takva vaaz / Cuma Hutbesi 20 Aralık - Takva: En Hayırlı Azığımız - Diyanet TV

Takva Vaaz

takva vaaz

Cuma Hutbesi - Cuma Sevinci

TAKVA: EN HAYIRLI AZIĞIMIZ

Muhterem Müslümanlar!

Peygamberimiz (s.a.s), genç sahabi Muâz b. Cebel’i Yemen’e elçi olarak tayin etmişti. Uğurlarken onunla birlikte yola çıktı ve bazı tavsiyelerde bulundu. Muâz bineğinin üstünde gidiyor, Resûl-i Ekrem de onun yanında yürüyordu. Allah Resûlü (s.a.s) tavsiyelerinin sonunda şöyle buyurdu: “Ey Muâz! Bu seneden sonra benimle karşılaşamayabilirsin, belki de ancak şu mescidime veya kabrime uğrarsın.” Bu sözler üzerine Muâz (r.a), Peygamberimizden ayrılmanın üzüntüsüyle ağlamaya başladı. Allah Resûlü ise yüzünü Medine’ye doğru çevirerek şöyle buyurdu: “İnsanların benim gözümde en üstün olanları, kim olurlarsa olsunlar ve hangi makam ve mevkide bulunurlarsa bulunsunlar, takva sahibi olanlarıdır.”1

Aziz Müminler!

Takva, kul olarak Allah’a karşı maddi ve manevi bakımdan sorumluluklarımız olduğunu bilerek yaşamaktır. Rabbimizin emirlerine itaat edip O’nun hoşnutluğunu kazanmaktır. Rızasını kaybettirecek işlerden kaçınarak O’nun rahmetinin gölgesine sığınmaktır. Takva, Cenâb-ı Hakkın bizlere mükemmel bir örnek ve eşsiz bir rehber olarak gönderdiği Sevgili Peygamberimizin izinden yürümektir.

Kıymetli Müslümanlar!

İlahî rahmete ve himayeye mazhar olmak ancak takva ile mümkündür. Nitekim hutbemin başında okuduğum ayet-i kerimede şöyle buyrulmaktadır: “Ey iman edenler! Allah’a karşı hakkıyla takva sahibi olun ve ancak Müslüman olarak can verin.”2 Hakkıyla takva sahibi olmak, her an kendini Allah’ın huzurunda hissetmeyi, saygıda kusur etmemeyi ve O’na derin bir sevgiyle bağlanmayı gerektirir. Bu haliyle takva, Rabbimizin azabını gerektirecek işler yapmaktan ve O’nun huzuruna yüzü kara çıkmaktan endişe etmektir. “Ey iman edenler! Allah için takva sahibi olun. Herkes yarın için ne hazırladığına baksın!”3 ayeti gereği, ahiret için bugünden hazırlık yapmaktır.

Değerli Müminler!

Peygamber Efendimiz bir defasında, eliyle göğsünü işaret ederek üç kere “Takva işte buradadır”4 buyurmuştur. Evet, takvanın yeri kalptir ancak belirtileri bedendedir, sözdedir, davranıştadır. Takvanın huzur veren etkisi, ibadetlerimizde, iyi işlerimizde ve güzel ahlakımızda kendisini gösterir. Takva bilincimiz, kötülük ve haramlardan kaçınmakla kuvvetlenir; dürüstlük ve samimiyetle kemale erer. Takva müminin kalkanıdır. Yüreğine düşen titreme, vicdanına dokunan sestir. Günahlarla arasına çekilen set, sevaplarla kurduğu ünsiyettir. Öyleyse takva sahibi bir mümin, kalbini fitne ve fesattan, dilini yalan ve iftiradan, gözünü harama bakmaktan korur. Elini haksızlığa uzatmaz, ayağıyla kötülük yolunda koşmaz. Bile bile günah işlemek bir yana, şüpheli şeylere dahi meyletmez. Zira muttaki bir mümin bilir ki, Allah’ın emir ve yasaklarına riayet etmek ona dünyada mutluluk, ahirette kurtuluş getirecektir.

Aziz Müslümanlar!

