Titanik neden battı, geminin batmasına neden olan sebepler arasında şu ana kadar sayılanların haricinde yeni bir gelişme var mı? Dünyaca ünül zengin iş adamlarının da aralarında bulunduğu bir kafilenin Titanik gemisinin enkazını ziyaret etmek istemesi esnasında kaybolması sonrasında meşhur seyahat gemisi yeniden gündem oldu. Gelen soruların başında ise geminin neden battığıdır. Yani özetle Titanik neden battı sorusu yeniden gündemde. Peki, Titanik neden battı? Titanik enkazı neden çıkarılmıyor?
TİTANİK NEDEN BATTI?
Titanik'in batışının kesin nedenleri arasında birkaç faktör bulunmaktadır. İşte bu faktörlerden bazıları:
Tarihi bilgi olarak bilinen; Titanik, 14 Nisan tarihinde Atlantik'te bir buz dağına çarptı. Çarpışma sonucunda geminin sağ tarafında bir dizi yarık oluşmuş ve su almaya başlamış. Bu, geminin batışında en belirleyici faktör olarak kabul edilir.
Titanik'in yapımında kullanılan tasarım ve malzemeler, su geçirmez bölmelerin yanı sıra geminin güverteleme sistemi açısından da eleştirilmiştir. Gemideki su geçirmez bölmeler arasında yeterli yüksekliğe sahip bölmeler bulunmamaktaydı. Bu da suyun bölmelerin üzerinden geçerek diğer bölgelere yayılmasına ve geminin daha hızlı batmasına yol açmış olabilir.
Bazı teorilere göre, Titanic'in ikiz gemisi Olympic'in önceki bir çarpışmadan dolayı hasar görmesi ve bu hasarın Titanic'e transfer edilmesi söz konusu olabilir. Ancak bu teori tartışmalıdır ve kesin olarak kanıtlanmamıştır.
Geminin güvenlik önlemleri ve kurtarma ekipmanlarının yetersizliği de batışta etkili olmuştur. Kazadan sonra yapılan araştırmalarda, yolcu kapasitesi için yeterli cankurtaran botu bulunmadığı ve mürettebatın kurtarma operasyonunda eksiklikler olduğu ortaya çıkmıştır.
Titanik'in batışı karmaşık bir olaydır ve birden çok faktörün bir araya gelmesiyle gerçekleşmiştir. Buz dağı çarpışması, güverteleme tasarımı, güvenlik önlemlerinin yetersizliği gibi etkenlerin birleşimi, faciaya yol açmıştır. Ancak her bir faktörün rolü ve etkisi üzerinde hâlâ tartışmalar devam etmektedir.
ÇEŞİTLİ TEORİLER
Titanik'in nasıl battığını merak eden birçok kişi var. Bu konuda ortaya atılan birkaç teori bulunuyor. Bir teoriye göre, geminin su geçirmez kapıları açık bırakıldığı için batması engellenemedi. Bu teoriye göre, su geçirmez bölmelerin tamamen kapatılmaması veya açık kalan kapıların suyun diğer bölgelere yayılmasına izin vermesi sonucunda gemi su almaya devam etti ve battı.
Başka bir teori ise, geminin kömür kazanında çıkan bir yangının batışa yol açtığını öne sürüyor. Bu teoriye göre, yangın geminin yapısını zayıflattı ve çarpışma anında daha kolay kırılmasına neden oldu.
İlginç bir teori ise Titanik'in ikiz gemisi Olympic'in battığı yönünde. Bazı iddialara göre, Olympic'in sigorta dolandırıcılığına karıştığı ve kaza sonrası gerçek geminin yerine Titanic'in Olympic olarak sunulduğu iddia ediliyor. Bu teoriye göre, gerçek Titanic hâlâ denizde dolaşıyor.
Bunların yanı sıra, pek bilinmeyen bir teori de bulunuyor. Titanik'in üçüncü kaptanı David Blair, gemiden hızla ayrılarak başka bir gemiye geçmişti. Blair'in acelesi hâlâ net olarak bilinmese de, yanında götürdüğü bir anahtar, Titanik'in kaderini etkileyecekti. Bu anahtar, geminin gözlem kulesindeki bir dolaba aitti ve içerisinde bir dürbün bulunuyordu. Teoriye göre, gemideki dürbünün eksikliği nedeniyle buz dağı fark edilemedi ve çarpışmadan kaçınılamadı.
Tabii ki, bu teorilerin hiçbiri kesin olarak kanıtlanmış değil ve Titanik'in batışı hâlâ büyük bir tarihî gizem olarak kalmaya devam ediyor.
ARAŞTIRMACILAR NE DİYOR?
Hepimiz ünlü Titanic gemisini, onun filmini, Leonardo DiCaprio'yu, romantik sahnelerini ve hatta müziğini çok iyi biliriz. Ancak kaçımız gerçekten Titanic'in neden battığını merak ettik? Kaçımız onu üreten mühendislerin neden Titanic hakkında "Bu gemi her koşula dayanıklı olarak tasarlandı, onu Tanrı bile batıramaz!" dediğini düşündük? İşte yazımızın başladığı nokta tam olarak burası.
