okul öncesi işitsel algı çalışmaları / İşitsel Algı Gelişimi | Özel Eğitim, Rehabilitasyon, Dil ve Konuşma

Okul Öncesi Işitsel Algı Çalışmaları

okul öncesi işitsel algı çalışmaları

1 OKUL ÖNCESİ EĞİTİMDE İŞİTSEL ALGI

2 SES EVRENİMİZ İnsanın çevresiyle iletişim ve etkileşiminde rol oynayan en önemli öge sestir. İnsan seslerden örülmüş bir evren içinde yaşar. İşittiği sesleri algılar, çözümler ve yorumlar. Bunlar; insan, hayvan, taşıt, makine ve doğanın oluşturduğu seslerdir. İnsanlar; binlerce yıllık bir sosyalleşmenin ürünü olarak konuşma, müzik yapma gibi kültür özellikleri içeren bilinçli sesler üretirken, hayvanlar; daha çok iç güdüsel olarak kendi bölgelerini koruma, eş seçme, avlanma amaçlı ses çıkarır. Gök gürültüsü, fırtına, yağmur, dalga vb. doğanın oluşturduğu seslerdir. Çevremizdeki seslerin önemli bir kısmı ise gürültü kirliliği olarak adlandırabileceğimiz, sanayileşmenin bir sonucu olarak; endüstriyel araçlar, makineler, taşıtlar ve fabrikaların oluşturduğu seslerdir.

3 SES EVRENİMİZ Sesin günlük yaşamdaki yeri ve önemi, ona birçok anlam yüklemiştir. Bu anlamların her biri sesin toplumsal yaşamda kültür, iletişim, sağlık, savunma gibi birbirinden farklı roller ve görevler üstlenmesini beraberinde getirmiştir. Bunlar; uyarıcı (titreşim), müziğin ham ögesi, mesaj, kültürün bir ögesi, çevre kirliliği kaynağı, güç simgesi ve silah olarak sıralanabilir.

4 SES EVRENİMİZ Özellikle sesin bir silah olarak kullanılması çok eskilere dayanır. Eski Türklerin savaşta düşman üstüne yürürken, deve ve fillerin taşıdığı köslerden bir silah olarak yararlandıkları bilinmektedir. İçine çivi, çıngırak gibi metal parçalar konulan köslerden çıkan ürkütücü seslerin yarattığı travmanın, düşmanın bozguna uğramasında etkili olduğu tarihte yer alan bilgiler arasındadır. Kimi zaman uçakların düşmana göz dağı vermek üzere ses duvarını aşarak alçaktan uçmaları, sesin günümüzde de önemli bir silah olarak kullanıldığını göstermektedir.

5 SES EVRENİMİZ İnsanları diğer canlılardan ayıran en önemli farklardan biri de alet kullanabilme özellikleridir. Ses evrenimizde işitmeyi en çok arzuladığımız sesler müzik aletleriyle, çalgılarla üretilen seslerdir. Bu sesler, çalgıların yapım aşamasındaki karmaşık akustik hesaplardan, müziği oluşturmak üzere kullanılan çalma tekniklerine değin oldukça uzun bir uygarlık serüveninin ürünleridir.

6 SESİN OLUŞMASI İLETİLMESİ VE ALGILANMASI Ses bir cismin titreşimi ile oluşur. Örneğin, bir çalgının teli çekip bırakıldığında tel titreşir, telin titreştiği bulanık görünmesinden de belli olur. Tele daha büyük bir kuvvet uygulandığında telin çıkardığı sesin gürlüğü artar, ancak sesin frekansı değişmez. Sesin oluştuğu cisme ses kaynağı denir. Bir kaynakta oluşan ses, durgun suya atılan taşın çıkardığı dalgalara benzer biçimde çevreye yayılır. Bu dalgaların yayılma hızı iletim ortamını oluşturan maddenin yoğunluğuna ve denge basıncına, özgül ısısına (gazlar için), esnekliğine (katı ve sıvılar için), sıcaklığa ve dalganın frekansına bağlıdır. Sıfır derece sıcaklıkta ve deniz seviyesi basıncındaki kuru havada sesin hızı saniyede 340 m. dir. Sesin hızı deniz suyunda 1490 m/sn., çelikte ise 5000 m/sn dir.

7 SESİN OLUŞMASI İLETİLMESİ VE ALGILANMASI Bir sesin varlığından söz edebilmek için sesin oluşması yetmez. Oluşan sesin bir iletim ortamında kulağa kadar iletilmesi ve bu titreşimlerin beyindeki işitme merkezinde algılanıp, çözümlenmesi ve adlandırılması gerekir. Eğer bu üç ögeden (ses kaynağı, iletici ortam ve kulak-beyin) biri yoksa sesten söz edilemez.

8 SES N TEMEL ÖZELL KLER VE MÜZ K Sesin birçok özelliği vardır. Bu özelliklerden bazıları şöyle sıralanabilir: Yayılma, yankılanma, patlama/kaybolma, doğallık/yapaylık vb. Sesin özelliklerinden bazıları daha vardır ki, müzik ancak bu özellikler sayesinde var olabilmektedir. Bu özellikler; sesin şiddeti (kuvvetlilik/hafiflik), sesin yüksekliği (incelik/kalınlık), sesin süresi (uzunluk/kısalık) ve sesin tınısı (renk/güzellik/çirkinlik).

9 Sesin Şiddeti Sesin şiddeti, ses kaynağındaki titreşimin gücüne, dolayısıyla sesi taşıyan dalgaların genliğine bağlıdır. Bir ses dalgasının belli bir noktadaki ses yayılma doğrultusuna, 1cm.karelik bir yüzeye 1 saniyede verdiği enerjiye ses şiddeti denir. Ses şiddeti birimi desibel dir. İnsan için güvenli ses düzeyi genel olarak 85 desibeldir. 120 desibeli aşan her ses işitme duyumuz için zararlıdır. Bu düzeyin üzerindeki sesler sağlıklı bir biçimde algılanamaz, acı verir. Ses şiddeti ile yakından ilişkili bir başka özellik ise gürlüktür. Ancak ses gürlüğü öznel bir niceliktir. Çünkü bu kişiden kişiye değişir. Gürlük birimi olarak fon kullanılır. 1 fon kulakta ayırt edilebilecek en küçük ortalama gürlük değişmesidir.

10 Sesin Yüksekliği Ses yüksekliği sesin incelik yada kalınlığına, incelik ya da kalınlık ise titreşen cismin frekansına (1 saniyedeki titreşimine) bağlıdır. Frekans arttıkça ses incelir, azaldıkça ses kalınlaşır. Sesin frekansı onun iletişim hızını etkilemez. Bir başka ifade ile tiz sesler pes seslere göre daha hızlı iletilmez.

11 Sesin Yüksekliği İnsan kulağı ortalama, frekansı 20 ile arasındaki sesleri duyabilir. Ancak müzikte kullanılan sesler bu kadar geniş bir alanı kapsamamaktadır. Örneğin, piyanonun en pes sesi 27.5, en tiz sesi 4186 frekanstadır. Frekansı nin üstünde olan seslere ultrasonik sesler denir. Bu seslerin bir kısmını at, köpek ve yarasaların algılayabildikleri bilinmektedir. Frekansı 20 den az olan seslere sübsonik sesler denir. Bu seslerin bir kısmını ise balinaların ve yunus balıklarının algılayabildikleri bilinmektedir.

12 Sesin Yüksekliği Sesin önemli bir özelliği olan frekans ve çeşitli sesler arasındaki bağıntılar müziğin temel direğidir. Frekansa müzik dilinde perde denir. Müzikte kullanılan sesler, perdesi kesinlikle belli olan seslerdir. Koma (tam perdenin 1/9 u), kulağın ayırt edebileceği en küçük frekans değişikliğidir.

13 Sesin Yüksekliği Bir şarkının söylenmesi sırasında seslerin gerektiği frekansta üretilememesi yada bir şarkının birden çok kişi tarafından söylenirken koronun yada sınıfın aynı frekanslarda buluşamaması, entonasyon (tonlama) sorunu doğurur. Bu sorunun fazla olduğu durumlarda titreşimler arasındaki çarpışma dinleyenleri rahatsız eder. Bir şarkının seslendirilmesi sırasında entonasyona özen gösterilmemesi detone olmaya (tondan/makamdan çıkmaya) neden olur. Bir koronun yorum kalitesindeki en belirleyici öge entonasyon sorununun olmamasıdır.

14 Sesin Süresi Bir ses kaynağında oluşan titreşimler iletici ortamın karşı koyması nedeniyle giderek azalır ve söner. Sesin süresi çalgı türlerine göre değişir. Örneğin, mızraplı ve vurmalı çalgılarda titreşimin sönmesi daha çabuktur. Bu süreyi uzatmak için telli çalgılarda tremolo yapılır. Üflemeli ve yaylı çalgılarda titreşim kesintisiz olarak sürer. Sesin süre özelliği müziğin birincil ögesi olan ritmin temelini oluşturur.

15 Sesin Tınısı/Niteliği İnsanlar yalın seslerden hoşlanmazlar. Müzikal sesler üreten sistemler/çalgılar bileşik ses üretirler. Gerilmiş bir telin verdiği ses, ses çatalından çıkan sesten çok daha zengin ve ilgi çekicidir. Bunun nedeni telden çıkan sesin çeşitli seslerden oluşan bileşke bir ses olmasıdır. Örneğin, gitarın teli çekilip bırakıldığında oluşan dalgalar telin iki ucuna doğru hareket eder ve eşiklerden yansıyarak geri döner. Az sonra da üst üste gelerek binişirler. Böyle birbirine bağlı olarak ve birbirini kuşatarak bir arada çıkan seslerin her birine doğuşkan/selen denir.