Takva, Rabbimiz katında bize değer kazandıran yegâne ölçüdür. Çünkü dinimize göre üstünlük ölçüsü mal, mülk, makam, meslek, ırk ve cinsiyet değildir. “Allah katında en değerliniz, en derin takva bilincine sahip olanınızdır”5 ayeti bu gerçeğe işaret etmektedir. İman ile şereflenen, takva elbisesine bürünen, tertemiz bir kalbe ve salih amellere sahip olan kişi, insanların en faziletlisidir. İşte Allah (c.c), böyle muttaki kimselerle beraberdir. Onların dostudur. Cenneti ve içindeki benzersiz nimetleri de muttakiler için hazırlamıştır.6

Kıymetli Müminler!

Rabbimiz şöyle buyurmaktadır: “Azık edinin; kuşkusuz azığın en hayırlısı takvâdır. Ey akıl sahipleri! Bana karşı gelmekten sakının.”7 O halde, şu fani dünyada hayatımızı takva ile bereketlendirelim. Günahlardan sakınıp hep iyi olmaya ve iyilikte bulunmaya devam edelim. Nefsimizin doyumsuz arzularına, şeytanın aldatmasına kanıp hem dünyamızı hem de ahiretimizi heba etmeyelim. Söylediğimiz her sözün, yaptığımız her işin hesabını bir gün Rabbimize vereceğimizi unutmayalım. Hutbemi Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in şu hadisiyle bitiriyorum: “Nerede olursan ol, Allah’a karşı sorumluluğunun bilincinde ol! Bilerek veya bilmeyerek bir kötülük işlersen peşinden iyi bir şey yap ki onu yok etsin. Bir de insanlara güzel ahlâkla davran!”8

 

1 İbn Hanbel, V,

2 Âl-i İmrân, 3/

3 Haşr, 59/

4 İbn Hanbel, III,

5 Hucurât, 49/

6 Nahl, 16/; Câsiye, 45/19; Ra’d, 13/

7 Bakara, 2/

8 Tirmizî, Birr,

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Sakınalım Diye Oruçla Emrolunduk

Oruç Sakınalım Diye Farz kılındı

Yüce Yaratanın her bir emrinde ve her bir yasağında bizler için nice hikmetler ve ibretler var. Oruçta böyle değil mi? Bu sebeple diğer ibadetlerde olduğu gibi oruçta bizden öncekilere farz kılındığı gibi bize de farz kılındı. Rabbimiz şöyle buyuruyor.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ كُتِبَ عَلَيْكُمُ الصِّيَامُ كَمَا كُتِبَ عَلَى الَّذِينَ مِن قَبْلِكُمْ لَعَلَّكُمْ تَتَّقُونَ

“Ey İnananlar! Oruç, sizden öncekilere farz kılındığı gibi size de farz kılındı. Umulur ki sakınırsınız.”

Ayette ifade edildiği üzere oruç tutmak suretle sakınacağımız bildirilmektedir. Acaba oruç tutmak suretiyle neden sakınacağız?

"Sakınmanız için, sakınasınız diye" ifadesi oruç ibadetinin hikmetine ışık tut­maktadır. Dinde sakınmak (takva, ittika) günahlarla ilgili bir sakınmadır, günah­lardan uzak durmak, günaha girmemek için çaba göstermektir.

Kurtulmanın, uzak durmanın yolları ve çareleri bakımından günahlar ikiye ayrılır:

1.İçki, kumar, hırsız­lık, gasp gibi günahlardan kurtulmanın yolu ve çaresi -bunların getirdikleri sonuç­lar üzerinde- düşünmektir. Yasaklama, ceza tehdidi, başkalarının başlarına gelen­ler, verilen öğütler üzerinde düşünen insanlar bunlardan uzaklaşabilirler.

Kur’an-ı Kerimde bu yasaklardan bahsederken bu kötü hallerin insanın başına getirdikleri üzerinde durulur ve bizleri düşünmeye sevk eder.

وَمِن ثَمَرَاتِ النَّخِيلِ وَالأَعْنَابِ تَتَّخِذُونَ مِنْهُ سَكَراً وَرِزْقاً حَسَناً إِنَّ فِي ذَلِكَ لآيَةً لِّقَوْمٍ يَعْقِلُونَ

“Hurmalıkların ve üzümlüklerin meyvelerinden kurdukları çardaklarda hem sarhoşluk verici içki, hem güzel bir rızık edinmektesiniz. Şüphesiz aklını kullanabilen bir topluluk için, gerçekten bunda bir ayet vardır.”

