Giriş Tarihi: Son Güncelleme:
SABAH, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, dün akşam bir televizyon yayınında Türkiye'ye getirildiğini açıkladığı Necip Hablemitoğlu suikastı zanlısı Nuri Gökhan Bozkır'ın itiraflarını yayınlıyor. Bu itiraflar, 20 yıllık karanlık suikastın bilinmeyenlerine ışık tutuyor. Yakalanmadan bir süre önce Ukrayna'nın başkenti Kiev'de röportaj yaptığımız Bozkır, cinayette hangi iki ismin rol aldığını ve suikast silahının nasıl yok edildiğini ayrıntılarıyla anlattı.
Bozkır, tetiği çektiği öne sürülen asker kökenli eski istihbaratçı Tarkan Mumcuğlu'nun, Hablemitoğlu öldürüldükten sonra silahı nasıl yok ettiğini de açıkladı. Buna göre Hablemitoğlu suikastında kullanılan silah Ankara'daki Mogan Gölü'ne atıldı. Nuri Gökhan Bozkır, silahı göle atarken Tarkan Mumcuoğlu'nun yanında eski binbaşı Bülent Kutsal'ın da bulunduğunu açıkladı. İşte Nuri Gökhan Bozkır'ın SABAH'ın sorularına verdiği yanıtların çarpıcı kısımları:
Necip Hablemitoğlu'nun öldürüldüğü gün üzerinize kayıtlı telefonun olay yerinden sinyal verdiği tespit edildi. Siz o gün orada ne yapıyordunuz?
Ben o gün görevdeydim. Ama telefonum, nasıl oradan sinyal vermiş bilmiyorum.
Cinayet günü telefonunuzu neden kapattınız?
Ben hatırlamıyorum, aradan 20 yıl geçmiş.
Savcılığa gönderdiğiniz ihbar mektubunda Tan Dervişoğlu, Altan Bora, Bülent Kutsal ve Ahmet Tarkan Mumcuoğlu'ndan bahsediyorsunuz. Bu kısmı baştan bize anlatır mısınız?
Olayın savcısına, 'te gazeteci Zihni Çakır vasıtasıyla bütün bildiklerimi gönderdim. Bu kişilerin cinayet öncesi ve sonrası hareketlerinin, normal Özel Kuvvetler görevlerinin dışında gerçekleştiğini, çok sık geliş-gidiş ve sivil görev faaliyetleri içinde olduklarını söyledim.
Peki, özellikle neden Tarkan Mumcuoğlu ismini veriyorsunuz? Bir şey mi biliyorsunuz?
Mumcuoğlu, o dönemde Genelkurmay'ın verdiği rapora göre Kazakistan'da resmi görevde. Ama cinayetten sonra gölün orada gördüm, net olarak hatırlıyorum.
'SİLAHI MUMCUOĞLU VE KUTSAL ATTI'
Cinayet silahının atıldığına tanık olduğunuz anı anlatır mısınız?
Biz sabah kalktık. Saat 8'de mesaimiz başlar. O gün koşuya gittik Mogan Gölü'nün nizamiyesine indik. Oradan sonra 11 kilometre Geride kaldığımda Bülent Kutsal ve Tarkan Mumcuoğlu'nun bir siyah poşeti fırlattığını gördüm. Ben metre gerideydim. Benim gördüğümü fark etmediler.
Peki, silah gölün tam neresinde?
Savcı beye çizerek krokide yerini gösterdi. Bu bölgenin aranmasını istedim. Bu dosyayı canlandıran benim.
Silahı attığını söylediğiniz şahıslardan en iyi atış yapan hangisi?
Tarkan Mumcuoğlu. Mesaimize gittiğimizde bir subay beylik tabancasını ya birlikte bırakırdı ya da yanında taşırdı. İki üç silahla gezerdi. Silahı seven bir insandı.
Mumcuoğlu'nun takip eğitimi aldığını duydunuz mu?
Tabii. Bu işin istihbarat birimindeydi. Dudak hareketleri okunmasın diye telefonla konuşurken eliyle ağzını kapatırdı. Bunu normal bir subay niye yapsın?
Öncesinde siz Hablemitoğlu'nu takip ettiniz mi?
Bu cinayetin aydınlanması için benim verdiğim isimler, bilgiler var. Sonra silah bana döndü, benim hiç hak etmediğim bir suçta, katil olarak bugün Türkiye'ye kamuoyunda yargılanıyorum.
Tetiği kim çekti?