16 Sesin Tınısı/Niteliği Çeşitli ses kaynaklarında oluşan sesleri birbirinden ayıran renk farkına sesin tınısı ya da niteliği denir. Bir çalgının sesini diğer çalgılardan yada bir insanın sesini diğerlerinden ayıran özellikler sesin doğuşkanları ve ses kaynağının yapısıyla ilgilidir. Bir sesin doğuşkanları aslında o sesin üstünde, onunla aynı anda tınlayan seslerdir. Bu sesler temel ses kadar güçlü olmamaları nedeniyle doğuşkanlar tek tek açık bir biçimde duyulmaz. Bir sesin kaynakta oluşabilmesi üç ayrı sistemin birbirleriyle eşgüdümlü ilişkisiyle mümkündür. Bunlar; jeneratör (titreştiren) sistem, vibratör (titreşen) sistem ve rezonatör (yankılanan) sistemdir.

17 İŞİTME SİSTEMİMİZ Herhangi bir ses kaynağında oluşan ses dalgaları dış kulaktaki işitme kanalından geçerek kulak zarını titreştirir. Kulak zarı bu titreşimleri orta kulaktaki çekiç, örs ve üzengi kemiklerinde geçirir. Bu kemiklerin görevi dış kulaktaki hava titreşimlerini basınç ve genliği ayarlayarak, iç kulaktaki salyangoz sıvıya iletmektir.

18 İŞİTME SİSTEMİMİZ Salyangoz adından da anlaşılacağı gibi bir salyangoz kabuğuna benzer. Salyangoz kalın tarafı tiz seslere, uç tarafı ise pest seslere duyarlı, yuvarlak bir biçimde kıvrılmış üç kanallı tekbir tüptür. Kemik zincirin son halkası olan üzengi, iç kulağın kapısı sayılan oval penceredeki zara yapışıktır. Oval pencerenin titreşimleri alt ve üst kanallardaki sıvılardan geçer. Bu titreşimlerin rezonansı,orta kulaktaki taban zarının titreşmesine neden olur. Bu zarın üstündeki işitme hücreleri böylece uyarılıp sinirler yoluyla beyne iletiler gönderilir.

19 İŞİTME SİSTEMİMİZ Kulak ortalama 20 ile arasındaki titreşimleri algılamakla birlikte, bu değerler başta yaş olmak üzere çevre koşullarına göre değişir. Günümüzde çevrenin artan gürültüsü insanın işitme yetisini önemli ölçüde tehdit etmektedir. Bu tehditi oluşturan etmenlerden biri sanayileşmenin getirdiği makine gürültüsü olmakla birlikte, daha önemlisi süpermarket, banka, sinema, lokanta, okul, ev gibi hemen her gün her yerde iç içe yaşadığımız ortamlardaki güçlü hoparlörlerden yayınlanan müziktir.

20 ÇOKLU ZEKÂ VE MÜZİKSEL ZEKÂ Çoklu Zekâ Kuramı ilk olarak 1983 yılında Howard Gandner ın Frames of Mind adlı kitabında açıklamasıyla ortaya çıkmıştır. Gardner a göre; Zekâ, bir ya da birden fazla kültürde değer bulan bir ürün ortaya koyabilme yeteneğidir. Çoklu Zekâ Kuramının İlkeleri Her birey normal şartlarda çoklu zekâlara sahiptir. Bireysel farklılıklardan dolayı bireyde bazı zekâlar baskın bazı zekâlar ise resesif (çekinik) olabilir. Bireysel farklılıklardan dolayı her zekânın farklı bireylerde gelişim süreci de birbirinden farklıdır. Tüm zekâlar tanımlanabilir.

21 Çoklu Zeka Kuramının İlkeleri Çoklu zekâlar üzerine gidilerek güçlendirilebilir, aynı zamanda üstüne düşülmeyerek köreltilebilir. Bireyler kendi zekâları hakkında bilgi edinebilir ve zekâlarını geliştirme yollarını öğrenerek geliştirebilir. Zekâlar, algı, hafıza, problem çözebilme ve dikkat açısından birbirlerinden farklılık gösterebilir. Her bir zekâ diğer zekâların gelişimi için kullanılabilir. Çoklu zekâlar performansta, üründe, süreçte farklı yollarla sergilenebilir.

22 Çoklu Zeka Kuramının İlkeleri Normal olan her birey tüm zekâlara sahiptir. Her bireyin zekâ profili tüm zekâlarının baskın ve çekinik olarak bileşimden oluşur. Her bireyin zekâ profili parmak izi kadar kendine özgü ve özeldir. Hayatta hiçbir normal birey yoktur ki tek bir zekâsı ile yaşayabilsin. Hayatta hiçbir eylem yoktur ki tek bir zekâ ile gerçekleştirilebilsin. Çoklu zekâlar beyinde belirlenmiş yerlere sahiptir. Birebir işlevleri olduğu gibi birlikte çalışabilmektedirler.

