Fatma Gülham Abushanab Instagram

Milliyet, Merve Kavakçı'nın boşandığı Ürdün asıllı eşini Texas'ta buldu. Merve hakkında çocukları Fatma ve Meryem'i eski eşinden kaçırdığı için tutuklama kararı olduğu ortaya çıktı.
Ürdünlü eski eşi, "Müslümanlıkta çocukları babadan ayırmak, yalan söylemek günahtır. Bunlar ne biçim Müslüman?" dedi

Yasemin Çongar - Richardson / Texas


Türbanla Meclis'e giderek kriz yaratan FP İstanbul Milletvekili Merve Kavakçı hakkında, velayet hakkını yitirmesine karşın kızlarını, boşandığı eşinden kaçırdığı gerekçesiyle ABD'de tutuklama kararı bulunduğu ortaya çıktı.
Milliyet'in belgelerini elde ettiği 26 Ocak 1998 tarihli Dallas Bölge Mahkemesi kararı uyarınca, Kavakçı, kızları Fatma Gülham ve Meryem Ali'yi babalarından kaçırmak ve hukuki velileri olan babalarına teslim etmemek suçundan aranıyor. İlgili karar, Kavakçı'nın Texas eyalet sınırlarına girdiği anda tutuklanarak mahkemeye çıkarılmasını ve serbest bırakılması için 50 bin dolar kefalet ödemesini öngörüyor.
Belgelerde ayrıca, Kuzey Texas Merkez Camii Baş İmamı Yusuf Ziya Kavakçı'nın 24 Kasım 1995'te verdiği yeminli ifadede, kızı Merve ile hiçbir bağlantısı bulunmadığı ve nerede yaşadığı konusunda hiçbir bilgisi olmadığını bildirdiği belirtiliyor.

'Bunlar ne biçim Müslüman?'

Milliyet, Kavakçı'nın boşandığı Ürdün - Filistin uyruklu eşi Ali Ahmat Abushanab'ı bularak, Kavakçı ile evliliği, eski eşinin siyasi bağlantıları ve dinsel hayatı konusunda uzun bir görüşme yaptı. Richardson'daki Kuzey Texas Merkez Camii'nin avlusunda başlayan, Dallas'ta süren görüşme dün gerçekleşti.
ABD vatandaşı çocuklarını en son Kasım 1993'te Kuzey Texas Merkez Camii'nin avlusunda gören ve yıllardır yanına alabilmek için yasal mücadele veren Kavakçı'nın boşandığı Ürdün - Filistin uyruklu eşi Ali Ahmat Abushanab, şunları söyledi:
"Kızlarımı benden kaçırıyorlar. Merve, mahkeme kararı kendisine tebliğ edildiği halde gereğini yapmıyor. Babası, kızıyla bağlantısı olmadığı, torunlarının nerede yaşadığını bilmediği konusunda mahkemeye yalan söylüyor. Müslümanlık'ta, çocukları babadan ayırmak, yalan söylemek günahtır. Bunlar ne biçim Müslüman?"

Görücü usulü

Abushanab'ın anlattığına göre, Dallas'taki Texas Üniversitesi'nden bilgisayar mühendisliği diplomasıyla mezun olan Merve Kavakçı ile evlilikleri, 1988 yılında imam Yusuf Ziya Kavakçı'nın izniyle "görücü usulüyle" yapıldı. Baba Kavakçı'yı camiden tanıyan ve kendisi de "şeriat'a inanmış bir Müslüman olan" Abushanab ile Merve'nin, 15 Ocak 1990'da Fatima Gülham, 19 Aralık 1990'da da Mariam Ali adlı kız çocukları doğdu.
Üçbuçuk yıllık evlilikten sonra Texas'ta boşanan çift, daha sonra Eylül 1993'te, aralarındaki sorunları giderip yeniden birlikte olmaya karar verdi. Ancak Kasım 1993'te Kavakçı, iki kızını alarak ve babalarına hiçbir haber vermeden ABD'yi terketti.

Mahkeme kararları

Abushanab'ın birer kopyasını Milliyet'e verdiği mahkeme kararları, ilk başta çocuklarının velayetinin annelerine verildiğini, babalarının ise haftada bir görüşme izni olduğunu kanıtlıyor. Ancak aynı mahkeme, Kavakçı'nın "babayla görüşmeyi engellemesi" ve "çocukları kaçırması" sonucu kararını değiştirmiş. Velayet hakkını Kavakçı'dan alarak baba Abushanab'a veren, Kavakçı'ya ise sadece perşembe günleri "görüşme hakkı" tanıyan mahkeme kararı, 10 Aralık 1997 tarihinde kesinleşmiş.

Merve'ye celp

Abushanab, bundan sonrasını şöyle anlatıyor:
"Birgün camideki panoda, Merve'nin Filistin İslami Birliği'nin (IAP) kurultayında konuşma yapacağını duydum. Şoka uğradım. Çünkü benim tanıdığım Merve, siyasi bir kişi değildi. Ben IAP'a karşıyım. Bir Filistinli olarak yaptıkları etkinlikleri, anlamsız buluyorum. Merve'nin kurultayda konuşacağını mahkemeye bildirdim. Onlar da güvenlik görevlisi gönderdiler. Birlikte Chicago'ya gittik ve IAP'nin engelleme çabasına rağmen, Merve'ye mahkeme kararıyla celbnameyi ilettik. Ancak Merve hakkında karara uymadığı için 1998'de tutuklama emri çıkarıldı."

Kızlarına çağrı

Merve Kavakçı'nın kızlarına kendisi hakkında ne söylediğini bilmediğini anlatan, birkaç kez Türkiye'ye gitmesine rağmen kızlarının izini bulamayan ve Yusuf Ziya Kavakçı'nın kendisine yalan söylemeyi sürdürdüğünü öne süren Abushanab, bugün on yaşına gelen kızlarının Ankara Anıttepe İlkokulu'na gittiğini Milliyet'ten öğrendi. Abushanab kızlarına şöyle seslendi:
"Hayattayım, sizi düşünüyorum, özlüyorum, merak ediyorum. Sizin hayatınızın düzenini bozmak istemiyorum, ama sizi görebilmek, yanıma almak istiyorum. Mahkemenin kararı da budur. Beni sizden ayırdılar, size ulaşmak için çabalayan bir babanız olduğunu bilin."

HAMAS'lı değilim

Abushanab, "Cim Systems" adlı bir bilgisayar şirketinin sahibi ve yöneticisi. 1996'da ikinci kez evlenmiş ve üç kızı daha olmuş. Merve Kavakçı'dan olan kızlarıyla çekilmiş son resmini evde sakladığını, kızlarına "kardeşlerini" anlattığını söylüyor.
"Dindarım. Müslüman kadınların örtünmesi gereğine inanırım" diyen Abushanab, kendisinin IAP ve Kuzey Texas İslami Birliği'ne üye olmadığını belirterek, "Ben siyasi İslamcı değilim. Hayat tarzı olarak Müslümanım. Merve de öyleydi. Siyasete girmesine, Türk parlamentosunda yaptıklarına hayret ettim. Başını açmamasını anlıyorum. Ama niye siyaset yaptığını anlamıyorum" dedi.
Abushanab kendisi hakkında "IAP ve HAMAS yanlısı" diye bilgiler verenleri ise, "Hepimiz aynı camiye gidiyoruz, aynı bölgede yaşıyoruz, ondan beni IAP'lı sanmış olabilirler, ama ben IAP ile kavgalıyım" diye yanıtlıyor.
HAMAS'ın üst düzey yöneticilerinden İsmail Abushanab ile akrabalık ilişkisi olmadığını da vurgulayan Kavakçı'nın eski eşi, "Filistin'de bu soyadını taşıyan beş ayrı aile var, hepsi ayrı şehirlerden" demekle yetiniyor.

'Kavakçı, dini önderdir'

ABD'de HAMAS'a yakınlığı bilinen Filistin İslami Birliği, Milliyet'e, Yusuf Ziya Kavakçı'nın "bölgenin en büyük imamı olduğunu, ancak siyasete bulaşmadan dini önderlik yaptığını" açıkladı

ABD'de Federal Soruşturma Bürosu (FBI) kaynaklarının "HAMAS yanlısı" saydıkları Filistin İslami Birliği (IAP) adlı kuruluş, Fazilet Partisi milletvekili Merve Kavakçı'nın babası Prof. Yusuf Ziya Kavakçı'nın "siyasete bulaşmadan dini önderlik yapan inanmış bir kişi olduğunu" bildirdi.
HAMAS ile bağlantılı olduklarını reddeden, ancak bu örgütle "aynı idealleri paylaştıklarını" ve görüşlerini ABD'de yayınladıklarını kabul eden IAP ile Yusuf Ziya Kavakçı'nın "baş imamlık" yaptığı Kuzey Texas Merkez Camii arasında "yakın temas" olduğu da ortaya çıktı. Ancak camiiyi yöneten Kuzey Texas İslami Birliği'nin Başkan Yardımcısı ve Prof. Kavakçı'nın yakın dostu, Pakistan kökenli Muhammed Süleyman, IAP ile kendi kuruluşları arasında "organik bir bağın kesinlikle olmadığını" kaydetti.
Merve Kavakçı'nın Aralık 1997'de yıllık kurultayına katılarak "İslami Birlik ve cihad" çağrısı içeren bir konuşma yaptığı IAP'nin Dallas'taki yetkilisi Usame Muhammed, Milliyet'in sorularını yanıtlarken, kendilerini "HAMAS'a yakın" gösteren haberleri eleştirerek, "On yıldır hakkımızda ortaya atılan iddialar tekrarlanıyor" dedi.
Muhammed, "Kavakçı ailesiyle ilişkileriniz nedir" sorusunu ise, "Yusuf Ziya Kavakçı, Kuzey Texas bölgesinin en büyük imamıdır. Bütün Kuzey Amerika'daki Müslümanlar tarafından son on yıldır çok iyi tanınan bir kişiliktir. Dini önderlik yapar, ama siyasete bulaşmaz. Hutbe verir. Onu herkes çok imanlı, saygın bir dini önder olarak tanır" diye yanıtladı. Muhammed, IAP'nin Kuzey Texas Merkez Camii ile organik ilişkisi olmadığını da savundu.
Ancak Milliyet'in IAP'den bağımsız olarak bu caminin yetkilileriyle yaptığı görüşmelerden haberdar edildiği ortaya çıkan Mohammed, "Neden size haber verildi?" sorusuna "Ben onların Yönetim Kurulu üyesiydim" karşılığını verdi.

HAMAS'ın cephe örgütü

Muhammed, FBI ile herhangi bir sorunları olmadığını vurgularken, FBI'ın terörle mücadele masası eski şefi Oliver "Buck" Revel'ın IAP konusunda "The Washington Post" gazetesinde yayınlanan değerlendirmesi şöyle:
"IAP, HAMAS'ın cephe örgütüdür. HAMAS tarafından denetlenir, HAMAS'ın liderlerini ABD'ye getirir ve HAMAS adına propaganda yapar."
IAP Başkanı Amer al - Shawa ise, HAMAS ile ilişkileri konusunda daha önce ABD basınına şu açıklamayı yapmıştı:
"HAMAS ile birçok ideali paylaşıyoruz. IAP toplantılarındaki bazı konuşmacılar da zaman zaman Yahudi karşıtı ve Amerikan karşıtı bir tutum izliyorlar. Ancak biz onları, toplantılarımıza yeniden davet etmiyoruz."
Merve Kavakçı'nın katıldığı IAP Yıllık Kurultayı'nda da, HAMAS terörizmi övülmüş ve yoğun Yahudi düşmanlığı yapılmıştı.
Prof. Kavakçı'nın "baş imamlık" yaptığı Kuzey Texas Merkez Camii'nin bulunduğu Dallas metropolitan alanındaki Richardson adlı yerleşim biriminde kurulu bulunan Kutsal Topraklar Vakfı (Holy Land Foundation) da, bölgedeki diğer büyük "HAMAS destekçisi" sayılıyor.
Kuzey Texas İslami Birliği Başkan Yardımcısı Mohammed Suleiman, Milliyet'e, "Birçok konuda bölge Müslümanları olarak Kutsal Topraklar Vakfı'na bağış yaparız, ancak bizimle başka bir bağlantıları yok" dedi.
Sözkonusu vakfın ABD'deki en büyük "Müslüman bağış kuruluşu olduğu" ve Filistin'e yılda iki milyon dolar gönderdiği belirtiliyor. Kuruluşun yetkilileri, bu bağışların "Hamas üyeliğine göre değil, ihtiyaca göre dağıtıldığını" belirtirken; İsrail kaynakları, vakfın daha ziyade "öldürülen ya da cezaevine giren HAMAS militanlarının ailelerine yardım" amacı taşıdığını öne sürüyorlar.

Hamas nedir, ne yer, ne içer?

Arapça "İslami Direniş Hareketi"nin kısaltması olan HAMAS, Müslüman Kardeşler Örgütü'nün Filistin'e bağımsızlık konusunda yetersiz kaldığı gerekçesiyle Şeyh Ahmed Yasin tarafından Gazze'de kuruldu. 1989'da iki İsrail askerinin kaçırılıp, öldürülmesi emrini verdiği gerekçesiyle İsrail güvenlik güçlerince tutuklanan Şeyh Ahmed Yasin serbest bırakılana dek, hücresinden HAMAS'ı yönetmeyi sürdürdü.
HAMAS, İsrail devletini şiddet yoluyla ortadan kaldırıp yerine bir İslam devleti kurmayı hedef olarak benimsedi. Yahudiler'in, dünyanın kontrolünü ele geçirmek amacıyla uluslararası bir komplo içinde olduğunu öne süren HAMAS, tarihi boyunca İsrail hedeflerine yönelik çok sayıda kanlı eyleme imza attı.
Örgütün 1989'dan bu yana düzenlediği eylemler, özellikle İsrail askerlerini, hain olarak nitelendirilen Filistinliler'i ve ardından İsrailli sivilleri hedef aldı. Örgütün geniş çaplı hedeflere yönelik saldırıları, 1994 Nisan'ında başladı. HAMAS üyesi bir intihar komandosunun patlayıcıyla yüklü arabasını bir otobüse çarptırması sonucu sekiz kişi öldü, 50 kişi yaralandı. Bu tarihten sonra HAMAS'ın imza attığı eylemlerde ölenlerin sayısı 130'u geçti.
Örgütün özellikle gelir düzeyi düşük Araplar arasındaki sistematik propagandasıyla her yıl çok sayıda genci bünyesine kattığı biliniyor. Örgütün, geniş çaplı bir sosyal yardımlaşma organizasyonu içinde olması, camilerin, yardım kuruluşlarının, okulların, hastanelerin ve hatta ana okullarının bile denetim altında bulundurması, halkın HAMAS etkisi altında kalmasını sağlayan unsurların başında geliyor.
İran, Suudi Arabistan ve Körfez ülkelerindeki yardım kuruluşları HAMAS'ın en büyük mali kaynakları arasında yer alıyor. Örgütün 40 - 70 milyon dolar arasındaki yıllık bütçesinin yüzde 85'i dünyanın birçok yerindeki kuruluşlardan gelirken, geri kalan yüzde 15'i Batı Şeria ve Gazze'deki Filistinliler'den toplanıyor.