izmir-balıkesir uşak manisa ve gümüşhane de ne yatakları bulunur / Türkiye'nin Madenleri ve Çıkarıldıkları Yerler

Izmir-balıkesir Uşak Manisa Ve Gümüşhane De Ne Yatakları Bulunur

izmir-balıkesir uşak manisa ve gümüşhane de ne yatakları bulunur

kaynağı değiştir]

Manganez Türkiye'de Zonguldak'ın Ereğli ve Artvin'in Borçka (Murgul) çevrelerinde çıkartılan bir madendir. Denizli Tavas'ta yeni yatakları bulunmuştur. Çeliğe sertlik kazandırmak ve direncini artırmak için kullanılır.

Cıva[değiştir

MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Türkiye ve Dünyada Altın Temmuz ii MADEN TETKİK VE ARAMA GENEL MÜDÜRLÜĞÜ Türkiye ve Dünyada Altın Hazırlayanlar: İbrahim Hakan ÜNAL, Jeoloji Yüksek Mühendisi Serpil TUNCEL, Jeoloji Yüksek Mühendisi Birnigar YOLERİ, Maden Yüksek Mühendisi Murat ARSLAN, Jeoloji Mühendisi FİZİBİLİTE ETÜTLERİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI Temmuz iii iv Önsöz Ülkelerin maden kaynakları bakımından zenginliği çeşitli yöntemlerle belirlenmektedir. Bu yöntemlerden bir tanesi, rezerv payına göre değerlendirmedir ki, bir ülkenin maden kaynaklarının dünya maden kaynakları içindeki payını ifade etmektedir. Ülkemiz, dünya kara yüzölçümünün %0,5’ini, dünya nüfusunun da %1,0’ini oluşturmaktadır. Dünya maden rezervleri içinde Türkiye’nin payı, bu oranlardan seçilen birine göre fazlaysa ülke zengin, az ise fakir demektir. Bu yaklaşımla dünya rezervleri içinde %0,5’ten fazla paya sahip olduğumuz madenler ülkemiz için önemli madenler olarak nitelenebilir. Altın, dünya rezervleri içinde %0,5’den fazla (yaklaşık % 2,0) paya sahip olduğumuz madenler arasındadır. Bu durumda Türkiye, altın madeni bakımından zengin bir ülke olarak görülmektedir. Ancak, ülkemizdeki altın üretimi, tüketimini karşılayamadığı için Türkiye, aynı zamanda dünyanın en önemli altın ithalatçılarından birisi konumundadır. Türkiye’nin altın ithalatı son 20 yılda ortalama ton/yıl civarına yükselmiştir. Bu nedenle, ülkede var olduğu bilinen altın madeni potansiyelinin değerlendirilmesi, Türkiye’nin altın işlemeye dayalı ticaretten elde ettiği kazancını önemli ölçüde artırmakla kalmayacak aynı zamanda önemli ölçüde döviz tasarrufu ve istihdam da yaratacaktır. Bu çalışmada, dünyada ve Türkiye de her geçen yıl artış eğilimi gösteren altın üretimine ve potansiyeline ilişkin son verileri derlemek, genel bir bakış açısı yaratmak amaçlanmıştır. v vi İçindekiler 1. Genel Bilgiler 1 Türkiye Altın Madenciliği Tarihçesi 2 Dünya Altın Madenciliği Tarihçesi 3 Altının Kullanım Alanları 5 2. Ülkemizde Altın Üretimi 6 Ekonomiye Katkı 8 3. Dünya Altın Üretimi 9 4. Dünya Altın Rezervleri 13 5. Altın Yataklarının Sınıflandırılması ve Türkiye’deki Oluşum Türleri 14 Epitermal Altın Oluşumları 15 Volkanojenik Masif Sülfit (VMS) Oluşumları 15 Porfiri ve Skarn Tip Bakır-Kurşun-Çinko Oluşumları 15 Plaser Altın Oluşumları 15 6. Türkiye Altın Potansiyeli 15 Aktif İşletme ve Arama Projeleri 17 Altın İşletme Ruhsatları 18 7. Altın Zenginleştirme Yöntemleri 19 Gravite İle Zenginleştirme 19 Flotasyon 19 Amalgamasyon 20 Kimyasal Zenginleştirme – Liç 20 Yerinde Liç 21 Yığın Liçi 21 Süzülme Liçi 22 Tank Liçi 22 8. Sonuçlar ve Öneriler 24 9. Referanslar 27 vii viii 1. Genel Bilgiler Altın periyodik cetvelde Au sembolü ile gösterilen, atom numarası 79, kütle ağırlığı olan 19,3 gr/cm3 gibi yüksek bir yoğunluğa sahip, yumuşak, parlak ve sarı renkli ağır bir elementtir. Altın °C ergimeye başlar ve °C kaynama sıcaklığına ulaşır. Adını Latince Aurum’dan (ışıldayan-parlayan) kelimesinden almaktadır. Asitlere karşı dayanıklılığı, doğada serbest halde bulunabilmesi ve kolay işlenebilmesi gibi özellikleri nedeniyle altın insanoğlunun ilkçağlardan beri ilgisini çekmiş ve en kıymetli metaller arasında yerini almıştır. Altın kolay kolay tepkimeye girmeyen çok kararlı bir elementtir. Hava ve su temasından etkilenmez. Bundan dolayı hiçbir zaman paslanmaz, kararmaz ve donuklaşmaz. Saf haldeyken oldukça yumuşaktır, kolayca dövülerek biçimlendirilebilir, tel ve levha haline getirilebilir. Mineralleri kübik kristal yapısına sahiptir (Şekil 1). Bileşiklerinde +1 ve +3 değerlikte bulunmaktadır. Bütün bileşiklerinden kolayca metalik hale indirgenebilir. Altının, AuCl, Au2S, AuCN gibi +1 değerlikli bileşikleri sulu çözeltilerde kararsız olup, +3 değere yükseltgenir veya metalik hale indirgenir. Bununla birlikte sodyum siyanür (NaCN) ve potasyum siyanür (KCN) ile verdiği karmaşık tuzlarının sulu çözeltileri hazırlanabilir ve endüstride özellikle altın kaplamacılığında kullanılmaktadır. Şekil 1. Altın kristal yapısını gösterir örnek (ABD Ulusal Mineral Koleksiyonu) Altının kimya alanındaki saflığı yüzde ile mücevher endüstrisindeki saflığı ise karat terimleriyle ifade edilmektedir. Buna göre 24 ayar altın % saf altını, 22 ayar ise %91,6 saf altını göstermekte, 18 ayar altın %75, 14 ayar altın ise %58,5 oranında altın içermektedir. Altına farklı metallerin ilave edilmesi ile farklı renkte alaşımlar elde edilmektedir. Örneğin; gümüşün 1 ilavesi yeşil, nikel ve platin ilavesi beyaz, çinko ilavesi sarı ve bakır ilavesi de miktarına göre sarıdan kırmızıya kadar değişen renkler kazandırmaktadır. % saf altın doğada bulunmayıp, en saf altın binde ,9 saflıktadır. Nadir ve değerli olan altın, ülke ekonomileri ve finans piyasaları için oldukça önemli bir madendir. Tarih boyunca altın sahipliği zenginlik ve güç göstergesi olmuştur. Bu durumda altın üreticisi olmak ve kaynaklara sahip olmak da ülkeler açısından stratejik ve ekonomik bir güç unsuru anlamına gelmiştir. Türkiye Altın Madenciliği Tarihçesi Yapılan araştırmalara göre altından yapılmış süs eşyaları M.Ö. yıllarında Anadolu’da kullanılmaya başlanmıştır. Dünyada ilk altın para M.Ö. yıllarında Salihli-Sart yöresinde hüküm süren Lidya Kralı Krezüs (Karun) döneminde basılmıştır (Şekil 2). Osmanlılar dönemi boyunca işletilen altın-gümüş madenleri hazine için kaynak oluşturmuştur. 1. Dünya Savaşı’nın başlamasıyla birlikte durdurulan Çanakkale-Kartaldağı-Astyra madeni, Anadolu’da işletilen Osmanlı dönemi son altın madenidir. Şekil 2. Lidya aslanı Türkiye Cumhuriyeti kurulduktan sonra, yeraltı kaynaklarımızın devlet eliyle çıkarılması ve değerlendirilmesi amacıyla, yılında Ekonomi Bakanlığı'na bağlı "Petrol Arama ve İşletme" ile "Altın Arama ve İşletme İdaresi" adıyla iki bağımsız kurum kurulmuştur. Daha sonra madenlerimizin gerekli jeoloji ve madencilik yöntemleriyle sistemli olarak araştırılması ve işletilmesi amacıyla 22 Haziran tarihinde sayılı yasayla Maden Tetkik ve Arama Enstitüsü kurulmuştur. 2 Maden Kanunu’nda yılında yabancı sermayeli şirketlerin ruhsat almasına olanak tanıyan değişikliğin yapılmasından sonra 17 yabancı şirket aramalar için Türkiye’ye gelmiştir. Halen ülkemizde birçok yerli ve yabancı maden arama yatırımcıları altın üzerine yoğunlaşmıştır. Cumhuriyet tarihimizin ilk altın madeni ise İzmir-Bergama ilçesinde faaliyete geçmiştir. Bu madeni sırasıyla Uşak-Kışladağ, Manisa-Sart, Gümüşhane-Mastra, Erzincan-Çöpler, İzmir- Efemçukuru, Eskişehir-Kaymaz, Niğde-Bolkardağ, Kayseri-Himmetdede, Ordu-Altıntepe ve Sivas-Bakırtepe madenleri izlemiştir. Dünya Altın Madenciliği Tarihçesi Yazılı tarih dönemi boyunca altın ile insanlık tarihi iç içe örülüdür. Bazı toplumlarca güç sembolü, bazı toplumlarca değişim ve servet biriktirme aracı olarak kabul edilen altın insanoğlu tarafından yıldan beri kullanılmaktadır (Şekil 3). Dünyanın en eski altın üreticileri Mısırlılar olup M.Ö. yıllarında bakır ile alaşım halde bulunan altını toprak altından çıkarmaya başlamışlardır. Ayrıca, madencilik tarihine ait ilk belge de yine Mısır'daki bir altın madenine ait krokidir. Peru da M.Ö. yılına ait altın ziynet eşyaları kalıntılarına rastlanmış olup, Amerika kıtasındaki Aztekler ve İnkaların da altına tutkun oldukları bilinmektedir. Altına önem veren eski medeniyetler arasında; Yunanları, İranlıları, Makedonyalıları, Asurluları, Sümerleri ve Lidyalıları saymak yerinde olur. İskit ve Sarmatların (M.Ö. ) milli kahramanları konu alan altın toka yapımında ileri oldukları bilinmektedir. Türklerde altın; devlet sembolü, hükümdarlık simgesidir. Türklerin altın işlemeciliği ve madenciliği konusunda önemli bir yeri vardır. Altından süsler, yüzük ve küpe gibi takılar, miğfer ve mızraklar yapmışlardır. Ancak Müslümanlığı kabul ettikten sonra altın eşya üretimi azalmıştır. Altını süs ve takı olarak kullanmışlardır. Altın Roma döneminde devlet borçlarını ödemek için kullanılmıştır. Altın arayıcıların kullandıkları leğene benzeyen bu düzenek (bate), ilk kez Batı Afrika'da, yılında Portekizler’in istilasından önce kullanılmıştır. Günümüz ticari koşulları göz önüne alındığında altın madenciliği yüzyılın ortasında Kaliforniya'da yaşanan "Altına Hücum", bir su değirmeni işçisinin, dere yatağında tesadüfen bulduğu nabit altın parçaları ile başlamıştır. Plaser tip yataklarda şimdiye kadar bulunmuş en büyük altın parçacığı 72 kg ağırlığı ile Avustralya’nın Victoria bölgesinde rastlanan “Welcome Stranger” dır. Altın madenciliği dünyada ağırlıklı olarak Avustralya, Güney Afrika, Kanada, Rusya, ABD, Meksika, Peru ve Çin Halk Cumhuriyet’inde gerçekleştirilmektedir. Altın üretiminin bu ülkelerde yoğunlaşmasını temel sebebi bu değerli metalin oluşumu ile ilgili olan temel tektonik olaylar ve diğer jeolojik etmenlerin bir araya geldiği bölgeler olmasıdır. Dünya genelinde tarih 3 boyunca çıkarılan altının sonu itibari ile ton olduğu tahmin edilmektedir. Bahsedilen miktardaki altının hacmi, kenarları 21,13 m uzunluğunda olan bir kübe eşittir. Altının ons bazında güncel pazar rakamı US$'dan (Temmuz ) hesaplanırsa bu küpün değeri yaklaşık 8 trilyon US$ olarak hesaplanmaktadır. Ma Arthur siya ür kulla arak altı üret e pate ti i al ıştır •Alaska Yuko ölgesi de ′de, yılı so altı a hü u u gerçekleş iştir •Birleşik Devletler, para iri leri içi altı sta dartları ı e i se iştir •Kızılötesi ya sı aları aksi ize et ek üzere altı kaplı ay alar kulla ıl ak suretiyle lazer i at edil iştir •Moder ade ilik Nevada Carli Tre d’de aşla ıştır •Altı kaplı aşlıklar aydaki astro otları gözleri i gü eş ışı ları da koru ak içi kulla ıl ıştır •Işık tarafı da üretile elektro ları topla ak içi altı kulla a aygıtlar i at edil iştir Şekil 3. Dünya altın üretiminin tarihçesi 4 Altının Kullanım Alanları Bugüne kadar yerküreden çıkarılan bütün altının büyük bir bölümü, hükümetlerin ve merkez bankalarının tasarrufundadır. Altın devletler için kâğıt para emisyonunun güvencesi olarak ve milletlerarası bir ödeme aracı olarak eskiden beri büyük önem taşımaktadır. Ayrıca mücevherat endüstrisinde altının genellikle gümüşlü, paladyumlu, bakırlı veya platinli alaşımları çok kullanılmaktadır. Gümüş ve bakırdan sonra elektrik iletkenliği yüksek olan altın en çok elektrik ve elektronik sanayilerde bağlantıların, terminallerin, baskı devrelerinin, transistorların ve yarı iletken sistemlerin kaplanmasında kullanılmaktadır. Üstüne düşen kızılötesi ışınların yaklaşık %98’ini yansıtarak geri çevirebilen ince altın levhalar, uzay elbiselerinin başlığındaki göz deliklerinde zararlı ışınlardan korunmayı ve uyduların yüzeylerinde sıcaklığın denetlenebilmesini sağlar. Büyük büro binalarının pencerelerinde de gene ince levhalar halinde altın kullanılması, yalnız estetik açısından değil, bu yansıtıcı yüzeyin çevreyle ısı alış-verişini büyük ölçüde azaltmasından kaynaklanır. Tıp dünyasında altın, alerjik reaksiyonlara neden olmaması sebebiyle de tercih edilen metaller arasındadır. Bütün bu kullanım alanlarına rağmen, insanlar altını çoğunlukla takı ve süs eşyası için de kullanmaktadır (Şekil 4). Madalya Dişçilik 2% Diğer 5% 6% Elektronik 12% Mücevherat 60% Altın para 15% Şekil 4. Altının kullanım alanlarının dağılımı 5 2. Ülkemizde Altın Üretimi Ülkemizde Cumhuriyet döneminde resmi olarak ilk altın üretimi yılında İzmir- Bergama’da Ovacık altın madeninde başlamıştır. Üretim başlangıçta 1,4 ton/yıl seviyesindeyken yeni açılan altın madenleri ve gerçekleştirilen kapasite artışları ile maksimum seviyeye 33 ton ile yılında ulaşmıştır (Tablo 1). Ülkemizde yılları arası toplam altın üretimi ,8 ton olarak gerçekleşmiştir. Bu tarihten sonra dünya genelinde metal fiyatlarında meydana gelen düşüşten altın da nasibini almış buna paralel olarak ülkemizdeki altın üreticileri de üretimlerini düşürmüşler ve kapasite artış yatırımlarını altın fiyatlarının yükseleceğini öngördükleri dönemlere ertelemişlerdir (Şekil 5). Altının pazar fiyatının artmasına müteakip ülkemiz üretim potansiyelinin 50 ton/yıl olabileceği öngörülmektedir. Tablo 1. yılları arasında Türkiye’de gerçekleşen altın üretimi grafiği 6 Günümüzde aktif olarak 9 projede altın üretimi gerçekleştirilmektedir (Şekil 6). Bu işletmelerin yılı altın üretimi 27,9 ton ( ons) olarak gerçekleşmiştir (Tablo 2). Sivas-Bakırtepe altın madeninde üretim yılında başladığı için üretim tabloda yer almamaktadır. Tablo 2. Yılları Arası Projelere Göre Altın Üretimi (ons) Sıra Proje 1 Kışladağ 2 Efe çukuru Himmetdede, Ova ık, 3 Kaymaz 4 Çöpler 5 Altı tepe 6 Niğde-Bolkar 7 Sart Toplam (ons) Şekil 6. Ülkemizde faaliyet gösteren altın madenlerinin kronolojisi 7 Ekonomiye Katkı Ülkemizde, günümüze kadar gerçekleştirilen altın projelerine yerli ve yabancı yatırımcılar aramalara yaklaşık milyon US$, tesis yatırımlarına ise yaklaşık 1,8 milyar US$ harcamıştır. Bu yatırımlar karşılığında yaklaşık kişiye doğrudan istihdam sağlanmıştır. Ayrıca maden endüstrisinin çarpan etkisinin ülkemizde yaklaşık olarak 4 olduğu varsayımı ile kişiye varan dolaylı bir istihdamdan söz etmek mümkündür. Bunların yanı sıra yatırımcılar devlete, Kurumlar Vergisi, KDV, stopaj, SGK katkı payları, devlet hakkı, orman izinleri ve maden ruhsat izinleri gibi birçok kalemde gerçekleştirdikleri ödemeler ile ekonomiye doğrudan katkı sağlamaktadır. Ülkemiz için altının yeri takı endüstrisi bakımından çok önemlidir. Geçtiğimiz 20 yıllık dönemde, altın ithalatımız ortalama ton civarında gerçekleşmiştir (AMD). İthalatımız yılında ton seviyesine ulaşmışken, yılında 48,7 tona gerilemiştir (Şekil 7). Altın İthalatı (ton) 80 38 42 48,7 50 0 Kaynak: Altın Madencileri Derneği Şekil 7. yılları arası ülkemizin gerçekleştirdiği altın ithalatı grafiği Dünya pazarında altın fiyatları ’li yılların başında US$ Amerikan Doları seviyelerinde seyredenken, yılında ons fiyatı US$’a ulaşıp günümüzde US$ seviyelerine gerilemiştir. Bunda en büyük etken dünya genelinde metal fiyatlarındaki düşüş ve Çin Halk Cumhuriyeti’nin büyüme rakamlarının geçmiş tarihlerdeki kadar yüksek olmaması olarak yorumlanmaktadır (Şekil 8). yılları arası altının ons fiyatının ortalaması grafiği Dünya genelinde ons başına altın üretim maliyetleri US$ bazında olsa da, sürdürülebilir her şey dâhil maliyetler US$ civarındadır. Pazar fiyatlarının bu seviyelere yaklaşmış olması sebebiyle küçük ölçekli birçok arama şirketi yeni arama projelerini askıya almıştır. yılında düşüş ivmesi yavaşlayan altının günümüzde toparlanmaya başladığı görülmektedir. Altın fiyatlarının aksine döviz kurlarının yükselmesi altın üreticilerine biraz olsun nefes aldırmıştır. 3. Dünya Altın Üretimi Dünya üretimi teknolojik ekipmanlar içerisindeki iletken yapılarda kullanılan altına olan ihtiyaç ve takı endüstrisinin her geçen gün gelişmesi sebebiyle sürekli artış göstermektedir. yılında ton olan Dünya altın üretimi yılına gelindiğinde %30 artış göstererek tona ulaşmıştır (Tablo 2). Çin Halk Cumhuriyeti, ABD, Avustralya, Rusya, Güney Afrika, Kanada ve Peru altın üretiminde söz sahibi ülkeler konumundadır (Şekil 9). Altın üretim ve talep arasındaki fark merkez bankaları tarafından satılan külçe altın ve hurda altın ticaretinden karşılanmaktadır. Ülkemiz; 1,4 ton/yıl ile başladığı altın üretiminde yılında 33 ton seviyesine ulaşmıştır. Ülkemizde gerçekleşen altın üretiminin Dünya üretimindeki payı yaklaşık olarak %1,0 civarındadır (Şekil 10). Altın üretiminin ülkelere göre dağılımı Türkiye'nin Dünya Altın Üretimindeki Payı (%) 1,40 1,16 1,20 1,06 1,01 1,00 1,00 0,93 0,80 0,66 0,61 0,60 0,51 0,43 0,40 0,20 0,00 Şekil yılları arası Türkiye’nin Dünya altın üretimindeki payı grafiği 10 Tablo 3. yılı Ülkelere göre altın üretimi Dünya altın üretiminin büyük bir kısmı ABD, Kanada, Avustralya ve Güney Afrika kökenli şirketler tarafından gerçekleştirilmektedir. Dünyanın en büyük 10 altın üreticisinin yıllık toplam üretimleri yaklaşık ton olup bu üretim dünya genelinin neredeyse 3’te 1’ine denk gelmektedir (Tablo 4). Tablo 4. Dünya Altın Rezervleri ’li yılların ortalarında dünya altın rezervleri ton civarında iken Avustralya, Peru, Güney Afrika ve ABD’de yapılan arama ve rezerv geliştirme çalışmaları neticesinde dünya geneli altın rezervleri yılı itibari ile tona ulaşmıştır (Şekil 13). Bu rezerv içindeki en büyük paya Avustralya, Rusya, Güney Afrika, ABD, Endonezya ve Peru ülkeleri sahiptir. Ülkemiz ise günümüze değin hesaplanan ton rezerv ile %2’lik paya sahiptir. Dünya Altın Rezervleri (ton) Şekil yılları arasında dünya altın rezervleri durum grafiği Tablo 5. Dünya Altın Rezervlerinin Ülkelere Göre Dağılımı Rezerv Rezerv Rezerv Ülke (ton) Ülke (ton) Ülke (ton) Avustralya Peru Meksika Rusya Brezilya Papua Yeni Gine Güney Afrika Kanada Gana ABD Çin Türkiye Endonezya Özbekistan Diğer ülkeler Toplam 13 Dünya Altın Rezervlerinin Dağılımı Avustralya Diğer 16% 31% Rusya 14% Türkiye 2% Çi Gü ey Afrika 4% 11% Kanada 4% Brezilya ABD 4% Peru Endonezya 5% 5% 5% Şekil Dünya altın rezervlerinin ülkelere göre oransal dağılımı 5. Altın Yataklarının Sınıflandırılması ve Türkiye’deki Oluşum Türleri Altın yatakları, oluşum sıcaklığı, içinde yer aldığı kayaçlar, cevherin mineralojik yapısı, altınla birlikte bulunan diğer elementler ve yatakların oluştuğu jeodinamik ortama göre farklı şekillerde sınıflandırılmaktadır. Burada, jeodinamik ortamlar göz önüne alınarak, birincil altın yatakları için son yıllarda yapılan bir sınıflama verilmektedir 1- Orojenik altın yatakları 2- Sedimanter yan kayaçlı (Carlin tipi) altın yatakları 3- Epitermal altın-gümüş yatakları a) Düşük sülfitli (Adularya-serisit tip) altın yatakları b) Yüksek sülfitli (Asit sülfat tip) altın yatakları 4- Porfiri bakır-altın yatakları 5- Anorojenik demir oksit-bakır-altın (Olympic Dam tipi) yatakları 6- Altınca zengin VMS ve Sedex (Ekzalatif-sedimanter) yataklarıdır. Ayrıca tüm bu birincil yataklardan altının taşınmasıyla oluşan ikincil (plaser ve karstik) altın yatakları da önemlidir. Dünyanın en büyük rezervlerinin bulunduğu ve büyük üretimlerin yapıldığı Güney Afrika’daki Witwaterstrand altın yatakları da bu türdendir. 14 Bu sınıflama dikkate alındığında ülkemizdeki altın yatakları, epitermal, VMS, porfiri, skarn ve plaser altın oluşumları türündendir. Epitermal Altın Oluşumları Yaklaşık °C’nin altında, düşük sıcaklıklarda ve yüzeye çok yakın olarak oluşmuş hidrotermal cevherleşmelerdir. Epitermal altın yatakları çoğunlukla Tersiyer yaşlı dasitik- andezitik volkanik kayalarla ilişkili olarak oluşmuşlardır. Bu kayalar içinde parçalanmış ezik zonlarda veya çevredeki geçirimli kayalar içinde silisli damarlar, ağsı damarcıklar ve/veya saçınımlar olarak bulunurlar. Örneğin; İzmir-Bergama, Efemçukuru, altın madenleri. Volkanojenik Masif Sülfit (VMS) Oluşumları Volkanik ve volkanosedimanter kayaçlar içerisinde ve genellikle bu oluşuklar ile uyumlu tabaka ve mercek şeklinde bulunurlar. Esas olarak Cu, Pb, Zn için işletilen bu yataklarda Au, Ag ve Bi gibi birçok kıymetli metal de yan ürün olarak elde edilir. Örneğin; Artvin-Cerrattepe altın madeni. Porfiri ve Skarn Tip Bakır-Kurşun-Çinko Oluşumları Ülkemiz, porfiri tip bakır ve skarn yatakları açısından da zengindir. Bu yataklardan bazıları yan ürün olarak kazanılabilecek altın içermektedir. Örneğin; Uşak-Kışladağ, Erzincan-Çöpler, İzmir-Seferihisar, altın madenleri. Plaser Altın Oluşumları Nehir veya sahil plaserleri ile karstik mağara ve boşluklarda bulunur. Örneğin; Manisa-Sart, Hatay-Akıllıçay, altın madenleri. 6. Türkiye Altın Potansiyeli Ülkemiz jeolojisinin altın cevherleşmesi için çok elverişli olmasından hareketle Türkiye’nin beklenen altın potansiyeli yüksek tutulmaktadır ve ton altın rezervinden söz edilmektedir. Hemen belirtilmelidir ki sözü edilen bu altın rezervi, yeterli arama çalışmalarıyla ortaya konmuş veya belirlenmiş altın rezervi değildir. 15 Tetis metalojeni kuşağı üzerinde aktif tektonizma bölgesi üzerinde yer alan ülkemiz, kuzeyde yer alan Pontitler ve Batı Anadolu’da yer alan volkanik merkezler günümüze kadar ağırlıklı olarak araştırılmıştır. Hemen hemen bütün önemli altın yatakları MTA tarafından keşfedilmiştir. ’li yıllardan itibaren yükselen bir eğilim izleyen dünya altın madenciliğinde, epitermal, porfiri ve listvenit tipi yataklardan yapılan üretim çok büyük önem kazanmıştır. Batı Anadolu’nun epitermal cevherleşmeler açısından önem taşıyan jeotermal sistemler bakımından zengin olması, ayrıca, epitermal altın yataklarının iz elementi olarak önem taşıyan Sb-As-Hg cevherleşmelerinin yaygın olması; Doğu Karadeniz bölgesinde ise, altın yatakları açısından önemli olan masif sülfit ve porfiri yataklarının bulunması; Orta ve Doğu Anadolu’da listvenitlerle yakından ilgili ofiyolitlerin geniş alanlar kaplaması, topraklarımızın, altın oluşumlarının yerleşmesi için jeolojik açıdan çok elverişli olduğunu göstermektedir. Bu jeolojik renklilik ve metalojenik çeşitlilik üzerine, Anadolu madencilik tarihinde önemli bir yeri olan antik altın işletmelerini yerleştirdiğimizde Anadolu altın madenciliği açısından gerçekten çekici bir hale gelmektedir. Türkiye’nin bilinen ve envanteri yapılmış toplam altın rezervi tondur. Arama çalışmaları süren yataklar ve bilinen zuhurlar Ege, Marmara ve Doğu Karadeniz bölgelerinde belirgin biçimde yoğunlaşmaktadır. Yeterli arama çalışmaları yapıldığı takdirde beklentilerin gerçekleşmesi ve tahmin edilen kaynakların bulunması mümkündür. Böyle varsayım ve beklentilere dayalı bölgesel kaynak tahminleri, arama çalışmalarının planlanması için gerekli ve yeterli olmasına karşın, üretim planlaması ve altın madenciliğinin gelir tahminleri için temel olarak kabul edilemez. Zira üretim planlaması varsayım ve beklentilere göre değil, ortaya konmuş ve ekonomikliği kanıtlanmış rezervlere göre yapılır. 16 Aktif İşletme ve Arama Projeleri Ülkemizin hemen her bölgesinde ileri aşamada olan altın arama ve işletme projeleri bulunmaktadır (Tablo 6). Tabloda yer alan metal içerik hesaplamalarında, verim hesaba katılmamıştır. Tablo 6. 2 Altın İşletme Ruhsatları Nisan ayı itibariyle ülkemizde 5 farklı coğrafi bölgede toplam 95 adet altın işletme ruhsatı mevcuttur (Tablo 8). Ruhsatların toplam yüzölçümü ,23 hektardır. En çok işletme ruhsatı Karadeniz bölgesinde iken, yüzölçümlerine göre en büyük alan ile Marmara bölgesi birinci sırada yer almaktadır. Tablo 8. Ruhsat yüzölçümlerinin ve ruhsat sayılarının bölgelere göre dağılımı. 7. Altın Zenginleştirme Yöntemleri Altın cevherlerinin zenginleştirilmesinde kullanılan yöntemler; gravimetrik, flotasyon, amalgamasyon ve siyanür liçidir. Dünya’da altın üretiminin; % ’i siyanürleme, % ’i gravite ve % ’ü flotasyon yöntemleri ile gerçekleştirilmektedir. Günümüzde yeryüzünde tespit edilen altın yataklarının tenörleri çok düşük olduğundan, bu yöntemlerden en çok siyanürle (siyanür liçi) altın kazanımı yapılmaktadır. Zenginleştirme yönteminin seçimi; cevherin mineralojik, jeolojik, metalurjik özellikleri ile çevresel ve coğrafik faktörler değerlendirilerek yapılır. Gravite İle Zenginleştirme Eski çağlardan beri kullanılagelen gravimetrik yöntemlerin temel ilkesi, altın içeren minerallerin nispeten yüksek yoğunlukta olmalarıdır. ’lerde siyanürlemenin bulunmasıyla kullanımı azalmıştır. Bu yöntemin uygulandığı cevherlerde altının serbest ve iri taneli olması gerekmektedir. Gravite ayırma işlemlerine çoğunlukla diğer prosesler öncesinde, ön zenginleştirme yapmak amacıyla başvurulur. Bu yöntemle elde edilen altın konsantreleri nadiren doğrudan izabeye gönderilmektedir. Flotasyon Gravite yönteminde olduğu gibi, flotasyon da sadece belirli koşullarda altın zenginleştirmesinde kullanılmaktadır. Flotasyon uygulanan iki tür altın cevheri vardır. Bunlardan birincisi; altının serbest olarak bulunduğu, ancak, birlikte olduğu sülfürlerin kısmen veya tamamen okside oldukları cevherler, ikincisi ise altının serbest metalik halde veya tellüridler şeklinde bulunduğu cevherlerdir. Cevher içinde “refrakter” mineraller olduğunda, bu 19 minerallerin siyanür liçi öncesinde alınmaları gerekir. Bazı durumlarda da ne gravite, ne de siyanür liçi uygundur. Bu koşullar ortaya çıktığında, flotasyon yöntemi zorunlu olarak kullanılır. Genelde flotasyon, altın kazanımında bir ön zenginleştirme prosesi olarak düşünülmektedir. Bazı tesislerde gravite sonrasında uygulanmakta ve böylece amalgamasyon işlemi devre dışı bırakılmaktadır. Çok az sayıdaki tesiste, flotasyonla elde edilen konsantre doğrudan izabeye gönderilmektedir. Amalgamasyon Amalgamasyon, altının civa ile bileşik yapabilme özelliğine dayanır. Altın-civa arasındaki yüzey gerilimi, altın-su arasındaki yüzey geriliminden çok daha düşük olduğundan pulp içinde altın yüzeyleri cıva ile kaplanır. Yüzey gerilimlerinin yüksek olması nedeniyle Elektrum (AuHg) dışında diğer altın mineralleri, civa ile amalgam yapmazlar. Bu yöntem, genellikle iri taneli nabit altın içeren cevherlerin gravimetrik yolla zenginleştirilen konsantrelerine uygulanır. Amalgamasyon için altın yüzeylerinin temiz olması gerekmektedir Civanın çok zehirleyici olması ve kullanımının isçi sağlığını ve çevreyi olumsuz yönde etkilemesi nedeniyle amalgamasyon ile altın üretimini giderek azaltmaktadır. Kimyasal Zenginleştirme – Liç Uygun kimyasal reaktifler kullanarak bir cevherin içerdiği kıymetli metal ya da minerallerin kimyasal yapılarını değiştirmek suretiyle zenginleştirme işlemine kimyasal zenginleştirme denir. Kimyasal zenginleştirmelerin büyük çoğunluğunda kimyasal çözünürlük farkından yararlanılır. Liç adı verilen bu yönteme göre, uygun bir çözücü aracılığıyla, kıymetli metal ya da metallerin seçimli olarak çözeltiye alınması sağlanmakta ve bir sonraki aşamada da bu yüklü çözeltiden seçimli olarak kazanılabilmektedir. Kıymetli metal içeriği yüksek olan cevherlerin gittikçe tükenmesi sonucunda yüzyılın son çeyreğinden itibaren, düşük tenörlü ve ince dağılımlı kıymetli mineral içeren cevherlerin değerlendirilmesi önem kazanmıştır. Pirometalürjik yöntemler ve fiziksel zenginleştirme ile kazanımın teknik açıdan zorluklar çıkarması ve maliyetleri yükseltmesi sebebiyle kimyasal zenginleştirme, endüstride daha geniş bir kullanım alanı bulmuştur. 20 Yerinde Liç Bu yöntemde liç çözeltisi, eski maden ocaklarında ya da çözeltinin kolaylıkla dolaşabileceği yataklarda üstten verilerek uygulanır. Çözelti, gözenek ve çatlakları dolaşarak sistem içinde temas ettiği kıymetli metalleri çözerek bünyesine katar. Yatağın alt seviyelerinde biriken bu çözelti de yeryüzüne basılarak değerlendirilir. Yığın Liçi Düşük tenörlü cevher yataklarında altını kazanmak için “yığın liçi” yöntemi uygulanır. Cevher, yerel topoğrafyaya bağlı olarak düz bir zeminde ya da eğimli bir yamaca yığılabilir ve yığının kapladığı alan yüzlerce dönüme kadar ulaşabilir. Liç çözeltisi ise, yığının üzerinden yağmurlama şeklinde püskürtme veya damlama usulüyle bırakılır. Çözelti, taneler arasından ve gözeneklerden süzülerek kıymetli metalleri bünyesine katar. Daha sonra da yığının en alt seviyesinde “pad” adı verilen sızdırmaz tabaka üzerinde bulunan toplama boruları aracılığıyla bir başka sisteme aktarılır (Şekil 16). Düşük tenörlü (< 3 gr/t Au )ve altının çok küçük tanecikler halinde dağıldığı oksitlenmiş, açık işletmeyle işletilebilecek cevherler için günümüz koşullarında ekonomik olabilen tek yöntemdir. Altın kurtarma veriminin düşük (% ) olmasına karşın gerek yatırım ve gerekse işletme maliyetlerinin düşüklüğü nedeniyle yaygın bir uygulama alanı vardır. Örneğin Uşak-Kışladağ Altın Madeni, Erzincan-Çöpler Altın Madeni ve Kayseri-Himmetdede Altın Madeninde altının çözündürme işlemi yığın liçi ile yapılmaktadır. Şekil Yığın liçi prosesinin akım şeması. 21 Süzülme Liçi Yığın liçinden farklı olarak, tenörü daha yüksek ve boyutu 5mm ile 0,1 mm arasına küçültülmüş cevher kullanılır. Ayrıca kullanılacak olan çözeltinin, yığın liçine oranla daha iyi kontrol altında tutulması istenirse, süzülme liçi tercih edilir. Uygulamada; tank ya da tekne kullanılır. Her ikisinin de tabanında filtre ve onun da altında yüklü çözeltiyi toplama kanalı bulunmaktadır. Tankın üzerinden verilen çözelti cevher tanelerinin arasından aşağı doğru süzülür ve değerli metal yönünden yüklü hale gelen çözelti tabandaki borular aracılığıyla istenen konsantrasyona ulaşılana kadar devir daim ettirilir. Liç çözeltisinin kontrolü ve yüklü çözeltinin toplanması açısından yığın liçine göre daha avantajlı görünen bu yöntem, liç işlemi sonunda tank içinde kalan malzemenin taşınması gerektiği için yığın liçine göre daha masraflıdır. Tank Liçi Genellikle yüksek tenörlü fakat ince taneli altın cevherlerine yaygınca uygulanan bir liç yöntemidir. Altın kurtarma verimi yığın liçine göre yüksektir (% ). Tank liçinde cevher kırma işleminin ardından değirmenlerde öğütülerek un haline getirildikten sonra siyanürle altının çözündürülmesi işlemi, yığın yerine çelik tanklarda yapılır. Çok ince boyutlu ve serbestleşmiş tanelerden kıymetli metalin çözeltiye geçmesi bu yöntemde daha kısa sürede gerçekleşmektedir. Bu şekilde liç süresinin kısalması sebebiyle endüstride kullanımı gittikçe artmaktadır. Örnek olarak Bergama - Ovacık Altın Madeni ve Gümüşhane - Mastra Altın Madeninde altının çözündürülmesi tank liçi yöntemi ile yapılmaktadır. Liç işlemi sonrasında, değerli metalin kazanılması gerekir. Bunun için, çinko ile çöktürme (Merrill-Crowe prosesi) veya aktif karbona soğurma tekniklerinden biri uygulanır. Çinko ile Çöktürme (Merrill Crowe) Prosesi Siyanürleme prosesinin geliştirilmesinden kısa bir süre sonra, ’lü yılların başlarında bulunan ve bugün artık yerini aktif karbona bırakmakta olan Merrill Crowe prosesi, esasen sıvı fazdaki değerli metalin çinko tozu yardımıyla prensipte edilmesidir. Altın içeren çözeltilere oksijeni uzaklaştırıldıktan sonra çinko tozu eklenir ve altın indirgenir. Zn+2Au(CN)2  Zn(CN)4+2Au0 Kalıplara dökülen dore külçe elektrolizle saflaştırılır. 22 Aktif Karbonla Kazanma Merril-Crowe prosesiyle mukayese edildiğinde, ekonomik üstünlüğünün yanı sıra, teknolojik avantajlar da sağlamaktadır. Refrakter cevherlerin ön plana çıkmasına bağlı olarak, altın üretiminin düşmesi beklenirken, tam tersi olmuş ve son 30 yılda dünya altın üretimi ikiye katlanmıştır. Burada, temel faktörün aktif karbona soğurma prosesi olduğu düşünülmektedir. Bugün dünya altın üretiminin yaklaşık %70’inde bu proses vardır. Sıvı Haldeki Altının Tekrar Toz Hale Getirilmesi ADR (Adsorption-Desorption-Resorption ) Cevher içindeki katı haldeki altın tanecikleri, liç yöntemiyle siyanür ve oksijen yardımıyla çözülerek altının suya geçmesi sağlandıktan sonra sıvı haldeki çözünmüş altın ADR tesisine gönderilir. Burada sıvı faza geçmiş olan altın, hindistan cevizi kabuğundan yapılan mercimek büyüklüğündeki aktif karbonla muameleye sokulur. Sıvı fazdaki altın ve gümüş, aktif karbon tarafından soğrulur. Altın ve gümüşü bünyesinde toplayan aktif karbonlar, özel elekler yardımıyla ortamdan uzaklaştırılır ve üzerindeki altın ve gümüşler sıyırma ünitesine gönderilerek belirli bir sıcaklık ve basınç altında gerekli koşullar sağlanıp sıyrıldıktan sonra altın ve gümüş yüklü solüsyon, elektroliz ünitesine gönderilir. Elektroliz ünitesinde katotta toplanan altın ve gümüş, basınçlı suyla yıkanmasının ardından filtrelenerek, kurutma fırınında kurutulup ergitme fırınına gönderilir. Burada ergitilerek potalara dökülür. Potalardan çıkarılan altına “Dore Külçe” denir. Madenden üretilen dore külçeler, saf altın değildir. Bunlar altın rafinerisine gönderilerek içindeki gümüş, bakır, çinko vb. metallerden arındırılarak saf altın (% 99,) haline getirilmektedir. 23 8. Sonuçlar ve Öneriler Ülkemiz üç ana tektonik kuşağın (Pontid, Anatolid, Torit) etkisinde olup, porfiri, epitermal ve plaser tipte altın yatakları için önemli bir potansiyele sahiptir. Cumhuriyetimizin kuruluşundan bugüne kadar devam eden kamu ve özel sektör aramacılığı altın fiyatlarının düşüş göstermesi sebebiyle azalmıştır. Buna rağmen altına olan ihtiyaç hiçbir zaman düşmeyeceği ve yerine alternatif olarak kullanılabilecek materyallerin olmaması da dünya piyasalarında altının yerinin her zaman olacağını göstermektedir. Ülkemizde arama çalışmaları ağırlıklı olarak Ege, Marmara ve Karadeniz bölgelerimizde devam etmektedir. Buralarda devam eden aramalar ile ekonomik olarak işletilebilecek altın yatakları ortaya çıkarılması beklenmektedir. ’li yılların ortalarında dünya altın rezervleri ton civarında iken Avustralya, Peru, Güney Afrika ve ABD’de yapılan arama ve rezerv geliştirme çalışmaları neticesinde dünya altın rezervleri yılı itibari ile tona ulaşmıştır. Bu rezerv içindeki en büyük pay Avustralya, Rusya, Güney Afrika, ABD, Endonezya ve Peru’ya aittir. Ülkemiz ise günümüze değin hesaplanan ton rezerv ile %2’lik paya sahiptir. Ülkemizde cumhuriyet döneminde resmi olarak altın üretimi yılında İzmir-Bergama’da Ovacık altın madeninde başlamıştır. Üretim başlangıçta 1,4 ton/yıl seviyesindeyken yeni açılan altın madenleri ve gerçekleştirilen kapasite artışları ile maksimum seviyeye 33 ton ile yılında ulaşmıştır. Günümüzde aktif olarak 9 projede altın üretimi yapılmaktadır. Bu işletmelerin yılı altın üretimi 27,9 ton ( ons) olarak gerçekleşmiştir. Dünya pazarında altın fiyatları ’li yılların başında $ seviyelerinde seyrederken, ons fiyatı yılında $’a ulaşıp günümüzde $ seviyelerine gerilemiştir. Bunda en büyük etken dünya genelinde metal fiyatlarındaki düşüş ve Çin Halk Cumhuriyetini büyüme rakamlarının geçmiş tarihlerdeki kadar yüksek olmamasından dolayı gerileyen talep olarak yorumlanmaktadır. Altının en çok talep gördüğü alanlardan biri mücevher endüstrisidir. Aşırı yükselen altın fiyatları mücevher amaçlı kullanımı olumsuz etkilemektedir. Küresel kriz yaşandığı dönemlerde altın talebinin mücevher endüstrisinden yatırıma doğru kaydığı görülmektedir. Ekonomilerde yaşanan olumlu gelişmeler mücevher olarak fiziki altına olan talebi arttırırken, kötüleşme sinyalleri mücevhere olan talebi daraltıcı etki gösterir. Kriz döneminde metal 24 fiyatlarında genel bir artış yaşanmasına rağmen, altın diğer metallerden daha popüler bir yatırım aracı haline gelmiştir. Ülkemizde altın yatırımları büyük ölçüde fiziki olarak yapılmaktadır. Her geçen gün azalan rezervlerle birlikte düşük tenörlü cevherlerin de üretilmeye başlanması ile liç yöntemleri daha sık kullanılmaya başlanmıştır. Liç yöntemleri ile cevher zenginleştirmenin maliyeti ve günümüz teknolojisinin geldiği boyut açısından neredeyse alternatifsiz bir zenginleştirme yöntemi olduğu gerçeğini ortaya çıkarmaktadır. Liç işlemleriyle, cevher kazanımı konusunda elde edilen yüksek verim ve az maliyet, maden üreticilerini kendisine çekerken, alınacak önemli çevresel tedbirlerle sorunsuz bir maden işletimi gerçekleştirilebilmektedir. Türkiye’de maden işletmeciliği için 11 kadar resmi kurumdan 23 kadar işlem yapmak ve izin almak gerekmektedir. Ayrıca, sık sık değişim yasal maden mevzuatı yatırımcının işlerini zorlaştırmakta ve sektörden özellikle yabancı yatırımcıyı uzaklaştırmaktadır. Bu nedenle, riski yüksek olan aramacılığa yatırım yapılmasını sağlayacak kolaylıkların sağlanması gerekmektedir. Ayrıca, altın üretimi günümüzde sürdürülebilir çevre gözetilerek yapılmakta ve çevreye etkileri azaltıldığından bu konuda kamuoyunun da bilinçlendirilmesi yönünde çalışmalar yapılması gerekmektedir. 25 26 9. Referanslar Baştürkçü, H. Altın Madenciliği ve Siyanür. İstanbul Teknik Üniversitesi, Madencilikte Özel Konular 2. Bektimuroğlu, O. Dünyada ve Türkiye’de Altın, MTA, Ankara. Kerti. I. Nadir ve Kıymetli Metaller Metalurjisi. Okyay, V. Cevher Zenginleştirmede Liç Yöntemi. T.C. Başbakanlık Devlet Planlama Teşkilatı Dokuzuncu Kalkınma Planı Madencilik Özel İhtisas Komisyonu Raporu. Yayın No: , ÖİK: funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info funduszeue.info 27

T&#;rkiye Altın Madeni Haritası: T&#;rkiye'de Nerelerde Altın Madeni Vardır? Altın Nasıl &#;ıkartılır?

Haberin Devamı

Türkiye Altın Madeni Haritası(Büyük halini görmek için haritaya tıklayınız.)
Kaynak: funduszeue.info



Altın Nasıl Çıkartılır?

Altın, magmanın (erimiş kaya) zamanla katmanlaşması sonucunda toprağın belirli katmanları arasında oluşuyor. Dere yataklarında da rüzgâr ve suyun etkisiyle oluşabiliyor. Altın, diğer maddelerin arasında olduğundan ayrıştırma tekniğiyle ortaya çıkarılıyor.

Madenlerde toprağın ve katmanın kazılması şeklinde altın yatağı bulunuyor. Bazı durumlarda, kepçelerle büyük kaya parçaları koparılıp, mikserlerde öğütülüp, elenerek altın ortaya çıkarılıyor.

Öğütme sonucunda küçük parçalara ayrılan cevherler, liç tanklarına aktarılıyorlar. Liç tanklarının içinde sodyum siyanür ve hafif oksitleyici çözeltiler bulunuyor. Siyanürlü uygulama sayesinde en küçük altın tanecikleri ortaya çıkarılıyor. Siyanür uygulaması altın kalitesinin düşük olduğu durumlarda kullanılıyor.

Türkiye'de Nerelerde Altın Madeni vardır?

Türkiye altın yatakları bakımından dünya altın rezervinin %0,5’ini kapsıyor. Fakat altın tüketimi fazla olduğu için yeteri kadar altın üretilemiyor ve önemli miktarda altın ithal ediliyor. Türkiye’de özel işletme sayısının artması sonucunda yılında ton olan altın üretimi yılında %40 artarak 38 tona çıkmıştır.

Türkiye’de faal olan ve işletilen altın madenleri şunlardır;
1- Artvin; Hot
2- Balıkesir; Çoraklık, Kubaşlar, Kızıltepe, İvrindi
3- Çanakkale; Lapseki, Kirazlı, Akbaba
4- Erzincan; Çöpler
5- Eskişehir; Kaymaz, Sivrihisar
6- Fatsa; Altıntepe
7- Gümüşhane; Mastra, Midi, Mescitli
8- İzmir; Ovacık, Çukuralan, Efemçukuru, Seferihisar
9- Kayseri; Himmetdede, Kaş, Öksüt
Konya; İnlice
Manisa; Sart
Niğde; Bolkardağ
Sivas; Bakırtepe
Uşak; Kışladağ (Avrupa’nın en büyük altın madenidir.)

Çanakkale’de Küçükdere, Madendağ; Ankara’da Gicik; Hatay’da Kisecikköy / Akıllıçay madenleri pasif durumdadır.

nest...

çamaşır makinesi ses çıkarması topuz modelleri kapalı huawei hoparlör cızırtı hususi otomobil fiat doblo kurbağalıdere parkı ecele sitem melih gokcek jelibon 9 sınıf 2 dönem 2 yazılı almanca 150 rakı fiyatı 2020 parkour 2d en iyi uçlu kalem markası hangisi doğduğun gün ayın görüntüsü hey ram vasundhara das istanbul anadolu 20 icra dairesi iletişim silifke anamur otobüs grinin 50 tonu türkçe altyazılı bir peri masalı 6. bölüm izle sarayönü imsakiye hamile birinin ruyada bebek emzirdigini gormek eşkiya dünyaya hükümdar olmaz 29 bölüm atv emirgan sahili bordo bereli vs sat akbulut inşaat pendik satılık daire atlas park avm mağazalar bursa erenler hava durumu galleria avm kuaför bandırma edirne arası kaç km prof dr ali akyüz kimdir venom zehirli öfke türkçe dublaj izle 2018 indir a101 cafex kahve beyazlatıcı rize 3 asliye hukuk mahkemesi münazara hakkında bilgi 120 milyon doz diyanet mahrem açıklaması honda cr v modifiye aksesuarları ören örtur evleri iyi akşamlar elle abiye ayakkabı ekmek paparası nasıl yapılır tekirdağ çerkezköy 3 zırhlı tugay dört elle sarılmak anlamı sarayhan çiftehan otel bolu ocakbaşı iletişim kumaş ne ile yapışır başak kar maydonoz destesiyem mp3 indir eklips 3 in 1 fırça seti prof cüneyt özek istanbul kütahya yol güzergahı aski memnu soundtrack selçuk psikoloji taban puanları senfonilerle ilahiler adana mut otobüs gülben ergen hürrem rüyada sakız görmek diyanet pupui petek dinçöz mat ruj tenvin harfleri istanbul kocaeli haritası kolay starbucks kurabiyesi 10 sınıf polinom test pdf arçelik tezgah üstü su arıtma cihazı fiyatları şafi mezhebi cuma namazı nasıl kılınır ruhsal bozukluk için dua pvc iç kapı fiyatları işcep kartsız para çekme vga scart çevirici duyarsızlık sözleri samsung whatsapp konuşarak yazma palio şanzıman arızası