Öncelikle belirtmek gerekir ki, Titanic kendi zamanının en ileri teknolojisi olan "Su Geçirmez Bölmeler (Bulkhead)" teknolojisini kullanan ilk gemi olarak öne çıkıyor. Peki, bu "Su Geçirmez Bölmeler" ne anlama geliyor? Hemen açıklayalım. Geminin güvertesinin altına, gemi üretim aşamasındayken baştan kıça doğru su geçirmez bölmeler yerleştirilir. Olası bir kazada geminin herhangi bir bölgesinde bir delik açılırsa ve gemi su almaya başlarsa, o bölgedeki su geçirmez bölmeler kapatılır ve su sadece deliğin olduğu bölgede tutulur. Böylece su, bir veya birkaç bölme arasında hapsedilerek geminin diğer bölgelerine yayılması engellenir. Kısacası, "Su geçirmez bölmeler" budur. İşte bu yüzden Titanic'i üreten mühendisler, Titanic için "Bu gemi her duruma dayanıklı olarak tasarlandı, onu Tanrı bile batıramaz!" demişlerdir. Ancak, bu ileri teknolojiye rağmen nasıl oldu da bu devasa gemi battı? Bunun daha iyi anlaşılması için birazdan açıklayacağız.
Şimdi hepimizin bildiği senaryoya gelelim. Titanic, Atlantik Okyanusu'nda son hızla seyahat ederken aniden sis içinde bir buz dağı görülür. Çarpışmadan kaçınmak için geminin dümeni tam tur sola çevrilir. Ancak bu hamle bile Titanic'in buzdağına çarpmasını engelleyemez. Geminin baş kısmının sağ tarafı su almaya başlar. Buraya kadar her şeyi biliyoruz. Ancak asıl olay, bundan sonra başlar. Çarpışmadan sonra kaptanın emriyle hemen geminin ön tarafındaki su geçirmez bölmeler kapatılır. İşte felaketin asıl başlangıç noktası bu karardır. Geminin kaptanı, bölmelerin kapatıldığından dolayı Titanic'in batmayacağından o kadar emindir ki, gemi su almasına rağmen başlangıçta hiç alarm vermez ve durumu oldukça sakin karşılar. Ancak bu yanlış güven birçok can kaybına ve gelmiş geçmiş en büyük deniz faciasına yol açar.
Gemi yönetimi, su geçirmez bölmelerin kapatıldığı için yaklaşık 1 saat boyunca herhangi bir ciddi sorun olmadığı gibi davranır. Ancak bu 1 saatlik süre içinde geminin ön tarafında biriken su eşit bir şekilde gemiye yayılmaz ve geminin ön tarafı ağırlık kazanarak kıç tarafını yukarı kaldırmaya başlar. İşte bu noktadan sonra acil durum alarmı verilir ve ilk can kurtarma filikaları, öncelikli olarak kadın ve çocuklar olmak üzere suya indirilmeye başlanır. Ancak geminin ön tarafındaki su geçirmez bölmeler tamamen suyla dolunca geminin kıç kısmı havaya kalkar. Bu yük farkını kaldıramayan gemi ortadan ikiye bölünür. Geminin kırıldığı noktalardan kopan parçaların insanların üzerine düşmesi veya doğrudan geminin insanların üzerine çökmesi sonucunda birçok kişi hayatını kaybeder. Kırılmadan kurtulanlar bile, -2 derecede Atlantik Okyanusu'nun sularında 10 dakikadan daha kısa bir sürede hipotermiden ölür. Yani, birçok insanın düşündüğünün aksine boğulmak veya balıklar tarafından yenmek yerine, vücut sıcaklığının aşırı düşmesi sonucu çok kısa bir sürede hayatını kaybederler.
Son olarak, Titanic toplamda 2 saat 10 dakika içinde, özellikle gemi kırıldıktan birkaç dakika sonra battı. Kazadan hemen sonra yapılan araştırmalara göre, eğer su geçirmez bölmeler açılmayıp içeri giren su gemiye eşit bir şekilde dağıtılsaydı, geminin yaklaşık 10 saat içinde batması beklenirdi. Bu durumda Titanic'e ilk yardıma gelen geminin kazadan 4 saat sonra gelmesi göz önüne alındığında, Titanic'te en çok güvendikleri teknolojinin yanlış kullanımı sonucu bu kadar çok can kaybı yaşandığını söyleyebiliriz. Başka bir deyişle, "Bu gemiyi Tanrı bile batıramaz" söylemiyle övülen su geçirmez bölme teknolojisinin yanlış kullanımı, geminin hızla batmasına ve kişinin ölümüne yol açan bir facianın en büyük nedenidir. Gerçekten de ironik, değil mi?