يَسْأَلُونَكَ عَنِ الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ قُلْ فِيهِمَا إِثْمٌ كَبِيرٌ وَمَنَافِعُ لِلنَّاسِ وَإِثْمُهُمَا أَكْبَرُ مِن نَّفْعِهِمَا

“Sana içkiyi ve kumarı sorarlar. De ki: "Onlarda hem büyük günah, hem insanlar için (bazı) yararlar vardır. Ama günahları yararlarından daha büyüktür."

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ إِنَّمَا الْخَمْرُ وَالْمَيْسِرُ وَالأَنصَابُ وَالأَزْلاَمُ رِجْسٌ مِّنْ عَمَلِ الشَّيْطَانِ فَاجْتَنِبُوهُ لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ {} إِنَّمَا يُرِيدُ الشَّيْطَانُ أَن يُوقِعَ بَيْنَكُمُ الْعَدَاوَةَ وَالْبَغْضَاء فِي الْخَمْرِ وَالْمَيْسِرِ وَيَصُدَّكُمْ عَن ذِكْرِ اللّهِ وَعَنِ الصَّلاَةِ فَهَلْ أَنتُم مُّنتَهُونَ

“Ey iman edenler, içki, kumar, dikili taşlar ve fal okları ancak şeytanın işlerinden olan pisliklerdir. Öyleyse bun(lar)dan kaçının; umulur ki kurtuluşa erersiniz. Gerçekten şeytan, içki ve kumarla aranıza düşmanlık ve kin düşürmek, sizi, Allah'ı anmaktan ve namazdan alıkoymak ister. Artık vazgeçtiniz değil mi?”

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ لاَ تَأْكُلُواْ أَمْوَالَكُمْ بَيْنَكُمْ بِالْبَاطِلِ إِلاَّ أَن تَكُونَ تِجَارَةً عَن تَرَاضٍ مِّنكُمْ وَلاَ تَقْتُلُواْ أَنفُسَكُمْ إِنَّ اللّهَ كَانَ بِكُمْ رَحِيماً {} وَمَن يَفْعَلْ ذَلِكَ عُدْوَاناً وَظُلْماً فَسَوْفَ نُصْلِيهِ نَاراً وَكَانَ ذَلِكَ عَلَى اللّهِ يَسِيراً {} إِن تَجْتَنِبُواْ كَبَآئِرَ مَا تُنْهَوْنَ عَنْهُ نُكَفِّرْ عَنكُمْ سَيِّئَاتِكُمْ وَنُدْخِلْكُم مُّدْخَلاً كَرِيماً

“Ey iman edenler! Karşılıklı rızaya dayanan ticaret olması hali müstesna, mallarınızı, bâtıl (haksız ve haram yollar) ile aranızda (alıp vererek) yemeyin. Ve kendinizi öldürmeyin. Şüphesiz Allah, sizi esirgeyecektir. Kim düşmanlık ve haksızlık ile bunu (haram yemeyi veya öldürmeyi) yaparsa (bilsin ki) onu ateşe koyacağız; bu ise Allah'a çok kolaydır. Eğer yasaklandığınız büyük günahlardan kaçınırsanız, sizin küçük günahlarınızı örteriz ve sizi şerefli bir yere sokarız.”

الَّذِينَ يَأْكُلُونَ الرِّبَا لاَ يَقُومُونَ إِلاَّ كَمَا يَقُومُ الَّذِي يَتَخَبَّطُهُ الشَّيْطَانُ مِنَ الْمَسِّ ذَلِكَ بِأَنَّهُمْ قَالُواْ إِنَّمَا الْبَيْعُ مِثْلُ الرِّبَا وَأَحَلَّ اللّهُ الْبَيْعَ وَحَرَّمَ الرِّبَا فَمَن جَاءهُ مَوْعِظَةٌ مِّن رَّبِّهِ فَانتَهَىَ فَلَهُ مَا سَلَفَ وَأَمْرُهُ إِلَى اللّهِ وَمَنْ عَادَ فَأُوْلَـئِكَ أَصْحَابُ النَّارِ هُمْ فِيهَا خَالِدُونَ {} يَمْحَقُ اللّهُ الْرِّبَا وَيُرْبِي الصَّدَقَاتِ وَاللّهُ لاَ يُحِبُّ كُلَّ كَفَّارٍ أَثِيمٍ {} إِنَّ الَّذِينَ آمَنُواْ وَعَمِلُواْ الصَّالِحَاتِ وَأَقَامُواْ الصَّلاَةَ وَآتَوُاْ الزَّكَاةَ لَهُمْ أَجْرُهُمْ عِندَ رَبِّهِمْ وَلاَ خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلاَ هُمْ يَحْزَنُونَ

“Faiz (riba) yiyenler, ancak kendisini şeytan çarpmış olanın kalkışı gibi çarpılmış olmaktan başka (bir tarzda) kalkmazlar. Bu, onların: "Alım-satım da ancak faiz gibidir" demelerinden dolayıdır. Oysa Allah, alışverişi helal faizi ise haram kılmıştır. Kime Rabbinden bir öğüt gelir de (faize) bir son verirse, artık geçmişi kendisine, işi de Allah'a aittir. Kim (faize) geri dönerse artık onlar ateşin halkıdır orada sürekli kalacaklardır. Allah, faizi yok eder de sadakaları arttırır. Allah, günahkâr kâfirlerin hiçbirini sevmez. İman edip iyi işler yapan, namaz kılan ve zekât verenler var ya, onların mükâfatları Rableri katındadır. Onlara korku yoktur, onlar üzüntü de çekmezler.”

Şimdiye kadar alkol, kumar, faizin yasaklanmasıyla ilgili zikrettiğimiz ayetlerin tamamında dikkat edeceğimiz üzere yasaklanan şeylerin insanların zararına olduğu ifade edilmekte, dünya ve ahiret sıkıntılarından bahsedilmekte ve böylelikle bu yasaklardan vazgeçmemiz istenmektedir. İşte bu yasakların üzerinde düşünmek ve bu yasaklardan vazgeçme noktasında en önemli zaman dilimlerinden biri Ramazan ayıdır.

Ramazan ayı günahlar üzerinde düşünmemiz için bir fırsattır. Çünkü bu ay zihin dünyamızın durulaştığı, gönül dünyamızın zenginleştiği bir aydır. Bu ay nefsimizin oruçla sakinleştiği, şeytanların ise bağlandığı bir aydır. Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.) bir hadislerinde şöyle buyurmaktadır.

إِذا جَاءَ رَمَضَانُ ، فُتِّحَتْ أَبْوَابُ الجنَّةِ ، وغُلِّقَت أَبْوَابُ النَّارِ ، وصُفِّدتِ الشياطِينُ

“Ramazan ayı girdiğinde cennet kapıları açılır, cehennem kapıları kapanır ve şeytanlar bağlanır.”

funduszeue.info kısım yasaklar ve günahlar da vardır ki, bunların sâikleri (İticileri) öfke ve şehvet gibi ta­bii duygular ve içgüdülerdir. Bunlardan uzaklaşabilmek için yalnızca üzerinde dü­şünmek yetmez; itici duygular ve içgüdülerin baskısını azaltacak veya bu baskıya karşı iradenin gücünü arttıracak uygun araçlarla eğitime ihtiyaç vardır. Oruç bu eğitim için ideal bir yoldur.

Yüce Yaratan müminlerin özeliklerinden bahsederken şehvet ve öfkelerine hâkim olduklarını, yanlış yaptıklarında ise hemen yanlışlıklarından döndüklerini şöyle bildirilmektedir.

وَالَّذِينَ إِذَا فَعَلُواْ فَاحِشَةً أَوْ ظَلَمُواْ أَنْفُسَهُمْ ذَكَرُواْ اللّهَ فَاسْتَغْفَرُواْ لِذُنُوبِهِمْ وَمَن يَغْفِرُ الذُّنُوبَ إِلاَّ اللّهُ وَلَمْ يُصِرُّواْ عَلَى مَا فَعَلُواْ وَهُمْ يَعْلَمُونَ

“Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah'ı anarlar, günahlarının bağışlanmasını dilerler. Günahları Allah'tan başka bağışlayan kim vardır? Onlar, yaptıklarında bile bile direnmezler.”

وَالَّذِينَ يَجْتَنِبُونَ كَبَائِرَ الْإِثْمِ وَالْفَوَاحِشَ وَإِذَا مَا غَضِبُوا هُمْ يَغْفِرُونَ

“Onlar, büyük günahlardan ve hayâsızlıktan kaçınırlar; kızdıkları zaman da kusurları bağışlarlar.”

Lokman (a.s.) ise oğluna yaptığı tavsiyeyi vaazımızın bu noktasında yeniden hatırlayalım.

يَا بُنَيَّ أَقِمِ الصَّلَاةَ وَأْمُرْ بِالْمَعْرُوفِ وَانْهَ عَنِ الْمُنكَرِ وَاصْبِرْ عَلَى مَا أَصَابَكَ إِنَّ ذَلِكَ مِنْ عَزْمِ الْأُمُورِ {} وَلَا تُصَعِّرْ خَدَّكَ لِلنَّاسِ وَلَا تَمْشِ فِي الْأَرْضِ مَرَحاً إِنَّ اللَّهَ لَا يُحِبُّ كُلَّ مُخْتَالٍ فَخُورٍ {} وَاقْصِدْ فِي مَشْيِكَ وَاغْضُضْ مِن صَوْتِكَ إِنَّ أَنكَرَ الْأَصْوَاتِ لَصَوْتُ الْحَمِيرِ

"Ey oğulcuğum! Namazı kıl, uygun olanı buyurup fenalığı önle, başına gelene sabret; doğrusu bunlar, azmedilmeğe değer işlerdir. İnsanları küçümseyip yüz çevirme, yeryüzünde böbürlenerek yürüme; Allah, kendini beğenip övünen hiç kimseyi şüphesiz ki sevmez. Yürüyüşünde tabii ol; sesini kıs. Seslerin en çirkini şüphesiz merkeblerin sesidir."

Hacı Bektaşi’nin “Eline, diline ve beline sahip ol” sözü işte bu bağlamda ne kadarda önemlidir. Çünkü ramazan ayı öfke ve şehvet duygularına hâkim olup elimize, dilimize ve belimize sahip olmak için çok önemli bir fırsattır.

Oruç ibadetinin ferdin iradesini güçlendirmesi ve onu günahlardan uzaklaştırması yanında, maddî imkânları yerinde olanları yoksulların, mahrumların halleriyle hallendirmek gibi bir işlevi daha vardır.

Nitekim ramazan ayında yapmış olduğumuz yardımların diğer aylardan fazla olması bu hususun en güzel ispatlarından biridir. Bu ay geldiğinde Sevgili Peygamberimizin cömertliğini İbn Abbas bize şöyle aktarmaktadır.

كَانَ رَسُولُ اللهِ ، صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم ، أَجْوَدَ النَّاسِ ، وَكَانَ أَجْوَدُ مَا يَكُونُ في رَمَضَانَ حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ ، وَكَانَ جِبْرِيلُ يَلْقَاهُ في كُلِّ لَيْلَةٍ مِنْ رَمَضَانَ فَيُدَارِسُهُ القُرْآنَ ، فَلَرَسُولُ اللهِ ، صَلَّى اللهُ عَلَيْهِ وَسَلَّم ، حِينَ يَلْقَاهُ جِبْرِيلُ أَجْوَدُ بِالخَيْرِ مِنَ الرِّيحِ المُرْسَلَةِ

“Resûllullah sallallahu aleyhi ve sellem insanların en cömerdi idi. Onun en cömert olduğu anlar da ramazanda Cebrâil'in, kendisi ile buluştuğu zamanlardı. Cebrâil aleyhisselâm,ramazanın her gecesinde Hz. Peygamber ile buluşur, (karşılıklı) Kur'an okurlardı. Bundan dolayıResûlullah sallallahualeyhivesellemCebrâililebuluştuğunda, esmek için engel tanımayan bereketli rüzgârdan daha cömert davranırdı."

Bu ay bize ihtiyaç sahiplerinin ne durumda olduklarını hatırlatmaktadır. Böylelikle yıl içerisinde bizde olması gereken bu duygu Ramazan ayında öğretilmiş olmaktadır. Çünkü yeme, içme arzularını istedikleri gibi tatmin edebilenler, bundan mahrum olanla­rın durumlarını ancak, aynı şartlan yaşayarak anlayabilirler ve ancak bu yoldan onlara yardımcı olma konusunda daha duyarlı ve aktif hale gelebilirler.

Bu akşamki vaazımızı Efendimizin (s.a.s.)’in bir hadisleriyle sonlandırıyoruz.

مَا مِنْ شئ أثْقَلُ في مِيزَانِ المُؤمِنِ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مِنْ خُلُقٍ حَسَنٍ، وَإنَّ اللّهَ تَعالى ليُبْغِضُ الفَاحِشَ الْبَذِئَ

"Kıyâmet günü, mü’minin mizanında güzel ahlâktan daha ağır basan bir şey yoktur. Allah Teâla hazretleri, çirkin düşük söz (ve davranış) sahiplerine buğzeder."

Yüce Rabbim oruç tutmak suretiyle kötü, çirkin ve yasaklanmış olan şeylerden beri durmamızı, en güzel ahlakı hayatımıza aktarmamızı nasip eylesin. Kendi Rızasına uygun bir yaşam sürmeyi bizlere bahşeylesin.

Geceniz mübarek olsun. Allah’a emanet olun.

funduszeue.info

Ahmet ÜNAL

Vaiz


Yazdır  e-Posta

Kürsüden Öğütler: 52 konuda vaaz örnekleri

Գրքի շապիկի երեսը

İsmail Karagöz

Diyanet Işleri Başkanlıǧı Yayınları,

0 Գրախոսություններ

Reviews aren't verified, but Google checks for and removes fake content when it's identified



1. Îmân Esasları Ve Îmânın Kabul Olma Şartları

2. Allah’ı Tanımak Ve O’na İman Etmek

3. Meleklere İman Ve İnsan Hayatına Etkisi.

4. Kitaplara İman ve Kur’ân’ın Özellikleri

5. Peygamberlere İman Ve Son Peygamber Hz. Muhammed (a.s.)

6. Ahiret’e İman Ve İnsan Hayatına Etkisi.

7. Kader İnancı Ve İnsanın Sorumluluğu

8. Salih Amel ve İman

9. Tasdik ve İnkâr bakımından İnsanlar

Kamil Müminlerinin Özellikleri

Namaz İbadeti ve Önemi

Oruç İbadeti Ve Nefis Terbiyesi

Zekat İbadeti Ve Sosyal Yardımlaşma.

Hac İbadeti .

Kurban İbadeti

Ramazan Ayı ..

Dinî Bayramlar .

Dua ve Adabı

Farz, Vacip, Sünnet, Haram Ve Mekruh Kavramları.

Yemin Etmek

İslam Ahlakı

Takva..

İsraf ve Cimrilik

Emir- Bi’l-Ma’ruf ve Nehiy AnilMünkeri.

Görgü Kuralları

Nimetlere Şükretmek

Sıla-i rahim ve Önemi.

Şahitlik ve Önemi

Anne-Baba Hakları Ve Yaşlılara Saygı.

Komşuluk İlişkileri

Eşlerin Karşılıklı Görev Ve Sorumlulukları.

Engelliler Ve İslam

Mal Ve Can Güvenliği.

Toplumsal Görev ve Sorumluluklarımız.

Çalışma ve Dürüstlük

İslam ve Barış.

Şehitlik Ve Gazilik

Birlik Ve Beraberlik

Din ve Taassup

Aşure Günü Ve Muharrem Ayı.

Fitne ve Zararları

Cana Kıyma Ve İntihar.

Gıybet, İftira Ve Yalan.

Zararlı Alışkanlıklar Ve Sonuçları

Tesettür Ve Haya

Çevreyi Koruma, Temizlik Ve Önemi

En Güzel Örnek

Büyük Günahlar

Tövbe Ve Önemi

Helâk Edilen Kavimler Ve Helak Ediş Sebepleri

Ölüm Gerçeği Ve Ölüme Hazırlıklı Olabilmek
Ölen Müslümana Karşı Görevler.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası