rüzgarda salinan nilüfer / Rüzgarda Salınan Nilüfer Film Eleştirisi ve Yorumlar - OrtaKoltuk

Rüzgarda Salinan Nilüfer

rüzgarda salinan nilüfer

Barış Saydam

, İstanbul doğumlu. Lisans, yüksek lisans ve doktora eğitimini Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Sinema Bölümü'nde yaptı. Altyazı dergisinde sinema eleştirileri yazmaya başladı. ’de Avrupa Sineması isimli web sitesini kurdu. yılları arasında Hayal Perdesi dergisinde web sitesi editörlüğü yaptı ve derginin yayın kurulunda görev aldı. TÜRVAK bünyesinde çıkartılan Cine Belge isimli derginin yazı işleri müdürlüğünü yaptı. ’den beri Sinematek Derneği’nde Film Analizi dersi veriyor. yılları arasında Türk Sineması Araştırmaları (TSA) projesinde koordinatör yardımcılığı ve içerik editörü olarak görev yaptı. yılları arasında İstanbul Şehir Üniversitesi'nde ders verdi. yılları arasında Sinema Yazarları Derneği'nin (SİYAD) genel sekreterliğini üstlendi. Ayrıca Giovanni Scognamillo’nun Gözüyle Yeşilçam(), Sinemada Tarih Yazımı (), Erol Ağakay: Yeşilçam’a Adanmış Bir Hayat (), Oyuncu, Yönetmen, Senarist, Yapımcı Yılmaz Güney ()- Burçak Evren'le ortak-, Karanlıkta Işığı Yakalamak: Ahmet Uluçay Derlemesi (), Aytekin Çakmakçı: Güneşe Lamba Yakan Adam (), Osmanlı’da Sinematografın Yolculuğu () [], Derviş Zaim Sinemasına Tersten Bakmak () – Tuba Deniz’le ortak-, Orta Doğu Sinemaları () – Mehmet Öztürk’le ortak-, Türkiye’de Sanat Sineması () isimli kitapları da bulunuyor.

Rüzgarda Salınan Nilüfer

Rüzgarda Salınan Nilüfer

İlk filmi “Çoğunluk” ile Venedik Film Festivali’nde “Geleceğin Aslanı” ve Altın Portakal Film Festivali’nde “En İyi Yönetmen” ödüllerini kazanan ve günümüze değin birçok başarılı film ve diziye imzasını atan yönetmen Seren YÜCE’nin yapımı ve Montreal Dünya Filmleri Festivali’nden “En İyi Senaryo” ödülüyle dönen “Rüzgarda Salınan Nilüfer”, yine adından oldukça söz ettiren filmlerinden birisi.

Film, orta-üst sınıf olarak konumlandırılabilecek ailelerin (Korhan-Handan ve Aykut-Şermin çiftleri) günlük yaşamları üzerinden kesitler sunarken, radikal olay örgüleri olmaksızın onların yaşamlarını mercek altına alıyor. Filmin belirli bir sınıfın mensubu olan ailelerin yaşamlarını konu alması her ne kadar filmi toplumsal ve politik bir açıdan değerlendirmek için elverişli hale getirse de, tercihimi Colette Dowling’in yazarlığını, Selçuk Budak’ın ise Türkçe’ye çevirmenliğini üstlendiği “Sindrella Kompleksi : Çağdaş Kadının Bağımsızlık Korkusu” isimli kitap eşliğinde “Handan” karakterini yorumlamaktan yana kullanacağım.

Sindrella Kompleksi

Bilindiği üzere, anne –babalar kız çocuklarını erkek çocuklarına kıyasla daha korumacı ve sakınmacı bir davranış örüntüsü ile yetiştirmekte fakat bu yetiştirme tarzı kız çocuklarının ilerleyen zaman dilimlerinde tek başınalıklarını sağlıklı bir şekilde deneyimlemelerine ve dışadönük bir kişilik geliştirmelerine engel teşkil etmektedir. Özgüvenli bir çocuk olması adına anne ve babası tarafından yeterli bir yatırımda bulunulmayan kız çocuğu ise hayatının yetişkinlik dönemlerinde yetiştirilme tarzına uygun olarak kendileri için belirlenen toplumsal rolün dışına çıkmakta zorlanmaktadır.

Eğitim-öğretim süresi zarfında, akademik başarı açısından değerlendirildiğinde, erkek çocuklara göre akademik başarısı yüksek olan kız çocuklarının, eğitim hayatını tamamlayıp, iş yaşamına geçtiklerinde başarılı olmaya yönelik arzularında ve motivasyonlarında büyük bir düşüş yaşandığı gözlenirken, kadınların eğitim ve öğretim hayatında gösterdikleri azmi niçin koruyamadıkları ve iş yaşamına taşıyamadıkları düşündürücü olmaktadır. Denklemsel olarak bakıldığında, kadınlar akademik mecraları varoluşları ile bütünleştirmeyi kolay bulurlarken, iş yaşamında hırslı ve disiplinli bir yapıya sahip olmaya henüz hazır hissetmeyebilmektedirler. Bununla beraber, kadınların seçtikleri iş alanları gözden geçirildiğinde, seçilen iş alanlarının kadınların toplumsal rollerine uygunluk açısından bir paralellik taşıdığı ve toplumsal rollerine uygun düşmediği algısına sahip olduğu iş sahalarını kadınların tercih etmekte güçlük yaşadıkları görülmektedir. Örneğin, kadınların eşi ile birlikte değil de tek başına ev işleriyle hemhal olması ya da çocuklarının bakımını üstlenmesi gerektiğine dair inancı onların öğretmenlik, hemşirelik, hasta bakıcılığı, diyetisyenlik vb. mesleklere yönelmelerine sebebiyet vermektedir.

Ayrıca, yapılan araştırmalar, kadınların mevcut işlerinde yenilikçiliği benimsemek, yeni bir iş kurmaya dair girişimci olmak, terfi etmek ve işlerinden ayrılarak başka bir işe girmek konularında çekimser davrandıklarına ve iş hayatlarındaki düzene yönelik korumacı bir içgüdü ile hareket ettiklerine işaret etmektedir. Kadınların hangi maksatla iş alanlarındaki koşullarını muhafaza etmeye çalıştıkları ve niçin üst düzey pozisyonlar için gönüllü olmadıkları üzerine kadınlarla yapılan görüşmeler neticesinde, üst düzey pozisyonlarda çalışmayı gerektirecek kişilik özelliklerinin (azim, hırs, yenilikçilik, otorite figürü olma vb.) erkekler tarafından kabul görmede hoş karşılanmayacağını düşünmelerinin yattığı anlaşılmaktadır. Görüşmeler yalnızca bununla da sınırlı kalmamış ve üst düzey pozisyonlarda çalışan kadınlarla yapılan görüşme içeriklerinde, iş hayatında yüksek performans sergileseler dahi yaşamsal memnuniyetleri hakkında kadınların kendilerini tatminkâr hissetmedikleri ve aslında başarılı olmanın kadınlara kendi başlarının çaresine bakmaları ve düzenlerine yalnız bir şekilde devam etmeleri gerektiğini hatırlattığı ortaya çıkmaktadır.