23 Çoklu Zekâ Kuramı İle İlgili İleri Sürülen Zekâlar Sözel - Dilsel Zekâ Matematiksel - Mantıksal Zekâ Görsel - Uzamsal Zekâ Müziksel - Ritmik Zekâ Bedensel - Kinestetik Zekâ Kişilerarası Zekâ İçsel Zekâ Doğasal Zekâ

24 Sözel Dilsel Zekâ: Kişinin dile ait özellikleri yazılı veya sözlü etkili biçimde kullanabilme, kendini ifade edebilme yeteneğidir. Matematiksel - Mantıksal Zekâ: Mantıksal düşünebilme yeteneği, soyut işlemler yapabilme, sayıları etkili kullanabilme ve sorgulama, varsayım çıkarma, problem çözebilme yeteneğidir. Görsel - Uzamsal Zekâ: Görsel - uzamsal zekâ, görsel araştırma, zihinsel tasarım ve hayalleri gerçekleştirme, iç ve dış benzetmeleri birleştirme ve fark etme yeteneğidir.

25 Müziksel - Ritmik Zekâ Müziksel - Ritmik Zekâ: Bireyin müzikle, müziksel ve ritimsel formlarla kendini ifade edebilme, müzik ritimlerini algılayabilme yetenekleridir. Müziksel zekâ; duyguların aktarımında, müziği algılama ve sunmada müziği bir araç olarak kullanma yeteneği, yani ritme, ezgiye, tona karşı duyarlı olma yeteneğidir. Müziksel zekâ, aynı anda tınlayan sesleri algılayabilme, çalınan ezgileri, ritimleri hatırlayabilme ve aynen tekrarlayabilme, sesini doğru kullanabilme, çalgısını teknik özelliklerine uygun kullanabilme, müzikle ilgili ürünler yaratabilme gibi yetenekleri içerdiği söylenebilir.

26 Müziksel - Ritmik Zekâ a) Müziğin ve ritmin yapısına değer verme: Müziğin duyuşsal davranışlarla ilişkisini ifade eder. Örneğin bazı müzikler bizi gerginleştirir, bazıları ise rahatlatır. b) Müzikle ilgili şemalar oluşturma: Bilinçli ya da bilinçsiz olarak belli müzik ya da ritmin belli olaylarla ilişkilendirilmesidir. c) Seslere karşı duyarlılık: Bu kapasite günlük hayatımızda bizi uyaran seslerin öğrenilme ve duyulma kapasitesidir. Bir kişiyi ayak seslerinden tanıma, trafik yoğunluğunu veya hava durumunu seslerden kestirme örnek olarak verilebilir.

27 Müziksel - Ritmik Zekâ d) Ezgi, ritim ve sesleri taklit etme, tanıma ve yaratma: Bu yeti bir başkasının tonsal ya da ritmik örüntüleri tekrarlamaya dayanır. e) Ton ve ritimlerin değişik özelliklerini kullanma: Bu kapasite ses, ton ve ritimlerin bir iletişim aracı olarak kullanılmasını ifade eder. Sıkıntılı, heyecanlı, korku dolu ya da mutlu bir konuşmadaki ritimleri fark etme.

28 Bedensel - Kinestetik Zekâ: Bir ürünü ortaya koymak, bir problemi çözmek, kendini ve duygularını ifade edebilmek için vücudun bir bölümünü veya tamamını kullanabilme yeteneğidir. Kişilerarası Zekâ: Bireyin çevresindeki kişilerin isteklerini, duygularını ve ihtiyaçlarını anlama, yorumlama ve kişilerle etkili iletişim kurabilme yeteneğidir.

29 İçsel Zekâ: Kişinin kendisi hakkında sahip olduğu gerçek bilgi ve anlayış ile uyumlu davranışlar sergilemesi ve kendisini tanıma yeteneğidir. Doğasal Zekâ: Doğayı tanıma ve anlama, yaşayan canlıları tanıma, doğanın dengesini anlama, canlıları tanıma ve sınıflandırma yeteneğidir.

30 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Çocuk, duyularından en gelişmişi olan işitme duyusuyla donanmış olarak dünyaya gelir. Anne karnındayken aylarca duyduğu annesinin kalp atışları ve bağırsak sesleri bebeğin beynindeki işitme merkezini sürekli uyarır. Bebeğin en huzurlu olduğu ortam, bu sesleri duyabildiği içindir ki, annesi ağlayan bebeği kendi göğsüne, başı sol tarafa gelecek biçimde yasladığında bebek huzur bulur ve susar.

31 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Bebeğin dünyaya geldikten sonra en güçlü kullanabildiği duyu olan işitme duyusu yardımıyla çevreyi algılamaya başlar. Onun için eşyaların rengi, sertliği- yumuşaklığı, kokusu vb. önemli değildir. O sadece eşyaların çıkardığı seslerle ilgilenir. Hatta bu seslerin ezgisel olması da onu ilgilendirmez. Bebeğin ilgisini seslerin düzenli yada düzensiz oluşu, kuvvetli yada hafif oluşu çeker. Bebeklik döneminde ilk oyuncakların ses çıkartan türden olmasının anlamı budur.

32 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Çocuğun fiziksel gelişimindeki bu özelliği dikkate alındığında, müzikal gelişiminde temel eğitimin, ritim duygusunun gelişimi olduğu kesinlik kazanır. Çocuk kas gelişimini zorlamadan kullanabileceği ritim aletleriyle tanıştırılır; bunları önceleri düzensiz, daha sonraları düzenli ritmik eşlik çalgısı olarak oyun içinde kullanması sağlanır.

33 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Çocukların işitsel algılarının gelişimi çocuğun genel gelişiminden ayrılamaz. Algı gelişimi çocuğun çevreyle ilişkisini, sosyalleşmesini, çevreyi ve evreni anlayabilmesi ve kavrayabilmesi bakımından önemlidir. Dolayısıyla çocuğun işitsel algı gelişiminde cadde, sokak, bahçe, park demeden her ortamda ve her fırsattan yararlanılarak sağlanmalıdır. Örneğin; Cadde ve sokakta taşıtların motor ya da klakson sesleri, köpeklerin havlamalarındaki benzerlik ya da farklılıklar, ard arda öten iki kuşun seslerindeki incelik-kalınlık farklılıkları, rüzgarın mırıltısı, gök gürlemesinde sesin ürkütücü orandaki gürlüğü, ardından yağmur damlalarının tıpırtıları, derenin şırıltısı, vb.

34 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Ev ortamında, sokaktan geçen insanların konuşmaları- koşuşturmaları, satıcıların bağırtıları, acıkmış bir kedinin miyavlaması vb. Evin mutfağı başlı başına bir vurmalı çalgılar atölyesi gibidir. Bu atölyeden gerektiği gibi yararlanılabilmelidir. Örneğin; bulaşık makinesinin gürültüsü, kaynamakta olan çaydanlığın fokurdaması, çatal- kaşık şıngırtıları, tencere ve tabakların tıngırtıları, büyük kapların kalın, küçük kapların ince ses renkleri, metal kapların tiz, ahşap kapların tok ses tınıları vb.

35 ÇOCUKLARDA İŞİTSEL ALGI GELİŞİMİ Evin diğer bölümlerindeki sesler de ilginçtir. Örneğin; saatin tik-takları, kapı zili, telefonun melodisi, elektrik süpürgesinin horultusu, kapıların açılış kapanış gürültüleri, kilitlerin sesleri, elektrik düğmelerinin tıkırtıları, banyoda duşta akan suyun şırıltısı, radyodan yada televizyondan gelen müzikler, anne yada babamızın şarkı mırıldanmaları vb. Anaokulu döneminde işitsel algının gelişimi, çocukların ritim tutabilme, sesleri tanıma ayırdetme, ses ile kaynağını eşleştirme, benzer ve farklı sesleri ayırt etme, sesin yönünü farketme, ses kaynağının mesafesini ayırt etme, şarkı dinleme- söyleme, verilen ritimlere uygun hareket etmeye ilişkin etkinlikler düzenlenmelidir. Bu etkinlikler, çocukların yaş ve algı düzeylerine, müzik odasının olanaklarına ve öğretmenin yaratıcılığına göre değişkenlik gösterir.

36 Üç Yaş Çocuğunun Müziksel Özellikleri Çalgılara dokunmak, çalmak ister. Müziksel etkinliklere katılmak ister, görev almayan çocuk gruptan kopma eğilimindedir, sıra dışı kalan çocuk olmamalıdır. Şarkıların dramatizesinden özgüveni artar, grup içinde kendini keşfeder. Ritim çalgılarıyla katıldığı canlı, dramatizeli, oyunlu ve komik şarkılardan hoşlanır. Çevresel sesleri dikkatle dinlemeye yöneltilebilir.

37 Üç Yaş Çocuğunun Müziksel Özellikleri Sesinde ezgisel yapılanma henüz yoktur. Müziksel kavramların temeli bu yaşta atılır. Kuvvetli ses-hafif ses, hızlı tempo-yavaş tempo, ince ses- kalın ses, uzun ses- kısa ses algılama çalışmalarına yer verilir. Çocuğun müzik yaşamında önemli izler bırakacak olan müzik aktiviteleri, üç yaş öğretmenine önemli görevler yükler. Bu dönemde sınıf içi etkinliklerde dikkat süresinin dakika olduğu unutulmamalıdır.

38 Dört- Beş Yaş Çocuğunun Müziksel Özellikleri Dinleme eğitimi daha rahat verilebilir. Çocukların söylediği şarkılara ritmik eşlik edilebilir. Öğrendikleri şarkıların müziğini çalgısal olarak dinleyebilirler. Öğretmen, kullanabildiği çalgıları basit şarkılara eşlik etmek üzere sınıfında kullanabilir. Müzik mağazalarında satılan bebek ninnileri, halk şarkıları, çocuk şarkıları, günlük şarkılardan kaliteli müzik kayıtlarının bulunduğu materyaller seçilmeli ve bunlar dinlemede dikkat süresini artırmada kullanılmalıdır. Çocuğa kendi eşlik çalgılarını kullanabilmelerinde fırsat verilmelidir. Hareketli şarkılar, öykünme oyunlu şarkılar, soru- cevaplı şarkılar, oyun şarkıları, zihinsel gelişime katkı sağlayabilecek günlük ders programı içinde yer almalıdır. Dramatize edilebilecek şarkılar onların ilgisini çeker. Sesinde ezgisel yapılanma başlar.