Bilmiyorum, bilsem
O ekipten tetiği çekecek adam kimdir sizce?
Bakın ben şu an iftiraya uğruyorum, başkasına atmak istemiyorum.
ALMAN VAKIFLARINI VE FETÖ'YÜ DEŞİFRE ETMİŞTİ
Necip Hablemitoğlu, 18 Aralık 'de evinin önünde uğradığı suikast sonucu yaşamını yitirdi. Alman vakıfları davalarında hazırladığı raporlarla gündeme gelen Hablemitoğlu, FETÖ'nün CIA ile bağlantısını ortaya koyan "Etki Ajanları, Nüfuz Casusları ve Fethullahçılar" başlıklı raporunda, devlet içine sızarak kritik kadroları tuttuklarına dikkat çekmişti.
Hablemitoğlu, "Köstebek" isimli kitabında, "Gülen cemaatinin" silahlı örgüt halini almaya başladığı tespitini daha o yıllarda yapmıştı. Elebaşı Gülen'in iktidarı ele geçirdikten sonra Türkiye'ye Humeyni gibi dönmeyi planladığını belirten Hablemitoğlu, Türkiye'nin karşılaştığı en önemli tehdit olduğuna dikkat çekmişti. Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı, Nuri Gökhan Bozkır için 'da Kırmızı Bülten çıkarmıştı. Ukranya'dan iltica talebinde bulunan ancak Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın girişimleriyle bu talebi reddedilen Bozkır, ev hapsine mahkûm edilmişti. İki ay önce firar eden zanlı, MİT tarafından kısa süre sonra yakalanmıştı. MİT TIR'ları davası firarisi Can Dündar'ın da Bozkır ile temas halinde olduğu belirtildi.
ARKADAŞINA GÖNDER
Son dakika: Hablemitoğlu cinayetinin kilit ismi Nuri Gökhan Bozkır SABAH’a konuştu: Suikast silahı Mogan Gölü’nde
Osman Çakl
DUVAR - Cumhurbakan Recep Tayyip Erdoan'n 26 Ocak akam katld televizyon programnda, Necip Hablemitolu cinayeti üphelisinin MT operasyonuyla Ukrayna'da yakalandn söyledi.
AK Parti iktidarndaki ilk faili meçhul cinayet olarak bilinen Habletmiolu cinayetinde yllarca gelime kaydedilmedi. Hablemitolu'nun kim tarafndan, ne için öldürüldüü hep sr olarak kald. Peki cinayetin üphelisi olarak yakalanan Nuri Gökhan Bozkr kim? Hablemitolu dosyasnda nasl üpheli oldu? Necip Hablemitolu nasl ve niçin öldürüldü? 20 yldr aydnlanmayan cinayetin senaryolar neler? Bozkr cinayetle ilgili ne dedi?
Ankara Üniversitesi Öretim Üyesi tarihçi-yazar Necip Hablemitolu, 18 Aralk ylnda Çankaya Portakal Çiçei Soka'nda silahl saldr sonucunda öldürüldü. Hablemitolu'nun öldürülmesinden sonra, yürütülen soruturmalarda olay yerinde hiçbir ize rastlanmad. Herhangi bir ismin zikredilmedii cinayet, faili meçhul olarak kald. Cinayetin sonrasnda Hablemitolu'nun mailine ve telefonuna gelen tehditler emniyet tarafndan incelenmek üzere alnd. Hablemitolu ailesinin, çileri Bakanl'nn aleyhine açt davada Ankara 5'inci dare Mahkemesi, bakanl 40 bin TL manevi tazminat ödemeye mahkûm etti. Bakanlk yapt savunmada Hablemitolu cinayetinin "adi bir cinayet vakas" olarak deerlendirdiini belirtmiti.
Cinayetle ilgili en çarpc saylabilecek ifadelerden birisi birinci Ergenekon davasnn durumasndaki gizli tank Kskaç'n sözleri oldu. Gizli tank Kskaç, ikinci Ergenekon davasnn tutuksuz san Osman Gürbüz'ün kendisine "Skmasaydm bu kadar para olur muydu? Necip Hablemitolu'nu öldürdüm, paray aldm. Patron benim, jandarmada komutanm var, ad da Levent Ersöz" dediini iddia etti.
Cinayetle ilgili bir dier iddia ise Hablemitolu'nun FETÖ tarafndan hedef alnmasyd. Cinayetle ilgili genel kan da bu yönde oldu. Hablemitolu suikastndan yl önce Ankara DGM savcs Nuh Mete Yüksel, Fethullah Gülen hakknda yasa d örgüt kurmak ve yönetmek suçlamasyla iddianame hazrlad. ddianamenin hazrlanmasndan sonra, Yeni Hayat dergisinde yaynlanan "Etki Ajanlar, Nüfuz Casuslar ve Fethullaçlar" makalesi 4 Ocak günü mahkemeye ek delil olarak sunuldu. Makaleyi hazrlayan isim ise Necip Hablemitolu idi. Ayn dönem Gülen cemaatini eksene alan bir kitap hazrl içerisinde olan Hablemitolu'nun "Köstebek" kitabnn baslmas engellenmek istendi. Aile avukat Ersan Barkn'n sözlerine göre FETÖ, baz siyasileri araya sokarak böyle bir çaba içerisine girmiti. Nitekim Hablemitolu'nun kitab kendisi öldürüldükten sonra basld.
Nuri Gökhan Bozkr, ylnda Kara Harp Okulu'ndan mezun oldu. Uzun yllar Özel Kuvvetler Komutanl'nda tim komutan olarak görev yapt. Babas da asker olan Bozkr'n ad kamuoyu tarafndan ilk kez ylndaki 'sauna çetesi davasyla' duyuldu. Daha sonra yüzba rütbesiyle görev yapt TSK'den sauna çetesi balants gerekçesiyle atld. Ordudan atlnca ticarete girien Bozkr, Krgzistan'da bulunan uluslararas düzeyde silah, patlayc ve bomba sat yapan DNS irketinin sahibi oldu. ylnda Urfa Akçakale'de soan kamuflajyla bomba yapmnda kullanlan infilakl fitil tayan bir tr ele geçirildi. Olayla ilgili Bozkr'n ad basnda "ID'e tonlarca bombay saunac yüzba vermi" sözleriyle tekrar duyuldu. Hakkndaki soruturmalar devam ederken, Nuri Gökhan Bozkr ylnda srra kadem bast.
Yllarca suikaste dair yol alnamad. Kimin niçin Hablemitolu'nu öldürdüü teori boyutunu aamad. Suikastle ilgili 15 Temmuz darbe giriiminden sonra dikkat çekecek gelimeler oldu. Gazeteci Zihni Çakr, 15 Temmuz çat davasnda tank oldu. Çakr ifadesinde Hablemitolu suikast failinin halen kamuda görevli olan biri olduunu, cinayette kulland silah Mogan Gölü'ne attn öne sürdü. Fakat Çakr'n cinayeti ilediini söyledii kiinin, cinayetin ilendii tarihte yurt dnda olmas gerekçesiyle, ailenin ikâyeti reddedildi. Hablemitolu ailesinin avukat Ersan Barkn, savcla bavurarak gazeteci Çakr'n ifadesinin alnmasn talep etti. Çakr, ifadesinde kendisine bu ismi veren kiinin Nuri Gökhan Bozkr olduunu söyledi. Nuri Gökan Bozkr ismiyle Hablemitolu dosyasnn seyri deiti, Bozkr dosyann üphelisi oldu.
ylnda Ankara Cumhuriyet Basavcl'nca Hablemitolu'nun öldürülmeden 6 ay önce ve sonrasna ait HTS kaytlar, Bilgi Teknolojileri ve letiim Kurumu'ndan istendi. Hablemitolu'nun HTS kaytlarnn olduu yerlerde baka abonelerinde olup olmad incelendi. Soruturma sonucunda Nuri Gökhan Bozkr'n telefonunun cinayet günü Hablemitolu'nun evinin bulunduu bölgede sinyal verdii tespit edildi. Gazeteci Zihni Çakr'n silahn Mogan Gölü'ne atldn söylemesi üzerine de yaplan inceleme de Bozkr'n telefonunun gölde sinyal verdii saptand. Soruturma sonucunda Ankara 5. Sulh Ceza Mahkemesi, Bozkr'n "tasarlayarak adam öldürme" suçundan tutuklanmasna karar verdi.