Sindrella kompleksine göre kadınlar, kendi ayakları üzerinde yaşamlarına idame ettirebilmek adına her türlü donanıma sahip olsalar dahi yetiştirilme kültüründen kaynaklı, bir erkek tarafından korunmaya, kurtarılmaya, bakımlarının üstlenilmesine ve güvende oldurulmaya arzu duyabilmektedirler. Söylemsel olarak her ne kadar kadınlar bunun aksi yönde ifadeler kullansalar da, derinlerde bir yerde hala erkeklerin tedarikçi kadınların ise bakım veren pozisyonlarını doldurmalarının lazım geldiği fikrini benimseyebiliyorlar. Bu fikrin sürekliliği, kadınlar ve erkekler arasında bağımlı ilişkinin sinyalini verebilmektedir. Çalışma hayatında aktifleşmesi durumunda ise, kadın bakım veren pozisyonunu terk etmek yerine her iki pozisyonu birden karşılamaya çalışmakta ve omuzlarındaki yükü arttırma yolunu seçmektedir.

Kitap başlığından da çıkarımsayacağımız üzere, çağdaş yaşamda kadınlar bir bağımsızlık korkusu yaşıyorlar ve kendi yaşamsal sorumluluklarını almakla ilgili isteksiz davranabiliyorlar. Günümüz dünyasında aile evinden ayrılan ve ekonomik bağımsızlığını elde eden kadınlar var olan özgürlüklerini değerlendirme ve kendilerini geliştirmeleri konusunda tereddüde düşüyorlar. Oldukça şaşırtıcı olan noktalardan biri de evli olmayan kadınların, yalnız oldukları yaşam süresince kullandıkları bilgi ve becerilerinin çoğunu evli iken kullanmayı reddetmeleri ve sahte bir güven duygusu yaratan ve beklentilerinin karşılanmadığı ilişkilerine devam etmeleri oluyor. Mutsuz hissedilen bu ilişkilerde, ilişkiyi devam ettirmemeye yönelik arzular ve bağımsız olmaktan duyulan korku arasında yaşanan içsel çatışma kadının mevcut enerji ve hareketlilik kapasitesini azaltmakta ve azalan enerji ve hareketlilik kapasitesi de değişim için bir adım atma ihtimalini köreltmektedir.

Çağdaş Bir Kadın Olarak “Handan” ve Bağımsızlık Korkusu

Handan, şirket sahibi eşi Korhan ve kız çocukları Aleyna ile İstanbul’un lüks semtlerinden birinde ikamet eden ve herhangi bir işte çalışmayan bir kadın karakter. Rutinini, evin işlerini eve gelen yardımcı kadın üzerinden takip etmek ve kızı Aleyna’nın eğitimine yardımcı olmak üzerinden kurgulayan Handan’ın film boyunca kendi hayatına yerleşme çabası mevcut. Yerleşemiyor çünkü anlam bulamıyor, yerleşemiyor çünkü ait/değerli hissetmiyor. Daha filmin başlarında, şöbiyet tatlısıyla ilgili sahnede karşılaşıyoruz Handan’ın Korhan ile kurduğu ilişkideki pasif agresif davranış örüntüsüne :

K : Şöbiyeti attın mı?

H :Evet tatlım, kaymağı sararmıştı. (İç ses:Attım a.k. şöbiyetini!)

Dikkatle incelendiğinde, kendini ifade etme kabiliyeti yerinde, bir restorantta tek başına siparişini verebilen ve bir alışveriş merkezinde dilediğince zaman geçirebilen bir kadın olan Handan, mevcut becerilerini bağımsızlığı doğrultusunda kullanmada sorun yaşıyor. Varoluşunu ilişkisi üzerinden tanımlaması sebebiyle, kendi adına bir karar vermede, verse dahi bu kararı uygulamada ve sürdürebilmede güçlük çekiyor. Bir kafe açmak istiyor önce fakat uygun bir dükkânın bulunmasıyla ilgili desteği eşi Korhan’dan bekliyor. Aile olarak görüştükleri arkadaşı Şermin’in yazarlığına özeniyor sonra. Şermin’in kitabını okuyor ve tabiri caizse “onun gibi” yazmaya çalışıyor. Yazdığı metinleri ona gösteriyor. Onun yazdığı çalışmaların bir fotoğrafını alıyor. Kitap işi sarmayınca bir kitap-kafe açma fikrine evriliyor planları ve bu planına dair Şermin’e ortaklık teklif ediyor. Handan’ın aksine Şermin bireyselliğinin farkında, kendini ve dünyayı anlamaya dair daha yoğun bir ilgide, yazarlık mesleği ile kendi ayakları üzerinde ve bağımsızlığı için net bir duruş ortaya koyabilen bir karakter olarak yansıtılıyor. Handan ise düşünceleri arasında savruluyor yani su durgun olsa da rüzgârda salınan bir nilüfer oluyor.

Bununla beraber, Handan ve Korhan arasındaki duygusal ve cinsel paylaşım yok denebilecek kadar az. O günün nasıl geçtiğine dair sözel iletişimlerindeki kısırlık birçok sahnede göze çarpıyor. Film boyunca derin ve yapıcı bir sohbete denk gelemiyoruz çift arasında. Konuşulanlar da, ya Handan’ın bir türlü hayata geçiremediği iş planlarına dair beklediği destekle ya da çiftin çocukları Aleyna’nın kursları ile ilgili. Genellikle farklı zaman dilimlerinde yatağa giriyorlar. Cinsellikle alakalı tutumlarını ise birbirlerine sırtları dönük şekilde yatağa her uzanışları ele veriyor. Tamamen temastan yoksun bir ilişki onlarınki. Eşi ile cinsel paylaşımda bulunmak yerine, internet üzerinden tanıştığı kişilere yönelmeyi yeğliyor Korhan. Hatta, askerlik arkadaşı Aykut’un eşi Şermin’le dahi yakınlaşmaya çalışıyor ve Şermin tarafından reddedildikten sonra Handan’ı ilişkiye girmeye zorlaması söz konusu oluyor.

Ayrıca, Handan’ın herhangi bir işte çalışmıyor oluşu, evin ekonomik yükünün tamamını Korhan’ın sırtlamasına neden oluyor. Korhan için aldığı hediyeleri dahi Korhan’ın maddi imkânları üzerinden elde etmesi filmin ironik taraflarından. Korhan’ın evin maddi ihtiyaçlarını karşılayan “tedarikçi” rolüne karşılık Handan, eşinin ve çocuğunun ev içerisindeki ihtiyaçlarını karşılayan “bakıcı” rolüne soyunuyor. Eve gelen yardımcı, yemekleri hazırlıyor olsa da, yemeklerin sofraya olan servisini Handan yapıyor. Bir defasında sofrayı hazırlamaya yeltenen Korhan, Handan tarafından ikaz ediliyor ve kendine ait olmayan bu rolden uzaklaştırılıyor. Diğer bir deyişle, herhangi bir rol dağılımının olmadığı ve herkesin her işi yapabildiği sağlıklı bir çiftin davranışlarına, bağımlı bir çiftte rastlamak mümkün olmuyor.

Filmin ilerleyen süreçlerinde, Handan Korhan’ın ilişki dışı ilişkileri hakkında bir farkındalığa sahip oluyor ve oluşan bu farkındalık karşısında nasıl bir pozisyon alması gerektiğini kestiremiyor. Bu noktadaki içsel çatışmasını sonlandırmak adına arkadaşı Şermin’e “Sen olsan ne yapardın” diyerek akıl danışıyor. Handan’ın akıl danışması göze alamadığı bağımsızlığından kaçarak, Korhan’ın ilişki dışı ilişkisini normalleştirmeye hizmet ediyor. Konuyla ilgili Şermin’den arzuladığı onaylanmayı kazanamayan Handan her erkeğin “aldatacağı” fikrini ortaya koyarak, ilişkisinin devamlılığı için bir savunma mekanizması geliştiriyor. Handan’ın kendi duyguları anlamaktan ve bağımsızlık korkusuna karşı koyarak yaşamsal sorumluluğunu almaktan bu denli uzak oluşu, bir erkek tarafından korunmaya, kurtarılmaya, bakımının üstlenilmesine ve güvende olmaya arzu duymasından kaynaklanıyor. Evliliğinin ona verdiği sahte bir güven duygusu ise beklentileri karşılanmadığı halde evliliğini sürdürmesine zemin hazırlıyor.

Filmin çözülme sahnesinde ise, Handan’ın hevesleri günden güne değişen kızı Aleyna ve özenti ile başlayarak gittikçe koyulaşan bir rekabet duygusu üzerinden arkadaşlık ilişkisini var ettiği Şermin’in oğlu Poyraz arasındaki çocuksu yakınlaşma, Handan’ın aklına Şermin tarafından uğratıldığı son zarar olarak kazınıyor. Kültürel kodlanmaların ışığında Handan kızı Aleyna’yı sert bir dille uyarırken, Poyraz’ın davranışı ise annesi Şermin tarafından yumuşak bir üslup ile geçiştiriliyor. İki çocuğun maruz kaldıkları farklı yetiştirilme tarzlarının bir kız çocuğu olan Aleyna’nın yetişkinlik dönemine olacak yansımasının rol model aldığı annesi Şermin’in bir uzantısı niteliğinde olup olmayacağı merakı ile film sonlanıyor.

Yönetmen / Senaryo : Seren Yüce

Görüntü Yönetmeni : Barış ÖZBİÇEN

Kurgu : Mary STEPHEN

Müzik : Gökçe AKÇELİK

Oyuncular : Songül ÖDEN, Tolga TEKİN, Tülay GÜNAL, Eraslan SAĞLAM, Sezin BOZACI, Serkan KESKİN, Duru Lal PEKEL, Taha Yusuf TAN, Esme MADRA, Ayşe TUNABOYLU

Türkiye / Dramatik Komedi / Dk.

&#;Rüzgârda Salınan Nilüfer&#; ve burjuvazinin gizemsiz pespayeliği

Seren Yüce’nin ikinci ve son filmi "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer", MUBI platformunda gösterime aç&#;ld&#;. "Ço&#;unluk" () ile tan&#;d&#;k yönetmeni. Hap hâline getirilen bir bilgiyle dola&#;&#;mdayd&#; o zamanlar. “Mikro fa&#;izmi anlat&#;yordu” bize "Ço&#;unluk", çekirdekten nas&#;l bozuldu&#;umuzu. Babas&#; müteahhit olan Mertkan’&#;n, orta üst s&#;n&#;f mensubu bir ergen irisinin öyküsünü anlat&#;yordu film. Onun büyüme sanc&#;lar&#;, kar&#;&#; cinsle ili&#;kisi… Filmi izlemeyenleri yanl&#;&#; yönlendirmeyeyim, “ergen” dedim ya 'kaz&#;k kadar' adamd&#; Mertkan (Bartu Küçükça&#;layan), olgunla&#;mam&#;&#;t&#; sadece.

Yüce, uzun süre uzak kald&#; sinemadan ve ’da "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer" ile döndü. Ayr&#;ca 'Masum' ve 'Kulüp' dizilerinin de yönetmen koltu&#;unda oturdu&#;unu not dü&#;üp filme geçelim. "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer", yak&#;n dönem sinemam&#;zda “sol”dan burjuvaya ikinci bak&#;&#; denemesi… Kendini Dev-Yol gelene&#;ine yak&#;n bulan Ate&#; &#;lyas Ba&#;soy da "Bir Avuç Deniz" (Leyla Y&#;lmaz, ) filminin yap&#;mc&#;l&#;&#;&#;n&#; üstlenmi&#;ti. Seren Yüce de Ba&#;soy gibi reklam yönetmeni ve sol de&#;erlere yak&#;nl&#;k duydu&#;u anla&#;&#;l&#;yor.

Burjuvaziye bu merak neden? Üstelik sermaye s&#;n&#;f&#;n&#;n arz&#;endam&#; büyük ölçüde televizyon anlat&#;lar&#;na (Günümüz Ye&#;ilçam’&#;na) terk edilmi&#;ken? Yüce için söylersek, o yar&#; belgeselci bir sinema anlay&#;&#;&#;na sahip, sahadan foto&#;raf çekmeyi seviyor ve sinemas&#;n&#; kesitin aktar&#;m&#; biçiminde in&#;a ediyor. "Ço&#;unluk" da benzer geli&#;iyordu. Elbette finaller biraz daha sembolik ama anlam&#; peki&#;tirmeye yarayan ba&#;laçlar gibi, onlar&#; anlat&#;dan ç&#;kard&#;&#;&#;m&#;z takdirde çarp&#;c&#; bir de&#;i&#;im ya&#;anmayaca&#;&#;n&#; öne sürebiliriz. Söz gelimi "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"i üç-be&#; sahne erken bitirsek, bu ald&#;&#;&#;m&#;z sahneleri bir parça de&#;i&#;tirip ba&#;a eklesek ne de&#;i&#;ir? Asl&#;nda iki &#;ey de&#;i&#;ir. Filmin sonundaki k&#;r&#;lma eksik kalaca&#;&#;ndan dramatik yap&#; sakatlan&#;r ve ba&#;ta verilen çürüme, k&#;lavuz niteli&#;ini yitirir. Öyleyse "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer" nas&#;l ba&#;l&#;yor, nas&#;l geli&#;iyor bir bakal&#;m

Orta-üst s&#;n&#;fa mensup iki aile. Birer çocuklar&#; var çiftlerimizin. Yak&#;n arkada&#;lar, çocuklar&#; da birbirleriyle vakit geçiriyor. Kayna&#;m&#;&#;lar iyice, hafta sonlar&#;n&#; birlikte geçiren tiplerden… Korhan (Tolga Tekin) ve Handan (Songül Öden) daha zengin olanlar&#;, &#;ermin (Tülay Günal) ile Aykut (Eraslan Sa&#;lam) anla&#;&#;ld&#;&#;&#; kadar&#;yla grafik tasar&#;m i&#;leriyle u&#;ra&#;an, görece orta hâlli ve entelektüel bir aile. Aykut ve Korhan yak&#;n arkada&#;lar ki aç&#;kças&#; filmde bu yak&#;nl&#;&#;&#; pek hissedemiyoruz. Handan ise &#;ermin ile eski arkada&#;, aralar&#;n&#;n bir dönem aç&#;ld&#;&#;&#;n&#; veya herhangi bir sebepten ötürü koptuklar&#;n&#;, tekrar bulu&#;tuklar&#;n&#; anl&#;yoruz.

Filme ba&#;lamadan yükün hangi çat&#;&#;maya bindi&#;ini belirlemekte fayda var. Bu film Aykut-Korhan’&#;n rekabetine mi yoksa Handan-&#;ermin çeki&#;mesine mi odaklan&#;yor? Bana kal&#;rsa ikisi de de&#;il, "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer" çocuklar&#;n öyküsü asl&#;nda… Büyükler, çocuklarda ele al&#;nm&#;&#;. Mikro düzey… Seren Yüce anlat&#;s&#;n&#;n maymuncu&#;u da bu zaten. Olabildi&#;ince minimal ancak iç içe geçmi&#; bir minimalizm ile hareket ediyor Yüce. "Ço&#;unluk"ta fa&#;izmi Mertkan’da cisimle&#;tiren yönetmen "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"de orta-üst s&#;n&#;f ili&#;kilerin ç&#;kmaz&#;n&#; ailelerin çocuklar&#;nda özetlemi&#; fakat bu kez aç&#;k kap&#; b&#;rakm&#;&#;. Çocuklar&#; yorumlayaca&#;&#;z. Filme bir yol girelim. Korhan tuvalette küçük ihtiyac&#;n&#; görüyor, fermuar&#;n&#; çekiyor. Ç&#;kmas&#;n&#; bekliyoruz fakat o da ne! Kirli sepetinden bir kad&#;n iç çama&#;&#;r&#; al&#;p kokluyor. Seyirci hâliyle &#;unu dü&#;ünüyor. Adam kendi evindeyse ve ili&#;ki hâlinde oldu&#;u kad&#;n&#;n iç çama&#;&#;r&#;n&#; kokluyorsa aralar&#;nda sa&#;l&#;ks&#;z (sapk&#;n) bir ileti&#;im var demektir. Fakat akla daha yatk&#;n&#; Korhan’&#;n misafirlikte olmas&#;…

Nitekim Korhan misafirlikte ve yak&#;n dostu &#;ermin’in çama&#;&#;r&#;n&#; kokluyor. Korhan’&#;n bir tesisatç&#;, tamiratç&#; olamayaca&#;&#;n&#; ancak misafirlikte bulunaca&#;&#;n&#; temiz giyiminden anl&#;yoruz. Çürümeyi veriyor Yüce, daha do&#;rusu orta-üst s&#;n&#;f&#;n ilk foto&#;raf&#;n&#; çekiyor. &#;lk foto&#;raf, neden koklanan iç çama&#;&#;r? Bu s&#;n&#;f, ahlaks&#;zl&#;&#;&#;yla ünlü de&#;il mi? Yüce en bilindik yerden ba&#;l&#;yor filmine: Ahlaks&#;z orta-üst s&#;n&#;f…

RÜZGÂRDA SALINAN ORTA-ÜST SINIF VE BURJUVAZ&#;N&#;N KÂ&#;ITTAN KAPLANI

&#;lerlemeden bir kafa kar&#;&#;&#;kl&#;&#;&#;n&#; gidermemiz isabet olacak. Biz bu kar&#;&#;&#;kl&#;&#;&#; gideremeyiz elbette! Sosyal bilimciler hayli zamand&#;r, neredeyse masallarda zaman birimi niyetine kullan&#;lacak denli uzun zamand&#;r çözümlemeye çal&#;&#;&#;yor orta s&#;n&#;f&#;n s&#;n&#;rlar&#;n&#;. Ho&#;, muhtemelen çabalar&#;ndan vazgeçtiler çünkü bir s&#;n&#;r bulamad&#;lar. Peki, filmimizdeki aileler burjuva m&#;? Burjuva, do&#;rudan iktisadi ve di&#;er yönden büyük ölçüde de kültürel bir niteleme… Toplumumuz netameli burjuva adland&#;rmas&#; yerine zengini, varl&#;kl&#;y&#; yer yer de vars&#;l&#; ye&#;liyor. Ve iktisadi aç&#;dan en belirgin de&#;erlendirmeyi belki “sermayedar” olarak görüyoruz. Mesela her sermayedar burjuva m&#;d&#;r? Su götürür… Ama nereden bakt&#;&#;&#;n&#;za göre de&#;i&#;iyor “zenginlik” dedi&#;imiz &#;ey. Açl&#;k s&#;n&#;r&#;nda ya&#;ayan ücretli köle için evi, arabas&#; olan zengindir. Burjuva ise hep ayn&#;d&#;r. Onun için de, herkes için de burjuva yine ve her zaman sembolik aileler ve televizyon programlar&#;na ç&#;k&#;p &#;iveli-&#;ivesiz ak&#;l veren güçlü figürlerdir! Zaten burjuvan&#;n en kayda de&#;er i&#;levi proletarya gibi dünya servetinde bir kutbu tarif edebilmesi… Hani Baudelaire’e atfedilen bir söz &#;öyledir; “&#;eytan&#;n en büyük hilesi insanlar&#; olmad&#;&#;&#;na inand&#;rmas&#;d&#;r” der &#;air. Bu haval&#; söz bize de ilham verir. Biz de diyebiliriz ki burjuvan&#;n en önemli hilesi de insanlar&#; varl&#;&#;&#;na inand&#;rmas&#;d&#;r! “Kâ&#;&#;ttan kaplan” yak&#;&#;t&#;rmas&#; ve üretimden gelen güç kullan&#;m&#; da buradan &#;ekillenmi&#;tir az çok.

Tam bu noktada ara katmanlar devreye giriyor. Bana kal&#;rsa ço&#;unlukla orta s&#;n&#;f biçiminde tan&#;mlanan tüm bu ara katmanlar “kar&#;&#;l&#;ks&#;z çek”e benziyor ve orta s&#;n&#;f naml&#; z&#;kk&#;m, yoksullar yoksullu&#;unu anlamas&#;nlar diye zenginler taraf&#;ndan uydurulmu&#; geçersiz bir öbek! Nereye çeksen oraya gidiyor bu ara katmanlar ve demin söz etti&#;im “zengin kimdir?” karma&#;as&#;na yol aç&#;yorlar. Bu karma&#;ay&#; Leyla Y&#;lmaz’&#;n yönetti&#;i "Bir Avuç Deniz"de ya&#;am&#;yorduk. Oradaki karakterler keskindi. Lüks spor arabalar&#;, kö&#;kleri, tekneleri falan vard&#;. Tüm göstergeler burjuvaziye dairdi. Filmimizde ise Korhan’&#;n tedirginli&#;ine &#;ahit oluyoruz. A&#;&#;r&#; para harcanmas&#;ndan rahats&#;z. Bu, zengini zengin yapan türden bir cimrilik de&#;il; hani öyle olsa biliriz, hâlden anlar&#;z! Korhan "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"in en pe&#;in satan&#; olmas&#;na kar&#;&#;n hâlâ üç kuru&#;un derdinde; demek ki bu çiftler de yerini yurdunu tam belirleyememi&#;ler, orta üst s&#;n&#;f söyleminin süper muallak konutlar&#;nda ikamet ediyorlar! Bu “üç kuru&#; avc&#;l&#;&#;&#;”n&#; orta üst s&#;n&#;f gözlem dosyas&#;na ili&#;tirelim. Yüce’nin incelikli gözlemlerine de&#;inece&#;iz, üst yap&#;da az daha soluklanal&#;m.

YÜCE F&#;LMLER&#;NDE ÖYKÜYE H&#;ZMET EDEN “H&#;ZMETÇ&#;” VE BA&#; KARAKTERLER&#;N OLGUNLA&#;MA-&#;ÇSELLE&#;T&#;RME PROBLEM&#;

Hizmetçi meselesine e&#;ildi&#;imizde yönetmenin ikinci maymuncu&#;u ile kar&#;&#;la&#;&#;yoruz. Yüce, anlat&#;s&#;nda s&#;n&#;flar&#; boyamak için bir “kontrast madde” kullan&#;yor. Bu kontrast ise hizmetçi… "Ço&#;unluk"ta da hizmetçi vard&#;, psikolojik zulüm görüyordu. "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"in hizmetçisi de (Ay&#;e Tunaboylu) azarlan&#;yor fakat ka&#;la göz aras&#;nda kula&#;&#;m&#;za bir &#;eyler f&#;s&#;ld&#;yor. “Hay&#;r” diyor, “bunlar has burjuva de&#;il”. “Neden?” diye soruyoruz hizmetçiye, diyor ki bize “has burjuvan&#;n hizmetçisi sahiplidir ve o sahibini her ko&#;ulda savunur”. Bu hizmetçinin çizdi&#;i profil haks&#;z say&#;lmaz. Ye&#;ilçam burjuvazi betiminde hizmetçiler daima sevimlidir ve tamamen teslim olmu&#; bir çizgide aktar&#;l&#;r. Bu betimin politik ba&#;lamda daha olgununu 12 Eylül sonras&#; sinemam&#;zda patronuna körü körüne ba&#;l&#; hizmetçide görürüz. 60’larda ev sahibinin ha&#;ar&#; çocu&#;uyla kö&#;e kapmaca oynayan hizmetçi (a&#;ç&#;, dad&#;, u&#;ak) darbe sonras&#; sinemam&#;zda sahibinin çilesine ortak olan s&#;rda&#; portresine evrilmi&#;tir. "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"in hizmetçisiyse çat&#;&#;may&#; örten de&#;il tetikleyen bir roldedir ve filmin sonunda üzerine vazife olmad&#;&#;&#; hâlde &#;ahitli&#;ini bildirir han&#;m&#;na.

Ve yava&#;tan filmin mesajlar&#;na geçebiliriz &#;lk elden ailelerin ayr&#;&#;t&#;&#;&#;n&#; fark ediyoruz. Yüce bunu ba&#;ar&#;yla yapm&#;&#;. Üç buçuk ba&#; kahraman kullanm&#;&#; filminde. Korhan-Handan çiftini ba&#;tan sona i&#;lerken di&#;er çiftin temsilini daha bask&#;n bir ki&#;ili&#;e sahip olan &#;ermin’e vermi&#;. Aykut silik kompozisyonuyla entelektüel ve gururlu çifti tamamlam&#;&#;. Neden öyle dedim? Korhan-Handan çifti tam manas&#;yla zengin fakat bir o kadar gurursuz bir çift! Ye&#;ilçam’&#;n &#;ematik kötülerini and&#;r&#;yorlar. &#;ermin ve Aykut ise aksine “iyi”ler. Kimseye zararlar&#; yok, geri plandalar ve bunu sindiriyorlar. Geri planda kal&#;&#;lar&#;nda kültürel iktidarlar&#;n&#;n pay&#; yads&#;namaz. Hani &#;u AK Parti’nin hep almak isteyip de alamad&#;&#;&#; kültürel iktidar var ya! &#;ermin-Aykut çifti ba&#;&#;rmadan da derdini anlatabiliyor, kar&#;&#; tarafa dert olabiliyor. Yükte hafif pahada a&#;&#;rlar.

Yüce, anlat&#;n&#;n merkezine Korhan-Handan çiftini koyarak bir mesaj veriyor asl&#;nda. Bu çift hiçbir anlamda pi&#;memi&#;. Bu çift "Ço&#;unluk"taki Mertkan’&#;n izdü&#;ümü… Bo&#; teneke ses ç&#;kar&#;r misali, gözümüze bat&#;yorlar ama iyi taraflar&#;ndan ziyade kusurlar&#;yla… Orta-üst s&#;n&#;f&#;n te&#;hiri bu çift üzerinden gerçekle&#;iyor. Asl&#;nda politik bir tercih bu… Vurun abal&#;ya durumu! Kültürel aç&#;dan zay&#;f, bulundu&#;u konumu özümseyememi&#;, ba&#;ka bir aç&#;dan ise yozla&#;m&#;&#; bir çiftin okka alt&#;na gitmesi &#;a&#;&#;rtm&#;yor. Yönetmen bu te&#;hiri entelektüel çift vas&#;tas&#;yla derinle&#;tirmiyor ve ilginç bir yönelim sergileyerek (ileri giderek) onlar&#; ma&#;dur düzlemine ta&#;&#;yor. &#;kinci mesaj &#;u: Orta-üst s&#;n&#;f yaln&#;z ahlaks&#;z de&#;il ayn&#; zamanda yozla&#;m&#;&#; ve çürümü&#;tür de. Çürüktür çünkü i&#;lemez. Yüce’nin Korhan-Handan tercihi daha net kavran&#;yor. &#;ermin-Aykut ikilisi masal&#;n k&#;rm&#;z&#; ba&#;l&#;kl&#; k&#;z&#; ve büyükannesi! Korhan-Handan ise i&#;lemeyip pas tutan bir demir plaka âdeta. Korhan i&#;e gitse de üretim sürecine dâhil de&#;il hatta yönetim sürecine bile dâhil oldu&#;u söylenemez. Handan ise maymun i&#;tahl&#;, “zengin bir koci&#;” bulmu&#; kendine, &#;imdi de vaktini ho&#; geçirmek maksad&#;yla kafe açman&#;n hesab&#;nda… Haz&#;ra o kadar al&#;&#;m&#;&#; ki kiral&#;k dükkânlara dahi e&#;inin bakmas&#;n&#; istiyor. Korhan-Handan’&#;n hayat&#; inan&#;lmaz s&#;k&#;c&#;… Cinsel hayatlar&#; yok, hiçbir &#;ey payla&#;m&#;yorlar, ayn&#; evin içinde iki yabanc&#;lar.

AY&#;EC&#;K’TEN ALEYNA’YA BURJUVA ÇOCUKLARIN TAL&#;HS&#;Z(!) SERÜVEN&#;

Çiftin k&#;zlar&#; Aleyna da (Duru Lal Pekel) bu yabanc&#;l&#;&#;&#; peki&#;tiriyor. Nereden nereye! Ye&#;ilçam’&#;n Ay&#;ecikleri burjuva ailelerinin dirlik düzeni için insanüstü emek sarf eder, bazen anneyi bazen babay&#; eve getirmenin yolunu arard&#;. Aleyna deseniz evdeki üçüncü yabanc&#;, hatta ya&#;ayan ölü! Bir sahnede tablet bilgisayarlar&#;na gömülmü&#; anne-babas&#;n&#; cep telefonuyla kaydediyor. Çürümenin sacaya&#;&#; oluyor. &#;ermin’e göre o daha on ya&#;&#;nda! Lakin Ay&#;ecik de on ya&#;&#;ndayken sokaklara dü&#;üp ya&#;am sava&#;&#; veriyordu; üstüne ailesini bar&#;&#;t&#;r&#;yor, tek ba&#;&#;na mutlu son getiriyordu. Aleyna k&#;z&#;m&#;za ma&#;allah! Bir elinde piyano tu&#;lar&#; ötekinde ayna, umurunda m&#; dünya! &#;üphesiz Ay&#;ecik ile Aleyna’y&#; dönemlerinden ba&#;&#;ms&#;z okuyamay&#;z. Ay&#;ecik’in 60’lar&#; yerli burjuvazinin kök sald&#;&#;&#; y&#;llar&#; kar&#;&#;lamaktad&#;r. Burjuvazi h&#;rsl&#;d&#;r, gözü aç, bile&#;i kuvvetlidir. Patronlar&#;n i&#;çilerle birlikte tezgâh ba&#;&#;nda çal&#;&#;t&#;&#;&#; filmler izleriz. &#;&#;çiyi küstürmeden sömürmek esast&#;r. Günümüzdeyse burjuvazinin gözü doymam&#;&#;t&#;r fakat yasal z&#;rh&#;ndan ötürü savunma &#;evkini, s&#;n&#;fsal reflekslerini bir ölçüde yitirmi&#;tir. 12 Eylül sonras&#; zaten hizmetinde bulunan devlet ki&#;i ve kurumlar&#;n&#; tamamen güdümüne alarak yeni dokunulmazl&#;klar kazanm&#;&#;t&#;r. Ki bu durum onlar&#; ister istemez rehavete sürüklemi&#;tir. Y&#;lmaz Güney’in "Arkada&#;" filmine yine gelece&#;im ama önce basit bir ayr&#;m yapay&#;m. "Arkada&#;"&#;n burjuvazisi epey ahlaks&#;zd&#;r, manen yozla&#;m&#;&#;t&#;r fakat madden çürümemi&#;tir. Kaidesini korumak zorundad&#;r çünkü fabrikalarda toplumsal mücadele neticesinde bilinçlenen i&#;çilerin grevleri alm&#;&#; yürümü&#;, kora kor bir sava&#; ba&#;lam&#;&#;t&#;r. Bu s&#;n&#;f gard&#;n&#; indiremez oysa "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"deki orta-üst s&#;n&#;f ihtiyat&#; elden b&#;rakm&#;&#;t&#;r. Korhan’&#;n müsriflik kar&#;&#;t&#; birkaç itiraz&#; d&#;&#;&#;nda herkes s&#;n&#;f&#;n&#;n sonsuz bir güvence sa&#;lad&#;&#;&#;na inanmaktad&#;r. Handan’&#;n i&#; kurma sevdas&#; da bu rahatl&#;ktan ötürüdür. Tekrar 60’lar temsiline dönersek, havai davran&#;&#; ve tutumlar&#; ay&#;playan burjuvalar bo&#;a geçirecek bir anlar&#;n&#;n dahi olmad&#;&#;&#;n&#; savunurlar. Üçüncü mesaj&#;n yine kültürel iktidar do&#;rultusunda verildi&#;ini belirleyebiliriz. Kad&#;n figürünün i&#;leni&#;i her iki ailede farkl&#;… &#;ermin güçlüdür ve yazar karakterin filmdeki en güçlü ki&#;i olmas&#; anlat&#;n&#;n ideolojisine de uygundur. Handan ise her &#;eye heveslenir; k&#;skançt&#;r, dedikoducudur, tüm kötülükleri toplam&#;&#;t&#;r varl&#;&#;&#;nda.

Filmin zay&#;f bir yan&#; olarak Korhan-Handan çiftine fazla oynamas&#;n&#; saymal&#;. Bu çift her iki taraftan da uçla&#;t&#;r&#;lm&#;&#;, kendilerine alternatif bir ya&#;am olana&#;&#; sunulmam&#;&#;t&#;r. Diyalekti&#;e ayk&#;r&#; bir durum söz konusudur. Öte yandan "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer", Aleyna ve Poyraz’&#;n (Taha Yusuf Tan) öyküsüyle alt metnini güçlendirmi&#;tir. Korhan-Handan çiftinin çocuklar&#;n dostane ili&#;kisine müdahalesi filmde güçlü ve kötücül olan kesimin bilincine dair ipucu ta&#;&#;maktad&#;r. Bu çift suçluluk psikolojisi içindedir ve gerginlikten faydalanarak vicdan azab&#;ndan s&#;yr&#;lmay&#; arzu etmektedir. Korhan, tuvalette &#;ermin’i s&#;k&#;&#;t&#;r&#;r. Handan bundan haberdar de&#;ildir zira k&#;skançl&#;&#;&#;ndan burnunun ucunu göremez hâldedir. O da &#;ermin’in kitab&#;ndan kopya çekmektedir. Aleyna ile Poyraz ise büyümü&#; de küçülmü&#;lerdir. Aileleri onlara bir misyon yüklemi&#;tir. Bu olumsuz imaja bir kez daha Korhan-Handan çiftinde rastlar&#;z. Aleyna, &#;&#;mar&#;k ve utangaç bir çocuktur. Ebeveynlerin komplekslerine kap&#;lm&#;&#;t&#;r. Annesini taklit etmektedir. Diyet yapmaktad&#;r. Piyano kursu almakta, me&#;gale aramaktad&#;r. Proje çocuk prati&#;ine örnek verilebilir fakat üzerine titrenen bir çocuk denemez.

ÇÜRÜMEN&#;N HÂL-&#; PÜRMELAL&#;: K&#;B&#;R, HASET, ÖYKÜNME VE F&#;LME ALINMAYACAK B&#;RÇOK &#;EY

Tekrar "Arkada&#;" filmini anal&#;m. Vurucu bir sahnesinde Azem, eski arkada&#;&#; Cemil’i k&#;n&#;yordu. Sahnede Cemil, dost meclisinde “kar&#;s&#; güzel olanlar&#;n kar&#;m&#; öpmesinde bir sak&#;nca yok” diyordu. Bu öde&#;me önerisi "Rüzgârda Sal&#;nan Nilüfer"de çocuklar&#; da denkleme sokan bir biçimde gündeme gelmi&#;tir. Korhan &#;ermin’i öpmek istemi&#;, &#;ermin’in o&#;lu Poyraz da Korhan’&#;n k&#;z&#; Aleyna’y&#; öpmü&#;tür. Korhan-Handan çifti pi&#;kin bir tutum tak&#;narak, ufac&#;k bir çocu&#;un masum öpücü&#;ünü kendi dünyalar&#;ndaki s&#;n&#;rlara yorup, t&#;kanan ili&#;kilerini açmaya koyulmu&#;tur. Poyraz’&#;n Aleyna’y&#; öpmesi öncelikle Korhan’&#;n i&#;ine gelmi&#;tir. Böylece &#;ermin’den uzakla&#;maya bahane yaratm&#;&#;t&#;r. Bu f&#;rt&#;nada meseleyi akl&#;selim kar&#;&#;layan tek ki&#;i &#;ermin’dir ki daha evvel belirtti&#;im üzere &#;ermin yönetmenin temiz tuttu&#;u ayd&#;n karakterdir ve bozulmu&#;lu&#;u kar&#;&#;lamaz. Çat&#;&#;man&#;n olumlu taraf&#;ndad&#;r; üretkendir &#;ermin, yeni kitab&#;n&#; yazmakta, zaman&#;n&#; k&#;ymetli harcamaktad&#;r. Bu yönüyle ayr&#;&#;t&#;&#;&#; çevresi onu alabildi&#;ine k&#;skan&#;r. Yaln&#;z Handan de&#;il bir di&#;er ortak dostlar&#; Nilüfer de (Sezin Bozac&#;) kibirli bulur &#;ermin’i. Fakat as&#;l s&#;k&#;nt&#; &#;ermin’in cesur hareket edip bir de&#;er yaratmas&#;, amiyane tabirle kendi ayaklar&#; üzerinde durmas&#;d&#;r.

Yüce’nin filminde k&#;skançl&#;&#;&#;n öne ç&#;kt&#;&#;&#;n&#; görüyoruz. Y&#;k&#;c&#; bir tutku kisvesinde k&#;skanmak… Zeki Demirkubuz, filmografisinde en ayr&#;ks&#; eseri, Nahid S&#;rr&#; Örik’in 'K&#;skanmak' adl&#; roman&#;ndan uyarlam&#;&#; (), ayn&#; ad&#; ta&#;&#;yan filminde 30’l&#; y&#;llar Cumhuriyet’ine, Zonguldak’a uzanm&#;&#;t&#;. O filmde de “ileri gelenler” s&#;rtl&#;yordu öyküyü ve temeldeki aile burjuvaziye de&#;ilse bile orta-üst s&#;n&#;fa konumlan&#;rken iki karde&#; aras&#;nda geli&#;en k&#;skançl&#;k duygusu özellikle k&#;z karde&#;in saplant&#;l&#; tavr&#; y&#;k&#;c&#; bir sonuca sürüklüyordu kahramanlar&#;. K&#;skançl&#;&#;&#;n orta-üst s&#;n&#;fa dair anlat&#;larda ba&#;at ö&#;e olmas&#;, s&#;n&#;f&#;n karakteristik sönüklü&#;üyle de aç&#;klanabilir. Bu s&#;n&#;f genel itibariyle sönüktür. 30’lar orta-üst s&#;n&#;f&#;yla günümüzdekini elbet bir tutamay&#;z. Zira 30’lar orta-üst s&#;n&#;f&#; zamanla burjuvaziye do&#;ru kayarak iktidar&#;n&#; sa&#;lama alm&#;&#;t&#;r, dolay&#;s&#;yla kurucu bir vas&#;f ta&#;&#;maktad&#;r fakat günümüz orta-üst s&#;n&#;f&#; ta&#;&#;ma suyla dönen de&#;irmene benzemektedir. Buna kar&#;&#;n kendilerini k&#;skançl&#;kla ifade edi&#;leri, att&#;klar&#; o ç&#;&#;l&#;k son derece dikkat çekicidir. Haz&#;r yiyici bir düzlemde var olmalar&#;, kimliklerini öykünme yoluyla bulmaya yöneltmi&#;tir onlar&#;. K&#;skançl&#;k rolünün yaln&#;z Handan’a biçilmedi&#;ini hat&#;rlatal&#;m. Korhan da k&#;skanç bir karakter… Kar&#;s&#;n&#; k&#;skan&#;yormu&#;ças&#;na poz keserek bir sahnede k&#;z&#;n&#;n piyano ö&#;retmenini hedef al&#;yor fakat özünde o da Aykut’u k&#;skan&#;yor. Aykut’u belli ki ilkel bir saikle k&#;skan&#;yor, “&#;ermin gibi bir kad&#;n&#;n sahibi” görüyor Aykut’u… Korhan modern gözüküyor fakat insan ili&#;kilerine yakla&#;&#;m&#; sahiplenme, edinme gibi ilkel güdülerden motivasyon buluyor. Aykut’un daha zor &#;artlarda geçinmesine kar&#;&#;n “daha az b&#;kt&#;ran” bir kad&#;na (&#;ermin’e) sahip olmas&#; öfkelendiriyor Korhan’&#;. &#;çten içe “benim neyim eksik?” dü&#;üncesinde… Do&#;rusu bu durumu cinsel gerilimin bir ç&#;kt&#;s&#; kabul edebiliriz. Eril bir ç&#;kt&#;… “Ellere &#;ap&#;r &#;upur bize yarabbi &#;ükür” bayal&#;&#;&#;nda…

YÜCE’N&#;N GÖZLEM GÜCÜ, F&#;LM&#;N MUHASEBES&#;

"Rüzgarda Sal&#;nan Nilüfer", yönetmenin gözlem yetene&#;ini sergiliyor. Yüce filmde i&#;ledi&#;i malzemeyi gözlemlerinden süzerek dev&#;irmi&#;. Gözlem ne kadar mataht&#;r ayr&#; konu… Analizden yoksun gözlem bir eseri ba&#;tan sona çekip çevirebilir mi? Tart&#;&#;&#;l&#;r. Bu bak&#;mdan "Rüzgarda Sal&#;nan Nilüfer"in de yarg&#;s&#;z hatta savs&#;z bir film oldu&#;unu, analizden mümkün mertebe kaç&#;nd&#;&#;&#;n&#; saptayabiliriz. Evet, finaliyle bir &#;eyler i&#;aret ediyor. Dura&#;an diliyle konu ald&#;&#;&#; s&#;n&#;f&#;n ataletini yans&#;t&#;yor, en az&#;ndan fikir veriyor ama bütünü de&#;erlendirdi&#;imizde kopuk ve isteksiz bir örgüyle kar&#;&#;la&#;&#;yoruz. Kahramanlar&#;m&#;z “bir yere gitmiyor” hatta “bu kadar para insana dert yahu” dedirttiriyor. Burada da yönetmenin içerik tercihini masaya yat&#;rabiliriz. Burjuvaziyi usta yönetmen Luis Bunuel de anlatt&#; fakat s&#;n&#;fa çatarak, meydan okuyarak. "Archibaldo de la Cruz'un Suçlu Ya&#;am&#;", "Tristan" gibi dingin ele&#;tirel filmler de çekti, "Burjuvazinin Gizemli Çekicili&#;i", "Özgürlük Hayaleti" yahut "Viridiana" gibi sald&#;rgan filmler de. Ancak nas&#;l çekerse çeksin hükmünü bildirmekten imtina etmedi. Seren Yüce’nin bu anlamda çekingen ve hantal kald&#;&#;&#;n&#; söyleyebiliriz.

Yüce taraf tutmuyor, örne&#;in “geminiz batacak” demiyor fakat orta-üst s&#;n&#;ftan ili&#;kiler i&#;leyip de yorumu tamamen seyirciye b&#;rakmak risk bar&#;nd&#;r&#;yor. Bunuel’in burjuvas&#;nda gizemli bir çekicilik var, iyi kötü bir yolda yürüyor burjuvalar; Yüce’nin burjuvas&#; ise arabas&#;z bir yere gidemiyor, çok çok nefes almak ad&#;na Cadde’ye yeme&#;e ç&#;k&#;yor! Gizemsiz ve geçimsiz bir pespayelik sinmi&#; hayatlar&#;na… Gelgelelim bu ko&#;ullar öyküyü k&#;s&#;tlarken oyunculu&#;u yükseltmi&#;. Filmdeki yar&#; belgesel havas&#;, rollerin inand&#;r&#;c&#;l&#;&#;&#;na da katk&#; sunmu&#;. Bilhassa Tolga Tekin ve Songül Öden, ayakta bo&#; bo&#; dikilmekten tutun kendilerini dalg&#;n vaziyette bir koltu&#;a b&#;rakmaya de&#;in karakterlerini dolduruyorlar. Tülay Günal oyunsuz bir oyunculuk sergiliyor; rolü içselle&#;tirmi&#;; fazla süsleyip kendine has etkisini k&#;rm&#;yor. Aleyna’y&#; canland&#;ran Duru Lal Peker de ku&#;a&#;&#;n&#;n s&#;k&#;lganl&#;&#;&#;n&#; ba&#;ar&#;yla aktarm&#;&#;.

Görüntüler için de olumlu konu&#;abiliriz. "Rüzgarda Sal&#;nan Nilüfer", iç mekânlarda yak&#;n plan çekimler üzerinden ak&#;yor ve bu seçim karakterlerin donuklu&#;unu daha da k&#;&#;k&#;rt&#;yor. Kafede, meyhanede, caz barda geçen sahnelerdeyse çiftler yahut Handan ile &#;ermin çevrelerinden ba&#;ar&#;yla izole ediliyorlar. Çiftlerin toplumla kurduklar&#; ili&#;kinin kamusal planlarda dahi detaylanmay&#;&#;&#; ve iç çeki&#;menin yüzlere hâkim k&#;l&#;n&#;&#;&#; filmi giderek bir cemiyet tahliline dönü&#;türüyor. Filmin en de&#;erli yan&#; ise Seren Yüce’nin henüz ikinci denemesinde bir standarda eri&#;ti&#;ini görmemiz. S&#;k film çekmeyen yönetmen beklentileri art&#;r&#;yor. Yaz&#;y&#; &#;ermin’in Handan’a uyar&#;s&#;yla bitirelim: Nilüfer çiçe&#;i suda yeti&#;ir, rüzgârda sal&#;nmaz. Onun kendine yak&#;&#;t&#;r&#;p söyleyemedi&#;ini de biz söyleyelim: Al&#;&#;mad&#;k mabadda don durmaz!

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası