Napolyon tarafından özel şeref ile ödüllendirilen Volta, birçok elektrikli cihaz icadı ile ismini bilim dünyasına altın harflerle yazdırmıştır.

Elektriğin keşfi her zaman ilgi çekici olmuştur. Nikola Tesla gibi elektrik alanına ilgi duyan mucitlerin bilime katkıları, birçok icadın önünün açılmasına vesile olmuştur. Alessandro Volta da içindeki mucite kulak vermiş ve bilim insanı olma hedefinin peşinden gitmiştir.

İnsanlık tarihine damga vuran Alessandro Volta’nın hayatı ve buluşları hakkında merak edilenlere dair hazırladığımız içeriğimizi okuyarak bilim dünyasına keyifli bir yolculuk yapabilirsiniz.

Alessandro Volta'nın Hayatı

1745'te İtalya'nın Como şehrinde doğan Volta, tarihin aydınlanmasını sağlayan önemli bir bilim insanıdır. Volta asil bir aileye sahip olmasına rağmen, babasının borçları nedeniyle maddi sıkıntılar yaşamıştır. Zorlu günler devam etse de annesi ve babası, oğullarının okuyup seçkin bir konuma gelmesini istemiştir. Ailesi, Volta’nın eğitimini devam ettirebilmesi için yakın çevreden borç almak zorunda kalmıştır.

İnatçı ve azimli olan küçük Alessandro'nun elektrik alanına olan ilgisi oldukça fazladır. Alessandro Volta’nın ufak yaşlardan itibaren yaptığı çalışmaların sonuçlarını gözlemleyerek yeni keşiflere doğru ilerleme isteği ağır basmıştır.

Çalışkan ve zeki bir çocuk olan Volta, 7 yaşındayken babasını yitirmiştir. Eski dönemden kalan borçlardan kaynaklanan sıkıntıların yine devam etmesi üzerine Volta, rahip yetiştiren ve ücretsiz olan Cizvit Yatılı Okulu’na yerleştirilmiştir. Buradaki eğitimi anlamsız bulan küçük Alessandro, başka bir okula gitmek istemiştir.

Başarılı Mucit Alessandro Volta Nereden Mezun Oldu?

Çocuk yaşlarda olmasına rağmen bilimle uğraşmayı seven Volta istediği okul olan Benzi Ruhban Okulu'na kaydolmuştur. Alessandro Volta, bu okulda 18 yaşına kadar eğitimine devam etmiştir. İdealleri olan bilimle ilgilenmeyi araştırmayı seven ve bilim insanı olma arzusundan vazgeçmeyen İtalyan fizikçi, Benzi Ruhban Okulu’nu 18 yaşından sonra terk ederek eğitimini yarıda bırakmıştır.

Hayallerinin peşinden koşmayı seçen Alessandro Volta, okul hayatını bıraktıktan sonra arkadaşı Givlio Cesare Gattoni’nin evinde çalışmalara başlamıştır. Fizikçi olan Gattoni, evinde bir fizik laboratuvarı kurmuştur.

Volta, kendi gibi fizik çalışmaları yürüten arkadaşının evindeki fizik laboratuvarı sayesinde deneylere başlama fırsatı bulmuştur. Bir taraftan merak ettiği konuları araştırırken, bir yandan da diğer bilim insanlarıyla posta yardımıyla iletişim kurmayı sürdürmüştür. Böylelikle sağladığı bilgi alışverişiyle, bakış açısını ve fizik bilgilerini genişletmeye başlamıştır.

Alexandra Volta'nın İlk İcadı Nedir?

Tarihler 1774'ü gösterdiğinde Alessandro Volta, kararlı bir şekilde yürüttüğü çalışmalarının mükâfatını almaya başlamıştır. 1774'te Como Kraliyet Okulu’na atanan Volta, burada fizik dersleri vermiştir. 1 yıl içerisinde kendini hızla geliştiren bilim insanı hem dersler vermiş hem de çalışmalarına devam etmiştir. Profesör, gece gündüz demeden laboratuvarda elektrokimya ve elektromanyetizma alanında deneyler yapmayı sürdürmüştür.

Alessandro Volta ilk olarak elektroforu (jeneratör) icat etmiştir. Fakat bu buluşa benzeyen bir icat İsveçli bilim insanı Johan Wilcke tarafından yayınlanmıştır. Buna rağmen Volta'nın statik elektrik üreten icadı (jeneratör) geniş çevrelerde yankı uyandırmıştır. İlk buluşuyla kendine daha çok inanmaya başlayan profesör, yeni çalışmalar yapmaya devam etmiştir.

Alessandro Volta’nın Aile Hayatı ve İlk Pil İcadı

Alessandro Volta, 1794 tarihinde Como’lu Teresa Peregrini ile evlenerek bir aile ortamı kurmuştur. Aristokrat bir kadın olan Peregrini'den 3 tane çocuğu olan bilim insanı, fizikle ilgili konuları çocuklarına da aşılamak istemiş ve onları vakit buldukça laboratuvara götürmüş, bilim alanı için genç yaşta yaptığı çalışmaları anlatmıştır.

Alessandro Volta, aile hayatını mutluluk içerisinde yaşarken, aynı zamanda gözlemler yapmaya devam etmiştir. Bu süreçte Volta, önceki yıllara ait araştırma sonuçlarını not aldığı defterine bakarak hata yapma oranını azaltmıştır.

Kendini geliştirmeye devam eden fizikçi, çıkardığı notlar neticesinde bir buluşa daha imza atmıştır. 1801'de ilk pil icadını yapan Alessandro Volta, bu gelişmeyi basın aracılığıyla dünyaya duyurmuştur. Ünlü fizikçi, ilk pil keşfinin duyulmasına yardımcı oldukları için Abraham Bennet, Tiberius Cavallo ve William Nicholsan'a para ödemiştir.

Adını geniş çevrelerce tanıtmayı başaran Volta icadını, 1801’de Paris Institut de France’da Napolyon’a sunmuştur. Pil icadıyla Napolyon’un da beğenisini kazanmıştır. Fransızların ünlü lideri, Alessandro Volta’yı ödül takdim ederek kont ilan etmiştir.

Volta Pili Nedir?

Günümüzde kullanılan pillerden farklı olan Volta pili, çinko ve bakır disk çiftlerinin üst üste dizilmesiyle oluşuyordu. Çift olarak ayrılan diskler arasında ise tuzlu suda bekletilmiş kartonlar veya bezler vardı. Alessandra Volta'nın icadı olan volta pili, devreye sürekli bir elektrik akımı sağladığı için batarya olarak kullanılıyordu. Bilim insanı Volta’nın keşfettiği pilin önemli avantajlarından biri de kullanılmadığı zamanlarda oldukça az miktarda şarj kaybetmesiydi.

Alessandro Volta, en iyi sonuca ulaşana dek, yılmadan çalışmıştır. Ünlü fizikçi, icat ettiği pilin yapısında, çinkonun ve gümüşün kullanılması ile en doğru sonuca ulaştığını anlamıştır. Volta pilinin bulunması, bilim dünyasında birtakım keşiflerin ortaya çıkmasını sağlamıştır. Bunlardan başlıcaları;

• İngiliz kimyager Humphry Davy, elementlerin saf halinin nasıl elde edildiğini bulmuştur.
• Yine bir İngiliz kimyager olan William Nicholson, volta pilini kullanarak elektrik akımının yarattığı kimyasal ayrışma denilen suyun elektrolizini bulmuştur.
• Andrew Crosse ve Humphry Davy de Volta’nın icadını geliştirerek yüksek gerilimlerin seviyesini artırmayı başarmıştır.
• John Frederick Daniell gibi bilim dünyasına damga vuran isimler, Alessandro Volta'nın pil icadını ileriye taşımışlardır. Böylelikle pilin günümüzdeki haline kavuşması gerçekleşmiştir.

Luigi Galvani ve Volta Arasındaki İlişki

Elektriğin tarihi süreci içerisinde birçok bilim insanı heyecan verici çalışmalara imza atmıştır. Elektriğe olan merak, Luigi Galvani ve Alessandro Volta ikilisini de sarmaya başlamıştır. Elektriği anlama çabası, 18. yüzyılda yaşamış olan iki isim tarafından önemli icatların ortaya çıkmasını sağlamıştır. İtalyan bilim insanları Luigi Galvani ve Alessandro Volta, uzun araştırmalar ve deneyler sonucunda elektriğin çalışma prensibini bulmayı başarmıştır. Bu sayede iki bilim insanı, pilin icat edilmesine katkı sağlamıştır.

Luigi Galvani, Bologna Üniversitesi'nde aldığı tıp eğitiminden sonra, anatomi profesörlüğü yapmaya başlamıştır. Elektriğin kimyasal yollardan da oluşabileceğini fark eden Galvani, fizik dünyasına adım atarak yeni keşiflere doğru yol almıştır.

Galvani’yi elektrik alanına iten durum ise felçli birinin kaslarına uygulanan elektriğin uyarıcı etki yaratarak bir hareketlilik ortaya çıkarmasıdır. Luigi Galvani, insan vücudunda oluşan bu tepkimenin hayvan elektriği ile ilgili olduğunu düşünmüştür. Ölü bir kurbağa ile deney yapma fikriyle, farklı türden iki metali kurbağanın bacaklarına dokundurmuştur. Böylece bacaklarda oluşan refleks hareketinden yola çıkarak Hayvansal Elektrik teorisini üretmiştir. Luigi Galvani, gözlemlerine dayanarak canlılarda bir iç elektriğin olduğu kanısına varmıştır.

Alessandro Volta ise Galvani’nin teorisinin aksine, kurbağanın bacağındaki refleksin dış ortamda yapay olarak elde edilen elektriğin oluşturduğunu öngörmüştür. Galvani gibi delil ortaya çıkarma çabasında olan Volta’nın aklına, değişik türdeki metalleri diline değdirme düşüncesi gelmiştir.

Çinkoyu ve bakırı aynı zamanda diline dokunduran Volta, elektrik çarpması hissini almıştır. Sonuç olarak Volta, bu meşhur deneyi sayesinde elektrik kaynağının dış etkenden kaynaklandığını keşfetmiştir. Böylelikle Alessandro Volta, Luigi Galvani’nin hayvan elektriği tezinin de katkılarıyla ilk pili icat etmiştir.

Volta pilin mucidi Alessandro Volta, elektriğin kimyasal şekilde üretebileceğiniispatlayarak elektriğin canlıların yardımıyla oluştuğu şeklindeki bilgileri çürütmüştür. Volta pili bilim dünyasına damga vurarak elektrokimya alanında yeniliklerin artmasına imkân yaratmıştır.

Pil Nasıl Çalışır?

Pil, kimyasal enerjinin elektrik enerjisine dönüştürülerek depolama yaptığı bir aygıttır. Şarjsız sistemde olan piller primer yapıda olurken, uzun süreli enerji aktarımı sağlayan ve şarj edilebilen piller sekonder yapıya sahiptir. Şarj gerektirmeyen yani tek kullanımlık pil çeşitleri el feneri, oyuncak, radyo gibi ürünlerde kullanılır. Fakat enerji tüketim miktarı yüksek olan cihazlarda genellikle şarj olabilen piller tercih edilir.

Pil, çeşitlerine göre farklı parçalara sahiptir. Pilin çalışma şekli elektron çekimi ve elektrotlar kavramları bilindiğinde daha iyi anlaşılır. Pildeki güç ünitesi hücre olarak adlandırılır. Üç temel elemandan meydana gelen hücrede, elektrolit ve iki elektrot yer alır. Hücredeki bu üç ana unsurun plastik ya da metal kılıflar içine konulması da güvenlik önlemi açısından gereklidir.

İki elektrik terminali ise artı ve eksi ile işaretlenir. Bu işaretler içeride bulunan elektrotlara bağlıdır. Pilde bulunan iki tane elektrot devreye bağlandığında elektrolite sinyaller ulaşmaya başlar. İyonların elektrolit ile kimyasal tepkimeye girmesi sonucunda elektrolit adlı kimyasalın sıfırlanır ve pil bitmiş olur.

Pilin tarihi Luigi Galvani’ye kadar dayanırken, Alessandro Volta tarafından günümüzdeki pilin temelleri atılmıştır. Ayrıca Thomas Edison, çalışmalarının neticesinde demir-nikel pili keşfettiğini ilan etmiştir. Günümüzde en çok kullanılan pil çeşidi ise 1912'de Gilbert Newton Lewis tarafından üretilen lityum-iyon pillerdir.

Alessandro Volta’nın Diğer İcatları

Bilim dünyasında tanınmış ve başarılara imza atmış bilim insanları ile iletişim kurma fikri, Volta’nın 1777'de İsviçre'ye gitmesini sağlamıştır. Kıymetli arkadaşlar edinen Volta, kendisi gibi araştırmayı seven Horace Bénédict de Saussure ile tanışmıştır. Ünlü bir jeolog olan H.B. ve Saussure ile yakın bir dostluk kurmuştur.

İsviçre gezisinden sonra laboratuvarına dönerek çalışmalara başlayan Alessandro Volta, kitap okumayı ihmal etmemiştir. Benjamin Franklin'in fizik alanında hazırladığı Yanabilen Hava eseri, Volta’yı oldukça etkilemiştir. Fizik dalındaki tecrübelerine bir de kimyayı ekleyen bilim insanı, gazların kimyası ile ilgili araştırmalar yapmaya başlamıştır.

Edindiği tecrübeler sonucunda 1776 tarihinde metan gazını keşfeden Alessandro Volta, artık dünyaya duyurduğu adını yüksek yerlere ulaştırmayı başarmıştır. Keşiflerine yenisini ekleyen Volta, 1779 yılında Pavia Üniversitesi'ne deneysel fizik profesörü olarak tayin edilmiştir. Fizik alanındaki çalışmalarını, buradayken 40 yıl boyunca sürdürmüştür.

Ünlü fizikçi, metan keşfinden sonra 1776'nın Kasım ayında Maggiore Nehri'nde metanın yer aldığını fark etmiştir. Profesör Volta, kapasitörler üzerinde de araştırmalar yapmıştır. Elektrik yükü için depolama alanı oluşturan kapasitörü, Pieter Van Musschenbroek icat etmiştir.  Volta ise 1775 tarihinde kapasitörü geliştirerek yayılmasını sağlamıştır.

Volt Nasıl Hesaplanır?

Volt, gerilim ölçmede kullanılan birimdir. Sembolü V olan gerilim (volt) teknik anlamda, elektrik devresindeki enerjinin iki nokta arasında yer alan potansiyel enerji farkının ölçüldüğü birimdir. Elektrik veya devre üzerinden geçen gerilim miktarını öğrenmek için volt kullanılır. Böylelikle farklı alanlarda gerek duyulan elektrik gücünün gerilim ihtiyacı anlaşılabilir.

Volt hesaplaması yapabilmek için Ohm yasasını bilmek gerekir. Elektrikle ilgili yapılan hesaplamalarda sıkça kullanılan Ohm kanunu gerilim, iletken direnci ve akım arasındaki ilişkiyi belirtir. Bilgisayar, elektronik ve elektrik devre analizlerinde Ohm kanununa başvurulur. Voltmetre yani volt (V) hesaplamasında kullanılacak formül şu şekildedir;

V= I x R

V (Volt: Gerilim) = I (Amper: Akım) x R (Ohm: Direnç)

Bu formül sonucunda, istenen volt ölçüsü için değerlendirilme yapılır.

Volt ölçümü ise multimetre veya voltmetre ile yapılabilir. Gerilim kademesiyle beraber devreye uygulanan paralel bağlama sistemi, işlemin gerçekleşmesine yardımcı olur. Volt ölçme cihazları sayesinde farklı türdeki alanların gerilim şiddeti kolaylıkla ölçülebilmektedir.

Günlük hayatta karşımıza çıkan veya kullandığımız her cihazda Alessandro Volta'nın hatırası var. Pilin mucidi hakkında hangi bilgi en çok ilginizi çekti? Yorumlarda bizimle paylaşmayı unutmayın. Pilin nasıl icat edildiğini çevrenizin de öğrenmesini istiyorsanız, blog içeriğimizi sosyal medya platformlarında paylaşabilirsiniz!

Türkiye'nin en büyük teknoloji etkinliği TEKNOFEST İstanbul Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali (TEKNOFEST İstanbul), küçük mucitlerin sağlık, çevre, ulaşım alanlarında tasarladıkları icatlarının tanıtılmasına ve katılımcılarla buluşmasına imkan sağladı.

TEKNOFEST İstanbul kapsamında gerçekleştirilen “İnsanlık Yararına Teknoloji Yarışması”, festivalin en ilgi çekici etkinliklerinden biri oldu.

Yetişkinlerin yanı sıra küçük yaştaki öğrencilerin geliştirdiği insan hayatına dokunacak projeler dikkati çekti.

Tasarladıkları icatlarının amacını ve teknolojisini, stantlarına gelen katılımcılara anlatan küçük mucitler, en az yetişkinler karar teknolojiye olan yatkınlıklarıyla dikkati çekti.

Çevreci mucitler deniz temizliği için tasarladı 

Acıbadem Okulları 8. sınıf öğrencileri Ahmet Yusuf Taş, Yusuf Ali Koşay ve Ömer Emir Uğur, “Guardians Of The Future” takımı olarak festivale “Temiz Dalgalar” projesi ile katıldı.

İcatları hakkında bilgi veren Ahmet Yusuf Taş, su ve deniz yüzey kirliliğiyle mücadele amacına yönelik hazırladıkları projede insan gücü yerine olabildiğince temiz enerjiden yararlanmanın amaçlandığını söyledi.

Projenin, güneş enerjisiyle çalışan havuz ve deniz üzerindeki çöpleri toplayan bir araç tasarımından oluştuğunu anlatan Taş, “Projemizin yenilikçi yönü su kirliliğini temiz enerjiden (güneş enerjisi) yararlanarak insan gücüne ihtiyaç duymadan ve düşük maliyetle gerçekleştirebiliyor olması. Cihazın boyutu oldukça küçük olduğu için ekosisteme zarar vermez. Kolayca taşınabilir. Projede hedef kitlemizi belediyeler ve çevre müdürlükleri oluşturmaktadır.” dedi.

Tasarladıkları aracın blok programlama ile kodladıkları iki adet microbit mikrokontrol kart kullanılarak kontrol ve yönetiminin sağlandığını ifade eden Taş, tasarladıkları aracın, deniz yüzeyinde gezerek yüzey çöplerini topladığını ve güneş enerjisinden yararlanarak kıyıya getirdiğini, çöp toplayıcılar tarafından çöplerin alındığını sözlerine ekledi.

Arabada unutulan çocuklar ve yalnız yaşayan yaşlılar için icat etti

Festivale Küçükçekmece Mustafa Kemal Paşa İlkokulu’ndan katılan 4. Sınıf öğrencisi Efe İlgeç de iki projesiyle finale kaldı.

Küçük mucit arabada unutulan çocuklar ile evde yalnız yaşayan yaşlılar için iki proje tasarladı.

Arabada unutulan çocuklar için tasarladığı “güvenli araba” projesine ilişkin bilgi veren İlgeç, “Bu projemde arabada unutulan veya bırakılan çocukların güvenliğini düşündüm. Araba kilitlendikten sonra içeride bir ağırlık algılarsa sistem devreye girecek ve hava kalitesi sensörü ve sıcaklık sensörü ile ölçümler yapacak. Eğer bu ölçümler tehlikeli seviyeye gelirse içerideki havalandırma çalışacak ve sinyal lambalarını çalıştırıp korna veya alarm çalışarak dışarıya haber verecek”. diye konuştu.

Yalnız yaşayan yaşlılar için tasarladığı “yalnız kalmaktan korkma” projesini de anlatan İlgeç, “Bu projede eve yerleştirilen hareket sensörü ile sürekli ölçüm yapacak, gece 4 saat gündüz 2 saat hareket algılamazsa yakınının telefonuna wifi üzerinden ücretsiz mesaj gönderecek. Aynı zamanda akıllı bileklik ile kalp ve tansiyon ölçümleri yapılarak riskli durumlarda yine wifi üzerinden yakınına mesaj gönderecek.” dedi.

Bağcılar Enderun Mucitleri Takımı'nı kuran Bekir Eren Köse (11) ile Enes Yahya Öztürk (12) ,TEKNOFEST İstanbul kapsamında düzenlenen "İnsanlık Yaranına Teknoloji Yarışması"na "kamuflaj bileklik" projeleriyle katıldı.

Ortaöğretim öğrencisi iki küçük mucidin kurban hırsızlığı haberlerinden etkilenerek, "kamuflaj bileklik" geliştirdi. Genç mucitler, oyuncak hayvanların yer aldığı bir çiftlik üzerinde projelerini geliştirdi. Projede, 10 santimetre boyunda üzeri yapay deri ve kılla kaplanmış bir bileklik hayvanın bacağına yerleştiriliyor.

Hırsızlık esnasında bileklik koparılmaya çalışılırsa ya da tel kesilirse alarm sistemi devreye giriyor. Hayvan sahibinin akıllı telefonunda yer alan sistem uyarılıyor. Bileklik kesilmeyip, hayvan çalındığı takdirde, GPS sayesinde hayvanın konumu belirlenerek bulunması sağlanıyor.

Bekir Eren Köse, "Proje araştırması içindeyken bir gün bir haber izledim. Haberde başka bir ilde yaşanan kurban hırsızlığı anlatılıyordu. Biz de bu haberden yola çıkarak bu projeyi hazırladık. Projenin hazırlanması yaklaşık bir yıl sürdü.” dedi.

Enes Yahya Öztürk de proje sürecinde bir çok makale okuduklarını ve yabancı haber sitelerinde araştırmalar yaptıklarını belirtti.

Bu süreçte en çok proje fikrini bulmakta ve nasıl bir sunum yapacakları konusunda zorlandıklarını dile getiren Öztürk, “Projemizde sıklıkla duyduğumuz kurban hırsızlığını önlemeyi hedefledik. Her sene artık kurban hırsızlığı haberi duymaktan bıktık.” diye konuştu.