39 Altı Yaş Çocuğunun Müziksel Özellikleri Bu yaş çocukları müzik dilinin ögelerini tanımaya, ögeler arasındaki farklılıkları ayırt etmeye başlar. Örneğin; ezginin temposunu, gürlük düzeyini ve ritmini fark eder. Ezginin tizlere doğru tırmandığını yada peslere doğru indiğini fark edebilir. Ezginin tonunu ya da makamını hissedebilir. Ezgideki aralıkların birbirine yakınlığını yada uzaklığını hissedebilir. Ezginin ölçüsündeki kuvvetli zamanları fark eder ve bu vuruşlarda el çırpabilir. Yalın ezgi motiflerini yineleyebilir. Ezgiyi hangi çalgının çaldığını kaynağın adıyla birlikte söyleyebilir. Örneğin; keman sesi, mandolin sesi vb.

40 DİNLEME EĞİTİMİNDE KULLANILABİLECEK YAPITLAR İncinin Kitabı : A. Adnan Saygun Beş Damla : Ulvi Cemal Erkin Atlı Karınca : Muammer Sun Minyatürler : Necil Kazım Akses İskeletlerin Dansı : C. Saint Saens Hayvanlar Karnavalı : C. Saint Saens Oyuncaklar Senfonisi : Mozart Peter ve Kurt : S. Prokofiev Telli Turna : Nevit Kodallı Kaz Ana : M. Ravel Sinderella : E. Coates Oyuncaklar Kutusu : C. Debussy

İşitsel algı havada ya da farklı yollarla işitilebilir frekans dalgaları yoluya kulaklarımızdan ulaşan bilgileri alma ve yorumlama kabiliyeti olarak tanımlanabilir.

İçindekiler

Işitsel algı çalışmaları nelerdir?

Sesli konuşmaları, müzikleri ve doğadaki diğer sesleri algılama, yorumlara, hatırlama gibi becerilerin tamamını kapsayan zeka türüdür. Algı hızı, yorumlama ve hatırlama yeteneklerindeki potansiyel farklar ise işitsel zeka seviyesini ifade etmektedir.

Işitsel algı gelişimi nedir?

işitsel algının gelişimi, çocuğun işitme duyusu aracılığı ile sesleri, konuşmaları alması, anlaması ve iletişimde davranış yolu ile ya da sözel ifade kullanarak yorumlayabilmesi ile ilgili süreçleri içermektedir.

Işitsel algı testleri nelerdir?

  • MAIS (İşitsel Girdilerin Anlamlandırılması Ölçeği)
  • MUSS ( Konuşmanın Anlamlı Kullanımının Ölçeği)
  • BOT (Bilinen Oyuncaklar ile Test)
  • Spesifik Dil Cümleleri.
  • LİP Profili (Dinleme Becerilerinin Gelişim Profili)
  • Tek Heceli, İki Heceli, Çok Heceli Kelime Testleri.
  • İki Heceli Kelime Testi – Kapalı Uçlu.

Işitsel algı bozukluğu nedir?

İşitsel işlemleme bozukluğu beyinin işitsel bilgiyi işlemesinde zorluk yaşaması durumudur. Kişi işitmesine rağmen işitsel bilgiyi sıralama, analiz etme ve organizasyonda sıkıntı yaşar. Genellikle yönergeleri anlama, gürültülü ortamlarda söylenenleri anlama ve dikkatini toplamada zorluk yaşanır.

Işitsel tiplerin özellikleri nelerdir?

İŞİTSEL ÖĞRENME STİLİNE SAHİP İNSANLARIN ÖZELLİKLERİ:

  • Diğer gruplardakilere göre daha konuşkandırlar.
  • Oyunlarını kendi başlarına oynuyor bile olsalar, sanki yanlarında birileri varmış gibi konuşarak oynarlar.
  • Yaşlarına göre daha kapsamlı cümleler kurarlar, kelime dağarcıkları geniştir.

Işitsel öğrenme stili nedir?

2- İşitsel Öğrenme Stili Dinleyerek, tartışarak ve sık sık iletişim kurarak öğrenmenin baskın olduğu öğrenme biçimidir. Seminerler, ses kayıtları, müzik veya benzeri ses öğeleri işitsel öğrenme stiline hakim insanlara daha fazla hitap eder.

Işitsel algı nedir okul öncesi?

Öğrenme türleri arasında da anılan ve okul öncesi çağda çocuklar için çok önemli olan işitsel algı, sesli konuşmaları, doğadaki tüm sesleri, müzikleri ve konuşmaları duyma, algılama, hatırlama ve yorumlama becerileridir.

Işitsel algı boyutları nelerdir?

İşitsel algının gerçekleşebilmesi için beyin sesin özelliklerini analiz etmelidir.

  • Yoğunluk: Ses kuvvetinin yüksek ya da düşük olduğuyla ilgilidir.
  • Ton: Sesin daha yüksek ya da düşük olduğuyla ilgilidir.
  • Ses Tınısı: İnsan sesi, enstrümanlar ya da sesleri ayırt etmemize olanak sağlar. …
  • Süre: Sesin titreşiminin süresidir.

İşitme ve işitsel algı bir birinden farklı kavramlardır. Bireyin duyduğu her şeyi algıladığı demek değildir. Birey duyar ama duyduğu şeyi anlamlandıramaz yorumlayamaz. Bireyin işitsel algısının arttırılması için işitsel hafızasının güçlendirilmesi ve işitsel deneyimleri çokça yaşaması gerekmektedir.işitsel algı

Konuşma gelişiminin tam olması için işitsel algının yeterli olması gerekmektedir. Birey duyar, duyduğunu anlamlandırır ve bunu yorumlar ardından ihtiyacı olduğu zaman ifade edici dile döker.
Bu nedenle alıcı dil ve işitsel algı birlikte kullanılan kavramlardır. Bireyin konuşma ve konuşma gelişimini etkileyecek ciddi bir problemi (nörolojik, anatomik, fizyolojik)  yoksa bireyin işitsel algısı güçlendikçe ifade edici dili yani konuşması da güçlenecektir.

Ancak son yıllarda yapılan araştırmalarda konuşma gelişimi için işitsel algı gelişimi kadar; görsel algı, dokunsal algı ve diğer duyu organlarının da önemli olduğu vurgulanmıştır. Anlaşılan o ki konuşma gelişimi için bireyin tüm duyularıyla ilgili pozitif etkili deneyim kazanması gerekmektedir.

21.yy da apartman kültürünün yaygınlaşması, teknolojik bağımlılıklar, koruyucu aile tutumları, uyaran eksikliği gibi sebepler çocukların konuşma gelişimini olumsuz etkilemektedir.

Netten toparlamış olduğum bazı işitsel algı çalışmaları ile çocuklarınızda sizde işitsel algı çalışmalarını evde yapabilirsiniz.
Özel Eğitim ve Konuşma Bozuklukları Uzmanı 
Mehmet ONGUN

DKA EĞİTİM DANIŞMANLIK
Kartal – İSTANBUL
Tel: 0 546 218 6 218
Mail: [email protected]

İŞİTSEL ALGI İLE İLGİLİ YAPILACAK ALIŞTIRMALAR.
* İsimleri söylenen 2-3 nesneyi söyleniş sırasına göre bulma çalışması
* Ritim oyunları ( alkış ritimlerini, nesneye vurularak yapılan ritimleri taklit)
* Söylenen kelimenin ilk sesini söyleme çalışması
* Davul yada tencere kaşıkla ses taklitleri
* Hayvan sesleri taklidi
* Basitten zora hece kelime cümle tekerleme taklitleri
* Ses çıkaran nesneyi bulma
* Gözü kapalı ses geldiği yönü bulma….
* Çocuğa önce farklı sesler çıkaran oyuncakların sesleri tanıtılır ve hangi sesin hangi oyuncağa ait olduğu gösterilir. Daha sonra gözlerini kapatıp eğitimcinin bir oyuncaktan çıkardığı sesi gözlerini açtıktan sonra bulması istenebilir. Bu oyun için ses çıkaran lastik bebekler, siren çalan ambulans, vızlayan arı vb. sesli oyuncaklar kullanılabilir.
* Yukarıda etkinlik mutfak aletlerinin seslerini kullanarak da yapılabilir. Çay karıştırma, sürahiden bardağa su boşaltma vb. sesleri kullanmakta mümkündür. Bu etkinlik sesler arasındaki farklar azaltılarak, yani birbirine çok yakın sesler kullanılarak daha karmaşık hale getirilebilir.
* Çocukların benzer sesleri ayırt etmeleri için onlardan birbirine yakın ama farklı sesler çıkaran nesne çiftlerini kullanarak sesleri ayırt etmeleri istenebilir. Örneğin, kapı zili-telefon zili, kapı zili- çalar saat zili gibi. Bir sonraki aşamada ise aynı nesnelerin farklı sesleri kullanılabilir. Farklı sesler çıkaran telefonlar, farklı ses çıkaran çalar saat veya değişik sesli iki kuş vb.
* Yetişkinin çıkardığı öksürük, hapşırık, ıslık sesi, kuş sesi gibi sesleri çocuğun gözlerini kapatarak dinlemesi ve taklit etmesi istenebilir. Bu sesleri kullanırken çocuğun kolay çıkarabileceği seslerden başlanarak zora doğru bir sıra takip edilmelidir.
* Eğitimcinin çaldığı davulun ritmine uygun olarak yürüme ve koşma çalışmaları yapılabilir. Bu etkinlik bireysel olarak yapılabileceği gibi grup çalışması için de oldukça uygundur. Aynı çalışmaları çocuğun ritmi kendisinin çalıp yürüyebileceği şekilde de planlanabilir.
* Hayvan sesleri, ev aletlerinin sesleri, doğadaki sesler kaydedilerek çocuklara dinletilebilir ve onlardan duydukları seslerin neye ait olduğunu bulmaları istenebilir. Çocuk sesin neye ait olduğunu söyleyebilir, eğer konuşmuyor ise sesin ait olduğu şeyin resmini göstermesi istenebilir.

Bunu beğen:

BeğenYükleniyor...

İlgili

Etiketler: alıcı dil çalışmaları, ataşehir dil terapi merkezi, işitsel algı, işitsel algı çalışması, kartal algı gelişim, kartal dil terapi merkezi, maltepe algı gelişim, maltepe dl terapi merkezi, pendik algı gelişim, tuzla dil terapi merkezi

İşitsel Bellek ile İlgili Çalışma Örnekleri

İŞİTSEL SIRALAMA  VE  İŞİTSEL  BELLEK İLE  İLGİLİ  ETKİNLİKLER

1.Çocukla birlikte alışveriş yapılır. Sonra yetişkin, alışveriş listesinden satın alınan malzemeleri okurken çocuk malzemelere bakar. Yetişkin listede olmayan bir malzemeyi fazladan okur ve çocuktan bunu fark etmesini isteyebilir.
Alışverişe giderken, çocuğunuzla birlikte liste yapın. Çocuğunuzdan (yaş düzeyine uygun olarak) 3 ürünü aklında tutmasını isteyin. Örneğin; Patates-ekmek-muz vb. Bunları hatırlamak senin görevin deyin. Ürün sayısı zamanla arttırılabilir.
2.Çocukla birlikteyken ona odada olmayan iki nesne ismi söyleyerek bunları bulup getirmesi istenebilir. Daha sonra istenen nesnelerin sayısı arttırılır ve çocuğun daha fazla nesneyi aklında tutabilmesi için bu oyun geliştirilebilir.
3.Bir kutu içine birçok nesne yerleştirilir ve çocuğa bir dizi nesne ismi söylenerek kutunun içinden bunları bulması istenir. Daha sonraki aşamada ise kutudaki nesneleri söylenilen sırada bulması istenebilir. Örneğin; kazak-tarak-bebek-vb.
4. Bir kutu içine koyulan giysiler arasından yetişkinin söylediği uyarıya uygun olarak çocukların giyinmeleri istenebilir. Örneğin; bere-çorap-etek vb.
5.Uyarıları dinleme oyunu oynanabilir. Yetişkin her çocuktan diğerine bir şey vermesini isteyebilir. Örneğin; Kitabı Selen’e ver, çantanı bana getir, terliklerini dolaba koy vb. Çocuğun uyarıları sırasıyla yerine getirmesine dikkat edilir.
6.Renkli posta kutuları ve nesnelerin resimleri olan kartlar hazırlanır ve yetişkinin uyarılarına uygun olarak çocuklardan resimleri kutulara atmaları istenebilir. Örneğin; Top resmini sarı kutuya at, kırmızı renkli bütün resimleri mavi kutuya at vb.
7. Çocuğun gözleri kapılıyken belirli bir yükseklikten bir plastik kutu içine bilyeler atılır ve çocuktan bilyelerin çıkardığı sesi dinleyerek toplam kaç bilye atıldığını bulmaları istenir.

8. Hazırlanan hareket serisi çocuğa anlatılır ve bu sırayı takip ederek çocuğun uygulama yapması istenebilir. Örneğin; Bloğun  üstünden atla, sandalyenin altından emekleyerek geç, duvara dokun vb.
9. Yetişkin, el çırparak, ellerini dizlerine veya ayaklarını yere vurarak çıkardığı sesleri çocukların  taklit etmeleri isteyebilir. Örneğin; eller iki kez dize, bir kez birbirine vurulur vb.

10.Sayı, sözcük veya cümle dizisini tekrarlama çalışmaları yapılabilir. Sayıları tekrarlama çalışması kısa süreli bellek için çok uygundur. Örneğin; 2-8-9, ev-çiçek-top vb.

11.Çocuklara nesneleri hayvanları veya olayları anlatan basit bir hikaye okunabilir daha sonra hatırladıkları listelerin ve hikaye tekrar okunur. Hikayenin ne kadarını hatırladıklarına bakılır.


Bir önceki yazımız olan Güvenli Bağlanma Nedir ? başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.

İlgili Terimler :

nest...

oksabron ne için kullanılır patates yardımı başvurusu adana yüzme ihtisas spor kulübü izmit doğantepe satılık arsa bir örümceğin kaç bacağı vardır