allah ın zatı nedir / Zati Sıfatlar Ve Anlamları: Açıklamaları İle Allah'ın Zati Sıfatları Nelerdir?

Allah In Zatı Nedir

allah ın zatı nedir

Allah&#ın sıfatları, Allah&#ın zati ve subuti ve fiilî sıfatları

Yüce Rabbımız Kur’an-ı Keriminde kendisini daha iyi anlayıp kavrayabilmemiz için bir takım sıfatlarla nitelendiğini bize haber vermiştir. Bu sıfatları daha iyi değerlendirebilmek için üç kısımda ele almamız gerekir.

I. Allah’ın Zâtî Sıfatları

Bu sıfatlar yalnızca Allah’a mahsus olan, başka varliklarda bulunmayan sifatlardir. Bunlari şöyle siralayabiliriz:

1- Vücûd: Allah’ın var olması demektir. Onun varlığı kendindendir, var olması kendi zâtının varlığı gereğidir. Diğer varlıklar gibi kendisini var edecek bir başkasına ihtiyacı yoktur. Zaten başkasına muhtaç olan ilâh olamaz. Allah’ın varlığı her şeyden öncedir. Halbuki etrafımızda gördüğümüz bütün varlıklar sonradan meydana gelmiştir. Sonradan var olanlar, adından anlaşılacağı üzere bir başkası tarafından var edilmişlerdir; yani bunlar var olabilmeleri için Allah’ın kendilerini var etmesine muhtaçtırlar. Yüce Allah kendisinden olan bu varlığını devam ettirmek için de hiç bir yere ihtiyaç duymaz. Onun yok olduğu hiçbir an düşünülemez.

2- Kıdem: Allah’ın varlığının ezelî olması, başlangıcının evvelinin, öncesinin olmaması demektir. Hiçbir şey yok iken, bu evren yaratılmadan önce de O vardı. Allah’ın varlığı şu anda, önceki tarihlerde başlamıştır demek asla doğru olmaz. Böyle bir tarih vermek ancak sonradan olan varlıklar için söz konusudur; çünkü onlar önce yok iken sonradan varolmuşlardır. "O, her şeyden öncedir; kendisinden sonraya hiçbir şeyin kalmayacağı sondur; varlığı apaçıktır; gerçek mahiyeti insan için gizlidir. O her şeyi bilir." (Hadid Sûresi: 3. âyet.)

3- Bekâ: Allah’ın sonsuza deşin ebedî olarak varolması demektir. Allah ezelden beri varolduğu gibi sonraya doğru da, ebediyen varolacaktır. Onun için yokluk, yok olduğu an düşünülemez. Bu ancak sonradan bir başkası tarafından var edilenler için söylenebilir; çünkü onlar önce yok iken, sonradan varolmuşlardır. " Yeryüzünde bulunan her şey fânîdir, gelip geçici, yok olucudur. Ancak Yüce ve Cömert olan Rabb’ımızın varlığı bâkîdir, ebedidir, son bulmaz." (Rahmân Sûresi: âyetler.)

4- Vahdaniyet: Allah’ın bir ve tek olması demektir. O zâtında, sıfatlarında ve işlerinde bir olup eşi, benzeri ve ortağı olmayandır. İslâmiyet Allah’ın tek oluşu inancı üzerine kurulmuş bir dindir ve bu özelliği ile diğer ilâhî dinlerle aynıdır. " Ey Muhammet deki: Allah bir tektir, O hiçbir yere muhtaç değildir. Doğurmamış ve doğmamıştır. Hiçbir şey Ona denk değildir." (İhlâs Suresi)

5- Kıyam Bi-nefsihi: Varlığının kendisinden olması demektir. O varlığı için bir iken Allah kendi zâtının gereği olarak vardı. Varolması varlığını devam ettirmesi için hiçbir şeye muhtaç değildir. Her şeyin yaratıcısı olan Allah dilerse onları var eder, varlıklarını devam ettirir, dilerse yok eder. " Allah, Ondan başka tanrı olmayan diri ve her an yaratıklarını gözetip duran, hiçbir şeye muhtaç olmayandır." (Al-i Imran Sûresi: 2. âyet)

6- Muhâlifetün li’l - Havâdis: Sonradan olanlarla benzememek demektir. Allah sonradan varolan varlıkların hiçbirine benzemez. Biz Onu nasıl düşünürsek düşünelim, O bu düşündüklerimizden, hatır ve hayalimizden geçen şeylerin hepsinden başkadır ve hiçbirisine benzemez. "Onun benzeri hiçbir şey yoktur. O işitendir, görendir." (Şûra Sûresi: âyet)

II. Allah’ın Sübûtî Sıfatları

Bu göreceğimiz sıfatların benzerleri sınırlı ve vasıtalı olarak insanlara verilmiş olsa da, Allah’ın kendisine has olan bu sıfatları sınırsızdır ve herhangi bir vasıtaya muhtaç değildir.

1- Hayat: Allah’ın diri ve canlı olması demektir. Allah ezelî ve ebedî olan hayat ile diri ve canlıdır. Onun için ölüm, uyku, dalgınlık, gaflet gibi şeyler asla düşünülemez; çünkü bu ve benzeri şeyler eksikliktir, güçsüzlüktür. O daima hayat sahibidir. " Ölümsüz, diri olan Allah’a güven, Onu özenerek tesbih et." (Furkan Sûresi: âyet.)

2- İlim: Allah’ın her şeyi bilmesi demektir. Evrendeki hiçbir şey Onun bilgisinin dışında değildir. Allah’ın ilmi her şeyi kuşatmıştır. Onun ilmi ezelîdir, sınırsızdır, hiçbir şey Onun ilminin dışında meydana gelmez. İnsanların ilmi ise, sonradan kazanılan, belli ve sınırlı bir ilimdir. " Görüleni de görülmeyeni de bilen, yücelerin yücesi olan Allah’a göre, aranızdan sözü gizleyen ile açığa vuran ve geceye bürünerek ( gecenin karanlığına ) gizlenip gündüz ortaya çıkan arasında fark yoktur." (Râd Sûresi: âyetler.)

" İçinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da yerde olanları da bilir. Allah’ın her şeye gücü yeter." (Al-i Imran Sûresi âyet)

3- İrade: Allah’ın dilemesi, istemesi demektir. Allah, dilediği gibi hükmeder, istediğini yapar ve bunları yerine getirmek için hiçbir şeye muhtaç değildir. Hür serbest olarak dilediğini yapar, dilediğini yapmaz. Evrendeki her şey Onun bu sıfatı ile yaratılmakta ve meydana gelmektedir.

"Bir şeyin olmasını istediğimiz zaman sözümüz sadece OL demektir ve o hemen oluverir." (Nahl Sûresi: âyet.)

4- Kudret: Allah’ın gücü olması, istediği her şeyi yapabilmesi demektir. Allah’ın evrende dilediği gibi hükmetmesi, tercihini kullanmaya gücünün, kudretinin yetmesi demektir. Allah’ın sonsuz, bitmek, tükenmek bilmeyen kudreti ve gücü vardır. Onun ezelî olan güç ve kudretinin dışında kalan hiçbir şey yoktur. Dilerse bu evren gibi daha bir çok evrenler yaratmağa gücü yettiği gibi, yaratıkları bir anda yok etmeğe de gücü yeter. Yıldızlara, aya, güneşe bakarak bu gücün büyüklüğünü, sınırsızlığını, ebediliğini daha iyi kavrarız.

"Şüphe yok ki Allah her şeyi yapmağa, her şeye güç yetirmeğe kâdirdir." (Bakara Sûresi: âyet.)

5- Semi: Allah’ın her şeyi işitip duyması demektir. Onun işitmesine hiçbir şekilde sınır ve kısıtlama yoktur. İnsanlar belli şiddetteki sesleri işitebilirler. İşitmek için bir takım araçlara ve organlara sahip olmak gerekir. Arada hava olmasa, insanlar birbirlerini duyamazlar. Allah’ın işitmesi doğrudan doğruyadır. Bu türlü araçlara, organlara ihtiyacı yoktur.

"Şüphe yok ki Allah işitendir, bilendir." (Bakara Sûresi: âyet.),

"Bilin ki, Allah işitir ve bilir." (Bakara Sûresi: âyet.)

6- Basar: Yüce Allah’ın her şeyi görüp gözetmesi olmak demektir. Onun görmesinden hiçbir şey uzak ve gizli değildir, göremeyeceği hiçbir şey ve yer yoktur. Onun görmesine uzaklık, yakınlık veya aşırı aydınlık gibi yaratıklarla ilgili şeylerin hiçbir şekilde etkisi olmaz. Her yerde olup biten her şeyi görür, bilir ve anında haberi olur.

"Allah yaptıklarınızı hakkıyla görür." (Enfal Sûresi: âyet.)

7- Kelâm: Yüce Allah’ın konuşması ve söylemesi olmak demektir. Allah’ın konuşması, sese ve harflere ihtiyaç duymadan olur. Bu ezelî ve ebedî olan sıfatı ile peygamberlerine söylemiş emirler vermiş yasaklarını bildirmiştir. İşte böylece ilâhî kitaplar meydana gelmiştir. Yüce Allah’ın konuşamaması, dilsiz olması asla düşünülemez.

"Allah Musa’ya da hitap ile konuştu." (Nisa Sûresi: âyet.)

8- Tekvin: Yüce Allah’ın yoktan var edip yaratması demektir. şu evrende var olan ve varlığını devam ettirmekte olan her şeyi O, ezelî ve ebedî olan tekvin sıfatının gereği olarak yaratmıştır. Allah’ın yaratmak, yaşatmak, rızkları vermek, bol bol nimetler ihsan etmek, ödüllendirmek, cezalandırmak, affetmek, öldürmek, diriltmek gibi bütün işleri bu sıfatının gereğidir.

"Allah önce mahlûkatı yaratır, ölümden sonra onu tekrar diriltir. Sonunda Ona döneceksiniz." (Rûm Sûresi: âyet.)

III. Allah’ın Fiilî Sıfatları

Yüce Allah’ın fiilî sıfatları pek çoktur; bunların hepsini saymak mümkün değildir. Ancak bunlara birkaç örnek vermekle yetinelim.

Halk: Yaratmak demektir. Bütün varlıkları yaratan Hz. Allah’tır. Hiçbir mahlukun herhangi bir şeyi yaratmağa gücü yoktur.

İnşa: Yoktan var etmek demektir. Evrendeki tüm varlıkları yoktan var eden Yüce Allah’tır. Yaratıklarınsa yoktan var etme gücü yoktur.

İbda&#: Yüce Allah&#ın, aslı ve benzeri olmaksızın icat etmesi demektir.

İhya: Yüce Allah’ın diriltmesi demektir. Bir yaratığa can verip onu yaşama ulaştırmak, diriltmek ancak Allah’a mahsustur.

İmate: Yüce Allah’ın öldürmesi, hayata son vermesi demektir. Bir yaratığa can veren Hz. Allah dilediği zamanda onun yaşamına da son verir.

Terzîk: Yüce Allah’ın rızk vermesi demektir. Allah (c.c.) Rab ol-masının gereği sayısız çeşit ve ihtiyaçta olan mahlukatın rızkını da yaratır. O, yaşamlarını devam ettirebilmeleri için muhtaç oldukları besinleri yoktan var edip onlara sunar.

Allah'ın Zati ve Subuti Sıfatları Anlamları Kısaca Nedir? Zati, Subuti sıfat ne demek?

Yüce Allah'ın beş çeşit isim ve sıfatı bulunmaktadır. Bunlar; zati, sübüti, selbi , fiili ve haberi (müteşâbih) sıfatlardır. Bu içeriğimizde biz Zati ve Subuti sıfatlarını ele alacağız.

Allah'ın Zati ve Subuti Sıfatları Anlamları

ALLAHIN ZATİ SIFATLARI

Zati sıfatlar, Dünya ile ilişkilendirilemeyen ondan başka kimsede olmayan sıfatlara verilen isimdir. Allah'ın zati sıfatları kısaca sıfatlarının kısaca anlamları aşağıdaki gibidir.

Allah cc Zati sıfatları; Vücud, Kıdem, Beka, Muhâlefetün li'l-havâdis, Kıyâm, Vahdaniyyet olmak üzere 6 tanedir.

ALLAHIN ZATİ SIFATLARI KISACA ANLAMLARI ŞU ŞEKİLDEDİR;

  1. Vücut: Var olmak anlamına gelir.
  2. Kıdem: Allah ezelidir, yani önceden de vardı anlamındadır.
  3. Beka: Allah ebedidir, her zaman var olacak anlamındadır.
  4. Muhalefetü’n-Lil-havadis: Allah yarattığı hiçbir varlığa benzemez, eşsizdir anlamına gelir.
  5. Kıyam Bi-nefsihi: Allah kendi zatıyla vardır.
  6. Vahdaniyet: Allah tektir anlamındadır.

ALLAHIN SUBUTİ SIFARLARI

Subuti sıfatlar, Dünya ile ilişkilendirilebilen yarattıklarıyla ortak olarak bulunabilen sıfatlara verilen isimdir. Allah'ın subuti sıfatlarının kısaca anlamları aşağıdaki gibidir:

Haberin Devamı

Allah subuti sıfatları; Hayat, İlim, Semi, Basar, İrade, Kudret, Kelâm, Tekvin olmak üzere 8 tanedir.

ALLAHIN SUBUTİ SIFATLARI ANLAMLARI KISACA

  1. Hayat: Allah’ın var olması anlamına gelir.
  2. İlim: Allah’ın her şeyi bilmesi anlamına gelir.
  3. İrade: Allah yapmak istediklerini yapmakta özgürdür anlamına gelir.
  4. Kudret: Allah’ın her şeye gücünün yetmesidir.
  5. Semi / işitme: Allah her şeyi duyar anlamına gelir.
  6. Basar / görme: Allah her şeyi görür anlamına gelir.
  7. Kelam / konuşma: Allah konuşur anlamına gelir.
  8. Tekvin / yaratma: Allah var olmayanı yaratır anlamına gelir.

Allah'ın Sıfatları Tablosu

Allah'ın Sıfatları Tablosu

Allah'ın Zâtî ve Sübûtî Sıfatları nelerdir?

Varlığı zorunlu olan ve kemal ifade eden sıfatlardır. Bu sıfatlar "Allah diridir, irade edendir, güç yetirendir, hayat, irade ve kudret sıfatları vardır" gibi müsbet (olumlu) ifadelerle Allah'ı tanıttığı için sübüti sıfatlar adını almışlardır. Sübüti sıfatların zıtları olan özellikler Allah hakkında düşünülemez. Bu sıfatlar ezeli ve ebedi olup, yaratıkların sıfatları gibi sonradan meydana gelmiş değildir.

İster hay (diri), âlim (bilen), kadir (güç sahibi) gibi dil kuralları açısından sıfat kelimeler olsun, ister hayat, ilim, kudret gibi masdar kalıbındaki kelimeler olsun bütün sübüti sıfatlar Allah'a verilebilir. İsimlendirmede bir benzerlik olsa da sübüti sıfatlar hiçbir şekilde yaratıkların sıfatlarına benzememektedir. Çünkü Allah'ın ilmi, kudreti, iradesi sonsuz, mutlak, ezeli ve ebedidir, kemal ve yetkinlik ifade eder. Kullarınki ise sonlu, kayıtlı, sınırlı, sonradan yaratılmış, eksik ve yetersiz sıfatlardır. Sübüti sıfatlar sekiz tanedir.

ALLAHIN ZATİ SIFATLARI ANLAMLARI (DETAYLI)

1. Vücüd

“Var olmak” demektir. Allah vardır, varlığı başkasından değil, zâtının gereğidir, varlığı zorunludur. Vücüdun zıddı olan yokluk Allah hakkında düşünülemez.

2. Kıdem

“Ezeli olmak, başlangıcı olmamak” demektir. Hiçbir zaman düşünülemez ki, bu zamanda Allah henüz var olmamış olsun. Çünkü zaman denilen şeyi de O yaratmıştır. Ne kadar geriye gidersek gidelim O'nun var olmadığı bir zaman düşünülemez, bulunamaz. Allah sonradan meydana gelmiş varlık değildir. Ezeli (kadim) varlıktır. Kıdem sıfatının zıddı olan sonradan olma (hudüs) Allah hakkında düşünülemez.

3. Beka

"Varlığının sonu olmamak, ebedi olmak” demektir. Allah'ın sonu yoktur. Ezeli olanın ebedi olması da zorunludur. Bekanın zıddı olan sonu olmak (fenâ) Allah hakkında düşünülemez. Ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, Allah'ın olmayacağı bir an düşünülemez. Kur'ân-ı Kerim'de Allah'ın ezeli ve ebedi oluşu hakkında şöyle buyurulur: "O, ilktir, sondur" (el-Hadid 57/3), "Allah'ın zâtından başka her şey yok olucudur" (el-Kasas 28/88).

4. Muhâlefetün li'l-havâdis

“Sonradan olan şeylere benzememek” demektir. Allah'tan başka her varlık sonradan olmuştur. Allah, sonradan olan şeylerin hiçbirisine hiçbir yönden benzemez. Allah, kendisi hakkında bizim hatıra getirdiklerimizin de ötesinde bir varlıktır. Bu sıfatın zıddı olan, sonradan olana benzemek ve denklik (müşâbehet ve mümâselet) Allah hakkında düşünülemez. Kur'an'da şöyle buyurulur: "O'nun (benzeri olmak şöyle dursun) benzeri gibisi (dahi) yoktur" (eş-Şürâ 42/11).

5. Vahdâniyyet

“Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olması, eşi, benzeri ve ortağının bulunmaması” demektir. Vahdâniy- yetin zıddı olan birden fazla olmak (taaddüd), eşi ve ortağı bulunmak (şirk), Allah hakkında düşünülmesi imkânsız olan sıfatlardandır. İslâm'a göre Allah'tan başka ilâh, yaratıcı, tapılacak, sığınılacak, hüküm ve otorite sahibi bir başka varlık yoktur. İhlâs ve Kâfirün süreleri ile Kur'an'ın pek çok âyeti Allah'ın tek ve eşsizliğini ortaya koyarken, şirki reddeder (bk. el-Enbiyâ 21/22; el-İsrâ 17/42; ez-Zümer 39/4).

6. Kıyâm

bi-nefsihi “Varlığı kendiliğinden olmak, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamak” demektir. Allah kendiliğinden vardır. Var olmak için bir yaratıcıya, bir yere, bir zamana, bir sebebe muhtaç değildir. Başkasına muhtaç olmak (kıyâm bi-gayrihi), Allah hakkında düşünülemez. Kur'ân-ı Kenm'de bu sıfatla ilgili olarak şöyle buyurulur: "De ki: O Allah birdir. O, sameddir (başkasına ihtiyaç duymayandır)" (el-İhlâs /), "Ey insanlar, Allah'a muhtaç olan sizlersiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur" (el-Fâtır 35/15).

Allah'ın Zâtî ve Sübûtî Sıfatları nelerdir?

ALLAH SÜBUTİ SIFARLARI ANLAMLARI (DETAYLI)

1. Hayat

“Diri ve canlı olmak” demektir. Yüce Allah diridir ve canlıdır. Her şeye, kuru ve ölü toprağa can veren O'dur. Ezeli ve ebedi bir hayata sahiptir. Hayat sıfatının zıddı olan “ölü olmak” (memât) Allah hakkında düşünülemez. Kur'an'da bu sıfatla ilgili olarak şöyle buyurulur: "Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan" (el-Furkan 25/58), "(Artık bütün) yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür" (Tâhâ 20/).

2. İlim

“Bilmek” demektir. Allah her şeyi bilendir. Olmuşu, olanı, olacağı, gelmişi, geçmişi, gizliyi, açığı bilir. Allah'ın bilgisi yaratıkların bilgisine benzemez, artmaz, eksilmez. O, her şeyi ezeli ilmiyle bilir. Allah, her şeyi olacağı için bilir. Yoksa her şey Allah bildiği için olmaz. Âlemde görülen bu güzel düzen, tertip ve şaşmaz âhenk, onun yaratıcısının engin ve sonsuz ilminin en büyük göstergesidir. İlim sıfatının zıddı olan cehl (bilgisizlik), Allah hakkında düşünülmesi imkânsız olan bir sıfattır. İlim sıfatı ile ilgili âyetlerden ikisinde şöyle buyurulur: "O karada ve denizde ne varsa bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez" (el-En‘âm 6/59), "Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun?" (el-Mücâdele 58/7).

3. Semi‘

“İşitmek” demektir. Allah işiticidir. Gizli, açık, fısıltı halinde, yavaş sesle veya yüksek sesle ne söylenirse Allah işitir, duyar. Bir şeyi duyması, o anda ikinci bir şeyi işitmesine engel değildir. İşitmemek ve sağırlık Allah hakkında düşünülemez.

4. Basar

“Görmek” demektir. Yüce Allah her şeyi görücüdür. Hiçbir şey Allah'ın görmesinden gizli kalmaz. Saklı, açık, aydınlık, karanlık ne varsa Allah görür. Görmemek (âmâlık) Allah hakkında düşünülemez. Allah'ın işitici ve görücü olduğuna dair pek çok âyet vardır. Bunlardan birinde şöyle buyrulur: "(Allah) gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir. Allah adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işiten ve görendir" (el-Mü'min 40/).

5. İrade

“Dilemek” demektir. Allah dileyicidir. Allah varlıkların konumlarını, durumlarını ve özelliklerini belirleyen varlıktır. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz. İrade sıfatının zıddı olan iradesizlik ve zorunda olmak (icâb bi'z- zât) Allah hakkında düşünülemez. Meşiet de irade anlamına gelen bir kelimedir. Kur'an'daki "De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allahım, sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın" (Âl-i İmrân 3/26), "Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini yaratır" (eş-Şürâ 42/49) âyetleri irade sıfatının nakli delillerindendir.

Allah Teâlâ'nın iki türlü iradesi vardır:

Tekvini İrâde:

Tekvini (yapma, yaratma ile ilgili) irâde; bütün yaratıkları kapsamaktadır. Bu irâde, hangi şeye yönelik gerçekleşirse, o şey derhal meydana gelir. "Biz bir şeyin olmasını istediğimiz zaman ona sözümüz sadece "ol" dememizdir. Hemen oluverir" (en-Nahl 16/40) anlamındaki âyette belirtilen irade bu çeşit bir iradedir.

Teşrii İrade:

Teşrii (yasama ile ilgili) iradeye dini irade de denir. Yüce Allah'ın bir şeyi sevmesi ve ondan hoşnut olması, onu emretmesi demektir. Allah'ın bu mânadaki bir irade ile bir şeyi dilemiş olması, o şeyin meydana gelmesini gerekli kılmaz. "Muhakkak ki Allah adaleti, iyiliği ve akrabaya yardım etmeyi emrediyor (irade ediyor)" (en-Nahl 16/90) meâlindeki âyetteki irade bu çeşit bir iradedir. Tekvini irade hayra da şerre de, iyiliğe de kötülüğe de yönelik olarak gerçekleştiği halde teşrii irade, sadece hayra ve iyiliğe yönelik olarak gerçekleşir. Allah, hayrı da şerri de irade edip yaratır. Ancak O'nun şerre rızâsı yoktur, şerri emretmez ve şerden hoşlanmaz.

6. Kudret

“Gücü yetmek” demektir. Allah sonsuz bir güç ve kudret sahibidir. Kudret sıfatının zıddı olan acizlik ve güç yetirememek (acz), Allah hakkında düşünülemez. O'nun kudretinin yetişemeyeceği hiçbir şey yoktur. Kâinatta her şey Allah'ın güç ve kudretiyle olmaktadır. Yıldızlar, galaksiler, bütün uzay, canlı-cansız tüm varlıklar Allah'ın kudretinin açık delilidir. Kur'an'da Allah'ın kudreti ile ilgili olarak şöyle buyurulur: "Allah gece ile gündüzü birbirine çeviriyor. Şüphesiz bunda basiret sahipleri için mutlak bir ibret vardır. Allah her canlıyı sudan yarattı. İşte bunlardan kimi karnı üstünde sürünür, kimi iki ayağı üstünde yürür, kimi dört ayağı üstünde yürür. Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah her şeye kadirdir" (en-Nür 24/).

7. Kelâm

“Söylemek ve konuşmak” demektir. Allah bu sıfatı ile peygamberlerine kitaplar indirmiş, bazı peygamberler ile de konuşmuştur. Ezeli olan kelâm sıfatının mahiyeti bizce bilinemez. Ses ve harflerden meydana gelmemiştir. Kelâmın zıddı olan konuşmamak ve dilsizlik, Allah hakkında düşünülemez. Allah kelâm sıfatıyla emreder, yasaklar ve haber verir. Bu sıfatla ilgili olarak Kur'an'da şöyle buyurulur: "Müsâ tayin ettiğimiz vakitte (Tür'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca Rabbim, bana (kendini) göster, seni göreyim dedi" (el-A‘râf 7/), "De ki: Rabbimin sözlerini (yazmak) için bütün denizler mürekkep olsa ve bir o kadar daha ilâve getirsek dahi, Rabbimin sözleri bitmeden önce deniz tükenecektir" (el-Kehf 18/).

8. Tekvin

“Yaratmak, yok olanı yokluktan varlığa çıkarmak” demektir. Yüce Allah yegâne yaratıcıdır. O, ezeli ilmiyle bilip dilediği her şeyi sonsuz güç ve kudretiyle yaratmıştır. Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, nimet vermek, azap etmek ve şekil vermek tekvin sıfatının sonuçlandır. Bir âyette "Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir" (ez-Zümer 39/62) buyurulmuştur.

SUBUTİ NE DEMEK, ANLAMI NEDİR??

  • Dünya ile ilişkilendirilebilen yarattıklarıyla ortak olarak bulunabilen sıfatlara verilen isimdir.
  • Varlığı kat’iyyen isbat edilene ait. Müsbet, isbatlı olan. (Bak: iman-ı bil-âhiret)

ZATİ NE DEMEK, ANLAMI NEDİR?

Zati sıfatlar Arapça kökenli bir kelime olup anlamı kendisine özgü anlamına gelmektedir. Allah Teâlâ'ya iman etmek demek, O'nun yüce varlığı hakkında vâcip ve zorunlu olan kemal ve yetkinlik sıfatlarıyla, câiz sıfatları bilip, öylece inan­mak, zâtını noksan sıfatlardan yüce ve uzak tutmaktır.

Allah, şanına lâyık olan bütün kemal sıfatlarıyla nitelenmiş ve noksan sıfatlardan münezzehtir. Allah Teâlâ'nın sıfatlarının hepsi ezeli ve ebedi sıfatlardır. O'nun sıfatlarının başlangıcı ve sonu yoktur.

Allah'ın sıfatları, yaratıkların sıfatlarına benzemez. Her ne kadar isimlendirmede bir benzerlik varsa da Allah'ın ilmi, iradesi, hayatı, kelâmı; bizim, ilim, irade, hayat ve kelâmımıza benzemez. Biz, Allah'ın zâtını ve mahiyetini bilemediğimiz ve kavrayamadığımız için O'nu isim ve sıfatlarıyla tanırız. Kur'ân-ı Kerim "Onu gözler idrak edemez. Fakat O, gözleri idrak eder. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır" (el-En‘âm 6/) buyurarak, Allah'ın zâtını idrak etmenin, mahiyetini bilmenin imkânsız olduğunu açıklamıştır.

Hz. Peygamber de bu konuda şöyle buyurmuştur: "Allah'ın yaratıkları hakkında düşününüz. Fakat Allah'ın zâtı hakkında düşünmeyiniz. Gerçekten siz buna hiç güç yetiremezsiniz" (Süyüti, el-Câmi‘u's-sagir, I, ; Aclüni, Keşfü'l-hafâ, I, ).

Kaynak: Diyanet İşleri Başkanlığı & Bölge Gündem Haber

İlgili Haberler

Sekine duas&#x; faziletleri ve s&#x;rlar&#x;" src="seafoodplus.info">Sekine duası tam okunuşu

Allah&#;ın zâti ve subûtî sıfatları arasındaki fark nedir?

Değerli kardeşimiz,

Allah’ın zâtî sıfatları şunlardır:

a. Vücut: Var olmak demektir.    

b. Kıdem: Allah ezelidir.

c. Beka: Allah ebedidir.  

d. Muhalefetü’n-Lil-havadis: Allah yarattığı hiçbir varlığa benzemez.

e. Kıyam Bi-nefsihi: Allah Kendi zatıyla vardır.

f. Vahdaniyet: Allah birdir.

- Allah’ın zati sıfatları anlamlarından da anlaşılacağı üzere, dış dünya ile yaratıklarla bir ilişkisi ve ortak paydası olmayan sıfatlardır. Mesela, Allah’ın bağımsız, kendinden başka vacibu'l-vücud olan varlığı gibi bir varlık yoktur. Keza, kıdem sıfatı (başlangıcı olmayan) Allah’tan başka hiçbir varlık için söz konusu değildir. Diğer zâtî sıfatlar da aynı şekilde Allah’ın zatına mahsus olup, başka varlıklarla ortak paydası olmayan sıfatlardır.

Allah’ın subûtî sıfatları şunlardır:

a. Hayat: Allah’ın diri olmasıdır.

b. İlim: Allah’ın her şeyi ezelde bilmesidir.

c. İrade: Allah’ın yapmak istediği her şeyde özgür ve bağımsız olmasıdır.

d. Kudret: Allah’ın her şeye gücünün yetmesidir.

e. Semi / işitme: Allah her şeyi işitir.

f. Basar / görme: Allah her şeyi görür.

g. Kelam / konuşma: Allah organa, sese ihtiyaç duymaksızın konuşur.

h. Tekvin / yaratma: Allah yoktan yaratır.

- Allah’ın sübûti sıfatları, zati sıfatları gibi diğer bütün varlıklardan tamamen ayrı ve şahadet alemindeki varlıkların tamamen ötesinde değildir. Mesela, hayat sıfatı, mahiyeti ve hakikatı itibariyle çok farklı olmakla beraber, insanlarda da vardır. Diğer bütün subûti sıfatlar da aynı şekilde melek, cin ve insanlarla ortak paydası olan sıfatlardır.

Bu açıklamalardan da anlaşıldığı gibi, Allah’ın zati sıfatları ile sübuti sıfatları arasındaki fark şudur:

a. Zati sıfatlar, Allah’a mahsus olup başka hiçbir varlıkla müşterekliği söz konusu değildir. Halbuki sübuti sıfatlar -mahiyet farkıyla da olsa- insanlarda da bulunuyor. Örneğin: Allah Kadimdir, fakat insan kadim değildir. Buna mukabil Allah irade sahibi olduğu gibi insan da irade sahibidir. Tabii ki iki irade arasında fark vardır. Allah’ın iradesi sonsuz ve mutlakdır, insanın iradesi ise sınırlı ve kayıtlıdır. İnsanların iradesi Allah’ın iradesi sonucu var olmuştur.

b. Zati sıfatların başka varlıklarla bir ilişkileri yoktur. Örneğin: Allah’ın kadim/ezeli olması zat-ı akdesine mahsus bir durumdur. Buna mukabil, subuti sıfatların diğer varlıklarla da ilişkileri vardır. Örneğin: Allah’ın görmesi, kendi zatının dışındaki varlıkların vücuduyla ilişkilidir. Keza Allah’ın yaratması, yaratıkların hepsiyle ilişkilidir. Yani yaratılan varsa yaratmak da var, yaratmak varsa yaratılan da var demektir.

Selam ve dua ile
Sorularla İslamiyet

nest...

batman iftar saati 2021 viranşehir kaç kilometre seferberlik ne demek namaz nasıl kılınır ve hangi dualar okunur özel jimer anlamlı bayram mesajı maxoak 50.000 mah powerbank cin tırnağı nedir