Nuri Gökhan Bozkr, gazeteci Toygun Atilla'ya ylnda Ukrayna'da verdii röportajda, cinayeti kendisinin ilemediini söyledi. Mogan Gölü'ne atlan silah ve HTS kaydyla ilgili de konuan Bozkr, cinayet tarihinde Çankaya'da Oyak sitesinde oturmas ve i yerinin Gölba'nda olmas nedeniyle telefon sinyalinin orada olmasnn normal olduunu söyledi. Ancak Bozkr, Sabah'ta yaynlanan röportajnda ise gazeteci Toygun Atilla'ya söylediklerinden farkl olarak, cinayet günü görevde olduunu, telefonunun nasl oradan sinyal verdiini bilmediini söyledi. Bozkr, Hablemitolu cinayetinde kendisine iftira atldn ileri sürdü.
nterpol'ün hakknda krmz bülten çkard Bozkr, 10 Temmuz 'da Ukrayna'da yakaland. Ukrayna'da bir süre tutuklu kalan Bozkr, daha sonra ev hapsine çkarld. Hablemitolu suikastna ilikin yaanan gelimeler nda MT, Ukrayna'da düzenledii operasyonla Bozkr' Türkiye'ye getirdi. Operasyonu, Cumhurbakan Erdoan duyurdu. Bozkr, 27 Ocak günü Ankara Emniyeti'ne teslim edildi.
Gökhan Nuri Bozkır kimdir, nerelidir? yılında evi önünde suikaste uğrayan Necip Hablemitoğlu'nun katil zanlısı Gökhan Nuri Bozkır kim? Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu’nun katil zanlısı olarak aranmakta olan, Özel Kuvvetler Komutanlığı’ndan ihraç edilmiş 'Karanlık Nuri' lakaplı eski yüzbaşı Nuri Gökhan Bozkır'ın Türkiye'ye getirildiğini açıkladı. Açıklamanın ardından Gökhan Nuri Bozkır kimdir, nerelidir? Hablemitoğlu'nun katil zanlısı Gökhan Nuri Bozkır kim? soruları araştırılmaya başlandı. Konunun ayrıntıları ise yazımızda.
Gökhan Nuri Bozkır, 18 aralık 'de katledilen Prof. Dr. Necip Hablemitoğlu suikastının kilit ismi olarak biliniyor.
’de teslim olan Şemdin Sakık’ı, Irak'ın kuzeyinden Türkiye’ye getiren TİM’in üyelerinden olduğu ileri sürülüyor.
Bozkır'ın adı, üst düzey kamu çalışanlarının yer aldığı ‘Sauna Çetesi' içinde de geçiyor.
Gökhan Nuri Bozkır, adının çokça tanınmasını ise, Türk Silahlı Kuvvetleri’nde (TSK) görev yaparken silah ticareti yapmasına borçlu.
Ancak Bozkır’ın hikayesi bununla bitmiyor.
TSK’dan ihraç edilen, kirli ilişkileri ve silah ticareti ile gündeme gelen Bozkır, hakkında iddianame düzenlenmişken, devlet ile ilişkilerini ve ticari ortaklığını devam ettirmekteydi.
’da Afyon, Dazkırı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından /38 dosya numarası ile hakkında “Fabrikasyon patlayıcı kaçakçılığı” gerekçesi ile soruşturma hazırlandı.
Gökhan Nuri Bozkır, bu soruşturmanın ardından yurtdışına kaçtı.
Ukrayna ve Kırgızistan’da yer almaya başladı.
Önceki yıl adı MİT ile anılan soğan tırları olayına karışmıştı.
Gökhan Nuri Bozkır, hakkında soruşturma açıldığı tarihlerde, Savunma Sanayi Başkanlığı (SSB) ile partner olan Delta Defence Savunma Sanayi A.Ş.’nin ortaklarındandı.
#Necip Hablemitoğlu, Gökhan Nuri Bozkır, Sauna Çetesi, MİT, Cumhurbaşkanı, Ukrayna
Akademisyen-Yazar Doç. Dr. Necip Hablemitoğlunun 18 Aralık de öldürülmesine ilişkin hazırlanan son iddianame yazılmaya ve tartışılmaya devam ediyor.
Bu iddianamede dikkat çeken bazı tespitleri aktarmadan önce bir konuya açıklık getirmem gerekiyor.
2 Aralıktaki “Hablemitoğlu Cinayetinde Dikkat Çekici İddia” başlıklı yazımda, cinayetin kilit isimlerinden olan ve Ukraynada yakalanarak Türkiyeye getirilen eski Özel Kuvvetler Komutanlığı mensubu Nuri Gökhan Bozkırın, iddianame çıktıktan sonra “hafta başında cezaevi aracılığıyla Savcılığa ek ifade vermek için dilekçe gönderdiğinin” öne sürüldüğünü belirtip şunları kaydettim:
“Dilekçesi ulaştığı takdirde Savcılıkta, aksi halde yargılama süreci başladığında Mahkemede Bozkır’ın, kendisine ait olduğu bildirilen ifadelerin önemli bir bölümünün baskı altında alındığını, özellikle Levent Göktaş adını kesinlikle vermediğini, Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu isimlerinin ifadesine zorla eklendiğini söyleyeceği öğrenildi.”
Bu yazımdan hareketle dün Nuri Gökhan Bozkırın 30 Kasım tarihli bir dilekçesi yayımlandı. Sözkonusu dilekçede Bozkırın, cinayetin çözülmesine yardımcı olduğunu bildirerek tahliye talebinde bulunduğu görüldü. Beraberinde ise, “Bozkır’ın, ek ifade vererek ‘kesinlikle Levent Göktaş ve Tarkan Mumcuoğlu’nun ismini vermediği, bu isimlerin ifadesine zorla eklendiği’ iddiasının doğru olmadığı öğrenildiği” yorumu yapılıp, avukatlarının da Bozkırın hem TEMde hem de Savcılıkta baskı altında ifade vermediğini, ifadesine “zorla ekleme yapıldığı” iddiasının doğru olmadığını söylediği bilgisi aktarıldı.
Kaynaklarımın verdiği bilgiye güvendiğimi vurguladıktan sonra şu hususların altını çizeyim.
Haberimde Bozkırın Savcılığa dilekçe verdiğini ifade etmiştim.
Oysa dün yayımlanan dilekçenin verildiği yer Ankara Ağır Ceza Mahkemesi.
Burada da şöyle önemli bir detay var.
Bilindiği gibi, iddianame 11 Kasımda tamamlandı 13 Kasımda Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi Mahkeme, bunu 22 Kasımda kabul etti, ancak beraberinde, “Bu terör suçudur” diyerek “görevsizlik” kararı verdi Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı bu karara itiraz etti Bunun üzerine itirazın incelenerek davaya hangi mahkemenin bakacağına karar verilmesi için dosya, Ankara Ağır Ceza Mahkemesine gönderildi.
Bildiğim kadarıyla, davaya hangi mahkemenin bakacağı henüz belli olmadı. Durum bu iken; Bozkırın, en azından davanın içeriği konusunda yetkili olmayan Ağır Ceza Mahkemesine dilekçe vermesinde bir gariplik yok mu?
Levent Göktaş Kendi Ayağıyla Savcıya Gitti
Neredeyse tümü -Ergenekon kumpasları döneminde tanıdığımız- gazeteci Zihni Çakırın ifadelerine dayandırılan iddianamedeki dikkat çekici tespitlere geçelim.
Malûm; Hablemitoğlu cinayeti, Çakırın Nuri Gökhan Bozkırdan aldığı bilgilerle Şubat te, İstanbul TEM Şube Müdürlüğüne verdiği ifadeyle yeniden gündeme geldi. Ardından bu iddialar Ankarada görülen “FETÖ çatı davasına” konu edildi.
Gökhan Nuri Bozkırın Ukraynaya kaçmasından sonra Çakır ile Bozkırın temasları devam etti. Hatta de Savcılık, Çakır üzerinden Bozkırla irtibata geçip e-posta yoluyla ifadesini aldı. İşte bu ifadeyle birlikte cinayet iddiasına yeni isimler eklendi. Sözkonusu isimlerle birlikte Levent Göktaşın da adı telaffuz edilmeye başlandı.
Ancak o isimler da ifadeye çağrılırken, Levent Göktaşın bilgisine -kendi talebine rağmen- başvurulmadı.
da ifadeye çağrılan isimlerden birisi de ÖKKdan emekli olup Levent Göktaşla birlikte çalışmaya başlayan Altan Boraydı. Hazırlanan iddianameden öğreniyoruz ki, Altan Bora o ifadeye Levent Göktaşla birlikte gitmiş.
15 Haziran de şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan Altan Boraya yöneltilen sorulardan birisi şöyle:
“Nuri Gökhan Bozkırın hakkınızda ilk iddiada bulunduğu ve iddialarına ilişkin bilgileri Ukraynadan Cumhuriyet Başsavcılığımıza gönderildikten sonra savcılık makamına görüşmek için beraberinizde Levent Göktaş ile neden geldiniz?”
Bora ise özetle şu cevabı vermiş:
“Emniyet Müdürlüğünce ilk arandığımda o tarihte beraber çalıştığım Levent Gaktaşa avukat kimliği de olduğu için, Komutanım savcılık makamından beni çağırıyorlar dediğimde, bana FETÖ soruşturmasıdır dedi. Sonra ben kendim soruşturma savcısı olarak sizi internetten araştırdığımda Hablemitoğlu suikastı soruşturmasına baktığınızı öğrenince, bu defa Levent Göktaşa, Komutanım bu FETÖ soruşturması değil, Hablemitoğlu soruşturma olabilir. dediğimde, bana Ben de geleyim. diye cevap verdi. Ben de bu duruma memnun oldum. Normalde bizim hiçbir işimizle ilgilenmezdi. Bunun üzerine birlikte makamınıza geldik. Sizin yanınızdan çıktıktan sonra kendisi bana Nuri Gökhan Bozkırın iddialarını kastederek, Günah bu, insan silah arkadaşına bunu yapar mı? dedi. Başkaca bu konuda hiç konuşmadık.”
Özetle; demek ki Savcılık, da Levent Göktaşla ilgili iddiaları ciddiye almamış ve -kendi ayağıyla gittiği halde- bilgisine başvurma gereği dahi duymamış.
“Tetikçinin” İsmi En Baştan Beri Bilinmiyor muydu?
Cinayetin tetikçisi olduğu açıklanan Tarkan Mumcuoğluna gelirsek:
Zihni Çakırın teki ilk ifadesinden itibaren bilinen en net isim bu. Çakır bu ifadesinde, “O dönem Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda bulunan hemen herkesin suikastın Yüzbaşı Tarkan Mumcuoğlu tarafından işlendiğini bildiğini, suikast silahını Ankara ilinde bulunan Mogan Gölünün ODTÜ yakasındaki balçıklı bölgeye atıldığını, Ergenekon süreciyle birlikte Tarkan Mumcuoğlunun Özel Kuvvetler’den çıkarıldığını öğrendiğini” anlattı.
Yine Çakır, 18 Eylül de Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına tanık sıfatıyla verdiği ifadesinde teki ifadesini tekrarladı.
Bu ifade sonrasında Çakır aracağılıyla iletişim kurulan Nuri Gökhan Bozkır ise Savcılığa e-posta ile gönderdiği 4 sayfalık mektubunda şunları anlattı:
“Cinayetten sonraki gün hiç eğitim planında olmamasına rağmen ayrıca normalde Cuma günleri gidilen Eymir (ODTÜ) Gölün etrafındaki 11 kmlik koşu parkuruna Perşembe günü gidilmesi, bu koşu programına şimdiye kadar hiç katılmayan Fikret Emekin katılması, Altan Boranın koşu başında Dnz. Yzb. Tan Dervişoğlu ve yardımcısı P. Ütğm. Bülent Kutsala siyah poşeti vermesi dikkatimi çekmiş, koşuda geride kalarak kendilerini izledim. Fikret Emek koşu yerine yürümüş, bilerek geride kalmıştı. Bülent Kutsal ve Tan Dervişoğlu ise tim yerine kendileri şahsi koşmuş koşunun bitimine 1 km kalan sazlık alanda elindeki siyah poşeti göle atması bende büyük şüphe uyandırmıştı.”
Bozkır bu mektubuna, olayda kullanılan silahın atıldığı yer olarak belirttiği Eymir Gölü’ne ilişkin çizdiği yüzeysel bir krokiyi de ekledi.
Bozkırın, Ukraynada yakalanıp Türkiyeye getirildikten sonra 7 Şubat de Ankara TEM Şube Müdürlüğünde verdiği şu ifadeye bakalım:
“Zihni Çakır dilekçenin (Ukraynadan gönderdiği mektup) savcı beye ulaştığını söyledi. Dilekçemde bu cinayetin Özel Kuvvetler bünyesinde yılları içerisinde oluşturulan örtülü görev kuvveti ve bu görev timi içerisinde bulunan Piyade Binbaşı Tarkan Mumcuoğlu tarafından işlendiğini ifade etmiştim. Yine bu dilekçemde cinayetle ilgili silahı nereye attıklarını tahminle belirtmiştim Cinayette asıl amacının ne olduğunu açık kaynaklardan ve Zihni Çakırın da konuşmalarından öğrendim. Zihni Çakırın anlattığı olayın bu yapı tarafından işlediğine kanaat getirdim. Dilekçemden sonra Zihni Çakır olayla ilgili, olayda kullanılan turuncu renkli Volvo aracın resmini telefonuma whatsapp üzerinden göndererek, Olay zamanı bu aracın Tarkan Mumcuoğlu tarafından kullanılıp kullanılmadığını sordu. Ben de bilgim olmamasına rağmen işlerimin yoğunluğu nedeniyle Tarkan Mumcuoğlunun akrabasına ait olduğunu, iki üç ay kadar kullandığını söyleyerek konuyu geçiştirdim. Bu süreçten sonra Zihni Çakır ile görüşmemiz azaldı, olayın nasıl sonuçlandığım öğrenemedim. Taa ki, yılında Kiev şehrinde kendimize ait restorantta eşim ile otururken Ukrayna Emniyet güçleri tarafından tutuklanmam sonrasında götürüldüğüm karakolda cinayetle ilgili tutuklandığımı gösterilen belgelerden anladım. Karakolda iken Zihni Çakırı telefonla aradım. Durumun ne olduğunu sordum. Kendisinin de bilmediğini, hemşehrisi olan Adalet Bakanı ile görüşeceğini söyledi.”
Mogan Gölü “Hikâyesi” Gerçek Değilmiş
İfadesinin devamında 11 Mart de hazırlanan “inceleme raporu”nda adına kayıtlı telefonların cinayetin işlendiği akşam ÖKK yakınlarında baz verdiği bildirilip bunu açıklaması istenince Bozkır şunları anlattı:
“ günü yukarıda ifademde ayrıntılı olarak anlattığım gibi, hiçbir zaman Gölbaşına gitmedim. Sağlıklı bir HTS kaydının olduğunu düşünmüyorum. Olayın olduğu gün timlerin eğitimi Gölbaşındaydı ancak ben gitmedim.”
“Olayda kullanılan silah herhangi bir yere atıldı mı?” sorusuna da şu karşılığı verdi:
“Benim bu konuda herhangi bir bilgim yok, bunu Tarkan Mumcuoğlu bilir. Benim size yazmış olduğum dilekçedeki krokiyi o günü inandırıcılık olsun diye yazdım; ancak o hikâye gerçek değildir.”
Savcılık, Bozkırın bu çelişkili ifadelerini özetle şöyle yorumladı:
“Şüpheli Nuri Gökhan Bozkırın bu ifadesi Cumhuriyet Başsavcılığımızca değerlendirildiğinde, bazı hususlarda doğru beyanlarda bulunduğu, bu zamana kadar toplanan deliller, yapılan tespitlere göre, şüphelinin olay ile ilgili bazı kısımları ise gerçeğe uygun olamayacak şekilde yanlış aktardığı, kasıtlı olarak ÖKK MAK Alayında görev yaptığı dönemde kendisinin Tim Komutanı olan Hakan Büyükçulha, başka bir timde görevli olan Altan Bora, Tan Dervişoğlu, Bülent Kutsal isimlerini de soruşturma dosyamıza dahil etmek amacıyla hareket ettiği, ifadesindeki anlatım kısımlarında bu kişileri olayın içerisindeymiş gibi bir konuma yerleştirerek anlatımlar yaptığı değerlendirilmiştir Şüpheli Nuri Gökhan Bozkır, Ukraynadan ülkemize getirildikten sonra alınan ifadesinde, Zihni Çakırın başlangıçtaki ifadesini kendisinin yönlendirmiş olduğunu kabul etmiştir. Şüpheli Nuri Gökhan Bozkır alınan ifadesinde, Ahmet Tarkan Mumcuoğlunun maktul Necip Hablemitoğlunu ateşli silah ile öldüren kişi olduğunu tekrarlamış, ancak bazı detaylara ve kişilere ilişkin yanıltıcı bilgiler vermiş olduğu görülmüştür. Bu şekilde ifade vermesinin sebebi, hakkındaki ceza soruşturma ve kovuşturma sürecinde etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istemesi ile TSKdan ihracına ilişkin süreçte kendisine zarar vermiş olduğunu düşündüğü bazı kişileri bu soruşturmaya dahil etmek istemesi olarak görülmüştür. Ancak alınan ifadelerden şunu ifade etmek gerekir ki, şüpheli Nuri Gökhan Bozkır ile Ahmet Tarkan Mumcuoğlu arasında birlikte görev yaptıkları dönemde ya da sonrasında her hangi bir husumet bulunmadığı gibi, neredeyse aralarında arkadaş olarak bile çok sınırlı bir ilişki kurulmuştur. Dolayısıyla şüpheli Nuri Gökhan Bozkırın Ahmet Tarkan Mumcuoğluna iftira atabileceği bir durum söz konusu değildir. ”
“Tetikçi” e Kadar Nerede Görev Yaptı?
Hablemitoğlu cinayetinin tetikçisi olduğu açıklanan Tarkan Mumcuoğlunun ifadeleri ile mesleki safahatına da bakalım.
Çakır ile Bozkırın iddiaları üzerine ilk olarak da ifade vermek üzere Ankara Cumhuriyet Başsavcılığına giden Mumcuoğlu, olay tarihinde Kazakistanda görevde olduğunu belirtip buna ilişkin bir dilekçe yazdı ve ayrıldı.
Bozkırın Türkiyeye getirilmesinden sonra geçtiğimiz Haziranda gözaltına alınan Mumcuoğlu, yine olay tarihinde Kazakistanda olduğunu bildirirken sonraki süreçteki görevleri hakkında şunları anlattı:
“ yıllan arasında Azerbaycan’da Özel Kuvvet Danışmanlığı görevinde bulundum. Bunlann dışında kısa süreli Nahçivan, Azerbaycan gibi ülkelere görevli olarak gittim. yılında Diyarbakır Lice İlçesine Emniyet Birliği Komutanı olarak tayin oldum, yılında KKTCye Komando Alayı Harekât Eğitim Subaylığına, de Afyonkarahisar İkmal Komutanlığına atandım. Kasım de Albay rütbesinde kendi isteğim ile emekli oldum yılı Mayıs ayında MİTe geçtim. MİTe geçme sürecinde, ÖKKda tabur komutanım olan Zekai Aksakallının yönlendirmesi etkili oldu. Beni Kemal Eskintana yönlendirdi. Seçim süresi sonunda MİTte çalışmaya başladım Hayatım boyunca TSKnın kanun yönerge ve emirler ile belirlenen hiyerarşik yapısı dışında hiçbir oluşuma dahil olmadım. Aynı şekilde MİT içerisinde de kanun ve emirler dahilinde hareket ettim. Bugüne kadar icra ettiğim görevlerde, ki bunlar Türkiye Cumhuriyeti Devletinin Bekası ile ilgili olan görevlerdir. Hep en ön saflarda bulundum ve başarılı oldum Adımın yılından beri bu konuda gündemde olması beni ve ailemi ziyadesiyle meşgul etmiş ve yıpratmıştır. Ayrıca MİT’te görev yapmam sebebiyle medya organlarında ifşa edilmem açıkça MİT Kanununa da aykırı olup, benim ve ailemin emniyetini tehlikeye düşürmüştür. Bunun yanında yaptığım kritik görevlerde kafamı meşgûl ederek konsantrasyonumu ve moralimi bozmuş; şahsımı, emrimdekileri ve yapılan görevi tehlikeye atmıştır Söylediklerime, TSKda ve daha sonra MİTte beraber görev yaptığım insanlar ve tutulmuş kayıtlar şahittir. yılı Eylül ayında kendi isteğim ile MİTten emekli oldum.”
Mumcuoğlunun, Gökhan Nuri Bozkırın iddialarının yalan, hayal ürünü ve çelişkilerle dolu olduğunu öne sürüp Zihni Çakırla ilgili olarak da, “Bu süreçte Zihni Çakır adlı gazetecinin önemli bir rol oynadığını düşünmekteyim. Zihni Çakır isimli şahıs ile Nuri Gökhan Bozkırı kim irtibatlandırdı? Neden bu iş için Zihni Çakır seçildi? Zihni Çakırın daha önceki faaliyetleri nedeniyle bu durum şüphe uyandırıcıdır. Ayrıca Nuri Gökhan Bozkırın nöbetçi iken Özel Kuvvetler Komutanlığına soktuğu Emniyet İstihbaratçılarla olan bağının ve hukukunun ne olduğunun araştırılmasını gerektiğini düşünüyorum.” dediğini de kaydedip soralım:
Adı ten beri gündemde olan Tarkan Mumcuoğlunun de MİTe girmesi, sonrasında hakkındaki iddialar ayyuka çıktığı halde e kadar burada görev yapması ve nihayetinde kendi isteğiyle buradan emekliye ayrılması başlı başına ilginç değil mi?!
Müyesser YILDIZ
10 Aralık
Kategori:Uncategorized
çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası