klasik koşullanma türleri / Klasik Koşullanma İlkeleri | Bitişiklik - Pekiştirme - Habercilik

Klasik Koşullanma Türleri

klasik koşullanma türleri

kaynağı değiştir]

Doğal uyarıcı, organizmaların doğal olarak ve refleksel bir biçimde tepki verdikleri öğretilmemiş ve kalıtımsal olan uyarıcı demektir. Doğal tepki ise organizmanın bir uyarıcıya karşı gösterdiği doğal bir tepkidir. Tüm köpekler kendileri için doğal bir uyarıcı olan ete karşı doğal bir tepki vermektedirler. Köpeklerin doğal tepkisi ise salyalarıdır. Klasik koşullanmada ilk olarak köpeğe doğal uyarıcı olarak et verilir. Bu doğal uyarıcı karşısında köpek doğal tepkisini yani salyasını vermektedir. Pavlov ikinci adımda ise köpeğe doğal uyarıcı olan et verirken bunun yanında da yapay uyarıcı olan zili çalmaya başlamıştır. Bu durum bir süre devam edince, köpek zil çalınca kendisini et verileceğini öğrenmiş, yani bu duruma koşullanmıştır. Pavlov bir süre sonra köpeğine et vermeyip sadece zil çalmıştır ve köpeği tekrar salya tepkisi vermiştir. Böylece köpeklerin koşullanma yolu ile yapay uyarıcılara da tepki verdiğini saptamıştır.[2][3]

Kaynakça[değiştir kaynağı değiştir]

Öğrenme Türleri Nelerdir?

Koşullanma Yoluyla Öğrenme

Organizmanın başlangıçta tepkide bulunmadığı bir uyarıcıya tepki göstermeyi öğrenmesine koşullanma yoluyla öğrenme denir. Bu öğrenme türü klasik ve edimsel olmak üzere ikiye ayrılır.

Bugün tutumların ve on yargıların değiştirilmesinde, davranış terapilerinde, fobilerin tedavisinde, batıl inançların önlenmesinde klasik ve edimsel koşullanmadan büyük ölçüde yararlanılmaktadır.

Klasik Koşullanma Yoluyla Öğrenme

Organizmanın; doğal bir uyarıcıya karşı gösterdiği doğal tepkiyi, daha önce tepki vermediği yapay bir uyarıcıya da göstermesidir. Klasik koşullanma yoluyla öğrenmeyi ilk kez fizyolog ve psikolog olan Ivan Pavlov ele aldı. Pavlov kopekler üzerinde koşullanma deneyleri yaptı.

Kopek et görünce doğal olarak salya salgılar. Pavlov yaptığı deneyde kopeğe et vermeden önce zil çaldı, hemen arkasından et verdi ve birçok tekrardan sonra kopeğin zil sesini duyar duymaz salya tepkisi verdiğini gözlemledi.

Koşullanmayla gerçekleşen öğrenme sonucunda kopek, zil sesi duyunca salya salgılamayı öğrenmiş oldu.

Klasik koşullanma ile ilgili kavram ve prensipler aşağıda belirtilmiştir.

Doğal (koşulsuz) uyarıcı, organizmada doğal olarak tepki oluşturan uyarıcıdır (et).

Doğal (koşulsuz) tepki, doğal uyarıcıya karşı gösterilen tepkidir (ete gösterilen salya tepkisi).

Koşullu uyarıcı, koşullanma sonucu doğal uyarıcının yerini alan yapay uyarıcıdır (zil sesi).

Koşullu tepki, öğrenmeye dayalı tepkidir ( zil sesine gösterilen salya tepkisi).

Genelleme, bir uyarıcıya gösterilen tepkinin benzer uyarıcılara da gösterilmesidir. Örneğin sokak kedisi tarafından tırmalanan çocuğun bütün kedilerden korkması durumudur.

Ayırt etme, uyarıcı genellemesinin sona ermesi ve organizmanın benzer uyarıcılar arasından sadece tek bir uyarıcıya tepki vermeye başlamasıdır. Örneğin sokak kedisi tarafından tırmalanan çocuk bir sure sonra ev kedilerinden korkmaz.

Sönme, belli bir sure pekiştirilmeyen davranışın görülme sıklığının azalması ve giderek yok olmasıdır. Örneğin zil sesinden sonra kopeğe bir sure et verilmediğinde kopek zil sesine daha az salya tepkisi gösterir ve tepki giderek yok olur.

Kendiliğinden geri gelme, sonen bir davranışın ara sıra tekrar ortaya çıkması durumudur. Örneğin kopeğin sonen salya tepkisi ara sıra tekrar ortaya çıkar.

Yakınlık (bitişiklik), öğrenme için koşullu uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının bitişik verilmesi gerekir. Örneğin kopeğe önce zil sesi dinletilir, hemen arkasından hiç zaman geçirmeden et verilir.

Edimsel Koşullanma Yoluyla Öğrenme

Organizmayı ödüle götüren veya cezadan kurtaran bir davranışın organizmada kalıcı hale gelmesidir. Edimsel davranış, belirli bir uyarıcıya verilen tepki değil kendiliğinden ortaya çıkan bir davranıştır. Edimsel koşullanmada olumlu sonuç veren bir davranışın tekrarlanma olasılığını artırmak söz konusudur. Bunun için belli bir davranışın pekiştirilmesi gerekir.

B.F. Skinner (Sıkinır) yaptığı deneyde aç bir fareyi kutunun içine bırakır. Fare kutunun içinde gelişi güzel dolaşırken kutuda özel amaçla hazırlanmış pedala dokunur. Pedala dokunduğunda alttaki kaba yiyecek düşer.

Bu durum fare için bir ödüldür. Fare, kafesi kurcalarken pedala dokunup yiyeceğe ulaştığı her denemesinde yiyecekle pedal arasında daha fazla bağ kurar ve bir sure sonra edimsel koşullanma gerçekleşir. Fare her acıktığında pedala basarak yiyeceğe ulaşmayı artık öğrenmiştir.

Skinner bir davranışın koşullanması için şekillendirme denilen bir yöntemden faydalanır. Örneğin bir çember içinden geçirilmek istenen aslana önce alçak bir çemberden geçme denemeleri yaptırılır. Çemberden her geçtiğinde aslana et verilir. Sonra çember her seferinde biraz daha yükseltilerek davranış pekiştirilmeye devam edilir.

Böylece istenilen yükseklikteki çemberden geçme davranışı adım adım şekillendirilmiş olur. Edimsel koşullanmaya göre öğrenme sürecinde öğrenilecek materyalle ilgili adımlar küçük olmalıdır ve daha önce öğrenilenler üzerine kurulmalıdır. Özellikle öğrenmenin ilk safhalarında öğrenme düzenli olarak ödüllendirilmeli ve tüm aşamalarında da pekiştireçlerle şekillendirilmelidir. Pekiştireçler doğru davranışı takiben hemen verilmelidir.

Edimsel koşullanma ile ilgili kavram ve prensipler aşağıda belirtilmiştir.

Pekiştireç, bir davranışın tekrarlanma olasılığını artıran uyarıcılardır.

Olumlu pekiştireç; organizma tarafından istenilen, verildiğinde davranışın ortaya çıkma sıklığını artıran uyarıcıdır.

Kedi için ciğer, çocuk için şeker, bir yetişkin için takdir edilme olumlu pekiştireçtir. Olumlu pekiştireç ile ödül aynı anlama gelir.

Olumsuz pekiştireç; organizmayı rahatsız eden, istenilmeyen ve ortadan kaldırıldığı zaman davranışın görülme sıklığını artıran uyarıcıdır. İstenilen davranış yapıldığında olumsuz uyarıcı ortadan kaldırılır, böylece davranış pekiştirilmiş olur. Pedala bastığında elektrik şokunun bittiğini anlayan fare pedala basmayı daha çabuk öğrenir.

Olumsuz pekiştirmede kişiyi rahatsız eden, istenilmeyen durum ortamdan çıkarılırken cezada bu olumsuz durum ortama konulur. Ceza sadece olumsuz davranışı durdurur, olumsuz pekiştirme ise olumlu davranışın tekrar edilme sıklığını artırır.

Sistematik duyarsızlaştırma, herhangi bir uyarıcı ile korku veya kaygı tepkisi arasındaki çağrışım bağını kademeli olarak çözerek korku tepkisini söndürmektir. Sistematik duyarsızlaştırmada yükseklik korkusu olan kişiden, aşama aşama artan bir yüksekliğe çıkması ve aşağı bakması istenir. Yapılan bu uygulama ile duyarsızlaştırılan kişinin yükseklik korkusundan kurtulması sağlanır.

Öğrenme Türleri

Bilişsel Öğrenme

Bilişsel kuramcılara göre öğrenme, dünyayı anlama ve algılama girişimidir. Öğrenme uyarıcılara verilen basit bir tepki değildir. Bilişsel öğrenmenin temelinde bireyin düşünmesi, hatırlaması, yeni bilgileri zihninde depolaması ve eski bilgilerle bağlar kurması yatar. İnsan öğrenmelerinin çoğunda bilişsel öğrenme on plandadır. Çeşitli bilişsel öğrenme modelleri vardır.

Kavrayış (İçgörü) Yoluyla Öğrenme

Kavrayış yoluyla öğrenmede başlangıçta problemin çözümünde hiçbir ilerleme görülmez, sonrasında problemin çözümü birdenbire zihinde oluşur. Olaylar arasındaki bağ bir anda kurulur. Archimedes’in (Arşimet) hamam tasını suyun üstünde yüzerken görüp bir anda “evreka evreka” (buldum buldum) diye bağırması kavrayış yoluyla öğrenmeye örnek gösterilebilir.

Archimedes, problemin çözümünü (suyun kaldırma kuvvetini) ani bir kavrayışla keşfetmiştir. Bu kavrayışın gerçekleşmesi için konuyla ilgili önceden edinilmiş bilgilerin var olması gerektiği unutulmamalıdır.

Farkına Varmadan (Gizil) Öğrenme

Farkına varmadan öğrenmede organizma çevresinde olup biten olayları, durumları farkında olmadan depolar. Sürekli duyulan bir şarkı ya da şiir özel bir caba sarf edilmeden ezberlenir. Turistik bir gezi amacıyla gidilen bir şehirde sokak isimlerinin yerleri farkında olmadan öğrenilir.

Edward Tolman (Edvırt Tolmın), yaptığı deneyde birinci gruptaki farelere on gün boyunca labirentten çabuk çıkma alıştırmaları yaptırır ve fareleri zaman zaman ödüllendirir. İkinci gruptaki farelere ise ödül vermez ve alıştırma yaptırmaz.

Bu on günlük surede fareler labirentte serbestçe dolaşır. On gün sonunda yiyecekle alıştırma yaptırılan fareler, diğer gruptaki farelerle aynı labirente koyulur. Her iki grubun da aynı surede labirentin sonundaki yiyeceğe ulaştığı gözlenir.

Tolman’a göre farelerin asıl öğrendiği labirentin bilişsel şemasıdır. Bu gizil öğrenmedir. Pekiştireç (yiyecek) verilince gizil öğrenme davranışa dönüşmüştür. Farkına varmadan öğrenmede ödül veya ceza gibi bir pekiştireç olmadan da öğrenme gerçekleşebilir. Ödül ve cezanın rolü, gizil olarak öğrenilen şeyin sadece ortaya çıkmasını sağlamaktır.

Psikomotor Öğrenme

Psikomotor öğrenmede önemli olan bir eylemin, becerinin en doğru ve en iyi şekilde yapılmasıdır. Herhangi bir psikomotor becerinin kazanılması için organizmanın önce gerekli olgunluğa ulaşması gerekir. Örneğin üç yaşındaki bir çocuğa iki tekerlekli bisiklette dengede durmayı öğretemezsiniz.

Bir psikomotor becerinin kazanılması için birçok alıştırma yapılır. Bu aşamada bilişsel süreçler devreye girer ve hangi hareketlerin işe yaradığı zihinsel olarak fark edilir. En son aşamada motor öğrenme gerçekleşir ve artık öğrenilen şey klavyeye hiç bakmadan on parmakla yazı yazmak örneğinde olduğu gibi otomatik hale gelir. Araba kullanmak, yüzmek, iyi basketbol oynamak da bu öğrenmeye örnektir.

Deneme Yanılma Yoluyla Öğrenme

Bu öğrenme türünde bir problemle karşılaşan organizma çeşitli davranışlarda ve tepkilerde bulunur. Süreç içinde işine yarayan davranışları tekrar eder, işine yaramayanları ise terk eder. Tekrar sayısı arttıkça hata miktarı azalır, hata miktarı azaldıkça da öğrenme düzeyi artar.

Kafese kapatılan aç kedi dışarıdaki peynire ulaşmak için, kafesi kurcalayıp tırmalar. Bu sırada tesadüfen kafesin kapısının açılması için hazırlanmış düzeneğe dokunur. Kapı açılır yiyeceğe ulaşıp karnını doyuran kedi tekrar kafese kapatılır. Birkaç deneme yanılmadan sonra artık yemeğe ulaşmak için gereken doğru davranışı öğrenmiştir. Acıktığı zaman doğrudan gidip düğmeye basar, kapıyı açar ve karnını doyurur

Model Alarak Öğrenme

Davranışların çoğu toplumsal bir cevrede biçimlenir. Çocuklar ve gençler kendilerinden önceki kuşakları model alırlar. Anne, baba, öğretmenler, toplumca beğenilen sporcu ve sanatçılar, bilim insanları vb. model olarak alınır. Olumlu davranışlar model alındığı gibi olumsuz davranışlar da model alınabilir.

Albert Bandura’ya (Albırt Bandura) göre model alarak öğrenme, bir kişinin diğer kişilerin etkinliklerini sadece basit olarak taklit etmesi değildir. Model alarak öğrenmede bilişsel süreçler de önemlidir. Birey çevresini gözlemler, bu gözlemlerinden sonuçlar çıkarır ve model alacağı kişiyi ya da davranışı seçer.

Albert Bandura öğrenme esnasında dört sürecin işlediğini söyler. Bu süreçler dikkat, hafıza, davranışı meydana getirme ve güdülenmedir. Gözlem yoluyla öğrenmenin birinci aşaması modele dikkat etmektir. Birey, model alacağı etkinliklere dikkat edip etkinlikleri doğru bir biçimde algılamazsa gözlem yoluyla öğrenme meydana gelmez.

Gözlem yoluyla öğrenilen bilgiden yararlanabilmek için gözlemcinin, modelin davranışlarını hatırlaması gerekir. Gözleyen kişi bilgiyi depolayıp gerektiğinde geri çağırabilmelidir. Davranışı meydana getirme süreci ise öğrenilenlerin performansa dönüştürülmesidir.

İnsanlar, yeni davranışları ya da becerileri gözlem yoluyla kazanabilirler ancak kazandıkları bu davranışları ya da becerileri ihtiyaç olarak görmedikleri ve güdülenmedikleri için hemen sergilemeyebilirler. Örneğin babasından kötü bir söz duyup bunu öğrenen çocuk bunu hiç beklenmeyen bir anda topluluk içinde söyleyebilir.

Gözlem yoluyla öğrenme her zaman taklit unsurunu içermek zorunda değildir. Örneğin futbol kursuna giden arkadaşının çok yorulduğunu gören genç, bu kursa gitmekten vazgeçer. Burada çocuk, gözlem yoluyla öğrenmiştir ancak modeli taklit etmemiştir.

Model alma ile ilgili kavram ve prensipler aşağıda belirtilmiştir.

Dolaylı Pekiştirme; Araştırma sonuçları davranışı pekiştirilen modeli izleyen bireylerin, modelin davranışını daha fazla taklit ettiklerini göstermektedir. Örneğin oyuncakları topladığı için takdir edilen bir çocuğu gözlemleyen diğer çocuklar oyuncakları toplamaya daha istekli olur. Buna dolaylı pekiştirme denir.

Dolaylı Ceza; Örneğin ödevini yapmayan arkadaşının eksi aldığını gözlemleyen öğrenci derse ödevini yaparak gelir. Toplumda cezaların caydırıcılığı derken kastedilen dolaylı cezadır.

Dolaylı Güdülenme; Örneğin iyi bir üniversiteyi bitiren kuzeninin çok iyi imkanlara sahip olduğunu gören bir genç, üniversite sınavına daha istekle hazırlanır.

Dolaylı Duygu; Örneğin böcek gördüğünde korkan annesini model alan çocuk, böceğin korkulacak bir yaratık olduğunu düşünerek ondan korkmaya başlar. Birçok kişinin hiç yılan görmemesine rağmen yılandan korkması buna örnektir.

Başkalarının örnek davranışları, bireylerin sosyalleşmesinde önemli bir yere sahiptir. Birey birçok sosyal davranışı ve tutumu, diğer insanların davranış ve tutumlarını gözlemleyerek öğrenir.

Öğrenme Psikolojisinde Klasik Koşullanma İlkelerini aşağıda örnekler ile kısa ve öz bir şekilde sıraladık, bu konu Öğrenme Psikolojisinde önemli bir konudur. Dikkatli bir şekilde okumanız faydalı olacaktır.

1. Bitişiklik / Yapışıklık İlkesi

Nötr uyarıcı ile koşulsuz uyarıcının zamansal ve mekânsal olarak eşleşmesidir.

NU + KzU (Zil + Et)

İvan Pavlov’a göre klasik koşullanma gerçekleşirken bu 2 kavram arasında süre aralığı – 30 saniye arasında olmalıdır.

2. Bitişiklik Türleri

Burada ‘’en yüksek koşullanma hangisidir’’ sorusu sorulur.

a) İze / İzli Koşullanma (Kısa Zaman Aralıklı)

Kısa zaman aralıklı koşullanma türüdür. Nötr uyarıcı koşulsuz uyarıcıdan önce verilir. Bu durumda etkili bir koşullanma oluşmaz.

b) Gecikmeli Koşullanma

Nötr uyarıcı yani zil çalmaya devam ederken koşulsuz uyarıcı yani etin verilmesidir. En etkili koşullanma türü budur.

c) Eşzamanlı Koşullanma

Zil ile etin aynı anda verilmesi durumudur. Bu durumda gölgeleme oluşur, koşullanma oluşmaz, tüm dikkat baskınlığı ete olur.

d) Temporal / Geçici Koşullanma

Bu durumda zil çalmaz belirli aralıklar ile et verilir, örneğin 5 dakikada 1 kez gibi, buda zamana bağlı koşullanmayı oluşturur. İnsanların biyolojik saat kavramı bu koşullanma türüne örnek olarak gösterilebilir.

e) Tersine koşullanma

İlk önce et verilir ve ardından zil çalınır. Bu durumda İvan Pavlov’a göre koşullanma oluşmaz. Fakat Robert Rescorla’ya göre koşullanma oluşur ve bu duruma Olumsuz Habercilik denir.

3. Pekiştireç

Klasik koşullanmada davranışı güçlendiren ve pekiştiren uyarıcılara koşulsuz uyarıcı denir. Koşulsuz uyarıcı (KzU) her zaman tepkiden önce gelir.

Zil + Et (KU + KzU)

4. Sönme (Deneysel Çözünme)

Pekiştireç yani koşulsuz uyarıcı ortamdan çıktığında veya koşullu uyarıcı tek başına verildiğinde, koşullu uyarıcıya gösterilen tepkinin azalması veya süreçle ortadan kalkmasıdır.

Zil – Salya
Bu durumda et verme kesilirse zamanla Zil’e verilen tepki söncektir.
Koşullu uyarıcı olan Zil zamanla Nötr Uyarıcı haline gelir.

Bir sönme örneği; köpek ısırması sonucu bir süre köpeklere karşı korkma oluşur bunun ardından zamanla köpekler ile beraber bir araya gelinir ve bu buluşmalarda köpeklerin ısırmaması ile zamanla oluşan bu korku azalacaktır, sönecektir.

5. Kendiliğinden Geri Gelme

KzU ya da pekiştireç ortamda olmadığı halde Koşulsuz Uyarıcıya tepkinin yeniden ortaya çıkmasıdır.

Zil etkisi söndükten sonra belirli bir ara geçer ve zile tekrar salya tepkisi verilmesi durumudur. Bunun üzerine et hala gelmezse davranış tamamen kaybolur.

6. Alışma / Duyusal Uyum

Koşulsuz uyarıcı yani pekiştireç, ortamda olduğu halde, koşulsuz uyarıcıya gösterilen tepkinin azalmasıdır. Fakat alışmada tepki asla tamamen sönmez, alışmanın fizyolojik bir durum ve doğuştan gelmesi kaynaklıdır.

Ete verilen tepkinin azalması (tat doygunluğu) fakat asla bitmemesi durumudur. Bir ortama ilk girdiğimizde duyduğumuz kokuya zamanla alışmamızı bu duruma bir örnek olarak verebiliriz. Duyu organlarının tepki vermesi ile ilgilidir.

7. Duyarsızlaşma

Bir duruma psikolojik veya duygusal olarak tepki vermemeye başlamaktır.

Doktorların hasta kayıplarına zamanla alışmasını bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.

8. Duyarlılaşma

Bir konuda aşırı hassasiyet göstermektir.

Hamilelerin duygusal durumlara karşı daha yoğun tepki vermeye başlamasını bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.

9. Uyarıcı Genellemesi Kavramı

Benzer uyarıcılara aynı tepkiyi vermektir, yani uyarıcılar benzer tepki aynıdır.

Zil – Salya eşleşmesinin Telefon Zili – Salya durumuna da dönüşebilmesidir.

Jean Piaget&#;ye göre bu duruma Özümleme denir.

Ayırt Etme

Uyarı genellemesi durumunun tam tersidir.

Zil – Salya eşleşmesinin Telefon Zili – Salya durumuna dönüşememesidir, tepkisiz kalınmasıdır.

Gölgeleme (Önemli)

İki uyarıcı aynı anda geldiğinde, baskın olan uyarıcıya tepki verilir, diğer uyarıcı fark edilmez.

Et – Zil aynı anda gelirse tepki Ete karşı olur, zil gölgelenir.

Engelleme (Önemli)

Bir uyarıcıya koşullandıktan sonra, o uyarıcının ardından gelen diğer uyarıcılara koşullanamamaktır.

Et verildikten sonra zil çalınmasının bir anlamı yoktur yani etin önden verilmesi zili engeller.

Üst Düzey Koşullanma (Dereceli Koşullanma – II. Dereceden Koşullanma)

I. DereceII. Derece
Et (KzU) = Salya (KzT)NU + KU
Zil (NU) =Tepki yokNU + Zil
Zil (NU) + Et (KzU) = Salya (T) 
Zil (KU) = Salya (KT) 

Tablonun Açıklaması

I. Derece standart bir koşullanma durumunda yani Zil sesine Salya tepkisi verilmesi duruma ek olarak bu zilin yanında birde ışık gibi herhangi bir başka uyarıcı ışık da artık tek başına bir koşullu uyarıcıdır.

Üst Düzey Koşullanma Kuralları

Üst Düzey Koşullanma Örnekleri

Sevilen bir ünlünün bir marka reklamında oynaması sonucunda, markanın da sevilmesi.

Bıçaktan korkan bir insanın elinde bıçak olan insandan da korkmaya başlaması.Bıçaktan korkan bir insanın elinde bıçak olan insandan da korkmaya başlaması.

Ön Koşullanma (Duyusal Ön Koşullanma)

2 uyarıcı sürekli yan yana olduğunda, uyarıcılardan birine gösterilen tepkinin, diğer uyarıcıya da gösterilmesidir.

Bir arkadaş grubundan bireye küstüğümüzde diğerleri ile ilgilide tavır alma yani küsme davranışı gösterilmesini bu duruma örnek olarak gösterebiliriz.

Öğrenilmiş Çaresizlik

İnsan ve hayvanlarda görülen geçmişte yaşanan bir olumsuz deneyimin geleceğe aktarılmasıdır.

Örneğin; İngilizce öğrenmekte başarısız olan birinin Fransızca da öğrenemem diye düşünmesi.

Öğrenilmiş çaresizlik yaşantıya dayanır, kişiyi pasif, çabasız ve pes etmiş kılar.

Kendini Gerçekleştiren Kehanet (Pygmalion Etkisi)

Bu etkilenme durumu diyebileceğimiz durum sadece insanda gözlemlenir, yaşantı ve deneyime bağlı değildir, düşüncede ortaya çıkar, bu düşüncenin gerçeğe dönüşmesidir. Olumlu ya da olumsuz olabilir.

Örneğin; sizden birilerinin yüksek performans beklemesi bunu bilmeniz &#; düşünmeniz ve bu düşüncelerinizin performansınızı etkilemesi bu duruma örnek gösterilebilir.

Garcia Etkisi (Olumsuz Tat Koşullanması)

Organizma bir ortamda yaşam tehdidi algılarsa o ortamdan uzaklaşır.

Garcia’ya göre Pavlov’un Bitişiklik İlkesi (koşullanma için gereken kısa zaman) her durumda geçerli değildir.

Örneğin; sabah yenilen bir yemeğin akşam kötü hissetmekle bağdaştırılması ve artık o yemeğin etkisinin kötü olduğuna koşullanılması. Yemek sabah yenir etki akşam görülür fakat arada yüksek zaman farkı olmasına rağmen koşullanma gerçekleşmiştir.

Öğrenilmiş Güçlülük

Öğrenilmiş çaresizliğin tam tersi durumudur.

Kişinin başına gelen olumsuzluklara rağmen daha güçlü bir şekilde çabalamasıdır.

Örneğin; İngilizceye yatkın değilim ama başarabilirim ve başaracağım.

Habercilik / Haber Vericilik İlkesi (Rescorla)

Rescorla’ya göre uyarıcılar birbirleri hakkında bilgi verici konumdadır ve 2’ye ayrılır;

a) Olumlu Habercilik

Bir organizmaya elektrik şoku vermeden önce zil çalması ve buna koşullandırılması, zil sesini arkasından bir olay gelecek şekilde bir olumlu haberci konumuna getirir. Koşullanma gibi.

b) Olumsuz Habercilik

Bir organizmaya elektrik şoku verdikten sonra zil çalması ve buna koşullandırılması, zil sesinin olay artık bitti şeklinde bir olumsuz haberci konumuna getirir. Tersine koşullanma gibi.

Bu iki kavrama anlattığımız gibi bir olayın öncesi ve sonrası şeklinde bakmanız yeterlidir.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası